4 Aralık 1933 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

4 Aralık 1933 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Çok kimseler mikroptan kork - rdan korunmak için İEP tabiatta Faydalı bir rol oynarlar. Bakteriler veya küfler gibi otlar gürühuna yahut enfüzuvarlar gibi hayran zümresine mensup olsun, erimiş serçe gibi parlak, Danşündür. Bir'mayi İçinde bareket ederse çok güzel oynar. toprağın üstünü örter, tozlarla havaya yayılır, toprağın üs- tünde akan sulardi bulunur. İnsanla- rın kalabalık olarak bulundukları yerlerde çok, köylerde az bulunurlar. Dağ tepelerinde bulunmaları istisnai- > Mikroplar toprak üstünde ne olur- lar? Bir çok harap edici tesirler altında kalırlar. Güneş ışığı bunlar başlıca- sıdır, Bununla beraber yine üremele-. rine yarayan şartlar bulurlar, ürerler, çoğalırlar. Bir Bakteri höceresi bir sa at içinde 150 olur. Bunlara üreyip ye- tişmek için nemliğe, ateşe, hayvani, nebati yiyeceklere muhtaçtırlar. Top- rak üstüne serilmiş olan katı ot ve hayvan leşleri ile bu küçücük zerre- ler nasi besleniyorlar? Mikroplar çı kardıkları şeyler sayesinde varlıkları nı korurlar. Çıkardıkları şeyler, ye- diklerine göre dei Ölü şeyler üzerinde üredikleri za- man mikropların ne lim. Yazın köyde biz bını gözden geçireli Yemekten sonra içinde et suyu bu- lunan çorba kâsesi, süt kabı, biri, iki- #i kesilmiş yemişler dolaba yerleştiri- lir. Günler geçer, aşçı bu sofra artık- larmı orada unutur; mikroplar he- mencecik işe girişirler. Fırsat bu fır- sat... İstediklerini yaparlar. Larasti, ls et suyundaki şekerli maddelerin ta havvül etmesindendir. Bulanıklık üre yen, çoğalan mikroplarm sıkışık bir kitle halini almasındandır. Süt mayi olarak kalmaz, mikrop mayalarınn tesiri ile katılaşır. Sonra peyda olan mikroplar yeniden sütü sulandırırlar, kesilmiş, ve pıhtılaşmış süt, kirli, sa- rı ve fena kokulu bir mayi olur. Kesil memiş yemiş'er, bir müddet oldukları gibi kalırlar. K« yemişlerin ise bir kaç gün sonra üzerinde ak, yeşil, yahut kara lekeler belirir. Bu lekeler uyğun buldukları yere yerleşen mik- rop aileleridir. Bu yemiş artık kıvamı nı, biçimini saklayamaz. Çünkü üzeri pe konan mikropların çıkardıkları maddeler katı şeyleri eritir. Yemeklerin, yiyeceklerin çoğu böy le bozulur; yenilemez bir hale gelir. Hizmetçi onlar çöp ten?kesine atar. Yüzlerce milyon mikrop bu suretle toprağın üstüne yayılır. Orada da ay ni suretle tahribata devam ederler. Bu tahribat faydalıdır; Çünkü katı şeyleri eritirler. Mikroplar Diye yap- masaydılar toprai dar hayvan ve yeryüzünü kaplardı. Ge- ne bu tahribat harap olan maddeleri basit kimyevi unsurlara ayırır; bu ba sit unsurları hayat sahibi mahlüklar hazmederler, kendilerine benzetirler; gene bu tahribat o maddeleri çok mü diri cisimlerin ların temelini kurar. Bu tahrip keyfi- yeti sayesinde otlar, çiçekler toprak- ta gıdasını bulurlar; büyürler; hay - yanlar da bunları yerler, beslenirler. inde hayat çenberi de böyle der. İnsanların ve hayvanların / tenle- rinde mikroplar çoktur. Hazım ciha- zında, ille bağırsaklarda mikroplar üreyerek yenilen şeylerin bir çokları- nı bunlar hazmederler. Derinin yüzü de tıpkı tıpkısına bunun gibi, eli i İfraz ederler ki, bu maya- lar olmasa bir takım bezlerin deriye açılan ağızları tıkatırlar. Vücutları içli dışlı mikroplarla kap Boğazıma baktı. — Dikkat etmelisiniz, dedi. İh- tilât yapmasın. Yataktan çıkmayı- nız. öde sonra uzun bir reçete yapz- inleme yalvardım: — Yazıhaneye haber versek.. İş- ler kalacak. Madam beni azarladı — İşleri, yazıhaneyi düşünme kı. zım. Onun çaresi bulunur. Şimdi sana um. Doktorun tavsiyelerini madam birer birer yapmağa başladı. Fa- kat boğazımın yanıklığı, dizleri- min kırılır gibi kesikliği gitmiyor ve hattâ artıyor. Doktor derece koyduğu zaman otuz sekizi de birkaç dizyem geç» miş buldu. Madama: — Bana çok yaklaşmayın rica- ederim, dedim. Sizde hasta olur- ( Sıhhi bahisler | Mikrop korkusu 'KIR ÇİÇEĞİ Unkılâp Komanı) hı bulunduğu ve bu mikroplradan ba- zıları korkunç mayalar, zehirler Çi * kardığı halde diri mahlüklar gene sıhhat olarak yaşıyorlar. Bunu nasıl izah etmeli? Yemek dolabına konmuş, sonra 0- rada unutulmuş meyve tabağında 0- lan biten şeyleri göz önüne getirelim. Kesilmiş meyveler mikrop hücumuna uğrarlar, ve mikroplar meyvedeki ke sik üstünde üzerler. Kesilmemiş mey- veler ise etrafındaki mikroplarla bo- zulmıyarak uzun müddet oldukları Hayvanların tenleri de ayni hale maruz bulunuyor. Daimi surette her türlü hastalıkların mikropları ile sa- rılmış bulunurlar, böyle olduğu halde gene sağlam olanlar hasta olanlardan çok bulunur. Sebebi? Tenin dışında yahut içinde bir yara o'du mu mik- roplar orada üremeye başlarlar. Ba- zan oradan başka taraflara doğru ya yılırlar, höcereleri haran ederler, 26- hir yaparlar ve etrafa saçarlar; vü- cudü yangın yerine çevirirler, Yara her zaman maddi olmaz, göz le görülmez. Bir yorgunluk, beden yorgunluğu, zihin yorgunluğu mikrop ların kökleşmesi için vısanda daya- nıklık bırakmaz. Yukarıda söze baş- larken, ilk satırlarda söylemiştim; mikroplardan korkmak bir hastalık başlangıcıdır, demiştim. dü kor- ku, beyinde yerleşen bir düşünce, bir beyin yorğunluğudur; yorğun'uk sağ- lık düzenini bozabilir. Bir kere bu dü zen bozuldu mu, taşıdığımız mikrop- lardan bir tanesi işe girişir, tenimizi harap etmeğe başlı Mikroplu hastalıklarda hastalığı yapan biricik unsur sade mikrop de- ğildir. Denilebilir ki, uzviyette mikro bu kabul edebilecek umumi veya hu- susi bir kabiliyet peyda olduğu za- man mikrop işe başlar. Bundan dola- yıdır ki, tedavide de mikrobu öldür- mek çaresini aramaktan ziyade yeri, teni kuvvetlendirmek güt- mek lâzım geliyor. Dr. Rasşakla HAKKI . Istanbul Tramvay Şirketi Tramvay Pasoları İstanbul Tramvay Şirketi 1933 senesi tramvay pasoları - nın 1934 senesinde artık mute - ber olmıyacağını mezkür paso hâmillerine bildirir. Şimdiki paso hâmillerinden vesikalarını tecdit ettirmek hak kmı haiz olduklarını düşünen zevatın vaktinde Müdiriyete mü racaat etmeleri rica olunur. İstanbul, “K.evvel 1933 Müdüriyet Dr. Fethi Bey Cerrahpaşa hastahanesi Bakteriyolo- £u Doktor Fethi Bey Ağacamii karşısın daki laboratuvarını böyülterek Beyoğlu İstiklâl caddesi Parmakkapıda Ferah a- partımanına nakletmiştir. Zevki selim sahiplerinin tıraş bıçağı yalnız ROTBART - LUXUOSA'dır. (10289) 9027 BURHAN CAHİT. sanız.. Madam tedbirli kadın. Ma- sanın üzerinden alkolü eksik etmi- yor. Odama her (gelişinde burun deliklerini, yüzüğü alkolle temiz- liyor. Arasıra kendimi kaybediyorum. Teneffüs ağırlaşıyor, gözkapak- Bir çorba bile (o içemedim. Ağ- zım paslı. dudaklarım yanıyor. Fakat doktor / soğuk bir şey vermiyor. Sıkıntıya alışmamış insanın has- ta olması ne fena... İkide bir yatak- tan fırlarffak istiyorum. oFakato kadar halsizim ki.. Bir aralık madam gene'geldi: — Merak etme, dedi. Reşit Beye telefon ettim. Sakın çıkmasın diye tenbih etti, — Teşekkür ederim madam. Madam, Mösyö Girot'ya da tele- fon etmiş. O da şirketin bir ecnebi olan doktorunu yolladı. Ayni şey. O da Grip, dedi. Fakat başlangıcı Cemil Naci Doktor Hikmet Bey- den beklediği cevabı alıp okuyun- câ, sevinçten ellerini çırptı. Dokto- run kızı Muallâ Hikmet Hanımla evlenmek istiyordu. . İstanbulda kimsesi olmadığı için bizzat müra- caat etmek lâzımgeliyordu. Fakat evvelâ bir mektup yazarak kızın babasmı tutmak istemişti. Olur a, belki adamcağızın vermeğe niyeti yoktur. Doktor kısaca yazdığı mek- tupta diyordu ki: “Muhterem efendim, bugünler- de öğleden sonra muay: mi teşrif ederseniz, mevzuubahis etti- ğiniz meseleyi görüşürüz.;, Demek ki ortada kat'i bir ret ce- vabı yoktu. Doktor bir defa ken- disini görmek, konuşmak istiyordu. Hattâ “mühterem efendim,, diye davet edişi daha Ziyade samimane idi. Cemil Naci müstakbel saadetin hülyası içinde ne yapacağını şaşır- mıştı, hemen o gün en güzel kos- tümünü giydi, en güzel alıcı kra- vatını taktı, beyaz eldivenleri: çirdi. Bir berbere giderek kaydı traş oldu. Bababsının mua- yenehanesinde Muallaya tesadüf etmek ihtimalini de düşünüyordu. Öğleden sonra doktorun muaye- nehanesine geldiği zaman, intizar salonunda bir kaç hastanın bekle- diğini gördü. Kendisini karşılıyan hastabakıcı kıyafetinde bir kadına öedi ki: — Ben dektor beyle mühim ve mahrem bir meseleyi görüşmeğe geldim. — Pekâlâ, şöyle oturunuz efen- dim. Sizden evvel üç hasta var, on- lar bir defa girip çıksınlar. Cemil Naci boynunu bükerek bir kenara oturdu. Üç hasta girip çıktı. | Yarım saat sonra sıra © kendisine gelmişti. İçeriye girince: Doktor bey, dedi, bendeniz Cemil Naci.. Eğer rahatsız etmi- yorsam., Doktor Hikmet Bey oevvelâzi- yaretçisini yukardan aşağıya ka- dar süzdü: pi — Kızıma talip olan gehesiniz, değil mi? Dedi. — Evet, doktor Bey. Kerimeniz hanımefendiyi tanıyorum. Bir kaç defa dansettik. Hattâ kendisine ta- lip olacağımı söyledim. O'da red- detmedi. Sadece: “Bir kere de Bey babamın fikrini alınız,, dedi. Ben- deniz de mektup yazdım efendim. İyi aileden olduğumu — küçük bir tahkikle.. — Kaç yaşındasınız? — Yirmi sekiz, — Şöyle aydınlığa | geliniz de | gözlerinize bir — Fakat doktor Bey, ben hasta değilim. — Daha iyi ya.. Bizim de iste- diğimiz o. Bakayım şu gözler e. Alâ ne miyopsunuz, ne prespit. — Gözlerim iyidir efendim. — Mükemmel,. Soyununuz ba- kalım.. — Aman doktor Bey, ne hacet. — Soyununuz, sizi bir defa yu- kardan aşağı muayene edeyim. Ev- velâ ağzınızı açınız, güzel, bir şey- ler yok. Dişleriniz muntazam. va geniş.. Bir de göğsü zü muayene edelim. Doktor Hikmet Bey, Cemil Naci- nin göğsünü de muayene etti. Kon- ü- MILLIYET, PAZARTESİ, 4 KANUNUEVVEL 1933, Damat nasıl seçilir? turunu ölçtü. Kalbini, nefesini din- ledi. İ — Sülâlenizde detrake insanlar var midi? — Anlamadım efendim. — Yani deli, kaçık vesaire? — Hayır, kat'iyen efendim. — Alkolik? — Allaha çok şükür ki yoktur cfendim. — Şimdi biraz kanmızdan ala- ci ğım, tahlil edeceğim. Ciğerleri- niz, kalbiniz, mideniz yepyeni gi- bi işliyor. Sağlam insansınız. Ken- Ginizi hayatta müdafaa edebileck- siniz. — Muallâ Hanım çok hırçın ta- kisti midir? Onu bilmem. Fakat asıl mese- > annesindedir. Annesinin hakkın- dan gelebilirseniz, bravo size! Şu kadar senedir o beraberiz, ben İakkindan gelemedim. Onun için kendime sağlam, enerjik bir damat istiyorum. Giyininiz. İyi yemekle. ri sever misiniz? — Eh, zannederim. n iyi yemek yemesini bilmesi lâzımdır. Çünkü bende mideme biraz düşkünceyimdir. Re- fikam, yani müstakbel kayinvalde- niz hasta olmayayim diye ekseriya bana en sevdiğim yemekleri yedir- mez. Bize yemeğe geldiğiniz gün- ler ne yaptırmak lâzımsa ben size söylerim, siz de o yemeği - istersi- niz. Bu suretle bende istifade et- miş olurum. Sigara içer misiniz? ok az — Yok, olmadı. Sigara, hattâ pi po, şampanya, likör, içmelisiniz. Çünkü ben hepsini severim. o Kayinvaldeniz bunların hiç birini içirtmez. Ku- mar oynar mısınız? — Hayır. — Bu da olmadı. Pokeri, brici öğrenmelisiniz. Sonra kış gecelerin de nasıl vakit geçireceğiz? Ava gider misiniz? Hoşlanırım; Çok âlâ. Evden uzak kalmak i bir fırsat, Musikiyi sever- musikiden hoşlanmamanız lâzım.. Çünkü anası olsun, kızı olsun, bir defa piyanoya oturdularmı, valla. hi evden dar kaçarsınız.. Yeni neşriyat Resimli Şark Resimli Şark mecmuasnın kânunvev vel nüshası üç renkli gayet güzel bir ka pak içinde: 10 yılın bayramında, Üni. Hitanbulda intişar etmiştir. Tavsiye ederiz. Ekran Bu isimde intişar etmekte olan sine. ma mecmussının 2 inci nüshası güzel resim ve zengin münderecatla intişar et miştir. Kongreye davet Hakuk Talebe Cemiyetinden: Geçen hafta ekseriyet bulunamadığı dan doluyı senelik kongremiz 8-12:033 İNCİLİ Filmile pek yakında Bugünkü Program ISTANBUL : 1740 Gramofon, 18 Fransızca ders (İle olanlara. 18,30 Mahmure b v 10/30 Bedayii Musiki hay' ” 1745 Fr, deri 1855 Zirni müs . 2045 Budapaş- BUDAPTŞTE: kadın saat, 1805 Odeon ve yillar. 1880 Almmnen dare, 180 emeeri. 20 Loteri numaraları Filharmanik konser. 7245 Haberler, 238 Eugan Farlme Siyam musiki. 2408 müsahe- VIYANA: SİS m. 1835 Piyano konseri, Leoty Persche, Ri- vana” irnkile Son haberler: 2320 Avusturya hakkında kı Soran Zima, m Aystriy, Zü50 Palmkel kah. ilem £ Dans 1838 Filkermemik kn: benli, 20,15 anmak FİMO keman konseri Beethoven, 1,50 Bari'den paklar Ti Havan, 23 Hafif musikisi konseri. PRAĞ: 488 m. 1855 plük, 1835 Dera, Ni temsil, 22.20 yi perdelik | piyes, 2256 Bü Bü yük konser, 23,25 Plâk, BELGRAT 40 m 18,05 Plâk, 20 müsahabe, 206 Radyo or- zaklan opera temelli, operayı seğienkip, pide ila dans musikisi, arpa ya BÜKRES 34 m 13 Borsa haberi, pink, İâ Haberler, plâk. a Radyo orkestrası ee ia” M. Topçu Kaymakamlığından mütekait ve esbak Tophane meclisi azasından Meh met Vehbi Bey, dün vefat etmiştir, Ce- nazesi bugün saat on buçukta Ayaspa- şada Saray arkasında 27 numaralı ha - nesinden kaldırılarak Edirnekapısında- ki aile mezarlığına defnolunacaktır. Kederdide ailesine beyanı taziyet ode- riz, (10638) Namık Kemale (Gelibolu'daki ihtifaline karşı) Kırkbeş yıldır, seni, ölümün eliz Aramızdan çekti, aldı toprağa! Gün batsa da, ey güneşten heykeli! Keskin parıltın yanaşmaz batmağa. Türk gür kralı: Filorinak NAZIM (10614) ESRARENGİZ ve İLÂHİ BRİGİTTE HELM KADIN İPEK Sinemasında İSTANBUL BELEDİYESİ SEHIR TİYATROSU Bu akşam Saat 21 de O GECE Yazan: La Jas Zilahy Türkçeye çeviren M. Feridun 4 Perde 1 Tablo Halk gecesi Mükemmelliği THE ENGLİSH PLEYERS İngiliz komedi heyeti, yarmdan itibaren matine olarak sant 18 de FRANSIZ TİYATROSUNDA teimaillerine başlıyacaklır. Beş temsilin programı tiyatro gişe- sine talik edilmiştir. Üsküdar icra memurluğundan: Tamamına, yeminli üç ehlivukuf ta- rafından 1600 lira kıymet takdir edi- len Kartalda Başıbüyük kariyesinde Büyük yalı mevkiinde 83-61, 54-15 No. lu dolaplı bostan kuyusunu havi dört dönüm miktarında maamüştemi- lât bostanın otuz iki hisse itibarile yir- mi bir hissesi “mezkür hisse 525 lira mukabilinde birinci derecede ipotek- tir. Müşterilerin kıymeti muhammiene- nin yüzde yedi buçuk teminat akçele- ri vermeleri mesi 14, K. perşembe günü divanhaneye talik edi- lecektir. Vergi, tanzifat, tenviriye ve vakıf borçlarile rüsumu dellaliye müş- teriye aittir.,, Birinci artırması 16 K. sani 934 tarihine müsadif salı | günü saat 14 ten 16 ya kadar Üsküdar icra dairesinde yapılacaktır. Artırma bede- li İkrymeti muhammenenin yüzde yet- miş beşini bulduğu takdirde üstünde bırakılacaktır. Aksi takdirde en son arlıranın taahhüdü bakı kalmak üze- re artırma on beş gün daha temdit e- dilerek 1. Şubat. 934 tarihine müsa- dif perşembe günü #yni saatte icra €- dilecektir. Bedeli kıymeti muhamme- hesinin yüzde yetmiş beşini bulduğu takdirde üstünde bırakılacaktır. Aksi takdirde 2280 numaralı kanun muci- bince muamele yapılacaktır. 1424 nu- maralı icra ve iflâs kanımının 119 uncu maddesine tevfikan hakları tapu sicillile sabit olmıyan ipotek alacaklı larla diğer alâkadarann — ve irtifak hakkı sahiplerinin bu haklarının — ve hususile faiz ve masarife dair olan id- dialarmı ilân tarihinden itibaren yir- mi gün zarfında evrakı müsbitelerile birlikte bildirmeleri © iâzımdır. Aksi takdirde hakları tapu sicillile sabit ol- mıyanlar satış bedelinin paylaşmasm- dan hariç kalırlar. Alâicadarının işbu maddeikanuniye ahkâmma göre tev- fiki hareket etmeleri ve daha fazla malümat istiyenlerin 932/1264 No, kı dosyaya müracaat eylemeleri ilân oluü- nur. (10517) Milliyet İİ Asrin umdesi “MİLLİYET” tir. ABONE Semi. Büskalar 10 kuruştur. — nathanya sz İşler ça i vacnat edilir. Gasetemiz limetini tembel etmez, detli bulduğu için çok dikkat etmemizi söyledi. Dışarıda madamla ne -konuştu- lar bilmem. Her halde ben de ken- dimi pek iyi hissetr/'yorum. O henüz çikmıştı ki Reşit Bey bir doktorla geldi. Bu meşhur bir doktordu. Muayene etti, dereceme baktı. Öteki doktorların reçetele- rini gözden geçirdi. £ Sonra Reşit Beye: — Grip o kuvvetli başlamıştır. Bünye çok sağlam. Fakat * sıkı bir müşahede altında © bulundurmak lâzımdır. Her akşam gelip görmeli. yim. Sabahları da bana telefonla ateşi, vaziyeti hakkında malümat veriniz. Bu, kısa boylu, gözlüklü, sevim- li bir adamdı. O kadar bitkin olma- ma rağmen kısacık kollarile yata- ğa dayanıp arkamı (o dinlemesine gülmemek için dişlerimi sıktım. Reşit Bey bütün söylediklerini not etti. Hastalığıma fazla ehemmiyet verilmesi beni endişeye düşürdü. Bir aralık Reşit Bey doktora: ' — Hastayı bir kiliniğe kaldır. sak nasıl olur, dedi. Daha sıkı bir müşahede altında kalmaz mı? Doktor Şevket Ömer Bey bunu münasip gördü: le. Yüzü sarılı olmak şartile gider- se çok iyi olur. Çünkü gripten zi- yade herhangi bir ihtilâtından kork malı. Fakat karar verdiğiniz halde evvelâ gideceği yeri hazırlatmak ve gözden geçirmek lâzımdır. Hu- susi klinikler, dikkat edilmek şar- tile evden çok iyidir. — Ortaköyde (doktor Asımın Şifa yurdu var. Al/.abımdır. Şim- di telefon ederim. — Fena olmaz. Yeride güzel- dir. Fakat acele etmek lâzım. İki gün geçerse hasta bir yere gide- mez. — Hemen şimdi telefonla konu- şurum. Siz yalnız giderken yapıla- cak şeyleri söyleyin. Doktor Şevket Ömer Bey saatine baktı: — Eğer yarım saat içinde yapa- bilirseniz 4 hastayı ben kendim a- lr, götürürüm, Reşit Bey yerinden fırladı? — Şimdi, şurada bir yerden telefon ederim. Ve süratle odadan çıktı. Doktor nabzıma bakıyordu. — Hararete rağmen nabız yük- sek değil, Kâfir | hastalık gelir bep böyle narin, güzel mahlükları bulur. Sonra gözlerime baktı: — İtina ile, kapalı bir otomobil. — Korkuyor musun, küçük ha- nım, sakın üzülme.. Bir hafta isti- yatarsan çok rahat edersin. O ka- dar da güzel manzarası vardır ki! Madam hastahaneye gideceğime üzüldü. — Ben burada ona hastabakıcı gibi bakarım. Diyor. Doktor Şev- ket Ömer Bey kısacık kolunu masa- ya dayamış, mini mini barmaklari- na iliştirdiği sigarayı bir kadın gi- bi nazik, içiyordu: — Klinik daha rahattır madam, dedi. Siz daha iyi bilirsiniz, Av- rupada başı ağrıyan hastahaneye | P*" gider. re Reşit Bey yıldırım gibi içeri gir- > Oldu diye ha haykırdı. Oda ha. | ?9K zır, Doktor Asımla görüştüm. De- zenfeksiyon yapılıyor. Hemen şi di gidebiliriz. Otomobil de hazır. Doktor Şevket Ömer Bey memnun epi Evvelâ alkole batmış pamuk: la yüzümü, ensemi, sildi, Burun deliklerimi kel ve bi- rer alkollü pamuk koydu. Boynu- ma yün bir kaşkol sardı, başıma en Kalın beremi geçirdi. Ben kendime malik değildim. Ayakta duracak halim yoktu. Yün caketlerimi madam sırtıma geçirdi. Küçük valizime bir şeyler rahat, bir şey kalmaz. Hele kliniğe üyük / dılar. Reşit Beyle doktor e ma r, — Sakin ağzından nefes alma! Diyordu. Dizlerim kesiliyordu. İki yanım- da olmasalar imkânı yok yürüye- miyeceğim. Otomobile bir külçe gi bi düştüm, Doktor yanıma, Reşit Pey şoförün yanma oturdular. Ma- O kadar fena oldum ki! Acaba sok ağır um. Kafam işliyor. Her şey mermi yor, muhakeme © ediyorum. Fi kımıldamak İseiieti Dar, kıvrıntılı, iki tarafı bir yoldan döne döne izan bir köşk. Kapıda beyaz başlık: bri hemşir özüme it Hemen Kalan giren iki genç kız ba- na bir melike gibi geldi. Kendimi onlara bıraktım. Reşit Bey içeride bizi karşılavan , beyaz önlüklü birine: — İşte geldik doktorcuğum. (Bitmedi;

Bu sayıdan diğer sayfalar: