19 Mayıs 1931 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

19 Mayıs 1931 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

© pol, birde beyaz takrirlik kâ- ğit.. Bir arzuhal ile valiye mü- © vale etmiş, Ben de olsam hava- » mek suretile ölümün sırrına vâ © didei iftiharla gördüğümüz va- di, lâkin lenen ölüyü dirilttik “nin biri bir şişe rakı ile kulübe bir eskicinin örsünü alarak ha- 5 — Onu baban da kırar, kaba «ken diğer taraftan da en dişe e- © a bizdi — çıkarsa halimiz ne olur Buen Eyle Baik vo küler | im ümlesi “Ni etli “9 MAYIS 1931. İDAREHANE — Ankara caddesi Wo: 100 Telgraf adresi: Milliyet, Is. anbul Telefon numaraları: 24311 — 24312 — 24313 GEBONE ÜCRETLERİ Türkiye için Hariç için ğı 400 kuruş 800 karuş 750 ,, 1400 ç 2. MW , 278, Gelen evrak geri Ml Müddeti geçen nüshalar 1 tur. Gazete ve matbaaya mit işler için n üdiriyete müracaat edilir. Gazetemiz ilânların ( wies'uliyetini #ahrsl ötmez. Bugünkü Hava Dün enfazla hararet 2ü enaz 15 di. Pugün rozgâr hafif lodos ve İva ekserivvetle açik Ölümün sırı ! Bursada harikülüde bir Ha- nim zuhur etmiş. Hanım “Ölü mün sırrı,, nı keşfettiğini söy- lüyormuş. Evvelce Darülfünü- na müracaat etmiş, fakat aldır mamışlar (ber halde çökeme. mezlikten olmalı). Tabii böyle yanii de sorular a? Hanım hemen 15 kuruşluk bir racaat etmiş. Hanımı mumai- leyha arzuhalinde kedileri di- ini de beyan eylemiş.. Va Ti Bey arzuhali Darülfünuna ha amma Darülfünuna değil, Şimdi gelelim asıl mese- leys.. Kadınların ekseri öldür- kıf olmak istedikleri her gün kayi'le malümumuz olmakta i- rilttim diyor.. Eh kediler do- kuz canlıdır. Pek ölmemiş biri- ni belki diriltir.. Lâkin hakika. ten ölmüş, meselâ Terkos gibi emvatı diriltebiliyorsa 6 zaman oha iranirım. Ne gibi Bektaşi sine giderken yolda dolu yağ- mağa başlamış ve irice bir dolu tanesi zaten sırçadan olan şişe Yi karmış.. Rakınm döküldüğü nü gören Bektaşi pek içerle- miş ve önünden geçmekte olan yaya tutmuş ve: yı isen şu örsü kır.. Demiş.. ediyi dirilten Hanım da kaba ayı ise hakiki ölüleri dirili * Ben bir taraftan bunu yazar diyorum.. Ya diriltmeye başlar e iş bulamıyoruz, dirilmiş ölüler başımıza bir dişemi de ancak bir mülühaza az tadil ediyor.. E lüler kü dirileri görünce tek- | Bütün zihinlerde şu sual do- laşıyor: Acaba Türkiyede Rus Dumpingi var mıdır Bununle hinde ve aleyhinde bir çok söz 0 kuruş | ler söylendi. Bir kaç gün evvel memleketine giden Rus sefiri Suriç Yoldaş; . böyle bir şeyin aslu esası olmadığını, bu gibi rivayetlerin düşmanlar tarafın dan uydurulduklarını söyledi. Bir sefirden, bir diplomattan başka türlü beyanat beklenir miydi? Bazılarının iddiasma göre Ruslar bizim memlekette doğ- rudan doğruya bazı emtaa üze- rinde dumping yapmaktadır. göre Rusya, Türkiye dahilinde değil, Fakat memleket haricin de bizim aleyhimize dumping yapıyorlar; ihracat mallarımı- zın pazarlarmı istilâ ediyoruz, Emtaamızın fiatlerini düşürü- yorlar, rekabet ve satış imkânı bırakmıyor. Tam realist olmak lam bir hüküm vermek i- çin hakikatleri sözlerden değil, hâdiselerden çıkarmak lâzım- dır. Bunun için de Rus dumpin gi ve onun muhtemel neticeleri hakkındaki tetkiklerimizi hülâ- sa halinde bu sütunlarda izah edeceğiz. Esasen Rus ticareti hariciye sistemi bugün &n mühim ve Aç bir tetkikmevzuudur. Bill in di hayat ve vaziyetimizle te- masta olan bu sistemi herkes- ten evvel bizim bilmemiz lâzım dır. Evvelen dumping nedir? Bu kelime İngilizcedir. Bir taraftan diğer bir tarafa, bir yerden diğe bir yere boşalt. ,, | mak, boca etmek mânasına ge- len dumping, iktısadiyatta bir satış metodudur. Bu metot memleket dahilin- de maliyet fiatinin fevkindeki satışa mukabil, memleket hari- cinde maliyet fiatinin dununda bir satış diye hulâsa edilebilir. Dumping maliyet fiatinin dununda bir satış olmakla bera ber mu hakkak zararma bir sa- tış değildir. Biliyoruz ki maliyet fiati, bir taraftan o malın meydana gel. mesi için sarfedilen amele yev- ii ve mevaddı iptidaiye be diğer taraftan serma , emvali gayri menkule amartismanı ve mütefetrrik ida- re masarifinden yüzde bir kı mını mal Oüzerine ilâvesil meydana gelen fiattir. Bir çek dumping şekilleri vardır. Bunların hepsi yalnız ii cins emtaa veyahut bir za- inhisar eden satışlardır. Bu günkü Rus dumpingi ise şimdiye kadar (o malüm olan dumpinğ . usullerinden büsbü- tün başka bir şeydir. Bir defa Rusyaya, bu “geniş memlekete bir nazar atfedelim: rar geri dönerler. li olacak ki oraya top- 'ta bunu içenlerin aklı ba- gidiyormuş. O kadar ilerini unutuyorlarmış ki lişalırmız efendimize borçlu di, i iü sadakati de unutarak lü türlü şeyler konuşuyorlar mış. Fakat böyle fesat tertiba- hiç bir zaman müsaade e- üyeceği malümdur. Şimdi- kadar böyle şeylere cür'et İenlerin denize atıldıkları ma dur, Fakat Yusuf Paşa cesareti- topladı. İbrahim Beye cevap Jermeğe hazırlandı. Fakat ma- Kâtibi bir darbe daha in- va i Geniş erazide 154 milyon mat buyurdukları bir Sadra. zam nasıl oluyor da böyle yer. lerde dolaşıyor.? Padişah efen- dimizin bunlardan haberdar ol. ması kim bilir nasıl bir netice- verecektir.? İbrahim Bey sustu. Paşanın yüzüne dikkatle bakıyordu. Sadrazamın artık metanet ve cesareti kalmamıştı. Bitkin bir halde görünüyordu. Mağlüp et tiği hasmının bu halini bir müd det zevkalarak seyrettikten son ra İbrahim Bey dedi ki: Bütün bu söylediklerimi u- nutmak kabildir. Hiç bir şey olmamış gibi her şeyin üzerine bir perde çekilebilir. Fakat bir “Mem ileket işleri Memleketimize Rus dampingi var mı? Rus sefirinin sözleri ancak bir diplomata yakışır sözlerdir lar. Diğer bazılarının iddiasına bir hale koymuş ve azamı ran dıman almak için müracaat etmiş, bu; ü rejiminde - ihraç edilen şmtaa değildi Bütün istihsal ve harici tica retini devletleştirmiş Rusya, karnını doyurmak pahasına ça lıştırdığı amelenin ihtiyacını tatmin ettikten sonra, ihraç e- debileceği fazlaistihsalini tama men kendisine bedava mal et- miş oluyor. Binaenalyh ihraç ettiği malı herhangi bir fiatle satarsa sat- in safi bir kâr Yalnız, el'an Rusya mevaddı iptidaiye ihraç ve mamül emtia ithal mecburiyetinde memlekettir. Şimdi bi retini, istihsalâtının kendi ihti yacını temin edecek bir şekle ifrağına sarfediyor. Bu maksatla iki buçuk sene- dir muvaffakıyetle tatbik edil. diği iddia edilen, beş senelik programm tamamen hi n- da Rusyanın hariçten mamül İ emtia mübayaa mecburiyetinde olmayacağı söyleniyor. Şayet bu tahakkuk edecek olursa Rus ya . hariçten mübayaatını he- men hemen sıfıra indirmiş ve buna mukabil günden güne in- Acaba Sovyet Rusya ha dilen beş senelik programını tatbik ve tahakkuk ettirebile- cek midir?, Buna şimdiden hük metmek güçtür. Ancak onların iddiaları budur ve tuttukları yol o istikamettedir. Yarınki yazımızda Rusyanın harici ti- caretinden bahsedeceğiz. MÜMTAZ Hayvan borsası komi- seri istifa edecek Hayvan borsası komizeri Kema: | leddin Bey vazifesinden istifa ede. cektir. Kemaleddin Bey bu istifasi. le devlet hizmetinden temamen çe- kileçek ve serbest ticaretle meşğul olacaktır. Kemaleddin Bey uzün müddet İz- mir Ticaret ve zahire borsası komi- serliğinde bulunmuştur; Bir kaç se- neden beri de hayvan borsası komi- serliğini yapmakta idi. Odada 8 saat i; Dün sabah toplanan Ticaret oda. $ı idare heyeti Ticaret odasında ve Ticaret borsasında badema memurla rın günde sekiz saat çalışması kara rana tastik etmiştir. Adi! Bey Maliye'hey'eti teftişiye reisi ve borsa komiseri Adil Bey bur karadan gelecektir. Zayi — 1757 rumerolu tek yük arabemin plâkan zayi olmuştur. Yenisi alina- cağından hükmü yoktur. Yusuf Paşa boğuk bir sesle şünu söyliyebildi: — Kadri Beyle-aile rabıta- mız vardır. Ona böyle bir söz vermiştim. Fakat.. Paşanın önünde yuvarlanaca ai açılmış duruyordu. i felâketten birini tercih et- imek mscburiyetindeydi: Ya kı Zım feda edecek, yahut da ken- dini. Fasıl 6 camide Güneş akşam bulutları arka- sinda pür ihtişam batarken Ke rime Hanım» Bülbül'ün dönüşü nü merakla bekliyordu. Bülbül, Yegâne Hanınım evine: gideli- denberi Kerime'nin ruhuna bir kasvet çökmüştü. Saatler geçi- yor ve o saatlerin geçtiğini aşa. ğıdaki bahçenin portakal ağaç- ları altına biriken kadife gölge- lerden anlıvordn.— Nihayet ak- için maliyet fiati mevzuu bahis | — Aşktğ hiç hezimete uğra madım. — Tabii tahsilâtı daima zim- İ | mete geçirdikten sonra.. Yahudi Yahudinin biri sıkışmış, bir | duvar kenarma © giderek aptes | Bu sırada bir memur sa, ağzınızı açmazsınız. Amma bir zavallı yahudi yaparsa, he- men ağzınızı açıyorsunuz. Hapishanede Hapishanede gardiyan mah- pusun yanma gidiyor ve müjde yi veriyor: — Yüz bir sene mahkümiye tiniz yirmi seneye indirildi. — Memnun oldum. Bende zaten yüz bir sene yaşayacağı- mı pek zânnetmeyordum. Tahavvül İki kişi caddede konuşuyor- İ ben eskiden a- ğır, kolunu kaldırmasını bile is | temeyen tembel bir adamdım, Şimdi cevval, Faal kesildim. İti dali hiç elden kaçırmayorum. Bütün bunlar hep otomobil sâ- yesinde oldu. — Kaç seneden beri şoför- lük ediyorsunuz? — Şoför değilim birader, pi- yadeyim. Otomobillerden sa- kınmasını öğrendim. > — Elli lira borçlu kalayım iri siz değil miydiniz? İyi ya, işte si yorum demek. Size hâlâ elli ki- ra borçluyom. Veko: Hafız Cemal Dahili vkâs seg #edavihar :si ci gün öğledin den. id kadir er. as.alikların. rrimarale dan bir mektupla çıkageldi. Ke rime eline verilen © kudukça biraz sükünet bulür gi bi oldu. Her şeyi Yegâne Ha- nımla Ayasofyada konuşacak- İt, Kadri Bey seyahata çıkma. i dan evvel sevdalıları birleştir. mek için kumpaslar kurmak ü- zete evvelce de böyle buluştuk. ları vakidir. Merakla sordu: — Yegâne Hanım iyi ya? — Evet, efendim, hanımın kardeşi odada idi, sizi sordu. İ efonda çalışıyor. Eğer şu kızı İ kandırabilir de, Cem'i telefona | mükemmel bir şey olur. | fon başına” geldiğini nasıl an- - | derdiğimiz adam, pencereden Cem'i Bey kendini beğenmiş | avukatlardan bi Yazıhane | sine biri geldimi, derhal telefo- na yapışır, güya vali beyi arar / ve bulurdu. — Vali Bey, siz misiniz? O İ geçen günkü mesele için fikri mi sormuştunuz. Ben muvafık mii Hayır; olmaz. Bu söyledi- İ ğiniz hatalıdır. Yalnız siz icap | edenlere emir vsrin., | —Peki, yarın ziyaretinize ge i irim. | Cem'i Bey gayet tabii bir şey | yapmış gibi ahizeyi yerine ta- kar ve Ziyarr: ile meşgul o- | urdu. Kim gelirse gelsin, Cem'i Be İ yin vali ile, müddei umumi ile, İ polis müdürü ileböyle senli İ benli konuştuğunu görünce, o- nu hakikaten büyük adamları tanıyan birisi zanneder ve böy- le bir avukatın işini behemehal bitireceği zehabma düşerek, o- nunla mutabık kalır ve muame- lesini ona yaptırırdı. Cem'i Beyin arkadaşların- isminde bir avu- Fakat bu Sa- dık Bey müşteri celbi hususun- da, nedense Cem'i Bey gibi bir tabiye tarzı bulmağı akıl ede- memişti. Lâkin Cem'i Beyin hergün vali ile, polis müdürü ile, müd- dei umumi ile senli benli konuş tuğunu işite işite meraka düş- tü, Nasıl oluyor, diye düşünü- yordu. Bir gün Şaki İne; Adil Bey isminde bir başka avukat daha geldi. Söz arasında Cem'i Beyin telefon o muhavereleri mevzuu bahsoldu. Âdil Bey de- di ki; z —Vallahi bu işte bir dalave re var. Cem'i yazıhanesine ge- lenlere oyun ediyor. Ediyor am amma fena akıl da degil hani! Müşteri toplamanın yolunu bul muş demek. . Kim bilir bize ge- lecek kaç davacıyı da elimizden alıyor. . Sadık Bey dedi ki : — Şuna biz de bir öyun oyna sak mı dersin? — Ne yapabiliriz?. — Bizim komşunun kızı te- geldiği zaman, hakikaten vali- nin telefonunu açtırabilirsek, — İyi amma, Cem'inin tele- lıyacağiz? Ondan kolay ne var? Biri. i varmış gibi göndeririz. Birimizde aşağıda o bekleriz. Cem'i telefona yâpışırsa, gön- işaret eder. Derhal komşunun kızına haber veririz. Oldu, bit- ö çi Kararı tatbik sahasına koy- dular. Sadık Bey tanıdıklarından bi rine meseleyi anlattı. Sadık Bey, aşâğıda, tam Cem'i Beyin penceresinin “karşısında ahzı mevki ederken, öteki adam da birdavası varmış gibi, Cem'i Neden geldin? Ben cini ıp hanımının ete şel iç — Henimefendiciğim, «paşa Telefon diğini görünce derhal telefona yapıştı ve başladı vali Beyle gö rüşmeğe. . Lâkin gelen müşteri inin. pencereye (yaklaşarak, karşıya işaret verdiğini farket- memişti, Sadık Bey işareti alınca, he- men civarda bir mağazadan te- | lefone etti, Evvelce muvafaka- İ tini temin ettiği telefoncu kr- za, Cem'i Beyin telefon başın- da olduğunu ânlattı, Kız vali Beyin telefonunu birleştirdi. | Cem'i Bey ise muttasıl konuşu İ yordu! — Hay hay! Fakat vali Bey, bu iş böyle olmaz.. — Ben polis müdürüne de söyledim. O da muvafakat etti. — Peki yarm ziyaretinize ge lirim vali bey. . Bu defa telefonun öbür tara- fından ses geldi: — Neyi polis müdürüne söy- lediniz? Bu ne biçim lâtife? Cemi' Bey şaşırdı. Fakat is- tifini de bozmayordu. — Şey... Bilmiyorum. E- vet. — Avukat Cem'i Bey siz mi ? Bir şey mi söyliyecekti- — Şey... Hayır.. Evet.. Bir yanlışlık olacak.. Gelirim. Avukat telefonu kapattı, Fa- kat alnından da ter boşanmıştı. Oyun bu suretle hitama erin- ce, Cem'i Bey hemen şapkası- nı, pardesüsünü aldı. Ziyaretçi- sine; — Yarım saate kadar müsa- rica edeceğim. Acele bir işim çıktı, * dedi ve doğruca evine gitti. Evvelâ yüzünü soğuk su ile yıkadıktan sonra, hizmetçiyi ça ğırdı : — Kız; ben demin telefon et- tiğim zaman, konuşan erkek kimdi? — Ben de anlıyamadım beye fendi. . Emriniz veçhile telefon | çalıca açıyor ve siz ne söyler- seniz onu dinliyordum. Bu se- fer araya vali beyin mi Veli Be yin mi, bir erkek sesi karıştı. Artık Cem'i Bey o günden- beri vali beye telefon etmeyor Askeri tebli ot Aksaray askerlik şubesinden: Malüllere ve şehit yetimlerine verilecek tütün ikramiyeleri | için kayitlerine devam edilmekte ise de müracaat edenler pek azdır. Vakit yoktur. Dolayısile ikinci bir defter de lanzim edilmiyeceğinden zevatı mezkürenin nihayet 31 Mayıs 931 akşamına kadar her pazar ve çarşam ba günleri öğleden sonra kayıtlarını yaptırmak üzere şubeye müracaatla rı aksi taktirde hakları zayi olacak ları ve bu hususun bu gibi zevata lâyik: veçhile anlatılması © mahalle muhtarlarma polis M.M. luklarından emir buyurulmasını rica ederim. Sadrazam odasının içinde do laşıyordu. Kızını görünce dur. | babanız odasında... Sizi he- men şimdi yanına çağırıyor... — Pek âlâ! Kerime en küçük yaşındanbe ri babasının her huhusta kendi- karşıya konuşmak icap ediyor- du. Bülbül'ün o sabah söylediği sözlerden sonra bu davet bil- Kerime Hanım yanakları ne- şe.ile pembeleşti. Fakat kalfa kapının önünde peyda olunca kaşları çatıldı. Kalfa söz söyle- mek için Kerimenin müsaadesi. ni bekliyordu. Hanım, bendegânı ile “daha mülâyim konuşmak itiyadın- da olmasına rağmen sert bir ta vurla sordu: hassa mânidardı. Bütün kalbi ile sevdiği Kadri Beyi tehdit e- den bir tehlike Sezer gibi oldu. Kerime yavaş yavaş aşa; di. Herbasamağı indikçe deki sıkıntı büyüyor gibi i Kapının eşiğine geldiği zam meçhul bir korkunun kalbini burktuğunu hissetti, Kapıyı açıp babasma doğru du, fesini ya doğru itti. — Üzüntün nedir, Babacı- ğım? Bu sözleri söyliyerek babası- nın elini öptü. Paşa bir sedir» yaslanıp başı bakış içini altüst etmişti. Kaça maklı bir tarzda cevap verdi: siri Geçen ay on sekiz yaşına çıkacak diye bekledi. — Annen bana vardığı za- man on dokuz yaşında idi. Bir sene sonra da sen doğdun. . Vaziyet tehlikeli idi. Kerime babasını” iyi biliyordu. Ona dünyada yegâne sevdiği adam- dan bahsetmek isterdi ama... İTTIHADI MİLLİ Türk sigorta şirketi Harik ve hayat üzerine sigorta muamelesi icra eyle-ir Sigortiları halk için müsait şeraiti havidir. Merkezi idaresi: Galatada Unyon Hanınd: “Acentası bulunmayan şehirlerde acenta aranmaktapı HALKIN LÂZIVGELEN ŞEYLE Taksm Ta'imans m nı“da icrayı lübiyala baş Ben-Am'r s'rzı bütün / payı dolaşan en te güzel srklerfen birilir sekepledir ki uğradığı yerde ve ahiren beş kaldığı Atina'da 4 ay ki Mısır'da, 1l ay kaldığı ka'da, 3 sene kaldığı | kada, 2 sene kaldığı H da'da, 1 sene kaldığı İ 2 buçuk ay kaldi Fas Sultanının ziyaretik şerref olduğu Paris'te e siz muvaffakiyetler ki mıştır. İstanbul'da icrayı lü etmek üzre “verilen ru rame bütün büyük mı ketlerde olduğu gibi bilâ kilât alınmıştır. Taksim'de kurduğu n zam çadırın 10 adet çık yeri vardır. Sirk İstanbı Sofyaya hareket edecektir şimdiden 1600 lira rusuma| lira bir emri hayra, 100( pasaportların vize muamel 9000 lira İstanbula ge için nakliye masarifi ol sarfeylediği gibi ayrıc sahiplerile o müstahdemi iaşesine ve arslan ve kaj larla fillerin ve beygir vesair hayvanatın yem'i ve umumiyetle idare ma) ile afişaj ve reklâmlara him mikdarda para sarf miş ve edilmektedir. Halbuki sirk, ancak şembe gününden beri İs hulda bulunmaktadır???9) iRTİHAL Tütün inhisar idaresi » kez muhasebecisi Şefik Devlet Demiryolları Lima müfettişlerinden o Mukbil| İstanbul Sanayi müfettişi hanettin' beylerin vali: Ayşe Hanım dün gece etmiş ve cenazesi Kadıköy İbrahim ağa civarma dün edilmiştir. Cenabı hak met eylesin. “Zayi — Diyarbekir Asi lik şubesinden aldığım kereyi zayi ettim. Yeni çıkaracığımdan eskisinin mü yoktur. Adres: Siri Alemdar oteli No. 1 Diyarıbekirli Abdürrez Harp malülleri cemiyetin: İnhisar beyiye tevfikan bu sene de tı tevzi eğilecek ikramiyey: defterlerin askerlik rince ihzarına başlanmı Harp malüllerinin mes oldukları askerlik şnbele biran evvel müracaat isimlerini defteri ma kaydettirmeleri ilâm o'unı — Sen böyle ilâ nihaye « kalamazsın. Günün birinde caya varacaksın. Ergeç her kız babasının den ayrılacak... Allahın vi ie sabah seni kal dudakları ist la büküldü. “Kimdir?,, a mağa lüzum görmedi. P. zının bu sükütunu terbiy: hamletti, saçlarımı — Canım, nede merak sın!, Sana söyliyeyim mi seni istedi? Kerimenin ağzından şu ler döküldü: — Bilmek istemiyorum!, Padişahın yeni Başkâtibi rahim Bey lütfen seninle i vaca talip oldu, (Bitmedi)

Bu sayıdan diğer sayfalar: