26 Ekim 1930 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 3

26 Ekim 1930 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

.. Reatunus a - KARAR 5 EE ea Ama” Asus kEku * ele e VE: e VR e RR A, < 7S ALA kârlısı Satışların en Kırılacak eşya satışr, satışların şüphe yok ki en kârlısıdır. Sırçadan yapılmış eşya arasında gündelik ihtiyacımıza yarı- in bardak, sürahi, tabak gibi şeylerin ömrü pek azdır. Ne kadar a edilirse edilsin, nihayet bir kaç ay zarfında mutlaka bir ka- Maya gelir. ; Hele bardak, fmcan gibi şeyler daha ani tehlikelere maruz- « Ekseriya, bu kabtl eşya, hizmetçiler elinde kırılır. Hemen Dir aile babası yoktur ki üç dört ayda bir, evine yeni bir düzü İ* bardak almağa mecbur olmasın. İşte işin bu inceliğini bilen kimseler, ötedenberi çanak çömlek ticaretinin yolunu tut- Mu Periz ui işi yapanların ekserisi Yahudidir. Son günlerde, işporta- arda sırça eşya satanlar çoğalmıştır. Mağaza camekânlarında.. k Bu'mangen de, Yenicami civarında bir mağazanın camekâ- Wla aylardanberi durur. Bu kabil mangenlerin canlı bir insan- &n her halde daha çok alâka celbettiği görülüyor. Meselâ, şu kân bu mangen sayesinde her gün camekânı önüne yüzlerce Myirci toplamağa muvaffak olmaktadır. Amma, bu seyirciler. en yüzde doksanmın s24'ece onu seyretmekle iktifa ettiklerine bir şey almak için içeri girenlerin sayılacak kadar az olduğu- da şiiphe yoktur. ne oldu ? Balıklara Balık: son günlerde pek az çıkıyor. Ağız tadile yenebilecek €r, mercan, barbunya, kılıç gibi balıklar çok pahalıdır, iş Buna mukabil resimde görülen neviden iri balıklar, çoğalmış- iz, caddeden hamal sırtında iri bir balık geçirilirken) MİLLİYET Memleketimizde ıtriyatçılık, İaşağı yukarı otuz senelik bir ma siye maliktir. Belli başlı ilk :t- riyat âmili “Faruki, Beydir. pFarukiden sonra, bu işte mer- hum Etem Pertev Bey uzun müddet rakipsiz kalmış ve imal ettiği muhtelif esans, lüsyon, kolonya, kremler ve saire piya- sada çok büylk rağbet görmüş tir. Etem Pertev Beyden son- sa, ıtrıyatçılığımıza hizmeti do- kunan ve en modem tarzda ça- Eyliya zade Nureddin bey olmuştur. Evliya zade Nureö- din Bey, bize memleketimizde- ki ıtrıyatçılık hakkında şu ma- lâmatı veriyor: Parftimeri işi, sekir on sene- Bizde ıtrı yatçılık ne ZE em Yeni gümrük kanununun yer li rtrıyate âmilerini himaye 6t- |mesi bizı bir kat daha yolumuz da teşvik etmiştir, Avrupa mamulâtı, pek yük- sek sermaye ile ve kuvvetli te İkilât ile ude - geldiğindeğ İrika mamiulâtı derecesinde ıtrı İyat e şimdilik mümkün değildir. Ancak Avrupanm bu belli başlı fabrikalarından ma- ada her hangi bir ttrıyat fabri- kası mamulâtıma faikiyet iddia edebiliriz. Firmaların İhemmiyeti bü; ıtrıyatçılıkta e- Bizde mevcut firmaların mev şüphe yok ki bir kaç büylik fab| halde? kiyata tevfikan istihsal edildi- dine şüphe edilmemelidir. Evvelce, Türkiyede ecnebi ıt! rıyatı namı altında giren ve is- itihlâk edilen mikdar, umumi serfiyatın yüzde doksanını teg- kil etmekte idi. Bugün, şükranla görüyoru: ki bu mikdar, yüzde onu bile tecavüz etmemektedir. Son za- manlarda, en yüksek alleler bi- le Avrupa mamulâtını terkede- yek yerli malı tercih etmeğe baş lamışlardır. Burada rtriyat âmillerinin bir ricasından bahsedeceğim: Bizim en mühim derdimiz, ispirtodur. Biliyorsunuz bir is- pirto inhisarı var, Bu inhisarm Piyango bayilerinden bazıları, nazarı dikkatlerini üzerlerine celbederek akılları sıra bilet satışını arttırmak için hayale gel medik çarelere ve vasıtalara baş vuruyorlar. Kimi, kapısı üstün de elektrikli ziya oyunları tertip ederek, kimi “kazandım!,, diy« bağıran ağzı iki karış açık insan resimleri ile camekânlarını süs liyerek rağbeti arttırmak istiyorlar. Resimde gördüğünüz bayi de, dükkânı içine otomatik bir ku İmar makinesi koyarak, gelip geçenlere taliini tecrübe etmek fır satını veriyor. Bir taşla İki kuş vurmak diye buna derler, Ayva pek çoğaldı m denberi canlanmıştır. Balkan) ki tutabilmesi biraz da zamanla hükümetleri içinde hali hazır.kabil olacaktır. ;Itrıyatçılar, da parfiimeri mamulâtı itibari-| Tü le mevk'1: bulunduğu-| a üzerinden yaparlar. Kolonya muzu iftiharla söyliyebiliriz. £ |dan sonra, sırasilewesans, pud Parftimeri fabrikalarının her |72» âvanta, krem ve:saire gelir. sene, şehrimizi ziyaret eden müi| Son seneler zarfında, bizzat i- meşsiilesi, gördükleri terakki. | Dal ettirdiğim sabunlar halk ta yata karşı, hayret ve takdirleri |"afımdan büyük bir rağbet gör- ni gizlemiyorlar. Bizde yapılan | mektedir. Diğer taraftan yerli parlilmeri işleri esans, kolonya, | enak cilâları da çok aranmak- İdsyon, isrem ve diğer tuvalet) tSdİr. levazımından ibarettir. Yerli ıt- o Memleketimizde Türk san'- rıyat, halkımız tarafından rağ-| atkârları tarafından vücude ge- bet görmekte ve bu rağbet, gün| tirilen muhtelif parfümeri ma- den güne artmaktadır. İmulâtmm en son sistem terak- öküz D Bir kaç gündenberi, açık göz bir Yahudi peyda oldu. Elinde| küçük bir sandık, kalabalık gör düğü köse başlarmda avaz a- vaz bağır — Haydi efendim, dört gözlü) iki ağızlı öküz burada... Yüz parâyı verip seyredelim! Der- ken etrafını bi meraklılar sarmağa başlıvor. Yüz parasına kıymak gafletinde bulunanlar, bari bu meşhur öküzü görebili- yorlar mı? Ne gezer? Bize öz tıklarma göre sandıkta açılan! (j bir deliğe gözlerini uydurarak) ii içerdekini seyretmeleri söyleni| yormuş. Meraklı adam, bütün! dikkatini gözlerinde topladığı! halde öküze benzer bir şey gö-! | sök kiyede en çok satışr kolon-| i | gözlü hayali öküz başını bize verdiği ispirto, parfümeri- de kullanılabilecek evsafı haiz değildir. Biz, üzümden ve hiç ol mazsa pirinçten istihsal edil- miş ispirto istiyoruz, Vakıâ, in- hisar idaresinin verdiği ispirtoi da saf ve halistir, Ancak, dedi- gim gibi aradığımız evsafta de- İğildir. Eğer inhisar idaresi istediği- miz ispirtoyu verirse mamwlâ- tumızın nefaseti bir kat daha ar tacaktır. İnhisar idaresinin yer- U sanayii teşvik noktaamdan bu ricamızı kabul edeceğini ü- mit ediyoruz.,, başı Kış meyveleri arasında ayva, uzun müddet dayanması, reçe Mi, luabı, marmalatı yapılması itibarile çok rağbet gören bir mej vedir. İ oAyva, bütün bu faydalarına rağmen daima ucu.” satılır, Ok İ bası 10 kuruşa kadar düştüğü zamanlar olur ve hiç bir zama, |20—25 kuruştan fazlaya çıkmaz. Son günlerde ayva pek çoğalmıştır. Seyyar satıcılar da el İmek ayvasmın 10 — 12,5 kuruşa kadar satıldığı görülmektedir. şi ran Beyoğlunda bir sabahçı kahvesi remiyormuş. Bu açık gözün eli ne bir öküz başı geçirerek, sura "tında açtığı deliklerin kimine |göz, Kimine ağız ismi verdiği |ve bu suretle halkın safiyetin- İden istifade edip durduğu anla- İşlmaktadır. Ticaret, serbesttir. Buna bir İdiyeceğimiz yok. Fakat, bu dört gör- mek için parasina kıyan zavallı) lara acımamak elden gelmiyor.) o Siz bu kahvehanenin tenhalığına bakıp ta müşterisiz bir yer —eee——— | zannetmeyiniz. Burası, adile sanile meşhur sabahçı kahvelerin: Ucuz petrol denbiridir. Gündüzün pek az iş yapmasına mukabil, geceleri sa- Bundan bir müddet evvel iktz| Paha kadar açıktır. Bu kabil kahvelerin müşterilerini ekseriya Jsat vekâletinin çifçiye ucuz pet| şoförler teşkil ediyor. Şehrimizde bir çok sabahçı kahvesi var. rol vermediğinden şikâyet edil-| dır. Bu kahvelerde çalışan garsonlar, nöbetle çalışırlar, ve bir va İmişti. Bir kaç gündenberi vekâ:| zifeleri de uyuya kalan müşterileri, ara sıra ikaz etmektir. Res- je ucuz petrol tevziatma başla! mimiz Beyoğunda, Taksimde bir sabahçı kahvesinin gün orta» İmaştar. İ sındaki uyuşuk halini gösteriyor

Bu sayıdan diğer sayfalar: