18 Ekim 1930 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 3

18 Ekim 1930 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

- MİLUYET CUMARTE İRNİEYVEL,,, 1990. Belediye çocuk bakım evleri tesis edecek.. Kiralar Bitaraflar kararla- rını ittihaz ettiler dabı mucibe mazbata- tı M. Rivasa gönderdiler rkiyedeki Yunan emlâki- 8 birikmiş kiralarının kime a- olduğu hakkındaki hakem ka elân tefhim edilmemiştir. #rupada bulunan M, Rivasın- lce bitaraflar tarafından it- z edilen kararın esbabı mü- besini değiştirmiş olması bu Shhüre sebep olmuştur. Bitaraflar bu mesele hakkın- kararlarını ittihaz etmiş bu- imaktadırlar ve üç bitaraf re de kararda müttefiktir, Yal - ? M. Rivasın esbabı mucibe - ki fark bitarflarca tavzihe Ahtaç görülmüştür. Bunun ü- ( # on güne kadar şehrimize ge ii cihetle esbabı mucibesini Misyenda bizzat izah tmesi muhtemel görülmektedir. 'ürk ve Yunan heyeti mu- rr 2-3 aydanberi sürün- ede kalanı bu meselenin müs veya menfi bir neticeye baş sabırsızlıkla intizar ensubini ilmiyenin tekaüt maaşları müezzin, hatip ve kay nlarla diğer cami memurla - R tekait maaşlarının eskisi verilmesi tekarrlir etmiş ve Nâssesatı zatiye idaresnie 6- verilmiştir. «18 aydanberi maaşları kesil olan mütekait cemi memur 13 aylık müterakim maaş bap birden verilecektir. tr zatiye İdaresi bod- verilecektir. apalı eğlence yerleri teftiş edildi m gi dün Belediye kapalı eğlen- pe umumi bir teftiş . Bu teftişte kapalı eğ mahallerinde belediye ni- ve tiyatro De u- iz hareketleri görülmüş “ütün inhisar idaresinin R. rozetleri 'ütün inhisar idaresi üzerin- hk larenin firması bulunan ro- imal ettirmiştir. Bu ro- i arzu eden memurlar5Oku mukabilinde alabilecekler - Camilerin tamiri kaf idaresi istenilen tahsi- Relir gelmez camilerin tami ktur, ,Yalnız Ayasofya camiinde bi İş Yalsın kırık cam vardır. Tari & “meti haiz Cihangir camii- | İş Kubbesi tamir edilmezse ye ) vağa mahkümdur ün inhisarı memurları tün inhisar idaresi evvel - dro harici kalan memurla- » yerleştirdikten sonra min- kaldığı takdirde, yeniden Mur alacaktır. Çimento ihtikârı İcaret odasında pazartesi içtima yapılarak çimento tetkik edilecektir. Bina sebep şehrimizdeki çi - Nto trostunun evvelleri 120 “sa Satılan 50 kiloluk çimen i Otbalarmı şimdi 160-180 ku ine esbabı mucibe M. Rivasa | derilmiştir Maamafih M, Ri| Tek taksi Vekâlet Ticaret oda sından rapor istedi Otomobil makinelerinin de ta i İktısat vekâleti Ticaret odasın- dan bir rapor istemiştir. Belediye şoförlerin bazı tefer rüata ait taleplerini kabul et - mekle beraber esas itibarile tek taksi işinde ısrar etmektedir. Be lediye muhafilinde bu karar sa- yesinde mühüm bir servetinmem İeketimizde kalacağı beyan e- dilmektedir. Diğer taraftan memleketimi ze ilk otomobiltiliği sokan Mü- dafaai milliye otomobil şubesi müdürü kaymakam Salâhaddin Bey verdiği bir raporda yalnız tek taksi değil ayni Yunanistanda olduğu gibi ma- kinenin de tayin edilmesini tav siye etmektedir. Bir cinayet Kasap, marangozu bıçakla öldürdü! Cinayet alacak yüzünden çıkmıştır Evvelki gece, Unkapanında bir cinayet olmuştur. Mezbahada çalışan İnebolulu kasap İbrahim; Unkapanı ca mi sokagında İ numaralı evde .|marangoz Mehmet Efendi ile birlikte oturmaktadır. “ İbrahim; marangoz Mehmet Efendideki alacağını istemiş, bu ye enik çıkmıştır. kavga esnasında kasap ibeakim bıçakla halletmeğe karar vermiş, Mehmet efendi - nin üzerine atılmıtşır. Kasap; ilk bıçak darbesini Mehmet E- fendinin başma vurmuş, diğer hamleler onu takip etmiştir. Zavallı marangoz soluk alma ğa muvaffak olmadan arka arka ya yediği bıçak darbelerinin te- Sirile ölmüştür. Katil kasap yakalanmıştır. İple boğmağa çalışırken yakalandı Vefada Zeyrek yokuşunda bir haydutluk vakası olmuştur. Va K'anın kurbanı keresteci Aristi di Efendi; hâdiseyi şu suretle anlatmıştır: “ Hiç tanımadığım 3 kişi dük kânıma geldiler. Sapan oku iste diler. Bir kaç tane çıkardım, be ğenmediler. “Senin öbür mağa- Bize onlardan Zeyrek camiinin altında ki, mağazama gittik. Mağazanmn!5 metre derinilğinde bulunan sa- panların yanma gittim. İçlerin den biri benimle beraber bulunu yordu. Öbür arkadaşları her hal de dışarıda kalmış olacak. Ben bir aralık yere doğru &- gildim. Yanımdaki adam” boy- numa bir ip attı. Boğazımı sık- mağa başladı. Tehlikeyi hemen anladım. Bir elimle herifi yakala duydular, yetiş. tiler, Herifi yakaladık, Polise teslim ettik.Arkadaşları, kaçmış lar, yakalanan adamın ismi Hü seyindir, Kalp dolar sürenler Limanımızda bulunan Nor- veç bandıralı Ağova vapurunda 3 sahtekâr yakalanmıştır. Bu 3 sahtekâr; evvelâ Galata da tütüncü Ahmet Efendinin dükkânma gitmişler, 3 paket si- gara almışlar, ve sahte bir dolar vermişler, paranın üstünü alıp savuşmuşlardır. Ayni adamlar, gece Doğru- yolda Yakup efendinin biraha- mesinde 8 liralık içki içip bir kaç sahte dolar daha vermişlerdir. & ei hakkında gerek ti- Odasma ve gerekse İstan- amel şikâyetler vâki. Dolarların sahte olduğu anla zamanda, | , İvar, ne yok? Eskiden böylelerine lâf ebesi derlerdi. Bence asıl ismi şerifle ri çam sakızıdır. Şimdi tıraşçı diye anılıyorlar. Bu sabah, işte bir tıraşçı ile, ama ne sulu bir traşçı ile karşılaştım bilseniz. . Evden çıkıyordum, Köşeyi dönerken, biri koluma girdi. Dö nüp baktım; Hayal meyal tani- yabildim; Fi tarihinde, bir yer Meğer, benimle ne kadar tek lifsizmi; Meğer beni ne ka- dar özlemiş: — Aman efendim, sizi bir gör dük, bir kaybettik... Nereler- desiniz? Bilsem hemen ziyare- tinize geleceğim... Bizi sorar- sanız, yine her vakitki yerimiz- de toplanıyoruz. Dün gece, yi- ne filânca falanca ile beraber- dil. Hep sizi andık.. Ah, bura- da olsa da bir tavlâ atsak.. di- yel. tim; — Ben, tavla bilmem ki.. — Bilmeseniz de öğrenmesi güç mü? Geçen sefer, pek âlâ oynuyordunuz. * — O, tavla değildi... — Öyle ya.. Öyle ya.. Aznif oynuyorduk.. Ne ise, onu bıra- kalım... Daha, daha nasılsınız? Gayet soğuk: — İyiyim, hamdolsun... — Gazetede gördüm. Sizin “Felek,, gelmiş. . Aşkolsun, iyi muvaffakıyet kazandı. —'(... — Çok iyi görüşürüz. , — Yal!.... — Geçen sene, Sarıyerdeki — Benim bildiğim Felek Sa- rıyerde oturmaz.. . — Sarıyerde demişim.. Sü-| leymaniyede diyecektim, Hatırımda kaldığına göre Fe lek, kışm Beyoğlunda, yazın Çamlıcada oturur. . izin dediğiniz gibi Gazeteler de ne — Hiç! İyilik sağlık... — Ve lâkin, Serbestiye am- ma çatıyorsunuz ha... — Hangi Serbesti?. . — Şey.. ",Yarın,, diyecek- tim, — Bilecik Meb'usu Galip Re şat Beyin Folitikadaki makale- sini pek beğendim. Güzel yaz-| mış doğrusu... | — Politikada böyle makale çıkmadı. | — Canım, nasıl olur.. Müder ris İsmail Hakkı Beye cevap veriyordu. — İyi amma, onun ismi Ga- lip Reşat değil, Reşit Galip. Bilecik Mebusu değil, Aydın Meb'usu.. Sonra da makalesi Politikada değil, Milliyet te çık “Sıkılmadan gülümsedi. Ben de güldüm. Biribirimize bakıp gülüştük. Meğer, torbadaki lâf-| ları daha tül iŞ: — Kuzum, Mecliste neler 0-! luyor?. Geçen akşam gene epey| münakaşalar geçmiş, . . İ — Hayırdır inşallah. .. Han- gi Mecliste bu? — Millet Meclisinde. . . — Millet Meclisi kapanalı on beş gün oldu. Açılması yak- şılımca vapura savaşmuş olan a-| aşıyor. , çık gözlüler meydana çıkarılmış | Bunun da arkasmı götireme- tır, Na o Kolumu yavaş yavaş çek-| Karş evlerinde her gece toplanırdık., — Havalar, âdeta soğudu. . Yüzüne mânalı mânelı bak; rak: — Evet, pek soğuk gidiyor. . — Bari, odun kömür alabil: niz mi? Bizim mahallede bir 0- duncu var. Çekisini üç yüz ki nu... İsterseniz, göndereyim. Herifin şimdilik para filân a .İradığı yok. — Teşekkür ederim, Ben, o- dunumu aldım, — Öyleyse kömür gönderte- yim. . — Hayır, lüzumu yok. . Tekrar koluma girmeğe çalı- şarak: — Şimdi, ne tarafa böyle? Sözünü keserek sordum: — Siz, ne tarafa? — Ben, Aksaraya gidiyorum amma, . Öyleyse bana müsaade... ıya geçiyorum. Ve bir tek lâf etmesine meydan bırakma- biz Lütfeyleyip te bari buradan hüda gidersin, Kendiliğinden asla gitmez Halil Efyndi.. Diye bağırmak işten bile de- gildi. .. tirdim ki, biz tramvaya binme sini bilmiyoruz. o Ne binmesi- ni, ne de inmesini, Köprü ba- şında, tramvay durdu. Biletçi| zili çekerek boğazı kısılrcasma: — Haydi efendim Eminönü! Eminönünde inecekler!. Kimse yerinden kımıldama- dı. Tramvay da biraz & sonra kalktı. O zaman, hep bir ağız- dan feryat: — Durdurt şunu. Canım, biz Eminönünde ineceğiz!. — Senin tramvay © vatmanı gibi.. » Kendi kendine zil çekmeler, hep birden merdiven sahanlığı- na yüklenmeler. Tramvay ikin- ci defa durdu: — İnmiyen kalmasın! Diye lihtar edildi. Ve tekrar yola de- vam edilince köşede uyuya kal mış bir kocakarı esniyerek ba ğırdı: — Hu.. Biletçi.. Eminönü- ne geldik mi?. Şimdi ölür müsün, öldürür müsün?, Koca karıyı, hamam bohçası gibi kucaklarına alarak indirdiler. İyi amma, bizim de| bu yüzden on dekikamız o kay- boldu, Tep:raşına ş-Imiştik, Tram v vzda bir dakikadan faz- la durdu. İnenter indi, binen- ler bindi. Yolumuza o devam ederken zil kopacak gibi çalın- dı, Bir tehlike işareti zannede rek epeyce halecan geçirdik. Meğer zili çalan, yolculardan biri imiş. Gazete okumağa dal mış ta Tepebaşına gelliğimi- zin farkına varmamış.. Şimdi bu doğru mu?, Yanımda bir yol cu diyor ki: — Azizim, biz tramvaya bin diğimiz zaman kendimizi ya- tak odamızda zannediyoruz.Ki- işi havaiyata döktü: mimiz uyuyoruz, kimimiz ra-- hatça gazeteye dalıp kendimizi — İunutuyoruz. On dakika sonra jLâf ebesi, çam sakızı, tıraşçı... — Hü biletçi Eminönüne geldik mi ? — Ben perilere gideceğim, cin senin olsun.. Beyazın adı var, esmerin tadı | ruştan veriyor. Alâ meşe odu- vatman arkasında da İ - dan hemen tramvaya atladım. İtim. Bu tiryaki Biraz daha kalaydı; sulu bir! ziyaretçiden yaka silen şair gi| sceğimiz bir arabaya cu kadar a yerleşmek olur mu ya. . Hele 6 tramvayın arkasına asılmalar, dünyanın hiç bir ta rafında görülmüş şeyler değil, Sonra bir kaza olunca, gel vat man efendi. . İyi amma, kuzum gözü yok ki, asılanları görsün.. Vâ kıâ, biletçi, rasgeldiği yerde tı- İramvayı durdurup indiriyor am! ma, hangi birile başa çıkacağı- snr oda şaşırıyor.,, - Doğrusu yolcuya hak verdim. Bütün kazalardan tramvay kumpanyasını mes'ul etmek ko lay. Fakat, ondan evvel kendi- mizi mes'ul eemayi öğrenelim! Tepebaşında, cuma günleri, bir çoklarının en büyük eğlen- cesi, sıra gazinoların birine ku rulup nargile çekiştirmek, olu- yor. Ben, buranın meşhur bir gazinosunda, kırk senelik bir nargile tiryakisi — Karşımda nargile içenlere şöyle bir baksam, kaç seneden beri nargile içtiklerini anlarım. Acemiler, marpuçu iki parmak * İ Bu dakikada iyice kanaat ge| İsi sinsi dolaşanlar, ortalığın ka larile tutarlar. Biraz daha eski- nler, avuçları içine yerleşti-) rirler. Nargile, beygire benzer. Sahibini çok iyi tanır. o Acemi bir tiryakinin ateşi sık sık sö- ner. Ateşi, tümbekinin üstün- - e yerleştirmek oldukça hünere bağlıdır. Bu ateş, hafifçe kül- lenmiş olmalı. Berki çarça- bük kömür olur. Ve daha neler neler,. Anlıyorum ki, keyif eh li arasında nargile tiryakilerine de mühim bir mevki ayırmak icap edecek!.. Kahveden çıktıktan sonra, Tepebaşmdaki “Gardenbar,, ın şatafatlı ilânları gözüme ilişti, Darülbedayiin kapısı (O önünde iki genç konuşuyor: — Bu akşam, matinede Cin var!.. Gelelim mi?, Öteki Alabros saçları parmaklarile tarayarak cevap veriyor: — Ben perileri seyredeceğim Cin senin olsun.. Büyük caddedeyim. o Daha herkes ayakta.. Tatil gününü nerde geçireceğine henüz karar veremedikleri belli... Kimi, si- nema kapılarmda resimlerden ahkâm çıkarmağa çalışıyor. Ki- mi de “Ah, şırkerahet vakti gel se!,, diye sızlanıyor. Dar sokakların başında sin- rarmasını bekliyorlar. Lâmba- lar yanar yanmaz avcıya dağı- lacaklar, Bundan sonra artık bahıtlarma ne çıkarsa. . Süğlün mü, bekaçe mi, keklik mi, bıl- dırcın mi?.. Yoksa, uzun kulak: Ir bir tavşan mu?, Taksime doğru yürüyeyim, dedim amma, yarı yolda yorul dum. Bir pastacıya girip otur- dum. Burası öğle yemeğini, ha fif bir çayla (o atlatmağa karar verenlerin toplandıkları bir yer dir. Müşterilerden bir Rus, ka rışık Türkçesile seslendi: Belediye büyü büyük bir müessese açacak Burada muhtaç çocuklara bakılacak İstanbul Belediyesi yeni bele diye kanununun kendine tahmil yettiği vazifeleri nazarı iddikate Jalarak çocukları himaye için bir proje hazırlamıştır. İ İlk şişi olarak darülâcezedeki İçocuk bakım kısmı genişletile- cektir. Bundan sonra yeni bir | müessese açılacaktır. Bu mües- sesenin kadrosu mümkün oldu- gu karlar geniş tutulacaktır. Mücssesede yalnız meme yaşın- daki çocuklar değil, daha bü- yük yaşta oldukları halde kanü- nen himayeye muhtaç olanlara! da bakılacak ve bunların iaşe- "eri temin edilecektir. Müessesede hem sıhhi, hem! de terbiyevi teşkilât vücude ge- tirilecektir. e Karadenizde şiddet! bir fırtına oldu Dün sabahı yavaş yavaş başlı yan rüzgâr akşama doğru fazla laşarak adeta bir fırtma halini almıştır. Dün rüzgâr şimalden kuvvetli olarak esmekte idi. Ge len malümata nazaran Karade- nizde de fırtına vardır, Maama fih vapurlar güçlükle olmakla beraber seferlerine devam et- şmektedirler, Dün limanda da bir hafif fır tuna vardı. Bu yüzden vapurlar şamandıraya ve rıhtıma yanaş- makta müşkülât çekmişlerdir. Bir kısım küçük vapurlar dün hareket etmemişlerdir. Tağşişi menedecek lâbu- ratuvarın gayesi Tağşiş kanununa nazaran mal larımızın evsafını tesbit” ve tağ şişten vikayesi için ihracat mer- kez limanlarımızdan biri olan İstanbulda bir lâboratuvar tesi- si kararlaşmıştır. âboratuvarın tesisine başlanmıştır. Lâboratuvar zeytin yağ ve emsali ihracat maddelerimizin nevilerini tesbit ve tayin ede- rek işe başlıyacak ve yavaş ya- vaş bütün ihracat mallarımız tesbit edilerek esaslı bir tasfiye ye raptedilecektir. Leh başşehbenderliği M. Valerien Lopatto Polon- ya cümhuriyetinin Türkiye baş şehbenderliğine tayin edilmiş- tir. Manifaturacıların bugünkü içtima Bugün ticaret odasında ma- nifaturacılar bir içtima yapacak lardır. nin ne kadar olması lâzım gele- ceği tesbit edilecektir. Mi tahrir mınt”'a rı Yeni kanun mucibince iivar edilen arazı tahrir ve tecrübe talimatnamesi üzerinde tahrir mıntakaları tesbit edilmiştir. Tahrir tecrübelerine bu ay için de başlanacaktır. Tahrir mınta kaları şunlardır: Ankara vilâyetinin Ayaş, İs tanbulun Yalova, Trabzonun Maçka, İzmirin Sivrihisar, Ça- nakkalenin Gelibolu, Kırklareli. nin Vize, Sıvasm Darendere, Adananın Merkez, Kocaelinin Hendek, Diyarbekirin Kulp, Er Zurumun Tortum ve Kastomo- nu vilâyetinin Tosya kazaları- ği olsun! Bu çavdar ekmeği, pastaha- Her gelen çavdar (o ek- meğin okkası kaça ( satıldığını| bilir misiniz?. Tamam otuz ku- ruşa, |, Alâ beyaz ekmeğin ok- — Bana bir ekmek çavdar, kasını dokuz kuruşa yerken, si- yah çamur gibi undan yapılmış Bu içtimada kumaşlarm eni-| â. nenin en belli başlı gıdaların- ör. getir!. Hem de çay, sıcak çok) bir ekmeğe otuz kuruş | verilir biri. mi?, Diyeceksiniz amma, gali- Köşede oturan bir genç: o (ba mı r meseli bilmiyorsu- — Bana da öyle.. dedikten|nuz: sonra: — Beyazın adı var, esmerin — Amma, dedi, benimki de tadı!.. : mek çavdar değil, çave M.S —İ tanbur cuma günleri as eğlenir? “| Bakımevleri Yeni hatlar Beyoğlu, kışa hazırlanıyor Tramvay mı, yoksa yatak odası mı ? Pire seferleri hafta- ya a başlıyor — Marsilya hattı için de tetkikat yapılacak İdareye ait muhtelif işler hak kında Seyrisefain müdürü Sa - dullah Bey şu beyanatta bulun- igin “— Pire seferlerine (başlan: mış nazarile bakılabilir. Gele - cek cuma İskenderiye için kak kacak posta dönüşte Pireye de uğrıyacaktır. İlerde vapurlarm Pireye gi- İderken de uğramaları için. tet- İkikat yapılacaktır. İdaremiz Marsilya seferleri İşin de tetkikat yapmaktadir. Vaziyt muvafık görüldüğü tak- dirde bu mesele de halldilecek - Yalora için > gelöcek İmahsus olmak üzere çok * mü- İhim şeyler düşünüyoruz. Yeni 'bir otel yapacağız ve elektrik te davihanelerini tevsi edeceğiz. Reklâm için muhtelif Isianlar- da risaleler neşredeceğiz. Bu se ne ecnebiler de rağbet (göster. mişlerdir. Kaplıcaların gördü- İğü rağbet ümidin fevkindedir. j15- -20 senelik romatizması olan hastaları 20 gün içnide şifayap etmiştir. Bu sene yemek ve bütün is- tirahat esbabı dahil olmak üze- re en lüks oda 1! lira idi. Gele - cek sene lokantalar da idareye geçeceğindn beu miktar daha zi yade ucuzlatılacaktır. seneye Tekkeler hakkında bir istizan Tekkeler kapatıldıktan sonra şeyhlerin, tekkelerin ikamete mahsus kısımlarını işgal etmele rine müsade edilmişti. Vefat eden şeyhlerin aile ve çocuklarının bu binaları işgal - de devam edip edemiyecekleri alâkadar makamdan sorulmuğ- tur. Halk bilgisi derneğinin müsameresi Yakında Halk bilgisi derne- gi tarafmdan konservatuarda bir müsamere verilecektir. Halk müsameresi için hazır lıklara başlanmıştır. Müsamere de Harput, Erzurum, Trabzon oyunları oynanacak ve halk şar kıları söylenecektir. Halk bilgisi dernegi şimdiye kadar toplanan halk masallarile türküleri, darbımeselleri bir ki- tap halinde çıkaracaktır. Bira fiati indirilecek mi? Lokantacılar bira fiatinin pa halılığından şikâyet ediyorlar- Bomonti şirketi lokantacıla - rn bu taleplerini haklı bularak İkendilerini müzakereye davet et miştir, Bu temaslar devam ede- cektir. Şirketin yaklaşmakta o - lan kış mevsiminde bira sarfiya tının çoğalacağını nazarı dikka te alarak fiatleri tenzil edeceği imuhakkak addedilmektedir. Memleket albümü Halk Bilgisi derneği tarafın- dan bütün Türkiyede mevcut xw lâyetlerle meşhur şehirlere ait tarihi eserler, bedii ımanzara- lar, maarif müesseseleri, yeni ve eski halk kıyafetleri fotograf ları tesbit edilerek bir memle - ket albümü yapılması kararlaş tırılmıştı. Dernek bu eser için mıştır. Eser dört kısım olarak neşredilecektir. İlk kısım hazır lanmıştır, yakında neşredilecek Opera cemiyeti temsil- lere başlıyor Yeni teşekkül eden Opera ce miyeti temsilleri için faaliyete başlamıştır. Temsil heyetini şehrimizde bulunan İtalyan amatörleri teş kil ediyor. Bu heyetin ME konservatuvar muallimle, a M. Tulariko vardır. İlk defa o- Ge ele e m ar ei mea ma ml 6 vü LİN MM İN İN ON b e Je saman larak Riyoletta operası temsil 2 eteği nden

Bu sayıdan diğer sayfalar: