3 Nisan 1932 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

3 Nisan 1932 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Milliyet 3 NİSAN 1932 İdarchane: Ankara caddesi, 100 No. Telgraf adresi : İst, Milliyet Telefon Numaraları: Başmuharrir ve Yazı işleri Müdürli İdare ve Matbaa 24310 ABONE ÜCRETLERİ: Türkiye için | 3 aylığı i | 6 Gelen evrak geri verilmez — Müddeti geçen nüshalar 10 kw Fuştur. Gazete ve matbazya it | hava kısmen bulutlu geçek: ir. Rüzgür cemup istikametleriği Onu yeşil year el 8 İlk bir mehtap altımda gö. | MİLLİYET PAZAR 3 Eski bir çapkın Gençliği epey aşk macerala "rile yüklü bir dostum bana ge- çen gün şöyle dert yandı: — Bugün kırk beş yaşıma bastım. On sekiz yaşımdan be- ri kız, kadın peşindeyim, hâlâ kadınların sevip (sevmedikleri ini anlayamadım. — Hiç sevilmedin mi?. Bilmem!. — Nasıl olur. — Anlatayım. Ve mantarlı bir Yalova si- İ garası yaktıktan sonra anlatma | ğa başladı, “On sekiz yaşımda, henüz mektebin son sınıflarında İ- dim. Boğaziçinde köşk komşu- muz bir kızla Bahar gibi bir kızdı ve ben de dal gi İlk görüşmemiz tatlı bir gül oldu. İ rüştük, Yine odamız. © — Severim kâfiri!, Sıcak ismi .vardır.. Oda.. Lâf değil adamın © €n mahrem hayatı odalarda ge > çer.. Misafir odası, tuvalet o. “dası, yatak od alan... Değil o mi yal., Ticaret odasını da ondan do | © Olayı severim. Severim amma! ilişilecek şeye rast gelirsem sü küt edemem. Çünkü dost ada. | © ma acı söyler malüm ya!.. Efendim; bir şeye dikkat et | tim.. Gazetelerde bir haber gö- | rüyoruz, Vapurculuğu tevhit e. | dip Seyriselaine © verecekler. | miş... O Vapurcular hemen | bir heyet intihap edip An-| karaya gönderiyorlar. İşlerini “üzeltip geliyorlar.. Biraz im: bir diğer haber çıkıyor... racat meselesi inhisar ine © miş.. Hemen ihracat tüccarı bir — hey'et intihap edip Ankaraya iyorlar. İşlerini düzeltip orlar... Derken: Buğday | satışı bir şirkete verilecek lâfr| or. Zahireciler bir hey'et intihap edip Ankaraya gönderi! yor ve işlerini yapıyı — günlerde de afyon “hisar olacağı rivayeti tı... Afyoncular Obir hey- o et intihap edip gönderdiler. Ta| tüncüler de tütün işi için keza. | . Sütün bu tüccarın yapmak İste | “diği işleri yapacak yer Ticaret odası iken her (defasında bir — bey'et intihap edip göndermele xi olsun muhterem odamızın na zarı dikkatini celbetmiyor mu? “iadaki muhterem ( âza kendi endir bi nan in” çıkmış. — Yahu! Bundan istiskal çı . Demek bu tüccarın bize i dı yok ki; asıl işlerini ya pacak adamları aralarından 5€- .çiyorlar... Bizim işimiz burada Kâğıt imza etmek ve merasim İ z Milliyet lamma kimse (onların Ben çıldırıyordum. O beni gördükçe humma nö- beti geçirir gibi titriyordu. Bütün toy âşıklar gibi onu eflâtuni bir gönül ateşile sevi- yordum. Yazdığım mektuplarda on | sekiz yaşın dumanı buram bu-| ram tütüyordu. Bir gün bana: - Evlenelim: dedi. Bu kadar dolu, bu kadar de rin bir sevginin sonu ne olabi- İlir. Evlenmek mi? i yapmaktan ibaret kalıyor. De- mezler mi? belki derler. Derler işitmez. şimdi hastahane, mektep ve doktorları odaya sok mak işi var.. Bu mühim bir şey | dir.. Söylendiğine göre, oda ka | nun veya nizamnamesinde “O. tel ve han gibi” diye bir kayit varmış... Oda, hastane ve mek | tepleri bunla: teşebbüs etmiş. rasındaki münasebetten cesaret alarak hastaneyi kayde teşeb- büs ettiyse yarın Defterhane, postane, balıkane ve hattâ Gül hanenin de ma teferrünt oda- İ ya kaydine kalkacağına emi , Gayretleri o kadar ileridir! > han kelimesini görünce kor | karım Hin prens Ağa Hana kadar bütün Hanları odaya kay detmek isteyecekler.. Yanlışlık Nükteli ve hünerver Cemal Nadir. (Akşam) in dünkü hasında bir alacaklı ve bir borç lu resmi yapmış üstüne buh- ran münasebetile sık tesadüf e dilen iki tip demiş. Alacaklı e- linde sopa ateş saçan bir adam. Borçlu da şemsiyesinin ardma sinmiş, ürkek birisi. Ben bu re simlerin yazılarında (yanlışlık olduğunu zannediyorum, Kor- kak adamı tasvir eden resmin altına alacaklı, eli o sopalıya borçlu yazmak daha uygun o-| lurdu. FELEK Edebi Romanı: 58 GÖZYAŞLARI! © Yüzümdeki sarılık esrardan, ispirtodan olacak. Ne ne yemek, ne su hiç bir iy ağalığı yok. Fakat, esra- | dolduruyoruz. İstanbul o Bir iin var mı? Bir diş kaç kuruş?. © “Diş tutuyor musun?, © En mükemmel âlemleri Zü- ia ayrilayam yahut ta Hem | kıyasen kayde | Hanile hane # | Belki de öyle, Fakat o ha- yal gibi leziz ve şarap kadar İ mestedici sevginin böyle mad dileşivermesi sinirlerimi | boz- du. Beni ısıtmalar içinde bıra- sİ kan bu aşk sulfato yutmuş gi- İbi hararetini düşürüverdi. Maamafih onunla evlenme- ği düşünmedim değil, Hattâ daha etraflı düşündüm. Onun ikisi kız, ikisi erkek tam dört kardeşi vardı. Babası İzengindi amma © hovarda bir adamdı. Kendimi bir ano aile- önüne bir kaç sene sonraki ha- yalim, elimde zerzavat, ekmek | çıkanları, koltuğumda elbise pa ketleri sırtım kamburlaşmış bir. İşekilde göründü. İ Ve bahar çiçekleri içinde | başlayan bu macera bir eylöl İsonunda niheyet buldu. Bilmem o kız beni sevdi miy | Şimdi evlidir ve iki çocuğu olmuştur. si Ondan sonra ayva çiçeği gi bi bir kız sevdim, Bir yazı o- nunla çayırlardan papatya top |layarak, Boğazda sandal gezin İtileri yaparak geçirdik. Bana Dekadan şairler gibi hulya ve rüya dolu mektuplar yazardı, Em son yazdığı bir mektubunu aynen şu cümle ile bitirmişti: “Bir pembe bulut gibi kalp- it ederim ki başımıza| bbet taci koy- makta gecikmiyecektir.” Bilmem neden sevgilimin başımıza geçirmek istediği bu resmi taç bana ağır geldi. Ve aşkımızın pembe bulutları da- ğıldı, Galiba akşam © olmuştu. Ayrıldık. Bilmem o kız beni muydu?, Sonra evlendi. tane çocuğu vardır. seviyor Şimdi sekiz. s.. tım. Cıva gibi elde avuçta dur. maz bir mahlüktu, bir gençle sevişmiş, söylediğine göre genç | ona ihanet etmiş, ayrılmış, Son ra bir evli adamla yaşamış. Bu i müşterek hayata da tehammül edememiş, Onunla bir yaz ak- şamı Fener yolunda tanıştık, Kendi âlemlerinde yaşayan insanlar gibi biribirimize sokul duk. Zeki ve bilgili bir kadındı. 'Bir kaç erkeğin mış olmasi tecrül müşta. Bana hulül etmek için her şey yapiyor Ve muvaffak olu- yordu. Rahat rahat, kana kana, en- dişesiz sevişiyorduk, Her akşam gruba karşı ince bir itina ile hazırladığı masada e karşıya içiyorduk. i şte böyle fazla kaçı mız le akşam bana dedi ki: Ne zamandır biribirimi- zi anladık, öğrendik, bari evle | ğin nefes ciğerlerinde ve sade jee bulunduğun yerde kalacak! İ0 havayı, alacaksın, o havayı İ vereceksin, o hava ve esrar ko- | kusu burnundan eksik olmaya - | cak!. Fakat, insanı bitiriyor. Bir genç kadınla tanışmış. İ ruz, dünyayı umurlamıyoruz! Z İn — ik Etem İZZET İse banu İade için kâfi deği yoruz, Maymunlar gibi omuz | Eritiyor, öldürüyor. Ben bile| omuza verip ve sırt sırta daya-| en yenileri iken sarsak, bitkin, nıp sura çıkıyoruz. Yukarısı ge | takatsız, sersem biri oldum. Si niş, sekiz on kişiyi nir, akıl, irade, muhakeme, şu- alacak kadar bir mağara. He- | ur; sıhhat düşmanı bir şey!. He men kapı yerine koyduğumuz !le insanın yaradılışında biraz deliği kapatıyor, içeride kü-| da atılganlık ve kavgacılık ok çük bir ateş yakıyor, o kabağı! du mu sonunda muhakkak kan yerin. | dökülüyor! Geçen gün kemer | den sökülse ne haberimiz olur, | altındaki bodrum sarayda Çi da ne de kimse bizi burada arayıp ban Ferhat saldırmayı çekince | bulabilir. İçeri bir girdik mi en ortalığı biribirine kattı; Mısti- | aşağı on gün çıkmak yok! Çe-| ğı vurdu, Manita Mehmedi ya- kiyoruz, dalıyoruz; ayılıyoruz, raladı; biz canımızı ve yakamı | dahyoruz. Uyanıyoruz, uyuyo- | zı zor kurtardık! Esrar muhakkak ki, sinirli, Bodruma da kapandık mr öy | haşin, atak ve.. gözü pek olan- le! Esrar çekmek te en birinci | larda vehmi, honharlık hisleri- : Kapandığın © yere hava, | ni tahrik ediyor. ziya sızdırmamak! Bodrumun Çıban dalgadayken : i kabal Vay beni öldü iniz? b NİSAN Bugünkü Program ISTANBUL, (1200 m. 5 kile- vat) — 18 Gramofon, 19,30 Beda- yil musikiye heyeti, 20,30 opera, 21 Kemal Niyazi Bey heyeti, 22 tango. Sinema” Tiyatro | Darülbedayi son temsilleri nba! Beledi ŞehirTiyatrosu Umumi arzu üzerine Bugün akşam saat 21,30 da Saatçı Şarkılı komedi 3 perde —— Kadıköy kuşdili sinemasında bu gece büyük san'atkâr Fahiri B: | ve arkadaşları Şamram Hamam | kte Dehri efendi ailesi taklit- li vodvil 3 perde her yer 20 kuruş localar 100 kuruş. Yeni neşriyat HOLİVUT inema mecmuası olan Holivut un 2 ci sene 10 ci sayısı intişar et miştir. RESİMLİ ŞARK Çocuk © haftasına kay metli yazılar. Viyana sergisinde Türk güzel sanatları, Goethe, Rüya- lar Dünyası, Rus İhtilâli, âsarimti- kaya sit makaleler, şiirler, hikâye ler, yeni keşiflere dair muhtelif ya: dair | Seni öyle seviyorum ki! İ Bir bekârm kollarından bir evlinin dudaklarına seyahat e- den bu genç ve akıllı kadın ar- tik yolculuktan usanmış gibi iltica edecek istasyon ariyor- İdu. i nen bu aşik (ekepresini tevkif etmedim. Geçti gitti. yor miyi Şimdi yirmi ikinci âşıkmın tahtı isticarmdadır. Hatırımda kalan belli başlı bu maceralardan başka hayatı mı dolduran yüzlerce genç kız ve genç kadından belki milyon Henüz bekârim. Fakat bil- miyorum. Acaba bu kızlar ve kadınlar arasında sahiden beni seven var midi? .*.* Eski çapkın arka bu şüphesini ben de halledeme dim. Fal sma rağmen hâlâ ilk - İhayalile yaşayan kim bilir kaç kadın, kaç erkek vardır. Bürhan Cahit ladı, sonra da umay asi nca Manita Mehmede saldır. 1 Her halde ben dalgadayken sadece bir malihulya hastası, | bir meczup, bir cüzmalı gibi bir İtarafa çekilip miskin miskin pinekliyor; Naran'ın muhayye- lemdeki ve benliğimdeki varlı- ğına hareket ve vüs'at veriyo. rum!, Daha on gün Çok seyrek yazıyorum! ğım.. Diye ödüm kopuyor. Ba. — iki ayda bir, bazan bir ay- kırk © yılda bir,'on on beş günde bir (o kendime gele- ime ki defteri, kalemi hatır- layıp bir şeyler yazayım!.. İyi bir usul keşfettim. Ne yazacaksam yazıyorum, ondan sonra kalemi kâğıdı toparlayıp doğruca Tophanedeki yangın yerine gidiyorum. Orada bel- lediğim bir kuyu © kapağı var. Kapağı kaldırıyorum, altina gele Yele | 9 adile Sesine iğ) Bilmeni © kadın beni sevi- | Defterlerimi de çaldıraca- | Taliin mel'unu olan ve tesadüfün perişan ettiği kadın, bir SARI VESİKA Passeport Jaune) ile firar ediyor. Çarlar Rusyasında, imdatsız, ümitsiz ve takatsiz kalan kadın, bir SARI VESİKA Passeport Jaune) mütehassrsı; Sirkeci Muradiye ! cadı No, 35, i Her gün saat 14-19, İplik fabrikası Türk Anonim Şirketi Şirketimizin 1931 senesi hisseda- ran heyeti umumiyesi 24 Nisan 1932 tarihine müsadif Pazar günü şirke- deceğinden hissedaranın yevmi mez- kkürda bizzat içlimada hazır bulun. maları, hazır bulunmayacakların tev kil edecekleri zatı bir mektupla şir ketimize ihhar eylemeleri rica ruzmamci müzâkeralın süreti aynen aşağıya dercolunur. Ruznamei Müzakerat: 1 — Meclisi idare ve murakıp ra- 2 — Şirketin 1931 senesi mevcu- dat defterile bilânço, kâr ve zarar İ hesabının tetkik ve tasdiki, 1930 ve İ1931 seneleri temettünmun tevzi ve idare Meclisi azasınn ibrası; 3 — Müddetleri munkazi Meclisi İibın yeniden intihapları. 4 — Meclisi idare azasmın hakkı huzur ve murakiplerin senevi ücret- Terinim tayini, 5 — Sühayi Ve Maadin Bankası İ nin şirketimizdeki makina ve alât bedelinden mütehassil ihtilâfle mat- İ lubuna ait faiz meselesinin halli ve İ müzayedede bulunan hisse seneda- nin Banka tarafından iştirasinin te İni 6 — Dokumacılık tesisi hakkında ki projenin tetkiki ile tasvip buyu- ruldağu takdirde tesisatın yapılması hususunda idare Meclisine selâhiyet ita. 7 — Su kuvvetinden istifadı tesisi mutesavver elektrik fabrikası hakkımdaki sa mühendisinin tanzim ettiği proje ve plânm tetkiki ve Mec isi İdare raporundaki izahata naza- van karar itası 8 — Idare Meclisi azasından Türk Halı Sirketi müdürü Kâmil Beyin şirketimizle muamelei ticariyede ba- İunrması için Ticaret kanununun 323 ve 324 üncü maddelerine tevfikan müzande itası. İstanbul ticaret mü iğünden: İstanbul şeker, şekerlemeci ve bel- vacılar esnafı cemiyetinin idare he- yeti intihabı 10-4.902 pazar günü saat 10 dan 15 e kadar Tahtakalede Menaşe Hanımdaki cemiyet merke. zinde yapılacağı alâkadarana ilân olunur, i deyip dönüyorum, Ekseriya da | yazacağımı orada yazıyorum. ! En emin, en rahat yer ve. | kasa!, Her telden bir nağme... Üç buçuk ay sonra Artık şunun bunun elinde oyuncak oldum. Zibidinin hakkı varmış: e İnsanı başı boş bırakmıyor Kimin yumruğu kuvvetli ise hâkim o. Biri gelip asılıyor: — Haydi gözcülüğe., Öbürü balta oluyor: — Hırsızlığa, Öbürü zorluyor — Yataklığa,. Ve,. kamanın ucunu göste rip ilâve ediyorlar: — Sıkı ise gelmel, — Ben yapamam... Demenin, haber vermenin, lâf etmenin İlin yok. Gn fabrika binasında akdi içtima &- İdare azasından üç kişi ve iki mura- | 6 Nisan Çarşamba akşamı ELHAMRA SİNEMASI LILIAN HARVEY ve WİLLY FRİTSCH'i Kongre Eğleniyor (Le Congres s'amuse — Der Kongress Tauzt) muazzam ve muhteşem filminin Almanca kopyesini takdim edecektir. Bunun, Fransızça kopyesinden daha güzel olduğu müttefikan beyan edilmektedir. Gidip görmeli ve kıyas etmeli. Tamamen Fransrzça sözlü olan SAADET GÖLĞGESİ (Papa Longues-Jambes) Kahkaha... göz yaşı. gençlik ve aşk filmidir Heyeti temsiliyesi başında; JANETGAYNOR ve WERNERBAXTER 6 Nisan önümüzdeki Çarşamba akşamından itibaren MELEK SİNEMASINDA Pazarmızdan bilistifade MELEK'”'te ELHAMRA'da vi ekiz Meksikalı Düşes Dansöz olacaksın | ae cvwrinne Mexicaine) CTu seras Duchesse) O | mükemmel musikili filmini gö- filminde görünüz. | — ARTİSTİK” te BEBE DANİELS ile New-York Metropolitain operasindan meşhur bariton EVERETT MARSRALL'i muhteşem mizansenli pek çok figüranları havi ve kısmen renkli DAYAN A mükemmel operet revüsünde görünüz. BERE DANİEL S'ir er eyi filmi DİXİANA dır. ASRI SINEMADA sem fevkalâde bir muvı HİCRAN ÇİÇEGİ (Fleur du Vice) mükemmel filmi halihazırda emseline pek az tesadül edilen bir eser olup seyircileri memmun ve müteessir ediyor. Mümessilleri: LLOYD HUGUES ve dilber MARY ASTOR. Bugün saat 16,30 matinesinde ve suvarede ZENGİN VARYETELER Harik oOHayat Kaza ve Otomobil Sirgortalarınızı Galatada Ünyon hanında kâin ÜNYON SİGORTASINA yaptırmız. Türkiyede bilâfasıla icrayı muamele etmekte olan ÜNYON kumpanyasma bir kere uğramadan sigorta yaptır- mayınız. Telefon: Beyoğlu 4886. Karakaş namuslu çocuktur! Diye yalancı şahitlik ettik. Halbuki kim bilir kaç cüzdan arakladı, neler yaptı.? Fakat, şüphe üzerine karakola getiril- diği için hepimiz bi: parlar. ... Dün üç işibir arada yap tırdılar: — Yalancı şahitlik!, Gözcülük! Marazacılık... Sabahleyin çakı Ömer gel. diz — Yürüyün karakola, Kara- kaşı Gidecek, ha- pimiz komisere karakaş sabaha isiniz! Dedi. — Nasıl olur?. Bize de lâf gelir?. Komiser döver!. madı; — Şimdi ölünden başlatır. sınl, Dedi vaz tekmeyi savurdu: — Haydi dırlanma kalk!. Tabii kalktık, karakola git- tik, komisere: — Vallahi sabaha kadar be- İle yanmadeyı. Diyükel | sey Diyecek oldum. Ağız açtır | — Hayır. Kakt'iyyen!, Bizimleydi... Diyince bıraktılar. Çakı U- mer de bu âlemin hem avukatı, hem maslahatgüzerı gibi bir Tabii Karakaş karakoldan yakayı sıyırınca yine tramvay- İnra atlamağa başladı!. Öğleden sonra Pire Mehmet — Bugün hiç keyfim yok!, Dedim, — Şimdi dininden başlatır- sın, Senin keyfini mi bekliyece ğim?, Görüyorsun kimse yok! Dedi. Asıldı. Kaşları dehşet ili Li

Bu sayıdan diğer sayfalar: