14 Eylül 1933 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

14 Eylül 1933 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

( SANAT | Ahmet Mithat Efendi (Son günlerde Cümhuriyette in- tişar eden Cenap ve Nimetullah Beylerin birer makalesi, Ahmet Mithat Efendiyi bugünkü nesle â- deta bir model mahiyetinde arze- diyorsa da bu hususta tamamen haksızdırlar. Günün inkılâp ço- cuklarına Ahmet Mithat Efendi hiç bir vakit nümune olamaz; bu- na hakikat namına ne müsaade e- dilir ve ne de tahammül... Bir E- debiyat (o müverrihi şahsiyetleri şeniyette olduğu gibi tahlil etmi- yecek olursa, üzerine aldığı mes'- etin ehemmiyetini anlamamış sayılır ve hükümlerinde de isabet ten o nisbette uzaklasır. Müverri- hin vazifesi herkese lâyık olduğu mevkii vermekte; arettir; aksi takdirde gülünç olr. Ahmet Mithat Efendinin haki- ki portresi şudur: 93 - 1876 Rus harbinde, cehaleti yü: naya kadar, hemen büt fiyi kaybeden Aptülhamidi ve sa- rayı “ inkılâp” ve “Züptetül- haka; le müdafaaya kalktığı- nr artık bugün bilmiyen bir tek ki şi kalmamıştır. Saray. bu ve buna mümasil hizmetlerinden dolayı ge rek kendisini ve gerek damadını taltif. etmiştir. Bir taraftan Ke- mal, Hâmit ve Ekremlere çatar- ken bir taraftan da Aug. Compte' un Positivist ve Taine'in Dötermi- riste felsefesini benimsiyen ve mem lekete arap havası getirmek isti- yen Servetifünun gençlerine de mubtelif makalelerle hücum edi- yor ve memleketin muhafazakâr- İiğın ve taassubun âdeta alemdarı vaziyetinde teceddüde düşman bir tavır takmıyordu. Daima ileri hareketleri baltalıyan Ahmet Mit- hat Efendiye, yaptığı bazı ehem- miyetli sadelik cereyanları, bu ma nevi mes'uliyeti hiç bir zaman af- fettiremez; zira yeniliğin hamlele rine hayli enğel lie Gerci Ahmet Mithat Efendi,Şinasi ile Ah- met Vefik Paşaların izi üzerinde yürümüş ve fakat muvaffak ola- mamış bir muharrirdir; Aziz. dev rinde (o hüriyet taraftarı, Hamit devrinde parlamentolarn düsma- nı, meşrutiyette bir daha hüriyet- çidir. Meşrutiyette tekrar yazı yaz- mağa heves etmişse de tutunama- dı ve nihayet “Sırmakeş” suyun- dan maddi istifadeler temin etti.) HAYATI — Ahmet Mithat E- fendi 1844 te İstanbulda doğ- muştur. Süleyman ağa isminde bir ku- ru yemişçinin oğludur. Mithat pa- şanın delâlet ve himayesiyle gaze - tecilik ve matbaacılığa başlıyan muharrir, Darülfünun ve âli mek- teplerde muallimlik yapmış ve 1912 de Ders nazırı bulunduğu Darüşsafakada O“Kalp sektesi” nden vefat etmiştir. ESERLERİ itap halinde neşriyatı 150 cildi geçer; ilk ese- ri “ Haceievvel” dir. Gazetecilik, askerlik, denizci- lik. siyasiyat, edebiyat, terbiye, felsefe, din, riyaziye, iktısat, tarih gibi muhtelif mevzularla uğraşan ve bu mevzulara dair cilt cilt eser ler neşreden Ahmet Mithat Efen- “dinin mütebariz bir sahsiyeti yok- tur. Tercümanı Hakikat gazeti ni tesis ettikten sonra, edebi riya- verdiği muallim Naci Efen- diyi kendisine damat YK SECİYE ve ŞAHSİYETİ — “1876 Rus muharebesine dai dığı “ Üssüinkil, vaz- “Züptetülh, iliyet'in edebi rcmanı: 67 YAYLA KIZI. — YAZAN: Aka Gündüz. “Peteğim, “Bu mektubumu frengi hastaha nesinden yazıyorum. Ürkme! Kork ma! Hasta değilim. Bir şeyciğim m O kadar sapa sağlamım e ağlamıyorum bile. Öy- neye buralara düştüm? © Bem belime bir tekme vur- ular, buraya attılar. Sebebi, her a ski sebeplerden biri. Paralı bir Bu. adam bana musallat oldu. Yüz ver medim, Allem etti, kallem etti. ol. madı. Zabıtai ahlâkiye muavini arkadaşı imiş. Bir uydurma mek- tupla hasta olduğumu haber ver miş. Fazilet, sıhhat, edep ve na- mus, ahlâkı umumive, ne var ne yoksa hensi sahlandı. üstüme yük “lendi va birlik olup belime bir tek ms vurdular. Buraya fırlattılar. Müşahede altında imişim. Ben bundan korkacakmısım, yalvara- “ cakmısım. eller iltimaslar bula- kayik” gibi eserleri, Abdülhami- de yaranmak için yazılmıştır. Aziz devrinde inkılâpçı, Ha- mit devrinde mutlakıyetçi olarak parlamentolara hücum, meşruti- yette milli hâkimiyeti müdafaa eden muharririn hiç bir mevzuda ihtisası yoktur. Hikâye ve temaşa larmda takip ettiği gaye halkı o- kumağa alıştırmaktan (ibaretti. Romanlarında, mevzudan uzakla- $ır ve okuyucuyu sıkacak mütalâ- alara girişir. Tercüme ettiği romanlara na- zireler yazacak kadar muhayyele- si geniştir. Servetifünun edebiya- tanın zuhurunda Dekadanlar make lesini neşretmiş ve gençlerin şid. detli çok haklı hücumlarına ma- ruz kalmıştır. Fikretin “Timsalicihalet” i, Ah met Mithat Efendinin kendisidir. Namık Kemalden Hüseyin Cahi- de kadar bilumum teceddütper- verlere karşı siyasi ve edebi, irti- car müdafaa eden Mithat'Efendi halk tarafından çok okunan bir ya zıcıdır. Her ne kadar kendisi bir halk muharriri olmuşsa da ne bir şair, ne bir sanatkâr ve nede bir feyle- softur, Yalnız karihası geniş, mü- naki ia demagoji yapan ve bazan da yumruklaşan bir muhar rirdir. ... Ahmet Mithat Efendiye dai; yazdığımız mufassal bir monogra- fiyi yakında broşür halinde neşre deceğiz. Orhan RİZA Anketimize Gelen cevaplar Gelen karşılıkları pey- derpey neşrediyoruz.. Kaynaş yahut kaynaşma, kaynaşmak künden. 4.— Kulk uyum, uymak kökün don, 5, — Cibillet Tinet - üst sümük, İZAHAT 1 — Insanların çoçukluk yaşlarında görenek olarak (muhite tetabuk) has- sesinden dolayi almış oldukları Meni ra meselâ cesur (atılgan) şeci (yılmaz), ül (korkak) seki — Çelinçık), hasis i (ilim) ve sayğı (Fikir) mahsulü yani bir emek Bunun için e yerine ( töre yi öre'yi aliyorum yalnız fertlere mahsus-- olduğunu işaretmek için (tek) sözünü de eklemek lâzımdır. bu suretle huy karşılığı olmak üzre tek-öre ve birleşti- rerek teköre yazılmıştır. 2— Seciye mefhumu olak oynak dö | nek mefhumu ile inat merhumu arasıdır. Bu iki wedan biri, şahsi | menfaati gü den mefhumu © gösterdiğinden; di bilgiye dayanmadığından ifrat ve tefrit yerine tutarlar, Bu mefhumlar ortasın- da sayılabilen seciye karşılığı o olarak durmak kökünden durum yazılmıştır. 3.— Mizaç mefhumu insan vucudun. da anasırı arbaanın meze ve te den husule gelen hallari bildirir. Bu | mefhum düşünülerek & mizaç karşılığı olmak üzre kaynaşmak kökünden kay- aş yahut kaynaşma yazılmıştır. 4 — Kull, mefhumu da enasiri arbaa- nm mezcinden husule gelen bir vasif. tir bundaki fark enasiri mezkürenin gun bir nisbette meze ve | terkibi İ kete getirirler, Vücutta yanan şeyler ise İ için faydaları pek büyük olan ve vitamin İ lan gidalar hararet ve enerji hasıl eder- MİLLİYET PERŞEMBE 14 EYLÜL 1933 (SIHHİ Ş ÜÖĞÜTLER Vücut bir ocak gibidir Vücudunuzu yanar bir ocağa benzet- miş olmakla onun hakkında alâkanızın artacağını anlatmak isterim. Bu öyle bir ocaktır ki mütemadiyen yanar. Hiç sön- mez. Gece gündüz mütemadiyen bir dü- züye yanar. Bu ocağın yanması kesildi- ği anda hayat ta durur biter, İşte şimdi ocaklarımız yanıyor. Alelâde bir makine veyahut istim kazanında kömür, gaz yan- dığı gibi vücudunuzda da, mevaddıgidaiye yakılır. Neti hiç fark yoktur. Mahsul hararet kudret ve kuvvettir. Yalnız istim kazanmda olduğu gibi doğrudan doğruya vücudun kuvveti ha- raretten husule gelmez yemeklerin vücut kimyevi bir fil meticesi ihti- | rak ve tahammuzlarından hasıl olan kuv vet sayesinde vücudun bilcümle adalâtı- nı harekete getirdikleri gibi ayni suretle kanın devranmı, hazım fülini ve beden dahilinde vukubulan her türlü efali hare- başlıca üç nevi o ecsamdır ki bunlarda imlâh ve su ile birlikte yanarlar. Bunlar- dan birincisi protein nevinden olup et, yumurta, peynir ve buğdaydan yapılmış olan maddeler ki nişasta ve şeker nevin- | den şeylerdir. Diğer bir üçüncü smıf ta hayvani ve nebati yağlardır . terayağ et ağı gibi, Bunlardan başka ir dö sınıf gıda maddeleri daha vardır ki. bunların mıkdarlarının pek 22 bulunmasa ve aslen mahiyeti kümyevi- yeleri malüm olmamasma rağmen hayat namile malüm olan yardımcı gidalardır. İşte bu dört sınıf gidadan her birinin vü- cudumuza ayrı ayrı vazife ve gidai hiz- | imetleri vardır ve hiç birinden —| demeyiz ve yalar biz yan gida ie ii etmek eaiz değildir. Nişasta sınıfından 0- ler, Koza ekmek ve sebzeler de ayni sa- retle kuvvet ve enerji. yapmak için pek | münasip gıdalardır. Yağlar #abalimli. da gliserinle şabmi hamızlara ayrılır. Gli | serin ise tamamen şekere tahavvğl oder bu da yanarak hararet ve enerji yapar, Yağlar yanmak için maiyet karbon cisim lerinin muavenetine muhtaçtır. İstimal © dilmiyen mevat vücudun muhtelif aksa- mında tavazzuh ederler. Protein nevin- den ecsam et, yumurta vesaire gibi ins- cenin teşekkülü ve zayiatın tamir ve taz- vi mutlak surette lâzımdırlar. Di- ğer gidaların yerine başka şeyler ikame edilirse de protein için bu asla mümkün İs vücudunuza dikkat ediniz ve bir mekle beraber iyi ve bol hava almasına dikkatli bulunduğunuz, küllerini mun- tazam surette de atmağa ve lemizlemeğe çalıştığınız gibi vücudunuz hakkında da mis Dr. SUKRU MÜESSİF İRTİHAL. Riyaseti Cümhur kalemi mahsus mü- diri sabıkı merhum Hayati Beyin oğlu henüz ondokuz yaşında “Tarık Hayati düçar olduğu menenjit hastalığından şi- fayap olamıyarak tedavi edildiği Alman hastanesinde vefat etmiştir. Bilhassa mezun olduğu mektebi sa- Bai arkadaşlirınm ve hariçten ba bazin ve elim merasime iştirak eden akraba ve evidann elleri üzerinde bastaneden alı- narak cenaze namazı Ağacamiinde eda edilmiş ve İstiklâl caddesini takiben yi- ne ayni merasimle Feriköy mezarlığın- da ihzar olunan metfeni ebediye terk ve tevdi edilimştir, Allah rahmet etsin. Muhterem valdesi Belkis Hayati Ha- nrmefendi ile diğer akraba ve taallüka- tma sabırlar temenni ederiz. © (7316) (kulk) karşılığı olarak uymak © kökün den uyum yazılmıştır. 5 — Cibillet ve tinet mefhumları sna | ve baba nın maddeten çocuk © üzerinde gösterdikleri tesirin mefhumudur. T. çe olarak bunların karşılığı süt sümü dür. Misal Cahit Beyin cibillet ve tine- | ti temizdir yerine Cahit Beyin südü sü müğü piktır, yani pâk ana baba evlâdı i Mütekait miralay FARUK yazılmamalı. Bunu kitaplar böyle emrederse de kulak asma! Ben sa- na bunları şunun için yazıyorum | ninem Petek'im: Çalış, kazan, gül, | yaşa. Fakat sakın bar kızı olayım | deme! cakmışım, herifi kandıracakmı - şım, o da beni bu belâdan kurta- rıp kendi odasına kapayacakmış! Halbuki hımbıllar bilmiyorlar, ar damarım gibi korku damarım da patladı. Dünyada perva edecek ne- yim kaldı? Hastahaneye atılmazdan iki gün evvel güzel bir dayak yedim. Ismar ladığı şarabın hepsini içemedim diye sarhoş bir bey attı tokatı, bas- tı tekmeyi. Kimse sesini sürerler, dedi» | ler. Hadi dedim siz de! ne hakla | sürerlermiş? Mahkeme var. Güldü | ler. Öylesine öyledir ama dediler, sen bir defâ'kırk günlük yolu boy. larsın, sonra dava edersin. Şaştım bu işe, Sana bunları yazmak doğru de- öildir. Sen Yaylâ kızısın. Yaylâlı Mehmet'in kızlarına böyle şeyler Bar kızı, sokak kızı, pansiyon kı- zı olmıyasın diye bunları yazıyo- rum, Fuhuş ile dele talimat- namesini komiserin (cebine sok! Ahlâkıhamide kitabını gözlüklü ülemann çıplak kafasına fırlat Sösyetenin tatlı dillerine kulakla- rını tıka! Sen kendi içine bak! Ken di içinin namusunu elden kaçırma! Yaylâ kızı olduğunu © unutma ve Yaylâlı Mehmet'in kızı olduğunu düşün! Çok gençsin. Herhangi bir gün ayağın biraz sendelemek isterse yaylâlar, serin yaylâlar ve Sakar- ya boylarında kalan Yaylâlı meh- met'ler aklına gelsin. Hemen doğ- rulursun. İki'el bir baş için demişler. Ki- min için demişler? Kimsesiz kız- İ lar, teşkilâtsız güzel kızlar için de- mişler, Bak neler yumurtluyorum, Başı yeşil başörtülü “halle hafız ha- rımlarma döndüm. Halbuki bunla. dm kan Sn Sİ lk İm a m a AĞN bini) a İ rekmez. Kolunu © hazırla, doktor İki rakip kadın | Kadın rekabeti kadar mühlik, müt- | hiş bir şey daha var derlerse, nanmayın! Erkekler en azılı larını bile affederler, unuturlar, Fakat cimsilâtif, aman allah,. Rakibesi onun yegâne meşgalesidir, gezerken, oturur- ken onu düşünür, uykusunda onu #a- yıklar, rüyalarında onu görür, m rekabetinin bir hususiyeti vardır. Erkekler. düşmanlarile komuş- maz dargın dururlar, Lâkin kadınlar yüz yüze gelince tatlı tatlı konuşurlar, fa- kat arkadan da kuyu kazarlar. Süküt, kadınlığın evsafından olmadığı için bu- Du mazur görmel âna Hanımin Rühsar Hanım. in "Adüvvü canı, Bu düşmanlığa sebep nedir, o nerede, nasıl, e zaman başlamıştır? Kimse bil- mez. Fakat bu düşmanlık uzun sene- Bu akşam saat 9,45 de I PEK (Eski Opera) SİNEMASI Kapılarını muhterem halka açıyor: En seçme filmler — En son model sesli makinalar ve en rahat koltuklar, yeni tezyinat, İlk program: Kahirede Aşk Geceleri Fransızca sözlü büyük süperfilm Oynıyanlar: SPİNELLİ .—. RENATE MULLER — HENRİ ROUSSEL Bu, İPEK sinemasının ilk filmi olmak şerefine lâyık bir filmdir. Ayrıca: Paramount dünya haberleri. M. Çaldaris'in İstanbul'a gelişi ve yapılan istikbal merasimi ve MUN 1 R İPEKFİLM isid Fiyatlar : NURETTİN Beyin apılan şarkılı filmi, Hususi numerolu koltuklar 65 kuruş Birinci mevki 40; Balkon 50 kuruş. Bu gece için numerolu biletlerinizi aldırın. lerdenberi müzmin, marazi bir halde |. devam eder, İ Rina Hanım uzun boylu, balık 6- tinde, pembe tenli, tatlı İumral bir kı dındır. Rübsar Hanımın . hesabına zaran kırk beş yaşındadır.. Kendi i asma göre de otuz beşinde. Şimdi yaşları tamir eden çeşit çe sit kremler, pomadlar, rüjlar ve saire ler var. Bu sebepten Rühsar Hanımın hakiki yaşını bulmak müşküldür. Fa- kat aşağı yukarı bir hesapla elli ile ©- | tuz üçün vasaisini almak muvafıktır. Onların düşmanlıkları o hale gel miştir ki, maazallah biri ölecek olsa, öbürü çan sıkıntısından belki intihar eder. Çünkü o kadar alışmışlar Rühsar Hanım sabah yatak» tan kalktığı zaman, bugün ne yapaca- gun, diye düşünmez. Râna acaba bu #matte ne yapıyor diye kafasını yorar. Rüna Hanım bugün nereye gideyim diye tereddüt gesirmez. Rühsar acaba merelre gidecek diye anlamak, birini kontrol, gizli veya aşikir adım adım takip etmektir, Bu hususta müş- terek dostlarının veya a' haplarının da haylı yardımları dokunmaktadır. Râna Hanım rakibesini tazip için fırsat kaçırmaz, dahiyane vesileler icat eder. Rühsar Hanımın temiz, çık gi- yinmemesi için, terzihaneyi para ile rai potlu, bozuk dikrmesini temin eder. Rühser Hanım da ayni çareye baş vurmuş olmalı ki, Râna Hanım da dai ma terzisinden şikâyet etmektedir. Bu rekabet yüzünden bir çok terzi- ler haylı para kazanmışlardır. Fekat Râna Hanım memnundur, Rühsar Ha- nım da. Balolarda, müsamerelerde, çay ziya- etlerinde iki taraf kirli sepetlerini e- lerler. Olan olmiyan kusur ve günah- larını bilâinsaf ve merhamet ortaya dö- kerler, Yalnız ikisinin birleştikleri bir 'nok- ta vardır; Poker, Râna Hanım da, Rühsar Hanim da pokera çılgınca “düşkündürler. Dört arkadaş yan yani geldi mi, hemen mene ederler: ”Kara,, yapalım mı? Fi at #on bir hâdise poker partile- rine hâtime verdi. O zamana kadar bi- ribirlerinin hücumundan yılmıyan bu ilk rakip id sözle yılıvermişlerdi. Bir gün bir ahbap evinde poker oynuyorlardı. Râna Hanım kaybedi. yordu. Rühsar Hanım. da sırf rakibesi- ne ziyan olsun diye, her eli giri. den, her kâğıda gittiğinden kârda değildi. sonlarma doğru, Râna Ha- nım, önündeki son fişleri Ode sürdü. Masanm ortası haylı yüklü idi. O, dü için Rühsar Hanım da fi Küğrtl; mayordu. küçüktü. Râna Hanım elini uzattı; — Ben kazandım. Rühsar Hanım iliraz etti — Hayır, kazanamazsınız. açıldı, Rüna Hanım kaza- ihsar Hanımın kâğıdı daha "tutuyorum, demediniz. — Hayır demediniz, Diğer oyunculara sordular. Onlar da oyun heyecanile bir şey duymamış- ardı, Rühsar Hanım muzafferane: — Gördünüz mü, dedi, kimse bir şey duymamış, Rühsar Hanımın yüzü buruşmuştu. Müteneffir ve müstebzi bir tavırla fiş leri Râna Hanıma doj # Benim paraya rı söyleyip yazdırırken yanımdaki basta gülüyor. . Kız! diyer, frengi hastahanesinde hafız hanımlık ge- nerdeyse iğne elinde gelir. Koluma iğne batıracaklar. Kan alacaklar. İnce düdük şişelere ko- yacaklar. Kaynatacaklar. Tuz bi- ber tereyağ koyacaklar. Ne nane yiyeceklerse yiyecekler. Ve.. Fazi- et vazifesini yapmış olacak! Aman ninem! Aman Petek'im! Aman Yaylâlı Mehmet'in kızı! Kö- se dayıya esir ol, Rüküş Hanım kız- gın maşa ile kıçını değil, gözbebek- lerini dağlasın. El kapılarında sü- rün. Salonlarda şarkı söyle. Avru- palarda dolaş. Ne olursan ol, sade bar kızı olma! Düşme! Acık pencereden içeriye bir taş düştü. Karşıki yataktan fırlayan gözlerinin etrafı morarmış kadın fırladı. Kaptı, Kâğıdı açtı. Sevin- cinden deli olacaktı. Dostu imiş, kokain atmış. Zaten pencereyi mah sus açık bırakmış. Doktorlara ha- | ber verirsem namussuzluk (') e dermişim. Buralarını gizli yazdırı- yorum, bir e döğer beni. Hastahanede oldüğum için hiç bir yerinden öpemem. İbtiyatlı olmalı- İ İiyorsun. Ona da bir şey verme. Üs SARAY (Eski Glorya) A F SİNEMASINDA KAN Fransızca mükâlemeli şayanı hayret şaheserin ilk iraesi Baş rollerde: CLARK GABLE ve MADGE EVANS Hiyanetlikler arasında çiçeklenen aşkı musavver müthiş dram. İlâveter | RADYO | Bugunku program İSTANBUL « ay ve arkadaşları 20 Nebil oğlu İsmail Hakkı Bey Raşat bay ve arkadaşları refa Vadin Rıza Hi. ve Muzaffer B. ki 10,20: Komser. Akşam konseri, 3 m, 21: Orkestra, 23 Kahie- le konus: Dı VİYANA, 518 m. 10,30, Viyana opşrasından naklen Weg- mer'in eserlerinden "WALKÜRE" operası. 24,10; Plak. MİLANO . TORİNO . FLORANSA, ç 215 Mandelin konseri. 22.15: Klisik parçalar. MA 441 m 21.35: Opera temsili, BÜKREŞ 305 0: Devamı, 20,25; Hafif 185 Komser, plükler. 21: Tagani, 21,25. Radyo orkestrası, 389 Zi: Dane musikisi, 21/30; Akşam kemeri, BRESLAU 325m3 Zi: Dünyasiyasktine"dair, 2130: Arzuya pr İhtira İlânı “ Şimendüfer yollarının parçalarla ta mir ve yeni yollar vazetmek usulü: hake : Jeneral BALBO hava filosunun seyahati. kında istihsal olunan 9 Eylül 341 (1925) | tarih ve 345 numaralı ihtira beratı bu de fa mevküi fiile konmak üzre ahere devrü ferağ veya icar edileceğinden talip olan- larin Galata'da Çinili Rıhtım Hanmda Robert Ferri'ye mürscaatlari ilân olu- mur. (7346) â hissetmişti, Acı acı güldü: ” vet, âşıklarınız avuç avuç pa- iyorlar. Neden ihtiyacınız olsun Rühsar Hanım dudaklarını #ssrdı, yutlundu: — Bunu bir iltifat diye kabul edi. yorum. Ya sizin gibi üste para verecek hale gelseydim. Masadan kalmışlardı. İlcisi de man. tolarını giyerek çıktılar. Bir daha da yüz yüze gelmediler, yım, Yalnız tertemiz olan ruhum, tertemiz olan bütün benliğini öper. Bunda da mikrop yok ya. Mektubumu okuduktan sonra 80- baya at yak ve ellerini süblüme ile yıka emi ninem Petek'im. Bana bir zarf içinde beş liralık bir kâğıt gönder. Sakın çok gö derme, Elimden alırlar, Boşuna yan edersin. Annemin adresini bi küdardaki evi satmış, biraz parası varmış. Tertemiz Petek'ime tatlı ve mut- lu yaşayışlar dilerim. Nihal, “Nihal ablam, “Sana on kâğıt göderiyorum, Be- şini harcan. Beşi ile de hastahane- den çıkınca çarşıdan kocaman bir kama al. Doktor hangi koluna iğ- De vurursa o kolundaki elinle 6 kamayı tut. bir daha seni kim... Yok, yok. Sakın yapma! Beş li- | rayı geri aldım. Göndermiyeceğim. Bar, randevü, muavin, hastahane tekme, iğne yetmezmiş gibi şimdi de katiller dama mı düşüreyim seni! Sakm bana inanıp bir şey ya- payım deme. (7355) Fevkalâde bir film | gösteriyor : İ Garsonlar ŞAHI Fransızca sözlü büyük komedi. Filme ilâve * Paramount gazetesi ve Yunan Başvekili. (7352) Göz Hekimi Dr. Süleyman Şükrü Birinci sınıf mütehassıs (Bâbrali) Ankara caddesi” No. 60 DOKTOR Rusçuklu Hakkı Galatasarayda Kanzük eczahanesi karşısında Sahne sokağında 3 numa- valı apartımanda 1 numara, Tilliyet ii bili eği ürken Gelen evrak geri verilmer.— Müddeti halar 10 kuruşturr— Gazete ve BUGÜNKÜ HAVA i rasat merkezinden ve- bugün hava e bur e “hr iyii es sıcaklık 22, en ax 13 Dün gece seni Gelin olmuşun. Bizim kölen b bir delikanlıya varıyormuşun. Babam bağlama çalıyormuş, delikanlılar da oynuyormuş. Sen öyle keyifli, mutlu idin ki içime dokundu. ağla” dım, ağladım, Uyanınca ne babam kaldı, ne Nihal ablam, ne de telli | duvaklı düğün. Neyse, fena rüya görmedim ya sen ona bak. Bursada mektup al- dım. Bir saat önce.. Ya.. Bey ağam- dan. Neler yazıyor neler. Onun ce- vabını yarıda bıraktım sana yazı- yorum. Şimdi seninkini de yarıda bırakıp onunkini bitireceğim. Ses dersi alıyorum. İngilizce, Fransız- ca dersi alıyorum. Alafranga, ye- mek yemesini, oturup kalkmasını öğrendim. Neler, neler. Eğer Avru- paya gider de çok kalırsam, seh de ellerinden kurtulup Ankaraya dö- nebilirsen... Ne bileyim işte.. An- karayı benim için öp bir defa! Ne- resinden olursa olsun. Sokağından, taşından, küllüğünden, çamurun- dan... İnsan Ankaranm ne olduğu- nu Ankaradan uzaklaşınca daha i- yi anlıyor. Canım Ankara! Canım Kılıçlar! Canım yaylâlar! (Bitmedi)

Bu sayıdan diğer sayfalar: