9 Ekim 1932 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6

9 Ekim 1932 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Memlekette İki kadını Boğdular 4 Salihlide çok feci iki cinayet oldu r Salihliden bildiriliyor: | Burada gok feci bir cinayet olmuşter. — İld ii kadın boğazından iple öldürülmüş tür, İÇ Bu cinayeti yapanlar men İ- takibatile yakayi ele | vermişlerdir. B Hâdise şöyle olmuştur: © Salihlinin Kele mahallesinde İ mile Hanım isminde takriben i yaşlarında dul bir kadın vardır. Bu kadın bin beş yüz lira parasini | faizle öteye beriye vermiştir. Ruki. $ | ye Hanım isminde de bir kadın ahba — br vardır Ü © Bir gün Rukiyeyle birlikte düğün W evine gidiyorlar, Dönüşte Kâmile b Hanım Rukiye Hanma “bize gide- 1 Tüm” diyor. da muva ! fakat ediyor. Kâmile Hanımın evine İİ gelince sokak kapısının açık olduğu- * mu görüyorlar. İçeriye giriyor, İli Ki- so İs kişinin oda ic sandık eşyala İİ Fanı karıştırdığını görüyorlar ve ba- İİ darmıya başlıyorlar. Odada eşyaları karıştıran Xu | tenballesinden Halil ve çırağı İ8*ri hemen bu iki kadınm üzerine hü )k cu mediyorlar. Kâmile Hanım: be İa! ğazımdan iple bağlıyarak boğuyor ve İ öldürüyorlar, Rukiye H. pürtelâş İ 1 kendisini sokağa atıyor. Fakat kapi- nın karşısında saklı ve gözcü duran Kâmil ve arkadaşı Mevlüdun hü- cumuna maruz kalıyor ve o da eve İç slmarak boğazmdan O boğul Failler tutuldu. Bir idam kararı r | MALATYA, 7. — Geçenlerde bu dvardaki Adıyaman kazasında bir fa cin olmuştur. Bu kanlı hadise Ali is minde bir adamla ortağı Hasan oğ- İ âw Hüseyin arasında cereyan etmiş- tir. İlki ortak müşterek kullandıkları 4 bir dükkün yüzünden biribirlerile İn) kavga etmeye huşlamışlar, çarşı bek i- sisi Hacı bu kavgayi ayrmak | için > araya girmiştir. Fakat bu sırada Ha san oğlu Hüseyin silâhm e çekerek bekçinin üzerine hücum etmiş ve a- damcağızı derhal öldürmüştür. Hü- seyin bununla da kalınıyarak biçağı- nı bu sefer Mehmet isminde diğer | daş İ © bir adama da saplamıştır. Katil Hü- İ, seyin şehrimiz Ağır Ceza Mahke- İr mesinde sorguya çekilmiş neticede İy' İdam edilmesine karar verilmiştir. İsi Katil idem hükmünü soğukkanlılık- ila dünlemiştir. * İşçiler Memnun! ç İş kanununun bir an evvel meclisten çık-| masını bekleyorlar karılacağı yolundaki beyanatı sa- nayiciler ve sanayi işçileri üzerin- İş de derin bir memnuniyet hâsıl et- Celâl B. in milliyetçi Türk işçisinin bu bakkı çoktan kazan- mış olduğu hakkındaki sözleri de bu memnuniyeti bir kat daha art- tarmıştr. X İş Kanunu projesinin ihtiva ettiği mevat hokkında (o zmuhtelif sanayi ve ticaret zümreleri mü- messilllerile esnaf cemiyetleri ve ” | işçi teşekküllerinin mütaleaları e- * aasen alınmış bulunduğundan ye- ni lâyihanın Meclise arzı için w- zun boylu tetkikata lüzum da kal mamıştır. Kerdilerile görüştüğümüz. > ler, ki esasen bütün bunlar yeni | yoda sesli f'lme alınmıştır. Iâyihada esaslı surette derpiş edil miştir. Yalnız bazı patron zümreleri, saati mesainin — tütün imalâtane lerinde olduğu gibi — kış ve yaz olarak ayrı ayrı tesbiti icap ede- ceğini ileri sürmektedirler. Bun- lar da nazarı dikkate alınmak ve Kral Fuat Hz.nin “ © cülüs günü Bugün Mısır kralı Fuat Hz. kişi payitahtı ir. eyaletlerden, bir iş bulmak maktadile gelen ve k boşa © çıkıp geri dönen | Maarif vekili | Darülfünunda İ (Başı | inci sahifede) endişeler doğmamak lâzım gelir. Çünkü alınacak o karar adalete müstenit bulunacaktır. o Bundan hiç bir suretle şüpheye düşmeme- nizi temin etmek isterim. Yıllardan beri memleketin irfan hayatında sadakat ve feda- kârlıkla çalışanların herhangi bir teşkilât değişikliği yüzünden za- rardide, meyus ve mağdur olma- larına müsaade £ edebilecek bir zihniyetin cümhuriyet idaresinde yeri yoktur. Benim söyliyecekle- rim bundan ibarettir. Şimdi de si- zin sözlerinizi bekliyorum.” " Emin vekilinin cevabı Bunun üzerine Darülfünun e- min vekili Pr. Mustafa Hakkı B. vekil Beye cevap vererek esasen böyle bir endişenin, bizzat vekil Bey tarafımdan da işaret edildiği gibi mevcut olmadığını, bütün ho- caların mutazaman re ve vazifelerine devam ettiklerini söy Di işi Mustafa Hakkı B. bundan son- ra Dil inkılâbı faaliyetinden bah- sederek kendi arkadaşlarile bera- ber meslekleri dahilinde çalıştık- larmı ve tesbit edecekleri astılab- lara lâhikalar ilâvesile kelimele- rin artırılması mümkün olacağını söyledi. Dil işi hakkında pa izahatı verdi — Bugün en mühim iş olarak dil ıhuyor. | işi var. Mesninin merkezi sikleti An- karadadır. Fakat bilhassa ısulah için €n müsssir yardımı Darülfünundan göreceğiz. Ve bu işin gerek Darülfü lanması bittikten sonra, bu malzeme nin ilmi bir şekilde işlenmesi kalacak tr. Şimdiye kadar öz türkçe kelimele ri toplamak yolundaki faaliyetler fer di idi, Bunun için bunlardan müsbet bir netice alınamamıştır. 15 bin mu- alimi kendi Ihtisasları dairesinde bu İşe memur edilecektir. o Bu suretle toplanacak kelimelerin 80 - 90 bin o lecağmı zannediyorum. Hattâ arka- larımızdan Hâmlt Zübeyr Bey san'at orbabını bir ay içinde dolaşma sile 1500 teknik kelime toplamıştır. Ystılahlaştırma usulile mürekkep ke- me kapmak mümkün olacaktır. Ha W bazırda elimizde öz türkçe kelime Anadoludan toplanan 15 bin kelime dir. Bunlar basılıyor. 26 forma halin dedir. 12 forması bitti. 15 gün için- de bitecektir. İşlerimizden biri de osmanlıcadan türkçeye bir lügat yap mak olacaktır. Böylelikle osmanlıca ile dilimize girmiş ecnebi kelimelerin mukabillerini bulabileceğiz. Dil mese lesine çok ehemmiyet veriyoruz. Çün kü bu bir kalıp meselesi değil, ruh meselesidir.” Maarif müdürlüğünde Maarif vekilimizin © refakatinde müsteşar Salih Zeki Bey olduğu hal de saat beşi geçerek darülfünundan ayrılmıştır, Reşit Calip Bey Darülfü nundan sonra doğruca Maarif müdür Jüğüne gelmiştir. Masrif dairesinde maarif müdürü Haydar, müsteşar ve bütün vekâlet umumü müfettişlerinin iştirakile mühim bir içtima yapılmış- tır. İçtima saat 20 ye kadar devam etmiştir. İçtimada İstanbul umumi maarif işleri görüşülmüştür. Maarif müdürü Haydar Bey vekil beye İs- tanbul mektepleri hakkında bazı iza hat vermiştir. Maarif vekili bu ak- şam Ankaraya haraket edecektir, Maarif vekili stüdyoda. Maarif vekili Reşit Galip B., dün akşam İpekfilm stüdyosu- nu ziyaret ederek. Türk dili in- bir nutuk söyle- Beyin nutku stüd Başvekil Avdet ediyor (Başı 1 inci sahifede) hane binaları inşaatı “ve iska işleri hakkındaki Malatya ihtiyaçları hak- kında vaitlerde bulunmuşlardır. İsmet Pş. Hz. Malatyadan hareket etti sihhiye vekili ve umum jandarma ku mandanı olduğu halde sant 8 de hu susi trenle Malatyadan müfarakat et mişlerdir. Teşyi de istikbal merasimi gibi çok hararetli olmuştur. Bir bö- lük asker ile polis müfrezesi selâm resmini ifa etmiştir. Mebuslarla vali, frka ve belediye reisi İsmet paşa haretlerini U vilâyet hududuna kadar teşyi etmişlerdir. İsmet Paşa Hazretleri, o Viranşehir istasyonunda inerek açılınakta olan | Surgu suyu kanalı inşaatını teftiş Ankara hava Hattı açılıyor (Başı 1 inci sahifede) Ankara-Diyarıbekir hattı | Istanbul — Ankara yolundan başka hükümetin Ankara — Di- yarıbekir hattmı da açması mub- temeldir. Bunun için iki tane Kar- tal Yungers tayyarpsi tahsis edile cek ve bunlarda beynelmilel pilot huk imtihanını kazanmış tayyareci- lerimiz çalışacaktır... Bu suretle çok zamandır beklenen hava pos- talarının da pek mükemmel bir ıİmak imkânı hazırlan Türk tayyareciliğinin muvaffakıyeti Türk tayyare cemiyetinin Av- rupada okuttuğu tayyare mühen- dizlerinden Salâhaddin Bey, Eski- şehirdeki hava tezgâhlarında, bü- tün fenni hesaplarını kı parak bir mektep tayy, de getirmiş ve muva! çuş yapmıştır. Tayyarenin motö- rü bir Amerikan motörüdur. Di- ğer kısımları tamamen Eskişehir atelyesinde yapılmıştır. Tayyare- nin tecrübeleri esnasında saatte 220 kilometrelik bir sür'atı oldu- ğu görülmüştür. Salâbaddin Be- yin bugün yarın kendi tayyaresile uçması bekleniyor. Hağnıdan doğan güneş Tayyarenin üzerinde “Kağnı- dan doğan güneş” ibaresi vardır. Bu da Türk mühendislerinin ve Türk ustalarmın vatanın göbeğin de en yüksek tekniği kuracakla, nm bir ifadesidir. » Böyle kıymetli gençler yetişti. ren Türk Tayyare cemiyetini teb- rik eder ve Türk tayyareciliğinin teknik sahasındaki bu yüksek ka- biliyetini takdirle karşılarız. Londra . Mısır Yolu birleşiyor (Başi 1 inci sahifede) ye gelerek doğruca Suriye ve wra gitmek istiyen yolcular s8- yahat etmekte oldukları vagonlar İn Haydarpaşaya geçerek yolları- na devam edebileceklerdir. — Bu suretle yataklı Vagonlar şirketi. pin tesis ettiği Toros ekspresi bir kat daha inkişaf bulacak ve İs- tanbul, Londra ve Paristen başlı- yarak, Avrupanın muhtelif mer» kezlerinden kalkıp Şarka gitmek istiyen yolcular için mühim bir transit merkezi olacaktır. feribot tesisatınm en bü; sadi faydası, Anadolu ile Avrupa arasında marşandiz vagonlarının nakledilmesi ve bu suretle mallf mahsullerimizin Avrupa'ya ihracı nın artmasında mühim bir âmil olmasıdır. ——— Çarpışma (Başı 1 inci sahifede) müthiş bir surette çarpışmıştır. Çarpışma neticesinde hâsıl olan sarsıntıdan yolcular, heyecana kapıkmışlardır. Bu sırada, sular da dolmağa başlayınca heye- can bir kat daha artmıştır, Bağ dat vapuru ile müsademe eden vapurda bir taifenin denize dü- şerek boğulduğu, diğer bir tai- fenin de ağır yaralandığı anla- şılmıştır. Bağdat vapuru kaza | dolayısile bir saatten fazla teah hurla saat 9,5 ğa doğru Köprü ye gelebilmiştir. Kazanın ne suretle vuku bul duğu hakkında gece geç vakte kadar Seyrisefain idaresince tahkikat yapılmıştır. Tahkikat neticesi bugün © anlaşılacaktır. Bağdat vapurundaki yolcular a rasında insanca zayiat yoktur. Askerliğe davet Beyoğlu askerlik şubesinden; 1 — 316 : 325 doğumlulardan su Bufu muhtelifeden bakaya kalmışlar. ve süveri enire ile hizmeti mükelle- , | fesini ifa etmemişler ile 324 ve 325 doğumluların askerlik etmeyen — © nan erbabından Deniz umufma men sup olanlar 13-10-932 sabahı diğer sınıflar 20-10-932 sabahı ve gayri müslim 324 doğuma kadar bakaya- lar ile 324 eman erbabı da 18-10- 832 sabahı sevkedilmek üzre şubede işbatı vücut edeceklerdir. 2 — Bu doğumlulardan kasa hiz mete tabi olupta hakları refedilenle- rin ayni günlerde şubede bulunmala r. 3 — Jandarma sınıfın hangi gün şubeye gelecekleri ilân edilecektir. 4 — Bedel sevk günleri kabul edil ettikten sonrn yollarıma - devam et- bunun için daha mü “ mez için daha evvel müracant MİLLİYET PAZAR 9 TEŞRİNİEVVEL İstanbul ER | .. .. Gece, gündüz .. *psx. Müsaviliği Artık geceler uzadı. 21 gece ile gündüzün mi i, O günde itibaren ge çe uzayor. Gece ile gündüzün müsavi olduğu güne eguinoxe derler. Fakat bu egui- nox haftasının çok şayanı dik- kat tarafları vardır. 21 martta da gece ve gündüz müsavidir. İ İşte baharda bu zamanlarda ve sonbaharda eylül nihayetlerine doğru “eguinoxe'un çok fena bir şöhreti vardır. Eguinoxe lâ- tince iki kelimeden alınmıştır. aeguna nox yani “müsavi gece” demektir. Güneş gökyüzündeki zahiri hareketi esnasında “nı- $ıf küresini” değiştirir, 21 mar- ta kadar hattı üstüva altında cenup nısıf kürede kalır. 2i marttan 21 eylülde kadar da hattı üstüvadan şimali nısıf küreye geçer ve sıcak mevsimi tevlit eder. Cenup nısıf kürede İken de havalar soğur. Demek ki eguinoxe zamanında güneş hattı üstüva üzerindedir. Ay da her on dört günde bir nısıf küresini değiştirirken, hat üze- rinden geçtiği zaman güneşle beraber deniz suları üzerinde ic rayi tesir ödecek mükemmel bir mevki almış bulunurlar, Onun için eylül sonunda büyük de- nizlerde med her zamankinden fazla olmuştur. Deniz suları ü- zerindeki bu azami cazibe tesi- ri. hava sz kütlelerinin ha | kasırgalar olur, Bu korkunç fır tmaların husulünde başka bir sebep daha vardır; Mevsim te- beddülü, Eguinoxe sicak mevsimden soğuk mevsime bir intikal dev- rini gösterir. Ve bu da arzın her iki nısıf küresinde vâkidir. Sıcak mevsimde, yani yazın me selâ şimal Yisrf kürede neler o- Yuyor? Bir'köre büyük denizle- rin üzerindeki hava kütleleri, toprak kıt'aları üzerindeki hava kütlelerinden daha soğuktur, Deniz suları toprağa nazaran daha yavaş ısınırlar ve böylece daha yavaş soğurlar. Halbuki kışın iş bunun aksidir. İntikal zamanlarda. yani eguinoxe haftasında, dereceli hararetleri gayri müsavi olan hava kütle- leri tebdili mevki etmek vaziye tinde kalırlar. Yani karalardan denizlere ve denizlerden karala ra doğru hava kütleleri muaz- zam bir “göç” yaparlar. Ma- lümdur ki; bir göç yapıldığı za- man. mutlaka öteberi birkaç şey kırılır. Margiz de Sevign& İ kızı Madam Grignam'a yazdığı mektupta şöyle der: “Üç defa göç bir yangına bedeldir.” Bizi meşgul eden hava göçlerinde de, tebdili mevki eden kütlele- rin azameti nazarı “dikkate al nırsa, korkunç hava çarpışmala rı olur. Bürada kırılan şey bir iki sandalye, dört beş tabak de- ğildir. Birçok kasabalarda bir çok evlerin damları uçar, ağaç- lar köklerinden sökülür, Onun için bu mevsimde kasırgalara in tizar edilebilir. Netekim bu se- ne Fransanın cenup sahilinde- ki bütün şehirleri su bastı, bir çok evler. ağaçlar Yıkıldı. İn- sanca da zayiat oldu. Çok kim. seler yaralandı. Maddi hasar azim bir yeküna baliğ oldu. 1926 senesi 20 eylülünde gene böyle bir hava göçü esnasında Amerikada Filorida hükümeti dahilindeki Miami şehri müt- İ hiş bir kasırgadan hemen kâmi len yıkılmıştı. Bu badirede 1500 kişi öldü. 22 eylülde Para 'in Encarnacion körfezi bi ribirine karıştı. Birçok insan öl | fâğ dü. 25 eylülde Brezilyada İta- oble kasabası hasara uğradı. iki | yüz kişi öldü, 25 eylülde Hava- na şehri hakiki bir felâket ge- çirdi. Kasırga şehri tarumar et 8. 650 kişi öldü. 2500 kişi yara landı. Onun için senede iki de- fa geçirdiğimiz eguinoze hafta reketleri üzerinde de bir aksülâ | mel hâsıl eder. Onun için egui- | bi filmlerinden sonra müteveffa Dox haftasında sık sık fırtına ve | Courteline'in meşhur Les Ga 'na| Raimu tuz satarken | sinema artisti oldu Eskiden yuhalarja karşılanı. yordu şimdi alkışlanıyor Raimu Sesli sinemanın bize tanıttı- ğı Fransız artistlerinden bi de hiç şüphesiz Raimu'dur. Ma rius ve Mamzelle Nitouche gi- itös de İ'Escadron'unu da hafi- kulâde bir tarzda çevirdi. Raimu kendisini şöyle anla- tır; — Ben tiyatroya ilk defa süf lör olarak intisap ettim. Birgün | Marsilyadan bir İngiliz tiyatro trupu geçti. Ben de arkasından | gittim. Bu kumpanyanın adı Lori Lori idi. İsviçreyi, Belçi- kayı, dolaştık. Bir gün tiyatr artist olan Kathe de Nagy a müdürüne, şârkılı bir numara yapmak istedim, İyi adam, mu vafakat etti. Yazık ki ben mu- vaffak olamadım. Adeta ken- dimden ümidi kesmiştim. Bu 1 o kadar fena oynayor dum ki, ekseriya halkın yuhası na uğrayordum. Baktım, olma yacak, sahneyi bıraktım. Ve tuz ticaretine başladım. Bir sene ka dar dükkünmda tuz sattım. sıralarda birkaç arkadaş dükkd nıma geldiler: — Raimu hazırlan bakalım, dediler, biz fıkara menfaatine bir konser tertip ettik. Sen de komik bir şarkı söyleyeceksin. İlk tecrübelerim bana mal olmuştur. . Tekrar hi karşısına çıkmağa nasıl cesaret edebilirdim. Bu fikrimi kendile rine söyledim. — Zarar yok, dediler. Mak- sat fukaraya yardımdır. Bu yar dım esirgenmez, nihayet sen ar tist olarak değil, amatör olarak şarkı söyleyeceksin. Korkula- <ak bir şey yok bunda.. Raimu'nün bir sene tuz sat- tıktan sonra tekrar sahneye çı- kışı böyle oldu. aradan çok geç meden meşhur Mayd tiyatro - sunda kendisine komik bir rol verildi. İlk oynadığı piyes “Sağ lam” dır, Bir müddet te şurada burada şarkılar söyledikten son ra, nihayet Cigale'e girdi. On- dan sonra da Fobis Bergöre'e! Fakat Raimu o vakte kadar hiç sinemada oynamasa mı idi? Evet! Bir defa 1910da reji- sör Raimu'nün bir zamanlar bir cambazhanede oynadığını bili. yordu. Kendisine filmde öyle bir rol verdi. Fakat öyle bir rol vermiş ki. Raimu saklamaz: — Bana öyle cambazlıklar yaptırdı ki, sinemadan İkrah et tim, der. Şinemaya tekrar avde tim sesli film çıktıktan sonra- dır. Sinema artistliğine başlaya e iki sene oldu, İlk defa “beyaz ve siyah” filmini çevirdim. Ön dan sonra Mamzelle Nitavche, küçük çikolatacı, Marius, Fan- ny: Şen süvari bölüğü... Raimu sinemayı sevmiştir: — Temiz bir oyun noklai na zarından sinema artistliği, sah- neçrtistliğinden daha entere- sandır. Makine, sinema artisti- nin birkaç metre mesafeden f0- toğrafını alır. Objektif ile ar- tistin çehresi srasındaki bu bu susiyet bambaşka bir şeydir. Objektif öyle bir şeydir ki: ar- tistin yüzündeki en küçük işmi zazi bile İçer Halbuki zündeki bütün hareketlerin hep il leri mümkün değil. dir. Hattâ ilk sırada oturan se- yircilerle üçüncü, drödüncü 81 ralarda oturan seyirciler arasın da görmek noktai nazarından büyük farklar vardır. Ben kendi hesabıma sinemanın her şeyi yapabileceğine kanaat hâsıl et- tim. Yeter ki çalışalım. Saha © kadar geniş. o yapılması mümi- kün şeyler o kadar çok ki, o niz bette çalışmak icap ediyor. Raimu yakında. Alphonse Daudet'nin meşhur Tartarin de Tarascon'unu'de çevirecektir. Tartarin rolü tam Raimu için icin bicilmiş bir kaftandır. sı pek o kadar uğurlu haftalar | 5 da değildir. Drothy Machaill komedisi için söylenenleri dinliyor Françes Du acaba ne düşünüyor? ———— —- Fatih sulh 3 üncü hukuk hâlim liğinden: Terekesi O mahkememizet tasfiye olunan müteveffiye Sadriy€ hanımın uhdei mülkiyetinde bulu” nan Cibalide Üskübi mahalle ve cad desinde 108 numaralı hanenin nrsif hissesi bu kerre berayi tasfiye sat” liğa çıkarılmıştır. 1 — mezkür maf bane tarihi ilândan itibaren | bir a sonra ayni 10-11-9832 saat 14 ten 16 | ya kadar mahkememizde müzayede | suretile satılacaktır. 2 — Bütün hat nenin kıymeti muhammenesi olan in yü | 2563 liranın mısfınm yüzde yetmit beşini bulduğunda ihale olunacaktır: Şayet bu miktarı bulmadığı takdir- de en son artıranın teahbüdü baki kalmak üzre müzayede on beş gün daha temdit olunup £teşrini saninif | 27 inci pazar günü saat 16 da en ff” tarihinden itibaren mahkeme £ kale” minde umuma açık bulundurulaca” ğından iştirak edeceklerin şartname evasfı hakkımda lâzmm gelen mali mat edinmek üzre | her gün 93158 numaralı dosyasına müracaat edebi” Tecekleri ilân olunur. ml ilik Zile diliziz ii nkara'nın en büyük Kitap, gazete ve iŞ Etem Pertev ıtriyatı ETE Göz Hekimi DE Süleyman Şükrüj. Birinci sını! mütehassıs (Babıell ) Ankara caddesi Ni

Bu sayıdan diğer sayfalar: