17 Ekim 1931 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 3

17 Ekim 1931 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bo no satışı artık durmuş gibidir *no tevziatna devam edilecek . Bazı gayrimübadiller, bo- ların bir kısmınm muhtekir Wraflar dine gayet ucuz ola- ak geçmesinden endişe etir $dir. Gayrimübadiller cemiye- İ azasından birzat bu tün varit olmadığını işaret ede *k diyor ki: .— Şimdi bono alım e yeni bir vaziyet ua) #eimiştir. En ziyade sefnlet İ- bulunan küçük bono $8- i, bonolarını ucuz ucuz puhtekirlere kaptırmışlardır. Böylece kazanç yolunu tutan- diğer bono sahiplerini de Ya: surette iğfale teşebbüs et- Sişler, fakat muvaffak olama- lardır. Bunun neticesi olan ülâmel tesirile bono fiatleri İeniden yükselmeğe başlamış- ir. Muhtekirler evvelce 25 lira 8 nazlanırken şimdi küçük bo- bo fiatlerini 40 liraya kadar Şı- tardıkları halde ük bono Bkonumi —————— İzmir limanlarında bir aylık faaliyet çİzmir ticaret odasnmın tanzim ii bir istatistiğe göre eyldl ayrı Uefında İzmir imanma B1844 ton- Uk 54 türk, 34406 tonluk Ada Tan, 2: 16 ingiliz, lke Plan 2090 “tonluk 3 fe- rg man Mnike Man0 ” conluk (3 Soryat, 2210 tonluk 2 Yugoslavya, 372 ton- İlk bi, Romen, 1674 tonluk 1 Bul-| Par 4377 tonluk 1 Japon 148. ton- ii“ Bir Belçika vapuru girip çıkmış- Muğla tütün fiatları TUGLA, 15. A,A.— Tütün piya Msımda satış pek bati gidiyor. Fiat Sin. kuruşa kadar düşmüştür. iye kadar Geri kumpunyası 180 © kumpanyası 5 bin Felanenk KN Gilen kampanyası 200 bin, Os- ti, yası 35 bin okka tütün #8 almışlardır. ya MUĞLA, 15, A,A— Son yağan amlar münasebetile kışlık buğ- de Zriyatma başlanmıştır. Sahiller #eriyata 15 gün evvel başlndı. Arjantin parası lang NDRA, 15. AA— Birçok Yan, gazeteleri Arjantin pesosu- Tip, vaz in demiryolu eshamın Ü eörülerüş olan oi aşa By etmiş olduğunu yazmaktadır. Çüçç lü, ümitbabştır. . ©. bek nkü memleketler vaziyetinin Man, kadar şayanı memnuniyet ol. Mağa ve parasının düşüklüğüne husule gelmiştir. Limon ucuzladı te imon fiatleri pek ucuzlamış Man, çptan 500 tanelik limon Hyiği 300 kuruşa satılıyor. Yargi daha ucuz mallarda Rap 7, Perakende olarak bir l- 40 paradır. Limon fiatleri Şudur; on buhran yüzünden birçok leketler tarifelerini arttır- en kadar ucuz olmasına se- | liği Ni ir Yunanistan hüküme- Mene idhalâtını büsbütün miştir, yek Vaziyet karşısında İtal- Yeti — mahreçlerindeki e meşguldur. Financial | lâta Müşty betmişler, fiatleri düş- Buğda arpa, fındık va içaret ai buğday fi taşi dört biç memleketlere altı yüz çu deri gönderilmiştir. Birilik küre talap fazladır. Fiati 4 Sine, tur. Hamburgda bir müd ay biralık arpa almak için ma istemiştir. Fındık fiatle- kal bir yükseliş vardır. Magi talep artmıştır. Ham İlğ da Gireson fındıklarının Ügl0l kuruştur. Diğer fp Taşın mikdarı 97 kuruştur. kaş iftik fiatlerinde şayanı F sey yoktur adaki ticarethanelerden mü- | br ai ye nkü küçük bono sahipleri satacaklarını sattılar hiplerinden bi bize m tev- i ederek hem alâkadarların se, e kurtarılmasını ve hem de müzayeodlere esaslı suret'e iştirak imkânmı temin etmiş olacaktır. Gayrimübadiller bü- kümet nezdinde bütün vE büslerini yapmışlardır. . Arti beklemekten başks hiç bir çare kalmamıştır.,, Vapurcular rekabetine mani olmak için Ticaret odası vapurcular ara tındaki rekabetin men'i için bir kanun projesi hazirlamıştir. O da denizcilik raportörü Ali Rı- 5953İ 24 Bey bu mesel hakkında İktr sat vekâletile temas etmek üze e Ankaraya gidecektir. Et ucuzluyor Bu sene'et fiatleri ucuzdur. Sığr eti 50 - 70, koyun eti 60- 70 kuruşadır. Balkyazarıda 50 kuruşa kadar koyun eti satı lıyor. Bu sene teşrinievvelde kuzu eti boldur. Okkası 90 ku- yuşa veriliyor. Anadoluda et fiatleri çok u- cuzdur. Trabzonda koyun etine 35, siğır ve keçiye 25 kuruş narh konmuştur. O civarda hay vap boldur. Daha içerilerde ko yun eti 20 kuruşa kadar satıl yor - ie Almanyanın ticare! mizanı AA — 19313 sene- BERR an li ircntında, iha Bağdatla ti via Bağdatta bulunan bır tacir 2 lâkadar dairelerden birine bir ktup göndermişti. Bu z İl, İzmir tupta Buğdatla, İstanbul, “mi gibi ticaret şebirleri ak e münaseba! az olduğunda i bul ve İzmir tacir- De arzusu yn yor. Bir çok Buğday tacirleri konser n imi; bet etmektedir. Tacir Klima sanayi bir iğtinin mallarımızı tanıtmak çin aBığdatta ufak bir seret 2€ masını pek faideli buluyor. ir lebir sergi aaa ü malla: i Ta vi eği bilir or mg Daha şimdiden, birl Türk konserveleri için acenta vazi | olmak istiyor Şevket Bey hakkındaki e dür muavini Şev ke tahki- esnada görülen kendisinin vazi- i b ket Bey katı yapıldığı lüzunı üyenin biti çn Tıb- pi Me yel altına alın- a karar verlmiştir. Şev- ket Beyin i hitam tur, , ES yabade neticesine dair Tıbbı adli tarafından tanzim e dilen rapor müddeiumumilik va ile istintak dairesine veril- miştir velerimize, kuru meyve | Etıbba Odasında Bugünkü intihap hararetli olacak Etibba odası bugün toplana- caktır. Bu içtimada idare heye ti seçilecektir. Bugünkü müna kaşanm haylı hararetli ve mü- nakaşalı olacağı tahmin edile- bilir. Bazı doktorların itiraz ettik- müze” | teri noktalardan biri de, idare heyetine intihap edilecek zeva- nizamnamede- ki bu kaydın tayyadilmesini is temektedir. Bugünkü içtimada bu mesele de mevzuu bahsola- caktır. Yeni heyeti idare için ellerde üç liste dolaşmaktadır. Bu lis- telerden biri Etibba muhadenet cemiyetin i Tıp cemi- yetinn, üçünsü de ayrı ve müs takil bir grupundur. Etibba muhadenet cemiyeti- nin listesinde Tevfik Salim Pş. Neşet Osman, Murat, Nâzım, Hamdi, Ömer Lütfi Beyler. Tp cemiyetinin listesinde Tev- fik Salim Pş. Ma: Mehmet Kâmil, Niy Reşat, Rıza Beyler. Üçüncü lis tede Kerim Sebati, Şükrü Hâ. zım, Mazhar Osman, Tevfik Remzi Beyler vardır. Doktorlardan bir kısmı eski heyeti idarede bulunanları iste memektedirler. Etibba muhade net cemiyetinin divanı haysiyet namzetleri: Dr. Niyazi İsmet Beyle Ömer Fuat Paşa Tıp ce miyetinin namzetleride Akil Muhtar ve Fuat Kâmil Beyler dir. İntihap Darüllünun konfe- rans salonunda yapılacaktır. — ce — Pahalılıkla mücadele Belediye hayat pahalılığı! vü dele edebilmek ne bütçesine bir miktar tahsist koy mayi düşünmektedir. Tasavvurlara göre, “İktisat Mü- 'dürlüğüne yeni bir şube ilâve edile- cek, bu daire şehrin muhtelif yerle- rinde depolar tesir edecek ve © un, buğday, kömür ve saire gibi zarari ihtiyaçlardan bulunan maddeleri bu İunduracaktır. Bu oşyanın fintleri yükseldiği 20- | diyenin ba şubesi derhal harekete gelecek, piyasaya ucuz mal çıkaracak ve bu suretle fiatleri ta- bü seviyeye indirecektir. Aşı istihsalâtımız Ankaradaki Merkez hıfzissıhba müessesenin mühim © kışımları bit miş ve aşı istihsail faliyetine geçi miştir. Müessesenin bütün teşkilâtı son sistem olarak | hazırlanmıştır. Bu faaliyet dolayisile şehrimizde Bakteriyolojihanenin o Serum © ve Aşı şubeleri de bu hafta içinde An- karaya nakledilecektir. Eşyaların ambalâjları hazırlanmıya başlanmış- tr. Burada yalnız Tahlilât şubesi kalacaktır. Ankaradaki yeni mües- sese bütün sari hastalıkların aşıları- mı en yeni usullere o göre hazırlıya- cak, memlekot © ihtiyacını temin et tikten sonra komşu Asya devletleri- ne ihracat yapacaktır. Istanbul Bakteriyolojihanesi Am- karaya nakledilirken bütün tesisatı. nı burada bırakacak, vilâyetin em- wıdan başka kan bal. gam tahlillerile sularda mikrop ta harrileri yapacaktır. Hayvan Sergisi Bu sabahtan itibaren kayıt | muamelesine başlıyor Dolmabahçede eski Hasahır larda 26 teşrinievvelde açılacak hayvan sergisine bu sabahtan i tibaren ayın yirmibirine kadar tay, kısrak, at,, merkep, katır yavrulu kısrak inek boğa dişi manda, koç, koyun, kayıt ve ka bulüne başlanacaktır. At, sığır, koyun, merkep; katır olmak ü: zere dört kısmı ihtiva edecek o- lan sergide kazanan hayvanları sahiplerine cem'an dört bin beş yüz lira mükâfat tevzi edilecek tir. amme Bir köyde 14 ev yandı ILGAZ, 16.— Ali bey köyünde bir yangın çıkmış ve 14 köy yanmış tur, Engin ormanlarında çıkıp 10 saat devam eden yangın da söndü rülmüştür. Maaritte Sınai Kimya şube açılıyor Darülfünun fen fakültesin. de bu seneden itibaren yeni bir kimyayi sınai mühendisliği şu açlacaktır. Bu enstitünün şimdiki kimya şubesinden farkı mühendis yetiştirmesidir. Mem leketimizde de smai şlerinde kimyannı son zamanlardaki mü him rolünü gören Darülfünun böyle bir şube açılmasına lü- zum görmüştür. Kimya şubesi nin tahsili üç sene olduğu hal- de, sınayii kimya şubesinin müddeti tahsili dört sene ola- İ caktır. Bu yeni şubeye talebe kaydına başlanmıştır. Dersler ameli ve nazari olmak üzere iki kısım üzerinde tedris edilecek- tir. Tedrisata teşrinisainde baş lanacaktır; Hayriye lisesine teşekkür edildi Hayriye lisesi bu sene leyli meccani on talebe almıştır. Di- ğer hiçbir hususi mektep mecca ni talebe almadığındanHayriye lisesine bir teşekkürname gön- derilmiştir. Ekalliyet mektepleri kadroları Ecnebi ve ekalliyet mektep- leri kadroları alâkadar mektep tır. Hukuk fakültesinde derrisini yarın toplaancaktır. Talebesi fazla olan ilk mektepler Bu sene ilk mekteplere ta- lep fazladır. Bu yüzden birkaç ilk mektebin talebesi dersanele re sığamayacak kadar çoğalmış tar. e Maarif idaresi talebe grupu- nun ikiye ayırmıştır. Sabahtan İ öğleye kadar bir talebe grupu öğleden akşama kadar da diğer talebe grupu mektebe devam et mktedir. Anadoludan gelen muallimler Maarif vekâleti Anadoludan İstanbula 86 ilk mektep munlli mi nakletmiştir. Bu muallimle ri, İstanbul mekteplerine yerleş tirmek için yeni bir kadro yapıl maktadır. Cuma günleri ay bakkal dükkânları Bazı bakkal dülkünlarmın cuma günleri, hafta tatili kanu nuna muhalif olarak dükkânla *mı bir iki saat için açtıkları görülmektedir. Kavuna muha- li fgörülen bu hale kat'iyyen müsaade edilmemesi ve dükkü nını açanların kanuni takibe ta bi tutulmaları emredilmiştir, i — — Zekâi Bey bu hafta gidiyor Bir müddetten beri şehrimiz İ de bulunan Türk dayinler veki İli Zekâi Beyin bu hafta içinde Parise gideceği haber alımmış- tar. Dayinlerle hükümetimiz a. rasmda yeniden müzakerata başlanacağı zaman Zekâi Bey tekrar Ankaraya gelecektir, —— Irak Petrolleri Sabık Irak sefiri Londra. dan gelip gitti İrakın sabık Türkiye sefiri Rauf Bey İngiliz ve Amerikan mühendisleriyle birlikte Lon. dradan gelerek, Toros ekspresi le İraka hareket etmiştir, Rauf Bey İraktaki petroller hakkın. de şu malümatı veriyor. — Tesisata başlanmıştır. İn. giliz ve Amerikan mühendisle. İri petrol petrol mıntakasında çalışmaktadırlar. Beraberimde gelen mühendisler Musul saha sında istikşafta bulunacaklar. dır, Geçen sene tesisat için üç milyon lira sarfedilmiştir. İstih sal başlayınca şirket İrak hü | metine ton başına 4 altın silin , verecektir lere tebliğ edimeğe başlanmış- | Hukuk fakültesi meclisi mü | Istanbul cuma günleri nasıl eğleniyor? Meddahlar neler anlatıyorlar? Darülfünunda yeni bir | Acem mübalâğaları, Acem, Yahudi, Rum, Ermeni taklitleri neyse... fakat araya karıştırılan o çirkin imalara ne demeli? Basık tavanlı kahvehaneden içeri girdiğim zaman, gözlüğü mün camlarını örten tuhaf bir buğu tabakası arkasında evve- lâ bir şey seçemedim. Adeta bastığım yeri görmiyecek hal- de idim. Dört tarafa baş vurup çıkacak delik bulamayan cıga- va dumanları boşlukta buluttan yapılmış bir avize gibi sallanı- yordu. Sağdan, soldan siparişler ya Bıyı — Oğlum benim kahve, $e- kerli olacak... — Bize iki gazoz.. — Taze deminden bir çay |. isterim.. . Gözlerim yavaş yavaş duma na alışınca etrafıma şöyle bir göz gezdirdim. Merdivenle çı- kılır yüksekçe bir yerde, iri ya rı bir adam oturmuştu. Bütün gözleri üzerinde toplayan bu zatın ismini haber vermeğe lü zum yok: Sadece 'meddah,, de münasebetle med dah dendiğini ben bir türlü an layamadım. Meddah, mübalâ ğa ile medheden kimseye de nir. Halbuki O meddahlarm işi gücü adam çekiştirmek! Dillerine doladıklarının ölü yıkayacak yerini bıraknşazlar.. Ne ise, lâfr uzatmayalım da meddahı, yahut dinleye lim. Sağ omuzuna attığı beyaz mendile terini r gibi yaptı, Önüne konulan bardağı dudağı na götürerek bir iki yudum su / içti, alâkayı celbetmek için bir | kaç defa öksürdü, bastonu ile İ tik tık yere vurdu. Gözlerini sü İ zerek mânalı mânalı, edalı eda li anlatmağa başladı: — Efendim, zamanı evailde İ bir börekçi varmış. Malüm ya, börekçilerin çoğu Kastamonili olur. Herkeste hikâyenin gülüne- cek tarafı bir an evvel yakala mak için dehşetli bir tehalük var, Mdedah, devam ediyor: — Fırının karşısındaki ko nakta zengin bir efendi oturu ruyor. Bu zengin, düşünüyor, taşınıyor, oğlunu börekçi yap muğa karar veriyor: — Kuzum börekçi. Şu bizim çocuğu yanına al... Börekçiliği İ bir güzelce öğretmeden yakı İni bırakma!... İleride belki dük i kân, tezgâh sahibi olur da ra- İ hat eder. diyor. Efendime söyleyeyim, uzat. mayalım, zenginin oğlunu, erte i günü fırına veriyorlar. Börek çide surat bir karış: — Geldünmü musibet! de he le, hamurun başına geç te gım ran... İstanbul çocuğu geçiyor tek İ menin başına... Ha bre yufka ka bartıyor Birgün, beş gün, on gün... derken, mükemmel bir yufkacı olup çıkıyor meydana... Usta bir sabah, buna peşta malı kuşatıyor: — Akıbetin günün hayır ol sun.. Hedi baham., Tablayı ba şına al da mahalleye çıh.. Tab İayı boşaltmadan gelme! diyor Çocuk, -tabladaki börekleri akşam olmadan tüketiyor. Erte si gün bir tabla daha.. Çocuğun haline acıyanlar, börekleri âde ta kapışıyorlar, Nihayet günün birinde Mercan tarafından ge- çerken pencerenin den tat Mı bir ses, kulağına — Börekçi, börekçi. Bu sesi duyuca dizlerinin ba ğı gevşiyor çocuğun. Birde kapı açılınca ne görsün. Ay parçası gibi bir kız.. Börekçi çırağı, uzatmıyalım, can ve günülden bü kıza âşık o luyor... Ayak üzeri bir kaç da- kika konuşmak için varını yo- ğunu feda edecek amma, yanın da beş paralar yok... O akşam evde, peder efendi or: — Nasıl börekleri sattın mı? Delikanlıda bir hüngürtü: kırk lira istiyorlar. Peder Efendi, bağırır çağırır fakat âkıbet kırk altını gözden — Sana diyorum, börekleri | çıkarmağa razı olur. sattın mı? — übü... Sattım ba bacığı, sattım amma şey oldu.. — Ne oldu, çabuk söyle.. — Bir acemilik ettim.. — Ece?.. — Bugün, bir yerde bir gala balık gördüm. Aralarına sokul dum. Baktım, arttıran arttıra- na... On beş, yirmi, yirmi beş, otuz, otuz beş.. derken, ne oldu ğunu bildiğim yok ağzımdan çı kıverdi: — Kırk! derdemez “haydi dediler. Uhhu — Neymiş o arttırdıkları? — Haraç mezat gemi satı. yorlarmış, babacığım.. Kırk di- yince benim ımde kaldı. . — Allah müstahakını versin şimdi ne olacak? N — Sorma babacığım. Kırk Mirayı, bağırta çağırta ustaya ö dettiler, Parayı babandan al da getir dedi... Uhhu uhhu uhhu. Adamcağız, ne yapsın, çare- siz kırk tane rubiye altununu çıkarıp veriyor: — Hadi bir daha bilmediğin işlere burnunu sokma! parayı götür, diyor, Delikanlı parayı alınca doğ- ru, kızın evine... Anası sesleniyor. — Gene ne geldin börekçi? — Aman anneciğim... Sen bilirsin... Şu altmları al da sev gilimin yüzünü birkaç dakika i | çin göreyim... Kadın, kırk rubiye altınının şıkırtısına dayanamıyor, kapıyı | açarak, çocuğu içeri alıyor, fa- kat beş dakika geçince: — Haydi, diyor, bu günlük bu kadarı yeter! Yarın, kırk li ra daha getirirsen yarım saat i çerde kalırsın.. Ertesi akşam sofra başında çocuk gene görünmez. İçeriki odada ağlar durur. Peder Efen di sorar: — Gene ne oldu? — Uhhu., Uhhu.. Uhhu., Ka iftsizmiş, ziftlemek için Karaya oturan Vapur Boğazda oturan vapur | dün kurtarıldı Evvelki gün suların coreyani le Yeniköy civarında Sait Ha- lim Paşanın yalısı önünde kara ya oturan İtalyan bandralı Gat ya vapuru dün tahlisiye şirketi nin Lonina vapuru tarafnıdan kurtarılmıştır. Görünmez kaza Kerestecilerde sebze halinde hamal Mehmet, Niyazi ve Os. i man oradaki kereste iskelesini yıkmağa çalışırken büyük ka- İaşlardan birisini ellerinden dü. sürmüşlerdir. Kalas orada geçmekte olan sucu Halim isminde birisine çar parak sağ bacağını kırmıştır. Mecruh hastahaneye götürül- müştür. Hammallar yakalan. mıştır. Eli pıçaklı adam Feriköyünde amele Hasan ve Mustafa ile Remziye Hanım isminde bir kadın kavga etmiş ler, bunlardan Mustafa bıçak- la Hasanı ve Remziye Hanımı yaralayıp kamıştır. Kavga ayırırken Galatada boyacı Musftafa ile eskici Mustafa birahane soka- ında kavga ederlerken, boyacı srail ayırmak için araya gir- mişse de varalanmıştır , Aynı sahne: Yarım saatlik bir telâki ve tekrar kapıdışarı, atılma... Ertesi akşam, ber mutat sof ve başında bir hüngürtüdür gi — Gene ne var? — Uhhu.. Uhhu.. Uhhu.. Bu sefer de gemiye direk lâzmmış. Hikâyedeki bu direk faslı o ka dar müstehcen ki, üstü kapalı şekilde bile buraya nakletmek imkân: yok... Neticede tabii bütün masal- larda olduğu gibi onlar ermiş muradına... Meddah tekerlemeleri, yani matbuat kanununun hayasız neşriyata dair olan maddesin de yer almış mıdır bilmem, Gör düğüm ve bildiğim bir şey var sa, bu başı açık hikâyeleri, se kiz on yaşlarında çocukların da alâka ile dinledikleridir. O kadar ki, yanımda oturan gafil bir baba, hikâyenin en me raklı yerinde çocuğunun elin den tutarak dışarı çıkarmak is tedi, Çocuk, yalvarıyordu: — Baba, direği nasıl dikecek ler? Anlatsnı da öyle gidelim! Acem mübalâğaları, Kayseri li, Acem, Yahudi, Rum, Erme- ni taklitleri şöyle böyle çekili. yor. Fakat aş senelerden be ri tekrar edile edile bayatlamış bir takım çirkin imalar karıştı rılmasa?.. Kendi kendime soruyorum: —Halkı güldürmek için mut laka açık saçık şeyler mi söyle mek lâzım? Ve gene kendi kendime ce- vap veriyorum: — Hiç te öyle deği İnsan her zaman hoşuna gi- den şeye değil bazan en galiz şeylere de güler. “Edep ve terbiye dairesinde, monoloğ söyleyeceklerini telli pullu kâğıtlarla ilân eden med- dahlarımızm, yeni yetişen ço- cuklarımız karşısında bir az da ha nezih olmalarını bekleriz! M. S. Tasarruf cemiyetinde yeni kadrolar Milli Tasarruf cemiyeti İs- tanbul şubesi azası için bazı kararlar vermiştir. Bu kararlâ- ra göre cemiyele mensup olan lar muayyen müesseselerden u- Cuz eşya ve saire tedarik edebi leceklerdir. İlk ve orta mektep talebesi cemiyete fahri aza ola ra kkabul edilmişlerdir. Bunla- ra karneler verilecek, kâğıt ka- lem ve sâireyi ehven fiatle ala bileceklerdir. Diğer tarafta teş- viki sanayi kanununda bir mad deye göre resmi müesseseler yüzde on pahalı da olsa yerli malı kullanacaklardır. Cemiyet resmi müesseselerin mutleka yerli malı kullanmaları için e- saslı teşebbüslerde bulunmuş- tur. Bu yüzden ecnebi malı al mak isteyen bazı müesseselerin şartnameleri yerli malına teb dil edilmiştir. —.— Haliç şirketinde Haliç vapurlar şirketi, umu. mi heyeti, bu ayın yirmisinda toplanacaktır. Bu içtimada şir- ketin umumi vaziyeti müzakere edilecektir. Son zamanlarda E- minönü ile Eyüp arasında işle- yen otobüslerin mikdarı yarı ya rıya azalmıştır. Bu yüzden Ha liç fşirketinin vaziyeti bir dere" ce düzelmiştir. Şirketi Hayriya ile otobüsler arasmdaki rekabet te azalmıştır. Buna sebep Tak. sim - Büyükdere arasmda oto: * büs ankliyatının, mevsim hase bile azalmasıdır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: