11 Kasım 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 8

11 Kasım 1939 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

- Bayram Şarkısı-. Gezelim eğlenelim Gülelim, söylüyelim, Hep beraber diyelim: Yaşasın bayram! Bana hediye geldi, Hepsi de ne güzeldi! Mer güzele bedeldi Getiren ablam! > Babam almış bir davul, Annem almış bir bavul Önümde darma, savui! Çiğnerim seni! r Sevincim çok büyüktür, Yaşım #ira küçüktür. Adini yavra bir Türktür, Tebrik et benli — Ne tuhaf şey! hayvanın dişlerini ağzının dışına koymuş lar! — Belki GÖRMEMİŞLER Anasleri çocuklarma: — Masanın üzerinde üç elma vardı, seye hir, tane kaldı? diye sordu ?, Çocuklardan biri; — A! dedi, Onu görmemiş 6 - lacağız! HİZMETÇİ Hizmetçi şikâyet ediyordu: — Elinden biriş gelmiyor, kırdığı tabağın, fincanm haddi hesabı yok. — Kırdıklarnm paraamı ayl. ğından kessene? — Aylığı yaptığı zararlara ye tişmez ki! — Öyleyse arttır, Amerikalıların garip adetleri Amerikadaki bazı hükümet - lerin bölediye kanunları arası da şöyle bir madde vardır: “Yolda merkepleri saatte cn kilometreden fâzla sürmek ya. saktır.,, Otomobillerin, motosikletle . | rin, bisikletlerin süratini kış - « ek için sebep var ama, esasen pek hızlı gitmeyen eşeklerin sfi- ratini tahdit etmeye no lüzum var acaba? ÇOCUK SAYFASI Bilmece kuponu 11 İKİNCİTEŞRİN ağzımda yer kalma - muştır...? | Şen Sözler & İ dariyordu Tamam üç gün mekteb yok, İ Oyun ve eğlence çok. Bir elimde yayla ok, Nişan alırım! a Uzak bizden her keder Değiliz hiç mükedder, Sen de gelirsen eğer Memnun kalırım. #4 Gider kırda oynarız, Hava fonaysa yalnız, Evinizde kalınız, Sokağa hiç çıkmaym! , # Kitab okuyun evde, Çalışm yine deme. Karışmaz size kimse, Okumaktan bıkmayın. re TOP KİMİN? Sokakta oynarken topu bir bahçeye kaçırmıştı, Bahçenin. sa. hibi biraz sonra topu buldu, du- vardan uzatiş: — Bu top senin mi, oğlum? — Bahçenize bir zarar mi yap u? — Hayır. — O helde benim... DOĞRUSU Turguda sordular;: — Orhan nasil bir çocuktur? — Çok iyi, gok seki, bilgil, çalışkan bir çocuktur. — Pakst o fena şeyler söylüyor. Turgud hiç istifini bozmadr: — Demek, dedi, oda benim gbi. düşündüklerini aksini söy. | lüyor... senin hakkmda BAROMETRE Çocuk koşu koşu annesine geldi: | — Anne! dedi, (o Barometre düştü, — Başa? — Bilmiyorum, © penceröden attım, hörhalde zemin katma ka- dar düşmüştür... İSTİRAHAT Kilçiik Ayten yaramaz bir kır, d. Bir gün bir misafir geldi. Baktı kızcağız pek uslanmış: — Maşallah, deği, artık ağla . muyorsun, uslu bir kız oldun şe Mba? Ayten kaşlarını kaldırdı: — Hayır, dedi çattı, bem dinleniyorum. h BASİT CEVAP Tarih dersinde öğretmen tale- baye sordu: — Söyle bakalım yavrum, hü- kümdar öldükten sonra çocukları ne oldu? — Onlar da bir mtiddet diktan sonra öldüler. yaşa YALAN İ Çocuğun annesi trehde bile* almamak için, ona daima beş ya, şındayım dedirtirdi. Bir gün an- nesi bir şeyden dulayı kırmız, ba- — Yula #öyliyen çocuklar olur, biliyor musun Çocuk cevab verdi: — Biliyorum ya! Trende be dava gidip gelirler! HABER — Aksım Postası ÇOCUK HAFTASI Bakalım ne çıkacak ? Y/ V yi ti) İ Bu karmakarışık çizgilerden gü zel bir resim çıkarmak büyük bir marifet işi sayılabilir. Değil mi? Fakat bu, gayet kolaydır. Yalnız bir kaç renk boya kullanarak bu nu meydana getirebilirsiniz. Çizgilerin arasmdaki yerleri, içindeki rakamlara göre, boyamak Tâzım. Bunu sulu boya ile veya yalı kalemlerle boyay: N # Hava ile işleyen sant —— Ne elektrik masrafı var, ne kur - mak zahmeti! bu gördüğünüz sa- at hakikaten hava ile işleyor. İs. İ vişrede bundan yirmi sene evvel yapılmış olan bu saat hâlâ işle - mektedir. Daha da senelerce işle- yecek, Saatin esrarengiz noktasını, al tndaki şeylere bakarsanız anlı sınız: Bu saat bir barometre ü- zerine konulmuştur, Barometre ye hava tazyik yapıyor. Buda bir kuvvet demektir. İşte, bir İsveçli mübendisi, havanın bu tazyik kuvvetiriden istifade etme- yi düşünmüş ve hava tazyiki ile işleyen bu saati yapmıştır. * Et yiyen otlar. — Et yiyen otlardan bahsedildiğini heralde işitmemişsinizdir. Öyle ya, hay- yanlar nebat yiyerek geçinirken nebatlar da niçin hayvan yiyerek geçinmesinler? Bu dünyada her şey karşılıklı olur. İşte, tabiat da bunu düşünmüş İ ve ot yiyen hayvanlar yarattığı gibi, et yiyen otlar da yaratmış Yalnız, bu otların midesi gali- ba pek nazik, Vediklerini günler. ce hazmedemiyorlar. “Et yiyen” nebatın yuttuğu böcek, sinek, kelebek gibi şeyler “midesinde” €n aşağı iki üç gün kalıvor İşin garibi neresi biliyor mu sunuz? Bu iki, üç gün zarlırdı nöbat, üzerine en lezzetli böcek- ler, gebe konsa, başını ik mayor. Hazım devam etiğ detçe bu nsl i hayvanerklar tehlike yoktur. Fakat bir kere haztm bitti mi, “Et yiyen,, sebat, derhal ağzın kelebekler, sinekler irrp onlara tak- müd konacık e niz, Renkler, rakamlara şunlardır: 0 — Beyaz (içindeki sayıyı or tadan kaldırmak İçin burasını be- yaz boya ile boyamak icabeder.) 1 — Siyah; 2 — Penbe;3 — Sarı; 4 Yeşil; $5 — Mavi; 6 — Kırmızı; 7 — Kahverengi Haydi şimdi bo başla ym. Bakalım ne ç göre, Şeyler ... açıyor ve hayvanı yutuyor... * Kucakta taşman kızlar! rinde tesadlf edilir. Oralarda a - dettir: Evlenecek bir kıza,dü * ğünden bir kaç gün evvel, bir ilâç verirler. Bu ilâem tesiri ile kız uykuya dalar ve bu uyku bir kaç gün devam eder, O müddet zar fında kızı bir yerden bir yere gö türmek lâzım geldiği zaman ve yâ sırf gezdirmek, hava aldırmak için, en yakın akrabasından bir delikaniı onu kucağına alır, ci üstünde dolaştırır. Aradan bir kaç gün geçip ilâ çın tesiri gidince kız uyanır, © zaman düğün yaparlar... *Mektebe damılan girer misi- niz? -— Size böyle bir sual sorul- sa herhalde tuhafımza gider. Mektebin kapısı dururken baca. | sından girmekte ne mana var, de*| mur! gil mi ya? Fakat size bir şey “öy leyeyim de ister ister inanmayın: Bazı iranın, memleketler de çocuklar mekteplere damındaki pencerelerden girerler! Neder mi? cünkü mektebin kapısı yok. tur da ondan! bunun da sebebi şodür: Oralarda kışın son derece 40- binanm duk, yazın da son derece «ek olar. Kışın caktan en muhefazalı yer de (op. rağm altıdır. İşte, çok binaları ve evleri old. mektepleri de yer âl soğuktan, yazın &- arala, muışlardır. Bu binala tprağn & di içeri damına açılan, hem pencere, hem kapı vazifesini gören delik - lerden girerler... damları | | | Bunlara Hindistanın bazı yerle ARİ ALİİİİİLEİ Kristof K ARARARARAAAMA Yazan: günün tebliği VASFI RIZA 1 20 ağ 14 İKİNCİTEŞRİN — olemb'un Yumurtasına Joğru" 708 resmilerinden İsimlerini gördüğüm kasabala” kasıp dükkânına döneceğini 1 düşünememiştim. Salğburgta (o Münihe - kadar Almanların meşhur otomobil yo. İ undan gittik. İsmine “Rayş oto ban, O dedikleri, mühendisliğin * ve memleket imarmın; hepsin. den daha mühimmi “harp hazır- ı ,, muazzam bir eseri olan goseye “yol,, değil — “âbide, demek daha doğru olur. Dört parçaya ayrılan bu yol- da bir otomobil kazasına imkân yoktur, 120 - 130 kilometre sür. atle gittiğim bu, ucubucağı gel mez (beton döşeme) en İnce he- sap ve en modern bir düşünce ile İ yapılmıştır. Fennin en güzel €- seri Üzerinde insana bir kabra İ manlık hissi geliyor. Türkiye hır dutları dahilinde, kilometre saa- tini seksenden öteye aşıramayan benim gibi ihtiyatlı bir şoför için 130 kilometre sür'ati yapabil- mek kadar heyecanlı bir şey olur mu ?. Bu uzun yolun ucun Mü, | nin şehrine girerek bittiği zaman ben de, yarıştan birinci çıkmış | bir cokey gibi sağıma, soluma bakıp alkış sesleri işidir gibi ol | dum, Şaka değil, 125 Kilometre | i uzunluğundaki yolu, bir hamlede ! ahvermiştim... “üs Münihte, bir gecelik misafir- Ukten sonra yolumuza devam et- tik. Almanyanm en büyük ve çok kalabalık şehirlerinden biri olan Münihten böyle çabuk ay. rümak biraz güçtürama,ne ©& dersiniz ki, gidecek yerlerimiz uzun... Yoksa vaktim olsaydı: öperasiyle, müteaddit tiyatrola- iyle, bir çok gecelerimi zapte- , Ama, bu seferki siyahati, miz Avrupa değil, Amerikaydı.. Avrupanın bu şehirlerinden mümkün mertebe sür'atle geçe“ cektik, Fakat Nuh tufanı mı olacak nedir? Edirneden itibaren, yirmi dört saat sürebilen, açık bir ha- vaya hemen hemen tesadüf et- dik, ber tarafta bir gayritabii, var. gökler çatlamış gibi akan yağmurlardan baş alıp sür atle yürümek kabil olmuyor ki .. Evvelâ bir fırıtma başlıyor. A gaçları inletip, ekinleri ezerek, gelip bütün şiddetiyle otomobile bir çarpıyor! Sonra kara kara bu- lutlar ufuktan sökün edip, manda gibi Üzerimize bütün öyle çöküyor ki... Da- ha sonrada bir yağmur, bir yağ. Altımız dere, oüstümüz ahtelbahir edasiyle su lar altında yürümeğe çalışan o- ! tomobili hızla sürebilmek için bir kaptan mahareti lâzım... Ni- hayet dört gözle beklediğim gü. neş te arzıcndam ettiği zaman | lığı cehennemi bir sicaklık' sörürü i kasvetile sU., | o Ben, veni düryanın sekiz harili bir memleketiyim. (6 ve 8) ind | harflerim kırmızıyı gösterir. (1-3 | ve 6) mc harflerim vücudun bir | kısmıdır. (2-8 ve 7) inci harfleri" | min üzerinden tren yürür. Ben ne- resivim bâlâ bilemedinizse çok yazık. kaplıyor.. O zaman Ja * hararet altında | yürü işin bir deve tahammülü Her gölgenin altımda, BE suyun başında biraz $© p ihtiyaciyle mecburi rr” z das ediyordum. Hülüsa, İ* gel dünyanın şirazesi mi yoz Güneş, fırtına, yağmur. yi rekabete koyulmuşlar! Bi rine hâkim olmağa çal? 4 Onlarda da, bizdeki gibi TF kavgasına benzer bir mü ik i lacak!.. Sonunda iki metr gf çukura gireceklerini uf ii ya yüzü diktatörleri gibi ge da şöhret ve macera ai Ne hikmettir bilmem: ©! bunların da kaprisi Y' kabak dönüp dolaşıp bisi muzda patlıyor... j “Yârâbi nedir bu keşmekii 4 “İnsanın ihtiyacı ki; bir nânedir!.,, / Onu da elinden alırlif”. sağ, ben selimet!.. Kem sörürsan: “vermek,, içi “Almak,, lâzımmış.. Peki © manâ kadar?.. Hocanın “ si gibi tam açlığa alıştık” nzuları dikecekler, haber:€” yokt. 1 sx. İşte böyle! Allahın N uğrayan, koca Avrupa KW” b fırtınalar, yağmurlar, # si mp bulutlar arasından çıkan güneşin de serpil “ hennem ateşi nümeneleriYiz r nıp kavrulduktan sonrâ” ce. nihayet Fransa hududu”? Jaşabildik.. ... gi Elimdeki harita: “Kebi” yi rinin, Almanların hududü gi ğunu gösteriyor. “Oray# gg cak; gümrük ve pasaport çif) melesini yaptırdıktan sop e nehrin üzerindeki söy çecek, Fransizlar (| tö" i “Strazburg, da kendimisi gör! | cağız., hudut hakkındaki matım bundan ibaret e rahat rahat yürliyüp Sİ bu yerler, Avrupanm ©" eri sak topraxlarıymı; i yokmuş... Bugün, tüylerim ÖP M okuduğum tebliği rermif. if mi geçen bu kasabaların “pi kasap dükkâna döne€“f” yali” düşünememmiştim.. Zigfeİİ, gidi no diye, dilimize vird.“ gf) müstahkem mevkileri ÜÜ af) sellemehüsselim yürüy# 2 ğimi şimdi dügündüküe “ey ateş çenberinden dalP cambaza benzetiyorum asi halk” | BİLMECE şans Bu bilmecemizi doğru ag” lerden birinciye Vakit Kalk nesinden 5 liralık kitap. g hakkı, ikinciye 3 Jiralık * pir mak hakkı ve üçüncüye“ il kolonya verilecekti”

Bu sayıdan diğer sayfalar: