3 Nisan 1929 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

3 Nisan 1929 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

BUGÜNKÜ HAVA | Di t t 10, asgari idi B e Todos ese- Ü cek bw FIKRA | Bir canverici mesele H Bu yazımı talim ve terbiye hey'etine ilhal ediyorum. O ta- İlm ve terbiye hey'eti Ki Tür- — kiyenin (Kafa Inkılâbıjada — bü- — yük ve imanlı bir rol almış ve — Müvaffak olmuştur. — Çök zamandır hirgür. etme- diğimiz bir komşumuz vardır . Ünce omu tarif edeyim : Orda — hor Balkanlı gibl — kurşunu ve bambayı çok severler. Fakat ( Nelis sanatlar) 1 da çok sever- | » Orada kendi özlerini ken- dileri tanımaktan ziyade kendi- lerini yabancılara tanıtmak işini — bilirler. Orada( Vatansevenlik)in öteki adı ( İstihsalcilik) Ür , ve — orada (Milliyetçilik) ağız'biöfüne kulak vermez . Orada köylüyü | kafiyelendiren şalri — son günün Fransiz şirini bilemediği için — Otalıkır etmezler. Orada piyesine romanına ( avam diye alçakça Mtiraya oğrıyan) özhalkı sokan — gahici edibin eserine ( edebiyat harici) demezler. |) —Orada kafa ve his züppeliği yoktur. Orada fikir, sinir, para / #eviyesinin — derecesi - olduğu — gibi - itiraf edilir. Oruda birbi- rlal Öldürürler; Cemiyeti yaşat- — mak için... Orada çok sevdik- “deri kurşun ve bomba fabrikası yöktür fakat — Nefis sanatlar akademisi) ve YMIliT üyatro) — vardır... Orada her şey Ç(orası) içindir... Orada resme, şilre, alelitlak — sanı ve altelitlak — kültüre - has kültür. değildir'- shemmiyet verlilr... Orada her — şey (Bulgar) dır. ve her şey (Bulgarlık için) dir.,. Orada zarif , güzel , şık bir — ÇKN Tiyatro) varmış , 1923 te yanmış, tiyatronun ne olduğunu | bilen bu komşu hemen muasır — zevk ve mimari ile lamirine Zeçmiş, ne vaki bitirmiş bilir- — misiniz ? 1928 sonunda , yani — beş Ssene sön Açılma resininde ne kepaze “bir adaptasiyon, ne de manasız — züppe bir eser... Hayır.. Ölmüş milli bir muharririn (Duvarcılar) | adındaki meşkur bir eserini oynamış. Komşumuz bu tamir- — den çıkmış (MUNH tyatro) nun yeniden açılma resminden duy- düğü şevki , Harbı. ümümiden yediği dehşetli tekmeden çok O daha üstün tutüyor. ema sefildir, nutuk palavra- dir, Kitap kilap tabilnim zalim- c& kâridir, fakat, Takat (tiyatro) böylesi bir (MİH tiyatro) her şeydir. Bir / Miltet tiyatrosu) gun göreceği hizmet, bin bir vasıtadan, biabir. (teşebbüsten daha kuvvetlidi: (ŞiRlüye, ve bir Cuydurma aris- gökrasiyi tamim ve neşir için Yüraeye birakalım, fakat muh- teren Vasıl Bey, fakat muhterem — (Milllitalim ve terbiye dalresi), Dü sene(Türk mülli tlyatrosujğau “ve binasını sizlerden bekliyoruz. Bu seza biz> bunu » veriniz, — “Mülliyet, In edebi tefrikası 18 Biliyor ki bomba — ölümdür, | bir tek ve hatta bin çift p) İstemeyiz.. Çünkü.. Büyük (Türkiye Inkı- Tabi) ni kafalara ve gönüllere (akide, iman) halinde sokmak | vazlfesi ile mükellefsiniz — ve mükellefiz. FELEK Sesli kunduralar ! Öğreniyoruz ki — Avrupada ses çıkaran ayakkapları moda olmus, bu modaya ilk önce İngillere sarayı - kiralisinde ittiba edilmiş, hatta Amanullah han oraya giltiği zeman bu sesli kunduralardan bir çift yaptırmış. Bu iş bizde de eveli vardı, potlin kundura devrinde gıcırlılı kundura yapan kundu» , “acı ılar bunu pastırmalı yumurta | ile yaptıklarını söyleyerek böyle bir. Çifi isteyen müşterilerden birde pastırmalı yumurta parası alırlardı. Geçen sene eğer bu moda mevcut olsaydı bizim Ahmet Şükrü bey bir çift çırlak kundurasını - susturmak için zeytun yağına batırmaz ve bu çifti giydiği her gün bir pilâki gibi kokmazdı. Avrupada her şeyin sessizi makbul iken kunduranın — seslisinin moda oluşundaki hikmcti anlayama- dım. Şüphe yok ki bu geveze | kandurayı giyenler hırsızlık ve gizli aşk seyahatleri yapamaz lar. Acebabu modanın ortaya atılmasındaki maksat bu olmasın ?!. 500 lira ! Vazife kurbanı, Server Ef. isminde genç bir zabıtai bele- diye memurunun bir kaç gün evel enkaz altında vefat ettiğini elbette duymuşunuzdur. Bu biçare gencin ailesine Emanet 500 lira verecekmiş, bu parada Merhumun — valdesi, hemşiresi ve zevcesi arasında taksim edilecekmiş. Zaten bir. hayat müvacehesinde hiç bir kıymet ifade etmiyeni 500 lira bir de | böyle taksime uğrayınca ne işe yarayacağı meydandadır. Al- manyada bir adamın kıymetini | 10000 mark olarak tespit et- mişler. Bu 5000 lira Hadar ediyor, aceba bizdekiler orada- kilerin onda biri kıymetinde mi? FELEK | | Mühim bir eser 'TÜRK SAN'ATI Güzel san'atlar akademisi -mi- morı torihi muallimi Celâi Esat Bey mill? kütüphanemize çok gü- zel bir eser hediye etmiştir. “Türk san'alı , namını taşıyan ve çök istifadeli olan—bu eser kıymetli tetkikler ortaya koymaktadır. Türk san'atının Arap ve Aceni san'atından ayrı ve tamamile milli seciyeyi havi şahst bir san'at ol- duğünü — müspet e ispat | eden bu eseri kariterimize tavsiye ederken - Celâl Esat Beyi tebrik ederiz . Çocukhaftas 23 Nisanda büşlar hekimi Doktor (Suat Naci) genç adınla konuşurken onun bu aşbaşa Ssöhpetten zevk al- dığını, fakat heran bir tehli- ke karşısında imliş gibi he- yecanlar, çarpıntılar geçirdi- tini hissediyordu. — Ve ne samlimi, ne güzel, * kıvrak mahlüktu. Alımlı güzel değildi. Fakat ne körpe vücudu ve ne diri vardı. koyu kumrat larını bebe biçiminde ke- alnında zarlf, keskin Sıra kâkül bırakıyordu. f onuün bütün cazibesi erinde touplanmış gibiydi rken gözlerinin parla 19? Çevrilişi, örtülüşü me çok Hade ediyordu. iyo b Bürhan Cahit verdiği arzu ve İştiyaka onun diri ve olgun göğsüne bakarak içini çekiyor, bazen uzun zaman bir fikir arka- daşından mahrum kalmanın verdiği samimiyetle onun Takırdılarını - dinliyor, din- İyor, bakıyor, dinliyor ve yine bakıyordu. Gözü ve gönlü beraber lezzet alıyordu. Bu —arkadaşlık — ortaya garip, Hadesi müşkll bir vaziyet çıkarmıştı. Henüz onları başbaşa gören olma- mıştı... Vaka çamormanının yeşlil gölgeleri altında ara- larındaki masada ya bir çay takımı, ya bir. kaç ki- | vazifesi / sahradan geçt!kten sonra se- Hüber Pellefen, m damı Sent Simonun salonuna girince, bir kaç kişinin arasında, Rozcmondı tanıdı.. Titredi. Rozemond, hayatında bir de virdi. Her gün, ehemmiyetsiz gibi görünen inkisarı hayallerle, mahv- olan bir aşktı.. Üstünden tam dört sene geçmişti. Ondan ayrıl- dıktan sonra, Parlste duramamış, | Fasa - gitmişd. Orada, senclerce metresinin hayali ile yaşadı ve yavaş - yavaş, hatıraları nihayet nisyana karıştı. Fakat; işte garip bir tesâdüfle, Parise avdet eder etmez, karşı- sında Rozömandü bulmuştu . Ha- yatta böyle ne acayip tesadüller vardır. Madam dö Sent Simon. ya- yından kopmuş bir ok gibi, ona döğrü geldi: Aziz seyahım, — davetimi kabul edip, yemeğe geldiğiniz için, size çok teşekkür ederim. Sizi misafirlerime takdim edeyim. | Rozömondla karşılaşınca, genç kadın haykırdı: | Mösyö Pelleren!. Biz çok | eski aşınalarız! | — Âla! Sofrada da, nize yakınsınız. Sofrada, aralarında yalnız ko- | caman bir demet çiçek vardı. Fakat konuşmalarına mani olmu yordu. Yemeğe oturür. oturmaz söze | başladılar? | Ne kadar zamandır burada yoksunuz? — 4 Senedir. Parisi özlemediniz. mit — Çok özledim. — Sizi de bu d İşte böyle konüştülar. ve genç kadın, eski aşıkından göz: lerini bir lâhza ayırmadı. Polleren maziyi, mazinin mes ut saadetlerini yaşıyordu ve bir ke- İime ile, mazi derhal canlanıyordu. Genç kadının, boyalı kirpik leri kirpışıyor, ve sustukları a mat, gözlerle konuşuyorlardı. Pelleren altüst - olmuştu.. Genç kadınla, yeniden tesisi mü:- nasebet İmkânını görüyordu. Hem bundan tabil ne- olabilirdi? Ro- nana, bıraktıkları yerden başlar üz, bin bic proje İ birbiri- *i bir. saat ilerdeki kaza merkezinde olan dok- torun bu hücra ormanda korucunun genç karısıyle başbaşa oturmasını da hoş görmezlerdi. Öyle bir mu- bitti ki el altından ahlâk kaldelerini çirkele bulayacak fenalıklar yapılırken sokakta herhangi bir Kadının yüzü açık olarak gltmesine ta- hammül edemezdi. Kasabada kız mektebinin muallimleri, (İzmir) muallim mektebinin yetişdirdiği Iki kızcağız HWk defa sokakta manto He ve başları bağlı olarak çıkarken kahvehane küşelerinden — homurtuyle başlayıp — meclisi — idareye kadar giren o kalım cehalet yüzünden kıyafetlerini de- giştirmeye mecbur olmuş- Jardı. Doktor(Suat Naci) boğucu bir W o xum z m 'Tüyatro Yazan: Reymon Janti Solraya — çahapalıya — geldiği zaman, Rozömond. vazodan bir çiçek koparıp, Pellerene — verdi. Bu esnada, sofranın öbir başında oturan bir erkeğin, kaşları çatldı. Yemek bitti. Yemek odasından çıktılar. — Pelleren, — salonün — bir köşesinde — Rozömandı — yalmız buldu. — Rozömond, o İena günle- rimizi unudalım, — Tabil, esasen eski masal o! Bu-eski masalı tazeleyemez miyiz? Gözletimizden, bana karşt hissiyatınıztn değişmediğini anladım. Genç kadın kahkahayla güldü: Nelcre zahip oldunuz ?.. biraz hoppalık — ettim.. Ama size doğruyu söyleyeyim. Masanın ” öbür başinda — oturan aşıkımı — kizdirip — kiskandırmak istedim. — Aşıkınız mı? — Öyleya.. Dört sene boş mu duraydım?-» Çok”iyi, Yakat' güs lünç kadar - kıskanç bir udam.. Geliniz sizi tanıştırayım.. Nakleden Selâmi Izzet Fılvaki SŞöförler: 3 Adres: ile yeni belediye - tal zacif ve gayet mecin Sür'atle yerine takılır Taksim Sıra PTüccarların nazarı dikkatine g4Oteden beri muhterem mMüşterilerimizin teşvik ve arzuları üzerine, kendilerini memnun edecek derecede muntazam bir veşkildtla DENİZve TRANSİT İŞLERİ için de şayanı itlmat acemalar küşadile işe mübaşeret ve demir MESAJERİ SURET' sevkiyatıni daha seri bir surçt YENİ KAYSERİ Ü İstanbul, Balık p Telefonlar Merkez İstanbul 209 deniz şubesi İstanbul 132 Haydar paşa Ka a | eminatlı Kim 9 İler türlü mahsul için kimyevi ve teertübelidir. 'Tarifelerimizi aşa. Kbussuut müş kervan )nlc;hu ğlhı şamormanındaki serin yuva- yı koöşfettikten sonra kaza ,merkezinde oturamaz, barın- maz oldu. Set Her gün hükümete gidip resmi yazilesini üğleye ka- dar yaptıktan sonra hayva- na atlayıp bu dar sokaklı, ağır havalı sıkıntılı, kasaba- dan fırlayıp çıkiyor, en ya- kın köylere gidiyor, ısıtmalı yerlerde çalışıyor. Köy ağa- Jarnı toplayıp konuşiyor, on- Jara paket paket kinin kom- primeleri dağıtıyordu. Köylüler ayaklarına kadar gelen bu hayir sahibi dok- torun gençliğinden başka ku- surunu bulamiyorlardı.. (Oğ- nez) köyünde harpten sonra köyün yegâne erkeği kalan (Raşit ağa) ona zaten on Iki evlik köyün hastalarından bahsederken içini çekiyor: — Ah doktor B. diyordu. saa ee iRe a 1928 senesi temettü hissesinin tediyatı İstanbul Tramvay şirketi hisseda- ranına: 27 Martt 1990 tarihinde sureti adiyede in'iket eden İstanbul 'Tram- vay şirketi “hissedaran heyetl umu- miyesinin, 1998 senel hesabiyesine ait temettü hissesini hisse senedi ba: şına 9,50 İsviçre frangı olarak tsebit eylediği hissedaranın nazarı ittiliima vazolunur. İşbu mehlâğ, 15 Nisan 1929 tari- hinden itibaren 11 ve 12 numaralı kuponların tevdtine mukabil, İstan- bulda — şirketin merkezi idaresinde ve Osmanlı Bankasının gişelerinde, İsviçre üzerine keşide edilmiş bir çek | olarak ve yahut, isviçre izerine tediye gününün iyo mici hesabi ile 'Türk Hirası olarak ve Brüksel de 38-48 numarıda Napıl caddesinde — socidte Financidre de Transpors et dEntre prises İndüsirlelles nam şirket nez: dinde tediye olunacaktır. | | beyin Beyoğlunda caddesinde Anadolu - pasajı 197 mumucalı dükkânda berber Fikri efendi aleyhine ikame eyl esmanından alacak davası müddel #leyhe yazılan tına mübaşiri ve (97 numaralı dük. kân müsteciri — tarefından — verilen meştuhattan mümalleyhin ikametgi- hanın meçhül olduğu anlaşılmakla bittalep yirmi gün müddetle ilânen tebliğat İerası karargir olduğundan yevmi imahkeme olan 24 Nisan 1929 çarşamba saat on birde mahkemeye Biczat gelmeniz veya vekili musad- dak göndermeniz akei tektirde hak- kınızda muameleyi gıyabiye icra olu Kacağı tebligat makamına kalm ol mak üzere ilân olunur. Yozgat vilâyetinden: Yozgar-Yerköy tarikinin ( 750 -- $ ve 375 -& 12 kilometrolardaki iki kö şemeleri betona tahvil edil- m;p ıxd:ı,: 810 bra 6 kuraş bedeli keşifle ve kapalı zarf usulile nısanın seklzinci pazartesi günü suat önbeşte ihtle edilmek üzre münakasaya ko- | nulmuştar. talip olanların teminatı kanuniyelerile encümeni vilâyete, fennl mda malümat / isteyen- in dalresine müra enatları ilân olunuz. imatına müvafık plâka vez'iyesi et Avrapakâri şekilde imal olunmuştur. Hilmi Selvi No 18-17 temin edilerek ayrıca bir şube yolları istasiyonlarınada İLE UFAK PAKET! te icra eylediğimizi arz coyleriz. MİT NanliyeŞirketi azar Ralli iskelesi iköy 680 485 . yevi Gübreler &e gübrelerimiz - vardır '.-mmumî İsteyiyiz. Satış depösu Hoca caddesi. No 5 hekimlere hiç güvenleri yok.. Zaten sana hekim bile de- dikleri yok. Hani (Bocak) ta bir tüysüz hahiye müdürü var, Seni onun kardeşi sa- | nıyorlar.. (Suat Naci) müstaniizde iken bile askere alıundığı halde bir gözünü kaybettiği için çürüğe çıkarılan (Raşit ağa) yı tatlı tatlı dinliyor, onu memnun etmek için köye öbür gelişinde sakal koyuvereceğini söyliyordu. Hakikat, ayaklarına kadar gelip kendilerine ilaç veren, hal hatır soran bu hükümet doktoruna bütün civar köy- Tüler teşekkür ediyorlar, gel- diği zaman ağırlamak için ne yapacaklarını şaşırıyor- lardı. Fakat hepsinin kalbin- de gizli bir üzüntü vardı. Şu iyi yürekli doktor ne olur z D Milliyet Matbaası & Son sistem nefis ve muhtelif enkli basan makinelerle mücehhezdir. Bilumum ticari defterler her nevi evrakı matbua, kitap fatura ve ilânlar ucuz ve güzel tab olunur. Ticari dei- terlerimiz hazır ve satılıktır. Hariçten alacağımız siparişleri itina ile ihzar ve mahalline Irsal ederiz. 'Tab işlerilede memlekete hizmet Yegâne emelimizdir Telefon? Istanbul 3911 -2-3 Romatizma yı tedavi için bir çare vardır. O de : deveranı demi tabli kılan terakümü demi izale eden SLOANS LİNİMAN İstimalidir. Çünkü Slbans Liniman seri ve mü- essir tedavi ve sancıları teskin eder. Bczanelerde satılır. Bidayeti ilân 2-4-920 Hafta (1) milşyeti ilân 1-5-929 Çarşamba Kuraş Bakır köyünde Zeytinlik mühallesinde Havar sokağında aük 21 25500 cedit 23 numhara ile mürekkam arsının tamamı 2278 Dayotpaşada hekim oğlu Alipaşa caddesinde 64 numaralı dükkün arsasının rubu. hissesi Davutpaşada — hekimi arsatının dörtte bir hissesi 12500 Davutpaşada hekimoğlu Alipaşa caddesinde $6 atik - ve cedit 82 numaralı fevkinde odayı müştemil alışap dükkünın dörtce bir hissesl 245300 Fdimekapıda Hascı Mohiddin mahallesinde kepenkciler sokuğundu 10 numara ile mürakkam 143 zıra arsanın tamamı 18000 Edirmekapıda hacı Mühiddin mahellesinde kepenkçiler sokuğunda 12 numata ile mürakkam 120 zira arsasının tamamı 18000 Edirnekapıda hacı Mühiddin mahallesinde Yusul ağa sokağında 6 mumara ile mürakkam 124 zıra arsatın tamazıı Bidayet ilân 27-3-929 Hafta (2) nihayeri ilân 24-4-020 Çı 3608 l Alipaşa caddesinde 79 numaralı dükkün kuruş 90000 Feri köyünde Fatin efendi sokağında atik 30 No ( 450 ) zıra acsasının Tamamı. 70000 Çarşambada Beyceğiz mahsilesinde ve caddesinde (68) No ile mürakkam ÇG3 arşın döre ada ihi #of bir kuyuyu Mmüştemli ahşap bir bap hanenin tamaını. 250 Bebekte Hamam ve Bebek caddesinde taltında Dükkânları müştemli atik (90) ve beç defa mükerrer No mürakkam hamamın yüs aa iki hisse itibarlle bir hissesi 22500 Rüstem paşa maballesinde mahkeme sokağında atik ve cedit (20) No mürakkamı mağazanın onaltı hisse itibazile iki hissesi 2500 — Galatada kemankeş kara Mista paşe mahallesinde topçular caddesi 124 No mürakkam dükkanın hali mahlüliyette kalan yüz seksi hlssede beş hissesi Bidayeti ilân 20-3-020 Hafta () nihayetl dân 17-4-020 Çarşamba 180000 Gedik paşada Divanı ÂN mahallesinde külhan sokğında 91 zıra 3 oda 1 söfa T mahzen 4 No hanenin tamamı Rüstem paşa mahellesinde papss oğlu hanı üst katında 40 16 No odanın tamamı Üsküdarda Selâmi Ali efendi mahallesinde atik 191 cedit 103 No fevkinde üç odalık haneyi müştemil muettal furunun 120 hissede krk hissesi Küçük pazarda hoca Hayrettin mahallesinde Kazancılar, cakdesinde 28 No 36 zıra abşap dükkânın 8 hissede Üç hissesi Bidayeti ilân 10-3-929 Hafta (0) nihayeti ilân 10-4-929 Ç Kuruş 12600 de ra v& 10500 Hasköy Mahmur ağa mahallesi demirci Ohanes - sakağında 20-20 numaralı (İ80) arşın arsanın tamamı, Sütlücede Mahmut ağa mahalesinde demici Ohannes sokağında 16- 18 numaralı (400) arşın arsanın tamanıı. "Tarabya dere içi Sok 8) numaralı 130 arşın arsanin tamamı, Beyoğlunda Hüseyin ağa mahallesinde Macer caddesinde 96-98 namaralı Ci 10)arşı ,Beyoğlunda Amer harita numarı alâdaki emlaki mahlüle ö üddetle alcai olarak müzayedeye zonulmuştur. Müzayedeye kıymetin vüzde yedi buçağu nisbetinde tetrinat olarak dördüncü hafkanın ihale günü saat on dürt buçuktr Çenberli taşta İstanbul Evkaf / müdürvetinde - Alahlölar kalemine mürac at Z2Be0a 16250 23276 Arsanın tamanm, a sefareti ve İstanbul kulübu arkasında /mamı Y 8300 tir) n arsanın ermeleri RaTere A MAT SAA TTT CAT T AAT T G, niz erkeklerden ve yaşli ka- | hale gelmişti... Kasabanın dınlardan geliyordu.... (Suat | akıl hocaları, ebe hanımlar Naci)nla gölgeli mavl gözlerini ve ince boynu, sülün gibi yürüyüşünü gören solgun, içli, utangaç köy kızları onun kendilerine tatlı bir musiki | bi ;gelen kanuşmasıni da Jdedikten sonra siık sik sastalanmağa başlamışlardı. Zengin bir nahlye merkezi olan (Bocak, talleri gelen- Terden (Hakkı) El. nin narin (Cemile) sl vardı.. Civar de- hatmileri, papatyaları, dua- Tarıyle (Cemllejnin derdine çare — bulmağa — çalıştılar. Hiç biri kâretmedi. Nihayet (Hakkı) El. bir gün nahiye müdürüne dosça bu çapra- ik meseleyi dertleşirken (Suat Naci)yl tanıyorlardı Ve tanıdıkları içindir ki bü genç (İstanbul) delikanlısına gelinlik — kızlarını hem dt bir. kadın — hastalığı — için muayene — ettirmeyi nefis- lerine sığdırmıyorlardı. (Ce- milenin İztirabı, meselenlit ciddiyeti ve bilhassa nahiyt — müdürünün ısrarı (Hakkt) Elyi ikna etti. Bilhasst — davet edilen (Suat Nacl) — genç kızı yüzü gözü sarılk yanında bir çok teyzeleir nineler olduğu halde muâ” mayan (Cemile) nin ondürt yaşındanberi çektiği gizli bir derdi vardı. Vücutçe hiç bir arızalı olmadığı halde muayyen zamanlarda vazife- sini görmesi İâzım gelen haraketi önda derin Iztirap- lar ve endişelerle tahakkuk ediyordu. Son zamanlarda bu hal hocanımlar bütün tüssüleri, , — müdür ona hükümet dok- —| torunu tavsiye etti... Onlar — |

Bu sayıdan diğer sayfalar: