16 Eylül 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 12

16 Eylül 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HABER — Akşam vesta» 18 EYLÜL — 1988 ig» BİÇKİ ve DİKİŞ «3x Esaslı öğretip musaddak diploma veren Nektar K.Zarukyan | | Talebe kaydına başlamıştır. Pazar- | dan maada hergün 9-12 ve 14 - 18€ kadar müracaat kabul olunur, Ad- res: Beyoğlu Altmbakkal Babil caddesi No, 63. | Güzellik ve sıhhat için ilk şa yemek bazan insan kendisini İ tutamıyarak İ bir bayram, ziyafet İ ya davette mutattan | fazla yer ve İçer, Fa- | kat çok geçmeden vös | cndda ağırlık Midede ekşilik o veya o kusma lüzumu elhası Obirke yif bozukluğu hissedilir, man derhal yarım taze suya hir kah 'giği ğı Mazon katarak iz. Keyifsizlik alâ“ metleri zall Iour. İçilme si gayet Htiftir. Tesiri seri, kolay, tabif katldr. Vücudunuzda ağrı, sancı, 2151, kırgınlık, ürperme hisseder etmez hemen bir kaşe kullanmaktır DI | | l , Dişleri | Dişler çehreyi güzelleştirir po) uapuraadej ue sağlamlaştırır Baş ve diş ağrılarına, gripe, soğuk algınlığına, romatizmaya karşı en tesirli ve hiç zararsı” ilâçtır, 1ıgop9 Y IZluejdeyiy do1YyoWN RADYOLİN dişleri temizler ve parlatır, mikroplar! yüzde yüz öldürür, diş etlerini besliyerek hastalar” malarına mani olur, ağız kokusunu keser, Dr. Necaeddin Atasagun Sabahları 8,30 a kadar ve akşam. ları 17,20 de Lâleli Tayyare Apr. 2 ncidaire No. 17. Okuyucuları. nizdan pâra almaz. (Tel: 23953 . ZTUISI İcabında gunu » kuşe almabilir. İs. mine dikkat, Taklitlerinden sakınınız ve Gripin yerine başka bir marka ve. rirlerse şiddetle reddediniz. DD Ek Şemmülmekicp a YATILI YATISIZ Ana — ilik — Orta İstanbulun en eski ve ciddf özel okuludur, Yuva » İlk - Orta kısımlara hergün yatılı, yatısız kız ve etkek talebe yazılır, Leyli için çok sıhhi bir binadır. dile. kısım Güediisük » ve sonum sınıflarda Fransızca, Orta kısımda Fransızca, İngilizce, Almanca dersleri vardı Tasiri kati içimi kolay: en iyi müshil şekeridir m Beşiktaş: Yılânr- Telr42202 RENEE Bilâfum eczanelerdö bülunsür. 262 BURİDAN BURİDAN Haşarat JYatağını muhasara eden as- kerlerden biri olsaydım... İlk evvel ora. ya girmek ve onu elimle öldürdükten sonra cesedinin üzerinde de kendimi öldürmek isterdim, Asıl beni öldüren şey nedir bilir misin? Mirtiyin orada bulunmasıdır. O da Haşarat Yatağın- da., Eğer Büridan ölürse o menhus kı- xn kucağında ölecektir! Ölünciye ka - dar biribirlerini sevmiş olacaklar, Halbuki ben... — Demek Mirtiy de Haşarat Yata- Zında'öyle mi madam?, — Evet, orada imiş. Bunu bana Marinyi yani babası haber verdi. Ora- da Büridanla berabermiş. Kraliçe bunları söyliyerek ayağa kalktı. Rengi'sapsarı kesilmişti, Göz- derinden ateşler açılıyordu. — Ancak, dedi, her ikisinin de öldü. ünü öğrenmekle müteselli olacağım. Uzunca süren bir süküt öldu. İki ka- dın da derin düşüncelere dalmışlardı. Nihayet Mabel — Evet, dedi, bu sizin için müthiş bir teselli olacak. Artık onları kimse kuttaramaz, değil mi madam? — Evet, kurtulmalarına imkân yok- tur. Ben onların ikisini de ölüme mah” küm ettim. Öleceklerdir! Mabel kraliçenin dairesinden ayrıldı, gizli merdivenlerden inerek Luvr'dan çıktı, Bastığı yeri bilmiyecek kadar ye. is ve ıztırap içindeydi. Kendi kendine söyleniyordu : — İkiside ölecek ve onları kimse kurtaramıyacakmış öylemi? Pekâlâ Margrit, sen de gebereceksin! Mabel alelâcele İnnosan mezarlığın- daki perili eve koştu. Zümrütleri getiren asker Rüller orâ- da intikam zamanını bekliyordu, Ma- beli görünce heyecanla; — Vakit geldi mi? diye sordu. — Hayır Reller, daha vakit gelme. di fakat çok yakım. Beni dinle: Bu © dada bir kâğıt tomarı vardır. Eğer kral Ço —— ————— a ———— bu kâğıtları okuyacak olursa Margrit hapı yutar, idam edilir. Alacağın inti- kam tasavvurundan daha müthiş ola" cak. Ben birkaç gün buradan ayrılmak mecburiyetindeyim, Geldikten sonra ne yapılmak İâzımgeldiğini sana söy. liyeceğim, Eğer üç güne kadar gelmi- yecek olursam yalnız başma işe başlar- Sin... Mabel heyecanla konuşuyordu. As- ker sordu: — Peki ama bu kâğıtlar nerede? — Üç gün sonra döndüğüm zaman söyliyeceğim. Fakat ben Üç güne kadar dönmezsem şen arar, bulursun. Mu, hakkak bulacağına emin ol... Şunu ak- lından çıkarma ki bu kâğıt tomarı kra- liçeyi zehirden ve hânçerden daha sağ” lam olarak öldürür. Mabel bunları söyledikten sonra Rullere veda edip evden çıktı. Ne ya” pacaktı? Oğlu Büridanla Mirtiy'i kur- tarmağa mı teşebbüs edecekti, Yoksa kendisi de onlarla beraber mi ölecekti? Bunu kendisi de bilmiyordu. Fakat bü- tün varlığiyle arzu ettiği şey Büridanı görmek ve ona; “Ben senin annenim!,, diyebilmekti. Mabel iki gün haşerat yatağının et. rafında dolaştı. Evvelâ oraya kolayca girilebileceğini düşünmüştü. Fakat ilk rastladığı nöbetçi onu mızrakla karşı la: ve içeri bırakmadı, Haşerat yata- ğa giden bütün yolları aynı şekilde müfrezeler ve nöbetçiler kapamıştı. İkinci günün akşamı, hücumun er tesi günü yapılacağını askerlerin ko. nuşmalarından anladı. Bir taşın üzerine oturarak iki saat düşündü. Haşerat ya” tağına girebilmek için hiçbir çare bü- lamadı, Büyük bir ıztırap içinde kıv ranryordu, Büridanla aralarında iki yüz metrelik bir mesafe vardı. Fakat işte onun yanına gidemiyordu. Birdenbire ayağa kalktı ve Luvr'a dağru koşmağa başladı. Acaba bir çare mi. bulmuştu? Mabel hiçbir çare bula. maâmıştı, fakat Ümüt ediyordu: Eru” > çenin ayaklarma kapanacak, her itiraf edecek ve Büridanın kendisiyle Valuvanm oğlu olduğunu, Bigorn'un nehre atacağı çocuk olduğunu söyliye- cek ve oğlu için af istiyecekti. Saat on bire geliyordu. Şehirde de- rin bir sükün hüküm sürüyordu. Yal nız her taraftan haşerat yatağına doğ” fu ilerliyen askerlerin mızrak gesleri ve gürültüleri işitiliyordu. Lurvr'da kapılar kapanmış, mütehar- harrik köprüler kaldırılmış, hendekler Su ile doldurulmuştu. Fakat Mabel s2- raya her vakit gizli methalden girebi. lirdi. Mabel uzun koridorları geçtikten son ra kraliçenin yatak odasma girdi, kim se yoktu. İbadet odasiyle diğer odalar: da dolaştı. Bunlar da boştu. Prenses Jan ve Blânş odalarında u- yuyorlardı. Bütün hizmetçiler de yer- lerine çekilmişlerdi. Yalnız Juana bek, liyordu. Genç kız pek müteessir görür iyordu, Çök ağlamış gibi gözleri kıp kırmızı idi, Mabel, kızım bu heyecanının farkın- da olmadı, ona: — Eraliçe nerede? diye soru, — Çıktı... Pek müthiş şeyler oluyor, — Evet, haşerat yatağına hücum e- diliyor. — Yok, yok... Kralın yanında, Mabel, bu sözler Üzerine Juana'nm yüzüne dikkatle baktı, Kızın bir şey. ler söylemek istediği halde ceşaret © demediğini anladı ve sordu: — Bana itimadın var, değil mi kt sm? dedi, birçok işleri yoluna koyma- ğa muktedir olduğumuda bilirsin. Söyle bakayım, kral haber mi aldı? Jusna içini çekerek cevap verdi; — Hayır, kral daha kraliçeden şüp. helenmiyor... Fakat... Pek müthiş... Ne yapmalı? - Canrm söylesene! O değil. Burada. Juana sesini alçaltarak : — Ah, dedi, biçare delikanlı Filip dö Nel... — Ey, ne olmuş? — Söyliyeceğim, Biliyorum ki sizin elinizden pek çok iş gelir. Kraliçeyi ne kadar sevdiğimi, ona ne kadar $a“ dık olduğumu bilirsiniz. Fakat o de- likanlıyı da ölmeğe bırakamazdım, O- nu gördüm, orada... Mabel kızın sözünü kesti: — Sen Filip dö Nel'i gördün mü — Evet. — Zındanda mı? — Evet, orada bulunduğunu krala haber vermemi rica etti, Ben de krala haber verdim!. — Kraliçenin haberi yok değil mi? — Haberi var... Fakat Krala benim haber verdiğimi bilmiyor. Oh zavallı” bın bali pek müthiş. Kurtarınız, kur. tarınız onu... — Kimi kurtarayım, söylesene, 8€“ fil kız! — Filip!.. Kraliçe Strajildo'nun ya tımda idi, Strojildo zındana inecek Anladınız ya?. Kraliçe Flipin söz söy“ lemesini istemiyor! Mabel, hemen dışarı fırladı, Juana, Mabelin Filip Strajildo'nun elinden kurtaracağıni düşünüyordu. Halbuki Mabel Flple meşgul değildi O, biran evvel Kraliçeyi görmek isti. yordu, Kraliçenin de aslanlı bahçede Strajildo'nun yanmda bulunduğunu öğrenmişti, On dakika sonra “arslanı; babçey€ vardı. Oraya vaktiyle kapılandırdığı ve kendi adamı olan bir uşak Mabele, kr#" liçenin geldiğini, Strajildo ile gizlice uzun müğdet konuştuktan sonra hef ikisinin beraber gittiklerini haber ves” di. Uşak kraliçe ile Strajildo'nun Nel kulesinin karşısında nehirde bağlı safı” dala bindiklerini de görmüştü. z Mabel; Acaba böyle bir gecede Ne? *wlesinde Margaritin ne işi var, dİY”

Bu sayıdan diğer sayfalar: