11 Mart 1934 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

11 Mart 1934 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| SIHHAT Çocuk sıhhatinin korunması, faydaları Istanbul Universitesi Tıp Fakültesi profesörle- rinden Şevket Salih Bey tarafından. Bilhassa son asrın cocuk nesli haklerm- daki telikkileri çok geniş ilmi ve içtimsi lara dayanmaktadır. Çocuk evvelce ir büyüle insan 5, has hayatı teamül ve kanunlarile büsbütün başke bir âlem, bi riçtimai bünyedir. Öyle bir içtimai bünye ki içinden doğduğu mille- tin yarmki büyük mukadderatş onun el- lerine, ya zayıf veya kuvvetli omuzlarıma yüklenecektir. Ne halde, gel günlerin emin ve ve çinli ee istemeğe hak kazanmak i- çin bugünkü bünyenin çok sağlam ve te- miz olmasını temin etmek lâzımdır. İşte bu noktayı gözönünde tutan bütün dün- ya milletleri çocuk varlığına, çocuk ye- tiştirilmesine ve onun güçlü kuvvetli ol- dair programların. masına da büyük ve en başta bir yer ayırmışlardır. Gazi yur- dunda ön seneden beri başarmakta oldu- ğu derin ve büyük inkılâpları arasında Türk yavrusu sıhhatinin korunması için de büyük bir pay ayrılmıştır. Kısa bir hbat Vekâletinde yavrunun bulaşık, akli ve asabi hastalık- larla malâl olmamasını temin için alınmış ilk tedbirleri demektir. Aksi de çocuk vefiyatında göze birden çarpa: ir Li bir azalna maventtur. - Almanyada,'son otuz sene zarfında bir tenakus hemen üçte bire inmiştir. 1901 senelerinde, bu memlekette yapılan ista- tistiklerde, süt çocukları vefiyatı yüzde yirmi bir iken bugün “78,9 dur. Buna da sebep memleketlerinin her tarafında çocuğa sit müesseselerin fevkalâde ço- ğaltılmış olması, halkın daha münevver | bulunması dolayısile ufak bir rahatsız- hıkta sıhhat bilgi kaynaklarma koşmala- rı, evlerinde icap edildiği şekilde bakılmı- yan bulaşık hastalıkların hastahanelerde bakılmasının mecburi olmasıdır. Doğum gerilemesi ve süt çocuğu vefis yalını ait istatistiklerin inceden inceye tetkiki wiühim olmadığından, istan 'mütalâasında çok defa salim “r neticeye varılamayıp tamamen yekdi- tine zrt neticeler elde edilmektedir. tossle'nin yaptığı tetkikat neticesin- doğum tenezzülü evvelemirde doğan Gun yaşama şansının tezayüdü ne- tejddin edilmekte ve bu da şu suretle dört, etmektedir. Doğan çocuklardan dedi ji ve beşinci... ilh olanların a- ten evşkfe Ağılmaktadır. Umumi harp- Wütyey, «“ istatislikler de bu noktayı ta- <vkla,, ,“Bit eylemektedir. Doğan ço- Şocukl me Z Şönseltiyor. Doğumun #zalmasında son senelerin umumi buhra- mun da tesiri olmuş, ve bu sebepten do- ğumlarn adedi de düşmeğe başlamıştır. Alinanyada otuz sene evvel doğum bin nüfusta 35,5 iken son senelerde 17,5 ğa düşmüştür. Demek çocuk vefiyatınn a- zalmasile beraber doğumun da tenakusu Hemen yekdiğerine müvazi gitmektedir. Memleketimizde her halde doğumun Umakusu Avrupa kadar olmasa gerektir. Süt çocuklarında ölümün azalması sebe- bini, sef istatistiklere | vesikalaştırmak doğru değildir. Bu hususta istatistikler. den doğru bir netice almak için ancak klinik mesailerini de burada düşünmek i- cap eder. Binaenaleyh, bu suretle hare. Beni çocuklaştıran sensin, Mes- ture! Lâkin şikâyet etmiyorum. — Mayıs 20 — Bası hâdiseler var ki insan, her şeye rağmen vukularına inanmı- yor, inanmak istemiyor; son di aya, son ana kadar, meçhul bir kuvvet onları durduracak sanıyor! Beklenilen tehlike yaklaştıkça, dehşeti artacağına, bilâkis azalı- yor... Kalbimde, dimağımda, ga- rip bir sükün var. Acaba, manevi varlığım felce mi uğradı? in kırıldığı, mah- im, gördüğüm halde, bir ümit havası içinde yaşı- yorum! Köyde, Mesturenin yakında ni- şanlanacağı haberini duymayan kalmadı. Annem, bana soruyor: -— Halim Siret Beyi tanıyor mu- | sun, Hüsrev? | Mektebi Sultanide diploma a- | İirken bütün smıfla beraber çıkar: ket edecek olursak süt çocukları ölümle. rinin sebebini şu beş hastalık grupuna ayırabiliriz: 1. — Velüdi zafiyet ve teşekkül hata- 4, — Had ve müzmin bulaşık hastalı 5. — Diğer muhtelif ölümler. Evvelâ BİRİNCİ GRUP; Bunlara ok dukça tesadüf edilir, ve böylece çocuklar Em tıbbi yardıma ihtiyaçları fazladır. Bu yardım yalnız ilk günler için değil, bil- ile olacaktır. çok zayıf olanlar © yaşıyamazlar. Bunların miktarları pek az olmayıp, he- men canlı doğanların 9410 u teşkil etmek tedir. Tabii hararetlerini muhafaza ede- mezler. Emmedeki müşkülât asabi mer- kezlerin gayrı tam olması ve bulaşık has- talıklara karşı mukavemetlerinin noksan liği, asfiksi vesaireden hemen “doğum- dan sonra veya doğumu takip eden ilk ür 7430 - 60 şı ölürler. Burayn ait yefiyatın ufak bir kısmını da teşekküle ait hatalar teşkil eder. İKİNCİ GRUP: Hazım yolu hastalik. larıdır. Süt çocuklarında ishal, kay, a- di, saireden ü i ÜÇÜNCÜ GRUP: Süt çocuklarınm ci- ğer hastalıklarıdır. Bunlara da fazla te- sadüf ediliyor. Basit bir bronşit denilen hastalıklar neticeten ilerliyerek çocuğun hayatının nihayet bulmasına bile sebebi- yet or, Matbaanın penceresinde toplan- mmuştık. Sırtmda kocaman bir sandıkla yaşlı, zayıf bir hamal önümüzden geçiyordu. Arkadaşlardan biri, mala acıdı : — Zavallı adam, bu kadar ağır yükün altında kim bilir ne zahmet çekiyor? — Merak etme, yumurta sandı- ğı ağır olmaz. — Içinde yumurta olduğunu | nerden biliyorsun? — Bilmez miyim, tabut o... Hayret etti: ğ — Ne tabutu? — Yumurta tabutu?.. — Demek yumurta sandığa tabut diyoralr! Sonra yüzünü ekşiterek: — Ama, fena bir isim doğrusu, Derli, insana ölümü hatırlatıyor. — Birisi sordu: Acaba neden san dık varken tabut demişler. Yumurta ölümü ki tabutta götürsünler?, Ben güldüm: — Ölü değil ama görmüyor mu- sunuz, ölü fiatine gidiyor! M.SALAHATTİN taşıdıkları İSTANBUL: , 18: Plâk netriyatı. 19: Muhtelif neşriyat, a- pps haberleri, 1830; Türk siki Mepriya (Kemani Reşat Bey tanburi Mevut Bey. Kana” pi Vöcihe H. Muzaffer B. Vedin Riza H.). 21.20: Ajans ve boran haberleri, 71,30: Bedriye Rasim Hanimin iştirâkile dane musikisi, 0. utan nakil, 18: Viyolonsel konseri. (Edip Bi. Taylor ğa Ke aramda) üçin: Alaturka VAR$ŞOVA, Mism. 17: Çocuk neşriyatı. 17.30: Psi Pp. DÖRDÜNCÜ GRUP: Hâd ve müzmin BEŞİNCİ GRUPta da deri ve iç deri- ye ait bazı hastalıklarla kramplar mev. cuttur. Süt çocuklarında ölümle müca- dele için ölüm sel inin tespiti çok mühim bulunmaktadır. Son tetkikatta, ilk haftalarda ölümle, ilk haftadan sonra- ki ölümler arasında bir hattıfâsıl gözetil- mektedir. İlk haftadaki vefiyat için be- men ekseriya birinci grupta gösterilen sebeplerden, bir haftadan sonraki ölüm- Çocuk vefiyatı Almanyada yapılan is. tatistiklere nazaran 1903 ten 1913 e ka- dar fena koruma ve tağdiye hatalarına aittir. Burada halkın şeraiti hayatiyesi- nin iyileşmesi ve gittikçe tevessü eden halk hıfzıssıhhasınm beraber tesirinden dolayı çocuk vefiyatı on sene zarfında 7,22 den 15 şe düşmüştür. - 1914 ten 1928 e kadar ise, yani harp sönöleri ve bilâhare « koruma ve muhafaza — tağdiyenin iyileştirilmesi yani çocuk hastalıkları ilminde yapılan büyük teral- kiyat dolaymile — azalınış ise de, umumi süt çocuğu vefiyatının tenakusuma muka- bil bu devirde teneffüs cihaz hastalıkla. rından vefiyat oçgalmıştar. 1928 den hali haz:ra gelinciye kadar olan zaman iseşmü cadele tedbirlerinin en müşkülü olan bir | temessülü gibi bu safhası da halkımız | kuvvetli kabiliyeti ile doğrulup benliğine | ihecek, yakın bir atide bizde de çocuk Milliyet'in edebi tefrika KANLI vefiyati tamamen azalacak ve matlup ga- ye de elde edilmiş olacaktır. SIR Yazan: Mahmut YESARİ — İşte şu genç... Kısa boylu şişman çocuğun yanında duran... Annem, resme bakıyor: — Nasıl adamdır? Omuzlarımı kaldırıyorum: a ar ni eya mnem, fotoğrafı geri verirken düdaklarını büküyor > a de kimseyi beğenmez- Daima, daima ben haksrzım... Ve hayret ediyorum? Demek Halim Siret, köye gelip gittiği bir kaç gün içinde, kendini sevdirmiz, lehinde tesirler bırakmış! Mesturenin sözleri hatırıma geliyor: — Hüsrev, senin çok iyi kalbin var. Fakat ne yazık ki çocuk gibi- il Evet, bir çocuktan faı km yok... Dalıyorsun, rüyala: hakikatten fazla inanıyorsun..'— daha ileri gideyim, hakikatlere hiç inanmıyorsun ! konser, 21,80: Haberler, 22. Föytom. o 2215: Lembeg'ten naklen neşeli neşriyat. 23,15: Spor haberleri. 23,25 isi. 24: Müsahahe, 2405: Dans musikisinin devamı, BUDAPEŞTE, 560. 18: Çift piyano refakatile © Macar şarkıları, 18,40: Konferanı, 19,10: Farkas Siyan takımı. Spor haberleri. Dr. Bamosuy rejisi tara- fındlan karışık bir akşam © meşriyatı, — Spor haberleri. 22,25: Piyano refakatile tagannili Konser. 235 Caz musikisi. 24: Trio kahvehane VİYANA, 507 m Müsahrabe, 20: Şarkılar ye has “Tarafta Tas Akşam halierleri 2336 .n akşam konseri. 1145: Ruhi pisik, 3: Plâk, Vi: Haberler. 1420: Plâk, VB: Sikiceano orkmetrası, kılar, 21,20: Radyo orkestrası, 22: Konlerm 22,15: Radye orkestrası. 2245: Son haberler, BRESLAU,36m. 17: Hafif mesiki, — Müsahabe, 191 “Sehnees- trümballade,,, isimli bir «kaç, 1940: Haberler, 20:30: Berlin'den naklen Avusturya hakkında mütenevvi musikili sepriyat, — (İstirabatlerde müsababeler.) Harik Hayat MİLLİYET PAZAR İl MART 1934 Kaza igortalarınızı Galatada Ünyon Hanında Kâin ÜNYON SİGORTASINA yaptırmız. Türkiyede bilâfasıla icrayı muamele etmekte olan ÜNYON Kumpanyasına bir kere uğramadan sigorta yaptırmayınız. Telefon : Beyoğlu 4.4888 KEDİ! Havai Efendinin bir zama: pek havaileştiğinin farkında idi.. “Farkında olduğu için de zavallıya göz açtırmı - yordu. Bu akşam, dedik ya, şeytan ku- İağına kurşun, Havai Efendi, bir biçi - mine getirip karısından müsaadeyi ko- pardı. Elinde bastonu allahinr seven beni tutmasın, diyip sokağa fırladı, Herkesin gönlünde bir arslan yatar, derler ya.. Bizim Havai Efendinin gön- lünde de, boylu boyunca bir arslan ya- tar, dururdu. Yalnız, şu fakla ki Havai Efendi bü arslana arslanım demez, “kediciğim,, diye hitap ederdi. Havainin gönlünde yatan bu kedi, şeytan bakışlı, cive - lek bir şeydi. Havai , ara sıra, fırsat buldukça, ve karısının gönlünü yapıp, evden sivi- yakl kediciğimi görmeğe gider » Bu akşam böyle vakitsiz dışarı çıkı- sı da, kaşla göz arasında gene ciğine merhaba tüylerini gizlice okşamak içindi. Havai Efendi, havai mayayi idi am- ma, karıma da adam akıllı bağlı i - di. Neyse... Bugünlük işi işti. Tramva- ya Ver elini Taksi Havai E- fendi, civelek kedisini T. ri duydu. Biraz sonra da kapı açıldı: — Hoş göldin Havail.. — Hoş bulduk kediciğim!.. — Gir içeri! bülbül gibi şakıyordu Kediciğini eğlendirecek sözleri, ara- yıp. buluyor, bir bahisten ötekine at- İayarak onu, mütemadiyen kendisile meşgul ediyordu. Nazan — Kediciğin adı — bir aram lik kollarını Havainin boynuna dola « dis — Kurum, Havai!., Bu gece burada kalsan 2. — Hiçi.. Şey diyecektim. Kedicik, bir kahkaha kopardı: ve Otomobil 1214 Hayır! Buna inanmak çocukluk olur!.. ği —Mayıs 21 — Sade çocuk değil, budalasın da Hüsrev! Halim Sertin, Mesturenin kalbi- ni çeldiğine, çelebileceğine inan- mak çocukluk oluyor da, imanma- mak neden çocukluk olmıyor? —Mayıs 25 — Mesturenin köşkünde, bir hare- ket var, bu, nişan, “nikâh, düğün hazırlığına pek benzemiyor... Göç toplanışmı andırıyor. Yaz başlangıcında, İstanbula mı taşınıyorlar? Eğer bu, tahakkuk e- derse, felâketlerin en büyüğü, en umulmayanı demektir. Mestureyi görmiyeli beş gün olu- yor. Son günlerde onu görmek, hattâ haber göndermek bile güçleş- ti. Bu tereddüt, kararsızlık ne ka- dar devam edecek? © Kime sorar, kimden anlayabilirim? Mesturenin, iki satırlık bir tezke. re ile olsun, vaziyeti bildirmemesi çok fena! Pakat Mesture, bu kadar kayıtsız değildir. Onun sükütü, be- ni korkutuyor! e tılan büyük fotoğrafiyi gösteriyo- rum: zi Kim bilir, belki o Halim Siret, Mesturenin de kalbini çeldi? > Mayıs 27 — Korkmakta haklı imisim!.. Mes- ture, hasta... Bu elle tutulur, gözle görünür bir hastalık değil,, Fakat hasta. Evet, çok hasta. Dün gece, beni vimden vurdu. layısın tatlı ılık gecelerinden bi- ri idi, Rüzgâr, ipek tüylü bir yelpa- ze kibi insanın yüzünü okşıyordu. Havanın ılıklığına rağmen, Mes. ture, omuzlarına bir örme atkı al. mıştı. Gözlerinde, yeni hastalıktan kalkmış gibi yorgun bir sönüklük vardı. Yanımda oturuken, zaman zaman omuz başları ürperiyordu. Ben sormadan söyledi: — Taşmıyoruz, Hüsrev! Çenem kenetlenmişti; dişlerimin. arasından mırıldandım: — Nereye? Mestwre, sesinde bir hasta kırık- lığı ile devam etti: — İstanbula... Teşvikiyede bir konağımız vardır, oraya gidiyoruz. Yaz başlangıcında sayfiyeyi bi- rakmak, garip ama... Bu, annemin içimden can e- Burada lanıyor! Neden? Niçin? Herhalde in ği bir şey var. Ancak işidilir bir sesle sordum : — Ne gibi? Mesture, güler gibi içini çekti: demek , onun parlak | , yer, bep burası... Köşkün bahçesin. Ne münasebet » canım. Hanımı inler? İşim varda ondan yok- sa. Havai Efendi, iğinin gönlünü alabilmek için bir hayli. uğraştı. Niha- yet geceleri evde, bir kütüphane he « sabına yetiştirmeğe mecbur olduğu bir tarih Kitabını yazmakla meşgul ol - duğuna Kediciği inandırdı. Havai Efendi, o gün iki saat ka - dar apartmanda kaldıktan sonra, dön- dü. zaman, hizmetçi kaz nımefendi, evde yok efendim... Efendi, sordu: Aldığı bu cevap, Havai Efendiyi pirelendirdi; kendi kendine: — Yoksa, hanım bizim arkamızı mt kolluyor? diye düşündü. Aradan çok O geçmedi kapı çalın muştı. Havai Efendi pencereden baştnı uzattı.. karısı. Amma, yalnız değil, Aradan çok geçmeden kapı çalın - Kucağmda bir de tekir kedi var. — Hoş geldin karıcığım! Samiye Hanımın suratı bermutat ü Efendi, bundan kendisi hakkında bazı korkunç hüküm. ler çıkardı. Yüreği küt küt atıyordu. 0 Ne üzel, me parlak tüylü ke “İçinden de: , — Eyvahlar olsun, kaçtı. diye dü- —— Amma, bir şartla, dedi, bir da deri sokağa çılımıyacaksın!.. Bu bagi ede İlimizin de eğlen - | cesi olacak. Anladın mı? Havai Efendi bumu anlamıştı am - ma, tekir kedinin eve niçin getirildi dimi birtürlü anlıyamadı. Karısı, öteki kediciğe yaptığı zi- yaretlerin farkına varmış mi idi? Ha- vai Efendi, buna ihtimal vermiyordu. Fakat, eve tekir kedi geldikten sonra, bir daha kediciğine gitmedi. Samiye hanım, kocasını eve bağ- lamıştı. .M.S. 4 İRTİHAL Müteahhit merhum İsmail Bey za- de Heybeliadalı Sabri Beyin oğlu İs - mail Bey geçen perşembe günü irtihal etmiştir. Merbum dün Yahya Efendi mezarlığma defnolunmuştur. ei de silesime taziyet beyan ederiz. YENİ NEŞRİYAT Türk şiirlerinin vezni Çankırı mebusu Ahmet Talât Beyin yeni bireseri neşredilmiştir. “Türk şiirlerinin vezni” adlı bu e- ser uzun ve ciddi bir tetebbu ve e- mez saahsulüdür. Okurlarımıza tavsiye ederiz. e... Meşhur âma pi; IMRE UNGAR sabırsızlıkla beklenen büyük CHOPİN KONSERİNİ yarın saat 18 de matinede FRANSIZ TIYATROSUNDA vere cektir. Ustat Varşova mutabakasın- da 192 rakip arasında birinciliği kazan- diran bütün Chopin / eserlerini çalacak" tır. ce, evden ne güçlükle çıktığımı bi- lemezsin! Baksana, dadımın yeldir- mesini giydim.. Atkı da, onun atkı sr.. Annem, bu, son günlerde beni, ârleta göz hapsine aldı. Bir gören, söyliyen olmali... Düşünüyorum: — Kim görür? den yürüyorsun, incir ağaçlarının kenarından geçip buraya, geliyor. sun. Ben, yan bahçenin dıyarından atlıyorum... Deniz tarafından gö- rülmek ihtimali var. ylalbuki iş kürek sesi duyunca, gölge, siper ye. ve çekiliyoruz. Sokaklarda, bağ yol. larında kolkola dolaşmış olsaydık, görülürdük. Bizim — için böyle bir tehlike yok... Mesture, yarı hüzün, yarı merha- metle yüzüme baktı: — Gecleri sık sık evden çıkışla rım, şüphe uyandırmaz O mı? Her. gün bir sebep, binr bahane bulmak, icat etmek kolay mı? Sen, erkek olduğun için bu gibi bahanelerin ne zor, ne güç olduğunu bilemez. sin. Sen, kontrol altnda değilsi Geçenlerde arkadaşlarımdan Fai- zeye gideceğimi söyliyerek evden çıkmıştım. Acele ile Faizeye uğra- yıp haber vermeği, hizmetçi kızla olsun bir haber göndermeği unut- tum. Ertesi sabah, Faize, bize gel- TALİ KUŞU Daktilolarla memurların samimi hayatlarını masavver pek eğ- lenceli bir komedi Oynayan: GUSTAV FROEHLICH Pek yakında ARTİSTİK de 114276) İran sefaretinde resmi kabul İran Şöhünşahi Alâhazret Hümayun RIZA ŞAH PEHLEVİ'nin yevmi vi” âdetleri münasebetile 15 mart 1934 perşembe günü sant 10 dan 12 ye ka- dar İran jeneral konsolosu tarafından bir resmi kabul yapılacak ve ran kolo isinin tebrikâtı kabul edilecektir, aa Erzurum günü Erzurum lisesi mensupları cemiye - tarafından Erzurumun kurtuluşu nun 16 mc yıldönümü münasebetile 11 - 3 - 934 pazar günü saat 20 de Beyoğlu halkevinde bir toplantı yapı" İacak ve bir müsamere verilecektir. Senfonik konser Cümhuriyet Halk Firkası Şişli na“ hiyesinin himayesinde teşekkül etmiş olan müzik heyeti tarafından martm 12 inci pazartesi günü saat 21 de ş8- hir tiyatrosunda bir senfonik konser verilecektir. dan teganni edilecektir. Konser hal- ka ve meccanendir, e. rr ISTANBUL BELEDİYESİ Şehir Tiyatrosu Bu akşam saat 19,30 da ISTANBUL EFENDİSİ | Yazan Müsahib zade p Celâl 1212 Devredilecek ihtira beratı “ Fişek fiskesinde izlâhnt” hakkında” ki ihtira için istihsal edilmiş olan 22 Ni- san 1928 tarih ve 1406 numaralı ihtira beratınm ihtiva ettiği hukuk bu kere ba$ kasma devir veyahut icara verilmesi tek lif edilmekte olduğundan o bu hususta fazla malümatedirmek (isteyen zevatın Istanbul'da Bahçelopıda Taş Hanmda 43-48 mumaralarda mukim H. W. Stock “fendiye müracaat eylembelri ilân olunur. (04271) Asrın umdesi “ MİLLİYET ” tir. şi ABONE ÜCRETLERİ : Türkiye işin - Hariç içim e 1; LK. ği S 159 nz ..» M— Galen evrak geri verilmez— Müddeti geçen nüshalar 10 kuruştar.— Güzete ve m âşler için müdiriyete mü- mez mi? Annem sormuş. Faize, işi birden kavrayamadığı için; hayır! demiş. Ah, Hüsrev! O gün annemin beni inceden inceye istintaka çek mesini bir görmelidin.. Bu hâdise, onun gözlerini açıverdi. Bir kere i* çine şüphe girmişti. o Hep halime dikkat ediyordu. Bunun ne taham- mül edilmez bir vaziyet, bir eza, bir işkence olduğunu tahmin, ta“ savvur edemezsin... En küçük, en €* hemmiyetsiz hareketimden bir mâ* »â çıkarmak istiyor. Başım göğsüme düşmüştü: — Anlayamazsın. Annemin ali” ret sualleri, insanı hiddetten öldür” meğe birebir.. Teşvikiyeye taşım mamızın sebeplerinden biri de am . Artık onlarda ban eskisi gibi bulunmuyorlar. Hizmet” çi kızda, garip bir korku başladı Bir yere gönderemiyorum; her $€X* den ürküyor, çekiniyor... Hele da” dımın sersem bir bilgiçlikle nasiha! vermesi, sinirlerimi harap ediyor” Yazın, ben, Teşvikiyede ne yapa” rım?... (Bitmedi)

Bu sayıdan diğer sayfalar: