1 Mayıs 1932 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

1 Mayıs 1932 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

giilliyet Asım umdesi “MİLLİYET” tir. 1 MAYIS 1932 İdaremme: Amin caddesi, wo Mo Telgraf adresi : İst. Milliyet Telefon Numaraları: | Başemubarcir ve Müdür 24318 Yazı işleri Müdürlüğü 24919 BUGÜNKÜ HAVA Yeşilköy askeri rasat merkezin- den verilen | malimata göre bu- İÜ Ürün hava ekseriyetle açık göze kuvvetlerde — Selâmi ER cevap Aziz Selâmi İkinci yazını okudum. Yine © haklısın! Ben işi alaya vuraca- © ğim yere bu meseleyi ciddi mü nakaşa etmeliyim... (Fakat c- limden gelmiyor bir türlü!!, Hani mektep çocukları vardır. Karşısındaki hocanın yüzüne| © bakarken bilâ sebep güler. İş- te ben öyle oldum. Seni denbire tehevvürünü gi tahammül edemiyor o gülüyo- rum, İnsan da gülerken ciddi bahse girişemez.. Bir de ben seni zannederim sekiz on sene evvel Galatasara yın sol açık oyuncusu © olarak gözden kaybettikten © sonra sen sporla uğraşmadın.. Yal “nız geçen sene © galiba futbol hakkında alaylı bir makale seri si yazmıştın.. Sende kırk yılda bir kuyruklu yıldız gibi beliren spor buhranını nasıl ciddi te. lâkki edip münakaşaya gireyim | £* a gözüm!.. Diyorsun ki; yazacağım: Yaz bakalım!. Hep yazıyo- ruz.. Okuyorlar mı, okumuyor lar ww orasını hak getire değil mi? Ben şu fi — senin spora karşı olan bu son — alâkan bir karpisten ibaret de. ğilse şu eski kulübün olan Ga İstasarayın işlerine karışma! © Oradan spor kongrelerine gel etsinler diye leyim.. o Eğer Yalnız bir şeye dikkat et Bu istifa etsin diye bağırdığın © adamların yerine bulamazsm eskilere bu Ed kestiremiyeceği ünce | Verem'in bir başka yüzü İ © Verem, ilmi tabiri ile teder- İ rün, her ne şekilde ve vücudün | her neresinde olursa olsun, dok- İ tor OKohun bulduğu | basilin | İ vücudü aşılaması neticesi olarak peyda olur. Bu basilin morfolo- | ji evsafı, kimyevi terkibi, has-| İ talık yapmak kudreti, üremesi için elverişli olan şartlar. Hep- İ si, hepsi tamamile anlaşılmıştır. | İ Basilin bulunduğu yerde teder- | İ rün enfeksiyonu O muhakkaktır. | İ Şimdiye kadar bu basil bulunup | meydana çıkarılamadığı zaman- larda veremin bulunduğuna hük metmek için hak kazanılamazdı. Bu hususta klârik düşünce bun- dan ibaretti. Hasta başında, hastayı göz altnda bulundurarak araştırmak tan ibaret olan — yatak başı be kimliğinin ince tetkikleri saye- sinde anlaşıldı ki bazı vak'alar oluyor, ak ciğerlerin ötesinde berisinde ufak tefek, az, çok, bozukluklar oluyor, ve, bu bozuk luklar veremden ileri geliyor da yine Koh basili bulunmuyor. | Öyle tasavvur olunuyordu ki doğruya mikroplar işe k mikropların zehir veremin iltihabı şe- lüyor. Bunlar era sen ayni tabiatte olmakla be: ber pek ziyade şiddet | göster memeleri ve o başka bir gidişte olmaları ile ötekinden ayrılıyor- lar. Tecrübe ile isbat edilmiş bir keyfiyet olmayan; tamamile zan ve ihtimal sahasında olan bu te- lâkkiyi gerçeşleştirecek tecrübe- er eksik idi. Epeyce bir zaman oluyor, me! Hemen başına sen geç! Bedava çalışan birkaç ada- ma ağzına geleni söylemek kov mak, yuha bağırmak ve onla- rın en temiz hislerine kadar! tecavüz etmek kolaydır. Güç olan, her babayiğitin gözüne kadar güç o- lan bu adamların tâbi oldukla- rı şerait altında çalışmayı göze İ aldırabilmektedir. Nasıl © var mısın tosunum?.. Paskalya Bugün Mesihin © dirildiği gün olduğu için İseviler bay- İram ederler. Yalnız Ortodo- kslarm İsası bugün dirildiği| halde Katoliklerinki bundan bir buçuk ay evvel dirilmişti. İn. san hangisine © inanacağında tereddüt ediyor. Ben paskalyadan © hoşlanı- rım... Çünkü tanıdık | hiristi. | yan ahbaplardan kırmızı yumur | ta, portakal ve çörak hediyeler Şimdi böyle yazıyorum diye beni hamiyetsizlik, dinsiz. | lik filânla itham etmek intiyem | di İler de bulunur. Onlara da des- tur!.. İstedikleri kadar sinler. Ben hissiyatını ve fik. İrini © saklayan ve olduğunun büsbütün aksini söyliyenlerden | | değilim... Çocukluğumda | paskalyada | en hoşlandığım şey tokuşturmaktı rın envai türlü Şimdi de görüyorum, döğüşü-| yorlar... Renk o renk, yumurta | o yumurta, lâkin dikkat; çocuk | luk o çocukluk . deği irgin, daha döğüşken!! Ve da | a olgun!, Dikkat © ediyorum | çocukluk devri gitgide kısalı- yor... Kısalıyor.. paçaları sıva iş FELEK Milliyet'in Edebi Romanı: 83 GÖZYAŞLARI! Etem İZZET bir zaman vekilinin ifade, tarif ve tasvir ettiği adam değil ir. Serseridir, MERİİeeENR, Ni; lâksızdır, ve.. nihayet bir cani- © Ja çıkarılması, avukatın sözleri bütün kanuni, hukuki müdafaa ve ret imkânlarını ortadan kal. dermaş, kozları kaybettirmişti. İlk önce ellerini uğuşturdu- lar. © Dudaklarını kımıldattılar.. — Söylenecek şey kalmadı! Der gibi oldular. İhtimal di Öğretilmiş bir delilik ro lü oynuyor. İtimat etmemenizi ve tecziyesini istiyorum. İlk sözlerimde müsrrım. Reis müddeiumuminin yü- züne baktı. Müddeiumumi: İ peyda ediyorlar. Ve hattâ bazan İ lay bir iş değildir. | teveltit olan hastalıklara ne ka- | alık çocuğa pek kolay bulaşır a i yor. Bu İ Olüra - ileri geliyor. Bu sondan geçerek daha doğmadan önce çocuğa hastalığı bulaştırı- yor. Şu halde basilli verem itsi İ değilse, veremin süzgeçten ge- Verem basilleri süzgeçten | çen nevi miras olabilir, süzülür ve süzgeçten geçen sey- | İler hayvanlara © aşılanırsa hay- şekilsiz ve biçimsiz si vereme tutuluyorlar. rem zehirinin, eriyor, Riyodejani; Sözün doğrusu, bu mesele he nüz zan, ihtimal, nazariye, va vanlar berabar İ alk eden kalmamıştır. noktalarda © şüphe radan zaman geçti Font'un tec- rübeleri, Sınamuları © unutuldu. Onu unuttular amma, mikrop- larının biçimlerini araştırın koyuldular. Görüldü ki şekilleri bozulmuş verem basilleri bazı | şartlar altında ve bazı kültür mu hitleri / içinde eski tipe indele- ri mümkün olan birçok manza- ralar alıyor. Basilin süzgeçten rinin yeniden yeniye | tet- için Vvdrinier'in tecrübele. ' Cılız meme çocuklarında, bün lardan çoğunun kanlarında tabii ciğerlere dığı halde kanı zehir. septisemi yapiyor. Bu cihetle her vak'ayı izah için süz- geçten geçen verem şeklini ileri- ye sürmeğe ihtiyaç yoktur. Bu husustaki kanaatleri des- | baklemele Bizede tekliyecek daha kat'i ve müsbet Süzgeçten geçen maylin için: | petierier isten 'de hiç bir şey görülmediği hal | *1'c91e! de bu mayiden verem Belli başlı bi” i ç hemen hemen dir. Verem ba: ler gösteriyo İ polimorfizm deriz. Uzun müd- detten beri iyiden iyiye tanıdı. gumız verem basilinin yanı başın da şekilleri bambaşka © basiller de bulunuyor. Bunların bazıları göze görünmüyorlarsa da içine girdikleri. ciğerleri delik deşik ettiklerinde şüphe yok. Diğer bir Öyle görünüyor 'ün doğrduğu ve- İ rem, âdi verem gibi, hastayı der leyip toparlamıyor, hemen alıp | götürmüyor; daha iltihabi evsaf österiyor. Çok kere ergenlerde â bir hastalık halini alıyor. Ve süt emen çocuklar bu türlü verem enfeksiyonuna tutuldukları zaman, — hakiki bi verem tipi almaksızın, büsbütün iyi oluyorlar. Hali hazırda, bu den çı neticeler söyledikle- rimden ibarettir. Bu neticeler de henüz kat'i olmakla beraber. da- ha şimdiden — hükmolunabilir ki tederrün enfeksiyonu sahası ge- nişlemiştir. Meselâ, yukarıda i- zah olunduğu gibi, dereni, ve- rem tabiatinde olduklarına şim- diye kadar şüphe edilen bazi keyfiyet var ki uhakkak gibi- birçok şekil- mikroskoplarla bile ve süzgeçten geçen bir nevi bu- hunduğunu bugün bu işle uğrı şan tecrübeciler tarafından bul edilmiştir. Şimdi dü: her tarafında bunun tetkiki uğraşılıyor. Bu tetkiklerin ameli fayda- Önümüzde yeni ye- ni talık bahsinin henüz tecrübeler- olan köşelerini aydınlatıyorlar. Misal olarak deri, mafsal, pi- evre ve saire ârızalarını alalım; bunlardan bazılarını hiç bir tec- rübeye istinat etmiyerek tedei rüne bağlıyorlardı. Bu gibi vak larda bazen veremin süzgeçten geçen nevinin işe karışmakta ol- doğu tecrübe ile. gönterilebil Keboylara - yapılan şırıngalar asıl tederrün tarzında bir teder- rün hasıl etmese bile tabiatlerini tanımak mümkün olan arızalar olduğuna kat'i olarak hükmolun mağa başlanmış; tabiatleri bilin diği için tedavilerine de ümit bağlanmıştır. Bşojara tutulmuz olanları yaldınğsii gözetlemek; umumi hallerini samimi takyida İ la mütevazin ulundurmak, vü İ cudü tehlikeli basilin saldırma. sma karşı koyacak bir hâle koy mak mümkündür. Dr.: Rusçuklu HAKKI Dr. Celâl Tevfik Zührevi ve idraf yolu hastalıkları mütehassısı: Sirkeci Muradiye enddesi No. 35. Her gün saat 14-19. içok yak'alar hayvandan hay yana geçirmek suretile tohum- ları ve tabii manzaraları değişmiş olan basilleri bile bulmak müm- kün oluyor. Bu araştırmalar ko- Böyle olmak- la böraber, Ülira - Virüs'den mü- dar ehemmiyet verilmek lâzm olduğunu göstermek için birçok | vak'alarda bu tetkiklere muvaf- fakıyetle devam olunmaktadır. Tederrünün alelâde 21 noktalarını ıştracaktır. kabul edil: d üi İlmin eat Çocuk doğarken verem basilini beraber | | Tanburi İ getirmez; çünkü basil sondan | kas © tarafmdan (OAmatör musi seçmez. Doğduktan sonra haz | kişinar Cemâl Kâmil B. iştirakile| Hllnhmer cemiyeti menfantime 3 korumak | Mayıs 1932 sali günü akşamı san Kali, ee nir daeedü hiz konser verilecektir. Programları iki kısımdan ibaret olup: Kâr nev (rast). Af eyle su de faydasını göntermekte çum (rast), Ümütsiz (suzinâk), Ma | bur saz semaisi Mİ erme kaçıp gittin (Hicaz), Ki koyun (halk türkülerinden ), Duvar saçın örmez- ler (Türkmen), Pencereden bakma karam (Anadolu halk (türkülerin den) proğrama dahildir Konser... Refik Bey sıta ile ür (BC, G) Her kaide — gibi bu kaidenin de istisnası var. Meselâ dikkat olunmuştur, eğer gebe iken ana- smın ak ciğerlerinde verem yeni den püskürmüş ise çocuk tedri ki tir. Ve.. muhakeme salonunda tekrar oğultular, konuşmalar, | kaynaşmalar oldu!.. Bir kâtip yüksek sesle esla.| imler salondan çekilir. | tıyordu: ken dinleyiciler de dağılıyor ve | | — Ben bilim olsam hemen kulaktan kulağa konuşulari şey | hükmü verir: Haydi oğlum, git ler işitiliyordu.. İişine derdim. Kadın da sağ ol. İki adliyeci konuşuyordu: , | saydı hemen mahkemeye çeker | — Jüri olsaydı hemen beraet | alimallah soluk aldırmadan ipe hükmü verilirdi! yollardım. Amma lal Bir avukat arkadaşına sesle | haaaaaaa.... niyordu: | Halktan bir adam: hayretini — Deli bile olmasaydı mesele | saklayamıyordu: yok. Nihayet öldü a Ölümü hak etmiş kahpe! sus kadın! Hangi hâkim bu va. tp talebesi arkadaşile İziyette bir adamı mahküm ede| kararlaştırıyordü: bilir?, — Yarın dersi var. Hocadan Bir döktor İ soralım, bir konferans isteye» ile karar tefhim edilecek- Yine bir gazeteci fotoğraf, muhbirinden soruyordu: — Çıldırdığı zamandaki re- simlerini aldın mı?. im dilinde buna | " İdar takip ederler. illetlerin bu enfeksiyona bağlı | ile rağ) Onun varlığı Eylâl: 24 Çok kararsız insanım vesse- lâm.. Ne düşünsem bir türlü beğenmiyorum. Kalbimin ma- kul nasihatleri var. Fakat ne- dense kendimi bu yep yeni ha- yalıncereyanına bırakıvermişim Vi | Hani dibinde bir çağlıyan akan | bir uçurumun tepesinde, tehli- İlkeli kenarlardaki çiçekleri ko- parmağa çalışan bir çocuk gi- bi... O benim ağzımdan hiç bir i tiraf işitemiyecek. Ben de onun ağzından temiyorum. Fakat (o her ikimiz de bir yamaca © tırmanıyoruz.| Bitmez tükenmez membalar- İdan bol su içeceğiz. O zaman ateşimiz dinecek ve daha sonra da daha az ateşle yollarımıza | devam edeceğiz. Öğle vakti Hava sakin, deniz masmavi.. | Bazı yerleri sıcak bir nefesle! buğulanmiş bir ayna sathma benziyor . Gece,, Onun en çok sevdiği şairin kitabını okuyorum. Bakım, şi bu kitabında ne diyor: İtin büyük yolu üzerinde donuk | İrenkte bir elmas vardır.- Hepi! miz geniş ve harap bir mağara İ içine girer ve ilerilemeğe çalı şırız. Etrafımızda gölgeler tit- İreşirler. Bu gölgeler sessizce, bütün yolcuları ölülerin bekle. mekte oldukları müntehaya ka- Bazı yolcu- ilar merakla arkalarına döner. İlerse, bu gölgeleri görürler. Fa | kat bu gölgeler o kadar çok de- | ildirler.” Benim de gölge arkamda.. O kadar yakın ki, adeta beni süz- düğünü hissediyorum. Tıpkı dün akşam piyano çalarken, o Bun bana baktığını görmeyerek hissettiğim gibi... Eylül: 25 Allahım, benimle İken sesi neden o kadar titriyor İdu. Kalbim, göğsümde parçala İ niyordu. Az kaldi — bayılacak- tum. Bana dedi — Bilmezsin, aklım sana ne İkadar bağlı.. Sen ona hâkim. isin, Çeşmelere doğru gidiyor. İduk. Bu yolun üstünde çağlı- İyanları dinliyordum, Başka bir şey görmüyor, bir şey iğitmi- yordum. Sanki ayaklarımın al- İlanda toprak yok.. O zaman fevkalbeşer bir hareketle kendi mi topladım. Onu çağırdım. Kalbim durmuş, nabızlarım dur muş, nefesim durmuş gibiydi. O ise hiç sesini çıkarmadan ya- nımda duruyordu. | Eylül: 26 Rüya gibi bir şey.. Beraber yaşadığımız © bana o ka- dar uzak ve hayali geliyorken, | hakikat olabileceğine inanmıyo İrum. a du. Hem uzun, pek uzun.. “ların altında yan yana yürüyor- dum. Kalbimden gelen esraren giz sesi bütün o maneviyetimle | İ dinleyerek yürüdüm. Hâlâ hatırlıyoru İ Sizin kalbinizin bir köşe sinde yaşayabilmek için hayatı ikinci bir itirafta bulun ları bize anlatsın! Jtazeye söylüyordu: — Naran'ın avukatı da amma | İ ylışık şeyi. muş orta. yor. Bile bile aka kara demek mi avukatlık, a iki gözüm? Dinleyicilerden bir hâkim etrafını saran hukukçulara fik- rini söylüyordu: — Yirmi altı senedir meslek deyimi. İlk defa bu kadar ente. İresan, ve harikulâde bir cina- yet davası dinledim. Hele o Ru hi hâkimlerin de, £ avukatların da, doktorların zetecilerin' de çok'etüt vi bir ipl Eğer ben bir ruh dok bir şey öğrenmek is| konuşur- | Ağaç | Bugün görülecek iki büyük Film: ) ELHAMRA'da IITALLULLAH BANKHEAD NAMUS LEKESİ (La Fletrissure) LEWİS STONE ve PRİSCİLLA İBONNER tarafından san'atkâra- ne temsil edilen fevkalâde cazip bir eser; AŞK ÇOCUKLARI (Les enlants de "amouwr) ASRI SİNEMADA büyük muvaffakiyetler kazanıyor. Bugün saat 16,30 ta matine ve suvarede şayanı alâka VARYETE NUMARALARI | İİ CLİVE BROOK | SÜKÜT ya- | (LE SİLENCE) filminde pGöz Hekimi Dr.Nuri Fehmi Süreyya B 3-6. Tek Cağaloğlu, No7 apart. 23212 Ikinci iflâs memurluğundan: Müf lis Meyvehoşta 25 numarada Kabzi- mal iken elyövm İzmitte Değirmen derede Mükim afacan Zade Hüseyin endinin halen bir mali olmadığın- dan tasfiyenin Tatiline mahkemece karar verilmiş olduğumu icra ve if. lâs kanununun 212 inci maddesine tevfikan ilân olunur. Harik K Sirgortalarmızı ÜNYON SİGORT. Türkiyede bi Hayat ilâfasıla icrayi mayınız, Telefori MELEK'”te CLİVE BROOK FELÂKET GECESİ (Nuit Tragigae) | RADYO | Bugünkü program ISTANBUL (1200 m. 5 k.) gramofon, 19,30 Bedayii matikiye heyeti, 20,30 opera, 21 Kemal Niya İ zi Bey heyeti, 22 tango. SÜREYYA OPERETİ 2 mayıs pazartesi ve sa! akşamı Kadıköy Süreyya Sinemasında ÇARDAŞ Operet 3 perde Sultanahmet beşinci sulh hukuk mahkemesinden: İstanbulda Sultam- ahmet civarında Akbıyık mahallesin de mükim iken vefat eden vetereke. sine mahkememizce vaz'ıyet edilen Mehmet Kâmil efendiye ait mezkür | Akbıyık mahallesinde arabacrlar kış- lası caddesinde eski 5 yeni 9 muma- ralı cem'an iki sofa üç oda ve bir matbah ve iki helâ ve 50 metre bah- çeyi müştemil evin nısıf hissesi mi- | rascısının talebiyle | satılığa çıkarıl. mıştır. Talip olanların işbu hissenin kıymeti muhammenesi olan 500 li Tahın yüzde onu nisbetinde pey pa rasiyle birlikte ilk arttırma günü o- lan 5-6-1932 tarihine müsadif pa zar çünü saat 15 te sultanahmet be- şinci sulh hukuk mahkemesine mü- racaatları. Dr. A. KUTİEL İ Cilt ve zührevi hastalıklar tedaviha İ mesi, Karaköy Börekçi furıni seranın. İda si aza ve Otomobil Galatada Ünyon hanında kâin ASINA yaptirmız. i muamele etmekte olan ÜNYON kumpanyasma bir kere uğramadan sigorta yaptır. 1: Beyoğlu 4886. mı, istikbalimi terkederdim. Kabinize girerek, dünyadan çe- kilmek.. Ne güzel şey.. Sizden gelecek bir. parça merhamet Sisin huzurunuz beni güşyet- meğe kâfi geliyor. Siz yanımda iken, ılıklığınız damarlarımda. ki kanı tazeliyor, bakışlarınız. beynime rahavet veriyor... Eylül: 27 Ormanda çiçeği koparıp ba- na verdiği zaman, artık muka- vemet edemedim: “Canımm pisi dedim. Çeşme yolundan dönerken, bana ilk aşkını itiraf etti; da onlar gazeteyi okuyup ba- balarını tanıyınca insan yanla- irmda bulunmalı. Kim bilir ne söyler, ne yaparlar?.. Yine bu gençlerden biri: — Ben olsam aldırmam.. Öbürü de: — Amma yaptın ha... Öğre- nir öğrenmez hemen koşar, a- rar, bulur, boynuna sarılır. Ba- bacığım.. derim. Ne olsa baba!. Diyordu!., CUMA SABAHI. İki mayıs cuma sabahı Va- - İkıt haber veriyordu: — Ruhi Bey berat etti! man da öyle diyecektim. “Ca- numın içi” diyecektim. Fakat diymemiştim. Fakat burada ver diği çiçeği koklarken söyledim: “Canımın içi!” dedim. Boynuma atıldı. Ben o ka- dar sarhoş oldum ki, dudakları mız birleşti mi, hâlâ hatırlaya. mıyorum. Eylül: 30 O yok, o gitti. Bir daha gel memek üzere gitti. Burada ne bir ses, ne bir nefes var, Fakat hayır.. Bir şeyler var. Ben bir #es işitiyor gibiyim. Bir nefes duyuyor gibiyim. Tıpkı onun 8esi, onun nefesi.. Kendisi bu- rada yok, fakat varlığına inani yorum.. Ne kadın, ne kadın! — Ruhi Bey beraet etti ve tımarhaneye teslim edildi! eza kanununun 46 ıncı ve 47 inci maddelerine göre hüküm giymiştir. İyi oluncaya kadar &ı- marhanede kalacaktır... Mahkemenin kararı her ta- rafta çok ve bir tesir br ra Halbuki cinayetin olduğu günün sabahında bütün İstar bul bu adama ad vermi; — Çamur Ruhi? Katil Ruhi... Yamyam Ruhi. iile ya e Rİ Kale varulam sevap| sulen tıbbı adliye sevkini ve müşahede raporunun alınması. nı talep ederim! . Cümhuriyet birinci sahife- sinde neşrediyordu. — Eski şifre müdürü tımar- haneye gönderildi!. veriyordu: lim, Bir şifre müdürü nasıl bir | toru olsam Ruhinin hatıraları» Gnevez Ruhiti — Muhakkak deli; Bütün iz | haline girebiliyor ve.. | nı, söylediklerini, Naran'ı, Ru- raklerile psikopat bir adam!, ü zannedilen | hiyi ve ortadaki bütün bu dokü- İnd ole. ERİ “İbir hafıza nasıl bir reaksiyon | manları tetkik eder bu iki tipi ç e ile tekrar hayat buluyor, hatı- | koca bir cilt halinde yazardım!. ie > Bir gazeteci ir İraları toplayabiliyor, şuuri bir | £ Ve. iki genç son sözlerini) | Ve Milliyet matbaasının ö — Monşer harikulâde ente- | idrak ile sahibini bir cinayete | söylüyorlardı: İmünde toplanan bedavacı bir. © İresan, orijinal bir deliriş. | Hak, Kadar sürükleyebiliyor ve.. yi- | — Ergin ve. Ümit yarın ga | balk zümresi vitrine konan rek | © meslek, avukatlık, söylemek za — rureti onlardan da birini; Ruhi . nin daima gözlerini bakışlarına düğümlediği (avukatı ayağa kaldırdı ve söyletti: — Naran Hanımefendi hak — kında gerek katilin, gerek veki Güneşin hayata, hayatın gü“ j meşe göz açtığı saatlerde düm j yanın her tarafında yer yüzü hep bu oldu ve güneş daima © tezatlar üzerine doğdu!. SON — Celseyi bir mayıs perşem. be günü saat on dörde talil

Bu sayıdan diğer sayfalar: