November 14, 1932 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

November 14, 1932 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Asrın umdesi «MİLLİYET» tir. 14 T.SANİ 1932 İdarehane: Ankara caddesi, 100 Ne. Telgraf adresi: İst. Milliyet Telefon Numaraları: Başmuharrir ve Müdür: 24318 Yazı işleri Müdürlüğü 24319 İdare ve Matbai 24310 Müddeti geçen müshalar 10 ku- ruştur. Gazete ve matbaaya ait işler için müdiriyete müracaat edilir. Gazetemiz ilânların me- #'aliyetini kabul etmez. BUGÜNKÜU-HAVA Yeşilköy rasat merkezinden al- Muharrirler Ve spor Bizde spor etrafa dal budak salmış bir şey değildir. Sporu hayat programına idhal etmiş pek az Türk olduğunu teessür- le söyleyebilirim. Belki şimdi on beş yaşında olan nesil ileri- Lâkin bugün a varmış veya geçmiş olanlarda ya bir şikâ- yet yahut bir heyecan vesilesi olmaktan ileri mm Onun için korkmadan söyleyebilirim ki; yaşıst olduğumuz neslin a- damlarında bu işi tetkik eden, bu işten az çok anlayan yok gi- bidir. Buna mukabil şu günlerde görüyorum ki; hergün yazan muharrir arkadaşlardan bir ka- çı bu mevzuu enteresan bul- yok! Edebi ve içtimai mütale- aları esnasında buna vakit bu- lamayışları bir noksan teşkil etmez. Herkes her şeyden anla yamaz ki?.. Bahsettiğim mu- harrirlerin spor mevzuuna iliş- melerindeki hikmeti ben bu mevzuun evvelen korkusuzca evirip çevrilebilen. sonra da genç nesli alâkzdar eden bir sey oluşunda buluyorum. İşte bu muharrir arkadaşlar- dan biri de - Sadri Etem - dün- kü Vakitte spor mağlübiyeti- miz vesilesile bir makale yazı- yor. Galebelerimizin, ender de olsa bu arkadaşları yazı yazma ya tahrik etmeyişini teessürle gördüğümü bir kere daha bu ile ile yazdıktan son “Müliyet,, in romanı: 13 ÂDEM ve HAVVA Yaşar Nabi — Şimdi bir şey sorma, dedim. | memnuniyet neşemi biraz yerine , Sonra öğrenirsin, © celâl bu Meme hiç © şey anlamamaki beraber. beni © memnun yenir için bir plân hazır ladı, “Seni Süheylânın evine götür — Süheylâyı yarın bize davet sizi tanıştırırım. Kabul ettim ve ertesi günü heylâ Hanımı tanımak şerefine na il oldum. Alelâde bir kızdı. Fazla silik, hafızamda yer bırakmıyacak — bir yüzü vardı. Hareketleri ve söz- ie yaradılmış duğunu anla- tıyordu. Kendisile o gün lüzumun- leri sakin bir hayat ii sit ruhlu bir kız © dan fazla meşgul oldum. Dayımda bir hafta kaldım. çık havanın, sükünetin sıhhatim . üzerinde yaptığı iyi tesir, ümidi- vaş tahakkuk etmeğe görmenin verdiği © min yavaş | işa mad! por vakti bol lal vak- n bolluğunu isbat için kul | landığı vasıtalardan Yanlış! Böyle değildir. Dün- yanın hiç bir yerinde spor böy İe telâkki edilmemiştir ve ençok spor yapan memleketler halkı en çok çalışan ve en çok meş- gul olanlardır. Boş vakti az ve spor yapan bir memlekete Mi- sal: Amerika... Boş vakti çok ve spor yapmayan memlekete | | arkadaşımızın bu mütaleası ta- mamen indidir. Medeni dünya- var. dır. Onun içindir ki; bütün ku- lüpler, ve teşkilât senelik tak- vimlerini evvelden neşrederler.. | Alâkadar olanlar da zamanları | Hı ona göre tevzi eylerler. Sadri Etem Beye gö: da mağlübiyetimizin sebebi şu- ur: “Bizde sporcu var. (Kaç ta- ne?) Spora tahminden pek çok alâka gösteriliyör (hangi spo ra?) Fakat ortada bir başıbo- zukluk O mevcut. alıştık larma şüphe ilmiyen sporcuları mağlâbiyetten mağlâbiyete © atıyor. (o Genç sporcuların (o teker || teker İyi yetişmiş olduğunu herkes iti raf ediyor. (Bu herkes kim? ve nerede itiraf ediyor?). Fakat beraberlik işinde muvaffak ol- madıklarını anlamak için mes- lekten anlamaya lüzum yok. Netice yediden yetmişe kadar herkesin dilinde” Sadri Etem Bey okumağa ve tetebbüe meraklı bir gençtir, naenaleyh “meslekten anlama- ya lüzum yok. Netice yediden yetmişe kadar herkesin dilin- de” demesini onun şimdiye ka- dar takip ettiği çalışma siste- mine mugayir buldum. Sadri Etem Beyin en çok ya nıldığı nokta, sporu dalma ko- lektif bir şey "telle etmesidir. Futbol kolektif bir spordur. Amma yirmi nev'i olan anaspor atletizm, güreş, boks, yüzmeler, binicilik, Keli eskrim; ne bi leyim sporun çokluğunu teşkil eden bütün ferdi sporlarda be- raberlik diye bir şey yoktur. Halbuki o şubelerde de muvaf- fak olduğumuz azdır. Demek muharririn mağlâbiyet sebebi olarak gördüğü şey yanlış bir müşahede mahsulüdür. Sadri Etem Bey bütün bu mütaleaları bitirdikten sonra sporun askerleştirilmesini tek- Uf ediyor, hattâ birde misal gösteriyor: Biz burada bir Bal- kan kulübüne yı bir zabitimiz Niste at yarışı kazanıyor. Niste kazanılan at yarışının kıymetini irmekten tama- men uzaktayım. Yalnız Sadri E misalin birisi futbol, öteki at yarışıdır. Onun için mükayese ve ikna noktasından hiç bir kıy meti yoktur. Eğer Niste kaza- mılan şey bir beynelmilel futbol müsabakası olsaydı bu misali getirmişti. bir Bu bir hafta sonunda açtım. Cahit, Sü- rım. mış, o da “razı olmuş, ona karşı A arzusunu hakkaktı. muş bit Dayımı araya enaleyh Sadri Etem B. | tem Beye hatırlatırım ki; aldığı | ile evlenmek tasavvurumu (İclâle Tam tahayyül ettiğim tipte bir kız olduğunu, beni mes'ut edece fini ümit ettiğimi söyledim. İclâl, dedi. Sana İlyık olduğunu zanhetmiydram amma çok uslu ve terbiyeli bir kızdır. Madem ki isteyorsun, ben de elimden geldiği kadar çalışı İclâl meseleyi Süheylâya aç- i nın muvafakatimi pe kalı ta. Kızını çok seven ve ihtiyi lığında eve bir övey: anne getir- bir cürüm işle- diğini zanneden paşanm. kızının eyeceği mu- Onun için her şeye ol- nazarile bakıyordum. koydum, Onu Yemiş Yemişlerin beslemek değeri yoktur diyorlar. Her şeyden lan zengindir. idrar söker-| tunuyor. Hele madeni lik ve Manganez... Bi lerde bizim bildiğimiz tuz bulun- mayor; bunun için tuzsuz yemek rojiminde ünlü yer tutarlar. Söy- lediklerimin gerçek oldukları ar- tk her beyinde © yer tutmuştur, yeniden araştırmağa, denemeğe lüzum yoktur. Yalnız, o hepsi bu kadar mı? Daha başka şeyler yok mu? Var. Vitaminler. . Amerikalı hekim Wipple korkunç kansırlıklara karşı dana karaci- ğerinde bir hassa buldu.Bu zat ayni hassayı, yemişlerin bazıların da da bulmuştur. Ümit kesilmiş kananzlıkları bu yemişleri, | tn elinde şaşı | bir tedavi vasıtası olmuştur. Bu i- İ si görebilmek için karaciğerin iki | misli yemiş lâzımdır. Kansızlık te- davisi için hekim 200, 250 gram dana karaciğeri kullanır. Bunun yerini tutmak için 400, 500 gram suya her mide kolay dayanmaz. Komposto da yapılsa mide bu ka- dar kayımnın o hakkından gele- mez. Bundan dolayı Wipple mey vaları yakıp külünü kullanmayı düşündü. başka bir şey mi, her nı le kasıp kavrulur, tesiri Hiç te öyle değil. Ateşten geçtik- ten sonra külde birşey kalıyor. caba bu kalan şey dananın karac ğerinde olana benzeyen kimyevi atoş- İ | tetkike değer telâkki edebilir: dik, Sonra sporun askerleştiril- mesini beraberlik noksanına at federken askerden aldığı misal le hiç bir münasebeti yoktur. Ben açıkça söyleyeyim: Dün yanın biç bir memleketi sporu askerleştirmek istemiyor. Bil&- kis askerliği sporlaştırıyor. Sad ri Etem Beyin mütaleasının ak sine olarak bu suretle hüküme bütçeleri ferdi terbiyenin beş altı aylık masrafından kurtuldu ğu gibi gençler de bu işi seve seve ve işlerini sekteye uğrat- madan yapıyorlar. Netekim bu iş bizde de kabul edildiği içindir ki mekteplerde askeri tedrisatı mecburi şekle koyan bir kanun hazırlanmıştır. Ben 1931 ve 1932 seneleri u- mumi spor kongresi zabıtlarmı Sadri Etem Beyin emrine #ma- | de tutuyorum. Sadri Etem Bey bunları okursa sporun sakat | yerlerini ve mağlübiyetlerin se beplerimi sezebilir. Hele bir ke- re benimle gelip görüşürse işi büsbütün anlar.. Fakat bunları yapmadan evvel “sporu erkânı lif yapmak doğrusu büyük bir cesarettir, Kim okunur, Kim okunmaz? Beş on muharrir var ki; her ini, de miş. rizasını © Ve zaten, dan biriydi. bu suretle tesirli Süheylâ (| nın Erenköyündeki çekmeyeceklerdi.. Paşa ile ilk köşkte — yapılması mıştı, Bana kalsa şa an'anelere sadık isteyordu. Paşa üzerimde sir yapmıştı. lı, zekâ ifade eden babası yordum.. Zaten Sıhhi bahisler kayısı yemelidir. Bu kadar kayı! ferdi bir spordur ki; beraberlik- | harbiyeye raptedelim” diye tek | ole sütü Şeci Paşa hiç tah- t bile yapmaya lüzum görme- kızı muvafakat ettiği tak Ben içgüveyi girecektim. Bu, plânımın esas İntikamah ancak olacakti. P. diğine genişti. Bize bir bir daire ayırmak için mi gün, nişanımızın bir vaz geçecek derhal nikâhın ya: pılmasını isteyecektim.. Fakat pa- ricik kızının omürvetini görmek Sevimli, sıcak okan- dı. Tavır ve hareketlerinden ir başlı ve kibar bi ğu belliydi. Hoşuna gitmek için şen ve sevimli görünmeye çalışı daha lerden beni sevmeye başladığını da anlayordum.. Gerek paşaya, gerek kızına - karşı oyüddığım o yundan dolayı büyük bir vicdan azabı (o duyuyordum. Bilselerdi rejimi kayısı külünde bir şey var; bun- da şüphe yok. Kayısı iü kam sızlıkları iyi ediyor. Tesiri sadece | bir temasla tm? Meseleyi bir, iki kelime ile aş- lâzım: Muhtelif gıdai mad- değeri | yaptıkları kalori vücudü ısıtmak kabiliyeti içülür. günde 2,400 kalori kullanır. Bu kaloriyi yapmak için, aşağı yuka rı, 150 gram et, (BO gram yağ, 100.300 gram yeşillik, 160-: 200 gr. | ekmek yemelidir. Vitamin bulu-| nan yemişlerle, şarap ve daha baş | ka şeyler de lâzımdır. Vitaminle- rin, ve kalorinin yanı başmı zat gıdaların yine | tesirleri de| başlıca 'yer tatar. İnsan acıkır, sofra başıma geçer; bir parça et| Bu kuvvet hissi, yenilen etin sadece temas | tesirindendir. Kayısı külünün tesiri de bu türlü tesirlerden olamaz mı? Gidai © hıfzıssıhhat bahsinde henüz bir çok “meçhuller” var- dır. En sade görünen şeyler bir çok sır perdeleri ile örtülüdür. sökmek ve sek, vücudün 26- ini temizlemek gibi hassnla- İ rından başka, vücüde kuvvet ve İ dinçlik vermek © hastaları vardır İ nun sebebini bilmeyoruz . “.. Yemek fihristlerinde rl pek az yer tutar. İi son zamanla, | madan önce üzüm, elma, armut, portakalrağbet görürdü. Bunla- van içimde portakaldan başkası ko | bir çok hastalar ii | ler. Romatizmalılar, kum çel rar zoru olanlar, nekri gün yahut sık sık yazı yazmak zaruretinde veya mevkiindedir. Bunlarm hangisi okunur, han- gisi okunmaz? diye bir suale cevap vermek güç olur, Her mu harririn kendine göre okuyucu” su vardır, Bu okuyucuların sa- yısı az çok değişir... Lâkin bir muharrir ötekine: Seni kimse okumaz.. diye- mez.. ve dememelidir, Maka- leler okkülik ekmek değil ki; tılıp* satılmadığı bayatla- kmeklerden anlayalım... kendisi ile yaptığım da Peyami Safa a larımın okunma- i , Ben onunla hem fikir olsam yazı yazmaktan vaz geçerim. Bununla beraber en çok okunan bir muharrir oldu- ğumu da iddia etmiyorum. Yal Bız bir teklifim var: Bir anket salım, Her türlü tezvirin önü- ne geçecek tedbirler alıp okuyu | cuların reyine müracaat ede- lim... “Bakalım, bem keyfiyet, hem de kemiyet itibarile her bi rimizin okuyucu nisbeti ne ka" dar? okuyucular, bu ankete cevap veremeyeceklerine naza- ran alacağımız adetler yalnız biribirimize karşı olan çokluk ve azlık nisbetini gösterecek- tir. Buda Bu işe razı olan arkada; beklerim.. bu ediğimi “ söyle- görmemiştim. hatların. | sevgilisi köşkü alabil- odalı şkülât görüştüğümüz sonra karatlaştırı!- ti falan mesi kep bir kaç gim zaman ilk ir adamdı. Bir. teşem bir çok iyi bir te- bir yüzü var. | etmekten geri a ir insan oldu- ilk gün- elini sıkarken zamanlarında İ ki vitaminleri istisma edersek bu- |” olduğunu bilselerdi!.. Ni- şan gününe kadar köşke yaptı- ğım bir kaç ziyarette Denizi hiç nişanlanacak olan adamın eski olduğundan haberdar mıydı? Belki de değildi. ayni ismi taşıyan ve hattâ ayni © az mı insan vardı?. Nişan günü karşılaşmamızın muhakkak olduğunu bu yi bekleyordum... merasimi, Süheylâ si kaldığımız gibi, en ya: kın akraba ve dostlardan mürek- yapılıyordu.. O gün, salona girdi- bir köşede oturan Deniz oldu. Muhteşem bir tuvalet içinde muh- güzellikle Davetlilerin « tebriklerine kür ederek göz ucile ona dikkat İ vaş yavaş onun bulunduğu kö- şeye doğru ilerleyorduk.. na geldiğimiz zaman paşa, bizi bi- ribirimize takdim etti: — Karım.. Damadım.. Bir pot kırmamak için bütün soğuk kanlılığımı toplayarak, du- daklarımda hafif bir tebessümle Kalpten Kalbe Fernand Gravey... Fiorelle........ CANDAN SEVİYORUM... filminde ARTİSTİK'te ANNY ONDRA'nın temsili muhteşemi aşk ve şarkılarla dolu Fransızca sözlü ve şarkılı CENNETTE BİR GECE filmi kemali muvaffakiyet- le devam ediyor İlâveten: ( Denizin derin- liklerinde ) fenni filmi ile en son FOX halihazır dünya havadisleri ler gibi, Portakal romatizmal gelir.İneir, erik, inkıbazım Ayva muşmula barsaklarm şekliğini düzeltir. Haftada bir kere üzümle, ma ile, armutla tedavi yapılı ğustosla eylülde üzüm; sanda, mayısta elma © ve armut kürü yapılabilir. Bu tedavi günde İ dört kere yapılır: Sant sekizde, öğleyin, smat on altıda, ve on do- kuzda.. Yarım okka üzüm, yahut İ bir büyücek elma veya armut ve | yahut portakal. Her yemişten | sonra 150 gram su içilir. Yemiş rejimi, tagaddi hastalık- larma: Nekrise, eskimiş romatiz- | maya, ekzemaya, yarım baş ağrı sma; kalp ve böbrek hastalıl rma yarar. Mide hastalıkları ye-| mişlerle pek uyuşmaz. Çiy yemiş ler, hattâ pla , mide ya ruya mideyi tahri; inene bile, | han dördüncü kat | - 6 numaraya Artritik bünye emir Bı çok olanlar, baş ağrım olanlar haftada iki kere sonbaharda ü- züm, ilk baharda elma tedavisine devam etmelidirler. mid yı ler. Haftada iki gün sade su reji- mi yaparlarsa (o fayda görürler. Böbrek hastalıkları olanlar, hele kanlarında üre artmış olursa, haf tada iki gün sade yerlerse, bir kaç gün için: in mikdarı tabii dereceye iner - Kayısı ile şeftalinin kansızlı. ğm tedavisinde temin edeceği mu vaffakıyete dair fikir verecek ka» dar denemeler çoğalmamıştır. Bir az beklemek lâzım. Yalnız şu var ki bu husustaki bilgiler tecessüs fikrini gıcıklamakla, Oyemişlerin kıymetleri hakkındaki dü- şünceleri dürtüşlemekle o kalma- yor; şimdiye kadar varlıkları dü. şünülememiş ufuklarda | geniş u- zaklıklar açıyor. Hekimlikte hiç | bir şeye şaşmamalıdır. © Alıştığı. | mız yollarda yürüyoruz; bugün- kü ilmin bilmediği yollar var etmek, görgüleri le kendinden öncekilerin girmiş ol- dukları gölgeli yolları aydınlat. malı. Dr. Rusçuklu HAKKI izdivaçta asıl he- rediğini Acaba Süheylâ ile yetimiz Benimle düşünerek ile kişinin huzurunda gözüme çarpan şey kat güzeldi... teşek- kalmıyordum.. Ya- kusunu Yanı. | ederken yüzünün asabiyet olduğu gibi renk- / tep mezunlarından 20 lira ile her İmmizde bulunmakta olan beynel- gurur raşesi ürpertti.. bana gülüyordu.. Ve o mağlübiye- tini çok acı bir şekilde anlamış- tı.. Her halde damadın ben ol- duğumu o #ne kadar bilmey. ordu. Bilseydi soğuk kanlılığını daha iyi muhafaza ederdi. Cazbant çalmaya başladığı za- man ilk fokstrotu Süheylâ ile oy- nadım.. İkinci çalınan parça De- nizle ilk oynadığımız tangoydu.. Bu tangoyu yine onunla oyı arzusunu mizin anlayacağımız dil Önünde eğildiğim zaman kalk- mak için bir an tereddüt etti. Fa teklifimi emindim, Buna imkân yoktu. Çok büyük bir nezaketsizlik olurdu bu.. Tatlı bir rüya görüyor gibiy- im.. Üç aydır duymadığım ko- amı düşünüyordum.. Yine Eren- köyündeydik, yine ayni tangonun melodisine uyarak dönüyorduk.. Ve aradan kısa bir zaman geç mişti., Fakat bu kısa zaman ne kadar hâdiselerle doluydu.. Eli parmaklarımın içinde a- teş gibi yanıyordu. ETUAL SİNEMASINDA YABANCI BİR BAYRAK ALTINDA GUSTAVE FRÖHLICH ve CHARLOTTE SUSA tarafından temsil edilmiş büyük,“ aşk, > üergüzdşt ye casuslak heyecan filmi İlâveten: R. K. O. hava- disleri sinemi güzetesi T İş ve İşçi | Milliyet bu sütunda iş ve işçi üntiyenlere tavasant ediyor. İş i istiyenler bir mektup- e le ee İİ et #melidirler. İşçi istiyenler Ankarada bir şirket nezdinde - | çalışmak üzere fransızca ve iste- nografi ve daktilografiye mükem melen aşına bir o daktilo hanım müstacelen aranmaktadır. | Almanca veya İngilizce lisan- | larından birile usulu mühasebeyi bilenler | şayanı tercihdir. Türkçe İ iyi bilmek şarttır. Emin ve muteber bir aile nezdinde | ikamet ve iaşesi temin edilecek ve | dolgun maaş verilecektir. Talip- lerin matbaamız idare ar müracaatı. Bir daktilo Hanım aranıyor 50 lira ücretli. Dördüncü Vakıf | müracaat. İş isteyenler 539 — Usküdar ii Çıkmaz ovalar içi No. 167 Niyazi, ilk mek hangi iş olursa yapar taşraya gi- der. 540 — Üsküdar Çinili Kulhan sokak No. 30 Hayrettin ortm mek- tep mezunlardan 30 lira maaş ile memuriyet arayor. 541 — Beyoğlu Tepebaşı cad: desi No. 34 di Osman, terzi- | dir, herhai garca romence ve türkçe yazar, İş arayor. 542 — Fransızca ve © türkçe daktilografi bilir, tecrübeli bir hanım iyi bir iş arayor. Milliyet: Rumuzuna müracaat. iş olursa yapar. Bul okur Bugünkü konser Bir müddetten beri şehri- lel Kadınlar birliği ikinci re- si Madam Rider bugün saat 14 te Halkevinde umuma mah sus bir konferans verecektir. Konferansın mevzuu Kadınlık ne farkettim. bütün vücudümü Mücadelemizde vazi- değişmişti... Şimdi talih bu im.. Yalnız iki | tü olacaktı. reddetmiyeceğine da derin bir hazla teneffüs onu ilk tanıdığım ak- | nır Ve gözleri kın olan gonun son pağmeleri de söndükten sonra, bir rüyadan “ heylâyla, davetlilerle meşgul mak mecburiyeti o fazla düşünmeme mani olmuştu” Deniz de kerdini toplamıştı. düğünü, laştığını bile - gördüm. Gururu" kurtarmak Martha Eggert ve Geor:| ge AleXander Bu per şembe akşamı MA JİK'te Bu akşam: ELHAMRA'ds# “ Adalar Şarkısının,, meş” hur ve büyük yıldızı LUPE VELEZ Şarkılarile ... Danslarile —- Kitarlarile... KIRIK KANATLAR Arjantin'in bir melodisi olan ahenktar filminde. İlâveten: ÇELİK menşeiği imali, istimali ( Ufa fenniğ ) ve Paramount Jur- nal halihazır dünya hava disleri Yarınki salı günü saat 18de€ Fransız Tiyatrosunda | Meşhur piyanist FRANÇOİS LANG'in veda konseri verilecektir. Program ve bilet tedariki içim tiyatro gişesine talik edilmi; Etem İzzet Beyin kitap halinde çıkan son romanı: Göz yaşları! Bütün kitapçılarda vardır Yeni neşriyat İGürbüz Türk çocuğ” Himayei Etfal cemiyeti tar fından neşredilen Gürbüz Türk Cocuğu mecmuasının 72 inci yısı kıymetli mündericatla intifi” etmiştir. Tavsiye ederiz. Ziraat gazetesi Ziraat gazetesinin ikinci teşri” nüshası Ankarada faideli mesleki yazılarla çıkmıştır. Mete Genç şairlerimizden Yasi” Nabi Beyin “Mete” ünyanlı Pi” yesi kitap halinde intişar etmif tir. Mete manzum” bir piyef tir. Genç şair kuvvetli kalemil& Metenin kahramanlığını gay! canlı olarak tasvir etmiştir. rilerimize bu güzel eseri tavsi” ye ederiz. Çocuk hekimleri içtima: Çocuk hekimleri encümesi! dün akşam Beyoğlunda Suk” çıkmazındaki dairei mahsusad? toplanarak mesleki hasbühal:* de bulunmuşlardır. İçtims' diğer bazı doktorlar da buluf” muştur, kadar serzenişle doluydu. Yüzüne dokunacak kadar dudaklarımın ara bir kaç santimlik mesafeyi 8 masına ye hiç, hiç imkân ol madığını gibi Mali Kollarımın * rasında tim benden ne kadar uzaktı. daklarımızı ayıran bir kaç - sa” timlik mesafeye koskoca bir © miyet sığmıştı.. — Seni çıldırasıya anlayor musun?, Seni her zama” kinden inürken çıldırac?k sımsıkı tuttuğum saad” De seviyorM”” fazla. seviyorum. vacı seni için icat e bulmak Seni bulmak, seni görebi mek için masal kahramanların!” yaptığı vetini kendimde hissediyordum” mucizeleri yapmak kv“ Bütün bunları ona içimden söY” leyordum.. Mes'uttum, onu Yi görmek, onunla | dansetmek.. B“ benim için “bir saadetti,. 78” havadı gibi silkindim.w Paşayla, ok gün Deni etrafındakilerle kr için kim bilir ne ii (Devamı va

Bu sayıdan diğer sayfalar: