11 Mart 1934 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 7

11 Mart 1934 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

m Mahmut Esat B. inkılâp kürsüsünde ikinci dersini de verdi (Başı 1 inci sahifede) dan sonra doğrudan doğruya Türk ih Wlâlinin verimi olan müesseselerin mü İsleasınn gireceğiz. Alman filesof ce, Zaratnıtrn eserinde şunla » söylüyor: "yazılan şeyler içinde en çok ve yegâne sevdiğim şey kanla | Yazılandır, kanla yazmak, kanın ruh | lığunu göstermektir. İlep, yalnız Okuyan tembellere lânet etmelidir. lerkesin boyuna okumak hakkı olur #5, bu hem fikri, hem yazıyı bozar. | vvelce ruh Allah idi. Sonra insan ol- du. Şimdi de halktır. Niçenin en mü- im iliştiği noktalardan biri de sudur: | e, dağlar üstünde en kısa yolu tepeden tepeye aşmaktır. Bunun için de bacak kuvvetli olmalıdır. Pren #ipli tepeler olmalıdır. o Bunları aşa- Sak kimseler de yüksek ve kuvvetli insanlar olmalıdır. Niçe'nin fikirlerini indi anladığım £ tarzda izah edeyim İçe, samimi eserler istiyor. Candı anla yazılan eser, candan iş istiyor. demek, kaybedi ö £ istiyor. Üzerindeki yoldan ise yalnız Poser, Niçe tekümülleri de reddedi - or, Şopanhav de diyor kiz t Elde etmek istediğimiz her şey bi- ?e mukavemet ediyor. Her şeyi irade- sine rağmen mağlâp ederek elde et Memiz tâzımdır. Tarih bize harpten ve fitneden bahseder. İlim seneleri | ize, kısa fotoğraf pozları gibi görü- ir. Har şey cidal ifade eder, Cidali Rözlerine kestiremiyenler hayatta mu | Vafiakıyetsiz — olanlardır. N göre hayat mütemadi bir lâh elde durur, Görüyorsunuz ki So- Psnhavr'a göre yaşayabilmek için, mü cadele lâzımdır. Bu filesofun felsefe- tinin içinde ihtilâl mefhumu o münde- Mictir. Hayat bir kavgadır ki orada tilih elde ölünür. Burada batırma Şelen bir noktayı Türk gençliğine izah #deyim: Hayat ve ölüm nedir? “Sopenhavr, bu son cümlesinde si- lâh elde, ö diyor. Hayat nedir? Olüm nedir?, Bu mevzu üzerinde bu kendini anladığı Benim işaret nokta, hekimlerin uğ m değil, içtimai ve siyasi hu hayat ve ölümdür Tam bir tarifi görülmeyen bu mefhu- | Mu ben kolaylıkla ifade edemiyeceğim yundan olan en i Mustafa Kemal ya başladığı za - lâhiyetli bir ordu mü - fettişi geldi ki idama mah - küm edildi. Bütün bunlar onun varlı- | #mda bir tereddüt yücude getirmedi. Ve dedi ki: “Ordudan çıkarılabilirim, idama mahküm edilebilirim. Fakat, ben dünkünden de kuvvetliyim; çün - | Türk milletinin içindeyim. a ât milliyede. büyük taarruz a, hiç unutmuyorum, bir ölüm hâdi- ?esi oldu. Fakat yaşayıştan daha mü- him bir ölüm hâdisesi oldu. Bir Türk açtı. Vazife yaşıyor. Türkler ve Mtsırlılar arasında Ne- Zipte büyük bir muharebe oldu. He - Büz yeni nizama hazırlanan © zaman 2 Türk teşekkül lusu, © devirde harebe oldu, di, ikmali tahsil Stmiş bir Tü yı da orduda idi. Bu hâdiseyi (Les guerre egyptiennes) adlı kitapta gördüm. Bu miralay atr - Pin üstünden, kaçan mektepsiz zabit - İere bağırdı: — Gelin, görün, dedi, bir şey bil - lediğiniz, mektepli nasıl ölüyor. Ve Miralay biraz sonra şehit tu. Fakat haysiyet ve şeref yaşıyor. Onun sözleri bir âbide gibi kalacak - tar, © Plevne muharebesinden bir misal daha anlatayım: Bir Rus gazete muhabiri harp hak İn gazetesine şunları yazıyor: Müdafandan sonra Plevne mağlüp Oldu. Türk esir kafileleri göründü, kaleye girildiği vakit kumandan aran- 8, yoktu. Aradık. yaralılar arasındı bulduk. Esir kafil/ierini ziyaret Yerduk. Bunların yiyecekleri, giy. bu asker, yarım saat sonra öldü. Bu asker öldü mi Hayır. Biz ya ?iyetin önüne gı TN do hakareti tekabül etmiş, ve İnti » karın önüne geçmiştir. ha Etki Roma tarihinden bir misal da İlkay ari Dury yazıyor: Nerona sü- bir âyan şu cevabı — Ben seni öldüremezsin deme - dim, söylemek hürriyetimi elimden li de yaşayışa misal söyliyeyim: saki Romada mezar kitabe - hde şu kayıtlar vardır. im, içtim, eğlendim buradayım; ne yaptımsa yanı - ir kaldı, sen de beni i ir!.,, bunlar hakikaten yaşadılar * Hayır. Bu yazılar, bir hayranım taşma yazılacak şeylerdir. Şe- iyet için, vatan, milist aşıyorlar. Onları duya- Yaşıyoruz. Halbuki öteki kita- İrt £ Lİ g4 a İk si ii # bir hayvanı | telâkkileri işte, bu misallerle anlaşılıyor. Amerikan mütefekkir | Jefferson illetler. için lâakal yirmi senede bir ihtilâl lâzımdır, diyor. Başka türlü ya şamak imkânı yoktur Filesof Şumoliler “Ouestions socia- les et Vöcenemie politiğue,, isimli ki- tabında ihtilllerin siddetle aleyhinde bulunuyor. Diyor ki: m terakki tarihi demek 14 - lahat tarihidir. İbtilâJ tehlikelidir. İh. beleri okuyarak nil » Ben, Şumoller'in fikirlerine etmiyorum. Çok arzu edilir ki milletler ibtilâlle değil, sslahatla te - rakki etsoinler. Fakat bunu kim ya - pacak, resi kâr mı?. O vakit mesel, yoktur, Fakat nerede o resi kâr?. yri bu kadar çömert ol - le lüzum kalmazdı. Gele- lim Kantın fikirlerine: Kant ta ihtilâlin aleyhindedir. Bu na göre yalnız ihtilâl d. mu esssisi ihtilâl hakkını kabul edi - | yor, Kant bunu da münasız buluyor. | Kant bütüm bu emniyeti matbuata ve- | rir. Resikârı, eflcârı umumiyeyi tenvir | ediniz,, der. Kantın fikirleri de nok - | sandır. Fakat reisi kâr sslahatın aley- | hindedir. Gözleri kapkaradır. Bina - &naleyh matbualın ağzını kapatır. İşte| o vakit ne yapılacak?. Kantın bu sua- le cevabı yoktur. Fransız ihtilölcileri Fransız mütefekkirlerinden şayanr dikkat bir sima olan Paul Janetnin da ihtilâl hakkında fikirleri dikkate değer. Bu zatm Histoire de la science politişme et des repporto socials isim- eserinde der ki: “Nihayet müesseseler, i yasi müesseseler bir milletin saadeti - ni temin için vücude getirilmiştir. Şu balde kendi maddi ve saadeti- ni vücude getirmek iç'in onun kurban verilmesi tahavvülün, mantığın icaba- tmdan değildir.,, ben, bu prensibi tiki ve makul buluyorum. tin inkişafına mâni olursa, bu mües seseleri yıkmak lüzemdir. Fakat Pavl Janet'nin Fransız ihtilâli için verdiğ kabul etmiyorum. diyor “Hükümet âciz ve meskenet içinde kal dı, Eral davet etti. Etmis generaüx | toplandı. Millet salâhiyetlere iştirak etmiş oldu. Miletin mali yardımda bulunulması için, derebeyliği kaldır mast lâzrmdı. Paul Jaret'nin bu nisa li ile prensibi arasında tenakut vardır. Etat yenernux toplanmasaydı. bu, ken ji kendine toplanacaktı. Milletin top | anmağa, işlerini görmeğe hakkı var e israr kral a davetini beklemesi aa ın, yardım bek- lemek ölü gözünden SEMER daha tehlikeli bir seydir. Jean Jaurds'in meşhur bir kitabı vardır. Bu eser 8 ciltliktir. Bu zat bü yük harbin başlangıcında öldürülmüş. tü. Eserin ismi 'Histoire socialiste de la Rövoltion İrancaise” dir. Bu zatm ihtilâle dair fikirlerini hülâsa edeyim. Burada bü- tün kitabı anlatmağa imkân yoktur. Bu sat diyer ki; “Fransız ihtilâlcileri, fırtma içinde, dimdik ayakta duruyorlar, boraların, yıldırımların içinde millet davası için çalışıyorlar. Korkmuyorlar.,, Ona gö - tek çare iktısadi ü so ile aşk ile onların davasmıı bütün varlıkla seven heyecanlı vicdanlar - dır. Türk gençliği, sana burada bir noktayı hatırlatmak isterim: | Gazinin, sana emanet ettiği cüm - huriyeti fıriinalar içinde dimdik ayak- ta durarak bekliyeceksin, gözünü kap madan bekleyeceksin. Ve bil ki dün ya hazırlanmaktadır. Yalnız cesur 9 İanlar yaşamak hakkını hizdirler. “Denton” an dediği gibi, düşmanları yenmek için daima cesur olmak lâ - zundır. Dünyanın en namdar ve yiğit bir urkanın oğlusun! “ ist fikirleri ve biz Şimdi de, ihtilâl hakkında sosyalist mütefekki: lerinin söylediklerini oki yacağız. Burada her şeyden evvel Du söylemek isterim: Ben Türküm ve milliyetçiz im. Ön bin yıla bakan bir tarihimiz v On bin yılı, bir meşale gibi, sönme - den aydınlatan bir tarihimiz var. Bu tarih bugün de, yarm da aydınla nacaktır. Hinacnaleyh dünya medeni- yetine eş olmuş bu meslin çocukları sosyalist. ri, komünistleri okumaktan ır. Ben şuna da inanıyorum ki, fikirleri okumadan, mütaleadan, tenkitten kaçmanlar yalnız zayif fikir lilerdir. Dünyada fikirleri yenecek bir) kuvvet yoktur. Bi ver işi vardır: O da daha kuvvet Marmara Abdülhamidin mezbaha sı olmuştu. Fakat hürriyete mâni ola- madı. Neron hıristiyanları imha için in - sanları arslanlara yerdir. Sonra ne ol - du? Gene ortalığı hıristiyanlık isti - Yâ etti. Rümadaki yangını çıkaran bi ristiyanlar ateşte yakıldı. İslâmliğın başlangıcında da ezalar yapıldı. Para etmedi. Ben sosyalist fikirlerini okumadan ri Çünkü Türk milliyetçi" yaşamak devası, aklı, fikri, sosya list Bilörlerine galebe eder, Sonyalizm ile Fasizm, Hitlerizm, Ke- malizim mukayeselerini sonra yapaca” fiz. Biz şimdi burada yalnız, Sosyalirm ihtüğlcilik mektai nazarını ve bu husustaki filurleri göreceğiz. Kari Marx ve arkadıçıFngels'in ih» Glâİ balekındeki Fikirleri dikkate değer. Tere meşhaır Sere ihtilâl Onlara göre inkişaf fikirlerinin, silâbla takviye edilerek muzaffer edilmesi lâ- zumdır. » “Contribution â la eritigun politigue” isimli esere göre, terakki eski bir cemi" yetin unsurları içinde yeni bir cemiyet © MİLLİYET PAZAR 11 MART 1934 unsurlarının yavaş yavaş inkişaf ve di- ğerlerini bel'etmesidir. Her medeniye- tin yıkılışı, yeni bir medeniyetin do- Zuşu ile ol Materialisme historigue tereümelere göre tarihi ma şu fikirdedir: Cemiyetin iktasadi bünye- si, kendi üzerinde yükselen hukuki ve siyasi bünyenin maddi temelidir, osa- sıdır. içtimei vicdanın muayyen şekille- ri ba bünye ile münacebettnardır. Mad- di hayattaki isühsal usulleri, manevi hayatın vaziyetlerine tabidir. Marxisme bütün ehemiyeti iktısada verir. Marx lisan hallerile der ki: Siz ba - na her hangi bir devri medeniyetin ik- tısat sistemini söyleyiniz, ben size © devrin medeniyetini söyleyim. Din de, iktisadın peşindedir. Ahlâk ta iktma- dım peşindedir. Meselâ; Eski Roma di- ni mevklini hiristiyan dinine terket- miş ise, bunun sebebi, Marx'a göre, Romen istihsal usulünün değişmesidir. Bunlar re dereceye kadar doğrudur?. Burada şimdi, durmayacağım. İştirak etmediğim noktaları Kemalizm faslında tetkilç edeceği Lönine devlet ve ihtilâl (L'etat et la Rövojution) isi kitabında insan- lığın mes'ut olması için behemehal ih tlâl yapması ve yeni iktisat sistemini Hattâ Lânine kurması lâzımdır, der. et mamıştır. Der bulamadım. Bu faslı okumak İsteyen. ler Rus ihtililini temaşa etsinler.” Jean Jacgwes Rousseau aksini söyler. Ne çare ki zayıfım yapamıyorum, an- cak yazıyorum, der. Bizim Büyük Şefise yalnız yapı - yor, ondan sonra yazıyor. Lönine ya- ran yapıyor, yarım yazıyor. Rousseau yalnız yazıyor. Bizim Şef tan yapı yor, sonra yazıyor. Şefin yazdığı Nutuk ve Vesikalar ki» tabt o kadar mühim bir eserdir ki buna © kadar samimiyetle inanıyorum ki her hangi bir millet istiklâlini kaybederse © kitabı okuyarak tekrar elde etmesini öğrenebilir, kanaatindeyim. Bir gün © kitabı eline alsm, karanlıklar içinde e- line bir nur gibi alsın, okusun, kendini bulsun. İbtlâlin felsefe: lunuyorum. İki derstir, ihtilâl nedir, hukukiyatr nedir, mevzuları etrafında bütün dün- yayı söylettik. Şimdi bir mühim ses dim. lemek İüzemdi i nedir? kısaca anlatmış siz hakkına kavuştuğunu kaydetmiyor. Bir millet varım, dediği gündür ki onun yürüyüşüne mâni olmak isteyenlere tes- lim oluyorlar. Ibtilâl bazan mağlüp ta olur. Fakat bu muvakkattir. Arkadan hak batılı mağlüp edecektir. Eğer aksi olsaydı, beşeriyet mahvolurdu. Bunun içindir kiz Harice ve dahile karşı da silâhlı ve kuvvetli diptiri ayakta duracağız. size bir misâl söyleyim; Bir İsparta hâkimi millete hürriyet vermek için kral nezdinde teşebbüsler yapıyor fakat etrafında aleybtarlar topluyor. Evvelâ karısı aleyhtar olu yor. Kral millete hak verince, asılza' deler krahm delirdiğini zannettiler. Ve kralı öldürdüler. Atris de ölürken: “Be- nim ölümüm İsparta için e olsun,” lâzmdir. İhtilâli kim yapar: Ben bu hususta Locke ile hemfikirim. İbtilâli millet yar par. Halıyı millet tekdir eder. ç Fransada ihtilâl olduğu zaman 24 milyon nüfustu. Bu ihtilili kim yaptı? Bütün Fransiz milleti mi2, Hayır?. Ço cukları, ihtiyarları hariç (tutacağız, Mipleketin ve ordunun bir. kı kim tervi 7 , kim terviç ediyordu? Biliyorsunuz ki m Vendös ve Lyon kana boyan- Vo a lerrio yanı melik (Esi La ruine de In Civilization payet imli kitabında Framsrx ibtilâlini 150 < ü geçmeyen münevver zümre par, der Binaenaleyh ihtilâl münevver zümreler yapar. Millet te arkadan ge- liyordu. Binaenaleyh | ihülâllerde sö- zün ayağa düşmesi tehlikesi © yoktur. Zamanm icabatı akirselim mantık, ve zekâsı, idraki, duygu- su hep toplanır münevverleri ifade eder, ismindeki İtaj- dr, Nico: “Millet müessoselerini ileri döğre bakar. Bir milin geri SALE ” der. Bir ii Cümhuriyetten bahsedersi- müsait de- verirler. Türk milleti Meselâ; niz. Henüz milletin seviyesi ğildir, cevabını için sevi; tekâmül İyesi meye iie mazariyesi mev renler, ya yeni rejimden görecek- zarar gö ler veya maddi ve manevi fnide gö miyeceklerdir. Bu gibiler ilimden bah. sederler, yureti haktan görünürler. ve Times gazeteleri rmubabirleri in gazetelerine yazılarda diyorlardı ki: Çok Di pi Keserle adam Öldüren cani Adanada Kırlarbaşı köyünden Haci isminde birisini bir tarla me- selesinden çıkan kavga esnasında keserle başına vurup öldürmekten suçlu ve mevkuf ayni köyden Ra- mazan ve kusçu Derviş isimlerin deki şahısların muhakemesine dün öğleden evvel Adana ağırceza mah kemesinde devam edildi. Geçen cel sede bazı şahitlerin dinlenmesine karar verilmiş ve bunlara celp ya- zılmıştı. Dün mahkemede hazır bulunan şahitlerden Hasan ifade- sinde: Hacıyı, köylü oğlu Ramazan, kadir memedin oğlu Süleyman ve daha bazı kimseler birleşmiş ol- dukları halde tarlada döğüyorlar- dı. Başına keserle vururken görme- dim. Kuşcu Devriş te vurmadı. Ra- görmedim dedi. Diğer şahit Ali oğlu Hüseyin i- fadesinde : — Benim bir şeyden haberim yoktur görmedim dedi. Şahit sıfatiyle dinlenen Maktul Hacının seksen yaşındaki babası ise : — Benim gözümün önünde oğlu mu kuşcu Derviş & elindeki keserle gücünü: kadar oğlumun kulağının arkasına vurdu dedi. Suçların vekili avukat Hüsnü B. ise ün vurulduktan sonra tedavi edilmediğini ve edilmiş olsa ölmiyeceğini söyledi. Mahkeme, ra porun fenni olup olmadığının heye- &i sıhhiyece tetkikine ve diğer şa hit Süleymanın celbine ve muhs- kemenin 19 Mart tarihine talikine karar verdi Bonolarda tahrifat İzmirde Kayserili Mehmet Rem- zi ile Ragıp efendi tarafından ye- genleri bulunan İki ikte mani faturâ tüccari İsmail Hakkı efen- diye beheri yüzer liralık beş bono verilmiştir. Bononun müddetleri- vin bitamında İsmail Hakkı efendi yüz nın önlerine birer bir rakamı daha ilâve ederek beher bonoyu'bin yüzer liraya iblâğ et- mek suretile tahsil için Ziraat ban- kasma vermiştir. Mesele bankaca tetkik edilince mümaileyhin sahte- kârlığı meydana çıkarılmış ve ken- disi adliyeye verilmişti, Üçüncü da yapılan cümrü sabit gövülen Ismail Hakkı efendi Asliye ceza mahkemesine verilmiştir. ——— n iyki fin bir par. e şia lâmentoyu kapadı. Dostları açalım der- lermiy; Abdülhamit: “Bende sizinle beraberim, milletin seviyesi mü- Z “Türke yilletinin medeniyet yolun - da ilerilemesinde seviye ve tekâmül hazariyeleri mevzuu bahsolamaz, Ta- etsizliğindedir.,, ğ “Torostky'nin yeni bir kitabı vor, olunadım. Baş tara - yen siye LAR değil demişler al inin seviyesi kâfi değil demişlerdi buki bunlar menfaat endişesile söy - lenmiş sözlerdi. Ve biz ihtilâli yap - tık, “İenperinlimte” lor Afrikanın vahşi - lerini siker yapıp büyük harpte ta barlarm önlerine koyuyorlardı. Elli ne makineli tüfenkler veriyorlardı. Bu Afrikalı zenciler harpte imperialiste- ilerden daha fazla muvaffak oldular. w*idiler ve sonra harbe gön. a Tekâmül aazüriyalal a, Tı i ii istendi cephesini kar. < kr. Ankarada inkılâp kürsüsü ANKARA — Ankarada da bir in kürsüsü açılmasına karar veril- —— Bu mesele vekiller heyetinde görüşülüp bir karara bağlanacak ve İemen tatbik edilecektir. Ankara In - kılâp enetitüsüme Ankara bukük fa - kültesi talebesi, diğer yüksek mek - tep müdavi hariçten dersleri din lemek istiyenler devam edeceklerdir. Ankara enstitüsünde İstanbul İnkılâp kürsüsü hatipleri ders okutacaklardır. Kürsüde Başvekil İsmet Paşa bir imu- kaddeme dersi verecektir. İlk dersin Gezi Hazretleri tarafndan okutulma 81, kendilerinin inkılâp tarihimizin u » muma bir hülâsasını yapmaları muh - temeldir. PA . MEMLEKETSİ HABERLER Gölcük köyü ELAZİZ, (Milliyet) — Buraya altı saat mesafede ve Elâzizle - Er- gani maden arasında yarı yol ad- dolunan mevkide Gölcük isminde bir göl ve bir köy vardır. Bu göl çok büyüktür. Gölcük yüksek bir dağın eteğinde altı yedi saat tulü, üç dört saat genişliği (o şamil bir göldür. Suyu deni suyu gibi tuz- İu olup içerisinde bazı nevi balı lar da vardır. Gölün yanında Gi cük ismindeki köy ahalisi evvelce buradan kayık dolusu balık tutar ve bu suretle geçi Rivayete göre Göl mem- ve mecrası nerede olduğu şim- diye kadar keşfolunamamışlır. Fa- kat yetmiş sene evvel göl bugünkü ve civarı cesametini haiz değilken sonraları sular gittikçe artmağa © başlayıp şimdiki halini bulmuş ve o hattâ büyücek bir karyeyi de istilâ etmiş olmasına göre eski bir roecrası bu- lunduğu tahmin edilmektedir. Bu köyün âsârından bir kilise binası elyevm su içinde görülmektedir. Yazm Gölcük bilhassa görüle- ' cek bir manzara arzeder. Burada yazın pek çok kimseler plâj haya- tını yaşamaktadırlar. Gölün cenup tarafında binlerce amele ve memurlar demiryolu yap- makla uğraşmaktadırlar. Yakında tren geldiği vakıt burası İstanbul plâjlarna yakın bir yer olacaktır. Tekirdağdacarsının genişletilmesine başlandı Tekirdağ Bele diye dairesi, TEKİRDAĞ, (Milliyet) — nesi Gireli şehrimizde © imar canlı bir surette devam etmektedir. Şeh- rin en işlek bir mevkii olan Çarşı ve Çukur çeşme civarında metrük bir me- zarlık evvelce bir manzara arzet- mizletmek suretile Çarşamıza 7 dükkân ilâve etti, Bu suretle çarşmın çırkın man Tarsusta Bir soygunculuk TARSUS, 5. — Evvelki gece Dadalı köyünde bir soygunculuk vakası olmuştur. Yaptığım tahkika ta göre hadise şöyle ceryan etmiş- ke Molla Ali Dadalı köyünün ol- dukça paralı bir adamdır. Gece ya rısı bütün köylü uykuda iken sayı- sı on bir kadar olduğu söylenilen silâhlı adamlar köye gelmişler ve doğruca Molla Alinin evine gir- mişler ve nekadar parası varsa ver- mesini söylemişlerdir. Molla Ali pa rasmın olmadığını söylemşi bu câ- ni adamlar bir çok işkencelere t3- şebbüs etmişler ve hatta midesinin üzerinde ateş yakmızlar ve zavali: adamı bu işkencelerle bayıltmışlar- dır. Sonra evin her tarafını araştı. 1904 se faaliyeti rarak bulduklarını âlrp savuşmuş- | lardır. Vakayı haber alan Jandarma der hal takibe çıkmıştır. Şakilerin i leri üzerinde bulunulduğu söyle- niliyor. Yakalanacakları şüphe sizdir. Bir katil Osmaniye'li Destan isminde bir katil Izmirde taharri memurları ta- rafından yakalanmıştır. Bir adı da Mustafa olan bu adam, seyyar ek- mekçilik yapıyordu. Geçen sene An karada Kadriye Hanım isminde genç karısını kıskançlık yüzünden“ bıçakla öldürmüş ve ortadan kay- bolmuştu. Destan, cinayeti işledi- ğini itiraf etmiş ve jandarma mu- zarası örtülmüş ve büyük bir meydame. lk açılmıştır. Evkaf dairesi de kendine ait olan ve piyasanın merkezinde bulunam mahallerde kırka yakın dükkân inşa et- tirmekte ve bir kaç ay içi e. ü ay içinde Çarşımız lan şösesi beş altı ay evvel haşlammaştı. Bugün bu yolda ikmal edilmiş demektir. | Malatyada Umumi meclis açıldı ve encümen azaları seçildi MALATYA, * (itemi) <> Yil sant 14 te açıldı. Kıymet. b ii : ri ülüne ra mecbari olan işlerden (bir kısmının hap neticesinde ikinci reisliğe azadan ve C, H, fırkası Vilâyet idare heyeti reisi Osman seçildi, Kâ- üzere İzmire götürülmüştür. Bir çocuk yandı SIVAS, (Milliyet) — Sıvasın Ca-' mükebir mahallesinde inde oturan Nazmi e- hafazasında Ankaraya | gönderil- miştir. Ri

Bu sayıdan diğer sayfalar: