8 Aralık 1932 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

8 Aralık 1932 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

8 K.EVVEL 1932 İdarehane: Ankara caddesi, 100 No. ” Telgraf adresi: İst. Milliyet Telefon Numaraları: Başmuharrir ve Müdür: 24318 Yazı işleri Müdürlüğü 24319 İdare ve Matbaa, 24310 ABONE ÜCRETLERİ: İl | Gelen evrak geri verilmez — Müddeti geçen nüshalar 10 ku- ruştur. Gazete ve matbaaya sit işler için müdiriyete müracaat edilir. Gazetemiz ilânların me #uliyetini kabul etmez BUGUNKU HAVA Yeşilköy askeri rasat merke zinden aldığımıza (göre o bu- gün hava az bulutludur. Ce- nabi istikametlerden hafif rüz- gür devam edecektir. Dün hava tazyiki 761 mili- metredir. Sıcaklık en çok 16, en az 10 | Yükseklik ve Alçaklık meselesi Bugünlerde ağızlarda dola- şan bir kelime var: Seviye yük sekliği ve seviye düşkünlüğü... Maalesef bu seviye irtifamın ölçüsü Mahmutpaşada basmacı larm elindeki endaze ile ölçül- mediğinden herkes kendi sevi- yesine istediği irtifa veriyor. | Hele “ben senden iddiasında bulunan iki kişinin setiye ve seviyelerini yanyana © getirip boy ölçüşür gibi ölçe- | © miyoruz ki bu iddiaların haki katle olan nisbetlerini tayin e- debilelim. Arkadaşlardan birisi ile münakaşa ediyordum. Ba- na dedi ki: — Bir takımları şapkalarını | yafa koyup kendilerini yüksel- miş zannediyorlar. Sakın öyle > olayım deme!. İ Bu nasihat boş bir lâf değil. dir. Filvaki Nasrettin Hocanın | — yanlışlıkla şapka giyip kend çelebi zannetmesi gibi bizi çimizde de şapkasını rafın ü katına koyup kendini yüksel- o miş tevehhüm edenler vardır. : Beyleri uğraşmağa değ” Edip neye derler? Bizdeki edebi hareketleri ve edip geçinenlerin terbiye ve - ahlâklarını tetkik eden bir adar EA Skye üs? diye sorsalar: — Bir münakaşada karşısın- dakine hakaret, küfür eden if- “tira ve elinden | gelirse dayak atn adama" derler..* cevabını “Milliyet, in romai 6 a perdesi altında örterek sami- . li imkân veriyor- zin de bedbaht olmasına sebebi- yet vermek istemezsin. değil mi? biraz geçsin, göreceksin. şimdi- ii hislerini ne kadar manasız bu- lacaksım... Gururun sana yanlış yol gösteriyor, ikimizin saa- bahsolduğu şu daki etme Deniz.. , İkimizden başla, kimse bu girmeyecek, çünkü orası ocağı gibi bizim mu- m. imiz olacak. biribi- Türkiye için o Hariç içini © © Çocuklar, dedi, size bir ha LK LK i ber! Ben evleniyorum. 3 aylığı 4— İ Ötekiler şaşırdılar: $ , 7 M— — Ne diyorsun, Ragıp! İnsan ei, mi2: Yaş meselesi Muhtarla Mahmut ber akşam- ki gibi bir yerde oturmuşlar, sa- bahtan akşama kadar © şirkette yorgun düşmüş başlarını dinlen- dirmek için biraz nefes alıyorlar, konuşup gülüşüyorlardı. Pastaha- nenin tenha bir köşesinde küçük İ bir masanın etrafımda oturmuşlar | dı. Derken Ragıp geldi. — Hele böyle bir zamanda «- mayiliğin dik âlâsı.. Ragıp hiç istifini bozmadı: — Doğrusunu isterseniz arka- daşlar, aptallıktır, ben de pek iyi biliyorum amma, neyse bir iştir ol size bir hikâye anlatayım: “Cenabı Hak kâinatı ve mah- lâkatı yaratırken, hayvanlara ay- ni zamanda da yaşlarını tevzi e- diyormuş. Yer yüzündeki bütün canlı mahlâklar kaçar yaş yaşayacak- larını öğrenip, birer birer dünya- ya geliyorlarmış.. En sona yer yü zü mahlâklarından insan, may- ———— —— verirse şaşmamalıyız... Ödüm kopuyor? İstanbulun bir semtinde hay- van hırsızları türemiş, gazete“ ler yazıyor. Orada oturan birisi okumuş. Endişe içinde.. Adı mın hayvanları var.. Bir al bına rastgeliyor ve sırasını şürüp söylüyor: — Birader! Bizim semtte de hayvan hırsızları türemiş. Ö- | düm kopuyor.. Beriki durmadan cevap veri- yor — Eğer korkuyorsan gecele- ri çıkmalı. Dediğim çıktı!.. | Türkçenin sadeleştirilme: lerin ilânlarında ve hattâ bazı mahkeme kararlarında y: ni ıstılahlar ve tabirler meye başlamıştı. Bu tabirlerin içinde daha ilk nazarda yanlışlı / ğr göze çaran "kelimeler oldur | İ zündeki vazifem ne olacak? mun ve eşek kalmış. Üçü Ama | karşısına dizilmişler.. , Eşek hicabından ağzımı açıp | bir şey söylememiş, önüne bak- muş. "kilah demiş ki: — Sana kırk yaş ihsan ediyo: | rum, razi musın?. Eşek bir müddet düşündük. ten sonra sormağa cesaret etmiş — Yarabbim, demiş, yer yüzün. de ne vazife göreceğim. Bilmiyo- rum.. Öğreneyim ki ona göre yaş isteyeyim. Allah: — Kırk sene yük taşıyacakdın, | demiş. Eşek birden bire şaşırmış. Kırk | sene yük taşımak bu! | Mazlümene bir hal almış O zaman Allah eşeğe acımış: — Haydi yirmi senesini affet tim. Yirmi sene yaşayacaksın, de- miş. , ÇEşek, yirmi yaş yaşamak em. rini aldıktan sonra huzuru rab niden kemali hürmetle çekilip g | miş Sıra maymuna gelmiş. . Allah | maymuna: — Sen de kırk sene yaşayacak- sın, demiş. yim ki ona göre çok mu, duğunu bileyim, demiş. ! Cenabi Hak: — Kırk sene şaklabanlık yapa cakam, demiş. Maymun birden bire şaşırmış: yeti” .. Bana yirmi sene Maymunun da yaşı yirmi ola- rak tesbit edilmiş. En son sira Allah sormuş? — Ey, sen söyle, bakalım. A- demoğlu... Sen nekadar yaşi yorsun ?.. İnsan her vakitli sahte hica- bi ile önüne bakmış.. Cenabr Hak: — Sana da kırk yaz veriyorum, yetmez mi? demiş. İnsan da sormuş! — Ya Rabbim, benim de yer yü- insana gelmiş. Senin işlerin mühim ve çok... Sen dünyanın bütün işlerini idare edecek ve düzene koyacaksın. Herkesin sulh ve selâmet | içinde İ dir. ,» | diyece müsaade -| 53000 lira sarfedilerek kelimeyi, dili. mize sokmasında tehlike oldu- | ki: #unu söyledim... Bu suretle dil de'bir anarşi olacağını iddia et- tim. : Sözümde haklı imişi 1, Bil yaşamasma dikkat edeceksin. Bu muazzamatı umuru hüsnü tedvir sin, İnsan” oğlu düşünmüş. Mühim işler; vazifeler var.. Allaha demiş — İyi amma rabbim, kırk 36- nede ben bu kadar işi nasıl başa- rırım? Bana biraz daha yaş ina- yet buyunmaz mısınız? mem hangi banka ii kâ- nunuevvel ve kânunusani ayla- rının isimlerini beğememiş ve bunların yerine Cümhuriyet ve Gazi isimlerini koymuş... Hem sanırım bunları intihap edişte- ki maksat ta kelimelerin mef- humlarındaki hürmete sığınıp bu hareketi itirazdan kurtar- mak... Allah, Âdem oğluna bakmış: — Peki, senin de dediğim ol- sun demiş, şurada eşekten yirmi, maymundan da yirmi yaş kaldı. Haydi onları da sana veriyorum. Seksen sene de sana bol bol yeti- sir. ike Ragıp bu bye anlattıktan sonra t aş Klm ya, kırk yaşından sonra, sıra eşeğin yirmi. yaşına | > Türk - Feapsız mahkemesinde Muhtelit Türk - Fransız mah- kemesi dün 15 davaya bakmıştır. Bu'davaların bepsi de hükümeti. miz aleyhine açılmıştır. o Fakat davacılar müddeti kanuniye zar- fında dava harçlarını vermedikle: | rinden bu davaların iptaline ka- yonu| dün Boğazlar haftalık içtimamı akdetmiş ve | Cemiyeti Akvama gönderilmek | İ üzere 932 senesine ai raporu- | mun ibrazı için mesaisine de- | komisyonu, vam eylemişti | Bir mazbata hazırlanıyor Edirnekapr'lılar, Tramvay İRİ " şirketine verilmek üzere yüzler ce imzalı bir mazbata hazırla- ! maktadırlar. Bu mazbatada, şirketin son zamanlarda akşam ları saat 6,5 tan sonra Edirne" kapıya tek araba işletmesinden | şikâyet ve sık sık çift araba iş- | İletilmesi temenni “edilmekte- | lu Ankarada küçük otobüsler C ANKARA; 6 — Hükümet merke- üs işi henüz halledileme- | miştir. Şimdilik piyasaya birçok! kaptı kaçtı” lar aa ına bele. edilmiş Bu arabaların faydası taksiden faz | ln müşteri ve herhangi bir otobüsten âz yeri bulunduğu çin fazla beklemeden çabuk dolabil- | mesidir. Arabalar beş müşteri almak tadır. Ayasofyada tami- rata lüzum yok Ayasofya camiinin bazı yerleri nin tamire muhtaç olduğu yazıl mıştı. Evkaf idaresince bu — sene | Ayasofyada yeniden tamirat yap- | tırılmayacaktır. Bundan üç sene kadar evvel camiin kubbesi esâslı bir şekilde tamir e- dilmişti. Söylendiğine göre bazı #1. | valarm kopmasından başka cami- nin tamire muhtaç bir yeri yok- tur. " Sinan türbesi Mimar Sinan türbesinin tamiri- ne yakında Evkaf idaresince baş- lanacaktır. Türbenin - yanımdaki dükkânın istimlâk muamelesi bu- günlerde ikmal edilecek ve plân mucibince inşanta başlanacaktır. Türbe mozaiklerle tezyin edilerek kıymetli bir san'at eseri. olacak» tr. Mevlidi Nebevi 9-12-532 tarihine müsadif Cu- ma günü namazı müteakip Aksa ray Valide Camiinde Dr. merhum Nahide Edip Hanımın ruhuna it- | haf edilmek üzere Hafız Nuri Ef. di tarafından mevlit kıraat edile- Diş Tabibi ZEKİ HALİT i: li ii Gramofon MEN” operası. 4 İDİ i ME — Senenin en büyük sinema hadisesi mmm — Tamamen memleketimizde yüpılani ilk müazzam “Türkçe filan: Bir Millet Üyanıyor Rejisörü: Ertugrul Muhsin - Muharriri Nizamettin Nazif MBugün Elhamra © Melek Gia | Bugünküprogram 18 den 18,45 kadar Saz (Nebil oğ- İsmail Hakki Bey). 18,45 den 19,20 kadar Orkestra 19,20 den 19,45 kadar Fransızca ders (İlerlemiş olanlara). 19,45 den 20 kadar Orkestra. 20 den 20530 kadar Saz “(Seniye hamam) 20,30 den 21 kadar Darülbedayi artistleri tarafından temsil, 21 den 22 kadar Bey ve arkadaşları. 22 den 22,30 kadar Gratnoloön, Â- jnns ve borsa haberi, saat ayar. . | VARŞOVA 1411 m. 13.20: Senfonik matins konser. | 15.25: Halk musikisi, 16.05: Kon | serin mabadi, 17.05: Genç talebe | 21 İş ve İşçi J Milliyet bu sütunda iş ve ediyor. ee 560 m. i musil ). iştirakile VİYANA 517 mi. 17.30: Alois Dostal orkestrası 19.30: ile klâsik şarkı ve haberler. 21.05 Karışık neşriyat: (Berlinde, Kay- zerdam'da panayır salonundan naklen): Barnabas von Gezi te 20.15: Haberler ve saire, 21.50 Bestekâr Respighi'nin eserlerin- den fantaziler. BÜKREŞ 394 13.087 Gramafon: 14.05: Gra- devamı. 20.05: Konferans, 20.45: le Bizet'nin BRESLAU 325 m. 17.15: Hafif musiki, 18,05: Ço Tanburi Refik Opera orkestrasmin müsa- por haberleri. Mütenki- ganni ve piyano Bütün istiyenlere tavassat melidirler, cazband, Müsaba- | çırağa ihtiyacı vardır. müracaat. İşçi isteyenler M A TİK? te İstanbul görmek istiyor Mektepli Kızlar Temdit edilmiştir. Hiç bir film bu ha- rika ile mukayese edilemez. Bu akşanı GLORYA'da Büyük Gala olarak KADIN.HAYŞIEYELİ York Metropolitan operasından GRACE MOORE ve parlak jön prönye ANDRE LUGUET tarafından temsil edilmiş gayet mükemmel ve güzel bir film. Büyük İtalyan opora şarkıları FOX Jurnalde en cazip: ve meraklı hareketler. son dünya havadisleri, Yarın 11 de tenzilâtlı fiatlarla matine, ön dpi üzlyenler, bö öneki la İş büromuza müracaat et: Marangoz aranıyor | Güzel iş doğrama ve marangoz $ Yakında Majik'te fabrikasının 10 marangoz ve baş ; <AMMEMEEEMMMMEKAEMMMREMKAE Adres: Şişli son tramvay İsta siyonu karşısında — 336 Numaraya RİCHARD Tauber | TL NAGNESINDE | TOSKA Operâsını taganni ve temsil ediyor. İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatrosu Dae ği Temsilleri 21,30 da almanca neşriyat. 20.05: As çeri bando muzika, 21: K. & 10 İş isteyenler 544 — Bendeniz Amerikan kolleji talebelerinden olup orta derecede tahsilim vardır. İngiliz- ceyi, eski ve yeni türkçeyi mükem melen yazar okurum. Bu suretle i bir müessesede memur $. 5. rumuzuna müracaat. (UÇ SAAT OPERETİ) Yazan: Ekrem Reşit Bey. Besteleyen Cemal Reşit Bey. Une ma 3 perde 27 table. 3 haftadan beri oynamakta o- E! Bu gülünç şeydir... Böyle önüne gelen ay, gün isimlerini değiştirirse işimiz neye varır!., Ve işte bura anarşi derler. i geldi. FELEK ÂDEM ve HAVVA Yaşar Nabi sobanın başımda tatlı sesinle ba- na masal söyleyeceksin. Ben yi- - me'saçlarını “okşayarak roman 0- kuyacağım, Sonra, kim bilir, bel- ki güzel çocuklarımız olacak, on- larda kendi. .mazini, kene; di hatıralarını bulacaksın, Deniz. Daha günlerce evvel hazırla iş olduğu sözleri, muhüyyele sinin yarallığı Tomanı yaşayarak, söyleyen Cahidin sesi Denizin i- çinde tatlı “bir musiki tesiri bı- rakıyor, endişelerini ve kalbinde en ince telleri ihti man İşitmiyeceği, ve sevgiye elveda demek geldiğini kendi kendine,okadar çok tekrar etmişti ki şimdi işitiği söz- leri, adeta bir mucizeye şahit o- im gibi, vecdiçinde dinle İnal yaşları, tane tane, yanak- susturuyor | Ne yapalım, sabır ve tahame mül edeceğiz. Altmışına elileme maskara olmak mukadderse, a” X geldik mini öğzmcaki ğında tekrah siyanam. “ve geceleri daima rüyalarına karışan hayal: leri takip ediyordu... Gece ve sevi ut bir yuva. ve iktirastan aleyleş: miş, bir aşk.. Demek bunlar hâlâ kabildi. ve saadet kapıları; kendi- sine büsbütün kapanmamıştı. Gözlerini yumarâk, bağmı u- sulca -Cahidin - göğsüne ( yasladı. Ve böylece, uyandığı halde ; gör- "düğü güzel rüyayr kaybötmemek için - gözlerini açmaktan korkar gibi. dakikalarca durdu.: ' Fakat her Füynai bir sonu vardır. De- niz başını kaldırmadan, gözlerini açtığı zâiman tam karşılarında bu- lunan a; güzel bir tablo gördü: Başını sevgilisinin göğsü- ne dayamış bir kadın. Fakat, gözleri bu tablonun umumi man- zarasından ayrılarak teferrüatır na dikkat ediğce dehşetle titre di: Cahidin, aynada gördüğü yü zünde azap, iğrerime, nedamet gi- bi hislerin ifadesine benzer kor- kunç bir takallâs vardı. Cahit, Deniz kendisine bak- tığı: müddetçe, huzur ve süküm” Her gün Hastalarını Alti yol Muayenehanesinde kabul ve todavi eder. süne yaslayan Denizin * ârtik görmediğine": emin ol- duğu içinde duyduğu müt- hiş tazyiki ve ezayı, yüzünün. de- rin bir işmizazla aksettirmesine mâni olamamıştı. Deniz, üzerine yaslandığı a teşin başkışını yeni hissetmiş bir insan < gibi yerinden: fırladı: Hayır “ dedi; “hayyir, büna imkân yok, senin merhametine muhtaç değilim... Beni aldatmak isteyorsun.. “Bundan sonra bana vereceğin “merhametten başka bir şey olmayacak... Bunu çok iyi an ladım.. Cahit neye üğradığını, bu ânil tehevvüre neyin. sebebiyet verdi- ğini anlamadığı için kekeleyor- du: — Deniz, ne oldun. ne oldun, Deniz? Fakat, artık hiç bir şey dinle meye, tekrar aldanmamaya azme- den Deniz adetabir an bu se- sin tatlılığma. bu sözlerin riyası- na aldanmış olduğundan dolayı kendi kendine kızarak haykır yordu: Çık, dışarı, çık.. Beni rahat lar, müsahabeler. 21.35: Filhar monik konser. 22.25: Zoltan Ko- İ dalinin eserlerinden konser. Etem el “CAR- son romanı: Kence ediyorsun: çık dışa: Bu seste öyle emredici bir kuvvet, öyle nihayetsiz bir ıstı- Yavrusunu mü- bir kadın. gibi kalan yegâne şeyi, rurunu korukan bu kadının yüklüğü karşısında Cahit itaat etmekten bir çare bulama- dı. Başı önünde, içi.bir. menge- tazyiki altında dışarı çıktı. Parlak bir kış güneşi, ufuk ü- zerine heybetli irk çizen beyaz, bembeyaz Torosları tutuş” turuyor ve bütün bu karla örtü- lü manzaradan, güneşe tutulmuş muazzam bir pırlanta gibi. kör- letici bir ışık. çağlayanı dökülü- yordu. Gökün açık mavisi, dağların beyaz, eflâtun ve pembe renkleri" le birleşerek efsanevi bir. dekor çiziyordu. Yine karlarda derin izler br. rakarak © tekerlekler (o dönüyor, yine ağaçlar, üzerlerindeki be- yaz örtülerile. otomobilin pence- yeleri önünden (hızlı hızlı görür dp iye va Pe ve Beyin kitap halinde çıkan Göz yaşları!. Bütün kitapçılarda vardır lan Operetin son haftasıdır. zan İst Evkaf Müdür'üğünden: Evkafı mülhakadan Alemda ğında Sofu Hayrettin çiftliği: nin teslimi tarihinden itibaren üç senelik icarı pazarlıkla mü- zayedededir. 14.12.932 tai de ihalci kat'iyesi icra kılmaca ğından taliplerin o gün saat on beşe kadar İstanbul Evkaf Mü diriyetinde Orman ve Arazi ka lemire müracaatları. — (5464) ş lacağını zannederek yerde 4 aşkını gömmüş, dönüyordu. İçince derin bir ağrı, açılmış taze bir yaranın sizisr var. Fakat bu, muzaffer bir kumandanın kıt'a sından verdiği zayiata acıması 'kabilindendi.. Bir el i omuzla- rinf çökerten yükü ; birden bire sırtından almıştı, Hefilediğini, a- deta dünyaya (oyeni doğduğunu hissediyordu. Bu ılık kış havası ne güzel, bu karlar'ne temiz ve güneş ne kadar tazeydi. Ölüm- den o kurtulmuş “bir idam mah: kümu gibi hayatta her şeyi gü- a her şeyi harikulâde uyor- Ma parçalanmış bir kalp, miahvolmuş bir guru! raktığını düşünürken sadece bir merhamet duyuyor ve bu merhamet hissi aylardır, senelerdir kalbini bu- ran, dimağmı een İl ler yanında ne kadar ehemiyetsizdi. Hayatırın lezzetini yeni duy- İ müya başlayordu. Bu güneş ve bu karlar ne ka- dar gülüyorlardı, bütün dünya gülüyordu, bunlara karışan bir hayal daha vardı ki o da mütema- diyen gülüyordu: * dön

Bu sayıdan diğer sayfalar: