15 Aralık 1931 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

15 Aralık 1931 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

i | i 4 * Mallıyet Wiliyet Asrin umdesi «Milliyet» tir. “15 K.EVVEL 1931 © İDAREHANE — Arikara cadde: ü No: 100 Telgraf adresi: Milliyet, | İstanbul. Telefon nymaraları: 24310 — 24319 — 24318 © GABONE ÜCRETLERİ Gelen evrak geri verilmez Müddeti geçen nushalar 10 kuruş tür, Gazete ve matbaaya ait işler için müdiriyete müracaat edi Gazetemiz ilânların mesi kabul etmez. BUGÜNKÜ HAVA Yeşilköy rasat merkezin. den aldığımız malümata na- zaran bugün hava bulutlu ve hafif yağmurla olacaktır. Rüzgâr cenubi istikametler- Men esecetkir. Dün di “esimi 763 milimetre idi. A #İzami hararet 7, asgari 3 de- *ecedir.” çi K.E * Eh, müsavi Oluyoruz! Acıklı şeylerden misal getir- mek istemem amma bir hâdise oldu ki; bizimle kadınlar arasın daki müsavatı yavaş yavaş tesi se yardım etmiştir. Bu hâdise şudur: İspartada katil bir kadın asıl dı.. Allah taksiratını affetsin! Eskiden hep erkekler asılırdı.. “Bu hâdisede de müsavi oldu- lar... Süleyman Sırrı Bf.ye bir tavsiye! Bekârlardan vergi alınması için kanun projesi hazırlayan hürmetli meb'usumuz Süley- man Sırrı Beyfendiye naçiz bir tavsiyede bulunacağım. Bugünlerde İstanbulda (Da- vid Gelder) isminde bir film gösteriliyor.. Bir müsait vakit- lerinde bu filmi seyretsinler. E ğer sinemadan çıktıktan sonra hemen telgrafla bekârlıkvergisi hakkındaki kanun tekliflerini geri almazlarsa hiç bir şey bil- mem!. ' Ben kadınların hepsinin fe- na olduğu iddiasmda bulun- mam. Böyle bir şeyi aklı bir az başında olan kimse yapamaz. Ancâk: Size bir misal getire- yim: Ben mantar yemem! Mantar dediğim şu ormanlardan topla Man ve yemeği yapılan şey!. Ne den yemem?.. Çünkü içinde ze hirli olanları vardır. Amma bu zehirli mantarlar pek azdır, Fa “kat ben ihtiyat eder de yemem. David Golder filminde bir i- “ki kadın var ki; mantar ze. 1 Birlisi kadar mühlik. Bu filmi gördüğüm gece uykum kaçtı. Ve bekâr olduğuma bin kere hamdettim... Küdınların sada- | Okatsizlikleri ve menfaatperest- © OMiilleri hakkında yazılmış olan bu eserin muharriri bir Rus ka dınıdır!, Bu noktayı da yazıyo. 1 Öğle Sonra Hüneleğe Ge: İledonla be haberin doğru olup . olmadığını soranların sayısı VTi Gazete mubarrirleri a- 'deta telefonlara cevap vermek ten vazifelerini yapmağa va- .kit bulamıyorlardı. Akşam ga zeteleri, yalnız Yazıcı Zade ,ticarethanesinin değil, ona bağ çk olan şirketin de iflâs halin- de olduğumu yazdılar. 5 Akşama doğru Süheylâ Ha nım, telefonda Ahmet Nebili aradı : — Ahmet Nebil, Nihat ti de iflâs ettiği doğru mu? 0 — Henüz resmen iflâs et- gmemişlerdir. Fakat yarın, ö- “bürgün muhakkak diyorlar, Sü > beylâ Hanım! — Acaba ben paramı kur- iyim? Valeki bilmem, Hanım mmm gm v Gc Türkiye için Hariç için © 3 aylığı o 400 kuruş 800 kuruş a e ız, 18. 10 Milliyet'in Edebi Romanı iğ ll Smm malik BAŞI DÖNÜKLER Cümhuriyetimizin hayatından beri yaşayışımızm ber safhasında, ford ve içti lümüz için bizi dai küri faaliyetlere doğru götüren te- şebbüsler içinde en kuvvetli & den biri de hükümetin iktandiyat. mızı korumak ve milli kazancımız istikbalını aydınlatmak için yaptı; teşebbüs hareketi oldu, Medeniyet, yürüdüğümüz milletler ağımızın yeri, bizim de bül nım medeni gelen ihtiyaç di nı imtisal kudretimizle ebedileşecek, - | istikbale emanet edeceğimiz cümhu riyetimizin tali bu vasfla yükselte- bilecektik.. Çok karanlık günlerini gömdüğümüz eski oyaşayışımızdan kurtulduktan sonra yabugünün zihni yetile yaptığımız ve yapmaktan çe- | kindiğimiz işler eski ahlâk telekkile- i gibi mazari ve lafzi olmaktan kur. Kadercilik ve nukalliik devrin den kurtulan milletiğiiz ihtiyaçları. Bin menbamı kendi yurdunda bula- bildikten sonra, milli servetini bari- ce veremezdi. İşte Cümhuriyet hü- kümeti fertlerde bu imtisal kudreti- De pişva oldu. Türk yurdu, yaşama ihtiyaçları | mizan çoğunu verebilecek kadar zen- gin ve cömert bir tabiat sahasıdır. Aziz cümhuriyetimizin merile bu rum ki kadılar bunu bir er- kek oyunu zannetmesinler! Münir Nureddin'in konseri |... Müjdel Şu hepimizin başımı zi ağrıtan ve bir kısım erbabi ukul arasında kulak saklığı mü sabakasına sebep olan bir musi ki meselesi hallolunacak gibi görünüyor. Malüm ya! Bir takım zevat başlarında Vâlâ Nureddin Bey fendi bulunduğu halde (Münir Nureddin) in fena okuduğunu, bir cemmi gafir de aksini iddia etmişti. (Münir Nureddin) bu ayın 19 unda bir konser veri- yor. Haber aldık ki; Vâlâ Nu- reddin Bey şimdiden konseri kaçırmamak için bir loca tut- muş!., Bazıları bu harekete şaş mış görünüyorlar. Bence bun- dan tabii bir şey olamaz.. Bir âdam bir artisti tenkit ederken onun her eserini ve her hareke tini takip eder. Bakalım bu konserde ne kusurlar yapacak? Bu münasebetle geçende Vâ lâ Nureddin Beyin başından ge çen birhâdiseyi nakletmeme mü saade edin. Dört beş gün evvel bu ateşli muharrir Sirkecide maruf bir lokantaya vemek ye- meğe gitmiş, Garson eline İis- teyi tutuşturmuş.. Vâ - Nü lis- teye bir epey baktıktan sonra kaldırıp atmış o ve lokantadan çıkmak için yerinden kalkmış... Kibar bir müşterinin böyle hid detlenerek gittiğini gören İo- kanta sahibi hemen Vâ . Nü'yu önlemiş ve sormuş: Aman Beyfendi! Affeder Bir kusur mu ettiler.. — Azizim! (Çerkes tavuğu) kelimesini (Çerkez tavuği) şek inde yazan İokantanın yemeği ne itimat edilemez.. Ben bura- da yemek yiyemem! diyerek İ çıkmış... O gün bu gündür hep İistesiz yerlerde yiyormuş! FELEK : 108 Ibrahim NECM! efendi, eni Bey ver- mek istese bile parayı bulabilir mi acaba? — Şirket kasasında benim elmaslarım da vardı? — Hemen Nihat İlhami Be yi bulun. 'künse kurtarın. — Keşke ilk söylediğiniz zaman hemen paramı, elmasla rım alsaydım.. — Ne çare! İnsan başina ne geleceğini bilemez ki. — Demek, hemen Nihat İl- hamiye gidelim diyorsunuz ha? — Başka çare yek. Ya siz , ya iş bilir birini gönde- — İş bilir biri mi.. Kim ola | rethane, bilir? — Meselâ Fuat Sami Bey. — Ha! Öyle ya! Fakat bir kere ben gideyim de... istiklâl ve iktisat âleminde müvazi | Ne kurtarmak müm | MILLIYET | İktısat Haftası | İktisadi seferberlikte i vatandaşın vazifesi dokuz yillik | gün mazinin övey evlat gibi yaşamak zulmunden kurtulan güzel Anadolu muzda bizi besliyebilecek menbalar, kaynaklar dolu. gün derece derece inkişaf sahasına hazrlıyan muntazam bir hükümet siyasetimiz var, Fakat hükümette nkü ve yarınki hayatımız için istediğimiz rahat ve mes'ut yaşayışın bizim hazırlıyacağımız. milli servet unutuyorduk. Gi- güzel sağlam bir yerli ku ayak kabı, yerli çorap, yi- yeceğimiz. yerli peynir, yerli şeker, yerli pisküvi bizi bir kaç sene evve- İine gelinceye kadar esir yaşatan ve başka milletlerin kazanç & vasıtası olarak “geçindiren yabancı mamülüt. tan daha nefis ve güzeldir. Yerli ma la verdiğimiz paranın mukabili, bir memleket kuvveti, daha henüz genç olan sanayi hayatımızı koruyacak bi emel birliği, nihayet milli servetimi- zi muhafaza etmek şerefinden doğan medeniyet nurunu veren milletimiz, iktisat seferberliğinde de şüphesi üyük kudret ve şahsiyetini göste ihracattan fazla la, halit tahdiğ et” mek, milli mahsulâtm ihracı misbe- tinde bir müvazeneye tabi tutarak buranın önüne göçmek çarelerini) kabul etmişlerdir. İşte Cümhuriyet hülümetimizde bunu yaptı, 131 tamarruf haftasını iketısadiyatımızı koruma fesliyetlerile karşılıyor. «Yeni ilme rük beyannamesini etmekle tmm önümüzdeki uzun ve nihayetsiz istik bale huzur ve refah hazırlamış olu- Muhite maküs gelen her baca. düt, rel #mubitin er maruz ve parçalanmıştır. kat hükömetlmizin ba bu teşebbüsü vi di ve içtimai ihtiyaçlarımızı İoağass siyasi varlığımızı yükselten — olduğu için, bir hars istiy cadır... 1932 senesi başlarken nazarlar. mızı ve kalbimizi memleketimizin ha | yat veistismar membalarma çeviriyor her şeyimizde yerli malı kullanarak mümkün olduğu kadar kendi vatlı- ğmizln çeçinmeğe, bu hayırlı kurtu İaş yoluna en kuvvetli adımı atıyo- ruz Cümhuriyetimizle beraber doğan | hur asri ziraat ve sanayi kabiliyetimizle, yiyeceğe, içeceğe, giyeceğe ait bir p Ml yanlar mm verir. en, her sene milyon! paramız, yabancılar bütçesini dalrduran gü” mahkâr bir hedefe akıyor, toprağımı zın sahibi, emeğimizin faili olan biz- ler..: Saimizden beklediğimiz hakem ve nasibin en küçük hissesini alıyor, kakiki ve büyük payından mahrum kalıyorduk. Dünyada hiç bir emek bu kadar ağa ve israfa mah- küm dei Fabrikalarımızın gü- zel yerli kumaşları ber gün biraz da- hu çoğalırken, her sene (72) hi kaçek milyon lira kadar paramız yabancı mensucata gidiyordu. Vatandaş ma #azalarında bizi bekliyen aziz yerli mallar, önünden geçenlere sanki do- runi bir sesle “vatandaş beni görmü yor musun benim örgümde güneşi. nin gölgesi, rüzgârmim İzi, vatanının kokusu var.. Beni sen yapan ve se- ni bana emanet eden milliyetin var. ken yabancı zllara paranı verme.» diyordu. Geniş, güneşli ve karlı yay lalarımızın gürbüz & hayvanlarının sütile yapılmış yerli tereyağı ve pey- nirlerimiz varken, her sene (600) bin liradan fa-'n paramız yabancılara gi gidiyordu. Yerli kolonyalarımızın güzelliği- ni unutarak (38) bin liramızı yaban <1 kokulara, (500) liyata, öz Türk deni: dan, Akdeniz sahilleri: — Sonra sinemada buluşur mıyız? değil, Süheylâ” Hanim. İşinize bakın. Sinemaya baş- ka vakit gideriz. Genç kadın, bütün hayatın da en güvendiği parasının teh likede kaldığını slim kork- miş, sami — Peki, Teşekkür ederim, Nebil Bey. Diye telefonu kapattı. Akşam üzeri Refik Cemal, nefes nefese geldi. Yeni haber ler getirmişti: — İcra memurları, * Yazıcı Zade ticarethanesile depolarını i mühürlediler. Yazıcı Zade Naz mi Beyle kâtipleri isticvap olu nuyorlar. Kasada hiç para bu lamamışlar. Esham, tahvilât, filân da yokmuş. Şimdi hesap lara bakıyorlar. Alacaklılar a- rasında iki banka, birçok tica- birkaç banker ve sar- raf var, Hepsi telâş içinde. Bu arada iki zabıta vak'ası da ış: Alacaklıla e Ve himlardan her | SALI 15 KANUNUEVVEL 1931 İşte her sene milyon lirayı harice wi ben bazı maddleri üzerindeki nisbeti kaydettim, Mili Ailede, ve cemiyette me deniyetin esori olan bütçeye göre ha) rekeet etmek, tasarruf gayemizin he. defidir!.. Medeni nikâh aile rabıtalarım sa. deleştirdiği halde umumi — salon için bir kaç saate yü (Manastırların esrarı) pek m maruf opereti M ntv n ihac'e büyük detler bazı ailelerin © evlendikten sonra bütçelerinde uzun saman öde nemiyen borçlar açıyor. Düğünleri mizde hediye diye götürülen, bir çok | parayı bir kaç saat içinde solduran, hiç eden çiçek âdetlerimiz yerine iyeti olacaktı kü bu film bsr sn arafını dan beğenilmek ve takdi n herşeyi havidir. Önümüzdeki © ARTİSTİK ”te | ebedi kalacak bir hatıra gökürülemez yermi Taşarruf haftasından hemen bir JANİE MARESE | az sonra gelen yıl bapı | eğlenceleri | tarafından. trafından, meleketimizin binlerce iri zel ağaçlarını izle de hiç büyük israfımız değil midir? Hükü | met yabancı malların memlekete gir. mesini kayıt altına aldıktan sonra, | tüccarların ihtilcir zammile sattıkları nı alıp saklamak hevesine düşmek, | ve kaçakçılardan mal almak, sami-| mi halkımız hakiki vatandaşlık his | lerinden beklenemez. Çünkü kaçak. | çılar devlet hazinesinden & her sene, on milyon liramızı çalan, milli ileti. | sadımıza kastedenlerdir. Onların sat | bkları mala paramızı vermeğe; acı ve gü| raf ettiren, milliyeti. | ir alâkası olmayan en | zi şimdiden tedarik ediniz Tel B Yerlerini: B. 0. 2351 O, 3088 Tel, Yarım akzam ELHAMRA SİNEMASINDAN çıkanlar vodvillerin en şen ve en eğlencelisi olan GEL BOŞANALIM (DELPHİNE) Fransizça sözlü ve şarkılı filminin şarkılarını taganni edeceklerdir. amm a ğ Bi İNEMALAR MAMZELLE NITOUCRE Eg Sinema yıldızı İstanbullu BEHAR HANIM inde £alkışlanıyor. HERKES KENDİ BAHTINA Fransızça büyük operet İlâveten Şimdi sinema düşünmek | kunvetile yok etmek vazifemizdir. km ve hükümetin yerli mala di müşküllerden uz; tikbal hazırlamak içi tasını açan muhterem , Başvekili Butuklarında paramızı kıymeti için | “devrilmez zannolunan dağlar teme- sapsağlam kalmıştır. Tasarruf eden de maddi, riyazi bir muvazene temin ; eri tildelie, bugünkü tedbirle kalmıyacak zen ml ibi, iktısadi & bir devlet haline gelmek miz kudret ve azimle her milletten daha emin © olacaktır. Bütün varlık mücadelemizde kurta- yerinde çoşkun hüklerle karşılanan milli iktisat ve törürrüf haftası hak- kımızın daima butikalar yaratan bü İeri kolaylikla yenebileceğimize madan var... Türk kuvvet ve zekâsı nin yenemediği müşkül yoktur. , yen kıymetli tevcecühlerile vat daşları iktısat seferberliğinde de, tiklâl mücahedemizin büyük azmine teşvik buyuruyorlar... İri benzeyişimiz. talâffuzumuz, ahlâkumiz, üslübumuz, milli seciye. miz gibi, millet, mektep meslek, seyde kendi varlığımızı, benle göstermeğe çalışalım." Vücudümüzü parlarını yurdumuzda bulabil İe sarmak ve süslemek, karnımız. kurtuluşumuzun, Büyük kurtarıcımızın açtığı istikbal hahtya eriştirecek en aydmlık yol, milli ahlâk ve fazilet seçiyemizin | fezasını bütün dünya âlemine cak em küvetli bir inkılâp terbiyesi. dir. Ve çünkü inkılâp terbiyemiz, hi- zi eski devirlerde ferde cemiyet teki mülüne mâni olan fena (darı if- na etmeğe, onların yerine medeni ettirecek akli, fikri, şuurlu tesirle- rin wahsulü ibdakârıdır..! ! Mediha Muzaffer i bu haldeydi (de daha on beş gün evvel ne diye benden bu | kadar o para oçektin?. Di- ye basmış alarım biri Nibat İlhami döğüşmüşler. tokadı!.. Vak'- bu... Diğeri de Beyle bir kadın Kadının kim ol- lar, kadının masa üzerinde, oda da ne varsa hepsini Nihat İlha minin kafasına — attığını, bar bar bağırarak, şirket müdürü- nü dövdüğünü görmüşler. Po- lis gelince kadmın elinden-Ni- hat İlhamiyi kurtarmak müm- kün olamamış. Ahmet Nebil; birden bire sarsıldı: mak, ve vücutlerini bu büesimizin | Milli san'atkârlarımızdan da, hal- a l kıymetini korumak, bugünkü iktısa- inden sarsılmış fakat Türk sesi zın kıymetini muhafaza, ve bütçemiz | varlık mücadelemizde göstereceği” istikbalimiz | pıcımız ve en Büyüğümüz Reisicüm | Hi memleketimizin her kındaki tehassüslerinde “uyanık hal yük azmi sayesinde bugünkü ei insaniyet muhitinde her yerde, her | öz toprak kokusu veren mahsuller. | ayağımızı © vatan.) Mümessi sözlü İ İlk türkçe sözlü filminin son DENFZ ve CLARA TAMBOUR, ALİCE COCEA ve HENRY GARAT İlâveten: CLARA TAMBOUR İ Istanbul sokaklarında Yarın akşam MELEK SİNEMASI el Pagnol'un - şaheseri ve şimdiye kadar görülen tiyatro ve sinema muvaffakiyetlerinin en büyüğü (MARİUS) muazzam Fransızça filmini takdim edecektir tiyatroda oyaayar RAİMU PİERRE PRESNAY—ALİDA ROUFPE ve (Paris tiyatrosundan) ORANE DEMAZİS nam artietlerdir. İSTANBUL SOKAKLARINDA İlk Türkçe sözlü filminin son iki gününden istifade ediniz. Paramount filmidir. illeriz “İNCİ KOLYE” Fransızça Seçte, 2 gününden istifade ediniz. KADIN Mümessilleri — Piyesi Yarm akşam saat 21, 30 te FRANSIZ TİYATROSUNDA meşhur piyanist | İRTİHAL Nazır oğlu Ekrem Hamdi Bey sı Müzeyyen “Hanım vefat etmiştir Cenazesi bugün «saat onbirde Şişli Sebuhyan apartımanı karşı- sında Küçük Bahçe sokağında 1 sumerolu hanesinden kaldırıla- bahçe Rıhıtımında hazır bulunan istimpot ile Anadoluhisarında ai- esi makberesine defnedilecektir. İşbu ilânın aile dostlarınca dave- tiye makommda kabul bayurul- ması rica olunur. İ TASHİH — Dünkü müshamızm | İ 6 ıncı sahifesinin son sütununda münteşir (Beyoğlu Birlaci Sulh Hukuk Hökimliğinden) serlevhalı ilânda sehven unutulan yevmi mu- hakemenin 11-1-932 olduğu tavzi- ben tashihi keyfiyet olunur, — Süheylâ Hanım mı? — Neröden bildin, yahu? — Tahmin ediyordum. Ey, | İ ne olmuş? — Rezalet, kardeşim. Me- İ ğer zavallı kadının bütün para $ı, elmasları, her şeysi Nihat ih, in kasasımdaymış. Ni- İ hat İlhami sıkıştıkça evvelâ pa rasını kullanmış, sonra larını rehine koymuş, daha son ra borcu kapatamaymca in olan elmasları borca karşılık satmış. Kadıncağız bugün if- lâs haberini duyunca koşmuş; | gelmiş. Parasmı, hiç olmazsa elmaslarını istemiş. Nihat İlha mi iptida kadmı inşallah ma- i sallahla savmağa çalışmış. Ola İ işin doğrusu- | Tişi BRAİLOWSKİ taratından BİR KONSER verilecektir. DİKKAT Ademi iktidara GLANDOKRATIN Meşhur Profesör Brown Se. guart ve Stelnach'in ratihim keş- Üdir, kat'i ve seridir. Her eczanede bulunur. Toptan satış yeri ZAMAN ecz? deposu- dur, İstanbul, Bahçekapı tram- vay caddesi No. 37 ve Eskişehir. de Yosuf Kenan Beyin Merkez Kutusu 200 İcuruştur, BONGO Gayrimübadil bönolarını en kâr İs alır ve sâlar, Balıkpazar Mak: sutiye Han No 35: M. Derviş. Tesiri İcezanesi ZAYİ MÜHÜR — Mustatil şek- lindeki mühürü zatimi on gün ev- vel kaybettim, Yenisini kazdıraca- ğımdan hükmü kanunisi kalmadı. ğını ilân eylerim, Niksarlı Mehmet hem karısını, hem Nihat İlha- miyi dövmeğe kalkmış. Ağıza alınmıyacak sözler söylemiş. — Ey, — Şimdi kefaletle tahliye etmişler, Tabii Süheylâ Ha- nım Nihat İlhamiyi dövdüğü için, Nihat İlhami Süheylâ Ha ımı dolandırdığı için Mukbil Nedim de ikisine de hakarette dan başka Galiba Mukbil Ne- dim Bey bir de boşanma dava s1 açacakmış. — Öyle ya! Kadınm para- sı kalmayınca boşanma lâzrm | gelir! Sebep? — Karakolda karısma “bu herif senin âşıkındır. Öyle ol- yı — Kuzum, şü kadının ismi | nu söylemiş. O zaman Sühey | mazsa varını, yokunü bu kalta ni öğrensen e! Dedi. Aklma ime de gel. | mişti. Acaba o miydi ? Refik Cemal, telefona koş- tu. Polis merkezlerile muha- bereden dönünce o da hayret- teydi: — Yahu, ne İyi ettin de,ka rdan biri Ya | dının ismini sordun. Kimmiş, > tokatlamış. ie biliyor musun ? > İlâ Hanım da deli gibi olmuş. | İ Başlamış bağırmağa. Hokkala | | rı, mürekkep şişelerini, istam- paları hep Nihat İlhaminin ka fasında paralamış. — Vay, vay, vay! — Derken © polis gelmiş. İkisini de karakola götürmüş- ler. Mukbil alak Beye tele- fon e -gelmi; — > bana emniyet eder miydin? Za ten elimde vesikalar var. Ar- tık aramızda nikâh, mikâh kal madı.,, Diye (o bağırmış. Dur- muş. 5 — Şu herife sorsalar: Bu vesikaları niye şimdiye kadar kullanmadı da şimdi, karının parası battığı ozaman kullan. mak istiyorsun diye ? Bugün akşam saat 21,30 da Kalbin Sesi Yazan: A. Bis- islandul Belediyesi ŞehirTiyatvosu Lİ Mükerrem Ala- e ln Talebe gecesi, Perşembe ve cuma günü I KATİL. Altı yaşından aşağı olan ço- cuklar tiyatroya kabul edile- mezler. — Fransız Tiyatrosunda RAŞİT Rİ. |ZA ve ARKADAŞLARI Bu akşam | CANAVAR, manzum piyes $ perde Faruk Nafiz. Piatlar 40, 75, 100, 150 İ Balkon ve Parter talebeye 40 kuruş- tur. Yakında DEMİRHANE MÜ- DÜRÜ. 4 —— Üsküdar Hâle Sinemasmde Volfson Canbazhanesi imi Doktor Hafız Cemal Dahiliye hastalıkları mütehassısı Cumadan maada hergün öğ- leden sonra saat (2,30 dan Se) kadar İstanbulda Divanyolun- da 118 numaralı hususi daire- sinde dahili hastalıkları mua- i yene ve tedavi eder. Telefon: İstanbul 22398. Sıra numara- İsınr beklememek isteyenler, kabineye müracaatla veya te- lefonla randevu almalıdırlar, Beşiktaş İcrasmdan: © Borçdan dolâyı mahcüz ve füruhtu mükarrer bir büyük halı ve bir yaldızlı mâ ayna jardenier ve bir adet beyaz çini soba 23-12-931 çarşamba Sandal Bedestanında söat ondört satıla- cağı ilân olunur . — Böyle bir şey sorsalar u tanır mı dersin? — Bilmem, Herifin yüzü kasap süngerile silinmiş. Pat- rona haber verdin mi ? — Biraz söyledim, O da şimdi Ferit Necdet - Beye git- ti, — Ferit Necdet Beye mi? Ne münasebet? — Ha! Sen biliyorsun. Ge- çen'defaki © saramtıda bizim patrondan para istikraz etmiş- ler. Fakat patron < akıllıdır. Ferit Necdet Beyin. kefaletile ve onun verdiği rehin mukabi- İlinde para vermiş. - i — Ferit Necdet Bey ne re hin vermiş? — Semiha Nazmi Hanımın elmaslarını... — Semiha Nazmi Hanımın i elmasları da rehin ha? | — Öyle. Partiyi Bedri Su- İ at vurdu. İ — Ahmet Nebil, dişlerini ge cırdattı: İ — Alçak herif! o Şuna bir ceza verdiremez miyiz? Refik Cemal hayretle bak- (Devamı var) ti. gizem ME

Bu sayıdan diğer sayfalar: