20 Eylül 1932 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

20 Eylül 1932 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Milliyet umdesi- «MİLLİYET» tir İSA 20 EYLÜL 1932 | İdarehane: Ankara caddesi, 100 No. Telgraf adresi: İst Milliyet Telefon Numaraları: Başmuharrir ve Müdür: 24318 Yazı işleri Müdürlüğü 24319 Türkiye için © Hariç için Gelen evrak geri verilmez — "1 Müddeti geçen nüshalar 10 ku. £ ruşlur. Gazete ve matbaaya ait il işler için müdiriyete müracaat İret 28, en az 11 santigrat kayde. dilmiştir. FELEKTEN Seyahat mektupları. ie (Mağazalar, kahve- | N ler, hamamlar T ve saire Paris i, saristeki büyük mağazala- , yi görmiyenlere anlatmak biraz. İ jmüşküldür. Görenlerin bu ci- i bazın nasıl işlediğini anlaması İpek kolay değil.. İçerisine fe- » İrah ferah beş bin müşteriyi bir 'Janda alabilen bu muazzam ma- 'İğazalardaki eşya çeşidini o eş- İyanın hususi satıcılarında güç ! bulursunuz.. Bu mağazalar lü- , oks mağazalar değil, orta haya- i Ötun ihtiyaçlarımı o temin eden » Gmüesseselerdir. Adım başında ibir satıcı, ve her şubede birkaç işef vardır... © İstediğiniz şeyi; siz — arar. bakar, seçersiniz. Kimse size: © — Ne karıştırıyorsun? de- imez.. Amma: © — Bir şey mi arzu ediyor. “isunuz? diye sorar... Kalabalık zamanlarda satıcılar pek meş- “gul iken malı seçtikten sonra bir satıcı aramanız o lâzım ge- Jir.. Satıcı size aradığımız. $6- i iyet ve naki- j , iyisini, da 1 e yaz nız giyime sit İse gi- “der. Size giydirir velhasıl siz © de o mala ait hiç bir şüphe bı- rakmaz. ” Bu şerait vebu (kalabalık “içinde nasıl oluyor da bu mağa- zaların larını o çalmıyorlar © bilmem.. Her halde (o muhak- 'kak gözcüleri olmalı... © Pariste şu kanaat (o vardır. © Hiç bir yerde büyük mağaza- olar denilen üç dört müessese- “deki kadar çeşit ve oradaki ka t fiat bulunarhaz.. | Başka yerlerde aldanmak ihti- mali çoktur. Onun için malın ve Parisin © piyasası bilme- İ yenler hep bu büyük mağazala | Ta giderler. | o Buralarda fiattam mana- İ sile maktudur., Lâkin Parisin İ diğer mağazalarında — alelâde İ dükkünlarında » o hak getire... Nitekim geçende bir kronomet re almak için girdiğim mağa- İ zada beğendiğim bir mala ev- | velâ 230 frank o istemişlerken İ başka yerde ayni malı 185 fran ga bulduğumu söyleyince he- men o fiata indiler. Ben de al- udaklarınızı bü- zünüz ve öper gibi içeriye çeki niz. Hani fak köpekleri çağı- İrrkc, çıkardığınız sesi çıka İrınız. İşte garsonu öyle çağırır lar. Ben bir türlü yapamıyo- Jrum. Herifin bana kızacağını İ zannederek çekiniyorum. — İti- yatsızlık. Kahvelerde herkesin önün- İ de ya sütlü kahve yahut bira | görürsünüz. Benim gibi limo- | nata içenler pek enderdir ve ga İrip görürler.. | Kahvelerin he- | men hemen hepsinde sandoviç İ ve soğuk yiyecek vardır. Kek İ ve çörek muhakkak... Postaha İ nelerin ekserisinde perakende | pul satılmaz. Pulu tütüncüler | satar. Kahvelerin bilâistisna hep- si piyade kaldırımı üzerine iki, İ üç sıra iskemle atarlar.. Bun- | ların üzerleri geniş tentelerle örtülüdür. Halk hava bozuk İ olmadığı zamanlar hep burada İ oturur. Zannederim belediye İ bir vergi alıp müsaade ediyor. Maamafir bu iskemlelerden son ra da kâfi derecede piyade yolu kalıyor. Lokantaların ekserisi sabit fiatlı tabi dot yapıyor... Bu fiat lar 5 franktan 30 franga kadar tahavvül eder.. 10 franktan yu karısında şarap ta dahildir. — | Bir lokantada önünde şarap olmayan adama tesadüf ede- mezsiniz. Halk tabakası indik- çe bu şarap şişesi büyür. yük- seldikçe küçülür.. Fransızların yüzde doksanı siyah şarap içer | ler. Fakat su ee iyii inde dört beş yüz kişi yemi pps Mi garsonları mutlaka sarhoştur. Çünkü bi- | raz lâubali olan daimi müşteri | ler şişelerinin o dibinde daima yarım bardak ( bırakır- lar, Berikiler de bu şarapları tabit sokağa dökmezler. BiLe ie istedim. Hamamlar her mem- leketin hususiyetini teşkil eden müesseselerdir.. Onun için gör mek faydadı li değildir. Benim giti miz bir mahallededir.. 15 fran ga girilir. Buhar hamamı. ya- ni buğu hamamı. İçeri girince size numaralı | dolaplardan birini ler. Ve elinize yarım sahifesi kadar iki ucu (şeritli bir bez verirler.. Herkes gibi siz de orada açıkta O soyunur, öşyalarınızı © dolaba koyarsı- nız.. Dolabın kapısını siz kapar smız amma. hamamcıdan baş- kası açamaz. Anadan © üryan | soyunduktan sonra yarım ga: | zete parçası kadar olan bezi uç | larından belinize bağlarsu MİLLİYET z Dimyata Alice tuvalet odasında idi. Roger'yi orada kabul etmekte mahzur görmedi. Roger genç kadını seviyordu. fakat bir şey | söylemiyordu. Genç kadın da bunu biliyordu. Delikanlı sev- diği kadın tarafından böyle tek lifsizce kabul “edilmesine pek memnun oldu. Fakat birden bi- re söyleyecek söz bulamadı; — Nasılsınız? Kocanız da i- yidir inşallah! dedi. l — Allah allah, kocamın sıh- hati demek ki sizi bu kadar a- lâkadar ediyor. Sakm sizi bu- raya kabul ettiğim için içinize şüphe girmesin. Ben herkesi tuvalet odasında kabul etmem. O zaman Roger şöyle bir şeyler söyledi: Âlice, ben de serseme döndüm. Bir taraftan sizi sevi: yorum, Evet. buna inanabilir- siniz. Bir taraftan da kocanız dostum.. — Yani kucağınıza atilir sam, kocamın dostluğu buna mani olacak demek.. — Öyle bir halde kendimi unutacağımdan korkuyorüm. Merak etmeyiniz. kucağı- nıza atılacak değilim. — Niçin? Benden hoşlanma- yör musunuz? — Onu demek istemeyorum. Fakat şüphesiz sizin bir kaç tane metresiniz vardır. — Hayır. bir kaç tane değil, bir tanedir, Lâkin siz benim metresim olursanız. onu derhal terkederim. — Zavallı kadın. bu lâkırdı- İşte Pariste hamama girerken, resmi kılık o budur. Hamama İ girdiniz mi? Bir kere kuru sı- cak oda (vardır. Zannederim 60 derece kadar sıcak olan bu odada anfitcatr şeklinde otura cak yerler vardır. Yağını erit- mek istiyenler orı il Zaten hamama girince ilk ön- ce buraya girerek sıcağa alış mak lâzımdır. Burada başlar- sınız terlemeye... Ondan sonra çıkar buğu dairesine | girersi- niz. Bu daire garip bir yerdir. Bir taraftan 25 mumluk üze ri kireçlenmiş bir ampulun o- rayi kâfi derecede aydınlatma- Pariste bir hamama gitmek | ması » diğer taraftan muhtelif | boru ağızlarından mütemadi- yen çıkan buharın 50 santim: den öteyi görmenize mani ol- ması buraya bir garip meçhu- vet havası verir. İçeri giter- siniz, Orada i ve orada da insan hayaletleri vardır. Girer, (o çıkarlar ve siz terlersiniz.. Terlersiniz.. Alış- mayan adam burada çok dura- maz.. Buhar pek © yorucudur. Buradan çıkanlar, duş daire ne girerler.. Orada sıcak ve s0- ğuk suda duşlarını alır, ve çe- kilirler.. İşte oranın hamamı böyle- dir. Tahammüle göre bir ha- yarım saatten tin Edebi Romanı : 98 > Ölüler yaşıyorlar mı? “Yazan: HÜSEYİN RAHMİ © © Medium Madam ( Şerlihin | lâver anasma yaltaklandı. Ka- vefatından sonra ruhlar kame- | dından ustalıkla sızdırdığı cok azıttılar.. Masa başında | bu taze malümatla hemencecik ılan bir seansta Talât Beye koşarak: rn i artık iştiyakına daya- — Beyefendimiz. »smadıkları o Şehameti öbür ünyaya alacaklarını ve bu ay- ğa dayanamayan © Orhanın a sevgili karısını takipte ge- ceğini haber verdiler. 'Ne yapacağını şaşıran me- anne Mahınur Hanım yanı yalnız Çeşmi (o Fettanı ala mühim Şeyh Battalın fantomile rref olacağız... ML, — Ne biliyorsun? Rüyasını mı gördün? a — Hayır rüyasını © görme- öatı kaçırmayalım. © — Bendeniz de bü fikirde başladı.. Bu bir bin lira ile kalmayacak kadını i yetebildiği kadar soyacak — Beyefendi bendeniz ar- itık geceleri uyuyamıyacağım. | Daima son tetikte (o bulunaca: ğin, Ne tarafta çıt olursa ora- ya saldıracağım.. Zatıâliniz de el altında dolu bir silâh bulun İ durunur.. İşaretimi duyar duy- maz o tarafa koşarsınız. Çün- kü-siz benden çok iyi bir nişan- | cısınız. İ — Bu evde duyulan iptidadır. Bu” “SALI 20 EYLÜL e) giderken.. (darı duysa. | — Ne yapayım? Eğer muka yese icap etse.. Siz onunla mu- kayese de edilemezsiniz ki.. — Hayır hayır. ben kendi- mi size veremem. Lâkin size bir kadın tavsiye deceğim. Bel- ki bilmezsiniz. Fakat ben bili- yorum. Kocam beni aldatıyor. Hiç taaccüp etmeyin.Bunu bel- ki siz de biliyorsunuz. man sırlarını söylemez. Fakat kocanızın bu ihanetine karşı meselâ siz de... — Çıldırdın mı? Ben hayatı- mı hiç bir zaman alt üst etme ğe razı de , Sonra ben ko- camı ihanetine rağmen, severim. yorsunuz.? muzu bozmamak ve kocamdan intikam almak. — Dostluğumuzu bozma' mak pek hoşuma giden bir söz "doğrusu. Ne ince alay ediyor. sunuz. - Hayır. Roger! Alay de- Gil, ciddi söyleyorum, Sizin gi bi pek çok kadınları baştan çı- karırış bir erkek... — Mübalâğa ediyorsunuz. i kadını mağlüp etmeğe alışmış bir adam. kadin dostluğunu başka türlü anlamaz amma, mademki beni sevdiğinizi #öy- lüyorsunuz, sizden bir zahmet isteyeceğim. — Uğrunuzda her şeyi yap- mağa hazırım, — 1 | sat kocama ihanet değil.. Fa- kat ondan intikam almak.. O- nün için size metresi ile ihane- | ti teklif edeceğim. iç — Çıldırdıniz mı? Ben tanr- irer. | madığım bir kadınla kocanızı nasıl aldatırım? — Bu kadın muhakkak gü- zel olacak. Çünkü kocam hüs- nü tabiat sahibidir. Öyle olur İ olmaz kadınlara yüz vermez. | — Peki amın ben o kadın- İ dan hoşlanacak mıyım? — Hoşlanmasanız da, sizin onunla uzun uzadıya münüse- bette bulunmanızı isteyecek de gilim. Yalnız bir gece... Elve- İrir ki “oh, metresin de seni al. dattı ya!” diye bileyim. — Nasıl? Bunu kendisine ler | söyleyecek misiniz? | © — Elbette! / — Peki amma, ozaman bu işi İ benim yaptığımı da öğrenecek, İ — Varsm öğrensin. meçi- İ kar? | — Çıkarı şu? Darılır, bozu- şuruz. | — Ya bu ihaneti ikimiz be- | raber yapsak, hiç darılmaz. bo- zuşmazsımız, değil mi — Canım o başka.. Bir defa ben sizi seviyorum. Sonra o ka dını tanımayorum. — Tanışırşınız. sevişirsinz. Siz bu kadını tanıyor mu- İkisi bu suretle sözleştiler.. Talât Bey bu şamataların ruh- lardan geldiğine inanmamakta hâlâ musırdı.. Bize görünüp te ne olduklarını anlamadan he- men kayboluveren şeylere ha; let diyoruz. Evet — bilemediği. miz garibeye bu namı veriyo- ruz... Hayalet... Fantomun as- İr fennen isbat edilmedikçe bu- nu gayri maddi ruhun kendisi zannetmek çok havayi bir hü- küm olur . Belki bu da tabiatın idrakimizden kaçan sesli sine- ma gibi serabi ve dilli bir hâ- | disedir... Belki düşündüğümüz sözleri bir vanirilok (gibi ona İ aksettirip tekrar duyuyoruz... | Bu garibeye ruhi bir mahiyet İ vermedense aslı ilmen tahak- İ kuk edinceye kadar (o şüphede — Bana kocanız hiç bir za- | hâlâ | — O halde he yapmak iste. | — İki şey. Sizinle dostluğu- | sonra da — Evet, evet »sizin gibi her | eşekkür ederim. Mak- | İş ve İsçi Milliyet bü sütund istiyenlere tavöasiz! işçi istiyenler bir mektup: | la İş büromuza müracaat et- melidirler. İşçi istiyenler 2 marangoz ustası, | 8 marangoz çu 2 mozayik w işçilere ihtiyaci ir. Arzu eden. ler Şişlide son tramvay İstasyonu karşısmda 336 No da Hurşit zade | Ziya beyin Güzel iş fabrikasma mü. | rücaat etsinler , | İş arayanlar Sabık ve merhum bir hâki ır. Eski rüştiyeden mezun 25- kerliği yoktür. Gazete idarehanele rinde tahsildarlık yapmış tecrübeli İ 5x mınaşa kanaat eder bülün İstan- üccar adreslerini bilir, gayet iyı bekâr bir efendi iş ara- maktadır. Uzakta banka müdürü bi. raderi vardır, her iş yapabilir mute. ber şahıs kefil çösterir apartman odacılığı da yapar gazetemizin “is bürosuna müracsat Galntnda erki göinrük sokak No, 46 berber Sotiri EF, vasıtasile Hay dar. 513 — Bakırköy Osmaniye kah- efendi mahtuinu Necati bakkeallarda iş oluran yapar . 514 — Arnavut köy Mumhane s0 9 lokantalarda garson, ka ve bademelik yapar. Taş- Bugünkü program İ İSTANBUL (1200 e.) — 19 or. köstra, 19,5 alaturka konser, 21 or. kastra, 22 gramofon. BÜKREŞ (394 m.) — 20,45 şar- kı konseri, 21,08 orkestra. BELGRAT (429 m.) << 21 sex konseri, 215 Zağrepten nakil, 2330 telgraf hâberleri, sonra Çiyan orkest rası, ROMA (441 m.) —21 gramolon, 21,40 muhtelit konser . do, 23,20 gramofon. VİYANA, 4517 m.) — 20/0 as- kesri konser, 23,25 akşam konseri. PEŞTE (860 m.) — 21 gazeteci. lik hakkında bir konferans, 21,30 İ konser. 23 dans havaları. BERLİN (1635 m.) 21,30 halk hudutta ne oluyor 23,20 telgraf ha berlerinden sonra akşam konseri İ sunuz? Dostunuzdan biri mi? — Hayır. tanımayorüm. Fa- kat ismini ve adresini biliyo- rum. İsmi Maud imiş. Bamet sokağında 34 numarada oturu. İ yormuş. Birden Roger'nin beti benzi attı, Şaşkın bir bide; — Yanaa! dedi. Aman Ma- dam, bu söylediğiniz doğru mu? hakkında bütün tafsilâtı aldım. Roger kekeler bir halde: metresimdir. dedi. O zaman Alice kendisini tu —5 Fantoma sıkılan kurşun Bu gizli kararları (o üzerine genç, ihtiyar bu iki fikir ark: daşı kuşkuda uyuyorlardı.. Zih nini saran merakm hümmasile Dilâver gece nöbet nöbet döşe ğini terkederek elinde ( lâmba ile korkunç gölgelere | boğul- muş geniş taşlığın girintili çı- kıntılı yerlerini dolaşıyor bir şey bulunmadığına itminan pey da ettikten sonra döşeğine dö nüyordu.. Fakat bu mühim işi başara bilmek için daimt bir gözcülük lâzimdı. Hiç göz yummadan vazife yapacak bu bekçiyi ne- rede bulacaktı. Zeki çocuk çar çabuk buna da bir çare düşün- veci İskender vasıtasile * berber Ali | mağazalarda, lokantalarda herhangi | PRAĞ (488 m.) — 20 nekeri ban şarkıları, 2230 Breslâvadan naklen, | — Elbette doğru. Kadm| -— Bu.. Bu... Bu kadn benim || Önümüzdeki Perşembe akşamından itibaren Yalnız ARTİSTİK Siremasnda (Göreceğiniz Fransızca sözlü ve şarkılı) çi iYARINDA İhtiras ve Esrar Filmi. JEAN TOULOUT ve dünyenm en güzel kadını KAISSA ROBBA tarafından bir sureti fevkalâdede temsil edilmiştir. İ ! Yara aşan MELEK En sevimli Fransız artistleri HENRY GARAT MEG LEMONNİER Tamamen eğlenceli sahneler ve zevkli şarkılarla dola büyük bir Fransız öpereti olan PARİSLİ ÂŞIKLARI filminde sizi kakkahalarla güldüreceklerdir. Sinemasında YARIN AKŞAMDAN İTİBAREN OPERA SİNEMASINDA İ Cibanşümul bir şöbreti haiz haydut AL CAPONE'nun maceralarını ŞİKAGO'da PANİK İ Almanca sözlü ve şarkılı filminde göreceksiniz. Heyeti temsiliyesi başımda: OLGA TSCHEKOWA ve HANS REHMANN MAJİK SİNEMASI 22 Eylül Perşembe günü akşamı saat 2130 da yeni mevsime çok zengin bir programla başlıyor. GENÇLİK, GÜZELLİK, MUSİKİ, NEŞE 1 SEVGİLİ 4 DELİKANLI JENNY JUGO THEO SCHAKL İlâveten komik ve R. K. O. dünya havadisleri (Umum fiatlar tenzil Ademi iktidar ve Jun Nihayet bel gevşekliğine | DON JOSE MOJİCA kârşı en müessir deva SERVOİNİN , GLORYA'da haplarıdır. Deposu, İstanbul'da Sirke | ON AŞ cide Ali Riza Merkez cezanesidir. İğ ilminde arzı endam ediyor. Taşraya 180 kuruş posta ile gönde. || İlâveten: Sihirli halı ile tilir. İzmir'de İrgat pazarındaki, İstanbul'dan Bagdat'a Trabzon'da Yeni Ferah eczanelerin. |ğ, , Fox tarafından filme alınmış de bulunur. İ bir seyahat TİHADI MİLLİ TÜRK SİGORTA ŞİRKETİ Harik ve hayat üzerine sigorta muamelesi ier,: eyleriz. Sigortaları halk için müsait şeraiti havidir. i Merkezi idaresi: Galatada Ünyon Hanında Acentasr bulunmayan şehirlerde acenta aranmaktadır. İT lonu odasında yatırmıyor taşlı- | ğa salıveriyordu. Atak ta her İnerede ise hemen koşarak gelip eşini buluyordu. Bu iki sevda- Ir köpek her tıkırtıya dücto ile bavlayarak pek iyi bekçilik ya pıyorlardı.. den geçen dördüncü (gecede saat ikiye doğru köpekler ku- duz avazlarla taşlığı çınlatma- ya başladılar... Ha layışlarısa i İşte bir fevkalâdelik vaı Dilâver hemen © koştu. Alt kat mesdivenini yarıya kadar indi. Taşlığı dinledi. Karanlı« ğm ortasında Fantomun zurna kabasile başlamış olduğu nut ku vazıhan işitti. Hemen geri İdöndü. Birden bire uyandırdı- Alman bu tedbirlerin üzerin | kaptı. ver de bir petrol İimbası kavra dr.. Genç önde, ihtiyar arkada taşlık merdivenine saldırdılar.. Basamakları yarıdan aşağıya i- mer İninez. nimübarek fantom- İla karşı karşıya geldiler. Yine o kavuk, yine o cübbe, yine 0- karın, yine o çehre... Talât Bey silâhmı üzerine çevirir çevirmez bu gece uma- cısı beyaz sakalından hiç me- mül olunmaz çevik bir hareket . İle hemen sağdan geri dönerek kaçmaya başladı.. Fantom rüz gür gibi koşuyordu , Ötekiler İde arkasından... Hayaletin bu İğek hızlı kovalama esnasında i Dilâverin elindeki lâmba sönü verdi. Talât Bey her zaman te sadüf edilemiyecek bu fırsatı | kaçırmamak için o karanlıkta n rürül- | “rak gizlice yine Battal Zadeye | dim. Uyanık iken — yaptığım | tüler bir iki türlü değil Ki içi, | kalmak daha mantık olur... | dü, İki ailenin Eirleşmesile İ ğr Talât Beye: Fantomun arkasından kararla “müracaat ıztırarında kaldı. Do “landırıcı berif bu ruhani key- fiyetin fevkalâdeliğinden bahis | le ancak babasmın o maneviye- © tini davetle bu işe bir çare bula bileceğini anlattı., Ve bu davet bin lira İz Er Ha- efendi oğlunun halâsı için parayı tediyeye razı oldu. bunu böyle sezinledim.. | Dilâver anasından dinledik lerini bütün anlattı. Şimdi bu ihtiyar ve genç adamın ikisi de ürükçünün evinde © yapılan | gizli mukaveleye tamamile vâ- İ laf bulunuyorlardı... Dayı bey biraz düşünceli | du duktan addi tehkikin neticesinde ben | teceğin çıtın hangi menhus kuv | vetten ( geldiğini sin... — Efendi i ben > fantom Şöyh Battal taşiıkte verdiği nutuk esnasıda zurnanın kaba perdelerine andıran sesine dik kat ettim. Bu sadayı bir daha ymaz kimden geldiği. anlayabile- Yıldırımın düştüğü yerler- de adeta şuurlu bir kuvvet fan tezisile türlü türlü © şaşılacak azizlikler yaptığını biliyoruz. Tekinsiz denilen evlerde çanak | den çömlek kıran, kabı kacağı bi- İ ribirine karıştıran gizli kuvve- tin de bu kabilden olabilmesi ihtimalini i niçin. ir a akıllarımıza Atakla Koket te biribirlerine kavuşmuşlardı.. Bu âşık © ma- şuk ta sanki mariage civil yap- mışlardı.. Atak Koketin peşin- iç ayrılmıyordu.. Dilâver bu köpeği çok sev- |le: diği bahanesile geceleri kendi i- — Beyefendi Şeyh Battalın | fantomu taşlıkta kürsüde va- İ zeder gibi meş'um nutkunu ve riyor.. Dayıbey uyku (— sersemliği- madan iki el ateş etti. Fakat mukabeleten hiç bir ses duyul- madığı için endahtın tesiri an- laşılamadı.. Hayalet bu ateş- ten müteessir olmuş Yoksa denildiği gibi onda kur — Ne diyorsun Dilâver? Olanı söylüyorum efen | dı? muydu?

Bu sayıdan diğer sayfalar: