26 Ağustos 1933 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 2

26 Ağustos 1933 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ZA KURO KN Rİ iLK | Yazan” $. N. Serasker Rıza Paşa 2 Seraskerin istifasından Abdülhamit kuşkullanmış?! — Maliye ko- misyonunda! — Arap İzzet Paşa Zihni Paşanın sabrını, tahammülü- nü taşırtmış! Arap İzzetin bir tezviri! Padişah Serasker Rıza Paşanın Bul garistan hududu ve devletin muhafa- zai hakkında yazdığı tezke- relerin Meclisi Mahsusu Vükelâca ih- mal ve daha açığı iptal edilmesinden haberdar olunca Sait Pa- var, hayli. hayli hırpalamıştı. Hemen Şurayi devlet reisi Kürt Sait Paşa ile Hariciye Hukuk müte; hiri Hakkı Bey ve rioradonkiyan Eten- di ve ciheti askeriyeden bazı ümera- 'dan'mürekkep olarak teşekkül eden bir heyet taratından hudut ilşeri tet- kik ve hüsnü intaç olunmuştu. Seraskerin, para yokluğu derdin- den ve kendine isnat olunan şeyler- den yazılış tarzına nazaran hünkâr kuşkullandırınış ve askerin gündelik tayinleri verilemediği takdirde işin sonu fenaya varacağını hisseder gibi olmuştu. İşin sonunun fonaya varması, nefsi nefisi hümayuna dokunmak, bilmek ihtimalleri idi. Sultan Hamit, bu gibi ahvalde katiyen tereddüde düşmezdi. Maliye komisyonuna detli iredeler tebliğ olunarak ciheti askeriyenin biriken haftalıkları bir günde verilmişti. Abdülhamit, Serasker Rıza Paşayı da huzuruna çağırdı ve istifasını geri aldırttı. Sultan Hamit, bununla iktifa etmedi. Rıza Paşanm, idare, hesap, makama geçer geçmez aldığı bazı tedbirler ve yaptığı bazı icraatte de- nemiş, notunu vermişti. Seraskerin Maliyeden şikâyeti üzerine onu, Ma- tiye ve Nafia nazırlarının bulunduk- ları Maliye komisyonuna reis tayin etti, Burada bir nokta üzerinde bir par- ça duralım, Tarihin malı olmak şah- siyetlerin iyilik veya Fenalıklarını, günah veya savaplarını, kusur veya meziyetlerini ahlâki zaaf veya kuv- özönünde tutarak muhake- Serasker Tekke seliridi olark görüyoruz. İmmcını türbeye asıyor, Şeyh Efendi o- kuyup üfledikten sonra kuşanıyor. Zabit sinyor, yakit vaki İstanbuldan uzaklaşıyor, lâkin İstanbula her geli- girgle heren ği tozile dergâha vi ren ayar, Liva, Ferik oluyor. gene tekke- den alâkasmı kesmiyor, nihayet Ab- dülhamit bile bu hale takat getiremi- larını e. sadakatini isbattan geri ya cmisda Ek rasker Rıza Paşa, dünya umurunu Feramuş etmiş, gözümü, gönlünü Al- İaha çevirmiş bir derviştir. Fakat ay- si Zamunda be seki A Sac AR e- sap, para işlerinin başında görüyor ve buluyoruz. Derviş Nihat (!) Seras- a beynin in adünyasını İşte Gü line diet bam mamur diye buna derler. Her hakdez (Milliyet) indir. müteakıp “Nis” e çekilerek sürdüğü âsude ve müreffeh ömür ve vefatında evlât ve ensaline bıraktığı servet ve saman ve malı firavan, bunun itiraz kabul etmez bir şahididir. İnsan, gayri iktiyari, “Mdliere” in ölmez” tiplerinden Tartuffe'yi hatır kıyor. Rıza Paşa, Maliye komisyonunda galntığı cınada Sadraazm Sait Paşa le çarpışmış, mabeyin O erkânmdan Arap İzzet, Ragıp ve Agop Paşaların müdahale ve hünkâr nezdinde sikâ- yetlerine uğrayarak riyasetten çekil- meğe mecbur kalmıştı. O vakit, paşa nın aleyhinde bir çok Sara ye verdi- rilmiş, gunagun ismatlar ye Adim Rıza mi beri ko misyonundan beraber yeri- ne, fakat #za sfatile Mahmut Şevket me merhumu tayin etmişti. t ken bu om | Mi e öle ec İkem İ yim. Riyasetten Rıza Paşa Den yerine Ticaret ve Nafia nazırı Zihmi Arap İz- fatile resmen dahil değil idise de he- men her içtima günü gelir, gider ve bötün işlere müdahale ederdi. Arap İzzetin burnunu sokmadığı, parmağı- nı dolamadığı bir iş, yok gibiydi. Zihni Paşa merhum, namuslu, te- miz, sabırlı, sessiz bir zat olduğu hal- de, İzzet Paşanın elerinden bizar olarak: — Zatı samileri, iradat seniyeyi tebliğ için komisyona teşrif ediyorsu- nuz.. Fakst komisyonun O wüzakeratı- na iştirakiniz için bize henüz bir ira- dei seniye tebliğ Defteri Hakani ve Dahiliye nazı lıklarında bulunmus olan Adil Bey, | bir aralık Maliye komisyonu başkâti- liğini ifa etmişti. Kendisinin mütees- | sirane naklü beyanma göre, Arap İz- zet Paşa, bir gün komisyona gelerek: — Şevketmaap Efendimiz buyurdu- | lar ki; Seraşker Paşa, beni çok sıkış- tarıyor, İsyan balinde bulunan Cebeli derne ve Havran meşayihine, Müba- reküssabah Paşaya Makedonya Bulgar eşkiyasına karşı tertip ve suçları ka- rargir olan taburlar para verilmediğin. vellüt »deceği belli bir Gk. Git söyle! Maliye komisyonu ne yapacak ise hemen icabına baksın! Hattâ z1- ruret görülürse ayıp ve agrim deme- tabirler kullandığını Komisyon reisi Zihni ve azadan Mahmut Şevket Paşalar, bundan son derecede müteh: yir ve ol na aksettirmişlerdi. Abdülhamidin bu na canı sıkılmıştı; İzzet Paşayı tevbih ve tekdir etmekle beraber badema ko misyona gönderilmemesini ve komiz- yondan vukubulacak tebligatın alelü sal baş kitabetten makamı sadarete yapılmak suretile cereyanmı emret. mişti, Şu müemif vesile ile , Bu moktadan, Serasker Paşayı, der- viş olarak değil, bilâkis tam hesabı- sı, kitabımı bilir bir hayat adamı ola- £ak görüyoruz. Netekim meşrutiyeti Serasker Riza Paşa Torununu emziren büyük an a! — Rıza Paşanın kendi rivaye- am e, in tarihi, — “Cihan Seraskeri” Rıza TAMA RAMAK ADADA KAAN AAA ALA AAA DİL ANKETİMİZ T.D.T.C, geçen yıl bütün millete karşı bir anket açmıştı. 105 Histede aşa- # yıkar, 1506 kadar söz ortaya atıldı. Dört aya yakın gazetelerde bir çek ce- vaplar çıktı. Bu cevaplar şimdi cemiye tin bu işle uğraşan komisyonunda sıra» Ye anilarek: amal Malan Heyeti tarıfmla vâe göki varla kzde. Her yerden gelen ve bir kısmı gaze telerde çıkan karşılıklar arasında bir ta kım sözlerin ince mana ayrılıklarını tastamam karşılayabilecek öz türkçe mu ortaya konamadığını görüyo rüz. Bunun için, kendimizce daha iyi ve daha inceden inceye aram ak lüzumunu duyduğumuz sözleri, ken- di yaralanan yeniden akete koya uştak. İl Kiştemizi de bir kaç günden eye lnteye galan < € evaplardan bir takımını meşrettiğimiz gibi, daha gelenleri de biribiri ardınca basacağız. Burün İkinci bir late daha veriyor uz. Bu İistenin temeli şu sözlerdir: 1— HADİSE,2—VAK'A,3 VAKIA 4 — HADİSAT 5 — Vu- KUAT, 6 — VAKIAT. .” sözlere karşılık düşünürken fra natzca şu sözleri de gözönünde tulma- lr: 1 — ACCİDET, 2 — İNCİDEN, T, 3 — EVENEMENT, 4 — PHE- NOMENT, 5 — FAİT. Bu sözlerin anlattığı fikirleri türk se ve yolda aöyliyebiliriz? Işte burası ortaya Bir iki örnekle düşüncelerimizi anlatalım: Meselâ: “Filin adamla falan adam arasında bir hâdise çıkmış, dediği- miz zaman bu “hâdise” nin fransızca sr “incident” dır. (İki otors bilin çarpıp. masi hâdisesinde yaralandı). dersek “hâdise” accident yerini tutar. (Tarihi ir hâdise) un öcönement . “Ay tutulma bir hâdi k dilediğimiz şudur: lanılış manalarını ifade ed. ei lime lebilecek öz türkçe sözleri araş- | gok makaleleri mevzuu bahsede- rek diyor kiz MİLLİYET CUMARTESİ 26 AĞUSTOS 1933 HARICI HABERLER Dostluğa Güvenmemeli eme Mussolini harp zamanında dostlardan bile korkmak gerek olduğunu söylüyor KÜNEO, 25 (A.A.) — Stefani | Ajansı bildiriyor: Başvekil M. Mussolini, yanında fırka kâtibi umumisi M. Starace, Jeneral Bistrocchi, Kont Galeazzo Ciano ile Milis kuvvetleri erkârı | harp reisi bulundukları halde Kü- neo şehrine gelmiştir. Başvekil hükümet dairesine gi- rince balkona çıkmış, bina vira da sıkışık bir halde toplanıp bi mış olan büyük bir halk kalabalığı tarafından hararetli bir surette ai- kışlanmış ve bir kaç defa balkon da görü :meğe mecbur olmuştur. M. Mussolini “balkona son çıkı- şında bir nutuk söylemiştir. Bu nutkun en çok dikkati çeken parça | ları şunlardır: “Ruha dinçlik veren şu bir kaç | günlük yorgunluk zamanımda yur Gülçe Kağkilii svgkiiPeo7£ | talyanlığa karşı beslediğiniz içten İ gelen imanı yakından görüp duy- mağa imkân buldum. Orduyu içi: | nizden gelen bir misafirperverlik- | le karşıladınız. Bundan dolayı or- du size karşı minnet duymaktadır. “Bu yerler, bu Alp toprağı hiç bir vakitte hiç bir noktasında bir | düşman ordusunun ayağı altmda kalmıyacaktır, kalmamalıdır. “Kuvvetli milletler sulh zama- nında uzak, yakın bir çok dostlar | | kazanır, harp günlerinde ise kor- ku telkin eder, kendini saydırır, İ Zaif, kuvvetsiz milletlere gelince, onlar sulh vaktinde tek başlarına kalır, hor görülürler, harp zama. nında da ayak altında kalmak, & zilmek tehlikesiyle karşılaşırlar, demek oluyor ki, daha ilk çocuk- luk günlerindenberi kuvetli bulun malıdır. , “Her hângi bir karar verildiği zaman geri dönmeği hiç bir vakit- te akla getirmemek, daima ileriye doğru gitmek gerektir. İnsanların ve milletlerin kuvetli bir seciye sa hibi olmaları lâzımdır. Ben bu topraklarda bu sözleri söyliyebiliyorum. Çünkü İtalyan hükümetinin ve İtalyan wiletirin sulhü can ve göpülden dilediğini | hiç kimse tanımamazlık edemez. İ italyanlar bu istediklerini bir çok delillerle isbat etmişlerdir. “Yirminci asırda medeni millet lere yaşayış ve kurtuluş usulünü ve yolunu gösteren işte bu Faşist İtalyandı Sahalin'e mi Göz diktiler? See Uzak şarktan bir mesele daha çıkıyor İ MOSKOVA, 25 (A.A. — Tass | Ajansı bildiriyor: İzvestia gazetesi, Tokio matbu- atında son zamanlarda çıkan bir — Bazı Japon mehafili Sovyet kamçaktası ile sahilin üzerine göz dikmiş bulunuyorlar. Bu mehafil iddialarını muhik göstermek için şu delili ileri sü iyorlar: Sovyet Rusya için Şark Demir- yollarının satılmasını müzakereye amade olduğunu beyan etmekle u zak şarktaki vaziyetinin tasfiyesi- ni esas itibariyle kabul etmiş ol- maktadır. Halbuki bu mehafil u- nutuyorlar ki, Çin Şark Demiryol- ları Sovyet Rusyaya ait olmıyan bir toprak üzerinden geçmektedir. Sovyet Rusya vaktiyle çarlık Rusyası tarafından takip olunan Hama vaziyet programını ter ketmiştir. Sovyet Rusyanın ecnebi toprak larını işgal siyasetinden feragati- » Uzak Şarktaki hak ve menfaatlerinin ihlâline karşı dur- mak için şiddetli karşılıklarda bu- lunmakla cevap verecektir. Yunan konsolosu hari- ciyeye alındı ATİNA, 25 — Yunanistanın Istanbul jeneral konsolosu M. Kap aalis, Hariciye nezareti müdürlük- * lerinden birine tayin edilmiştir...“ | Yunanistanda Casus şebekesi Müküm evrak bir bomba hasarında bulundu ATİNA, 25 — Polis bir casus şebekesi meydana çıkardı. Şebeke | nin reisi yakalandı, diğer mensup lardan bir kısmı da hüviyetleri tesbit edildi. Hâdise çok mühim- dir. Çünkü bu şebeke Harbiye neza retinde Erkânı Harbiye Reisinin odasındaki kasadan Yunanistanm müdafaa plânlarmı çalmıya mu- vaffak olmuş, bunları Fransız ban kasında kiraladıkları bir kasaya saklamıştır. Fakat bunu haberalan polis dün bankayı aramış ve plânları ele geçirmiye muvaffak olmuştur. An cak plânların birer suretinin alın mış olmasından korkuluyor. Şebe- kenin resi ve mensupları ecnebi- dir. Fakat isimleri gizlenmektedir. İ Casus şebekesinin, aşırılan plânla- rı ecnebi bir devlete otuz milyon drahmi mukabilinde satmak istedi gi ve bu hususta mutabık kılındığı da tahakkuk etmiştir. ATİNA, 25 — Casus şebekesi- nin yakalanması hakkında son alı- nan tafsilât şudur: Bu şebeke bazı güzel kadınları para ile kandıra- rak bunlar vasıtasile ordunun il gelen erkânmı elde etmiş ve bu dan yürüyerek müdafaa plânları- nı çalmıya muvaffak olmuştur. Hü kümet, şebekeye yardım ettikleri şüphesiyle büyük ve küçük rütbe- li bazı zabitler hakkında şiddetli bir tahkikat faaliyetine girişmiş- tir. Casusların hüyiyetleri tamamen tesbit edildiği için hepsi de yaka- lanmak üzeredir. Casusların isimleri vehangi dev let hesabına çalıştıkları hakkında sıkı bir ketumiyet muhafaza edil- mektedir. Efkârumumiye heyecan içindedir. Romada yeni bir mülâkat mı? BERLİN, 25 (A.A.) — Wolf£ Ajansından: Alman, Fransız ve İn giliz Hariciye nazırlarının gelecek birinci teşrinin ilk haftalarında Romaya giderek M. Musaolini ile görüşeceklerini yazan ve Pariste çıkan Matin gazetesinin bu haberi hakkında fikirleri sorulan Berlin resmi mehafilleri böyle bir proje- ye dair hiç bir bilmediklerini söy- lemişlerdir. Hava nümayişi 126 Alman tayyaresi tura çıktılar BERLİN, 25 (A.A.) —Wolf£ a- jansından: * Almanya etrafında hava turu hakkında hazırlanan dün yapılan koşu yarışımdan baş- ka, - her biri bir günde yapılmak şartiyle - üç kapalı turu ihtiva et- mektedi ar, Tayyareler bu turların ber de- fasında Berlindeki Tempelhof tay yare karargâhından havalanacak- lar ve ayni gün içinde saat on do- Her eri alt tayyareden mürek kep yirmi bir gurupa ayrilmış 126 tayyare bu sabah saat altıda hava lanmağa başlamışlardır. Bunlar Stettin, Dançig, Koenig sberg turunu yapıp döneceklerdir. Son kalan gurup saat yedide ha reket etmiştir. Tayyarecilerden ço ğu daha şimdiden Koekinsberg'e dönmek üzere Dançig'den ikinci defa olarak geçmişlerdir. Müthiş kasırga Milyonlarca zarara ve ölümlere sebep oldu NEW-YORK, 25 (A.A.) — Pen silivanya, yeni Jersey, Nevv-York, Virjinya, Delâvare ve Maryland hükümetleri dabilinde milyonlar» ga esnasında ölenlerin en aşağı tahminle yirmi kişiyi bulduğu söy- lenmektedir. NEW-YORK, 25 (ALA.? — Dün iü kosrgada ölenlerin miktar: “1 de çekmiştir. | İş bankasının kuruluş yıldönümü İş Bankasının. dokuzuncu yıl dönümü münasebetiyle, bu gece, An karapalasta bir ziyafet verilmiştir. Ziyafette bankacılar, meclisi idare azaları ve Fırka Kâtibi umumisi Recep Bey bulunmuşlardır. Ziyafet geç vakte kadar devam etmiş, neşe ve samimiyet içinde geçmiştir. M. Benes Komaya geliyor | İ PARIS, 25 (A.A.) — Havas Ajansından: Jurnal gazetesi bugün- kü nüshasında Prag ve Romadan gelen, M. Benös'in bu yakınlarda M. Mussolini'yi tahmin ettiren haber leri göz önünde tatarak diyor ki: “M. Bends'in alacağı karar hak kında şimdiden bir hüküm verme- mekle beraber denilebilir ki, böyle bir ziyaret Fransanın delâlet ve hi- mayesi altında yapılması gerek olan bazı müzakereleri tamamlamış olur, “Tuna meselesi hakkında M. Mussolini tarafından hazırlanan plâ na dair yürütülecek mütalea ve ve rilecek hükümlerde bu plâna mua- hedelerin tadilini derpiş eden her hangi bir madde konmadığı şüphe. siz olmakla beraber yine çok ihti yatlı davranmak lâzımdır. “Bu plân hakkında tamamiyle kestirme bir hüküm vermeden önce onun bütün teferraatının öğrenile ceği zamanı beklemek gerektir. İhti mal ki, bu plânın, olduğu gibi, kabulüne imkân görülemez.” Buğday konferansında vaziyetimiz LUNDRA, 25 (A.A.) — Buğday konferansındaki İtalyan mümessi li yapılan itilâh imzalamadan evvel hükümetine danışmıştır. Türkiye ve Portekiz mümessilleri de bu itilâfı imza edecek vazi- yette olmadıklarını söylemişlerdir. Rusya mümessili itilâfı imzalıyaca- ğını söyledikten sonra demiştir ki: “Şu kadar var ki, Rusya istihsalâtın tahdidi için değil, fakat ihraca tın tahdidi hususunda taahhüt altına girebilir.” Tuna memleketlerinin mümessilleri de ayni vaziyette olduklarını bildirmişlerdir. Bazı memleketlerin ileri sürdükleri ihtirazi kayutlar tilâfa değil, fakat zannedildiğine göre müsveddelerine dercedilecek- tir. Konferans kat'i metnin imzası için saat 17,30 da toplanmıştır. Ba jimzalanan kat'i ve mihai metin Ce- nevreye gönderilecektir. | İmzalar | muayyen bir devre zarfında geri alınacak olursa muteber sayılacaktır. Eğer ırk prensibi galebe çalarsa PARİS, 25 (A,A.) — Fransız sosyalistleri kongresinde fırkanın sağ cenah müfrit azasından M. Marguet demiştir ki: “Sosyalizmin dört memlekette yaptığı dört tecrübe dört mavaffakı yetsizlikle neticelenmiştir. Bu muvaffakıyetsizlikler sosyalist enternas yonalini dört büyük memlekette, yani Almanya, İngiltere, Fransa ve İtalyanın artık hiç bir rol oynayamı yacak bir hale getirmiştir. Bu halin başlıca sebebi, sosyalizmin belli başlı meseleler karşısında sarih bir va ziyet almamış olmasıdır. M. Mussolini Faşizmin bir ihracat maddesi olmadığı düşüncesinde bulunuyor. Buna mukabil Hitlerciler milliyet prensibi yerine ırk prensibi koyayorlar, Eğer erk prensibi galebe çala cak olursa Avrupayı uzun bir kargaşalık ve harp devresine doğru sü- rükliyebilir. Her ne bahasına olursa olsun milliyet prensibini devam ettirmek ve onun bütnü neticelerine baş eğmek gerek olur. Buğday hakkındamuvakkatanlaşma LONDRA, 25 (A.A. Buğ day hakkında muvakkat bir anlaş- ma yapılmıştır. İhracatçı simlabağ ler buğday için beynelmilel Fiyat o- larak kental başına 12 altın frank veya kile başına 63,6 sent tesbit o- İanmasın: habul etmişlerdir. Güm rük resimlerinin de bu fiyata" göre yeniden tayini düşünüldüğü söylenmektedir. İhracatçı memleketler 1933 - 1934 senesi zarfında yapacakları buğday ihracatının azami miktarı nın 560 milyon kile olmasına ve 1934 - 1935 senesi zarfında, Rusya ve Tuna memleketleri müstesna ol- mak üzere, diğer ihracatçı memle ketlerin istihsallerini yüzde on beş nisbetinde azaltmalarına muvafa kat etmişlerdir. mma m İki arslan kafesten kaçtı |/Kübada vaziyet ne halde' VARŞOVA, 25 (A.A.) — Min | o HAVANA,25(A.A.) — Küba na şehrinde gezginci canl ta- | kabinesi parlamentoyu dağıtmağa rafından verilen bir oyun bittikten | ve 1901 teşkilâtı esasiyesine avde sonra iki arslan kafeslerinden kur | te karar v: tularak kaçmışlar, halkı büyük bir korkuya dü üşlerdir. Armalar alp edildiklerini gö süs polis ve a kavetleri- nin yardımı ile tutulmuşlardır. Beiçikadaki Hitlerciler BROKSEL, 25 (A.A.) — Liege valisinin i malümat üze rine Dahiliye nezareti kalemi mah sus müdürü usulüne uyğun surette hazırlanmış pasaportlarla hududu geçerek halk arasmda yeeni. da yapan Hitlerciler tahkikat icrası için bizzat İm ve ye rp gitmeğe karar ver “ eüöünin iş açılıyor vermiştir. Bu suretle 1928 kanunuesasisi mucibince tayin edilmiş olan yük- sek memurlar işlerinden çekilmiş olacaklardır. Yeni hükümet bu icraatla açık- ça ibtilâlci olduğunu göstermekte- dir, Machada hükümetini de devi- renlerin maksadı bu idi. İtalya kralının Italyadaki * o serveti ROMA, 25 (A.A.) — Sabık İs panya kralına ait olup İtalyan ban kasımda mahfuz bulunan eshamı NEW-YORK 25 (A.A.) — Sa. |Fransada mavnacılar grev. rakkiler elde edilmiştir. Amele sendikası ile müzakereler- de tarihinde ilk defa o- Büyük bir zelzele BİRMINGAM, 25 (MA) — rasathanesi bu sabah saat dokuzu iki geçe 5280 mil u- zakta şiddetli bir zelzele kaydet- İspanyanın yeni Moskova elçisi MADRİT, 25 (A.A.) — Hükü- İ met Meksikadaki bi elçisi M. Alverez Del Nayo'yi İspanya- run Moskova Elçiliğine tayin et- miştir. PARİS, 25 (A.A.) —Bir Şiddetli yağmurlar VARŞOVA, 25 (A.A.) — Çok şiddetli ve sürekli surette yağan yağmurlar neticesinde Carpathes- in cenup kısınındaki ırmaklar taş- rte,

Bu sayıdan diğer sayfalar: