15 Temmuz 1929 Tarihli Hayat Dergisi Sayfa 19

15 Temmuz 1929 tarihli Hayat Dergisi Sayfa 19
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

art ık ştu ki ıhenk a mel- tundu. Yemekte tavşan var- dı. Krespel ün beş sevimli kızı meş tirdi. Bütün Si lar vire muhabbet gpösteriyorlar- dı. Ben bunun sebebini ye- e sonra cebinden içi a bulunan küç ei çıkararak onunla tavşan kemikleri Dy oyuncaklar ya- pup sevinçlerindem haykı- ran ocukİr dağıttığı zaman anladım. Krespel onların sa- adetlerinden böylece memr- nun olurken birdenbire Pro- fesör Merklin inin İ i gö- Antonya ne ayaklarını istedi yaşındaki e YAPIYOR v5 Mail tarak Antonya !» re tel Bu acemice sualin tesirini izale itmek iste- ven profesör ona kemanlarını ne halde olduğunu Krespelin çatık çehresi dök hal çıldı: Kemanlar' iyi gid 15 dün birtanasine ben başladım. Gerisini ii o pacak.., Gözleri yaşla dolan Kres- Evet © bir melektir, bağırdı ve gizlemek i heyecandan utanarak ş detle ş şapkasını aldı ve he- pimizi bu garip hareketi müteaccip değil müteessir ederek çıktı ebebini öğrenmek. iste- Bu bir sırdır, diye ce- vap verdi. Vaktile Müşavir Krespel yalnız başına bir hiz metçile şehrin içinde bir evde oturuyordu. Tabiaten münzevi olmasına rağmen bazı kimse- lerin kabul etti. Dost oldu, zk yafetlere davet edildi; bununla beraber garabetleri kendisini dalma yalnız yaşattığı için herkesçe bekâr olduğu zan- çünkü katiyen ai- stmezdi. Bir kaç ay kayboldu. Avdeti gecesin- de apartamanın kuvvetle ay- nediliyor du, dınlatıldığı görüldü ve bir kadın' sesinin bir klavsen ve bir keman refakatında teganni işidildi. Gece yarısına doğru bu taganni Müşavirin sert ve tehditkâr sesile sustu. Bir başka erkek sesi ona şid- detle cevap veriyor ve zaman zaman genç bir kızın iniltileri bu kavcaya karışıyordu. Son- ra merdiven acele adımlarla dı, ve kapının açılıp ev- ayarak çıkan gençbir erine şiddetle kapan- dığı görüldü. Bu adam ken- yakında bekleyen bir basına bindi ve der- hal er ket etti. Krespel'in evin- de ışıklar söndü ve herşey muzlim bir süküne gömüldü. Ertesi günü kimse siması her zamanki gibi sakin olan Kres- peli isticvaba cesaret edemedi. İhtiyar hizmetçi bu sahnenin sırrını muhafaza edemedi, fa- kat bütün bilgi efendisinin Antonya atlı güzel bir kızla avdetinden; kızın sesinin ha- rikulâde güzel olduğundan ve onları takip eden genç bir adamın eve geldiğinden ve espel tarafından pek fena kabul edildiğinden ve çok heyecanlı bir sahneden sonra kapı dışarı edildiğinden, ve nihayet o andan itibaren Kr- espel'in genç kızı gözden key- betmediğinden veona teganni etmeği ve “Klâvsen, çalmağı menettiğinden ibaretti. Hiz- metçi başka birşey bilmiyor- du. Şu halde Antonyanın gü- zel sesi yalnız bir defa işidi- k lebildi. Fakat o zamandan itibaren şehirde hiçbir Mur- ganniye kendisini alkışlata- madı Herkes: *hiç Antonya gibi teganni edemez! diyordu. Müşavir Krespel'in hayatını ihata eden sır benim üzerim- de böyle bir tesir yaptı, HAYAT, 19. Her gece ruyamda onu gö- rüyor ve mukavemetsiz bir kuvvet beni bu eve girmeğe sevkediyordu. Bu husustaki güçlükleri mübalâğa etmiştim, Krespeli ancak iki üç defa Profesörün de görmüş ve nan hakkındaki ihtirasını okşamıştım ki birgün ani bir surette beni evine davet etti. na birbiri arkasınca bü- tün Steydan Tarim gösterdi. Bunlar otuzdan fazla idi. Bir- tanesinden bile aftedilmedim. İçlerinde güzide bir mevki işgal eden ve çiçekten bir çe- lenk taşıyan eski bir Keman vardı ki bunun için bana meçhul bir ustanın eseri dedi. — Bunu pek az, yalnız An- tonya için çalarım; onu çok mütehassis eder, En ricakâr sesimle: “Bana çalmak lütfunda bulunmaz mısınız? dedim. Müstehzi bir tarzda ve heyecanı üstünde “Hayır, benim iyi talebe eten- diciğim,, dedi.Ben şaşırmış bir vaziyette sustum, ve o kabi- nesinin eşyasını göstermekte devam etti. Ayrılırken bana bir çekmececikten çıkarttığı katlamış bir kâğıdı verdi: ienç adam, dedi, siz san'atı seviyorsunuz, bunu kiymetli bir hediye olarak kabul edi- niz.. “we cevabımı bekleme- den beni yavaşça kapıya ka- dar sürükledi, kapıyı burnu- ma kapattı. Evime gelince kâ- gıdı açtım, içinde şu kelimeler- le iki satırlık bir nota parçası vardı: “İlâhi Stamnizin son konserine başlarken çaldığı Kentin ilk parçasıdır. Müşavirden almış olduğum biraz lâübali müsaade, teces- süsümü eksilteceği yerde ar- tırdı.Çünkü ikinci ziyaretimde Antonyayı onun yanında, Kres- pelin dağıtmakta olduğu bir Kemanın parçalarını tanzim ederken gördüm. Bu genç bir kızdı ki mermer kadar soluk yüzüen hafif bir heyecanla firari bir kırmızılık alıyordu, m

Bu sayıdan diğer sayfalar: