30 Aralık 1929 Tarihli Hayat Dergisi Sayfa 3

30 Aralık 1929 tarihli Hayat Dergisi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Zi meşre“ ilerden kirlerin inlerde (li iki niz iki kudreti taşına, veriyor UVvEt- yatının büyük tüken- eti rar . Öpülecek El Geçen halta yene bu sayfelerde Türk malı kullanmak ve erkeeğine de kullandırmakla Türk kadınının elinin refahlı ve binaenaleyh güzel bir vatan yaratacağını söylemiştim, Bu elin ya- pacağı ikinci bir iş daha var. Bu ge- niş hudurlu vatanı ve onun servetle- rini fert sayısı nisbeten az bir Milletle işlemek ve imar etmek çok güç bir iştir. Fakat bir çök güçlükler gibi bu işide bugünkü nesil omuzlarına al- mıştır. Başarmak içinde her ferdin iki insan kadar çalışmağa mecbur olduğu çok kuvvetli zarnrettir. Zaruretlerse insaf tanımazlar ve onları yenmek için de kendilerine itaattan başka çare yok- tor. Bu taktirde bu neslin Türk erke- ği diğer milletlerin erkeklerinden hem kemiyet ve hem de keyfiyet itibariyle iki misli fazlı çalışmağa mahkümdur. Fakat bu iki misil işde vene bu ge- niş vatanı imare kâfi gelmez. Buna bir o kadar iş kudreti daha katmak Jâ- zımdır. Bunu nereden alacağız? Yani başımızdan, yani Türk erkeğinin hayat ve mukadderat eşi olan Türk kadını- nın gücünü de buna ilâve edeceğiz ve o suretle ancak bu, devlerin bile başar- mağa muvaffak olmıyacağı. İşi yapa- bileceğiz, İşte bunun için ben dünya Kuru- gidişi de yeni medeniyetin, işin zara- rına olarak, es ilere ilâve ettiği kuv- vetli bir estetik zevk olmuştur. Fakat yukarıda da söylediğim gibi biz Türk vatanı için bu ( güzel kadın eli) mefhumuna başka bir mana ver- ER a Bizim icin güzel ka- dın eli « bu memleketin varlığına bir şey katan kadın eli » demek olmalıdır. Türk kadının eli Vatan varlığına ancak şu suretle bir şey katar. Her Türk erkeği evinin dışında memleketin bin bir derdile didinmek meçburiyetindedir. Didişen yıpranır, Yıpranan ancak istirahatle taze hayat kuvveti ve İş kudreti kazanır. Bu memleket evladı için de tsbiat kuvveti pibi tükenmez ve eksilmez bir kuvvet lâzımdır. İşte bu erkege hergün yeni kuvvet kazan- dırmak ve dünya tarihinin en kuvvetli iş kahramanı olan bu erkeğe halef o lacak bol ve bereketli yeni nesil ye- tiştirmek için sabahtan akşama kadar yurdunda uğraşan mübarek anne ve müşfik zevcenin eli «Güzel kadın elis dir. Ve bunun güzelliği ocak İsile şel- kat izinin müşterek mahsulüdür. Fikir sahasında erkege iş arkadaş- lığı yapan, yani onunla beraber ders- HAYAT,3. hanade yeni nesli terbiye eden, kılini- gin köşesindeki hastaya bakan, labu- ratuarda mikroskop önünde göz nuru döken, bir bankanın kapalı bürosunda sabahtan akşama kadar ömür tüketen ve daha bin bir işten memleketin hayatına kudret katan kadının eli “ Güzel kadın eli , dir ve bunun gü- zelliği işin mahsuludur. Fiil sahasında erkeğe eş olan, yani ona tarlasındaki sapanın başında har- manındaki döğenin yanında, imalâtha- nesindeki tezgihının önünde iş arka- daşlığı eden kadının eli «Güzel kadın elidir» ve bunun güzelligi iş nasırının güzelliğidir, İşte bu üç el her vakit öpülmeye layıktır. Her Türk erkeği magrur başını eğeceği her kadn eli, | üzerinde bu üç güzellikten her hangi birinin bulunmasını istemeli. Yoksa köşe koltuğundan ve Avrupa ipekl leri arasından uzanan ve üstünde ne şefkat ve ne de iş izi bulunmayan eli öpme melidir. Türk kadınına ancak bu üç izden birini taşıyan el yakışacağı gibi Türk erkeğine de ancak böyle bir el ekl eğilmek yaraşır. Cevat lalı daha doğrusu medeniyetleri tarih- leri yazılmağa başlayalı mevcut olan bir mefhuma Türk vatanında başka bir mana veriyorum. ( Güzel kadın eli ....) Eski Yunan devrinde bile itinalı kadın elinin bir hüsün timsali olduğu malumdur. O günden bu güne kadar her milletin bir çok şairleri Ki elini terennüm etmişler ve onu bir çok defalar sev- diklerinin vücutlarından ayrı görerek ona hususi bir varlık izafe etmişlerdir. Erkeğin her za'fı gibi bu zallını da bilen kadın onu istismar için elinin güzelliğini yeni bir silah olarak kul- lanmış ve bu silahına çok itina ek miştir. Bu elin hususiyeti de işin izin- den azade olması ve hatta güneş ve Tutan Kamenin, Mezarında Pırıl pırıl parladı ve pırıl pırıl yandı, Arabın ellerinde mum ışığı allandı Tutan kamenin ruhu duvarlarda uyandı!.. Göz Cöz oyulmuş yerler, kapkaranlık simsiyah, Kurum gibi derili, gözleri ak bir fellah! Seni sevdim o sabah, seni sevdim o sabah... Eli Kumun üstünde bir siyah örümcekti, Yol yol cizgiler çekti, yol yol çizgiler çekti. Orümcek elli arap pahtımı çizecekti! Çukurdan baş kaldırdım piramitler boy boydu, O sabah gönlüm toydu, o sabah gönlüm toydu, Hınzır fellah o sabah gönlüme seni koydu.. İffet Halim hava görmemiş bulunması idi. Yeni medeniyet de manikürü icat ederek bu hususiyeti bir kat daha ileri götürmüş ve manikürlenen elin erkek dudağına ve

Bu sayıdan diğer sayfalar: