8 Ekim 1933 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6

8 Ekim 1933 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Zehirli gaza karşı Fındık! (Başı 1 inci sahifede) bilmem... Fakat bütün dünya, boğucu gazlara karşı taraf taraf şimdiden tedbir ler alıyor. Binlerce lâburatuvar, geceli gündüzlü çalışarak gazların nevilerine karşı bususi tertibatı olan maskeler ye- tiştiriyor Biliyorsunuz: Bizde de korunma ha- | reketleri başladı. Zehirli gazlara karşı tedbirler almak üzere iyet teşek kül etti. Bu cemiyet, işittiğime göre Av rupadan zehirli gaz maskesi getirterek halka dağıtacakmış.... Bu işle ben de epeyce uğraştığım için cemiyetin üzerine aldığı vazileyi muvaf dan koruyan maskelerin tanesi, 100-150 liraya mal olackmış, diyorlar. Halkımız için bu kadar yüksek fi - yatlı maskeleri tedarik etmeğe imkân yoktur. Meselâ sekiz nüfuslu fakir bir ailenin reisini düşünün. Yüz ellişer lira- dan tamam 1200 lirayı bu adamcağız nereden bulup verir? Ben, daha evel, yerli vesaitle maske imali için bazı tecrübelerde bulunmuş” tum. Maskenin demir aksamını, Süleyma niyedeki dökümhanelerde yaptırmak mümkün olacağını anladım. Kauçuğunu da İstanbuldaki yerli lâstik fabrikamız di lâburatuvarımda hazırlayacaktım, Ge riye göze takılan mika levhalar kalıyor- du, Mikaları Avrupadan getirttiğimiz gi bi maske noksansız olarak meydana çi- kacaktı. Bu maskeler, Avrupanın büyük fabrikalarında yapılan maskelerle kıyas edilemiyecek kadar basit ve kaba ola - çaktı amma, mihayet ba da, onların işini görecekti, Yerli maskelerin 10 - 15 liraya mal olabileceğini tahmin ediyorum. 150 lira nerde, 15 lira nerde değil mi? ih, son zamanlarda Almanya da amele için 30 liraya kadar mal ola- bilen maskeler yapılıyor. Geçenlerde bir haç nümunesini bana da göndermişler - di, Şevket Beye yerli maske imaline ni- sin başlamadığını sordum. Dedi ki — Gaz maskesi imali hakkı, merimizindir. Ben artık bu işle meşgul olmuyorum, Hilâliahmer, büyük bir tab- rika inşa ederek maskeleri orada yaptıra tar. En muvafık olan da bu idi. Hilâliah- merin nezareti altmda yapılan maskele- ri herkesin büyük bir emniyetle satın alcağına şüpbe yoktur. Şevket Beye sordum: — Maazallah bir zehirli gaz baskının da İstanbulun vaziyeti ne olur? Şevket Beyin cevabı yüreğime sa serptiz — Istanbul, zehirli gazlerden, başka şehirlere nisbetle daha az müteessir ola caktır. Çünkü bu mıntakada hava cere- yanları kazladır. Zehirli yaz, aşağı taba İlanda beyin; için, kuvvetli cere - anların tesirile çabuk dağılmağa mah - kiki Yal > Kalkiyünden ve şi mendifer yolu üstündeki Anadolu sahil köylerinden bir parça korkulur, — Ne gibi?. ia tecrübesine varılmadığı için kat'i bir şey söylenemez. — Ya çaki mahzenler? Bunlardan fezler, ölüme açılmış birer ağız vazifesi- Bi görürler. Bence daha ziyade, mahal- leler halkı, kendi aralrnda teşkilât yapa rak, küçük ve mahfuz mahzenler vücu- 'do getirmelidirler. — Tehlikesi en çok olan gez hangi- dir? — Her gazm tehlikesi yaptığı tesire göre başka başkadır. Bazı gazlar, ök - sürtücü, bazıları boğucu, bazıları göz yaşartıcıdır. Cildi yakıp vücutta parça parça yaralar açan gazlar da vardır. Bu gazlar, ayakkbının altındaki köseleler - den bile geçer ve cilde nüfuz eder. Ga- vi makletmeyen yalız demir ve camdır. yapılabilen mak için mutlaka fabrika lâzımdır. Her halde, bezaliya mal olan maskeler, bi- im memleketin harcı değildir. Bunların mein e kadar ucuzunu yap- çalışmalıyız. ERA ERE ilki di dedi ki: — Fındık kabuğunun zehirli gaza karşı en kuvvetli bir korunma vasıtası ol yemi ÇEagi 1 inci sahifede) al ülescu'ya imtizar'ede- si gün öğleden sonra saat beşte İstan- bula hareket edecektir. Bura gaezteleri Ankarada cereyan esecek olan müzakerelere çok ehem- miyet vermektedirler. Kurentul gazetesi, Sofyayı ziyaretinde Küçük Ki garistan arasındaki münasebatı, her iki memlekette emlâk işlerinin, hava yolların görüşüleceğini kaydediyor. M. Titulescu'nun tercemeihali ülescu 1883 te Krayo- Paris Hukuk Fakül- lmıştır. 1905 te Yaş Üniversitesinde profesördü. 1909 da Bükreş Üniversitesine nakledildi. 1912 de meb'us seçildi. 1917 de Maliye Ne- zareline geçti. Sulh müzakeratı esna- sında Parise murahhas gönderilerek de e Maliye Nezaretinde bulundu. 1922 den, itibaren Romanyanın Londra Se- firi ve ea Meclisinde o Roman- di ızunda tekrar Londra Büyük Elçiliğine ve ayni & zamanda Milletler Meclisi daimi azalığına ta- harici münasebetlerde Ro- sala ek Hizm etmiş devlet m- damlı ır. Hiç bir fırkaya men sup olmamakla beraber, M. Titulescu Komen politikasının en sayılı çehrele- rinden biridir, 930 dan beri Romanya Akademisi- nin fahri azasındandır. 19 teşriniev- vel 1932 denberi evvelâ Maniu kabi- de, şimdi de Vaida kabinesinde Bir hukuk âlimi olarak ta pek çok eserleri intişar etmiştir.) Seferberlikte İşlenen suçlar (Başı 1 inci sahifede) takipler müstacel sayılarak en kısa za- man içinde bitirilir. Türk ceza kanunu- nün İ0 nca babrnm birinci faslı 494 üncü ve yedinci faslının 516 ve 518 inci ve öI9 uncu maddelerinde yazılı suçlardan dolayı yapılacak tayinler için bu suçlara maruz kalan bilümum askeri sların karılarının ve kendilerine va- olabilecek hısımlarının vesayetleri kâ fidir, Bu madde hükmü yani hakkında takip şikâyete bağlı olan Türk ceza kanununun diğer bütün hükümlerine de şamildir. Kanundaki aileden maksat taarruza duçar olan bilümum askeri şahısların ka riları ve kanuni hükümlerine göre na- fakları üzerine vacip olan kimselerdir. Hali firarda bulunan bilimum askeri şahıslar bu kanun kararların devamı müddetince istifade . edemezler. Daha ununun 257 inci maddesinin ikinci fik rası hi caridir. Beş sene ve daha a- #ağı müddetle ağır hapis ve hapsi ceza- sı mahkümlarile kabahat mahkümları geriye kalan seferberlik bittik ten sonra hükmün ve müntehası dört sene cezayı müstelzim cürümler ve ka- bahatlerden mevkuf bulunanlar hakla - rındaki takibat kezalik seferberlik bit - tikten sonra devam edilmek üzere tah- Biye olunarak bulundukları yer asker - lik şubelerine teslim Siner Bu ka « nun seferberlik da tatbik o - Tunmak üzere neşri tarihinden muteber- dir. duğunu söylesem ne dersiniz? —'Ne diyeceğim? Hayret ederim! Şevket Bey devam etti; — Evet! bildiğimiz âdi fmduğım ka buğunu, kimyahanelerde şekil li gaz maskelerini iç kısma lar, Bu kömürde gazların 2: dine çekmek hassası olduğu için maske- Yi teneffüs edenler üzerinde zehirin te- siri azalıyor. Bu yüzden son senelrde Almanyada kabuklu fındığa karşı rağbet artmıştır. Fındıkların kabukları, muhtelif vasıtalar la toplattırılarak kömürünü maske ima- M. SALAHATTİN MİLLİYET, PAZAR 8 | Almanlar kontrol İstemiyor (Başı 1 inci sahifede) disine müsaade verilmesi hakkında Al- manya tarafından ileri sürülen talebin de kabul edilmesi lâzım geldiğini şort koşmaktadır. Almanyanın istediği bu silâhlar harp tayyareleri, tank, ağır topçu kuvvetleri ve denizaltı gemi- leridir. Almanyanın bu yolda bir cevap ver- mesinden maksat silâhları azaltma kon- feransının büsbütün inlutaa ama. nın önüne göçmek hususundaki mesu- liyeti gelecek hafta Cenevrede toplana- cak murahhasların üzerine atmaktan ibarettir, Eğer umumi komisyon, zihinlerde bir sükünet hasıl olmaksızın 17 birinci- teşrinde toplanacak olursa Almanyanın yukarıda ismi geçen silâhlara malik ol- mak hususundaki talebi ile bu istek karşısında gösterdiği mukavemet ara- —. çarpışma ve ihülâf bâd bir devreye girecektir. Nota nasıl tahlil ediliyor? CENEVRE, 7 (A.A.) — Cenevre deki mahfillere gelen bazr malümata göre Londra ve Roma hükümetlerine Almanya tarafmdan yapılan son tebliğ şöyle tahlil edilebilir: "Almanya beynelmilel bir kontrol tesisine esas itibarile muvafakat et- mektedir. Bununla beraber Fransanın silâhlarını azaltma hususunda bemen ne gibi tedbirler almak niyetinde ol- duğunu Fransadan açık bir surette öğ- renmek istemektedir. Bundan başka, Almanya, bu tedbirlerin derpiş edilen tecrübe devresinden evvel tatbikinde ısrar gösterecektir. "Almanya, bu tecrübe devresinin 4 seneden fazla olmamasını kabul etmi- yecek, çok daha kısa bir müddetten i- baret olması için ayak direyecektir. "Ayni zamanda Almanya Versailles mushedesi ahkâmına tabi olmıyan bö- ük devletlerin bulundurdukları silâh örneklerine daha şimdi- Almanlara göre CENEVRE, 7 (A.A.) — Volf ajan- & bildiriyor: istediği © kadar basit şeylerdir ki, bun- a hakkında hiç bir münakaşaya im- kân yoktur. Filhakika Almanya mü takbel silâh bırakımı mukavelesinin hukuk müsavatına tevfikan tatbik edil- mesini istemektedir. Ayni mahafilin kanaatince silâh bırakımı konferansı nm akibeti silâblı bulunan devletlerin hattı hareketlerine bağlıdır. Alman he- önümüzdeki bir sükünetle Fransızlara göre PARİS, 7 (A.A.) — Havas ojan- sından: Silâh barakımı hakkında Almanyanın dün Londra ve Roma hükümetlerine tev- di ettiği mukabil er hakkımda metine bildirilmemeştir. Esasen bu mukabil teklifler dün ak- şam Roma ve Londraya tevdi olunduk- tan sonra Cenevrede bulunan Amerikan murahhası M. Norman Davis'e de tel grafia bildirilmiştir. M. Norman Davis, müzakerelerden hariç bırakılmış olmasından dolayı hoş- mutsuzluk © göstermiştir. Gazeteler Ak kümetinin hattı hareketini muh- telif surette karşılamaktadır. Bazıları Fransız hükümetinin haberdar edilme- miş olmasını nezakete mugayir bulmak- ta ve bazıları ise Fransanın doğrudan doğruya sualler sormamış olmasına bi- naen Almanyanın doğrudan doğruya vecap vermemiş olmasmı haklı görü- yorlar. Maamafih umumi kanaat şudur ki, diplomatik usuller Berlinin bu hare- ketini haklı kılsa bile, dörtler misakr ruhuna daha ziyade riayet etmek lüzu- munu duymamış olması mucibi tecssüf- tür, Ekselsiyor gazetesi diyor ki: ”Berlinin manevrası açıktır: İngil- tere ile İtalyaya Fransa üzerinde taz- yikte bulunmaları için mutavassıt va- Zifesi verilmektedir. Diğer eri nakıs ve yalnız — bilhassa yanlış — lümat üzerine Fransada hakem müca- her türlü münakaşadan baltalamakla lümata istinaden her türlü tefsirde bu- Tunmaktan. daha iyi olur. Mu- kabil tekliflerin metni anlaşıldıktan son- ra bunları muhakeme için zaman var- dır... Petit Journal gemi de ayhi suret- Milliyet'in romanı: 34 ESRARSIZ HAYAT Hollywood'da sinema yıldızlarının romant azan: VİCKİ BAUM — Kuzum, Madam Moresko'nun pereda olduğunu biliyor musun? i — Galiba Beverley'e gitti. Misis Kuzum ıslak tabanı ile sağ | bacağını kaşıdı) Galiba bizim yeni filmi Mak- kenzie vazısahne edecek. . Şu “Kilo- Metre taşları, m1... — Beverley'e gitti ha.. şey... evet #ahi... “Kilometre taşları,,. galışacağımız iyi oldu. . Peggy acemice: — Evet! dedi. Oliver denize bakarak: kemalidikkatle Olisere doğru dön. müştü, Fakat Oliver başka © bir şey Terceme: KAMRAN ŞERİF söylemedi. Saldan sahile kadar olan kısa mesafe onu yoruyor gibi idi. Bu gülünç bir şeydi. Bir dalganın üstün- den geçecek yerde altından geçti ve adamakılir su yuttur. Oliver tekrar suyun yüzüne çıktı, fa kat arkadan gelen başka bir dalganın üzerine doğru şahlandığını gören Peg- ey: — Dikkat! Dedi, Oliver büyük bir cesaretle mücadele etti, fakat hiç te rahat değildi. O nok- tada denizin dibinden gelen, sert ve ha- in bir akıntı vardı ki, pek fena adı çık bu cereyan insanı açığa doğru gö- türüyordu. Her Pazar günü bu güler yüzlü plâjda epeyi insan boğuluyordu. i | Soluk soluğa sahile varıncaya kadar lmadı. Peggy yanından ayrıl Mersi, dedi, Çok lütüfkârsm, Peg- sırada sıcak bir dil yüzüne dokundu. O- liver bütün yorğunluğuna rağmen Silki- erek doğruldu. Beyaz bir ipek yumağı yanıbaşında lamun üstüne oturmuş, is- Piar ve nadim gözleriyle ona ba- Oliver mütehayyir ve hadit: — Tobins! Dedi. Nereden çıktın? Yoksa arkamdan mı koştun) Tobiza müşkül vaziyette kalmış gibi ayağiyle kumu eşeliyordu. Beş tane kö- peği içinde Oliver en çok onu severdi; fakat efendisi onunla biç alâkadar olmı- yordu. Fino, yıkanmış olmasına rağ- men hâlâ çok kirli idi. Beverley'den plâja gelmek için hay- lice taban teptiği için toza bulanmış, tüylerine kuru otlar takılmıştı. Tobias hemen daima kirli idi, onun için de vic- danen hiç bir zaman müsterih değildi. Bu hal tüylerinin sert ve dik olacak yerde, meçhul bir sebepten dolayı ipek gibi olmasından ileri geliyor- kv Cüsse itibariyle ufak, zaif, nahif, na Poliste terfiler Cümhuriyet bayramından evvel tebliğ edilecek Emniyet umum müdürlüğü, yüksek rütbeli zabıta memurlarının terfii için bir kıdem cetveli hazırlamıştır. Bu cetvelde memurların ne vakit hiz- mete girdikleri ve sınıf derecesine tayin edildikleri tarihler kayıt esaslarına gö- re tesbit edilmiştir. Cetvele göre zabıta memurların terfinde kıdemle beraber ehliyetleri de nazarı dikkate alınmaktadır. Cümhuri- yet bayramından 3 gün evvel tebliğ e- dilecek olan bu seneki terfiler bu kıdem tablosu esası üzerine yapılmıştır. Fazla miktarda bastırılmış olan bu kıdem tab- loları Emniyet umum müdürlüğünce her memura ayrı ayrı gönderilerek ken- dilerinin cetvel etrafındaki fikir ve mü- taleaları adır. Cetvel hakkında memurlar tarafın. dan serdolunacak itirazlar ehemmiyet le nazarı dikkate almacaktır. Bundan sonra ehliyeti bilfil sabit olan zabıta âmirleri orduda olduğu gi- bi terfilerini ve terfi zamanlarmı kıdem cetveline göre bileceklerdir. 2 üçüncü smıf emniy: sınıf emniyet mi niyet müdürlüğüne, 1 ikinci sınıf em- niyet memuru, birinci sınıf emniyet me- murluğuna, üç merkez memuru sınıf emniyet memurluğuna terfi etmiş” lerdir. Bu terfiler cümhuriyet bayramından 3 gün evvel kendilerine tebliğ edile- cektir. Birinci, ikinci, öçüncü komiser ler, merkez memurları polis teşkilâtı kanunu mucibince imtihana tabi olduk- larından bunlardan vazifede 3 seneyi dolduran ve polis mektebi mezunu bulu- Banlar terfi imtihanlarına girebilecek- lerdir, Burada açılan birinci, ikinci, üçi cü komiserlik imtihanlarına meslekten ve hariçten olmak üzere 500 kişi iştirak etmiştir. Bunlardan 43 ü üçüncü komiserlik- ten ikinciye, on altısı ikinciden birim- ciye geçmişlerdir. Hariçten müracaat eden lise mezümü Nusret Hanım ikincilikle ikinci komi- serlik imtihanını tr. Bu hanıma zabıtai ahlâkiyede vazi- fe verilecektir. Gümrük memurları (Basi 1 inci sahifede) namile veya başka adlarla para veya he- diye veren veya menfaat temin eden güm rük komisyoncuları iş sahipleri ve bum- ların adamları hakkında fiillerinin vasıf ve dercesine göre ceza kanununun 220 ve 222 inci maddeleri tatbik olunduğu gibi bu kabil komisyoncular kat'i olarak işten çıkarılarak tüccar memuru sıfatile bizzat veya bilvasıta takihinden menolunurlar. Bir Yunan gemisi kurtarıldı Bulgaristanda Burgaz limanında 5 gün evvel kayalara çarparak yaralanan ve ba suretle karaya oturan Yunan bandıralı 7,800 ton hacminde Alexsan- dra vapuru Türk gemi kurtarma şirke. tnin Sezar tahlisiye vapuru tarafın dan yaraları yüzdürülmüş ve gemi yükü ile beraber kartarılmış- tr. m ——— le diyer "Alman hariciye nazırı Von Neursth İngiliz hariciye nazırı M. Simonun söal. cevap vermeyi vadetmişti. Al. manya ile diğer devletler arasında mu- tavassrtık yapan Romanın da haber- dar edilmiş olması tabiidir. Bu tez ka- bul edilebilir, fakat Almanyanın diğer dostlarımızla birlikte bize de haber ver. meğe lüzum görmemiş olmasını tees- süfle karşılarız. , lerine Cenevre konuşmaları CENEVRE, 7 (A.A.) — M. Paul Boncour bu sabah o Cenevreye gelmiş, Italyan başmurahhası Baron Aloisi ile görüşmüştür. Baron Aloisi Berlin kümetinin Romaya gönderdiği şifahi no- ta hakkında bükümetinin resmi nek- tayı nazarını izah edebilecek malümat verecek vaziyette olmadığını ve Ro- maya gitmek üzere bu akşam Cenev- reden ayrılacağını M. Paul Boncour'a bil dirmiştir. | e çrlkınidem bir esklik olduğu b vin efendisini yorardı. Mizaha karşı meyli olan Tobins hislerini gizler, becerebildi- gi kadar soylarılık yapardı; en hoş mas karalığı testekerlek olup kuyruğunun u cundaki beyaz tüy pöskülünün arkasın. dan koşarak fırıldak gibi dönmekten i- baretti, Efendisini memnun etmiyecek bir şey yaptı mı, derhal bu marifeti tek- rar ederdi. Otomobilin arkasından ko- şap bir hayli yorulan olmasma rağ- men oyununu bu sefer de tekrar etti, Efendisi. — Beni nasıl buldan? Diye sordu. Köpek te kendi kendine: Tü, a sanki güç bir şey mi? Di. ye Oliver ayağa kalktı ve baş dönmesi- imi anladı. nin geçtiğimi — Haydi bakalım, kaybedilecek vak timiz. yek. Sen de benimle beraber oto- mobile binersin. Bu, Tobias için pek büyük ve hiç u- mulmadık bir şerefti. Otemobile sıçra- dığı zaman ufacık vücudü şeref ve min- nettarlıkla kabardı. Otomobilde neye burnunu yaklaştırsa mis gibi efendisi- nin kokusunu alıyordu. Tobias böyle fevkalâde ve güzel bir günde efendisi. nin keyifli olmamasına çok üzüldü; on- | da bu gibi şeyleri sezmek kabiliyeti de vardı. Sonbahar içindeyiz. Kış tuvaleti icap edi mn gardrobumuza şöyle bir göz ır, Yukarıda bizzat tarafınız dan yapılması pek kolay beş var. Birincisi gri yünlü ve göğüsleri d üğmeli.. Kemer de iki düğme ile Boyun ve kollar ya jerse, ya triko.. Eğ er triho olursa kalın yün kulla, zımdır. İkinci model öğleden sonra ve ve akşam biyeli için en iyi bir Korsaj dantelâdan... Etek saten v eya krep. ihi & ve ipekli.. Korsajın modeller a rasında ini hep olub, > Bapinili eteğin ön kısmı kemerle kesilmiş d. ler. dir. Sık düğmeler garnitür teşkil # EV ECZAHANESİ ! Bir çok ailelerimizde şimdiye ka- dar ihmal edilen mühim bir eksik- lik vardır: Ev eczahanesi.. Nihayet bir küçük dolaptan ibaret olan bu ev eczahanesinin görünür görün mez, büyük küçük kazalar hastalık başlangıçlarına vesaireye karşı fay- dası inkâr edilebilir mi? Bazan ge- ce yarısı bir baş ağrısına karşı u- fak bir şey alabilmek için kim bilir hangi semtteki nöbetçi eczahaneye koşmaktaki felâketi tasavvur edin. Bir çok harcıâlem ( rahatsızlıklar İkinci oyun bugün! (Başı 1 inci sahifede) netice almasını her- biz de temenni ederiz. Bugün oynıyacak olan muhtelit kım şu kadrö ile çıkacaktır: Kaleci: Sadri (Beşiktaş). Bek: Hüsnü, Yaşar. Haf: Esat, Fikret, Feyzi. Forvet: Niyazi, Muzaffer, Zeki, Şe- ref, Eşref. Bu hat esas itibarile, İstanbulun çı- karabileceği en kuvvetli muhtelittir. Ancak Macarların karşısında ne neti- ce alacağımı tahmin etmek kehanet 0- Kar, Her halde bugün iyi bir oyun sey- redeceğimizi tahmin ederek muhtı timizi teşkil eden oyunculara muvaf- fakıyet temenni ederiz. Nişanlaş tenis turnuvası final maçları Saat 8; Ahmet - Necmi V Semih - Rasih. 9.30: Demirtaş V Bilyotti. 10: Rasih V Semih. 11: Me. Seager V Melle. Mongeri. Öğleden sonra 141 Sodek - Haldni galibi V Ters if. 15.30: Ahmet - Necmi, Semih - Rasih Galibi V Sedat - Melih. 16.15: Mme. Seager - M. Seager V Go- rodetzky - 17: Rasih - Semih Talibi V Sedat - Baldini - Tregouboff galibi ile. At yarışları ekle 7 ale Sonbahar at yarışları bügün muvaffakıyetle li ag e e iie va Bursadaki maçın neticesi BURSA, 7 (A.A.) Yunan Olüm- piyakos takımı ile Bursa sanatkârlar arasında yapılan maç bugün üç bin se yircinin huzurunda ve bir bire bera- berlikle (neticelendi. Spor o mmtakası bu akşam misafirler şerefine bir ziyafet verecektir, Son süratle Beverley Hil. & sürat e Hiledeğa çi 08 Almelerta il işinin ir di. Herkes gidiyordu. Oliver köpeğine kati bir tavırla: — Tobias, dedi, ikimiz de birer ser semiz! Fakat köpek bu işi pek iyi ünlya- madı. Yukarıda bahçe sulanıyordu. Anlaşı- lan Madam Moresko hiç beklenmedik bir kararla Santa Monika'dan Hollywo- od'a nakletmişti. Bahçevan orada idi. Takır, Applet, Mansela hattâ şo för Meyer bile orada idi, Hepsi de ça- bşıyorlardı. Oliverin sualine karşı hepsi de omuz silköp kafa salladılar. Hiç bir şey bilimi: yorlardı. Madam evde yoktu, Oliver i- ginde bir şeyin koptuğunu, boşandığını hissetti ve çıkıp evine gitti. Saat daha on bir olmamıştı. Yeniden banyo yap- mak, vücudünü bir kere daha uğdur. mak, keseletmek istiyordu; yeni ve te- miz bir gömlek giymek istiyordu. Gü- ler yüzlü Tobins, kâğıt gibi ince pembe dilini çıkarıp kavırıyordu. Bu haliyle vardır ki bunların tedavileri gene harcıâlem ilâçlardır ve” rı herkes bilir. Fakat evde ne olmayınca, lâzımgeldiği aranıp bulunamaz. için her aile (reisi, cessis ve meraklı çocukların şemiyeceği kadar yüksek bi konulmuş bir dolap yaptı! bu dolabı eksiklerini trol ederek, muhafaza Bir ev eczahanesinden ni lunmalı? Evvelâ yaraya ve karşı tentürdiyot.. Yaraları fekte için muzadıtaaffün barak.. 90 dereceli 125 sijene suyu, yeni başlıyan b pi kesmek ve ateşi kesmek nin kaşeleri, nevraları karşı, yahut parmaktan ç cak diken için kullanılacak İ temizlemek için bir şişe eter» Bunlardan sonra on kol asitborik (125 santigram), gram gliserin, vazelin. Pansıman levazımı için dilmiş idrofil pamuk, 250 di pamuk, takim edil idroh 5,7,10 santimetre genişliği sıman sargıları.. Kolludyon. Ev eczahanesinde ayrıca da bulunmalı: On iki ventuz dağı, makas, odamla sayan Bütün bunlardan sonra bik dösüt.. Bu dolap sıhhat vi sigortası gibidir ve doktor ciye kadar gayrıkabili tamir lâketlerin önüne geçebilir, E de böyle bir dolap kurmak ii ler, ayrıca doktorlarının da lerini almalıdırlar. Manşonlar Bir kaç senedenberi terzil yük veyahut ufak hacimde şonları tekrar ortaya (| ç gayret ettiler. Fakat iltifat çok az oldu. Fakat bu sene ar ortaya çıkacak gibi çantala; içinde baktıktan sonra nihayet: — Hayir, dedi, Hemen gi — Oh, burası serin! Dedi. Saat ondanberi projektör İışıyordu. Hizmetçisi Manuela bir diyordu. Beyaz fanila pantole leri iş esnasmda fena halde Moresko sinirli

Bu sayıdan diğer sayfalar: