9 Temmuz 1931 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6

9 Temmuz 1931 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Aşka dair ne düşünüyorsunuz? (Başı 1 inci sahifede) esi yerinde... Bana ilk sözü şu »ldu: Sizinle görüşme yemin- Hi idim amma, ney Beni az kalsın şoförlere öldürtecek- “3 tüniz. 3 o Asabiye doktoru, şoförleri 1 fena halde hiddetlendiren meş- bur beyanatını kastediyordu. Bazı şoförler de âni surette a- rabasına binen müşterileri par- 9 çalamak arzusu uyandığından i bahseden beyanat ki bir aralık gazetelerde epey dedikodu u- / 4 yandırmıştı . iR » Merak etmeyin, dedim, » bu seferki anketin, suya sabuna dokunur tarafı yok... — Nedir bakalım? | —Aşka dair ne düşünüyorsu 3 | muz. ilk sual, belli ki alâkasını İİ uyandırmıştı: - Aşk bahsında, diye baş- ; Jadı; hekimin söyleyeceği gaze- ij te sütunlarına sığmıyacak ki | dar,çoktur, Beşeriyetin ilk zi manımdanberi ince san'atlar, e- debiyat aşka kıymet verdiği gibi fennin her kısmı ayrı ayrı aşkla meşgul olmuştur. Hele, , son zamanlarda Viyanalı meş- i # bur'âlim Freüd * ödeta “aşk, İyi ber şeydir! demeğe kadar işi , vardırdı. (Freud) in nazariye- hayatın her yaşında, her asma, her tezahüründe bu- 2 taş, tabil ve marazi bütün | ip- i İâlarm, nefretlerin aslını, giz- . ş lenmiş, doymamış bir aşk neti- Ni p eesi telâkki edişi, ilk zamanlar 4; da Büyük bir istihza ile karşı- 'I lanmıştı.. Halbuki LA) mazariyesi bugün asrımızın mo dasıdır. Belki bu nazariyenin ; de her moda gibi bir gün, hük- “ mü geçer. Fakat şimdilik hâ- gö kii odur. Her san'at aşk , Ayakkabıcılar, her $ tikleri yeni yeni şekillerle aşkın İ, mülüm bir şubesi olen “feti , canlandırıyorlar. İpek elbise- / Jeri'yapan fabrikalar, meşhur * | » terziler, aşkı gıcıklamak, renk i sin. çalışıyorlar. Bu sene, blödö Saks, öbür ki İl sene bun dü roz, bir fetiş” olu. yok. PE Bir zaman kısa etek, bir za- © Öğ ,man uzun etek... bir zaman a- ç O ğgık göğüs, bir zaman kapalı Ey ensel. “iş Bütün bunlar, bu israflar, in- , i sanlarda doymak bilmeyen aşk ; khissini arttırmak, uyandırmak ik içindir. Bu sayede terzilik iler- ii Tiyor, kumaşçılık ilerliyor, bir «çokları zengin oluyor. Tabii, iy arada bir çok servetler ve ah- y wp lâklar da bu fetiş uğruna kur- ie ban gidiyor. >, , Fakat, aşk bu asrın Allahı “idir! belki her asırdan ziyade i , insanlara hâkim bir Alla| ç na karşı durmak isteyenler, hâyet “Tais,, in rahibi gibi bir 1 gün boş elle kalıyor, yahut ta Cu yoldan çıkıyor. Bütün o tırnak gi icilâları göz ve dudak boyayan ğ Hi ilâçlar, bir kaç sene içinde, u- il ân kısalan ve renkten renge İİ aşk hissini tahrik için icat edil. 1 miş şeyler değil midir? Bir kokunun, bir rengin di- e uyandırdığı hatıralar. i, boş eeldile parma. “ ağzma götürerek emzik ii sibi kullanışı, kundağı açılınca İN ni Cakdererale er, ta, 57, ralamı teşhir edişi, sonra işeyişi wi vebali... Si > — Aman doktor... © behsediyorsunu? yi — Siz yazınız! o Hatta abız «Jmuş gibi ıkmmaktan t alışı, defi hacet etmeyisi gkyetin iptidai şekilleridir. ş altı yaşındaki çı ani ve şehvet mevcut € ğü bugün için tahakkuk © Fakat ask ile Li ka. «we elini uzattı; nelerden —Evet, yüzbaşı Colâl. ip görüşmek kısmet oldu. Freud 'ın ! N İ doktorun aşk hakkındaki kız çocuklarının babalarına, er- kek çocukların anaya düşkün olmalarını, 15 - 16 ze ki kızların daha ziyade babı yaştaki erkeklerden, bil iie genç erkeklerin kerli ferli ha- nımlardan hoşlanışmı oaşkın tabii bir hali gibi telâkki edi- yor ve en tehlikeli terbiye bu yaştadır diyor. Aşkla pek çok uğraşmış ha- kimlerden Stekel, üç beş yaşın daki kız ve erkeklerin istimna yaptıklarını, karı koca oyunu oynadıklarını, hattâ adam a- kıllı cimâ yaptıklarını kitapla- rında zikreder. Kızlarda aşk, daha evvel tekâmül safbasmı geçirir erkek daha pek toy iken ayni yaşta bir kız, kendi- sini baştan çıkarabilir. — Devamlı aşk mı dediniz?. Bu, şahsın bünyesine bakar. Ba zi pathologigue adamlarda aşk devamlı olabilir. Bazılarında devamlı oluşu, bir fantaziden ibarettir. Meselâ, ben Alman- yada 35 yaşlarında bir mühen- meşhur âlim şıkı idi. Kocası- na ve ailsine fevkalâde merbut görünen bu kadm, aşkı herkes- ten başka türlü anlar ve sene- de bir defa, adeta Kâbe ziyaret eder gibi Hekkel'i görmeğe gi- derdi. Bu âlim kafadaki mavi gözler, ne kocamda, ne âşıkla- rımda hissettiğim heyecanı ba- na vermiyor!.dediğini kaç defa ağzından işittim. Fakat bunlar, hakikatten ziyade birer fantazidir. Bazı isteriklerin âleme inandırmak istedikleri ve belki bilmeyerek kendilerinin de inandıkları bi- rer süslü yalan... — Bu sualin yerinde düşme- diğini bilmekle beraber soru- yorum: En kuvvetli aşkınız? Kah kah kah... En kuv- vetli - aşkım ha... - yok, yek... Mutlaka bir şey yazmalı. de- yiniz ki: daha bekliyorum... En doğrusu şimdiye kadar se- vecek vakit bulamadım. “Hem efendim, aşk, mutlaka bir mah- lüka karşı olmaz. Ressamın tablosu, musikişinasın bestesi hep birer aşktır, birer aşk mah- sulüdür, Öyle sanıyorum ki bi- zim kafada erkekler, bir kadın- dan ayrıldıkları vakit duyacak- ları teessürden bin kat fazlası- nı, mesleğinden ayrılmak mec- buriyetinde kaldıkları zaman hissederler. — Sevmekten mi yoksa se- vilmekten mi hoşlanırım? de- diğim gibi bu da bünyeye ba- kar... Bazı adamlar mağrurdur: Daha ziyade sevilmekten zevk alırlar. Bazıları da bilâkis yal- taktır, yerde sürünmek hoşları- Da gider. Sevmekten, severek ezilmekten hâz duyarlar... Ben, sizin düşündüğünüz manâda bir aşkın kahramanı olmadı- — için bünyem bakarak, han- den hoşlandığım hakkında bir fikir edinebilirsiniz. Niçin seversiniz? © * — Bazı insanlar obur olur. yemeğe doymaz. Babılarıda aşk hususunda oburdular. Se- verler, yine severler, daima se- verler... Sevmekten bıkmaz, u- cerbezeli ve zeki dü- şünceleri, öyle kolaylıkla niha- yete erer gibi görünmüyordu. Zile basar basmaz, bunu mülâ- katın bittiğine bir işaret olarak kabul ettim. M. Salâhaddin Bir posta tayyaresi taarruza uğradı ŞANGHAY,8 (A.A) — Nankin - Berlin posta sefrini yapmakta olan ve havanın bo- zulması üzerine mecburi suret- ; Yere inen tayyare bir Mon- in esi tarafından te- Z ve “4, Sp Ba İş My a Alinan plotunun bara şt henüz öğre- Yep, oy, yare, etrafı Kaya” dei “yar dıma gele. ayyareye MILLİYET, PERŞEME Vaziyetin Hulâsası (Başı 1 inci sahifede) lem ve neşriyat hürriyetinin; memlekete zarar verecek, mem leketin idari ve içtima nizamı. nı bozacak, vatandaşları ümit- sizliğe, harekete ve kıyama sev dereceyi o bulmasma asla müsaade edemez. Buna rin derecesi ne olursa olsun; dünyanın hiç bir yerinde, mem- İekete, memleketin rejimine, ideale zarar verecek hürriyet ve adalete hörmet edilmez. İn- kılâp nesli; çok realist olmalı- dır. Eğer vatanın hürriyet ve adaleti; her şeyden evvel biz- Zat vatanm mevcudiyetini, o- nun istinat ettiği rejimi koru- yamaz, bilâl atanı ve rejimi harabiye götürürse bu güzel mefhumların da vatanda hiç bir kıymet ve mevkii olmaz. Siirt Meb'usu AHMUT — Politika Biz, Iakat elde bir hüsnü niyet vesiykası bulundurunuz. İSİM VERELİM Buna matbust hürriyeti de- gil, matbuat unarşisi, © yalnız matbuat 'da değil, ahlâk anar- Şisi, demokrasi anarşisi, siyasi imal derin bir çözülüş de- Bu hastalığı bir noktada de- Zil, her farafta tedavi © etmek lâzımdır. Böyle bir çözülüş ve dağılış havası içinde nasıl bir gençlik yetişebileceğini düşündükçe,in sanın bütün ümitleri kökünden sarsılıyor. Falih RIFKI İnhisarlar Bütçeleri (Başı 1 inci sahifede) İnşaat faslından iki yüz bin li- ra İn: olunmuştur, İnhisarler maaşlarında bâzı tadilât yapılmıştır. Bu sayede kadroların fazla mikdarda da- raltılması yoluna gidlmemi Şimdiki vaziye—te göre tütün inhisarında ancak 300 - 400 ka- dar memur açıkta kalacaktır. İnhisar idarelerinin Ankaraya nakli mevzuu bahis değildi Diğer taraftan bütçe encüm muvazenei umumiye kanun | yibası üzerinede tetkikatını mal etmiş ve lâyihayı tab'a vermiştir. Lâyihadaki otuz se- ne hizmet etmiş memurların tekaüde sevkleri hakkındaki madde tayyedilmiştir. Hükü- met te encümenin bu kararını itiraz etmemiş, bilâkis bu memurların tekaüt olmak için peyderpey kendiliklerinden mü racaat etmekte olduklarını ifa- de etmiştir. Muvazenei umumiye kanun lâyihasıma ilâve edilen diğer bir maddeye nazaran Diyanet işleri riyaseti için heyeti vekile kararile tekaüt kanunundaki ş kaydı tatbik edilmeyecektir. kazanç vergisi lâyihasının teş- rini sani içtimama kalması ihti mali kuvvetleniyor. Meclis he- yeti umumiyesi nihayet on gü- ne kadar bütçe müzakeresine başla; tr. Bu suretle Mil. let Meclisi 25 temmuza doğru tatil kararı verebilecektir. Bekçiler için bir kanun yapılıyor ANKARA, 8 — Dahiliye vekâ- Jeti köy, kır, mahalle bekçilerini tev- » bir kanun lâyihası hazırlıyor. ahkam buluna- Bekçilerin maaşlarını belediyeler verecektir. Bekçiler evlerden ve ti- carethanelerden aylık almıyacaklar- dır, Dörtyolda bir facia DÖRTYOL, — Dörtyoldan tüc- cardan Duduzade ile | müştereken i geriki Ahmet , Ağanın oğlu Ali Efendi me Meclisin tarihi celsesi (Başı 1 inci sahifede) | tamamen zehirliyecek &ymahiyetler | almağa başladı. Hele hiç bir faydası | olmadığı gibi âtiye de birçok veha- | met ve zarar hazırlıyan bu felâketli cereyan karşısında Hükümet ne dü- sönüyor? bül varlığı istilâya başlıyan şu zehirli havadan ammenin . vicdanı pek mustariptir. Binmenaleyh Büyük Millet Meclisinin vaziyeti mütalea ile bu hususta bir karar vermesini sizem görüyoruz. Cemiyı matbuatın sui istimal. lerine karşı müdafaa için şimdiye ka 'dar müracaat edilen tedbirlerin kâfi olmadığı meydandadır. Binaenaleyh keyfiyetin Hükümet ten istizahını teklif ederiz. Elâziz: Fazıl Ahmet, Aksaray: Ahmet Süreyya, Ordu: Ahmet İh- İsmet Paşanın beyanatı Başvekil İsmet Paşa (Malatya) — Muhterem efendiler; vhatbuat bürri- yetinin sui istimalinin © memleketi müteessir ve mülazarrır ettiğinden bahsediliyor. Bundan dolayı Hükü- metten istizah edilmiştir. / İstizah müzakeresini açmak için Hüküme- tin evvelâ söz söylemesi nizamname icabıdır. Müzakereyi açmak için bir, iki noktayı; yüksek dikkatinize 2e- zetmek isterim: Birisi, mevzubahs olan deri hak- kında Hükümetin kendisine kanu- hen verilmiş olen salâhiyetleri ve Hükümet cihazlarına teveccüh eden i ve tatbik edip muhatap ad- diği kanaatindedir. İstizahın diğer mevzuu, cereyan eden ahval, mevcut olan tedbirlerin | kâfi olmadığını meydana çıkarmış tır. Bu hususta hatiplerin müşahede- lerini dinlemek isterim ki, bizim de birçok müşahedelerimiz vardır. Eğer Meclis mutabık olursam alınması İğ zım olan tedbirler hakkında uzun w- zadıyn izahat arzederim. Reis — Efendim, bir kere daba evvelden istizah için söz almış zevat vardır. Bunları oküyacağız, bunlar» dan sonrn da şimdi 452 istiyen arlea- daşları sırasma göre yazacağım. Sı- ra şudur; Süreyya Bey, Ahmet İhsan Bey, Mazhar Müfit Bey, Ziya Gevher B. Yunus Nadi Bey, Ali Saip Bey, Şe- ref Bey, Refik Beyi Refik Şevket B. Emin Bey, Hamdi Bey, o Mu Turgut Bey, Yusut'Bey, Nazifi Şe. vif Bey, Necip A: m Bey, R. B. Galip Bey, Fazıl Ahmet Bey. is Başka söz istiyen var mı derdim Süreyya Bey diyor ki Ahmet Süreyya B; (Aksaray) — Çok muhterem efendiler; Hüküme- tinizden yaptığımız istizah - takriri altında imzası bulunan arkadaşları. iyim. (İşitemiyoruz sex. leri). İşittiririm. Fakat evveli takririmizin mâna #mı ve onunla istihdaf ettiğimiz ga- yeyi teşrik ve tavzih etmeğe üzüm susta bir karar almıya davet etme: den evvel bütün beşeriyet tarihinin bilhassa yüksek Türk inkılâbı tarihi- nin müvacehesinde yapacağım teş rih, tahlil ve tesbitten evvel bugü. nün bir hâdisesine temas etimek mec buriyetini hissettim. Efendiler; bizi istizah | takririni vermeğe mecbur &den bazı gazete lerin neşriyatı meyanında, bugün! makalelerinin münderecatınm içeri- sinden bir iki fıkradan bahsedece- ğim. Bu gazetelerden birisi diyor ki: «Fena vesileler matbuat hürriye- tinin boğulmasına köfi gelecek mi?» Diğer birisi diyorki: «Bugün cüm- huriyet tarihinde matbuat hürriyeti- nin son günü olmuyacaktır. Matbuat hürriyeti padişahların elinden cüm- huriyetle beraber alınmış bir haktır. Ona kimse ilişemez, Şereflerine inan madığımızı iftira ettikleri inklâpçı- ların, birkaç gayretkeşin iddinleril cümhuriyetin ana hatlarından geri döneceklerine inanmıyoruz», Efendiler; fena vesilelerle matbu. at hürriyetinin tihai bir hüküm ve kanaat olmak üz. re çok kısa bir şey arzedeceğim: Biz takririmizle, yaptığımız istizahla ne mutlak bir matbuat meselesini ne de mutlak bir matbuat serbesisi mese- lesini kasdetmiyoruz. o Taleririmize | esas ittihaz edilen madde bu değil dir. Böyle bir tevsim yüksek Türk ten uzak, noksan ve yanlış bir telâ kiye delâlet eder. Bizim bugün Bü. yük Millet Meclisinde konuşmakta olduğumuz ve konuşacağımız şey — gok açık ve kat'i bir lisanla ifade elin İk'İmağn c."aan sani bis! hakiki inkılâp ve cümhüriyet kain- liği meselesidir. (Bravo sesleri). İstihdaf edilen nokta İşte biz bu noktayi istihdaf edi- yoruz. Son hadiseler ve meştiyatlar karşısında aldığımız şesmme, gördü- ğümüz manzara budur. Endişemi: : bundandır. Yoksa arkadaşlar sami- mi bir muhalefet, müfit bir tenkit, salim bir serbest münakaşa kabul ve himayesinin hikmet ve gayesine gun olarak kullanılan matbuat ser- bestisi, hiç bir zaman Hey'eti Celi. lenizçe Hükümetinizden istizah 26- mini teşkil etmemiştir ve biz böyle bir vesileye, bir mecburiyete lüzum kalmaması arzu ve endişesiledir. hi, bugünkü istizahı yapmışızdır, yapı- yoruz. Binaenaleyh bugün bile bu mübhem muzmarı derin ifsat kâr İ cümlelerle milletin ruhuna uyuşuk” luk, fikrine bir endişe telkin etmek istiyen insanlar bunu her şeyden ev- vel böyle bilsinler, Kasdımız bu dar mübeccel, bu kadar ahraranedi Ancak çok muhterem arkadaşlar; kirli ellerde ekseriya ve belki daima, muzır bir tatbika tabi tutulan ve haddi zatında çok muhterem ve mü- fit bulunan matbuat serbestisi gibi gok yüksek bir hakkı, mukaddes bir &deta bir paravan, bir pa- ratoner gibi istimal etmek için bir kuç gazetenin etrafında beş, on mah Tük toplanmışlardır. Bunlar memle- keti anarşiye sürüklemek için her gün bin bir çeşit cüret ve küstahlık İn çalışıyorlar. Tenkit diye, serbest münakaşa diye, fikir hürriyeti diye ancak düşman devletlerin bozucu ve yıkıcı casus teşkilâtlarile, | kiralan- mış vatan hainlerile Yapabilecekleri mel'anetlerin daha yüz bin kat fa: lasını yapıyorlar. (Bravo sesleri). Fazilelsiz insan Şahıslar: ve hüviyetleri malüm olan ba idraksiz, faziletsiz İnsanla- rın ne yaptıklarını ve daha ne yap- | mak istediklerini, gizli, menfur emel dolambaçlı nı ve bu şahısların hususi ve vaziyetlerini ve her birerlerini şek iyi ve biletref biliyoruz, Arkadaşlar; bu hilkatte ve bu is tidatta olanlar, vatanın her köşesi İygal ateşi altında yanarken, © necip Türk milletinin hakkı, stiklâli, haş- siyet ve şerefi düşman çizmeleri al. tinda çiğnenirken, onlar yine ayni mahiyette ve zaman zaman daha be- Fiz ve daha hainane şeyler de yap. mışlardır. Düşman ordularına © gir- mişlerdir, düşmandan iki kat daha düşman olan ve düşmandan daha müklik olan sultan ordularına gir. mişlerdir. Milli kuvvetler cephelerde çalışırken, onlar milled arkasından fakat takalpgâhından ve ciğergâlum- dan vurmak istemişlerdir. Anadolu içinde halk arasında irtica, isyan ve ihtilâl ateşleri körüklemişlerdir. Biz. ler o zaman da bu mahlükların hep- sini, her şeylerini bugünkü gibi çok iyi ve biletraf biliyorduk, onlar hi- yanetlerinde devam ettiler, biz ima- nımızı muhafaza etmekte sebat ettik, üi ne müstevli e de hainlerin bim bir çeşit hile ve mel'anetleri biz- den hiç bir şey aşındıramadı. Mane- yiyatımızde en küçük bir sarsıntı ya pamadı, Müli gayemizden bize en w. fak biz savlet ve muhacemelerinin bizim ru- humuz ve akidelerimiz üzerinde hiç bir tesiri olmadı. Bugün de olamıya- cağı gibi... Mücadele senelerinde Bütün mücadele senelerinde ow- lar mütemadiyen hainane, melünane bareketlerinde devam ettiler. Bize en mühlik darbular tevcihinde musır oldular, fakat bu darbalar in de artma. cağı gibi... Nihayet efendiler, çalış. tik, azim ve imanımızdan hiç bir şey akmıyarak maneviyatımızdan kiç bir şey bırakmıyarak manesiyatımız dan hiç bir şey yıpratmıyarak çalış. tık, vatan kurtuldu, milli hakimiyet ve istiklâle hakiki olarak ilk defa ka vuştuk. Daha mücadele devresinde iken milli hakimiyeti kabul ve ettik, Kurtı iş ve ilân ettik. Muasır garp medeniyetinin, insanlığın refah ve saadetlerine yetişebilmek için va- tan ve milletimizi bunların © inamı güna yünuna mazhar kılabilmek İ- şin, ancak asırlar i içerisine sıkıştırıla.. | ! bilecek, büyüleğ mühim ve muazzam Birinci 'sahifeden geçen yazılar Babıâli faciası (Başı 1 inci sahifede) Dün bir muharririmiz Ak Vafi Beye istintak i önünde tese 'düf ederek kendisile konuşmuştur. - Vafi Bey, gazetecileri karşısında gö- rünce biraz canı sıkılmış ve ilk sözü $u olmuştur — Resmimi kini yok! Gazeteciler, bunun arzusuna tabi olduğunu ve hâdiseyi sadece; kendi ağzından dinlemek istediklerini söy- lemişlerdir. Emin Vafi Bey, bunun özesine faciayı kendi nektai nazarına göre kısaca anlatmıştır: — Ben sakatlanan otomobili tax mir ile uğraşanların yanında — idin Holandalı Wan Hammel, arabada idi. Kendisine arabayı Harekete ge“ İmağa geldinizse im- İ tiren düymeye basmasını söyledim. Sadece motörü çalıştırmak istiyor. 'dum. Wan Hammel, yanlışlıkla ha- reket kolunu vitese geçirince araba bütün sür'atile harekete © geldi ve malüm facia vuku buldu, Bir otomobilin hareket haline geç- mesi için iki safha vardir. Birinci safhada mars otomatik düymesine basılır. Bu hareket yalnız motörün işlemesini temin eder. İkinci safhada hareket kolu vitese geçirilir ve oto- mobil yürümeğe başlar. Ben, hareket kolunun vitese geçirilmiş olduğunu nerden tahmin edebilirdim. Bir bu- çuk sene Pariste otomobil kullandım. Beynelmilel müteaddit ehliyetname- lerin var, Otomobil, 15000 lira kıy- metinde en modern tesisatı haiz bir araba Vafi Bey, çok müteessir görün- mekte ve ikide bir «keşki bu otoma- bil gibi birkaç otomobil parçalansay dı da başıma bu felâket gelmeseydi». demektir. Faciaya sebep olan otomobil Müd- dei umumilikçe Taksim garajlarının birinde muhafaza altma alınmıştır. Holandalı Wan Hammelin B. ya vapurile memleketimizi terketme si, alâkadar mahafilde tahkikatı icap ettirecek bir hâdise gibi telâkki edil. memektedir.* Müddei umumilik, fa. anın mes'ulü olan Vafi Beyin tevkif-i ne lüzum görmekle beraber, hâdise- Bin sureti vukuunu tahrife teşebbüs edenler hakkında da ayrıca bu nokta dan tahkikatı tamik etmektedir. Otomobil faciasının kurbanlarm- dan Suzan Şükran hanımın vefat et- tiğini dünkü nüshamızda yazmıştık. Kızın pederi ve mecruhlardan Fat- ma Zehra hanımın biraderi olan Şi- mendifer zabiti Nadir Bey telgrafla İstanbula davet edilmiştir. Şükranın cenazesi Nalı Mescit ca- misine nakledilmiş ve pederinin ge- mesine intizaren buzla muhafazasına tevessül olunmuştur. Kızm halası Fatma Zehra hanı- İ mn ve oğlu Kâmilin sıhhatları dir. Fatma Zehra hanımın ayağı alçı ya koyulacaktır. Ölüm tehlikesi yol tur. Hamal Hasan Residin ayağı «- adamcağız bir iki ay hamallık yapa- mryacaktır. Emin Vafi Bey ailesine mensup üç kişi dün hastaneye giderek mcc- ruhları ziyaret etmişler, istifsarı ha tırda bulunmuşlar, her türlü maddi ihtiyaçlarının temin edileceğini ve tedavilerinin derühte olünduğunu bildirerek mecruhların tahfifi tees- sürlerine çalışmışlardır. Ölen Şökran hanımın eniştesi tö tün inhisarmın az kazançlı bir me- murudur. Karısını ve çocuğu ile © Şükran Yangın siyarct için hastaneye giden bu 4 Hüseyin Hakki Bey münü içidince teessüründen ağ mıya başlamış, yanında * bülunat lirayı çıkarıp bekçiye vererek: — Bununla cenazeyi kaldırın, pılacak masrafın tamamını yarm $ üririm demiş, fakat Vafi Bey aili parayı iade ettirerek icap eden 1) sarifi kendileri deruhte edecekleri cenazeyi pederi geldikten sonra İ tifalle kaldırtacaklarını bildirmişle dir. Haber aldığımıza göre Vafil Gizer parasmı kaybeden babanın İ essürümü tahfif ve teselli için bi türlü maddi fedakârlığı deruhte miye amade bulunmaktadıriar. Ma mafih bu yarayı hiç bir merhem tedavi ebmiyeceği de muhakkaktır Emin Vafi Bey şehrimizde 60 8 nelik hayatı tcariyesi olan Girit! Ali Vafi Beyin mahtumlarından & ridir ve Hollanda da evlidir. Burdi 15 gün evvel İstanbula gelmiştir. Katil otomebil Emin Vafi Beyi etomoebilidir ve mumaileyh bur oten bille Hollandadan Romanyaya kadi 3500 kilometre yol yaparak gelmi Romanyadan Istanbula trenle gelil miştir, Facia esnasında otomobilin içini bulunan Van Hammer Cemiyeti â yam azasındandır ve Cemiyeti Akv mın sabık Danzig fevkalâde kem seridir. Emin Vafi Beyin de hel şahsi dostu, bem de vekilidir. Hel landa da mühim bir mevkii olan & zat orada Emin Vafi Bey lehine mü him bir dava kazanmış ve bu dav ile Emin Vafi Beye bir buçuk milya. İiralık bir kazanç temin etmiştir. Emin Vafi Bey bu hem dos hem vekili olan zeti Türkiyeyi gör mesi ve Türkleri yakından tanıma! için Istanbula davet etmiş ve geli ken ayni otemebil içinde 3500 kil metrelik sahayı birlikte katedilmi tir, Van Hammere burada her şen yakından gösterilmiş ve mümaileytf Türkler baklında gok ii iyi b hâsil etmiştir. Facianm vuku bulduğu gün V; Hammerin Brezilya vapura ile nvde evvel otomobil de bir veda ziyareti, gidilirken bozulmuş ve bu facianu ilk sebebini teşkil etmiştir. Fransız Tayyareleri Fransız ordusu hava kuvvetleri den bir tayyare kolunun © yakınd şehrimize geleceği vilâyete bildir miştir. Fransız tayyarecileri Yeşilköyd Kolordu kumandanlığı namına bil bey'et ve Yeşilköy hava şubesi imi dürlüğü ve Tayyare Cemiyeti ta fından istikbal edilecektir. Fransız tayyarecileri, Türk ta; yare cemiyetinin misafiri olacak dir. Fransız tayyareleri, buradan Es- kişehire de gidecekler ve orada da) ayni suretle karşılanacaklardır. Çiftçilere pulluk ANKARA, 8 — Pulluk kanunu. talimatı geenleket içimde imal ala macakı; bun ları yapanlara hükümet prim cektir, Hayat Nakliye Kaza Otomobil ANADOLU SİGORTA ŞİRKETİ Türkiye İş Bankası tarafından teşkil edilmiştir. Adresi 4üncü Vakıf Han Telefon: Te'graf: Ist, 531 'mtivaz BESMİ ALİNLAR TÜRK LİNTED ŞİRKETİ Türkiyede her lisanda intişar eden bütün gazeteler için bilümum resmi daireler ilânlarını kabul eder Adres : Ankara caddesi Kahraman zade hanı 3 üncü kat Telgraf adresi: Resmilân - Telefon: 20960 Posta kutusu İst. 753

Bu sayıdan diğer sayfalar: