24 Ocak 1932 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

24 Ocak 1932 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

gili iliyet —24K. SANİ 1932 İdare Ankara caddesi, 100 No. Telgraf adresi: İst. Milliyet ABONE ÜCRETLERİ: İariğ'iğil LK Türkiye için LK 3 aylığı 4 — 6 150 ız 4— Gelen evrak geri - verilmez — Müddeti geçen nüshalar 10 ku. Gazete ve matbaaya ait n müdiriyete müracaat Gazetemiz ilânların mes'u- kabul BUGÜNKÜ HAVA Yeşilköy askeri rasat merkezin den verilen malimata göre bu- in hava gene kapalı ve kısmen yağışlı devam edecektir. Rüzgâr şimaldeni mütedil kuvvette ese ektir. 23-1.932 tarihinde tazyiki etmez. pesiml 772 milimetre, en fazlajği rcaklık Sen, az 2 santigrat, sD 7118 12,26 15,00 17,15 18,50 5,35 Felek B. arkadaşımız da,dün gripten yatağa girdi. Harareti 39. Bu vaziyette cidden herke- se tevahhuş veren gripin par- makları arasındadır.O diyor ki: — Gripli fikirlerimle karile- rimi aşılamak istemediğim — İ- çin bugün susuyorum. Felek haklı. o Grip ortalıkta öyle salğın ki Fikir ve kelime- lerden bile sirayet | tehlikesini düşünmek zaruri oldu. Cümle- mize afiyetler! | Siki bahisler © | Insanların zavallı beyni Sessizlik korkusu.. “Semtin sökünü zulmeti artardı dembedem; Güya çekerdi ka'rına doğru bizi ademi, (Ekrem Bey) Gök yüzünün sukütü her tarafı : lik, . Gecenin yüzüne baka baka bülya saatlerim geçiyor (Rabindranat Tağor) spehrenk ile meşbu bayalât,, Dağlar, dereler sanki birer mah- feli emvat,, (Tevfik Fikret) “Bir sarmtı Beşeriyetin bir yeni hastalık ile| şimdi: mustarip olmağa başladığı zanmolu- izini Bu, adeta her gün şiddetini artıran bir salgm gibi. Hemen herkes ona İ ramamak gül İ felce uğramış sanırsınız. Çehrelerde | yek ei, dadaklar oynamaya bap | Şimdi hepsi | ahengine uyul kün olmıyacak! Öyle ki > musiki ol. tutuluyor. Başlangıçta ruhi iken son Milliyet'in Edebi Romanı:21 Güzellik Kraliçesi biraz zekâ,biraz yazı yazmak is tidadı beni bu meslekte muvaf- fak etti. Bunları | söylemekten maksadım; ilimle münasebeti- min derecesini anlatmaktır.Ha- yatı,ancak tecrübelerle anladım Felsefelerim, prensiplerim, ki- taplardan alınma değildir, nef r. Belki dünyanm birinci sınıf çapkınlarından biriyi Her çeşit kadının çeşmisini tat tum.. Belki daha bir çoklarını tanıyacağım.. Fakat evlenmek muhakkak bir mecburiyet ol saydı, mutlaka kendime karı o İnrak en (o basit en iptidai bir köylü kızı seçerdim... Orasını bırakalım. Kadınlara kur, flört, filirt yaparken (nazik © görünmek bir hürmet Eseri ise, kadınlığa hürmetkârım demeğe (yüzüm olur. Ve ilh!.. Yalnız kadınm bir sınıfina hakiki bir hürmet ra cismanileşen bir hastalık. Spor, seyahat, tiyatro, sinema merakının insanlarda sergüzeşten bir ruh ha- sıl etmesile peyda olan korkular zümresinin bir cüzünü teşkil ediyor. iastalığın adı? Sadece: Sessizlik kor kusu. Ağorafobi, Klestrofobi, Tanato- fobi gibi bu cinsten; yahut bir. iğne, bir fare görünce bayılmaktan; sebep siz kızarmaktan, ellerini itina ile on defa yıkamadıktan sonra sofraya otu si hallerden müteşekkil hastalıklar gibi buna da eski Yunan- cada bir ad takılabilirdi. Korkunç i- sim takmağıa ne lüzum var? Sessiz. likten korkmak vesselâm. ... Kendinizi, - etrafınızı tetkik edi- niz, Bir konserdesiniz. Dikkat edi- giz. Orkestra birdenbire susu versin Sanki bir kaza olmuş. Kemanların esi kesilmiş; orkestra şefinin kola bir can sıkıntısınn akisleri belir Yüzler donuk, çizgiler barekets Bazıları gülümsemez bile Birçok seler o esnada konuşmak isterler; lâ kin beyinlerinde bir fikir doğmaz. Korkunç bir zorluk hereketlerini tah dit eder. Bakışlar sönük, vaziyetler biçirasizdir. Orkestra tekrar başlayıncac yüz ibadelmevtin eser lerde derin bir basil leri görünür. Gözler parlar, yüzlere fine güziştin Hiç ber şey olmamış > de beyni yorar, yp şekillerinden birine giriftar e sealant gi m hen, yahut her hanki bir çe lmazsa yaşamak müm- büfezayı mazsa yemek, içmek, gezmek, düşün mek, sevmek imidini yok. Her tavır play Boston'un zeyli Yağmurlu Mi ein e nır gibi, gramofon taşınıyor. ... Başta Paskal, Labrüyer olmak ö- zere morâlcilerin hepsi en büyük, en b kulakları gürültü ile dolmadıkça ya mi Bana zilin için bir intibah denemez. Çünkü gü rültü, patırdı içinde düşünmek ve konuşmak imkânı yoktur. En mü- kemmel bir orkestrayı dinlerken bile insan uyuşur, âdeta okur. Sanki keman sesleri ile ihlâl edilen derin bir uyku içinde gibidir. Bir Bi sinirleri saran bir zaaf ü| Şahsi i-| sây, istidat, kabiliyet ve mesleği ne gin belil:, elemli, meş'um bir devir olmuştu .O zamanların çeşit çeşit belâlarından, ezalarından » | diliğinden mektep © açamayacak ve inlendiriyorlar. ni, sesli filmlerden, otomobillerin © homurdanmaların. dan, kısaca, medeni şebirlerin gürül tülerinden şikâyet edenlere Yü sevenler, sessizlikten korkanlar, Jai Muhiddin geceki hareketile ispat etmişti. Nedim Mü mek için sözün sonunu bekli. | yordu. Vedat Naci birden bire sor- İ du: — Benimle dost ve arkadaş olmağı kabul eder misiniz Belkisin nişanlısı, gelen bu teklifi, gayri © iradi bir hareketle kabul ettiğini an- lattı, Elini uzattı. Gençlerin “| eden, kabile şefleri ve halkın ısrarı Imızla tanıştım... Ahbap oldulk. İc gözlerle baktı: Hakkı var. kalpten | gil.. MALLA TEA Dost memleketlerde Efganistanın Idari teşkilâtı Medeniyet güneşi Orta Asyanın bu dost mem- leketinde de her gün biraz daha yükseliyor Efgan parlimentosunda verilmiş olan kararlar cümlesinden en mü- him esasata temas ediyoruz. Mezkur memleket dahilinde başta Şah Hz. ve hükümet ricali dahili ve harici emniyetleri temin kasdile bir takım esaslar kararlaştırmışlardır. Bu da müstakil bir memleketin selâmeti için çok lâzımdı. Çünkü, Afgan kabilelerinin ittiha dı uğrunda mübareze eden emir Ab durrahman hanın vefatından sonra memleket dahilindeki ırk ve kabile rabıtaları gevşemi Bu cesur ve müteşebbis emirin oğlu Habibullah han dahile ve hari- çe karşı son derece . sulhperver. ve. si zevk ve eğlencesine meçlüp| “ Avrupa'da gürbet diyarında var | ila yolkkuğun ve nkaddes vatani, ne olduğunu bihakkın takdir ile tahta -Şah ünvanı ile- geçen Ser- dar Mehmet Nadir ban Hz. yardu- nun taalisine ve teceddüt yolunda yürümesine esas düsturları tatbike| J. koyulmuş! Ben mezkür ülieenin| idari İmama bilmünasebe bah | Memleket dabilinde her kabile ve halk. üllce reisi Şah Hznin emri ve parlâmentonun vesaya ve mürakabe- si altında olacaktır. Hükümet mer kezi Kâbildir ve halk salik bulun- dukları dini mezheplerinde sorbesi- tirler. Memleket dahilinde başlıca İli mezhep vardır ve sıra ile şunlar. dır, Şii, Hanefi, ve az miktar da bu İunan Yahudilerin ve hinduların din leri vardır. Devletin resmi mezhebi Hanefidir. Bütün Afgan ülkesi sakinleri ay- ni haklara ve serbestilere malik ola- caklardır. Afgan milli bayrağının €sası; siyah, kırmızı, yeşil renkler- den mürekkep, ortasında buğday ba | sağı içinde mihrap ve minber kroki- si vardır. Şahın hukuku: Mehmet Nadir ha nen Afgan istiklâl harbinde göster miş oldukları fedakârlık ve muvaffa kiyetler memleket dahilindeki halk üzerind: izler bırakmış ve millet kendi Afgan şahı olarak tanımış, ter. Afganistan'da şah intihabı millet mümessillerinin iktidarı elindedir. Memleket dahilinde nazırlar inti- habı, vali, kumandan, sefirler, me- murlar intihap ve azli, milli şöranin tasvibi olan şeylerin, harp ilânı, salk akti, umumi af ve mücrimlerin tec- in tasdilderi şahlığın huku- Efgan tebaası sayılır ve hürdürler. ürriyet her türlü tecavüzler. den masundur, esaret mülgadır. Hiç bir bi hakkı yoktur, angar TALAK İdi 24 Yeni din! Geçen gün matbaada (haf- ta sohbeti) için mevzu düşünü yordum. Ressamların tepiştiği, edip- lerin didiştiği, mubarrirlerin i- tiştiği şu sırada acaba kanali- zasyondan bahsetsem kim üs- tüne alınır, yüksek tahsilden öz açsam hangi edebiyat hoca $ı kızar diye fincancı katırları nı ürkütmiyecek bir dedikodu ararken, kapı açıldı. Pembe, te- | miz yüzlü, saçları sık tan geçmiş, Amerikan g lüklü, Parisin meşhur (Chev- Her) mamulâtma benzeyen şık boyunbağlı, £ İngiliz derisi za- rif eldivenli, velhasıl tepeden tırhağa kadar şık bir zat “gir. li, Bonjur, — Bonjur efendim, Yüzü Angilikan ; pastörleri- ne, kıyafeti Amerikan milyo-! nerlerine benziyen misafirim | başındaki Linkoln şapkasını © sıradaki koltuğa Misafirim Amerikan gözlü | ğünün bir kamara penceresi ka dar geniş çerçeveleri içinden beni bir müddet © seyrettikten sonra söze başladı: — Muharrir Bey, dedi. Ben ne efendiyim, ne mösyöyüm, ne mıstırım, ne sinyü Mi Yalmda şah Hz min huzurunda ini kat eden milli şura Kâbilde mües- sestir. Millet mümessilleri tarafın- dan intihap edilen âzalar mezkür par İlmentonun nafiz kuvvetini teşkil © derler, Bu zevat vekiller hey'etini seçmek ve her üç senede yeniden in #hap etmek salâhiyetini haiz buluna yorlar. Milli şuranın en mühim vazifele- ri; Efganistan ile diğer devletler a- rasmdaki © muahedeler akti, ecnebi bütçenin tetkiki, istikraz akti, kanun Har yapılması, şah intihabı, bütün hükümet organizasyonlarrın müra- kabesidir, Bundan gayri, âyan mec- isi gelir, Bu meclis âzaları şahım inti hap edeceği, tecrübe görmüş müsin ve malümatlı zevatlan ibarettir. Vekiller beye'ti parlimente maz- dinde mes'uliyet sahipleridirler. Şah Hz, güyri mes'uldür. Bütün memur lar mafevklerine karşı hürmetkârdir. Şayet, madunlar yü yolsuzluk ve sukistimaline şahit olur İarsa mensup olduklari" vekâlete şi- küyet hakları vardır. Efganistanda mahkemeler iki tür ü | cer devrinden rettipleri, hemen teşkil edilen Ali Di o sakın vana sevkedilirler ve işte hiyaneti edilecektir. Bü- be epi iy tağamarci din propagandası yapamayacaktır. Hükümetin mekteplerde lisan, ihti. sas ve fen için Avrupadan cetbede. | ceği muallim ve mütehassıslar yal-| nez talebeye lisan, ihtisas ve fen ders! leri öğretmeğe mecbardur. Ilik mekteplerde küçük çocuklar! rın terbiye ve talimleri mecburidir. Efgan matbuatı serbestir, hariçten / Efgan dahili siyasetine dokunur ve memleketin asayi; ihlâl edecek ye olmayan gazeteler ithal edi. ir, Bugün Efganistana başta türkçe Milliyet, Cumhuriyet gazeteleri ol- | mak üzere İran, Hint ve Avrupa ga- zeteleri gönderilmektedir. Bu da orada irfan ve maarif mu- runün doğduğuna bir misaldir. 1931 — Bir münasebetle nişan- Bilmem nedense belki dünya- fin bu en güzel kızına, bütün nişanlı kızlardan daha büyük bir hürmet duydum. Hiç şüp- hesiz benim kadınlarla fazla düşüp kalkmak hususunda şâ- yi şöhretimi — işiteceksiniz.. , bir daha Belkis Hanıma görünmemek çareleri- ni bulurum.. Nedim Münir yeni dostü- nun yüzüne bir kere daha alı- dı. Kadınları tılısımlıyan cazi- besi inkir edilemezdi. Çok ya- kışıklı, çok sihirli bir gençti. Fakat bu son sözünü gayet ta-| öil, ltufkârlk hissile de de- Nedim Münir ilk defa ağzı | nı açtı; — Mademki “dost © olduk. 21 kuvvetli elleri birleşti, Vedat Naçinin aydınlık ba- kışları şimdi daha berrak, da- ha mes'ut gülüyorlardı. Neş'e- | rar İ söylemişti. lenen deklilsiz tarızlarile beke lü Artık kaçamazsınız... Belkisin | nişanlısı cevabını samimiyetle Bu açık ruhlu genci bir teh like, telâkki e izzeti nef- bii söylemişti. : Tefahürle de-| dan tebeyyün edenler Mezkür mesel va aldığı bütçe meselesidir. mercii tarafından yapıl, ve meclire arzolunur. Efganistanm | &n meşhur vilâyetieri sıra ile şunlar dir; Kâbil, Kandahar, Herat, Meza rişerif (Eski Belh sehrin» üç fersah mesafededir.), Bedahşan. Katağam | ve diğer vilâyetler gelir. Efgan ülkesinde her gili yetin ida ida resi üç esasa müstenittir. İ — zaniyet tevsi, 2 — Vâzifelerin ei rik, 3 — Memurlar yini. Buna nazaran me: İâyet makamlarına karşı ille Efganistan cesur, muharip kabile malik olduğundan memleke li asayişini muhafaza kastile askeri teşkilâta ehemmiyet verilmek tedir Artık medeniyet nuru Yâvaş ya vaş ba Orta Asyanın müstakil mem dee dahilinde, yükselmekizdir de Seyit İSA « | yemişlerdir. gospodin, ne de Kiryayım. | Eyvahlar olsen. Babrâli cad desinde matbaalarla © meşhur doktorlarm pek sıkışık oturma larından zaten sinirleniyordum. Nihayet korktuğum O başıma geldi. Bizim Mazhar Osmanın yahut Fahrettin Kerimin has- e kapıyı şaşırdı. Bana gel) “ Meşhul misafiri / otlatmak) | için ne yapsam diye düşünür. | | ken o koltuğa biraz daha yerle | İ şerek devam e — Ben ne İsa'yı, ne Musa'yı ! ne Buda'yı, ne Konfoçyosu, ne | Muhammedi, ne Zerdeşti ne ha gı, ne putu, ne tevhidi,'ne tes- Tisi tanımam, Yavaşça masanın og | çektim. Bir defa başıma geldi ği için tedbirliyim, Gözde dai- ma ateşe amade bir brovnig var, Baktım yerinde, Her ihtima İle karşı elim masanın gözün- İde misafirin hareketini takibe başladım. O devam etti: | — Sonra ne (Marks) a,'me İ (Lenin) e, ne (Musolini) ye & hemmiyet vermem, Ben. Durdu, Soni (ilâve eti — Ben yeni bir dinin mübeş şiriyim, Neredesin ya Mazhar Os- man, (neredesin ya Fahrettin Kerim.. Ne ise Allah kerim. Baka- lim. alt tarafı ne olacak, Misafirim, bir petrol tröstü yapmağa hazırlanan Amerikan milyarderi ciddiyetile (devam etti; — Evet ben yeni bir dinin mübeşşiriyim.. Dinimin esası da şudur.. Dinliyor musunuz? — Dinliyorum efendim. — İnsanları son zamanlarda düştükleri felâketlerden kurtar mak için bütün eski din tortu larini ve bâlâ dinden kuvvet | alan âdetleri ve mizamları . de- ğiştirmek lâzrmdır. Ne Sosya- lizm, ne Maksimalizm ne Faşi- zm bu felâketin önüne. geçe mez. Anlıyor musunuz? — Anlıyorum efendim. — İnsanlar ez hacer, şe esini o yavaşlatarak yollardan geçirilmiş, kirlerle idare edilmiş, ve bu yüz den köpekler gibi biribirlerini İşitiyor musunuz? — İşitiyorum efendim. — Peygamberler, hüküm- darlar, inkilâpçılar iyilik ede- lim derken ortalığı büsbütün karıştırmışlar, insanları biribir lerine düşman etmişlerdir. Hâ- lâ da o kafa ile gidiyorlar, Me selâ bir taraf (Sosyalizm) pe- sinde koşuyor, bir taraf (Fa- şizm) uğrunda çalışıyor, Öyle değil mi? — Öyle efendim. — İşte bu.da yine bir takım insanları bir başka takrma düş İman etmektir, Bunun çaresi, Mar rl aris Dinin esası şudur: Şimdiye ka der doğru diye yapılar yanlış İla temizlemek. Yani ha Pek yakmda ELHAMRASiINEMASI Zinci TÜRKÇE SÖZLÜ VE ŞARKILI KAÇAKÇILAR filmini irae edecektir. Mezkür filme (TÜRKİYE GÜZELİ) FERİHA TEVFİK HANIM ile Darülbedayiden TALAT, HAZIM, BEHZAT, GALİP BEYLER iştirak etmektedirler Bu hafta: ASRI SİNEMADA MUVAFFAKIET! Sehhar ve emsalsiz sinema yıldızı GRETA GARBO En dramatik şaheserlerinden biri olan ve JAÇUES FEYDER tarafından vücuda getirilen PU $S E süperfilminde arzı endametmektedir. Bugün 16,30 matinesinde ve suvarede MUAZZAM VARYETE NUMARALARI altını üstüne getirmek. Ben korkudan masanın ar- | kasına büzülürken, misafirim | adeta haykırarak tekrar etti; — Evet, hayatın altını üs-| tüne getirmek, nasıl mı? Çok kolay bir esastan gidelim, Bir misal, sokakta bir kadın görü- yorsunuz, Kaknem mi kaknem. Amma parmağında pirlanta, sırtında kürk manto, içinde ipek çamaşır var. Değil mi? Bu hayatın eski tarafıdır. Ye- ni tarafını şöyle yapacağız: Kürk mantoyu, pırlanta küpe- yi, ipek çamaşırı (ondan alıp meselâ şu (o santralde çalışan genç kıza vereceğiz. —Al. — Daha var. Meselâ zen- gin bir herif, amma pinti mi pinti, Parası yememek için, yıllık faizle bankaya yatırıyor. Bu yetmiyormuş — gibi üstelik piyango da çıkıyor. Böyle ters, sakat iş olamaz. Derhal bu serveti alıp ehline, para yemesini bilene verece- giz. — Mükemmel! — Mükemmel zahir, Bir de bunun siyasi tarafı var. Devle eğ tin biri “tayyare © yapmış, top yapmış, zırhlı > yapmış âleme meydan okuyor değil mi, der hal bunları elinden alıp küçük- lere, zayıflara vereceğiz. Bü- yüğün kuvvetini kıracağız. Yeni dinin mübeşşiri kırk buçuk fiyevri içinde prensip- lerini anlatıyordu. Bilmem na- #ıl bir cesaretle sordum: — Ya Kutbulaktap tepşir buyurduğunuz dinin hayranı- yım. Yalnız büyük devletlerin elinden silâhı alıp zayıflara vereceğiz buyuruyorsunuz. Bu işi kim yapacak? Pastör çehreli, o Amerikan kıyafetli din mübeşşiri şapka. sını aldı. Ayağa kalktı, Bir Ni- nuva e. gibi ellerini kavuş w»iYİi İRAT GETİREN BİR MÜLK $ daireli bir apartıman ve 2 dük. kânı havidir. Beyoğlunda Tepebaşında gayet mutena bir mevkidedir 1921 senesinde inşa edilmiştir. 39000 lira, Mu- tavassrt katiyyen kabül olunmaz. Beyoğkunda İstiklâl caddesinde 465 mumaralı Hidivyal oteli ke pıcısına müracant Süreyya sinemasında RİYORİTA Bebe Danyels tarafından ilk sözlü ve şarkılı film. BUGÜN AKŞAM İstabul Belediyesi Şehir'Tiyatvosu ie Saat 21.30 de SÜT KAR- DESLER ma i, ere Yakında : YALOVA TÜRKÜSÜ ilk müssikili m —.— RAŞİT TİYATROSU Şehzade Başında Bı akşam saat 21,30 da Vodvil 4 perde Nakteden İbnirrefik Ahmet Nuri Bey. Pazartesi günü akşamı saat 21,30 de Karanlık kuyu Piyes 4 perde Nakleden Reşat Nuri Bey İrtihal Kuleli askeri lisesi muallimlerin den Dr. Cemal Yahya Bey dün ak- şam füccsten irtihal etmiştir. Ce- nazesi bugün öğle vakti Teşvikiye camiinden kaldırılarak Maçka lexb- ristanma defnedilecekitr. kat söyledikleri de pek yabana atılır şeyler değildi. Çünkü bu nun söylediklerini aşağı yuka fil lar, yeni üstat. ye şairler de söylemiyor 18 K. S. 932 Harbiye CAHİT hatırı için de yalancılığa tenez zül edemezdi, Vedat Naci Sar. tık ayağa kalkmış — Nişanlınız rahatsızdır — dedi — fakat bedenen değil ru han hastadır. Sizin , tedbirini- 4e muhtaçtır aziz dektor.. Bel ki ben de cehaletime (o rağmen size yardımcı olabilirim.. Nedim : Münir de misafiri le beraber ayağa — kalkmıştı. Vedat Naci sanki kırk Yıllık bir dost samimiyetile Nedimin koluna girdi. — Artık beraber gidebiliriz değil mi? — Nereye?! — Nişanlımızın evine... Yürüdüler. Hiç konuşma. bahçenin yollarını geçer- İken Vedat Naci çok memnun- du. Dün geceki hezimetinden sonra Belkisi alelâde bir ka- Belkisin yanma çıkmakta hiç bir tehlike görmüyordu. Hat- ona ka, büyük kardeş (o muhabbetile genç kızın dostluğunu bile kaza nacağına emindi. Nedim Münir gene ayni ka- rarsızlıklar içinde şaşkındı. Yal nız, o kadar sevdiği ve sakın- dığı nişanlısının etrafında hay siyet kırıcı bir iskandal çıkar maktan korkuyordu. Bunu hiç bir zaman, “hiç bir tesir altın. da ve aya Böyle çir- dedikodular Belkistan ev- > belki ihtiyar ve kibar baba smı öldürebilirdi. Halbuki za ti vardı?, Nedim Münirin iradesi, ar- mi tesadüfe münkat bir haldey li. Iki arkadaş hâlâ kol kola, vallı Adnan Beyin, ne kabaha | pek dayamıyordu. Sanki bir daülcü- cek kadar ifrit bir hırs çelik. leşiyordu. Bütün felâketlerinin sebebi hep bu adam değil miy di?. Ne meş'um bir tanıştı ol. ilk gününden cesaretle- rini kırmış, hattâ müsabakaya bile girmesine mani . Sonra bir yılan ıslık Çalar gi- ii j yerinden Ti. Belkis | çıldıra- caktı.. Belkisi kudurtacaklardı artık!.. Bu ne haldi yarabbi?. Rüya mı görüyordu?! Bahçe- den kol kola gelenler, (Vedat Naci ile Nedim Münir mi idi- 1er?!., Deli ederek, çıldırtarak intikam mı istiyorlardı maneviyatını öldürmek- le kanamamış, şimdi de nişan- İısına vücudünü parçalatarak seyirine mi bakmağa hazırlan - bilir o katı ve hissiz. adam onun | mıştı?. Ne kana susamış bir bu zaafına ne kadar ve | yaban mahlüku imiş meğerse!..

Bu sayıdan diğer sayfalar: