13 Kasım 1931 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6

13 Kasım 1931 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

MİLLİYET Fenlandiya Elçisi iti- matnamesini verdi ANKARA, 12 A.A. — Reisicüm- hur Hazretleri bugün Çankaya da Fenlandiya orta elçisi M. Artti ce- naplarını resmen kabul | buyurmuş- lardır, Yeni elçi itimatnamesini tak- dim ederek şu söylemiştir: i ile kervi şeref eylerim. Bugün bu yüksek va- zifeyi deruhte ederken vatanımı Türkiye'de temsil ile tavzif edildi. meden ve ilk defa olarak bu » nin yalnız hayat ve hürriyetimevzuu bahis olduğu anda değil fakat cetin ve velüt mesai senelerinde zafer no- ticelerinden halkı müstefit © kılınak 'rayesiyle ikmaline muvaffak olan kahramanane eser hakkımdaki derin takdirlerini lütfen kabul buyurmala rı zatı devletlerinden rica ederken, Fenlandiya milletinin hissiyatına sadık bir tercüman olduğum kanas- tı ile dir kat daha bahtiyarım. Fen İandiya halkı uzak yurdundan zatı devletlerinin rehberliği ve kumanda- 41 altında Türkiye'nin giriştiği mü eadeleyi kalbi rikkatle çarparak ta- kip eylediği ve zatı devletlerinin muhvemet in olmiyan ve ni- bni muvaffakiyeti ihrazda âmil o Tan ve milletin ve onun o kadar gü- #el zengin ve şanlı bir tarihin meb- ul hatıralarını muhtevi memleketi sin mes'ut istikbaline her zaman i- gin en kavi teminat teşkil eden şeca- atine fedakârlık kabilivetine ve hür- riyet aşkma şahit oldu. Fenlandiya hükümeti iki millet arasında bu suretle mevcut dostluk rabıtalarının daha ziyade ku vet bul | duğuna ümit eder. o Fenlandiyayı | Türkiyeden ayıran büyük © mesafe Yalnız şükürler olsun uzaklılda mu- kayyet olmıyan dostluk © hislerinin inkişafını değil fakat harsi münase- betleri ve iküsadi mesai iştirakini de hiç bir suretle imkânsız kılmaz. Memleketimle Türkiye'nin mukare- setine yardım edebilirsem benim i- ük bir mahzuziyeti mucip Su vazifenin ifasına bütün kuv- vetlerimi hasretmekten geri durmi- olmak Türkiye'nin refahına matuf temenmi lerini zatı devletlerine — teyide beni memur etti” Gazi Hz. in cevapları Elçi Hazretleri; Zee iyernü. > Kableimberumez Hazretlerine Türkiye de kendileri. nin ilk mümessili olarak zatınızı in tihap etmiş olmasından dolayı bil hassa teşekkür etmek isterim. Asil Fenlandıyaliların Türk mil leti ve şahsım hakkında — beslediği bissiyatı ifade için kullandığınız sa- mmimi sözlerinzden pek mütehassis oldum. İştiklâl mücadelemize ve o Türk milletinin sarfetmekte olduğu mesai- ye Fenlandiyalıların gösterdiği hara zetli alâka Türk milletinin ruhunda derin bir muhabbet uyandıracallır. Biz de Fenlandiyakların o müstakil milli hayatlarını tesis ve tanzim bu- susunda ve terakki ve inkişaf yolun da elde ettikleri semereli neticeleri daima alâka ile takip ve takdir et- mmekteyiz. Türkiye ve Fenlandiya a- rasında mes'ut bir surette toessüs etmiş olan iyi dostluk münasebetleri nin hârs ve iktisat yolundaki inki saflarla bir kat dah kuvvet bulaca- ği ümit etmekteyim. Milletlerimiz arasında daha ziyade yakınlık temi- ni yolunda sarfedeceğiniz mesaiye dair beyanatımızı haki ve memnuniyetle karşılarım. Yüksek vazifeniz ifa: fundan ve Cumhuriyet hükümeti ta- rafından en büyük müzahereti göre ceğinizden emin olabilirsiniz. Fenlandiya Reisicumhuru Hazret lerine yüksek tekdir hizlerimi ve ken dilerini şahsi saadetleriyle Fenlan- diya milletinin refahı hakkındaki kalbi temnnilerimi iblâğ buyurma- nızı rica ederim. “Gol, Hamdi Emin B. ye ateş püskürüyor Futbol federasyonu reisinin bu ithamlara cevap vererek efkârı: tenvir etmesi lâzımdır.. Eski ve emektar sporcularımızdan Osmanın çıkardığı Gol Spor | inin bu haftaki nashasmda ivtbol federasyonuna tevcih edilmiş şiddetli neşriyat nazarı dikkatimizi eelbetti, Refik B. son bödieeleri | tahlil <derek bütün kabahatları futbol fe. derasyonuna yükletmektedir. Bilhas sa bu ağır ve şiddetli itham söyle Başlıyor: “Bugün futbol federasyo- nunun başında bulunan Hamdi E- min Bey Paris Olimpiyatında inzi- batma memur olduğu Türk Milk taktını Polonyada terkederek an irenör Hanterle Viyana'ya gitmiş ve Türk gençlerini tecrübesiz insan İsrins eline bırakmıştır. Gençlerimiz Polonyada hastane- lerde kalırken Hamdi o Emin Bey Viyanada idi. Bugün Hamdi Emin Beyi tekrar futbol federasyonunun başında görüyoruz. Bu olur şey mi? Milli takım yeniliyorsa, bayrağı- mızın, memleketimizin, gençliğimi- sin propagandası yapamiyorsak e esbabımı bu temiz ve eidden Bu ne cesaret neredeyiz? selevhalı büyük bir yazıda da gene Hamdi Beye hitap edilmektedir: '— Moşkova seyahati esnasında kulaklarımıza kadar gelen ve “Siz Baltacınm ahfadı — değil misiniz?” sibi hitaplar, Bulgaristan ve Alman- ya faciaları sizin zamanı sadaretiniz de olmuştur. Rema Zeki, mn milli takımma karşe , Alâ, gibi kıymetli oyuncuları nilli takımda kimiz için tadyomun kapısında hücuma uğra- yan hep sizdiniz.” Diğer bir yazıda da: “Başta Abidin Daver, Selâmi İz zet, Eğri umumiye, yevmi matbu at ve en nihayet biz milli takımı göz bebeği olan Zekinin oysamasins oynat stediğimiz halde neden federasyon başsız bir takını Bulgaristana gön Gene bir parça: “Tenkitlere tahammül etmek lâ- zumdır. Biz herkes gibi Hamdi E min Beyin resmini basıp fikirlerini soracak kadar küs “Bir çok paralar veriliyor. o Bu paralar memleket hesabına yapıla cak propağandalar içindir. o Hamdi Emin Bey neden bu seyahatlere hiç sporla alâkası olmayan arkadaşları götürüyor? Sonra giden zat mühim bir müsabakada hâkemi tahkir ede- rek ve misafir bulunduğu — milletin bayrağını yere atarak sahadan çi miştir. Bunlar memleketimiz. için iyi hareketler midir”? Biz bu yazıları Golde gördük ve bazı tadilâtla aldık. Bugün sporun en muvaffak bir. şubesinin başında bulunan Hamdi Beyin bu. isnatlara vereceği cevaplara sütünlarımız. &- çıktır, ve şüphe yok ki Futbol Fede- rasyonu reisi bu ittihamlara cevap vererek efkâri tenvir etmek istiye- cektir. Dünkü futbol maçları Dün Olimpiyat spor mecmu- asının tertip ettiği mektepliler kupa maçlarına Taksim stadyu munda başlandı. Fikistür muci bince Amelihayat mektep takı- mı » İtalyan mektep takımız ile ve Sen Benuva mektebi takımı- İstiklâl mektebi takımı ile kar şılaştılar. Amelihayatlılar güzel bir o- yun oynayarak İtalyan mektep takımına 3 - 2 galip geldiler, İstiklâl ve Sen Benuva mek- tep takımları arasındaki ikinci | oyun çok muntazam ve heye- | canlı oldu. Sen Benuvalılar 2 - O galip geldiler. CUMA ME e 13 TEŞRİNİSANİ 1931 irinci Sahifeden Geçen Yazılar BE A ŞT A EŞ ll EY VE A DEE ME ARAS Kasaplar belediyeden daha organize mi? (Başı birinci sahitede) uz mukavele yapmamış ve bir tarife de vücude getirme- mişti. Şirketler, kanun çıkalı bir sene geçtiği halde bu his- seleri vermemişlerdi. Avni Bey belediyenin bu yüzden 80 bin lira zarar ettiğini söyledi. Man yasi zade Feridun B. muka- velenin şimdiye kadar niçin ya- ılmadığını sordu. Sigortacı Hamdi Bey de şirketlerin pa- rayı vermekte olduklarını söy- ledi. Bu işi tetkik için kavanin ve mülkiye enetimenine havale olundu. Et meselesi Ikinci celsede et işi müzake- reye başlandı. Daimi encüme- nin mezbaha hakkında tetkikat tanı havi rapor okundu. Rapor da rüsumun nasıl alınması icap ettiği mezbahaya gelen koyun lar ancak yüzde altmışı ka- saplık olduğu, yüzde kırkınm mezbahada kesilmeyerek pera- kende sokaklarda satıldığı, çün kü bu hayvanların zayıf oldu- ğu, bu yüzden netice itibarile mezbaha varidatmm azaldığı zikrediliyordu. Avni Bey dai- mi encümen namına bazı iza- hat verdi. Hayvandan canlı ve ayakta iken mezbaha resminin almması muvafık olduğunu söy ledi, Mezbaha ve resim mesele- " in ayrıca tetkiki kabul edil- li Muhiddin B. kürsüde Geçen celsede müzakeresi 0- lan et meselesine cevap verm. üzere belediye risi Muhiddin Bey söz aldı. Evvelâ rahatsız- ı kendisini ziya- tifsar eden şe- ine teşekkür etti, Son ra et işinin bir kaç cephesi oldu ğunu, bunları birer birer müta- lea etmek lâzım geldiğini söy- leyerek dedi ki Et sarfiyatı matâm değil! “- Son senelerin et sarfiya- tını lâyıkile tetkik etmeğe va- kit bulamadım. İstanbulda son senelerde büyük keti vardır. Adam dar et isabet ettiği kat'iyyetle malüm değildir. Bazı seneler fazla balık çıkıyor. Tabii bu, et satışı alâkadardır. Binaen- ihlâkât hususunda rı kamla ifade edilebilecek kai bir neticeye varamıyoruz. Mezbaha resmi daimi mezbaha yaptı. Ko- yunda okka başına on kuruş on para, sığırda da sekiz kuruş 0- tuz para resim alınmaktadır. Bu resim fazla değildir. Hayvau hücumu var Şehrin muhtelif yerlerinde fiatlerin muhtelif farklar gös- terdiğine gelince: (Et fiatleri vaziyeti bugünkü şekilde haki- en tabii ve normal değildir. ilbassa son aylarda gayrı ta- bii bir şekil almıştır. Bundan on beş gün kadar evvel bu hu- susta İktisat vekâletinin ayrı ca nazarı dikkatini celbetmiş- tim. Şehir haricinde son aylar- da 20 bin koyun 1200 sığır bi- rikmiş vaziyettedir, Bunlar şeb re giriyor. Fiyatları indiriyor. Bazı kimseler bu hayvanların ucuzca satıyorlar. Fakat kasap hık ayrıdır. Her hayvan kesil. mez. Bir de alacaklılar borçlu- dan para yerine koyun alıyor- Ira. Ve bunları İstanbula geti- rip ucuza satıyorlar, Bir takım esnaf ta Anadolunun muhtelif yerlerinde basma ve saire mu- bilinde hayvan tolayor. Bit- tabi bu vaziyetler hayvanım kıy metinden kaybetmesine sebep oluyor. Bu gün piya- saya hayvan hücum etmiş vazi yettedir. Kasaplar da def'i be- lâ kabilinden bu hayvanları w- cuz ucuz satıyorlar, Hayvan va ziyeti budur, Fiat farkları Şehrin muhtelif yerlerinde muhtelif fiatte satıldığına ge- lince: Yeknazarda bu, tama- men bir ibtikâr manzarası ar- zediyor. Yalnız piyasaya istih- lâk edilmek üzere çıkarılan hay fı bir iki derece ol- bu, yerinde bir iddia olur hayvan cinsi çoktur. Bugün piyasaya çıkan et ko- yun, keçi, sığır diye üçe ayrı- lr. Bunlardan koyun beşe a; rılır, Bu beş nevi koyun biti biribirinden farklı fiattedir. Bu beş nevi de tekrar o burma ve maya diye ikiye ayrılır. Bu su- retle sade koyun on nevi arzet- miş oluyor. Bu on nevi de tek- rar birinci, ikinçi diye iki nev' ayrılır. Evvelce belediye et narh koymuştu, Fakat halk bü tün buet nevilerini tefrike muktedir değildir. İhtisas işi- dir. Kasaplar bundan başka bir şey daha yapıyorlar, kuyruğu alıp bir başka koyuna, kıvırcık başını bir karamana, onun bu- tunu ötekine, ötekinin yağını berikine takıyorlar. Ne eti ol- duğunu anlamağa imkân yok- tur. Bu suretle ükieb 15 tür lü et satıyorlar. Binaenaleyh Sığırı şişiriyorlar Meselâ Adapazarmda ve İz- mitte sığır cinsi küçülmüştür. 60 okka geliyor. Bu sığırları şi şiriyorlar, kesiyorlar, bir şekle koyuyorlar. 10 - 12 yaşındaki sığırı dana diye satıyorlar. Bu tabii fena ettir. Her et iyi olsa İstanbul mezbahasını kaldır- maktan başka yapılacak bir iş yoktur. Hem 50 ye, hem 90 al Size bir misal söyleyeceğim: İsmi lâzım değil, Balık pazarm da bir dükkânda kıvırcık ok- kası 90 kuruşa satılıyor. O dükkânın tam karşısında bir dükkânda gene kıvırcık 50 ye tılıyor. Fakat onun müşteri- yrı, ötekinin ayrıdır. Et fi. atı üzerinde bir ihtikâr yapıldı ğına bendeniz de kaniim. Bir kısım kasaplar sahte damga da | vuruyorlar. Mezbahanın dağlıç damgasını silip kıvırcık damga smı vuruyorlar, Et fiatleri hak kındaki endişemiz yerindedir. Ekmeğe nath koyuyoruz. Çün kü yumuğak Ve sert olmak ü- zere iki nevi undan yapılıyor. On beş türlü ete narh koyama- yız. Fakat muhakkak ki bazı yerlerde şayanı dikkat fiat fark ları vardır. Kasap dükkanları fazlal Sebeplerden biri de ihtiyaç- tan fazla kasap dükkün: olma- sıdır. 1328 senesinde İstanbul da bir milyonu mütecaviz nü- fus vardı, O vakit kesilen yal- Bız koyun adedi bir milyon üç yüz bini bulmuştur. Bugün ise nüfus altıyüz bindir. Bugün ke silen koyun e altıyüz bindir. Yalnız bir nokta var; Bugünkü kasap dükkânı adedi ise çok daha fazladır. Maişeti- ni üç gövdeden çıkartmağa mecbur olan kasaplar var. Çün kü dükkânları tenba yerdedir. Tabii bunlar pahalr stıyorlar. Dünya belediyeleri bu narh, fi- at, havayici zaruriye işleri için ayrı teşkilât vücude getirmiş- lerdir. Yalnız et mi? Fiat meselesini tetkik eder- ken eti almak doğru değildir. Bütün mevaddı gıdaiye aynı va ziyettedir. Meselâ şehirde 10, 25, 40 kuruşa satılan fasulya vardır. Meyveler de böyle. Anlayanlarla çalışalım Bu et işi için âcil bir tedbir almak üzere bir teklifim var. Bu işten anlayan arkadaşlar bir leşsinler, hep birlikte çalışa. lim, Umuru iktisadiye teşkilâtı nı tevsi edelim. Bu günkü kad. ro çok dardır. Diğer bir nokta da şu Sabah ve akşam E- minönünden Bebek ve Şişli is. ametine iki araba hareket et sin. Bunlara yiyeceğe ait şeyler konsun. Ehven fiatla halka sa- e . Belki bir faide temin e- İhtikârı makam tasdik ederse. Muhiddin Beyi (o müteakıp Tevfik Salim Paşa söz aldı, De di ki: — Bugünkü et vaziyeti nor- mal değil, hâd bir vaziyettir. İhtikârm mevcudiyetini ma- kam lisanı resmi ile tasdik et- ti, Anlaşılıyor ki kasaplar orga nizedir, Gayri iradi damping ya pıyorlar. Bu hayvan bolluğun. da fiati düşürmüyorlar. Sokak ta ucuz satılan hayvanlardan is tifde edilmelidir. Geve anlaşıl- dığına göre bu fiat meselesi yal niz ete münhasır değil bütün İstanbulda umumi bir tağşiş var. Bir me celleyi tağşişat yazılacak ka- dar.. Makam da vaziyeti anlat- tı. Fakat çare olarak birşey söy lemedi. Bu derdin çaresi nedir? Hailedilebilecek mi? Bize müs- bet veya menfi bir cevap versin ler. Vâsi bir tedbir lâzımdır. İçimizde hiç iktisat üleması yok mu? Bu işi halletsin.. Ben iktısattan, kasaplıktan anla. mam. Ulema derhal harekete geçmeli... Muhiddin beyin cevabı Muhiddin Bey cevp v: — Sözlerim yanlış anlağilma malı. Ben ihtikâr umumidir de medimi. Bazı kasaplar yapıyor, dedim. Fazlaysa tahdit etmeli Tevfik Âmir Bey de dedi ki: — Kasap dükkânları fazla- dır. Tahdit etmeli. Narh koy- mayacaksak tahdidi muhakkak yapmalıdır. Cevdet Kerim B. in tenkitleri Bundan sonra Cevdet Ke- rim Bey söz aldı. Mezbaha hak kında bazı izahat verdikten son ra et meselesine girdi, Dedi ki: — Mezbahadan birinci nevi et kasaba kırk kuruşa veriliyor. Fiatlerde gayri tabiilik olduğu muhakkaktır. Narh koymak lâ | zımdır. Madem ki et bir çok cinslere ayrılryor. Her cinse bir narh koyalım. Bir teklif de şu- dur: Şehrin muayyen bazı yer- lerinde dükkân açalım. 40 ku- ruşa aldığımız birinci eti 45 ku ruşa halka satalım, Herkes biz- den bu suretle diğer kasaplar birer birer kapanır. Tabii vazi- yet rucu eder. Et meselesini tet kik ve halletmek üzere Muhid din Beyin riyasetinde bir ko- misyon teşkil edelim. İşi bir an evvel halletsin.,, Komisyon teşkil ediliyor Bu teklif kabul edildi. Muhid din Beyin idaresinde, Hamdi, Ali Rıza, Murat , Yusuf Ziya, Tevfik Salim Paşa, İsmail Şev ket, Bican ve Galip Bahtiyar Beylerden mürekkep bir ko: yon teşkil olundu. Bu komis- yon meseleyi neticelendirecek ve meclise arzedecektir. Celseye saat 18 de nihayet verildi. Pazar günü tekrar top- lanılacaktır, Komisyon neticeyi şubat (o devrei içtimaiyesinde meclise arzedecektir. Bu devre | pazar günü bitmektedir. Et me selesi çabuk halledilirse meclis şubattan evvel fevkalâde bir iç timan davet edilecektir. Balkanlarda İtalyanlar Korporasyon meclisi muha- ceret meselesini görüştü ROMA, 12 (A.A.) — Evvel ce tahmin edildiği veçhile kor- porasyonlar meclisindeM. Mus solininin bulunması bu mecli- sin içtimama hususi bir ehem- miyet izafe etmiş ve gene keza evvelce tahmin olunduğu veç- hile ziraatçilerle sanayi erbabı- nın temayülleri kat'i surette karşı karşıya gelmiştir. “İtalya »ın ecnebi memleketlerle olan iktisadi münasebetleri .mesele- sinin her safhası mevzuu bah- sedilmiştir. o Söylenen sözlere nazaran bir hüküm vermek icap ederse ziraatçiler, ticaret mua- hedelerinin feshini hoş bir na- zarla görmiyeceklerdir. Bu mu ahedelerden bazıları, bilhassa Yugoslavya ile mevcut olan muahedeler şiddetle tenkit edil miştir, Ziraatçilerin nazarında, zirai buhrana karşi en mükem- mel ve yegâne çare gümrükler de şiddetli bir himaye usulü tatbik edilmesi Bunlar, en ziyade mazharı müsaade millet esasına müstenit ticaret muahe delerinin bilhassa sanayi için faideli olacağını söylemektedir ler. Ziraatçiler hisseler tefriki siyasetinin ve yavizatlı mübade lelerin Balkanları İtalyan mu- bacirlerine açırağa yarayacak birer silâh mahiyetinde olduğu Rum patriğinden bir sual.. (Başı birinci sahilede) demek olacağını bunun iseCum huriyet kanunlarının şiddetle menettiğini elbette takdir bu- teslim edersiniz efen- . Siyasi adamların vazife. lerini kolaylaştırmağa | çalış mak bunun için kiliselere ta- mimler yazmak (kelimesinin tam manasile siyasetle meş- gul olmak demek © olduğunu, müspet bir şeyi yapmağa ken- disinde salâhiyet ve kuvvet gö ren bir kimse o işin menfisi- Di de yapabileceğinden beyana tı mezküre icap ederse siyasi şahısların vazifelerini tas'ibe yani güçleştirmeye de kudret- yabım manasını işrap edeceği- ni bu hareketin ise memleke- tin kanunlarma uygun olmadı ğı gibi Patrikhane ile zatı şe- riflerinin Omenafii âliyesine ve İstanbuldaki biz Türk Rum larının menafiine muzır bu- lunduğunu inkâr edemezsiniz zannederim. İşte bu zannı i- manla nazarı dikkati şerifleri. ni şu mühim noktaya celbü da- vet etmek ( isterim ki vaktile Patrikhaneden daha kuvvetli ve şevketli olan şeyhül islâm- ları,halifeleri bile kaldırıp mem leketten atan Cumhuriyet hü- kümetinin böyle zatı şerifleri nin siyasete (o karışmasını hü- kümdar gibi ecnebilere beya- Datlarda, siyasi şahıslara kilise lere tamim vaatlerinde bulun- masını hoş göreceğini zannede cek kadar basiretsiz olmıyan Patrikhane ile zatı şeriflerine Cumhuriyet idaresinin kanun- larının verdiği (Dini mevki) Cümhuriyet hudutları dahilin- deki hakkı ikamet: (Siyasete dil veel uzatmamak) kaydü şartına bağlıdır. Bu böyle iken siyasi şahıslara vazifesini ko- Jaylaştırmağa çalışacağım de- mek (Siyasete el uzatmak) de mek olduğunu gün ortasında güneş gibi gözüken bir hakikat olduğu için teslim ve tasdik buyurursunuz sanırım, Binaen aleyh mülga eski imtiyazatı mezhebiye zamanlarından alı- şılmış bir huyun hulen nasılsa ii iü ze kail ve kani olduğum bu büyük hatanın tashih buyrul. masını Patrikhanenin ve zatı şeriflerinin dirayet ve kiyase- tinden beklemekte olduğum- his ve tasdikte gecik miyeceğine ümitvarım. Patrikhane ile patriklerin vazifesi bu memlekette kilise dıvarlarından dışarı çıkmıyaca diniyeden gayrı kı kelâmı bulunmadığını daha iyi bilen ve anlıyan Oo muhte- rem bir patrikimiz olmanız ha sebile her vakit kabulünde ser best bulunduğunuz ecnebilere, siyasi şahıslara sarf obuyrula. cak sözlerle vaatlerin (Dua hu dudunu tecavüz etmemesine) memleketin kanunlarına uy- gun olmasına gayetle dikkat ve itina lâizim geldiği noktasına nazarı dikkati şeriflerini celp için bana müsaade buyrulur. Memlekette hâkimlik, İstanbul Adliye müfetti; yapmış bir m zannında bulunmaktadırlar, Halbuki sanayi erbabı, eski en ziyade mazharı müsaade mil let esasma müstenit ticaret mu ahedeler siyasetine (şiddetle merbut bulunmaktadır. Balkan ları İtalyan muhacirlerine aç- mak meselesine gelince, Bal- kanların da bizzat bir muhace ret mmtakşası olduğunu bilen- ler bunun ne kadar müşkül ol- | duğunu takdir etmektedirler. Zirai anın ini tica ret muahedelerinden pek başka şeylerde aramalıdır, bu sebeple umumi iktisadi buhran sebep lerine bağlıdır. Ve her tarafta | sz çok hüküm sürmekte olan ik tısadi nasyonalizm ile damping ve istihsalât fazlalığıdır. Görü lüyor ki bu iki tezin biribi telifi kabil değildr. Fakat bu i- ki tez arasında mutavassıt tez- ler bulunabilecektir. Bu muta- ywassıt tezlerde ticaret âleminin, bankaların © ve hakliyatçıların tezleridir. En son olarak söz söyleyecek, karar verecek, m seleyi kesip atacak olan hüki mettir. şahıs olduğum cihetle bu bap taki efkâr ve mütaleatıma İğ zon gelen kıymet verilerek ha valei sem'i itibar olunur itikas dındayım. İşte bu itika, ki iledir ki (kiliselere yazacağı. mızı Yunan heyeti murahhasai siyasiyesinö vaat buyurduğu nuz tâmimleri şayet yazıp gön“ dermedinizse böyle bir tamim yazmaktan hemen sarfı nazar edip hiç bir kiliseye böyle bir Wp yazıp göndermemenizi, böy hareketten gayetle içti- | hap buyurmanızı) hâlisane za- b şeriflerine tavsiyeyi bir vazi- fe . Çünkü kiliselere © yolda tamimler yazmak sıfa tı ruhaniyenizden bilistifade halkı Yunanla dostluk kanunu Du icraya teşvik olacağından bu hareket ise (imam, hatip, haham gibi dini reislerden biri | işbu sıfatından bilistifade halkı (Ikanunları) icraya teşvik ede- cek olursa üç aydan üç seneye kadar hapisle (200) liraya ka- dar cezayınakdiye,muvakkaten, ve müecbbeden o vazifeyi ifadan memnuiyete hükmolunur) di- ye mevcut ve muharrer olan Türk kanunu cezasının 242 in- ci maddesi mucibince pek şid- detli mes'uliyeti cezaiyeyi müs telzim bir cürmü kanuni teşkil ettiğini zatı şeriflerine hatır. atmakla kesbi şeref eylerim. Geçen sene İstanbul Ruraları- na yazdığım açık mektuptaki (Menafiiniz bu memleketin me nafii ile tev'emdir. Eskileri tek rar etmeyiniz. Maziden ders a- Imız yolundaki tavsiyelerimi İstanbul Rumları anlayıp dinle yerek son intihabatta reylerini kâmilen ve müttefikan me kette kapitülâsyonları hane imtiyazatını alayıp kaldıran Büyük Gazimizin fır- kasına vermek suretile Cümhu- riyetçi halis bir Türk vatandaşı olduklarını nasıl isbat etmişler se zâtı şeriflerinin de Cumhu. riyet kanunlarının İâğvederek ortadan kaldırdığı evvelce â 'deta bir sefarethane ve konso- loshaneye benzeyen Patrikha- nenin bugün mevcut olmayıp o Mun yerine yalnız münhasıran dini bir makam olmak üzere budanmış birPatrikhane ikame edilmişolduğunu daima tahtı te emmülde bulundurarak hareke tinizi memleketin kanunlarına uydurmakta o sarfedeceğinize şüphe etmediğim gayretin, me- selenin ehemmiyet ve nezake- tine binaen bir kat daha dikkat ve semahatle sarf buyrulması- nı Patrikhanenin ve İstanbulda mukim biz Türk tebaası Rum- larm huzur ve selâmeti namına temenni ederim. Bu temennim de ne kadar haklı olduğumun takdirini de re'yi şeriflerine ha» vale eder, bu temennilerimin bu hâdise dolayısile herkesin &- fendimize sormakta olduğu; ne redeyiz? Nereye gidiyoruz? es- ki hatâların tekrarına canlı bit misal olan bu hâdise nedir su- allerine karşı bir cevabı müskit teşkil edeceğini arz ile bilye: le ellerinizden öperim efendim. Sabık İstanbul Adliye Müfettişi Triyandafilos Adres : Galatada Hıdır oğlu an No: 6 da, Kâğıt para kolaksiyonlül İngilterede bütün memleket lerin evrakı nakdiyesini kollek siyon halinde toplayan bir a- dam var. The Graphic bu ada mın ismini haber veriyor: Cat ling isminde biri.. Ve şu tafsilâtı da ilâve edi- yor: Bu kolleksiyonu büyük bö- bası toplamağa (başlamış ve nesilden nesle kolleksiyon zen ginleşmiş, Catling de son sene lerde ikmal etmiş vaziyettedir. Bu kolleksiyonda (27,000 “ve- rakı nakdi,, vardır. Bu “varakt kandi,, lerden bazılarının ar- tık yer yüzünde eşikalmamış* tır. En eski verakı nakdi Çin bükümetine aittir. Bu para bu dan takriben altı yüz sene ev vel tedavüle çıkarılmıştır. İlik İngiliz kâğıt paraları is€ 1713 te tedavüle çıkarılmışti ve her biri Yüz İngiliz sas idi. Ve zamanımızın bütün ve” rakı nakdilerinden birer adet- Bu kolleksiyona paha bicilem8 mektedir,

Bu sayıdan diğer sayfalar: