5 Mart 1932 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

5 Mart 1932 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Milliyet 5 MART 1932 İdarehane: Ankara caddesi, 100 No. Telgraf adresi: İst. Milliyet Telefon Numaraları : Başmuharrir ve Müdür 24318 Yazı işleri Müdürlüğü 24819 İdare ve Matbaa 24310 (ABONE ÜCRETLERİ: Hariç için 3 aylığı 6 2 . MH Gelen evrak geri verilmez — Müddeti geçen nüshalar 10 ku muştur. Gazete ve matbaaya ai işler için müdiriyete müracaat sdilir, Gazetemir ilânların mes'u- "iyetini kabul etmez. BUGUNKU HAVA Yeşilköy rasat merkezinden ve rilen malümeta o hazaran bugün Bava bulutlu ve hafif yağmurlu olacak, rüzgâr şimalden mutedi! lesecektir. Dün azami hararet 7 asgarl 0 derece İdi, Haftanın Yazısı Münakaşa “Barikat hakikat müsade- mei efkârdan çıkar,, diye eski- den kalma bir lâf vardır. Bu lifte (çıkar) kelimesinden baş ka türkçe söz olmadığı için si- ze tercüme edeyim. Bu küf ko| kan sözü söyliyenin (o maksadı “Fikirlerin çarpışmasından ha- kikat kıvılcımı çıkar,, demek. N Hani eskiden çakmak ta-| mı çeliğe vurunca ateş çıktı. | m gibi. Lâkin bu ateş, granit kaldırımda yürüyen hayvan na me da çıkiyor.. Ona ne diye © — Bizde münakaşa doğrusu > nezih ve tatlı cereyan eder. İlm ve bilgi daima göz önün- de tutulur. Terbiye ve ( edep kaideleri hiç ihmal © edilmez. | İlim ve terbiye dairesinde kat : küfür edilir. Münakaşann mevzuuna hiç ilişilmez, fakat © şahsi ve terbiyevi fedakârlık. Jar yapılır. Buna şahit olanlar da büyük bir işteha ile onu ta sövüşmenin. © masa, yahut münakaşa daima sövüşme ile karışık cereyan et mese o ilmi (!) bahislerin ha. kip ederler. & Matbuatta eğer ismi münakaşa ol. ... inci günü edebiyat meraklı. ları arasında hayli münakaşala den Ali Temmuz Beyle Meh- met Çmar Bey arasında şehir an üç bin kişilik salo bir münakaşalı konfe- nı Ze emi Konferan dan Cemal Mehir Bey riyaset edi Ağzımı açıp'ta, tek bir kelime > söylemek istemiyordum. Hat- tâ, o bayıltan, eriten, esir eden ve bir ande sürüyüp götüren gözlerinin içinden ayıramadı © ğm gözlerim bile daima özak larda dolaşıyor, serbest kal- mak istiyorlardı. Yine ilk Jâfı o açı: — Hâlâ bana dargın mısın © Ruhi?, Dedi. Sert, kestirme bir cevap verdim: — Dargınım!. Ve.. bundan sorra komuşma © ğa başladık. Balodan çıkarken lediklerini tekrarlardı ve.. ilâveler yaptı: © © — Seni sevmesem beraber Jiepiy ne (o mecburivetim var? şısındakinin anasma £avradına | 1948 senesi haziranının 3S| Milliyet'in Edebi Roma: a , düm İ ği var mıdır?,, | O gün salon ağzıma kadar İlediye çavuşla ; gelenlerin da- | vetiyelerine bakıyorlar ve ara i sıra ahbapları gelirse davetiye- İ siz bırakıyorlardı.. İçeride bir ha; diyordu.. Ön - muş olan edebiyat (o meraklısı genç kızlar, Güzel | San'atlar akademisi talebesi, konferans santi yaklaştığını fakat perde- nin bâl&/açılmadığmı görünce Ali Temmuza İzraftar olanlar Kayi bir eğilim; ları | — Tem, tem, tem... Muz muz muz... Ali Temmuz, Ali Temmuz zim bom bom! Diye bağırinağa ve Mehmet Çınar taraftarı olanlar da: — Çin çın çın, Nar nar nar, Mehmet Çinar Mehmet Çinar bam bim bom! Diye feryada © başladılar. Nihayet perde bir kış. havası gibi istemiyerek açıldı. Cemal Mahir Bey kış geceleri kadar uzun saçlarının ortatına sıkış- mış ufak, kemikli fakat şevim- li çebresile halkı selâmladık. tan sonra söze başladı. — Hanımlar, (o Efendiler! Bügün burada edebiyatımızın iki rüknü olan Ali Temmuz Beyle Mehmet Çınar Bey ara- liği) mevzuu mütalea edilecek tir. İki taraf sözlerini sıra ile söyliyecekler ve sa: zuda kimin fik ğunu tayin eyliyecektir.. Buyurun Ali Temmuz Bey! Ali Temmuz Bey, zayif, sa nı benizli matruş bir genç. İler leyip halkı selimladıktan son- ra: — Hanımlar, Efendiler. Bir takım kadirnaşinasların taarru. zuna uğrayan eski şiir ve edip ilâhlarımızı burada müdafaa et İ mekle ne kadar bahtiyar oldu. ğumu bilmezsiniz. Deniyor ki; iddia (ediliyor ki, iddiaya cür'et ediliyor ki, eski şairlerde fikir o yokmuş. Bu saçma söze gülmemek bil midir? Demek; bülün beş rimiz bomboş geçti.. Nef'iler, Bakiler, Nöâbiler ve Nedimler saçma yazdı, saçma söylediler. Bu kadar serbestçe ddiaya gülmemek mümkün de ğildir. İ © Mehmet Çınar Bey — Ağ- zını topla! Sersem sensin. Ss- İmin başın Mısır çarşısına ben- ziyor.. Salonda gürültüler... is — Rica ederim! Hati- bin sözünü kesmeyiniz!, Mehmet Çınar — Kesme. İ yelim amma reis bey, sersem diyor., Reis — O size ait değildir... Sıranız gelince siz de söylersi. niz.. Devam ediniz Ali Tem- muz Bey!., Ali Temmuz Bey — Fuzu- lideki hassasiyet, Nef'ideki cür et, Bakideki felsefe, Nabideki rikkat ve Nedimdeki inceliği nasıl inkâr edebiliriz?.. Ben bu büyük şairlerimiz hakkında mu arızrmın neler © düşündüğünü dinledikten sonra sözlerime de vam etmek üzere yerimi Meh. met Çiner Beye birakıyorum.. Mehmet Çınar Bey kalın, sarışın iri yarı, saçları perişân 29. Etem İZZET Bak senin yanındayım... | Dans etmekten ne çıkar?, Eskiden tanıdığım erkekle- ri sana göstermem onlarla hiç bir yi olmadığını me mez mi), Bu nokta üzerinde fikirlerini bana kabul ettirme. e çalıştı: — Sana sadık olmasam, yal nız seni düşünmesem onların bir tanesini bile göstermezdim. Göstermek: Bak artık yalnız seninim,. demektir. Ve.. teminat veriyordu: — Bugün için senden başka ne sevgilim, ne kimsem var? sında (Eski şairlerde fikir ince | MİLLİYET CUMARTESİ S Dir Bani dinlüydi; | “Eski Delrlile fikir inceli | ler... Benden evvel burada vızıl dıyanı iitbildimiz. mi? işit. tik . İşitemedik sözleri) ben dolmuştu. Kapıda bekliyen be / işitmek için kulak kesildim.. Evvelâ bize kadirnaşinas diye- Tai hadnaşinaslığa o başlayan bu adam. — Adam sensini. Ağzını — (Mehmet Çınar devam e diyor) ... Zaten böyle vızıldı- yanlara, bir sürü (dalkavuğu metetmekten başka ne yakışır? — Dalkavuk sensin serse- rl, — Bana mı söylüyorsun! Ben senin ne adam olduğunu da bilirim!. Serseri ben deği- ü huy gi-| topla. lim sensin. Baban Hası İeamiinde o kayyum ii İda kurşun dökerdi... Di | iyeyim mi?.. Sen, genç iken mektepten tardedilmedin mi sana serseri! Nasıl şahsiyatla uğra- şir mısın?., Ali Temmuz Bey: — Söz isterim, si diyerek sahneye fırlar... — Hanımlar, Bir edebiyat © münakaşasında şahsımı mevzuu bahseden bu adamın mahiyetini (meydana koymak mecburiyetinde kaldı ğrma pek müteessirim. Çünkü böyle bir şey pek temiz şey de ğildir. Efendim bu adum, vak tile inhisar idaresinde ibtilâsı çıkmış birinin oğludur. Sonra evinde kaçak ( Takı kazanı da bulunmuştu. Annesi gümrük- » İte yoklama memuru olarak kul lanılırken üzerini dığı bir kadının cebinden parasını çal. dığı için hapse girmiş ve hapis ten çktıktan sonra bu adamı doğurmuştur.. Artık ötesini siz düşünün!, . — Ulan namussuz — herif. Bu sözünü isbat etmezsen dün yanın en aşağı mahlükusun!, Salonda gürültü son haddi- ne varır... ğı harıl harıl çalar kimse aldır maz. Karşılıklı başlarlar: — Edepsiz! Ben senin mek tepteki yaptıklarımı söylersem burasi sana dar gelir.. — Vay hanım evlâdı vay... » İ Sen kim edebiyat kim be züp- pet Şu hale bakın yahut be özle ölmez nan gibi hayta olmaya tercih ederim.. — Ulan! rezil herif! Daha | dün soframda yemek yemedin mi?.. Haytalarm artığını yala- yan — Senden iyi it mi olur?.. | Bak nasıl saldırıyorsun kuduz herif! Reis sahneden kaçar, sami. in biribirine girerler, polisler müdahale eder, salon güçlükle tahliye edilir. Ertesi gün gaze teler: (Dün Şehir tiyatrosunda gü- zide ediplerimizden Ali Tem. muz ve Mehmet Çınar Beyler arasında eski şairler hakkında pek şayanı dikkat bir münaka- şa olmuş ve binlerce tarafından beyecanla takip e- dilmiştir.) Bütün bu gürültülerden son ra bu iki genci mahkemelik ol du zannedersiniz değil mi?, Münakaşadan bir hafta son ra ikisi kol kola Babiâliden a- şağıya inerler. daima aşağı. yanı. çen bütün bu erkekler ne tesir yi Efendiler!.. | ş ağir. Reis elinde çutgıra- | Baki apebeli yüne geli yi yi ie Hikarmsndi balarüm; üzerinde Sıhhi bahisler © | e | Insanların zavallı beyni Sinirli'ler Sinirliler, © uzun bir bahis. İlk önce hasta oldukları için si- nirli olanlar, sonra bunlara ana dan, babadan, atadan sinirlilik geçenleri katınız, yekfin ne ka- dar kabarır, göz önüne getiri- niz, Kendilerine göbekten göbe ğe sinirlilik geçenlerin bir takı. mı ya kendilerine intikal eden, coşkun bir hayat kudretin. İden; yahut bunun tersine ola- İrak o kudretin azlığından sinir Ni olmuşlardır. Bütün ömürle. ri kuruntu, üzüntü ile geçer. Hayat omuzlarında çekilmez bir yük olmuştur. Sinirli, heyecanlı, almgan- «İ dır. Bir hiçe karşı dayanmaz, sarsılır, kırılır, ezilir. o Değer- siz şeylere dağlar kadar ehem. miyet verir, Şu veya bu uzvu işlemezse, İ öfkelenir, sabrı tükenir, hırçın. Kan bâşma siçrar. Bir fikirde dikiş tutturamaz. Bir yerde duramaz. Sinirliliğin se- bebi ne olursa olsun, sinirli- lerin çektikleri, biribiri ardın- ca gelen ıstıraplar biribirine benzerse de tedavi, sebeplerin kaynaklarma kadar yükseldiği için, bir dereceye kadar, başka başka plânlara göre yapılır. Ortada bir hazim bozukluğu 1 bir perhizle düzelir. İlştiba ve susuzluğu teskin hu- susunda itidal. Çiğnerken ace- le etmemek, sofradan kalkar kalkmaz çalışmamak, mümkün se birkaç hafta işi gücü birak- mak, Ve aylik kaldığı zaman su tedavisi yapmak. Sinirli ça lışırken su tedavisi yaparsa yo lığın sıkımtılerına katılmış ay- rı bir işkence olur. Soğuk”duşların zararı oldu. ğu gibi duygusuzluğu da arttı- rr. il # Uyumak için, ilk önce, iyi hazmetmi akşam yemekleri İni hafif geçiştirmek lâzımdır. Et yemekleri, çok kere mühey- yiç gibi dokunur. Akşam yemek lerinde eti kesmeli. o Hele, bu sütunlarda söylemiş olduğum gibi, uyku ilâcr kullanmamalı. dır. Onlarm hiç biri bu işe ya ramaz. Hepsine alışılır ve ge- ce rahatlığı bir daha kendili- ğinden gelmez. O vasıtalarla sinirlilik belâsına bir de zehir. lenmek katılmış olur. Ve za- vallı hastanm zekâ kabiliyeti beynindeki kaynaklarının vere- bileceğinden çok #$ağı bir sevi yeye düşer. Sırası geldikçe söylediğim gibi, hekimlik, her şeyden ön. ce hastalığı yapan sebebi kal- dırmaktır. Ateş dururken du. manla uğraşmak neye yarar?.. Uyumuyorsumuz. Ne için?., İşte bu niçini araştırmak ve onu kökünden kaldırıp at. mak lâzımdır. Eğer hazim yo- lunda ise başka şeyleri araştır malı. Göğüs tutukluğu , şeker hastalı, kadınlarda rahim .. o konuşuşu en apkr?, hayretten Omuzlarını kaldırdı. Dudak | du. aşka bu kadar deği larını Ml Hiç ne yapacak?, | Dedi. Bir sürü erkekle de|de kadınma rast şik bir telâkkiye sahip olabi. lecek me bir Türk erkeğine, ne gelmemiş. olsa konuşmak, tanışmak ona | tim. sanki peynir ekmek yemek ka- dar kolay geliyordu. İlâve et- tiz — Zevk meselesi bu.. Sizin hayatınızda kaç kadın var?, ne mahsus küçük hatıralardan başka birer tesir biraktı mi?, Bunu bir defa daha muştuk. Erkek neyse kadın o değil mi?. — Kazın ayağı öyle değil! Dedim ve.. cevap ver — Aile, Miras, Bütün bunları hiçe mi sayı. durdu, Onlar üzerinizde kendileri. | yorsun?. Senin dediğin gibi o- kime. duma, - | dedikleri gibi olur. çok hatalı Ve., ona en açık, en maddi Ben böyle şeylere hiç kıy. | ifadesi ile anlattım: met vermem, Ve.. daha açık söyledi: — Bütün bu kanaat ve na- zariyeler erkeklerin ortaya at- — Halâ sen benim ahlâk ve | tıkları ve menfaatleri için besle zevk telâkkilerimi anlayama- | yip büyüttükleri şeyler. Hep- ç Kaşımı kaldırıp tâ kimse-'dm Ruhi, Yemek yemek bir | si hepsi nihayet erkeğin kadı. bile baktığım yok!, insan için ne kadar tabii ise |na en kolay yoldan sahip olma nin yüzüne "“ Yez bin türlü komiklik yap bir kadının bir erkekle ri sı içindir. Hiç kendinizi aldat tı. ması da o kadar tabiidir. Ben böyle şeyler üzerinde düşünce lirez etmek © ötedi, Onal) rulur. Bu yorgunluk ta hasta- | Dr. Rusçuklu Hakkı ve tenasül” rahatsızlıkları. Bir kere bunlar bulundu mu, artık onlara mahsus tedavilerle uy- kusuzluk ta defolur, ».x Dersiniz ki insan besta ol. madan da sinirli olabilir. Hiç te doğru değil! Örnek mi ister siniz. İşte bir tanesi: Gözleri parlıyor, hiç durmaz, (daima söyler. Adeta geveze denecek kadar çok» söylüyor. Daima kendini göstermek, o parlamak ister. Her yerde ilk sıraya ge çer, biribiri ardınca öfkelenir, sakinleşir. Öfkelendiğini hatır. lamaz. İşte bu tipte olanlar, enerjilerinin taşkınlığından do. inirli olanlar kümesinden- Kadın, erkek bu enerji taş. kılığında nasibini alır. Kadın. ların yaradılışı bu — taşkınlığa daha elverişlidir. o Hassasiyet- leri katmerli olmak lâzım. Bir kere kendileri için, bir de ba- gırlarında yetiştirecekleri kü. gük mahlüklar için.. Bu katmerli (o sinirliler, bu sinirli hanımlar bazan şimşek- ler saçarlar. Evin O içinde bir yıldırım olurlar. Şimşekleri ai. İenin sakin havası içinde fırtı. nalar, boralar Yapar. Öfke borasmdan sonra her sey yerine gelir: Mavi gök yü. zü ve kara bulu! gülmeler ve kahkahalar... Bu çeşit sinirliler için yapı lacak en iyi tedavi ilk önce tem belliği bırakmaktır. Kendini koyvermemektir. Bazı şeyler- le oyalanmalıdırlar. İşlerinin önceden kararlaştırılmış saatle ri olmalıdır. Böyle (o bağlarla bağlanırsa hem kendisini rahat sız eden taşkın enerjiden kur. tulmuş olur, hem de kalan ener racak fazla kuvvet kalmaz. Hiç bir şeyin çoğuna gitme ji sıkı bir programa göre dağıl miş meşguliyetlerin çerçevesi içinde kullanılmış olur. Artık sinirliyi sarsacak, çileden çıka- mekle beraber, bir (o düziye de her şeyden nefsini mahrum et. memelidir. Eğlenmekte, gezmekte, yü- rümekte, dinlenmekte, uyumak ta — herkesin haline göre de. gişmek üzere — “Her şeyin or- tası hayırlıdır” prensipine uy- malıdır. Günde dokuz saat uy ku, bir saat © yürümek, üçten beş saate kadar kafa ile çalış- mak sinirliler için (faydalıdır. Teyaddi ifrata vardırılmamak üzere tabii olmalıdır. Öğleyin bir et, bir yeşillik, bir meyva, Akşam yemeğinde hafif bir çor ba, bir yeşillik, bir meyva. Ye. sy Lear büyük hatla- Uykuyu bozmaz. imi ai pri ö zere çay ve kahve içilebilir. So ğuk su duşları bunlara iyi ge- Tür. daha sonra ameli, basit bir tas vir yaptım: — Büyük bir itina ile süs mükemmel bir salonu bipsiz olduğu için her gelen bayıldığı bir eşyası- kimse çıkmadığı o için bütün bu eşyayı birer birer alıp götü renler ferah ve müsterihtirler, Nibayet öyle bir zaman geli- yor ki salonda ne alımacak, ne götürülecek hiç bir şey kalmı- yor. Çısçıplak, bütün güzelli- ğini, ziynetini, ihtişamını, şuu. runu kaybeden bir oda haline geliyor. Bir zamanlar ei ğinden dolayı e olanlar bir uyuşukluktan, bir eye müteessirdirler. Bunun den geldiğini bir türlü anlıyac mazlar, Hazimleri yolundadır. İyi uyarlar, Hiç bir uzuvları bozuk değildir. Böyle olmakla beraber sabahları uyandıkları zaman, kuvvetsizdirler, bu kuv vücudün kendi kendini zehirle mesindedir. Eti azaltmak, ara sıra hafif müshil almak bunla- ra iyi gelir. İlâç kaşeleri, kuv- vet şırıngaları da tesir ederler- se de bunlar ikinci derecede ka ler. Bu çeşit rahatsızlıklarda he kim sinirlerin düzenini bozan ezici ve yıpratıcı çarpışmalar olup olmadığını arayıp sorar!, Ve, her zaman sorduklarına cevap alamaz. Hele kadınlar bu hususta hiç bir şey söylemez ler; Hem acı çekerler, hem ses çıkarmazlar. Hattâ — çok kere ruhlarının yanlızlığı içinde avu nurlar. Ve, bu yalnızlıkta tesel- ki ve zevk bulurlar. Kendi ken erkin dinlerler ve seyreder. Etraflarında — olup biten, gelip geçen şeyleri g: yerde sanki gözlerini kendi iç- lerine çevirmişlerdir, kendileri. ni kemiren dilsiz ve sessiz ıztı rabın yakıcı ve ezici çehresini temaşa için., Hekim, bu ters bakısı düzelt mek için çok uğraşmak mecbu- | N riyetindedir. Hattâ sinirlinin | “P- iç düğmelerinde bile hastalığın sebebini arar. Ve, bu ne kadar zordur!.. Çekingen göz yaşla - rında ve yorgun gülüşlerd tatlı bir utangaçlık ve ürkek- inde gönül sırlarmı sez. mek., Kolay şey mi?., Hekimin akıllıca ve mantıki sözleri onların çektikleri sıkın. tı ve üzüntülere uygun gelme- idir . Ancak alâka ve şefkatle söylenen, acıyan ve teselli hoş akisler bırakır, Bir şefkatli bakış, bazan bir hayatı ebedi olarak tatlılaştı- nir. Dr. Resçüklu HAKKI Müessif bir irtihal Ferikanı kiramdan merhum Mek met Emin Paşa mahdumu ve Şirke- ti Hayriye müessis ve müdürü Hü seyin Haki Efendi damadı sabık Sanayii Nefise mektebi müdürü sabık: Ressam Ömer Adil Bey du- çar olduğu rahatsızlıktan rehayâp olamayarak dünkü cuma günlü ve- fat etmiştir. Cenazesi Caddebosta- amda Yaver Cemal Paşa köşkünden bugün saat onbirde kaldırılarak ce- #aze namazı Kızıltaprakta Zühtüpa şa camiinde eda edilerek Karacaah ette aile makberesine defnoluna- caktır, Allah rahmet eylesin. yuva yapacağı bir harabe kalı. yor! İşte, senin o telâkkinde ©- lan bir kadının da sonu budur. Erkek eline geçen fırsatı, gü- zelliği istismar etmekten başka e — Kendini düşün. Dee güzelsin, herkesin gözü üstün de kalan bir kadınsın. Kimbi- lir kaç yaşında iken erkekler kındasın. Üç defa kürtaj tırdığını kendin söylemiştin. İşte sıhhatine, güzelliğine vu. rulan bir darbe. Sonra o zaman dan bu zamana kimbilir ne ka- dar yıprandın, neler kaybettin. Mei | #ramofon, 19,30 “Darülbedüyi mümi- örecekleri | Saat 21.30 da SehirTiyafrosu) İ Bu akşam saat 213 de BÜYÜK Itiühadı Milli TÜRK SİGORTA ŞİRKETİ Harik ve hayat üzerine sigorta muamelesi icra eyleriz. Sigortaları halk icin müsait şeraiti havidir. Merkezi idaresi: Galatada Ünyon Hanında Acentası bulunmayan şehirlerde acenta aranmaktadır. ve artada sarap «heylaşiarın Bugi Program | ) — Sant 18 den 19 a kadar ki heyeti, 20.30 Opera, 21 Darüttm- lim müsli heyeti, 22 Necip Yakıp Bey orkestrası. Belgrat (49,8 m.) — 19 Almanes diyaloğ, 19,30 konferans, 20 radyo orkestrası, 21,30 konser, 22,50 çinge ne muzikası Bükreş (494,2 21.) — 18 muhtelif musiki, 20 hafif musiki, 21 Romen smusikisi, Budapeşte (350,5 m.) — 19,30 ope ri. Varşova (ma. 1411) — 18,50 muhte Jif, 19,35 gramofon, 22,10 piyane, 22.40 radyoj i, 22,50 dems hava- arr Viyana (517,2 m.) — 1845 mss habe, 19,30 şarkı, 20,15 orkestra, 22,15 radyojurnal, 22,30 cazbant. Sinema tro Bugün akşam İsindet Gelediyeri YALOVA TÜRKÜSÜ Musiki ko « medi, Bestekâr: tan Ferit, Nakili : 1. Ge Hn Li AN Ha, Fiyatlarda zam yoktur Yakmdı KAFATASI - a ECONOMOU OPERET HEYETİ FRANSIZ TİYATROSUNDA GALA TA S SOLUKİN ek RAŞİT RIZA TİYATROSU Perşembeye kadar tamirat ve 0- tello piyesinin ihzaratı . dolayssile Şehzadebaşında temsiher tarit edil miştir. Doktor Hafız Cemal | Dahiliye hastalıkları i mütebassısı i Cumadan maada hergün 'â; leden sonra saat (2,30 dan 5 : kadar İstanbulda Divanyolun- | da 118 numaralı hususi daire- sinde dahili hastalıkları mua- ene ve tedavi eder. Telefon: stanbul 22398, Doktor Rusçuklu Hakkı Beyoğlu, İstiklâl caddesi Büyük Parmak kapı, Afrikz hanma bitişik Apartman No 21.— Tel: Beyoğlu 2797. Saat: 14-18. ül eyi ir öğre Bunların iz ve hatırasından baş ka ne kalacak ki?.. Diyebilirsin. Bu bir ziyan dır. Hakikatte senin güzelli- ğin, zevkin, şehvetin, kadmlı- ğın istismar edilmiştir. Onlar , sen kayıptal, O: şimdi senin böylece balını alıp duruyorlar, Ne vic- danları ile, ne faziletleri ile, ne asil düşünüşleri ile sana karşı bir saniyelik bir rabıta göster- memişlerdir. t yaşamak, o serbest zevk, kadın erkek | Ffarksızlığı, yaradılıştaki müsavilik, tabiat tesirleri, şu bu bütün nazari- yeler bir tarafa bırakılmalı ka. dın o bütün bu meseleleri her şeyden evvel yalnız bu nokta- dan muhakeme etmelidir. Ken disini anlattığım salona ben- yim ir. . şiddetle devam ettimi — “Kendinize acıyınız! Kendinizi koruyunuz. Kendinizi israf etmeyin!, Ve., sordum:

Bu sayıdan diğer sayfalar: