22 Ocak 1929 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6

22 Ocak 1929 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

esar AAX Yigit hemşeri! <xxxza Gözünü dört açıp anla dünyayı; Olanı biteni işit hemşeri! Dort duvar içinde kapanma dayı, Dağ deme, köy deme, çek git hemşsri! K Senin bilmediğni bilenler vardır, Uzaktan haline gülenler vardır, Belki de aklını çelenler vardır; Yolundan döner mi yiğit hemşeri! Köyde, kasabada, dağda, bayırda, Exmek yok cahile bil bu asırda, Cebil yatar kalır kuru hasırda, Bilgiç ver bol etli tirit hemşeri! Gayret et, tez kavra, sanma ki zordur, Cahilin yeri yok her vakıt hordur, Öğren nerde Sivas, nerede Bordur, Hangi denizdedir Girit hemşeri! > M. S. VİZLLA L LA Y LKL »00000c012001000000000CCCADACAECCNDCCCEA, “Aylüve mahsus ziraat dersleri P AAA RARAPRE n ha | gün bir ziyafette idi. | ki zat dedi ki: MİLLİYET SNÜKTELER ikimiz de yatmıyöruz. | Meş'nur Fransız edibi| (Voltaire) Volter bir Yanındaki adamla ta- nidıkları birinden ba'- sediyorlardı. Volter o adamı fevkal'ade met- hediyordu. Yanında- 4 — Siz onu pek methe- fikirdedir. ” O - vakit Volter şu cevabı verdi: —Olabilir. — Fakat şurası —muhakkak ki ikimiz de noktai nazar- larımız da yanılıyoruz. Fakat ben sormuyorum. Meşhur musikişinas Mozart daha pek kü- çükken — dinleyenleri | hayrete düşürecek de- | recede mahirane - ke- | man çalardı. Bir gün ı) evlerine bir aile misa- fir geldi, onların da Mo- zart yaşında bir çocuk- ları vardı oda keman çalıyordu, fakat tabi / M %; P İi İ Çifçilikten maksat nediri* v 2 İnci der kökçüklerden içeri gi- Nebat neü_u'f rer; Otların yemeği Acaba hiç merak | hudür. İnsan yemeksiz cdipte, bir bugday | yaşayabilir mi? Elbet veya her hangi hıî' ne- | yaşayamaz. İşte otlar yote tütup köküyle | ga öyledir. Köklerden opraktan çıkardınız- | Şelen maddeler neba- puz tın içinde hazımedlir. 'l'arlalr(l'ım h"'Ö buğ- | Netekim — insanlarda d ıyı sökünce görürsü- i b İ ııüî ki bunun bir- çok ğ;rğğğ:'ler. ao kökleri var. Bu kökle- | 'Otlarda kökten baş- rin bir kısmı kalınca, | ka birde gögde ve dal- bir kısmı da pek ince- | Jar var, yapraklar var. |— dir. Ne'olursa olsuri, | Kökten gelen su gögde- kökün” vazifesi mah- sulun yetişmesi için topraktan lazım . olan şeyleri almaktır. Bu şeylere madde deyece- giz. Bu kelimeyi unut- mayın: Bu maddeler. pek çoktur, bazısı bugdaya, bazısı pata- | İlörimi Öküer tese bazısı da başkni — Meadilde Düğüm.. bir mahsüle yarar. Bu-/ —— A.. Mendilinde bir nun içindir ki,patatese | düğüni..(Buda ne?; yarayan madedeler bu- | — Karım bağladı.. İunan toprakta iyi ar- | Verdiği mektubu pos- pa yetişmez. pPtaya bıirakmayı ünüt- Şu halde her topra- | mayımddiye... ğa göre mahsul şeç- | — E... mektubu ver- “mek lâzımdır. din mi bari? HoBtaiWİiBena, oe den “geçerek yaprağa gelir. Orada güneşin cak bir hal alır. Yani kan olur. Bu kan beş- ka bir yoldan giderek nebatın her tarafına yayılır. " 1 € T- - Hayır, bu sefer de ; Mozart gibi değil. Çocuğun babası Mo- zarta sordu: — Bizim çocukta ke- man çalıyar amma si- zinki büsbütün başka © sırada çocuk atıldı: — Ben de sizin gibi çalabilirim; yalnız ban? şu yayı nasıl tutuyor- sunuz onu söyleyin! de- . Mozart — lâkaydane cevap verdi: — Sizin dahâ pek çok çalışmaya ihtiyacınız var.. — Neden, aynı yaşta değil miyiz. — Ayni yaştayız am- ma, ben kimseye yay nasıl tutulur, diye sor- madım. a Müşkilat nerede? Bir ressama sormuş- lar: — Resim yaparken tes rile nebata yaraya-| en büyük müşkilat ne- rededir? — Azizim demiş, ben en büyük müşkilatı onu satarken çekerim. DD —. », MEŞHUR, becı Aaptülkadir dün !'g.p-_z 22 VAK'ALAR (ATALAR Gd / " y Evi taşlamıış Fatihte oturan ara- -| diyorsunuz amma © si-| ee kör kütük bir zin için büsbütün aksi | halde Resmiye Hanı- mın evine taarruz et- miş, camları ve kapıyı | pekmezci ağlar, kat- rancının gözü çiksın. 162 — Balcı kızı da- taşlamıştır. Gümrükte hırsıztar Gümrükteki anbar- | ların birine hırsızlar. girmiş, epiçe mal aşır- mışlar. İî(ılîs tahkika- ta başlamış - hırsızlar arıyoratfaş, Henüz bu- lamamış? Fakat — bir kaç hamaldan süphe- leniliyormuş, lifaiyeye yalân haber Evelki gece Beyoğlu itlaiyesine: — Yetişin barikası yanıyor! diye telefon etmişler, Selânik ya koşmuş. — Bakmış ki. bankada yangın filan yok. Şimdi du yalan ha- beri veren hakkında tahkikat yapılıyor. itfaiye âlel'acele banka- KÂNUNUSANI, 1929 . _"5©lexS MNN A î. kx;— HB | 156 — Bağlı arslana * arslanlar bile hücum eder. Ş 157 -Bakan - göze yasak olmaz. 158 — Bak şır feleğii İşine ayıya kaval çaldırır. 159 — Bakmaz beli- ($ nin saksağına, gider yolun yükseğine, 160 — Bakma ile us- ta olunsa, köpekler kasap olmak gerek. 161 — Balcı ağlar, | ha tatlı. mak yalar. 164 Balı bol demelc- le ağız tatlılanmaz. 165 —Bal parmağı uzun olan yememiş, ? kısmetlisi yemiş. JYMM Güzel cevapi (Mahkemedel reis — Bu para çantasını niçin çaldın? 163 — Baltutan par-; sarheştum,nDe yaptığı- mi bilmiyordum. Reis — Sonra ertesi günde çantadan çıkan paranın hepsini meyha- nede bırakmışsın. Maznun — Efendim, yaptığım fenalığı içki ile unutmak istemiştim. © benimki bel. İki arkadaş karanlık bir gecede evlerine dö- nüyorlardı. Karanlıkta vakalarına birisi yapış- tiz — Eyvahdediler, hay- Maznun — Efendîm.ı Kış çok amazahire, balık bol.? Kışın en çetin zamnı geldi. Ok gibi rüzgâr esiyor, lâpa lâpa ka yağıyor. Neyse çok şükür D yiyecek ve erzak fiatları soğuğun derecesiyİ mütenasip olarak yük- selmiyor... Meselâ Anadoludi bir hafta evel ölçeği 150 kuruşa olan buğds 190 kuruşa indi. Hele balık., Son ünlerde bereketine maşal- lah. Istanbulda Bek, kumkapı taraflarında bol, hemsi uskum tutuluyor.Bandırma civa- rında da levrek cik olmuyor. Hem bu mev- sim zaten balığınağlı zamanıdır. Ne kasaba mint ne sebzevatcıya.. Balığı has okkk somunla indir gövdeye... Bak keyfine! lîam vizgelir, soğukta! — — — ;*İ)"ı“'ı—r'ıyayı 2raber dolaşalım .ı Fransa Ciiyet — | kezi yokarıda operası” Avrupanı şimali | nın resmini gördüğü ; garbısir_ıdı: men;ıle— nüz Paris şehridir. kettir; İda' cumhu- | — p3 Liç A, riyettir. Msi Meb'u- zeynet ve:ğ::[ıîîm hri sanı G12 azn mürek-| dir, KT keptir. — Framsanın meşhur s Meclisi nında 234 | hirleri: Marsilya, Tu- aza vard lon, Bordo, Lildir. — — dut... Ve ortalık birden bire karışarak karanlıkta bir. boğuşma başladı. Yarım saat kadar böy- yorgunluk alıyorlardı. Birisi mücadeleyi dehşetle anlatıyordu: — Nasılsa bir " kere gırtlağına — yapıştım, ondan sonra vurdum; ensesine yumruğu,, Bi- râz debelenmek - iste- yince bt sefer de girt- Kai | lağına yapıştını. Bira- der öyle sıkmışym kra- vatının bir parçası elim- de kaldı. Öteki sSoluyarak ar- kadaşının — gösterdiği kumaş parçasına baktı: Ulan, o benimkı- le alt alta üst uste bo- Wt b "'ıw güştuktan sonra akibet aa a angı kurtulup caddeye fırla- !WK ş o a dilar. Bir fener'ışığinda a HAE P RERUTARİ ıi okuyanlara lâzım ilk Bayrajavi, beyaz | Fransada evelce iki kırmızıd defa daha Cumhuriyı Erazis büyüklüğü| ilan olunmuştur. Biri 550 989 İNetre mü- | 1792 den 1804 ekadarı rabbardNüfusu x0 | ikincisi 1848 den 1852 milyon)indir. Mer-! kadar, sür. * kelimeler (* As9ene Ay Hafta Gür Safarım saat Çeyrek saat Dxga Saniye Mevsimle İllhar Yaz Sonbahar Kış Kınusani Şubat Mart Ni- 'siVlayıs Hazitan Temmu j “stos Eylül Teşrinevel "rinsani Kânunuevel Bunları gözelce okumaya çalışın manasını bilmedil e paolar varsa büyüklerinize, tanıdıklarinıza sorun

Bu sayıdan diğer sayfalar: