13 Kasım 1931 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

13 Kasım 1931 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

“illiyet Asrın umdesi «Milliyet» tir. 13 TEŞRİNİSANİ 1931 İDAREHANE — Ankara cadde- si No: 100 Telgraf adresi: Milliyet, İstanbul, Telefon numaraları: 24310 — 24319 — 24318 ABONE ÜCRETLERİ G Türkiye için Hariç için 3 aylığı (o 400 kuruş 800 kuruş 6 7s0 1400 , rn 1400 2700 Gelen evrak geri verilmez Müddeti geçen nusbalar 10 kuruş tur. Gazete ve matbaaya ait işler için müdiriyete müracaat edilir. Gazetemiz ilânların mesuliyetini kabul etmez. Bugünkü hava Yeşilköy hava rasat mer- kezinden alınan malümata nazaran bugün hava bulut- lu olacak zügâr muhtelif istikametlerden mütedil sü- ratte esecektir. Sıcaklık de- Zişmeyecektir. Dün tazyik: nesimi 263, azami suhunet 16, asgari 8 olacak kaydedilmiştir. Sen nerede Yapıl- masına taraftarsın? Görüşüp dururken dalgın dal gın mübahaseyi dinleyen arka- daşıma sordum: — Sen nerede yapılmasına taraftarsın! — Ya fakiiltede, yahut Sıh- hat yurdunda., — Ne söylüyorsun yahu? — Bu iş evde olmaz. — Hangi iş?.. — Benim emoroit ameliyatı. iyiliğini ver- stadyumun nere de yapılması hakkında fikrini soruyorum.. — Vallahi kardeşim, bize ci- var yerde yapsınlar da, nerede yaparlarsa yapsınlar... — Neden? — Çünkü, ben bahçeyi bü yülteceğim.. Arsa sahiplerinin burnu havaya kalkar da ondan. Her şey ucuzladı ama.. Dikkat edersek kiralarda, yiyecek şeylere, kömüre odu- na, yağa, sabuna hattâ kumaş- İ Korsikalı Korsikada her mahallin bir haydudu vardır, Bu baydut ek- ser za cömerttir ve merttir. Ve fotojeniktir. Bazı zengin Amerikalılar, sanki dün yada başka bir şey kalmamış, kendilerini tehlikelere atarak “korku raşesi,, ve bu münase- betle “heyecan,, geçirmek ister ler. Böyle heyecan tatmak zev ki son zamanlarda o kadar al- mış yürümüş ki, Korsikada hay dutları görmeğe gelen Ameri- kalılar çoğalmıştır. Güzellik adası denilen Korsi kada Figatelli denilen küçük kasabanın da bir haydudu var- dı. Evvelce yoktu amma, bura- da Marsilyalı bir adam bir lo- kanta ve otel açtıktan sonra, kasabanın bir haydudu peyda Memi ismindeki bu otel. isi ” ci, haydut peyda olduktan son ra, onu görmeğe gelen seyyah ların melcei oldu. Zaten kasa- bada da başka otel yok. Bu hikâyenin başladığı tarih te Pouponet saçlarını yoluyor- İ du. Çünkü haydut diye ortaya çıkardığı adam, ihtiyar halinde ses sada çıkarmadan ölmüştü. Ölüyü gömdüler ve Poupo- net mezarının başında mütevef fanın mezayasını sayıp döktü: — Yalnız bu kadarla kalsa iyi! dedi. Fakat tam seyyahla- rın geleceği sırada ölmesi de çok acıklı olmuştur. Bu sebep ten onun yerine bir başkasını bulmak lâzım Kimi bulmalı Al lahım, kimi? Pouponet kasabanın haydu- du olabilecek kıratta bütün a- damlara baş vurdu. Görüyorsunuz ya bazı yerler da iş için insan bulmak güç o- luyor. İlk müracaat ettiği adam şu cevabı v — Olmaz. Günde on frank için nasıl haydutluk yaparım? Bir başkası çabuk nezleye tutulduğundan bahsetti, o da kabul etmedi, Üçüncü dağlarda dolaşmak için otomobil istedi. Dördüncü “kazalara karşı haya tımı sigorta eder misin?,, dedi. Pouponet meyus ve münke- sir artık haydüt aramaktan vaz geçmek üzere idi Figatelli- nin orman bekçilerinden Pico- lo isminde birini buldu. Bu zat dedi ki: — Korsikada dağlar ve şose İsra kadar her şeyde az çok bir | ler emindir. Onün için boş va- ucuzluk vardır ve devam etmek | kitlerim çok. Teklifi kabul edi tedir. Lakin bir ey varki; «| etriye cim demir duğu yerde mıhlanmış duru yor... Ücretler.. bir dülger, bir hizmetçi, bir terzi, bir kundura & iki seneden beri ne alıyorsa onu istiyor. Siz ona istediğiniz Bakalım tesiri olur mu?.. Et meselesi Bir arkadaşıma sordum: — Senin kuzuyu bana satsan kadar ekmeğin, kiranm ve ha- | kaça satarsın? yatın ucuzladığından bahsedi- niz, O bildiğini okuyor.. Bence hâlâ hayatın ucuzladığını anla- yamayışımızın o sebeplerinden en kuvvetlisi budur. Buna bir çare bulsak fena olmayacak... İyi haber... Limon ucuzlayormuş.. Yu- murta da bahalı d: Şu hal- “Milliyet'in Edebi Romanı: 77 BAŞI DÖNÜ Muhteşem Nihat Hanım ce vap verdi : — Hayır, iki davetlimiz da- ha var, imler? — Geldikleri zaman görür. sünüz. — Gelseler artık, canım.. Mukbil Nedim karşıdan ce- vap verdi : — Yahu, sana ne? Ne za- man isterlerse gelsinler. Rakın önünde.. Mezen önünde., Ye, iç, keyfine bak. Mukbil Nedim şimdi kafa- sında bir türlü toplıyamadığı bir be; rıyordu : — Nasıldı o, u? Bir şiir vardı. İç, sev, dünya ne um- run, falan, şöyle bir şey... Ahmet Nebile döndi — Genç şair, orada bizim karıya kur yapacağına şu şiiri bulsana! — Diri olarak satmam., — Neden? — Çünkü diri kuzu beş lira ya kesilmiş olursa okka hesabi İe postekisi, şusu busu on lira- ya... Onun için kesilmiş sata- rum... Anlaşılan kasap hayvana- tı artık sağ olarak para etme- yecek... FELEK KLER İbrahim NECMI Diye haykırdı. Ahmet Nebil | sapsarı oldu: — Hayır. efendim... Diye kekeledi . Süheylâ, hiç fütursuz cevap verdi — O bana kur yapmıyor, ben ona yapıyorum Refik Cemal gene arkadaşı: nın imdadma yetişti: — Şiir mi, beyefendi? Diye sorarak Ziya Paşanın beytini âhenkle okudu; İç bede, güzel sev var ise aklü şuurun, Estağfurullah, Dünya Var imiş, ya ki yok olmuş, ne umurun? — Hah, tamam, işte bi Şeyda Kâmil Bev: —Bunun bestesi de vardır. Mukbil Nedim, hemen sır- naştı: haydut.. — Fransızcadan — yorum Pouponet! Otelci bu buluşa çok mem- nun oldu. Derhal yeni hayduta bir çepken, bir fişenk torbası, bir kılınç, bir silâh verdi. O su retle ki orman bekçisi korkunç ve mehabetli bir hal aldı. Pouponet ondan sonra Mar- silya gazetelerine şöyle bir tel- graf çekti: Figatelli 12 nisan — Meşhur ve korkunç haydut Picolo dün gece sakin şehrimizin ci da görünmüştür. Bir intikam meselesinden dolayı on iki ki- şilik bir aileyi öldürdükten son ra sanki bir şey yapmamış gi- bi geldiği tarafa gitti.,, Bu telgraf bittabi tesirini gösterdi ve bütün dünya gaze- teleri havadisi naklettiler. Bu Picolo denilen adam adanın şimalinde veya cenubunda ise, katledilenlerin adedi de ona gö re çoğalıyor veya azalıyordu. Pouponet arkasından bir tel graf daha arkasından, graf, daha arkasından bir tel- graf daha çekti. ğınık etmiş, beş köyü yakmış, Korsikanın yarısını kana ve a- toşe boyamış. Buna kargı y. müfrezeler gönderilmiş. Dağ- larda müsademeler devam edi- yormuş. Bu gündelik tebliğler, her ta rafta halkın merak ve heyeca- nını arttırdı ve dünyanın her ta rafından seyyahlar akın etme- ğe başl ır. Pouponet mem- huniyetinden iki ellerini uğuş- turdu, gelen seyyahlara Picolo dan korku ve hürmetle karışık bir lisanla bahsediyordu. Bir gün işi çıktığı için otel- den ayrılmıştı. Oeelin işlerini yeni aldığı kadın hizmetçi Po- melâya bıraktı. Bu Pomela çok güzel, fakat çok saf bir kızdı. Otelde bekler ken kılık ve kıyafetleri düzgün yirmi kadar insan lokantaya geldiler ve yemek istediler, Bunlar efkârı umumiyeyi temsil eden muhtelif gazetele- rin muhabirleri idi. Piccolo'- nun son zamanlardaki müthiş canavarlığı hakkında mahallen tahkikata bulunmağa ve öğren diklerini gazetelerine bildirme- ğe memur edilmişlerdi. Sonra hükümet haydutları da imha etmeğe karar verdiği için, bunlara karşı & yapılacak askeri harekâtın inkişafını da gazetelerine bildireceklerdi. İr e birisi Pomela'ya sor- — Burada Piccolo isminde meşhur bir haydut varmış. A- caba nerededir? Biz onu gör- mek, mümkünse yakalandığı zaman orada hazır bulunmak istiyoruz. O zaman hizmetçi kız şu ce vabı verdi: , çe Piccolo'yu mu görmek istiyorsunuz? Ondan kolay ne var? Yanımızdaki odada jan- darma çavuşu ile tavla oynu- tekrar vuruldu ğu zaman, Muhteşem Nihat Hanım gözlerini merakla Se- miha Nazmi Hanıma çevirdi. Semiha Nazmi Hanım, sessiz- ce yerinden kalktı. Yavaşça salondan silindi. Döndüğü za- man kapıyı açık bıraktı. Arka sından iki gölge göründü: Öndeki uzun boyu, sıska vü cudile bir hayal gibi görünen, yalnız göz çukurlarının için den ateş saçarak bakan gözle- rinde hayat ışığı hissedilen Nemika Sırrı Hanımdı. Siyeh bir tuvalet giymişti, Yüzünde podıradan eser yoktu. Koyu esmer yüzü elektriklerin bol ışığı altında kara gibi görünü- ig a çekingen bir gölge daha belirmişti. Çok sade, sür süz, düz pembe bir elbisenin içinde, tereddütlü tereddütlü yürüyen bu gölge iptida karan İıkta gibiydi. Biraz ilerleyin- ce herkesin kestane rengi saçlı, derinden bakan elâ gözlü, uzunca, beyaz yüz üze- BONO Gayri mübadil bonoları alır satar. Balıkpazar Maksudi- ye Han No35 M.DERVİŞ İstanbul Belediyesi Darülbedayi temsi'leri BUGÜN MATİNE saat 15.30 da ve SUVARE Saat 21,30da Dr. İHSAN Komedi Yazan : Lâszlo Tercüme E.: H.N. Yakında: Mukaddes Alev. Fatih Sulh İkinci Hukuk Hâkim liğinden: Karagümrükte derviş Ali mahallesinde dırama sokağında 7 No, hu ahşap hane iki kattan ve iki kapudan ibaret olup sokak kapısın- dan girilince darbir koridordan bağçeye ve biğçede bir helâ ve ko- ridordaki | emerdivenden yokarı çı- kılınca bir sofa ve bu sofanın üze- rinde biri ufak olmak üzere üç oda bir belâ bir güsülâine ve elektrik tesisatı olmakla beraber muntazam bir şekilde duvarları mevcut diğer kapudan girilince aşağı katta bir ©- da ve odan diğer kapısından çı kılınca ufak koridordaki merdiven den çıkılmea İkinci katta biri ufak olmak üzere iki oda ve tahminen 16 arşın bağçeye havi bap hanenin satılmasına karat verilmiştir.i—Ha ne ve bağçenin kıymeti muhammi- nesi 434 buçuk liradır. halen ipotek ve hacze muallak muamelesi yok- tur. 2 — Şartname her kesin göre bileceği vaziyette 931-3 No kı do- syada mükayyettir. 3 — Tapuda imüseccel ve gayri müseccel hak sa hipler tarihi ilândan itibaren © 20 gün zarfında haklarını tesbit | et- mek üzere mahkemeye müracaatları lâzımdır. Aksi taktirde gayri mü- seccel hak sahipleri bedeli müzaye denin paylaşmasından hariç tutula- caklardır. 4 — Müzayedeye iştirak edecek zevat yüzde 7 buçuk temi- nat akçesini depo edecektir. $ — Gayri menkülü mezkürun tarihi İ- Jândan itibacen bir ay zarfında 13- Üsküdar Hâle Sinemasında: HALASKÂRI VATAN. Mü- messili: Duğlas Fairbanks, İ- lâveten: Yıldırım Ekspres. BULGAR OPERET TİYATROSU 70 kişilik artist, balet, örkestra ve kor heyetile yakınlarda İstanbu: Ja gelerek 19 Teşrinisani 1931 tari- hinden itibaren her gece muntaza- men Beyoğlunda Fransız Tiyatro- sunda temsil vermeğe başlayacak- tır, Repertuarı: Viktorya ve hasarı, İstanbul Gülü, Monmarter Menek- şesi, Kontes Mariça, Harem Esra- rr, Çardaş Kıraliçası, Bayader ve saire, Her bir piyes için tiyatro husu. si dekor ve diğer levazım ile mü- cehhezdir , KATİBE ARANIYOR Türkçe ve Fransızça | kitabete mülletedir ciddi bir Türk Hanı a- ranıyor. Majik Sineması müdiriye- tine müracaat. Bugünkü matinelerle her akşam ARGENTİN TANGOLARININ KIRALI EDUARDO BANCO ve (10 kişilik) yeni heyeti ve seportuvarile i Meşhur muganniye İNES BİANCO Sevimli dansöz” Rosita Montenegro OPERA & Artistik Telefon: B. O. 3088 Telefon: B. O. 2851, sinemaları sahnelerinde görüp dinleyeceksiniz. SİNEMA PROGRAMLARI: Monty Banks'ın bir “ida 14104 ASKER kahkaha ve gülünçlü komedi ÇİNGENE HIRSI kismen renkli ve büyük temaşlı operet Fiatlarda zammiyat yoktur. J.GİLBERT'in meşhur bir operetinden iktibas ve VİVİAN GİBSON ve PAUL RİCHTER tarafından temsi! edilen PRENSİN METRESİ çok hoş ve fevkalâde şen bir film okup dün AKŞAMDANBERİ ASRİ Sİ NEMADA BÜYÜK MUVAFFAKİYETLER KAZANIYOR: Mizanseni fevkalâdedir. Her akşam zengin varyeteler:? NANDY'S RÖVÜSÜ ile meşhur Çingeneler ASSO ve JANA 12-931 pazar saat 16 da Fatih İkin- ci sulh Hukul'mahkemesinde bi- rinci arttırması İcra olunacak ve © çok arttıran zatın üstünde birakı- lacaktır, 6 — Üstünde bırakılan zat bedeli müzayedeyi 5 gün zarfında rar ziyan ondan tazmin edilecektir seraiti mesrüde dairesinde talip olanların mürücsatları | Piyango Mi Şartnamesi | veçhi binasının yan cephesi ta leceğinden kez nümunesi veçhile 100 adet ians kutusu! imal ettirile- çaları ile birlikte 16-11-4931 pazarte günü saat 15 te Piyango Müdür- de müteşekkil dayyare cemi yeti mübayaat komisyonuna müra- caatları. sef ten âsap mü rinde durakladı. & Sofrada bu genç kızı tanıyan yok gibiydi. Süheylâ sırnaşık sözlerine cevap vermekle uğraşan Ah- met Nebil, başını çevirdiği za man, birden bire içinde bir de rin uçurum açıldığını hissetti: Sanki göğsünün ortasından bir İ boşluk açılmış, bütün kanı bu boşluğa akmış gibiydi. Yüzü dr. Nemika Sırrı Hanımın ar- kasından gelen (Nebahat) tı Nebahat. Bu salonlarda a- dını bile söylemekten çekindi ği o temiz aile ocağının temiz kızı.. Ahmet Nebilin ta çocuk luktanberi temizlik timsali o- larak ruhunun içinde hayalini sakladığı bu beyaz yüz.. Bura da.. Muhteşem Nihat Hanım efendinin bin bir fesada kumku ma olan salonunda. — Ovwf! Ahmet Nebilin yüreğine ilk acı düşmüştü... —W— BULUTLAR VE ŞİM- ŞEKLER Nemika Sırrı Hanım, kara kuru vücudüne bir baykuş he- vermeğe mecburdur aksi takdirde muamele fesih ve farkı fiyat ile za ceğinden tâliğ oldcakların pey ak- > sap sarı kesildi. Gözleri karar | İstanbul Elektrik, Tramvay ve Tünel Şirketleri ile İstan- | bul ve Kadıköy havagazı Şir- ketleri ve Tesisatı Elektrikiye Şirketi, elyevm ve oldukça u- zun bir müddet için münhal hiç bir memuriyetleri bulun- madığını ilân ve hiç bir netice verilemeyecek olan hizmet ta- lebinden sarir nazar olunması- nı bilhassa rica ederler. Binacnaleyh (o müstedilere alâkadar olan | hayırhah vattan gelen tavsiyename ve teşebbüsler hakkında dahi key fiyet aynıdır. 26- ve rp "lerden. yı 0$" taha karam olanlar Bromural «Knoll» tabletleri dünyada en ziyade mütemmim isekkini ve münevvimdir. Bu müstahzar milyon- larca vakada tecrübe edilmiştir ve hergün binlerce doktor. lar tarafından tavsiye olunmaktadır. Alındıktan 20 dakika geçer geçmez, şayanihayret olan müsekkin tesirini gösterir. Uzun zaman alınsada hiç bir zararı yoktur. — Eczanelerde 10 veya 20 tabletlik cam tüplerde satılır. — Fabrikası Alman- | yada Rhein üzerinde Ludwigshafen, de KNOLL A-G, dır. yülâsı hali veren siyah elbise- leri içinde ilerledi. Semiha Nil Hânım takdim ediyor. uz — Nemika Sırrı Hanıme- fendi.. Reşit Beyefendinin ak rabasından.. — Nebahat rımefendi.. vimlerinden., Nemika Sırrı Hanıma yal- nız Reşit Beyin akrabası diye ehemmiyet veriyorlardı. Fa- kat Nebahatın sadelik içinde parlıyan temiz genç kız yüzü herkesi harekete getirmişti. Ni hat İlhami genç kıza kalın göz lükleri altından yiyecek gibi gibi bakıyordu. Yazıcı Zade- nin şişman yüzü kızarmış, göz leri kanlanmıştı. Doktor Lüt- fi ağzından dökülmek istiyen salyasını güçlükle tutmuş, Hüseyin Ha- Darülfünun müda Diye çıkardığı sesi bütün sofra halkı duymuştu. Nevzat Süreyya yerinden o fırlamış, maymun gibi hareketlerle genç kızı sandalyesine (o götürmeğe kalkışmıştı. Refik Cemal dik katle genç kıza KEŞİF KOLU RİCHARD BARTHELMESS hava barbinin görülmemişsah- nelerini yaşatan bu film kalple rinize kuvvet verecek, heyecan- larınızı tezyit edecektir, Genç ve güzel erkekler tarafından temsil olunan kahramanlık mu- cizelerini ibretle seyredeceksi- niz, Bugün saat İl matinesinin dütuliyesi 25 kuruştur, meşhur | HENRY ETUAL sinemasında EĞLENCE KÖPRÜSÜ filmini her balde görünüz. Mümessilleri: JACK OAKİE ve DOLLY WALKER « DEVREN Satılık Dükkân * Aksarayda Et Meydanında dokuma imalâthaneleri yanında) No 46 Tütüncü ve Aktar dük- kânina “müracaat, Önümüzdeki 15 Teşrinisani Pazar günü saat 15.30 matine olarak FRANSIZ TİYATROSUNDA maestro FURLANİ tarafından İKİ PİYANODA bir konser verecektir. Program Tiyatro İ kişesinde talik edilmiştir. Kişeler bilet satışına devam etmektedir. Sehzadebası - MİLLET TİYATROSU Şehrimizin iki bi NAŞİT ve FA Gündüz temsili İİ (yahut) KÖRÜN OĞLU cinal ve heyecanlı 5 dram 5 perde Sinemada gündüz ve gece: MOORE muazzam film. Fiatlar tuk ve birinci 50, i lerine müracaatları ) Muhteşem Nihat Hanımın yü- | zü bir zafer ve intikam ışığile parlıyordu. Neriman Cemşit Hanım kaytsızdı. Reşit Bey Nemika Sırrı Hanıma bakıyor, onun yüzündeki karabetten na sıl bir fırtına doğacağını bek- liyordu. Mukbil Nedimle Şey- genç kızın sade se ni önünde kızarmışlar. dı. Kemal Reha (Beyin tek | gözlüğü düşmüştü. Nimet Ha nım, bu genç kıza adeta mer- hametle bakıyordu. Ferit Nec- det Bey bile sükünetini kay- betmişti. Semiha Nazmi Ha- nım ayakta, gözleri fıldır fil dir dönerek, her tarafa (göz gezdiriyordu. Ahmet Nebilin başı dönü- yor, gözleri kararıyordu. El- leri titriyordu. Yüzü sap sarı idi. Yerinden kımıldamağa me cal bulmuyordu. Süheylâ, bida yette kaytsızca gelen kızlara bakmıştı. Sonra, Ahmet Nebi lin yüzüne bakınca, birden bi- re vaziyeti sezer gibi oldu. ebil, kendine sel, Ne bakiyordu. i *emsil heyeti Artist ATİF BEY ve arkadaşları birlikte üyük san'atkârı HRİ BEYLER | ©“: günü gündüz ve gece Gece temsili: Arzuyu umumi üzerine Habibe Molla Vodvil 3 perde SEFALET ZANBAGI — COLİNE Localar 150 kuruştan itibaren, kol- 30. Paradi 20 kuruştur. Istanbul Liman Şirketinden: Şirketimizin Eminönü Sevk merkezi lâğvedildiğinden işi olan tüccarların Keresteciler veya Yağkapanı sevk merkez Vüzumu ilân olunur. » Umumi Müdürlük — Bana bak, beni ihli sevgili bu mu? Zaaf göster- me! Düşmanı güldürmemeli. — Bana inan dostunum, seni severim. Top- la kendimi! — Ah! — Ha, şöyle: Al, bakayım, biraz su.. — Oh! — Topla kendini diyorum. — Mersi. Dur, toplıyaca- ğım, — Bak, Muhteşem bize be kıyor. İntikam aldım zannedi yor. Korkma: ( Bu kız miydi sevdiğin? — Hayır. — İnkâr istemem. Ben bu kızı Muhteşemin zokasından kurtarırım. — Gerçek mi? — Emin ol: Yalnız sen me tanet göster. — Peki, Mersi (Devam: var)|

Bu sayıdan diğer sayfalar: