7 Eylül 1933 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

7 Eylül 1933 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Rontgen ışıkları.. Hekim gözüyle “ Göklerin yüksekliklerinde, de,karanlıklar ışıklara karışır.” Hastalıkları kati olarak tanı- makta büyük pay araştırma, taraş tırma avadanlarının değerine bağ lıdır. Âlet yapar, el övünür. He- kimlikte de bir dereceye kadar böyledir. Henüz yüz yıldan ziya- de zaman geçmedi; bekimlik bü- yük inkılâp geçirdi. Bir Fransız hekimi, Laenek göğüs dinlemeyi düşünerek göğüs hastalıklarının yeni alâmetlerini, işaretlerini duy muş, öğrenmişti. Yeni asrın belli başlı kaygusu ! hastalıkların © teşhisi hususunda ince eleyecek, sık dokuyacak, kı kirk yaracak avadanları düzmek, tamam.amak oldu. Bu arada iç a- larını görmek, onların fotoğraf- larını çekmek yolları bulundu. Ta | bii boşiukların doğrudan doğruya araştırma usulleri gıttıkçe mükem melleşti, Rontgen ışığı kullan. mak usullerinin bir çox tatbikatı- na geçildi. Bu ışıklar bazı cisimlerden ge- çiyorlar, bazılarından da geçmi- yorlar. Demek oluyor ki, rontgen ışıkları için cisimlerin bir takımı kesif, bir takımı şeffaf.. Kemikler kesiftir. Bunun içindir ki, bu usul ilik önce kırıkların muayenesinde kullanıldı. Gün geçtikçe usul te- kemmül etti. Dal, budak saldı; tat bik sahası genişledi. Kemik mua- yenesi deyip geçmemeli. Bu mua- yenede neler görünür, neler... Yal nız kol, bacak kemiğinin kırığı, çıkığı görülmez. Tekniğin tekem- mülü sayesinde kemiğin kireçle- nip kireçlenmediği; dokunuşu, €- rişi, argacı seyredilir. Rontgen ışığı ile azaların tetki ki daha faydalıdır. Hastayı ekran ardına koyarak iç uzuvlarının ha- reketlerini seyretmek; fotoğrafla- | rını çekmek mümkün olur, Göğüs hastalıklarınm ve bunla rın arasında akciğer vereminin tetkikinde Radiyoloji'nin tuttuğu yeri herkes bilir. Tekniğin tekem- mülü sayesinde evvelce hayale gel meyen teferruatı görmek ve hasta yı dinliyerek elde edilen malüma- ti tamamlamak mümkün oluyor; ciğerlerdeki bozukluk gözle görü- fade edilmektedir. Kalbin hareke ti seyrediliyor, aort damarı ile kalbin boşlukları & Kara ciğerlerin gölğesi ekran üstüne düşürülüyor; ve bazı usta- lıklar yapılarak böbreklerin fotoğ rafileri çekiliyo İ müşü.. insanların yüreklerinde, her yer (Viktor HUĞO) İçi boş, oyuk olan uzuvların ışığı ile muayenesi ancak içlerine bazı maddeler doldurmakla müm kün oluyor. Mide veya bağırsakla rın muayenesi ancak baritli mad- deleri ağızdan almak veya ihti- kan yapmak suretiyle yapılabılı- | yor. Güzel bir radiyolojik muaye- ne sayesinde ne kadar hemmiyet- li mide hastalıkları vaktinde teş- his ve tedavi edilebilmiştir! İyi şartlar içinde yapılan Radi yografiler sayesinde satra taşları, böbrek taşları meydana çıkarılı- yor. Bazı taşlar da var ki, rontgen ğı ile görülmiyor. Bunun için bazı ilâçlar kullanılıyor. Bunlara benziyen usullerle ba zan rahim de muayene ediliyor. Ve bu ikiz gebelikleri anlamak i- çin işe yarıyor. İşte rontgen ışığı ile kemikle- rin, ak ciğerlerin, yüreğin, böbrek lerin, mide ve bayırsakların, kara ciğerin bazı bozukxiuklarını göre- biliyoruz. Beyin ve sinirler görülmiyor- lar. Beyinden ve mundar ilikten rontgen ışıkları geçiyor. Lâkin bunlar zarlar içindedir ve bu zar- larm içinde de bir su vardır. Bu suyun içine bazı kesif maddeler şirınga ederek meselâ mundar ili- ği önkuştıran bir uru görmek müm- kündür. ... İşte size rontgen ışığı muayene lerinin kısaca ve topluca bir görü- Lâkın sakınması, uyanık busunmalı. Bu ışık teşhis vasıtala- rının en iyisi olduğu gibi, en fena sı da olabilir. işıkıarı gölğeler, lekeler gösterir. Eşyanın mahiye- tini olauğu gibi göstermez. En zor şey, onları anlamak, tefsir etmek- tir. Fena bir Radiyografi çok kor- | kunç yanlışlıklara sebep olabilir. Uzuvlarda bozukluklar olur ki, rontgen ışığınden kaçar, başka muayene usulleriyle meydana çı- karılabilir. Bir çok hastalar da var ki, iç uzuvlarının bir fotoğrafisini çek- tirmekle her şey anlaşılmış, . kati karar verilmiş sanıyorlar. Bazı i olarak karar ver- linmesi lâzım geldiğini bilseler. Hekimlik biraz karışıkça bir şeydir; yalnız resme, gölğeye bak maktan ibaret değildir... Dr. Rusçaklu HAKKI Sumer Bank Umum Müdürlüğünden: Ankarada İktisat Vekâleti nde “ nizi tetkik” Hey'etinde istihdam edilmek üzere İngi miyle vakıf İki Daktiloya ihtiyaç vardır. iktidarlarıma göre her birine verilecektir. Talip olanların 7-9-933 Perşembe İktisadiyatını .ceye tama Tebeyyün edecek (200) liraya kadar aylık ücret günü saat on altıda Bankamıza müracaa tları. (4685) Istanbul Dördüncü icra Memurluğundan: Emniyet Sandığı namına birinci derecede ipotekli olup tamamı 2330 lira kıymeti lar karyesinde Derebaşında manlığı havi müfrez ahşap bir muhammineli Üsküdarda Yaya- hesap 1-1 numaralı müşterek sa hanenin tamamı açık arttır (Terfi edemiyen ihtiyat zabitierine İ den: Büyük hai EMBE 7 EYİ | Fikir | Sevgi ve şefkat Uzun harp ve sefalet senelerini pek yakından kovalıyan uzun buhran ve en- dişe yiları yalnız milletlerin arasında husumet ve kin uyandırmakla kalmadı, ayni millete, ayni şehre, ayni sileye bağ- lı insanları da birbirinden soğuttu. Herkesi kendi başının derdine düşüren harp ve buhran, tahtayı kemiren bir bö- cek gibi, insanlığın içinde, gizliden giz- liye, sevgi ve şefkat hislerini yedi, bi ten evvelki ve harp ten sonraki nesiller diye birbirine düş- man iki zümreye © ayrılmakla kalmadı, | bu her iki zümre de yüzlerce kısma ve her kısım da gene kendi arasmda inkısa- ma uğradı. İnsanım içinde bir yılan gibi başını kaldıran hodbinlik, onda körü (körüne itaat ve inanış safdilli yok etti, Titiz bir asabiye doktoru, gelişi muayene edeceği yüz ki sağlam ve mükemmel kaç kişi bulabilir, diye düşünüyorum. Hırçınlık ve asabi yet, zamanımızın en göze çarpar hususi yetlerindendir. Hırçmlık, beyinlerimize bize namütenahi enerji kaybettiren bi- rer sülük gibi, yapışmıştır. Biz, yaratıcı kuvvetlerimizden ayırdığımız pek büyük | bir payı, ber gün, bu tüfeyli mahlükun önüne atmaya mecburuz. Sevgi ve şefkat.. Yaşamak ihtiyacını veren, yaşamak zevkini duyuran, yüzler. ce asır din adamlarının ve şairlerin in sanlığın en büyük fazileti diye terennüm et“.leri bu hislerden bize şimdi ne kaldı. Artık sevgilerimiz hiç bir zaman kinle. rimiz kadar keskin olamıyor, artık hiç kimse için hası z kadar kuvvetli bir sefkat besliye: muş menbal istihlik ettiğimiz sevgilerimizde bile sar mimi değ Şimdi şefkat hislerimiz de izin elinde, bazirgân tez- gâhındaki mal gibi, bayağılaşmıştır. El sıkışmalarımızda candan ve gönül- den gelen hararet neden hissediliyor? Neden tebessümlerimizin istihzaya, astı a benzer bir kıvrılışı var? Bu, insan- ların arasında düşmanlık ve haset his- lerinin artması da, grizleri doğuran ik- tisadi kanunlar gibi, bilinmiyen bir ka- Buna rna beğlı? Yalnız şunu biliyoruz ki, neden gelirse gelsin, biz buğün, omuzlarımızda ağırlı” ğını hissettiğimiz bu yükün altında ha: yatı biraz daha acı, biraz daha yorucu ve tahammülfersa hissediyoruz. İnsan, ekmek gibi, su gibi, samimiyet ve sevgiye de muhtaçtır. Onun kuvveti. ekmek ve su gibi, samimiyet | birbirine bağlamış insanla- ötle yalnız güzel ve gıp- | ayni zamanda kudretli- Yaratmak için inanış ve semimiyete, ve bu yaratıcılık kudretimizi devam etti- rebilmek için de sevgi ve şefkate multi. cız. Bu bislerin, kalplerimize kök salımı için her çareye baş vuralım. Mücadele hedeflerimiz riya, kin ve haset olmülrdür. Riya ve hasede karşı samimiyet ve şef | kat mücadelesi, Ankaranm vahşi toprs: ağaç mücadelesi kadar verimli | biyat da bu işi başarabilecek biricik vasi | sıtadır. Bizde bu okumamak hastalığı, bu edebi yat ve sanat yoksulluğu devam ötümyü kalplerimizde sevgi ve şefkat haneleri daima boş kalmıya mahkümdur. Her'cephede çalışılır, ve her hususta semereli neticeler alınırken, manevi bün- yemizi takyiye edecek bir edebiyatın neşvünüması için meden biç bir şey yar pılmadığına hayret etmekteyim. Yaşar NABİ amaa. m | Askar! tebligat l l 1. Fırka Askerlik Dairesi Rei de kurulmuş ihtiyat zabit namzetleri talimgâhlarına veya levazım mektebi ne girmiş ve talim devresini bitirerek neşet etmiş ihtiyat zabi mur ve kâtip namzedi dan muhte!;* sebeplerle yerek namzetlik hakları baki kalmak suretile terhis edilenlerden şimdiye kadar staja gitmiyenler İstiklâl har. binden sonra kısa hizmetli (Maksu- re) olarak askere alınanlardan Har- biye mektebinde dokuz aylık tahsil- den sonra mektebi muvaffakıyetle bitirip rütbe almadan (zabit vekili ol mıyarak) terhis edilenlerle 341 sene si haziranında altı ay Harbiye mekte binde, üç ay Atış ve Tatbikat mektep 1933 LOL Anketimize Gelen cevaplar Gelen karşılıkları pey- derpey neşrediyoruz.. 1 inci LİSTE Şart. İSELİK (İse) den: Öyle ya- pılır ise — öyle yapılmak şartiyle. Her günük kullanışımızda (şart) mefhumu- nu uyandıran bu (ise) sözü (lik) lâhi- kariyle doğrudan şart'ı karşılar. Daha kısa, olarak yalnızca İSE de denebilir; İsim olarak geçeceğinden daimaki (ise) ile iltibas hasıl olacağı korkusu yokt (Filânca) bu işi yapmak için (yahut iselik) koşuyor.” Kayt, BAĞLIK, Bağ'dan ÇÖLEN — bukağı, köstek, kayt, iş- kil. (Buhari'dendir. Okunuşu belki çu- lan? ben incesini aldım.) Birde | (şu kadar ki) demeye gelen şunca ki sözü ŞUNCAK yahut ŞUNCA şeklinde ola- rak hem (kayt) hem (şart) için umumi ık olarak ileri sürülebi Mahiyet. NİTENLİK, Niten, nitan ne güne, nasıl. Buhari, m (eski (Nedenlü) müz Şahsiyet. (ÖZLÜK, Hüs, Kâzım Kad ri Beyin Büyük - Lügatinden. o Fakat Şems, Sami, Vef. P, ve Buhari farklıca manalar veriyorl! KİMSELİK daha eyi uyar. Zat ÖZLÜK KENDİLİK. Hüviyet, KİMLİK. (H. M.* nin sü- tunlarında bu karşılık bir Bey tarafın. dan evvelce de ileri sürülmüştü.) Süleyman Hurşit LİSTE 2. İncident: DARINTI. — Darımak'tan (1) Hadise manasına. OLAĞAN sözü de isim olarak kullanılırsa bu manayi bâzen karşılayabilir. (Her günkü ola. ğanlar.) Bugün kanlı bir darıntıya şahit olduk.) Aecident: DUŞUNTÜ. ÇATINTI : Catmak'tan . YİKDEĞİ. Yik (2) değmek. Tesa- düf edilen belâ, kaza, Phönomöne: DARIK. Darımak'tan. (1) (Soluma darığı) — le phönomöne de la respiration. Evönemeni: OLGU, Olmak'tan. FAİT : le EYLEM. Eylemek'ten. Bir kimsenin ef'ali manasma. 20 OLUM. Olmak'tan. Cereyan etti- ği kat'iyetle iddia olunan vak'a, Süleyman Hurşit (1) DARIMAK: (Ârriver, se rencon ) Pauet de bourteille. (Vaki ve hâdis olmak, gelmek). Hüs. Küzm Kadri Bey. (İsabet etmek). Bu- hari, (2) YİK:; (Afet). Necip Asim Bey. Davetler Beşiktaş Kaza Merkezi mehtap gezintisi C. H. F. Beşiktaş Kaza Riyasetin- Fırka © arkadaşlarımızla muhitlerine mahsus olmak lül 1933 perşembe akşamı bir mehtap edilmiştir. Akay ida- resinin Heybeli vapuru saat 18.30 da köprüden hareket edecektir. Sayfiye de bulunan arkadaşlarımızla İstanbul da bulunan mebuslarımızın bu davetiye makamında kabul etme! ni rica ederiz, Mülüiyet bü sütunda iş ve işçi isti yenlere tavassut ediyor. İş ve işçi İş arayanlar MUALLIMLIK VE IŞ ARIYOR Hususi Lise orta ve ilk mekteplerde müsait şartla muallimlik ve ber türlü mücssesatla muhasebe veya mahaberat işlerinde vazife kabul eder taşraya dahi giderim: Milliyet: (S) adresine müra- esat, ... Hususi lise, orta ve ilk imekteplerde muallimlik apabili im. Her türlü mües- sesatta müsait eraitle iş kabul ederim taşraya da giderim, Milliyet Z. adresine müracaat, ... İdari ve adli bir yazıhane açmak i- Gin az sermayeli bir refika ibtiyaç var. dır Talipler Mi liyet O, Z. rumuzuna üçüne | | mun hakkımda varit değildir. | rile meşgul olduğu anlardır. Çocuktan Hacı Sıtkı Efendi, Sabire Hanımın ve | fatından sonra masivadan elini, eteğini çekmiş, kendini tamamile namaza, niya- Za vermişti. Hemen hemen evden dışarı çıkmıyor, ber gün ağzı mühürlü, hatim indiriyordu. Onun zühtütekvasından şüphe etmek, kimsenin hatırıhayalinden geçmez. Her- kes için söylenen dedikoduların biri, o- Mahalleli, Hacı Sıtkı Efendinin erdi- ğine, uçacağına kani öyle başı sec- deden kalkmıyan, günde kırk rekât na- file namazı kılan, Tanrinin günü oruç tu tan bir musalli ermez de, uçmaz da, kim erer, kim uçardı? Hacı Sıtkı Efendi, tekrar dünya evi- ne girmeği hem rahmetli Sabiresinin ha- tırasına hürmetsizlik sddediyor, hem de | sinnine göre ciddiyete muvafık o bulmı- yordu. Evlenip evlenmiyeceğini soran- lara, iş çekerek cevap verir: — Artık bizden geçti.. Bir lokma, bir hırka, Dünya gailesile uğraşacak ne ha- imiz, ne mecalimiz var. Doksan dokuzlu tespihini çeker, du- daklarını kımıldatarak kalbi dualara baş- lar, onun bu âbidane, bu zahidena tavrı karşısında, hürmet ve hicap ile susmak- tan başka yapılacak şey yoktur. Fakat Hacı Sıtkı Efendi dünyadan €- ini, eteğini çektiği için, bir can yoldaşı olsun, eh biraz ev işleri görsün diye evine bir ahretlik almıştı. Mürşide kısa kiraz dudaklı ürşide işten yılmaz eline, ayağına çabuk, hamarttı, Hacı Sıts kı Efendi komşulara, ahbaplarına onu metediyordu: | eden çok memnunum doğ: ivaki olursa bilcümle menkule ve gayrimenkulemi ona terk ve heba edeceğim. Hacı Sıtkı Efendi, bazan eski dostla rını ziyarete gider, bazan da onları davet wetler, davetler onun yegü- daha doğrusu dünya ümu- Bunların haricinde Kelâmullahı hatmeder, dok- san dokuzlu tespihle Evret çeker, Delâ. | | ilihayrat, Buhariişerif, Kudurü Kadiibey- savi okur. Hacı Efendi, yalnızlıktan siyer!) e soranlara gözlerini — Hayır, evlât! Der ve bağdaş kurduğu sedirin yanı- başındaki masanın üzerinde duran kitap | ları gösterir; — Hayrülenis, Nümelceliş, Fazlıkemal, zühtütekva onda tam ke- malini bulmuştur. Bazan kendiliğinden hayatını anlatı l kapıyarak: | | dim, haberi — Sabah namazından evvel, alesseher kalkar, abdesti tazeledikten conra nama- zımı eda ederim. O vakte kadar Mürşi- de kalkmıştır. Yukarıdaki odasından mutpağa iner, yemek hazırlar, ortalık süpürür. Ben akşama kadar o odamdan çıkmam. Zaten ağzım da mühürlü, İf- tara kadar Mürşidenin yüzünü görmem, O benim akşam taamımı getirir, hemen odasına çıkar, yatar. Ben ispirto ocağın- da kahvemi pişirir, içerim. Yatsıdan son- ra da yatarım. Bir gün komşulardan biri çocuğu ziyarete gel Hacı Sıtkı Efendi çocuğu görür görmez: — Seni yaramaz seni, dedi. a Socuğun babası hayret ve tanccüple lurdu, — Aman Hacı Efendi.. Çocuk bilme den bir kusur, kabahat mi etti? Hürmet- sizlikte mi bulundu? Derhal çocuğuna çıkıştı; — Seni'eşek seni.. Hacı Efendi gi cennetlik bir 2: ürmetsizlik mi ettin? Ne yaptın? Çocuk incecik sesile korka korka ce- vap verdi: —Vallaha, bir şey yapmadım. Hacı Efendi araya girdi: — Yok efendim, izam buyurmayınız. Çocuk değil mi, şaka etti işte.. Şaka da denmez, çocukluk efendin avanısabavetimizde büyle i Mürşide ile tam üç saat bize evi arattı, durdu. Tasavvur buyurun, çatı arasr dan boduruma kadar aramadığımız iğne deliği kalmadı. Aramaktan başımız dön. — Bir şeyniz mi kayboldu? Efendim, hani geçen gün teşrif buyrulmuştu ya; biz esnayı sohbette ço- | evin içinde yukarı t ya, işte efendim, bir ara benim enfi- ye kutumu almış, oynıyordu. Malüm ih- sanınız, iftarlardan sonra bir tutamcık çekerim, efendim. Genzimi açıyor, bil- hassa peder rahmetlinin tavsiye ve tec- rübesi üzerine itiyat etmişimdir. İşte e fendim, çocuk enfiye kutusu ile oynar- ken ya bir yere atmış, yahut saklamış olacak. Aramadığımız yer kalmadı efen- türlü bulamadık. Çocuğun babası şiddetle sordu: — Yumurcak, söyle bakayım efendi hazretlerinin enfiye kutularını nereye koydun ? Çocuk ağlayacak gibi oldu: — Baba, dedi, Vallahi ben enfiye ku- tusuna dokunmadım. Yalnız o gün Mür- şidenin yastığı altında gördüm. Kutuya De dokundum, ne bir şe; Bu akşam ERER > IN SARAY (Eski Glorya) Sineması 1933-1934 yeni sinema mevsimine METRO - GOLDWYN - MAYER'in Fransızca mükâlemeli BEKÂR Muhteşem şaheserile başlıyor. BABA Baş rollerde: LİLY DAMİTA - ANDRE LUGUET 4g (7115) | RADYO | Bugünkü proğram STANBUL: mail mi Reşi B. ve arkadaşları refakatile Vedia Rıza H. ve Muzaffer B. 21.30: Gra- mofon. 22.: Anadolu Ajansı, borsa haberleri, saat ayarı, MOSKOVA, 1483 m. 7.18: Sabah kemsri: 1018: Konser. 1k ke- “VARŞOVA, 1411 m. 8: Dans musikisi, 550 m. ile komser. 22/ m orkestra. 2 ya itaben İngilizce konfaranı VİYANA, 518 m. 20: Operet parçaları. 21,451 Osvald Kaba: konser. 23,10: Pİ MİLANO « TORİNO - FLORANSA 21,35: “SAKUNTALA,, isimli opera. 22: Radyo © orkestrası, 23,20: (Eski Opera) En müşkilpesent bir itine ile seçilen filmler. En rakat koltuklar 1533 modeli son sisten Western elektrik sesli makineleri YENİ TEZYİNAT Türkiyenin en büyük SİNEMASI bir çok yeniliklerle PEK YAKINDA AÇILIYOR. (11 maya konmuş olup şartnames 'nin 7-9-933 tarihinden itiba» ren Dairemizde herkes tarafın dan görülebileceği o gibi 9-10. 933 tarihine müsadif pazartesi günü saat 14 ten 16 ya kadar Dairemizde açık arttırma ile satılacaktır. Arttırma bedeli muhammen kıymetinin yüzde yetmiş beşini bulmadığı tak- dirde en son arttıranın taahhü dü bakı kalmak üzere (24-10. 933 tarihine müsadif Salı günü yine saat 14 ten 16 ya kadar Dairemizde yapılacak olan arttırmasında gayrimenkul mu- hammen kıymetinin yüzde 75 ini bulduğu takdirde (enson arttırana ihale edilecektir. Bulmadığı (o takdirde ihale den sarf nazar (oedileceğinden taliplerin mu- hammen kıymetin yüzde yedi o buçuğu nispetinde pey akçe sini veya milli bir bankanın teminat mektubunu hamil bulun maları lâzımdır. Müterakim vergiler ile vakıf icaresi ve Be- lerinde tahsil ve tatbikat görüp mu- vaffakıyetle çıkanlardan şimdiye ka- dar staja gitmiyenlerin derhal bulun dukları mıntaka Askerlik şubelerine müracaat etmeleri. Feyziati Liseleri Müdürlüğünden: 1 — İlik, Orta ve Lise kısımlart mezuniyet ve sınıf imtihanlarına 2 Eylül cumartesi günü başlanacaktır. . Proğram mektepten öğrenilebilir, 2 — Derslere 11 Eylül pazartesi günü başlanacaktır. (6641) 6005 Inhisarlar Umum Müdürlüğünden: lediyeye ait tenvirat ve tanzifat rüsumları müşteriye aittir. 20094 numaralı İcra ve iflâs kanununun (126) cı maddesi Nev'i 63 Xx 95 eb'adında birinci ha kâğıdı Mikdarı mur beyaz bandrol Salon orkestrası. ROMA, #1 m, 7: Habarlar. — Taganni, 2250: “Fantazi, i- simli temsil, 2,30: Karışık Kor BÜKREK Se 325 m. weli komser. 22: Akşam ahberleri, 22.184 | “Kral Olsaydın isimli © opera temsili, 23,l0: Haberler. 215 Dans mı BEŞİKTAŞ Dikiş Yurdu Tahsili en yüksek bi Şapkacılık, yapma çi ile tezyinat dersleri de vardır. Kayıt Galen evrak geri verilmez.— Müddeti lar 10 kuruştur — Gazete ve rn Gazel liyetini kabul etmez. BUGÜNKÜ HAVA 30000 kilo | başladı. Gayri müslimler de alınır. EL işi SERGİSİ 15 Eylülde açılıyor.Duhuliye serbestir. askeri rasat merkezinden ve ala göre buşün hava ae bun lutlu ve sakin olacaktır. Dün hava tazyiki 757 milimetre, en far- nin dördüncü fıkrasına tevfi kan bu ayrimenkul üzerinde i- potekli alacaklılar ile diğer al âkadaranm ve irtifak hakkı sa hiplerinin bu haklarını ve hus ısile faiz ve masarife dair olan iddialarını, ilân tarihinden iti baren (20) gür içinde evrâkı müsbitelerile bildirmeleri, ak si halde hakları tapu sicillerile sabit olmadıkça satış bedelinin paylaşmasından hariç kala- cakları cihetle alâkadaranm işbu maddenin mezkür fıkrası na göre hareket etmeleri ve d aha fazla malümat almak iste- yenlerin 933-144 dosya numa rasile müracaatları ilân olunur. 4683) 70 Xx 57X 190 eb'adında birinci hamur Sarma kâğıdı 20000 ,, 90 ek'adında İkinci hamur beyaz kapak kâğıdı 30000 ,, 13837 numaralı kararname ahkâmı dairesinde takasla ve pazarlıkla nevi ve mikdarları yukarda yazılı kâğıtlar sa- tın almacaktır. Taliplerin şartname ve nümuüneleri (o gördükten sonra pazarlığa iştirâk etmek üzere yüzde 7,5 teminatlarını hâ- milen 16-9-933 cumartesi günü saat 15 te Galata'da Alım, Satım Komisyonuna müracaatları. (4320) İn bnreret 26, en ax 17 derece idi Akaretler 64(7030) İstanbul Belediyesi iânarı Sabık Samatya Belediye ( tahsil şubesi tahsildarı Bür- hanettin EF. yeait 65 No.lı resmi mühür 6-6-933 tarihinde zayi olmuştur. Bu tarihten iti baren mezkür mühürle mühür lenmiş makbuzların muteber olmıyacağı ilânolunur. (4677)

Bu sayıdan diğer sayfalar: