9 Temmuz 1931 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5

9 Temmuz 1931 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

üyük adamlar: GOETHE Johann Wolf gang von vethe 1747 de Frankfortta bidu, zengin bir ailenin uğu idi. Çok geniş bir ilim ve terbiye gördü. Ba- , çocuğum Fransızca ve lalyancayı mükemmelen ko- masını istiyordu. Daha küçüklüğünde Go- he geniş bir muhayyele sa- Hatta kendisine ma- lar anlatan annesinin bu tirirdi. Goethe 17: yaşına diği zaman, hukuk tahsil nek üzre Layipzige gitti. rası son derece hoşuna git- edebiyatı tahsil etti. La- fipzig ve İstirazburgda geçir- zarfında kafası ve ilk estrlerini Hukuk doktoru diploma- ini aldıktan sonra Goetheyi 'eltzbar kasabasına gönder- iler, Bu küçük kasabada oethe, kestner ism'ndeki irkadaşının nişanlısı Charlo- ke'a teyadüf etti, Bu tanışık- İk maceraları, Gozthe Hayali e kuvvet bularak Werter windeki ilk eseri vücut bul- lu ve bu eser büyük bir buvaffakiyst kazandı tarikterde Faust > ecrini yaz- hağı düşünüyordu. Eserin aslarını hazırlamıştı. Büyük Alman edibinin bu eseri an- ak 1791 de meşredilmeğe başlandı. Fakat Goethe bü- ün hayatında eser yeniden basıldıkça, bir çok yerlerini shih ve tadil etti. Bilahara Waynar dokası endisini çağırdı, ve ölünceye kadar orada idare işlerinde Bika'dı. Yalnız 1786 ile 1788 seneleri arasında Goethe İtal aya gitti ve bilhassa Roma- #da kaldı. Bu seyyahatindende ifki büyük eserle avdet etti ML afijeni ve Egmont. 1792 de Gosthe diğer Iman prensleri ile beraber râusa ile harbe giden Vay- ner dokasna refakat etti, almy muharebes'nde bulun- Cu ve bu muharebeyi tasvir Jetti, i Goethe büyük “Alman Sil- İerinde dostı idi ve berkber” nan edebiyatına büyük hizmetlerde bulun3ular. Seksen beş yaşında öldü. “ Işık istememek , Çocuğa önlük © Küçüğün elbisesinin çabuk irlenmemesi için, onlara da- a önlük gidirmek lâzımdır. Küçük bir kumaş parçasın- dan çıkan bu önlük hem ça- buk yıkanır, hemde çocuğun | elbisesini temiz tutar. Yukarıda resmini dercet- imiz patron yapılışı itibari- de kolay ve sadedir. Bu daha yapılmak Suretile göm- lex halinde çocuğa gidirile lir. ir. , — Hayır yemekten sonra kahve içmem, sonra uyuyamayurum — Uyumağa mı gidecek siniz. — Hayır, daireye! Yahudinin metresi Samoel Efendi zengin bir tüccardı. Zengin ve bekâr bir tüccar kadınsız yaşaya- mazyal Samoel Efendinin de güzel bir metresi vardı. Ka- dın otuz sekizine gelmiş ol- makla beraber, hâlâ güzelliği özerindeydi. Zavallı Samoelin bu kadından çekmediği kal- mamıştı. Metresine para ye- tiştiremezdi. Nihayet bir gün Samo'lin metresi ile evlenmeğe karar verdiği işitildi. Duyanlar: — Hay budala, dediler, bütün servetini o karıya ye- dirdide hâlâ uslanmadı. Fakat Samoe! Efendiyi ta- nıyan dostlarından bir yahudi dedi ki: — İşte onun için evleni- yor yal Kadına verdiği ser vetin başına geçmek için. Ne şeker şeydir. Tıpkı ana- sının eşi. Pahalı. Hasan B. çok zengindi. Kirada yirmi kadar evi var- dı. Bir gün harıl harıl kendi için kiralık ev ararken tan dıklarından biri sordu: — Canim sen nasıl adam- sın.. Bü kadar evin var. Yi- ne kiralık ev ararsın. Hasın B. boynunu büktü: — Ne yapayım, dedi, be- nimkiler çok bahalıl — Bir daha kızımın saçına dokunursan, seni köpek gibi öldürürüm. Haydi canım.. İsık Edirneye: gidecekti. Trenin hareketinden çok ev- vel Sirkeci garına geldi. E- linde valizi, memurun odası- na girerek sordu: — İdirne çimindiferi ne vakit kalkıyor? Memur, başını defterlerden kaldırarak cevap verdi: — 8,501 İsak * dalgınlıkla, kendini borsada zannederek pazarlı- ğa girmişti — Haydi canım.. Kır bi- razl Yapalım 7,30 dan.. EE ; di — Merdivenler karanlıktır, lambayı buyurun. Aşağıya in- dikten sonra tekrar çıkarırsınız Budala! . Bir filozofa sormuşlar: — Doğruyu söyleyene ne derler? Şu cevabı vermiş: — Ne diyecekler. Budala derler.. Oyun bitsin de.. Hamdi Ef, sinemaya git- mişti. Fakat bir aralık dişarı çıkmak © ihtiyacım hissetti. Yanındakine: — Müsaade (edermisiniz, dedi, biraz dışarı çıkacağım! Öteki huşunetle: — Aceleniz ne? Sonra çı- karsınız! — Fakat pek sıkıştım. — Oyun bitsin de sonra.. Hamdi Ef, yerine oturdu. Biraz sora, bir gürültü kop- tu. Herkes biribirini iterek kaçışıyordu. Demin kendisine yol ver- miyen adam Hamdi Efendiye bağırdı: — Hâlâ burada mısınız? — Evetl — Görmüyor musunuz film — Siz kaçmıyacak mısınız? Hamdi Ef.. huşunetle ce- vap. verdi: — Oyun bilsin'de sonra. Pişmanlık — Seninle evlendiğim za- man kafam neredeymiş diye düşünüyorum. — Omuzumdaydi kocıc- ğım, omuzumda. Yalancı. Dört yaşındaki Erdoğan bir gün babasına bir yalan söyledi. Babası kızdı: — Yalan söyliyorsun dedi, ben yalancı çocukları. sev- mem! Erdoğan somurtarak çe- — Ben de yalanımı anne- m'n yanında söylerim. — Suyun içinde herşeyi ya metre öteden çıkabilirim. Takla — Reni rahat bırakakilir misiniz? a, de e , hüyor. Ün — Bizim karıya söyle. Bu akşam yemeğe gelmiyeceğim. Mehmüz , Hasisin birini süyari kıtaatı- na ayırdılar. Hayvana binmek için mahmuz almak lâzım gel- . Hasis dükkâne,girince dü- şündü. Bir tek mahmuz istedi. Dükkân sahibi: , — Yalnız bir ayağınıza mı mahmuz takacaksınız? Diye sordu. Hasis şu cevabı verdi: — Evet, hayvanım-sağ tarafı nı mahmuzlarsam, s6j tarafı ge ride kalacak değil Ya:. 3 vie — Sonra bitiyor? il a Âyıkı, ölüyor, Kadın başka bir âşık bula- cağına kocasının yanına dö- hikâye © nasıl bilirim, Bir-dalnca otuz atabil rim. “| Dünyada'neler oluyor? | 2 İngilterede 44 milyondan fazla nüfus var LONDRA, 7 A. A, — Geçen 26 nisanda İngiltere'de yapılan tahriri nüfusun neticesi bugün neşrolunmuş tur. İngiltere'nin nüfusu 44 milyon 790 bin 485 kişidir. 1921 senesine nazaran 2 milyon 21 bin 232 kişilik bir tezayüt vardır. Bunun 21 milyon 464 bin 71 kişisi erkek ve 23. mü yon 325 bin 774 kişisi de kadındır. Londra şehrinin nüfusu 1921 de 7 milyon 480 bin 201 kişi idi. Yeni tahriri nüfusa nazaran bu miktar 8 milyon 202 bin 818 kişiye çıkmıştır. İf Son 10 sene zarfında doğumlar daha evvelki 10 seneye nazaran 1,250,000 azalmıştır ki 1881 senesinden beri er aşağı seviyeye düşmüştür. Ayni müd det zarfında ölümler de 500 bin azal miştar. Bir çılğın CHEMNTTZ. 7 (A.A.) — Zabita memurları mahküm olduğu nakdi cezayı vermeyen bir Alman komü: nistini tevkif ederek hapise | götür- mek üzere bu komünistin evine git mişledir. Kendisinin tevkif edileceği ni anlıyan Alman komünist evinde eline geçirdiği eşya il yapmış, eline bir balta almış, anme- sini kendi vücudüne siper ederek za bila memurlarının üzerine şişe at- mağa başlamıştı. Memurlar havaya bir kaç el silâh atmışlar ve komünistin bulunduf yeri abluka etmişlerdir. Bu serkeş mahküm 3,5 saat devam eden bir mukavemetten sonra siyaset dost- larının ısrarları üzerine polise teslim olmağa razı olmuştur. Bermuda gemisi yüzdürüldü HAMİLTON 7 (A.A) — Gö- verlesinde çıkan yangının söndürül mesi için batırılmış olan Bermuda ismindeki İngiliz posta vapuru yüz dürülmüştür. Gemi kendi vasıtasile Belfast'a gitmek üzere yola çıkmış- ar, Stack ve Chaplin Lon- dra'ya döndüler LONDRA, 7 (A.A.) — İstanbul tarikile lagiltereye dönmek üzere cumartesi günü Bağdattan hareket etmiş olan tayyareci Neville Stack ile Chaplin dün akşam üzeri Croy- don tayyare karargâhına gelmişler - dir. Tayyareciler Londra'dan Ka. rackye gidip geline seyahatini bir müddet rekoru — teşkil edecek âltr gün zarfında yapmak teşebbüsünde balunmuşlarsa da Bağdat'a gelince radiyatörlerinin iyi işlememesi | yü- ünden bu tasavvurlarından vaz ger meğe mecbur olmuşlardır. Tayyare ciler bu cevurane teşebbünlerine bir kaç güne kadar yeniden başlayacak lardır, Otomobille kutba gidiyorlar VARŞOVA; 7 ALA. — Bu alışam bir Çekoslovak otomobil kafilenisinin fesör Jaronlas Dowbzk'ın riyateti al. tndadır, Mumaileyh, Kosnigspe Kovno, Riga ve Helsingfors tarikile şimal kutbüne doğru seyahatine de vam etmek niyetindedir. Yeni seyyare hakkında Kioto 8 (A.A.) — 11,000 mil kutrunda yeni bir seyya- re keş'olunduğuna dair olan haber -hsyet alimlerini” hay- ret içinde ;bırakmıştır. “Bu seyyarenin kutru o'arak göğ- terilen 11,000 mil bir tertip sehvinden ileri gelmiş sarih bir yanlışlıktır. Bu seyya'c- nin hakiki kutru ka 120 milden ikerettir. Bu itibarla yeni semavi cürme seyyare dem:k bile caiz olamaz. Sıcak dalgaları Kanada'da otuz kişi daha öldü... Ottava,7 (A.A.) — Canada da hüküm sürmekte olan şid- detli sıcak dalgası neticesin- de bir çok kişi telef olmuş- tur. 60 kişi banyo ederken boğulmuş 30 kişi güneş çarp- ma neticesinde ölmüş “3 ço-' cukta yıldırım isabetile telef o'muştur. Joponya'nın nufusu Tokyo, 7 (A.A) — Neşre-. Cien kir isa istike nazaran J ponya'uın mu'uzu 1930 as. vesinde 912.592 kişi arimıstır. | | 2 | Muhabir mektupları . Sart harabelerinde ziyaretçiler çok! Bu eski şehir Bozdağın eteğinde MANİSA — Manisa vilâye- ti (270,000) nüfusu ve on bir kazası ve senevi mühim varida tile büyük bir mevcudiyet teş- kil eylemektedir. Bu mübarek topraklarda yetişen mahsulât itibarile Manisa vilâyeti Türki yenin bir erzak ambarı mesabe sindedir. Voridatı Manisada külliyetli mikdar- da üzüm, tütün, pamuk, bakla, arpa, palamut yün yapağı, haş- haş ve saire yetiştiğinden, ha - İ zinei maliye senevi 2/, milyon lira kadar müstefit olmaktadır. Bu sene tahsilâtın az olmasına rağmen sandık fazlası olarak her ay merkeze 30,000 lira gön derilmektedir. Sart harabeleri Geçen cuma İzmir demiryo- lu tarafından tertip olunan hu- susi bir tenezzüh trenile iki bi- Bi mütecaviz halk Sart harabe- lerini ziyarete gitmişlerdir. gön derdiğim fotograflarımdan da anlaşılâcâğı veçhile burası Lid İ ya hükümetinin kadim payitah tıdır. Bu meşhur şehir Boz da- ğının eteğindeki mahsuldar 0- vadan geçen ve evvelce Paktol denilen altın çayin üzerine ku- rulmuştu. O devirlerde Sart şehri debdebe ve daratile meş- hurdu. Romalıların bu havaliyi zabtından sonra Sart şehri e- hemmiyetini kaybetmiş ve bilâ hara hareketi arzdan harap ol- muşsa da Roma imparatoru Tiberiüs tekrar inşa ettirmiş- tir. O zamanlar Sart şshri “Asyanın Melikesi, diye yado- lunurmuş!14 üncü asrı milâdi- nin soruna doğru Temirlenk ta rafından tahrip olunan Sart o günden beri ihya olunamamış- tır. Sartın o Trua'dan sonra inşa olunduğu rivayet olunmak * | tadır. Sütun başlıklarile sütun tekneleri iyonik tarzi mimari- sindedir. Lidya hükümetinin son kralı olan Krezüs'ün sarayı olduğu iddia olunan bir bina müşahede olunmaktadı İ Binlerce halk bu ri | hayretle , temaşa ettikten ve Beni İsrail taifesini müteaddit fotograflar alarak hoşça bir va kit. geçirdikten sonra Salihliye avdst olundu. - Gerek Sart ve gerekse Salihli satıcıları bu te- nezzühten pek müstefit olmuş- larsa da yumurtanın tanesini beşe, kahveyi on beşe, marulu beşe, bir tavuğu iki yüze, sinal- Altınçayın üzerine kurulmüştu Sart harabeleri koyu yirmi beşe satmak gibi büyük bir aç gözlülük göster miş oldukları cihetle bir daha kimsenin uğrayacağı şüphelidir. £ Mahza şimendi- fer idaresi bu gibi tenezzüh ka tarları tertip etmelidir. Şetirde bir cevelân Manis i memleketidi; keleri ve medreseleri bu kadar çok bir şehir pek azdır zanne- derim, Saf ve masum halkı tek- kelere ve dervişliğe sevkeden hilâfet idaresi yaptığı günahın cezasını daha dünyada iken çek miştir. Bir tepenin üzerinde İ münhedim ve harap bir bina- nın ne olduğunu rastgele biri- sine sordum ve orası nedir de- dim! Bana verdiği cevap cüm- huriyet idaresinin hakiki cephe sile hilâfet ve saltanat devrinin iç yüzünü ve tekkelerin mahi- yeti hakkındaki kanaati tebel- lür ettirmek noktasından çok mühimdi! O adam cevap verdi: — Orası tekke idi efendim. Di; m? | e O tekkde ne yaparlardı? — Ne yapacaklar, karı geti- rip rakı içerlerdi!., Beyhude yere vâkitlerimizi tekke ve Mekkelerde geçerip te dünya işini ihmal etmek yüzün den uğradığımız belâlar mey- dandadır. Avrupalılar göklerde uçarken, deniz diplerinde ge- * zerken, telsiz direksiz sadaları naklederken, insanların görece. ği işleri makinelere gördürür- tekkelere kapanarak beşyüzlük tesbihlerle (Hu Allah) demek- liğimiz yüzünden uğradığımız zararları acaba kaç senede öde- yebileceğiz?!, Aşçılar Burada sadeyağ 70 kuruşa ol duğu halde aşçılar mahlüt yağ kullanmakta ve halkı tedricen zehirlemektedirler. Aşçı dük- kânlarına girildiği zaman ağır bir yağ kokusu insanı karşılar ve midesini bulandırır. Zemin pis ve karmakarışık, ortalıkta kemik ve et ve küğit parçaları kirli sular © ve çamurlar, kok- muş çatal ve kaşıklar, ağız ko-> kulu havlular, gayri sıhhi ve" miktop yuvası dıvarlar imamı; iğrendirmeğe ve yemek yeme- meğe kâfidir!, Sıhhiye müdürü acaba nerededir? Ragıp KEMAL Şirin Manisinın uzaktan manzarası abisi a ikra

Bu sayıdan diğer sayfalar: