9 Eylül 1931 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

9 Eylül 1931 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

i Diilliyet ' «Asrın umdesi “Milliyet” 9 EYLÜL 1981. IDAREHANE — Ankara cadde. i No: 100 Telgraf adresi: Milliyet, stanbul, Telefon numaraları: 24311 — 24312 — 24313 ABONE ÜCRETLERİ G Türkiye için Hariç için 3 aylığı © 400 kuruş 800 kuruş . 70, 140 400 , 2700 ,, İzmirin Kurtuluşu Dumlupınardan İzmire 37 Ağustos — 9 Eylal (Başı 1 inci sahifede) liler. Kazanılan zaferin büyüldü İ kü ve kabiliği hakkında ittifak ot | iler, İ Gerçe dünkü di maydan muharebesi, | çenberinin ig sir gediğinden gece karanlığından iy), stüfade ederek Ceneral Trikopis ile (np) Diyetis birkaç yüz kişi ile (Kızık İy aş deresi) boyunen savuşabilmiş. b | erdi. Fakat Türk ordusunu sevk içi ve idare edenler, Böyle bir ihtimeli CE i laha evvelden düşünerek, daha bü- yük bir çizgi,. daha — çizmişlerdi. bi; Artık, ondan kurtuluş yoktu... Es İK |, sişehir mıntakasında üçüncü düş- if j man kolordusuna karşı hareket "le Jen üçüncü kolordumuz da, düşma- İki İm 15 imei farkaasını Kütahya civa - ip | unda tepolemiş, Kütahya'yı düş m mandan kurtarmıştı. İr Düşman bundan sonra ne İY” yapabilirdi? kai , $ “Simdiki vaziyete © göre düş“ ” "man, Trakyadan, Yunanistandan b ve Bursa mtakasından deniz voya © demiryolile getirebileceği | kuvvet- - 1) lrle ya mahut “Müilem hattı, nda ” © veya daha garpte müdafaa ederek Gi hiç olmazım — (İzmir) i elinde tut- E mak, , istiyebilirdi.. “İtilâf devletleri de Yunanlıları İŞE böyle bir harekete teşvik ve hatt icbar,, edebilirlerdi. O halde “düşmanın böyle bir ha- Uçüncü kolordumuz, Bursa siti- (© kametinde çekilen düşman kolordu - MW sunu önleyip (| sıkıştırarak yok et- P€ | mek maksadile Eskişehirin garbin- İl dan şiddetle takip edecekti. 5. Asıl ordularımız da, hiç durma- * © dan (İzmir) e yürüyeceklerdi.. Bu Mİİ esaslara göre ordulara | direktifler ** verildi. 1 — Eylül: .. Bu direktiflere esas olan Başku- | mandan emri şu idi; “Türk ordula- pl Afyonkarahisar — Dumluprnar büyük moydan muharebesinde za- Olm ve mağrur bir ordunun amasert “ a “ , BAŞID — Estafurullah, Hanımefen di. © —Öyle ya! Orası ük bir y “zengin evi, bir — kibar salonu. 4 Burasıise.. - £ © — Burada daha çok sami- 4 milik var, efendim . l — Öyle buluyorsanız teşek kür ederim . Nimet Hanım, kahve tep - « sisile içeriye girdi. Kahveler © iiçilirken söz anneye geçmişti “ — Bilir misiniz, Nebil Bey, 4 Nerimanın edebiyata ne büyük 4 merakı var. Şiirler yazıyor, 4 m tiyatrolar tercüme iyor. Tiyatrodan roman, ro lan tiyatro çıkarıyor. Bü zevki, © hayatının bütün “esi edebiyattan © ibaret. Daha pek genç olduğu halde edebiyatla uğraşanlar arasında in şöhret aldı. İstikbalile “Başkumandan | asliyesini inanılmıyacak (kadar az bir zamanda imha eyliyen büyük ve necip milletimizin £ fedakârlıklarına liyik olduğunuzu ispat © ediyorsu- Sahibimiz olan büyük Türk mil eti istikbalinden etnin olmağa hak- lader, Muharebe moydanındalsi maha- ret ve fedakârlıklarınızı — yakından müşahede ve takip ediyorum. Milletimizin hakkınızda takdira- tuna delâlet etmek vazifemi müteva- liyen ve mütemadiyen ifa (o edece- ğim.. Bütün arkadaşlarımın Anadolu- da daha başka meydan muharebeleri verileceğni nazarı (o dikkate alarak ilerlemesini ve herkesin kuvsi aldi yesini, menabii celâdet ve hamiyeti ni müsabaka ile ibzale devam eyle. mesini talep ederim... İlk hedefiniz Akdenizdir, ileri!,, İşte, henüz kanlarının dumanı tü- dn ilham alan o mütevazı büyük in- san, ordularına verdiği bu emrile, onu takip eden dokuz yılın içine s1- ğan dokuz asrın havsalasına sığ- Mes'ut Başkumandanlarından, bu emri alan bahtiyar Türk ordula- rı, yeni bir her, © yeni bir elân ile garba doğru akmıya başladılar. Bursa istikametinde — ilerliyen (3. K. O.) mız, yanmakta olan (Es kişehir) i düşmandan ve yangından kurtardı.. Izmir istikametinde ilerliyen kol ordularımızdan, brinci kolordu, a- levler içinde yanmakta — olan (U- sale) a girdi. 2 —Eylül: , Gazi, Fevzi ve Tsmet Paşalar ka- rargâhlarile © beraber sant 13 de (Dumlupınar) dan O hareketle saat 17,30 da (Uşak) a vardılar.. Geçti- gimiz yolun etrafındaki köyler bir yangın yerine dönmüştü. Bu feca- atlar hakkındaki müşahedelerimizin tafsilitma girişmeğe yazımızın hac- mi #aüsait olmadığı için şöyle bir temasla geçiyorum. Ordularımız, bu yangın barabe- leri işinden, kin ile gükreye gülre- Uçüncü kolordumur, o (mönü) garbine vardı. Asıl ordularımızda, kol başlarile (Uşak) garbine, Or- hanlar - Ahmetler hattına vardılar. Düşman Ceneralleri Türk Başkumandanının huzurunda: Bugün akşam, saat 22 sularında gelen raporlar. “ (Uşak) şimali şar kisinde Murat dağında Karacahi- sar civarında bir çok esir ele geçti- ğini; bunların arasında biri kolor- du komandanı olmak üzere boşta” ne de ceneral bulunduğu” müjdesi- ni verdiler. Filhakika Domlupınar meydan muharebesinden kaçabilen, 5 cene- ral, 230 zabit ve 5.300 küsur Yu- nan neferi de kâmilen esir edilmiş- vi. 3 Eylül zevale doğru bu esir düşman ceneralleri, Yunan başku- mandan vekili Trikupis, ikinci Yu- nan kolordusu kumandanı ceneral Diyenis ile'üç fırka kumandanı), Üçüncü fırka kumandanı (Umum jandarma kumandanı) Küzen Pa- sanın refakatinde (Uşak'a geldiler. Yanık Uşakın, Yunan süngüle- Milliyet'in Edebi Romanı :17 ÖNÜKLER İbrahim Necmi çok parlak olacağını ümit edi- yorlar”: Bir çok meşhur muharrirler- 'de kendisini teşvik ediyorlar. Yalnız Reşit Beyefendi ile he- nüz tanışamadık. onunla da ge- çenlerde Maksimbarda görüş- tük. Bir gün bize geleceğini va detmişti, ama henüz fırsat düş medi. Siz kendisini tanıyorsu- iba? Bir gün birlikte ge olur. Nimet Hanım, söz fırsatını ele geçirince kaçırmak istemi- yormışça: bugün bu lakır. drlatı ipliğe dizer gibi biribiri ardınca ortaya dökmüştü. Ah- met Nebil, cevaba fırsat bula- mıyarak dudağında bir tebes- sümle, gözlerinde tasvip bakış- lariyle dinliyor, Neriman Cem git Hanım, anesinin sözü kes- , etle yüralı köylü kadın ve çörek ve| ki ihtiyarlarile ve onlarm yürekler act- $t foryatlarile dolu olan sokakların. dan geçtiler. İçi, dışı mavi—beyaz boyanarak vaktile Yunan başka. mandanı Hacı Anesti için hazırlan mış bir Türk evine getirildiler. Kimbilir, belli biran için orada kendi başkumandanlarını görecek. lerini hayal etmişerdi Evin kapısı açıldı; içeriye girdi. ler., Artık Türk Başkumandanmın. huzurunda: idiler., Gazi Başkumandan, kendilerine bas nezaket ve ciddiyetleri ile onla ra bazı sualler sordular ve. “Hacı Ansti nerede? Ben onu görmek it terdim.,, Dediler. Sonra “dünyanın en meşhur askerleri bile esarete düş müşlerdir. Vazifenizi tamamen yap tığınıza kani İseniz müteselli olabi. iz. Buyurumuz istirahat © niz... Esbabı istirahatımız temin © dilmiştir,, buyurdular. Esir Cene raller çıktılar ve gittiler. Bugün ordularımız kol başlarile, kinci ordu kolbaşısı ile (Borlu) ya vardı.. Süvari kolordumu; İkindi farla le Alaşehirden £Salihliye doğru çeki- len düşmana çattı. Düşman bu taar- ruz neticesinde beraberinde götür- düğü birçok koyun, keçi, hayvan sürüleri ve birçok ölüleri bırakarak kaçağa mecbur oldu... Üçüncü kolordumuz, Tnegöl el- . Mürettep süvari forka çattı. ve püskürttü. 6 — Eylülde : e Üçüncü kolordumuz (Inegöl) 4 tuttu... Süvarisini ileri sürdü. Düş- manla teması muhafaza ederek gece ledi... Süvari kolordumuz. Bugün Salihli ile Ahmetli ara- sında Marmara gölü - Sarıkaya hat tm tutan düşmanın — sol cenahını çevirmek süretile taarruz ettiler. Solumun çevrildiğini görem düş man gece çekildi. Bundan sonra düşmanın çekile- 9 Eylül vaziyeti (Bursa cephesi ) ri kolordusu da kolbaşr ile (Kola) ya vardılar, Uçüncü kolordumuz, inde düşmana çattı, püs- kürttü.. Düşman gerilerde harekete geçen milli gönüllü müfrezelerimiz de, (Sındırığı) ve (Bigadiç) i düş- mandan temizlediler. 4 — Eylülde: Ordularımız harekâta devam et- Bursa istikametinde ilerliyen üçüncü kolordumuz, (Pazarcık) is tikametinde düşmanı takip etti, (Pa zarcık) » düşmandan aldı. İzmir istikametinde ilerliyen or » dularımız kol başlarile © (Silindi) garbi (Kol) ve cenubi hattına var dılar.. Süvari kolordusu © düşmanı önlemek üzere iki fırkası ile Salihli istikametinde, bir fırkası ile Alaşe hir ovasına doğru düşmana rastla- dıkça vuruşa vuruşa © elerliyordu.. Kulalılar, düşman tarafından yakıl- mak üzere iken, kahramanca saldı- rışlarile © (Kula) yı düşmandan ve yangmdan kurtaran ikinci | süvari fukasına hâlâ din şükranlarını söy- lerler., S — Eylâl: Başkumandan, büyük erkân bar- biye reisi ve Garp cephesi kuman- danı maiyetlerile | bugün öğleden sonra (Uşak) tan hareketle saat 19,30 (Eşme - Taknak) ya vardı lar... Fakat düşman yalamış ki, barmacak bulamadık! Açıkta, çadir kurarak konduk.. Yangından, zulümden kurtulmak çin ormanlara kaçmağa o muraffak tiler; olabilmiş olan aç ve çıplak (Eşme) | çocuklarının ürkek ürkek yanımıza sokularak bir fecmat anlatışları ve dı ki, ne yürek dayanır ne de hav. sala alırdı. Onu geçiyorum. Bugün Türk ötdularından, yordu. Kahve fincanlarını dışarı türmek mecburiyeti Nimet Ha Dımın sözünü kesti. Neriman * Cemşit o Hanım yalnız kalınca, mahrem bir eda ile Ahmet Nebile sokuldu: — Ey, söyleyin bakalım, Ne bil Bey, Muhteşem Nihat Hi nımefendi ile münasebetiniz ne sularda? — Münasebetimz mi? A- man, Hanımefendi, bendeniz o ziyafet gecesi Hanımefendi- lepimizi mi? Oradaki Hanımlardan hiç birini daha evvelden tanmmı- yordınız ya? — Evet. Yalnızbirini tanır- mişum ama... — Tanırmışım ne demek? — Bendeniz hatırlıyama- efendim? — Hangisi bu, kuzum? — Mebruke Numan Hanım. — A! Nereden tanıştınız? — Vaktiyle İstanbulda otur burasını öyle İ tele hir bina | bileceği iki yol vardı. Biri demiryo lu boyunca, diğeri de (Nif - Kemal Paşa) yolu ile İzmire giden istika- metti. Garp cephesince süvari kolordu- suna, düşmanı önlemek ve ona taar ruz etmek emri verilmişti. İkinci ordu: Kolbaşısı ile (Ata- la) şarkıma vardı. Birinci ordu: Birinci kolordusu ile (Kule) den Salihliye ikinci kol - ordusu ile Alstehire yürüdü.. Dördüncü kolordu da birinciyi takip etti, , Başkumandanlık karar. gühu da bugün (Eşme) den hareket le (Alaşehir) © vardı. Alaşehir henüz dumanları tüten bir yangın harabesi halinde idi. Bu gün alınan 'halbrtlere ve yapılan ha sekâtin neticetikü göre | düşmanın (izmir) i büyük”hir kuvvetle müda fan etmiyeceği ve edemiyoceği anla. saldı. Bunun üzerine ordulara şu emir verildi: A — Ikinci ordu Akhisar « Soma istikametinde yürüyecek. Süvari kol ordusu, Manisa - Menemen - İzmir istikametinde ilerliyerek (İzmir) i düşman yakmadan, © istirdat ede cek. B — Bu hususta süvari kolordu- suna yardım etmek üzere her kıt'a dan ayrılmış piyade müfrezelerin. den mürekkep; *mürettep kıt'alar, NİF - İzmir yejile ilerliyecek. C — Birinsi ordu — Kolbaşlarile Ahmetli hizasına varacak..., idi. 7 — Eylülde: sise Ordular, bi emre göre hareket lerine devam ettiler. Üçüncü kalordurmuz, emri altı. na giren Kocarli grupu ile; İnegö: lün şimaline gelmiş, Düzmanın 3. ve 10 uncu fırkalarının henüz (Ke- siş dağı) ile (İznik gölü) arasında ve LI inci fırkasının o da (Gemlik) ü) arasında bulunduk — Pek tuhaf! İstanbul te: rafına geçmeğe bile tenezzül etmez görünen Mebruke Hanı mefendi demek Salçamasinli gelme imiş, öyle zamani dı, sendin ize de büyük bir kız. — Evli değ midir? — Yok! — Acayip! —A! İz im bilmiyor miydiniz ? — Nereden bileceğim? Evet, evet. Evli değil, nışanlr, falan da değil. Halbuki pek serbest görünü yordu. Hiç te genç kız tavru yoktu. — Evet. Pek serbest. Hattâ üzumundan fazla .. — Beni evine de çağırdı. Yok canım! Ne diye? — Cumartesi günleri evde- İ yim. Bir gün gelin de size ha — Neden, Hanımefendi? 5 — Hayatımı size anlatacak, cü kelordurmız, kendisine © adetçe| üstün bir düşmanla uğraşmak mec buriyetinde kalmıştı. Ikinci ordumuz da (Adala) ve garbine vardı. — Birinci ordu dahi 1. ve 2. inci kolordulerile (Torgut- la) hizasma geldi. $ Başkumandanlık karargâhı da bugün saat 11 de (Salihli) miş konmuştu. 8 — Eylül Bursa istikametinde ierliyen ö- ki düşmanla boğuşuyordu.. İzmir ordumuz, bir taraftan Manisayı tu- tuşturmuş yakmakta, diğer taraf tan süvarilerimize o mukavemet mekte taanüt eden düşmanla bugün çok kahramanca çarpıştı. Ve bağrı yanık Manisamızı, düşmandan kur- tardı. Ondan sonra bir fırkası ile Ma- nis - Menemen - Karşıyaka istika- metinde, iki — fırkası ile de Mani- sa - Nif - Bornova - İzmir istikame tinde ilerledi. Rastladığı düşmanla mal Paşa hattıma vardı, Ikinci ordu Akhisar - Soma is- tilkametinde yürüyüşe devam etti. Süvariye yardım etmek üreze tertip #dilen piyade wüfrezeleri de bu ak şam Nif Kemal Paşa'ya * vardı- lar. Salihlide bulunan başkumandan- hık karargâhı bu akşam sant 22 de cephenin Salihli civarındaki telsiz istasyonu ile şu telgrafı almıştı: İzmirdeki . itilâf | konsolosları (izmir) in Türk ordusuna — sureti amadedirler.,, İşte, bu vesika, o tarihten üç yıl, üç ay ve 2 gün evvel, Türke sormadan, sormak İüzumunu duy» madan, onu artıie “öldü” kabul ede- İ rek mirasını paylaşmağa kalkışan | ve bu meyanda en güzel bir parçası butun bir husumet âleminin, Tür- kün meram: önünde nihayet ram na inandıklarını gösteren ilk vesi- ka idi. Türkü esir etmek hayaline ka- pılâcak olan her müsterlinin Tür. kün azmi önünde en sön sözü da- ima böyle olmağa mahkümdur.. Türk Başkumandanınn bu tel grafa verdiği cevap “(Turgutlu) da görüşülmek üzere murahhaslarının gönderilmesi ancak bir yanlışlığa mahal kalmamak üzere murahhas- ları hamil olacak otomobilin beyaz filama takması” o merkezinde idi. Fakat ertesi sabah itilâf marahhas- larının gelip teslim tarzını konuşma larma meydan kalmadan, Türk or- dusu İzmire girmişti. şöyleki, 9 — Eylülde: Daha dün akşam Menemen — Kemal Paşa hattma varmış olan sü vari kolordumuz, gece de yürüyü- şe devam ile bugün 9 eylğl 1 ve 2 üncü fırkaları ile Kemal Paşa — Bornuya — İzmir 14 üncü fırkası ile kolordu karargâhı da Menemen Karşı yaka istikametlerinde ilerliye rek sabaha karşı İzmir karşısına gelmişlerdi. Düşman telâşla İzmiri boşalt. yor, gemilere dan atıyordu. Bu ba- reketi korumak için süvarilerimize karşı daima yüz çeviriyor, ateş edi- yordu. Süvarilerimiz, yıllarca hasretini çektikleri güzel İzmirin çekici mik- 'natısına tutulmuşlar, İzmire doğru saldırı başla ha? — Evet. — Aman, Nebil Bey, sal saf “evet!,, demeyin. o hayat anlatır 14? — Ne var hayatında? — Aman, ben anlatamam. Gidin de kendsi anlatsm.. Ahmet Nebil,- sesin birden bire aldığı sert çınlayışla sar- #ıldı, kızararak © önüne baktı. Neriman Cemşit Hanım, deli- kanlının haline acıdı. Birden bire gülümsedi . — Canım, siz de ne kadar hassassınız. Bu Mebruke N man Hanım - nasıl bilmem ki - biraz karışık mazi li bir Hanım. Sizin gibi bir gençle ikinci görüşüşte ben bu karışık mazinin kirli çamaşırla rını ortaya nasıl (o koyarım? Sonra bana ne kıymet biçersi niz? — Affımızı rica ederim, Ha- örmefendi, sorarken sizin ce- vap vermekte güçlüğe uğraya- bileceğinizi hesaba katmamış- tım... — Ne ise, syem, şimdi. de öyle Hiç vurüşa vuruşa Menemen - Nif - Ke | teslimi hakkında müzakere icrasına | olan (İzmir) i Yanana teslim eden olmaktan başka bir çare kalmadığı: | ye gel çüncü kolordumuz, Bursa şarkında | İ kak muharebeleri bütün ikametinde: Süvari kol- | İ nan bayrağinm - dalialandığını far- İ tutmak ve yakmadan bırakmamak Piyade kollarımız süvarilerden evvel İzmire girmek yarışma giriş- mişler, bir şelâle gibi (Kemal Pa- şa) buğazından Bornuva — İzmir istikametinde heybetle akıyorlardı.. Bu hamaset yarışı esnasında şe hit düşen Mehmetciklerimizin, kur tardıkları İzmirin sinesinde yükse- len abidesi, işte o hamasetin sombo lüdür. Süvarilerimiz, taşkın bir şelâlenin coşkun kolları gibi İzmirin, henüz düşmanın son döküntüleri ile dolu olan sokaklarına yayıldı. Artık 80- iddetile devam ediyordu. Her süvari atını şehit düşen arkadaşının üstünden atlatarak ilerliyordu.. İzmire ilk gi- ven süvari kollarmyız, İzmir hükü- met konağının ve kışlanın önüne gel dikleri zaman, sl'an kışla ve hükü- met konağının üstünde birer Yu- kettiler.. Tam üç yal üç aydır, zehir li birer ok gibi güzel İzmirin bağrı- na nasaplı duran o bayrakları indir. diler... Halkın sevinçli © hıçlırıkları için de, al Türk bayraklarını dikti- ler ii as Baş kumandanlık karargâhı, bu- gün bütün mmaiyetile saat 8 de Sa- lihliden Turgutluya, geldi.. Oradan da hareketle saat 15 te (Kemal Pa: şa)ya vardı.. Tam hu sirada, daha evvel arzet- tiğimiz gibi süvarilerimizin (İzmir) e girdiğine ve şiddetli sokak muha- rebeleri devam etmekte olduğuna dair ilk müjdeli haberler çeldi. Türk milletinin, üç asır kadar süs ren üç yıllık hasretini İzmire götür mekte olan bu büyük adam, Gazi bu haberi alır almaz derhal hareket ettiler.. Ve tam sart 18 te (Nif — Kemal Paşa) ile Burnuva arasında (Bel kahve) denilen yere geldik. Oradan hemen bütün (İzmir) koyu görünüyordu.Bütün İzmir, limanile, erafife gözümüzün önüne serili 71 Bü anda umumi vaziyet şöyle idi: Bursa istikametinde — ilerliyen üçüncü kolordumuz, Bursayı elinde isteyen üçüncü düşman kalordusu- du Bursa şarkında Keşiş dağı ile İznik gölü da yakalamış, sıkış arıyor. Ikinci ordumuz; hem Bursa civa- rından çekilen düşmanın ardına düş mek. hem Çanakale buğazına var- mak üzere Akhisar — Soma arasın- da, şimale doğru yürüyüşüne devam ediyor. Birinci ordumuz; birinci kolordu su ile (Kemal Paşa) ya; ikinci ko- lordusu ile (Manisa)ya varmış bus Hunuyor. Dördüncü kolorduda ikincinin ar- kasında yürüyor. Süvari kolordusu ile ona yardımcı olan mürettep pi- yade müfrezelerimiz, İzmir sokakla. rında vapurlarına kaçarken yakala» dıkları düşman ile boğuşuyor. İşte bu umumü vaziyete vâkıf 0-| lan Türk Başkumandanı ve arka| daşları bugün bu saatte orada, (Bel kahve)sinde, İzmirin kurtuluşunu seyrediyorlat.. Dürbinler elde.. Bütüm gözler İz- mire dönük.. Bakıyoruz. İzmir şehri, bütün liman ve kör- fezi ile önümüzde. Düşmanın son vapurları alabildiği döküntülerimi al iniş, fayrap etmiş, son dumanları sa vurarak Garbe doğru kaçıyor. Ka- dife kalesi üstüne yeni dikilmiş o- lan Türk bayrağı, aşina ve ılık bir gururla dalgalanıyor. Görüyoruz: bana merak oldu: Evvelki nışmanızda aranızda aşk gibi bir şey geçmemiş miydi? — Ne münasebet ,Hanıme fendi ! —— Nasıl ne ; ; münasebet? Mebruke Numan Hanım tam bir aşk kadını. Siz de maşal- lah her görene heves verecek kadar genç ve güzelsiniz . — İltifat buyuruyorsunuz. — Vallahi değil, İltifat fi lânı yok. Siz de Se daki Hanımların hepsi de size bayıldılar — Her halde hepsi değil, — Neden ? — Siz de oradaydınız Ha- nimefendi ve.. — Ey ve... -— Ve görüyorum ki hiç te bayılmış, ayılmış değilsi Neriman Cemşit Hanımın şehadet parmağı tehdit eder gi bi salladı: — Saf bir çocuk tavrı altın da bakın neler söylüyorsunuz? O tarihten üç yıl üç ay evvel Yar nan ordusunu, Türkü boğmak, esi etmek hayalile İzmir rıhtımına çıka ran itilâf donanmasının İzmir lima nındaki filosu, Dumlupmarda yoke dilen asıl Yunan ordusunun, daha ğe garilerinde kalan artıkların o das kikada vapurlarma nasıl can atmak isterken denize döküldüklerine, yak 41; Herhalde bir az da © iyakile Türk mik etinin yüreğini yakan, (Güzel fx- ği mir), gurup "zamanının hafif ve in ce sisinden örülmüş kül renkli zarif bir tül altında, sanki hasretlilerini aynı derin özleyişle kurtaranlarım aynı candan münnetile “Gell,, diye çağırıyor. Görüyoruz: Akdenizin beyaz köpüklü enginle rine batmak üzere bulunan güneş, sanki düşman ordusu ile | beraber ad koymak ise imkânsız olan bu ba üş önünde heyecanla, ç sensiz duruyoruz. Birden bire bir se çınladı: İzmir yakdın bizit.., Bu ses, İsmet Paşanın coşkun gönlünden taşan, çağlıyan sesi idi... “Ah takip etti.. Bu halile aziz Başkuman danının karşısında | tazimle vaz mahsus alde: “Tebrik ederim. Eserini, diyebil di.. Türk ordusunun fazilet ve fers- gat örneği, kudretli reisi Fevzi Pe İ da aynı suretle başlcumandanını teb rik eyledi. Ondan sonra birinci ordu kumandanı ile diğer bütün maiyet erkân başkumandanlarınm etrafı insanım etrafında bir tazim halkası İde çevirdiler.. Dürbinin adesesini (© ane kadar bir türlü İzmirden ayırmayan vakur tek baş, Gazinin altın başı, on ande etrafını çeviren hürmet halkasına döndü: “Ben de sizi tebrik ederim. İşim bu safhası bitti... Asıl işe bunda sonra başlayacağız... dedi. Fakat Türk milletinin dehasını bir adese gibi ıkafasında toplayan, Türkün en yüksek duygu ve dilek- lerini tunç göğsünde biriktiren bu eşsin adam, hiç bir zorluk önünde yılmayan, hic bir keder önünde sar- sılmayan, fakat en büyük muvaffak yet üstünde de şaşırmayan bu bü“ yük nsan, o tarihe kadar tam üç yıl, üç ay devam etlen çetin mücadele" nin'o günkü neticesini ifade eden a | levha karşısında, derin ve yeşil lerinden birer damlanın sızmasına mâni olamamıştı. O günün milli tarihimizdeki şü- mulünü, ehemmiyetini, bu iki dam- la kadar, tarife kim erebilir?.. Yalnız, bu iki damla ile “Asd işe bundan sonra başlayacağız.,, Düstu runu birleştirirsek, dokuz asrın har- salasına sığmayacak kadar geniş o lan dokuz yıllık siyasi ve içtimai kalâbımızın programının, © güt orada çizildiğine şüphe kalmaz... Onun için, bugün yalnız. (İzmir! in kurtuluş bayramı değil, aynı za manda Türk cümhuriyetine, Türk inkılâbına temel atış bayramların dan biri İşte (İzmir) böyle kurtardı. .İ iler, Gari İzmici len, uzun kirpiklerle yarıyarıya £ örtülen gözlerine derin derin baktı. Bu gözler ki yukarıya kadar ince ipekli 6 İ) raptan başka bir şeyle örtülm? — | diği halde birbiri üzerine kö” Of muş olan bacaklarda ( durd. Neriman Cemşit Hanımın sü8 gün gözleri Ahmet Nebilin "4 zarlarını kovalıyordu. Bu dü” raklamayı da fark etti; Müt bessim dudaklarına sanki sahi binin iradesi haricinde, dah ziyade yayıldı ve aralarındi" şu cümle fırladı : (Devamı var) |

Bu sayıdan diğer sayfalar: