10 Nisan 1934 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6

10 Nisan 1934 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

, / s MİLLİYET SALI 10 ELAN 1934 zili ani — EE — — - — ————— ZN Talebelerimizin İ MÜTEFERRİK HABERLER |Tsüiri Bir harz TİR Hesesi alk Şebekesi Sarıyer jandarması bir ş€- bekeyi meydana çıkardı Sarryer jandarması mühim bir hırsız şebekesi meydana çıkarmış ve bunları yakalamıştır. Zincirlikuyuda oturan kıpti Nuri, karısı Saniye ile Hasan isminde bi- ridir. Bunlar, Gümüşsuyu hastahane- sinden 84 tabak, karavana, batta- “Ye, çarşaf ve saire çalmışlardır. Eşyalar da bulunmuştur. Kalp sektesinden Beyoğlunun Anadolu sokağında 17 numaralı evde oturan Sadık Be- yin dün sabah odasından çıkmadı- ğı nazarı dikkati celbetmiş ve kapı kırılınca Sadık Beyin o karyolada cansız yattığı görülmüştür. Derhal gelen zabıta doktoru Sadık Beyin kalp sektesinden öldüğünü tespit etmiştir. Evde hırsız Beşiktaşta Muradiyede Dergâh $u memuru Abdurrah- man Efendinin evine hırsız girmiş ve bir gramofon ile 30 plâk çalmış- tır, Deniz hırsızları Eyüpte oturan kaptan Hamdi Efendi bundan iki (ogün evvel sa- bıkalı deniz korsanlarından Korpit namile maruf Ahmet ile Hasan oğ- Iu Abmedi Bahariye adaları civa- rında dolaştıklarını görerek polisin nazarı dikkatini celbetmiştir. Polis o günden beri © civarı t rassut altına almış, nihayet dün bah bu iki sabıkalı korsan Bahari- yede Salâhattin Efendiye ait bir ka e #incirini kesip giderlerken ya lar, Tutuşan baca Sirkecide Ankara ( caddesinde 106 numaralı Yorgi'nin dükkünı- nın bacasından kığılcım çıktığı gö- rülmüş ve söndürülmüştür. Hırsız evlât Beyoğlunda Alyon sokaj turan Sait Efendi polise müraca ederek manevi evlâdı olan Zeyne- bin evden bir seccade, iki altın kol e, 18 gramofon plâğı ve 150 ira para çalarak kaçtığını bildir- miştir, Zeynep polis tarafımdan ya- kalanmıştar. » Esnaf cemiyetleri müs- tahdimin Birliği Muhtelif esnaf cemiyetlerinde kayıtlı bulunan müstahdeminin bir cemiyet içinde toplanması etrafın- da bir fikir vardır. Mesele tetkik edilmektedir. | Küçük haherier | ——— ——— — * Macar âyan azasından M. Aurel d'Egri tenezzüh maksadile Istanbula g z * İzzettin Bey — Eski Üsküdar kaymakamı İzezttin Beyin, Trak - ya ikinci umumi müfettişlik umu - ru tahririye müdürlüğüne tayin e - dildiği dün vilâyete bildirilmiştir. İstanbul Altıncı ilkmektep dört senedir devam eden çocuk velilerin- den müteşekkil himaye heyetinin ve faaliyetinin semeresi olarak bu se ne de 32 çocuğa çamaşır, önlük, elbise, ayakkabı, tevzi edilmiştir. MAHKEMELERDE Kız kardeşini kıtır kıtır ke- sen adamın muhakemesi Hadisenin şahitleri dün dinlendi rarak evinden çıkarmış, dere kena seceğim,, demiş, pıçağını çıkarmış, bayılmış, Osman da kız kardeşinin ğazlar gibi boğazlamıştır. Sonra d vurarak körletmiş, dere kenarındı lekelerini ir, Bittabi facia haber alın meye verilmiştir. rakılmıştır. 3 ay hagsedilecek Bensiyon isminde bir arkadaşı. mı kandırarak o evinden 9 liralık mandolinini alan ve dolandırmak- tan suçlu olan Dimitro'nun muha- kemesi dün ikinci ceza mahkeme- sinde neticelenmiş, Dimitro'nun 3 ay hapsine ve elli lira para cezası vermesine karar verilmiştir. Kari mektupları Sekiz Musevi kız arkadaş namma Matmazel Angöle Baruh imzasile al- dığımız bir mektupta hülâsaten de- siliyor ki: “Hükümetimizin nüfus siyasetini ve evlenmeleri kolaylaştırmak için sar - fettiği gayrelelri biliyoruz. Fakat biz Musevilerde yetişmiş . fakir kızalrm evlenmeclrine mâni olan bir âdet vâr dır: Drahema, Evlenmek istediğimiz erkeğe dra - homa vermediğimiz takdirde nişanlı isek nişan bozulur. Bilâhara vermek üzere evlenip te veremezsek, erkek mahkemeye müracaat eder. Mahke - meleri de işgal ederek boşanma karu- rn 0 ziyan olmuş binler. çe kayar izim İl Bu drahoma bizim için ve için büyük bir derttir. Bu vatanda doğduğum, büyüdüğüm ve ya #ayan bir kız olduğum için büyük bir rica ve istirhamda bulunacağım. Bu drahcma alıp verenlerden hü - kümet ağır ceza alsa ve bu parayı da Tayyare, veya Himayei yel - etfal gibi hayir müesseselerine acaba mümkün değil midir?,, Tarihi roman:108 Güneşin Oğlu Baykut kulaklarma inanamıyor- lu. Semira neler söyliyordu? Oşaser'in karısı Bora'yı öldüre- cek.. Ve Baykut, birleşik Türk ka- bileleri reisinin yerine o geçecek. Delikanlının başı dönmeğe baş- Jamıştı, Semira, delikanlıyı afyon çek- miş meczuplar gibi, sürükliyerek tekrar içeriye götü: Yavaş yavaş anlatıyordu: — Saatlerce uğıaştıktan sonra bitkin b'r halde yere yuvarladı boğayı, Bora değil, bir çocuk bile öldürebilirdi. (Kuvvet ilâhr) ok mak senin hakkın iken, nasılsa 0- oldu. Ve krallık tahtına kolayca o- turdu. Halbuki sen ondan kuvvet- li ve ondan © gösterişli bir kahra- mansın! Göğsünün derisi, yalçın kayalar gibi sert..! Akşam karan- lığında iyen dağlar gibi heybet KW görünüyorsun! Bakışların, insa- nı titretiyor..! Şu bileklerine bak.. Hangi dem'ri tutsa, koparamaz.. Yazan: İskender FAHREDDİN Hangi ağacı çekse, deviremez?! Suriyeliler senin kadar gösterişli bir (kuvvet ilâh) görmemişler- dir! Sen ülkemizde tek kalacaksın ve (İlâhların ilâbı) olacaksın, Bay kut! Baykut'un kulakları, kendisini aldatıcı ve uyuşturucu sözleri din- lemeğe alışık değildi... Uzun kir- pikli Hamat dilberinin sesi ve sö- zü, delikanlının kulaklarından kal- bine gidecek yolu kolaylıkla bul. muştu. Baykut şaşkın ve mütereddit bir | halde, ne söyliyeceğini, ne yapaca. ğmı bilmiyor, ayakta sendeleyip duruyordu. Semira onu kolundan çekti.. Ye- re oturttu: rkler köleliğe alışmamış- tır!,, Diyen sen değilmiydin, Bay- kut? Şimdi, sahibine sadakat gös- termekten başka elinden gelmiyen bir köpek gibi, yaltaklanmağa mı İ oğlu Osman 19 yaşındaki kız kardeşi Ayşe'yi yengesi ol sile geçinemediği — hususi tabirile— görümecilk yaptığ tir. Kesme kararımı verince yanma bir pıçak almış, kız kardeşini kandı. Musevi kızları ne istiyorlar Çatalcada kız kardeşi Ayşeyi kesmekten suçlu Halil oğlu Osmanın' muhakemesine dün ağırceza mahkemesinde devam edil ilmiştir.. Halil kendi karı- in kesmiş- içi rına götürmüş, orada “ben seni ke- biçare Ayşe pıçağı görünce düşmüş başını dizine dayamış ve koyun bo- pıçağını arabasının £ tekerleğine i kumlara sürterek üzerindeki kan temizlemiş ve kız kardeşinin cesedini orada bırakarak köye ımca Osman yakalanmış ve mahke- Ağırceza mahkemesi dün bu facianm şahitlerinden bir kısmını dinlemiştir. Bunlar faciayı bilâhare duyan ve Osmanın itirafını dinli- yen şahitlerdir. Muhakeme gelmiyen şahitlerin celbi için başka güne l Son kasalar Adliye yangın yerindeki son ka- salar bugün açılacaktır. Müddeiu- mumi muavinlerinden Salim Bey bu gün yangın sahasını, son bir defa gözden geçirecek ye bir zabıt tan- zim ettikten sonra müteahhidin kendi nam ve hesabina çalışmasına izin verilecektir. BELEDİYEDE Tetkikat yapılıyor ,, Karagümrükte, Borizan Tev - fik sokağında iki amelenin ölü - müne sebep olan inhidam hâdisesi etrafında belediye “ mühendisleri tetkikata başlamışlardır. O civar - da başka köhne bina bulunup bu- lunmadığı araştırilmaktadır. Böy - lelerine rastgelindikçe derhal yık- tırılacaktır. Belediye kadroları Şehir Meclisinin şubat içtima devresinde kabul edilen 934 büt - çesinin tab'ına başlanmıştır. Büt. çe tetkik ve tasdik edilmek üzere | 15 Nisanda Ankaraya gönderile - cektir. Pütçe geldikten so : Jeğiğe © ini wen karosu Bazik layecaktır. Şehir tiyatrosu baletleri Şehir tiyatrosunun balet kısmı- ma ait artistler, belediyenin kara- (Güneş) adlı meşhur bir kahrama- nun oğlu imiş.. Sertelli'den Suriye — kadar her tarafı istilâ etti. A- ını mabetlere yazdılar. Sayısız in sanlar, önünde boyun eğiyorlar. , Hamat dilberi gözlerini süzerek, | bir elini delikanlının boynuna attı; — Biraz da senin önünde boyun eğsinler, Baykut! şu gözleri kamaş tıran sarayda biraz da sen otur! Mabet dıvarlarma da senin adını yazsınlar... Genç kızlar seni görün- ce, arkandan bazin şarkılar oku- sunlar! Krallık tacını başına geçir. Ve (İlâhlar dağmda) senin de a- “ anılsm! '€ yavaşca elinden hançeri aldı. Sakladı. iz ii ss Güneşin oğlu Anadolu akınına hazırlanırken.. Bora; akıncıların ileri gelenleri- ni saraya davet etmişti, Genç rei- sin bu davetten maksadı, Anadolu akını hakkında akıncıların fikrini anlamaktı. Önasya'yı baştan başa işgal et- mek ve Türkleştirmek istiyorum. İçeri Anadoluya kadar gideceğim. Benimle beraber gelecek misiniz? Diye sordu. Baykut! Siz anlatıyorsunuz: Bora, | Bütün akıncılar Anadoluya geç. Mektepler Bir çoklarının dahili va- ziyeti sıkı bir murakabeden geçirilecek Ilk tedrisat ve hususi tedrisat müfettişleri dün öğleden sonra, Maarif müdürü Haydar Beyin ri - yasetinde bir içtima aktederek hu susi mekteplerin talimatnameleri- ni tetkik etmişlerdir. Haber aldığı- mıza göre, şehrimizdeki bazı hu - susi mekteplerin dahili vaziyetleri Maarif idaresince sıkı bir kontrol- den geçirilecektir. Yapılan tetki - kat neticesinde, bazı hususi mek - teplerin idari vaziyetleri sıkı ol - duğu ve tedrisata kâfi derecede e- hemmiyet verilmediği görülmüş - tür, Üniversite lisan mektebi Üniversite lisan mektebinin a - rapça ve farsça dersleri için, da - vet edilen profesör Bitter evvelki gün şehrimize gelmiş ve dün, mek tepte ilk dersini vermiştir. İki tevkif Bir ismet mezbahasının sahipleri tevkif edildi Kendisini genç Türk kızlarına Orhan ismile tanıtarak Pravil ote- line götürüp hissiyatına âlet eden kırtasiyeci Önnik Efendinin tevkif edildiği yazılmıtşı. Tahkikat ya - pan istintak hâkimliği müddeiu - muminin talebine rağmen otel sa- hipleri Aram ve Boğos Efendileri tevkif etmemiş, haklarındaki tah- kikatm gayrimevkuf olarak deva - mına karar vermişti. Müddeiumumilik istintak dai - resinin bu kararına ağır ceza mah- kemesi nezdinde itiraz etmiş, bu altı genç Türk kızımdan başka da- ha şimdiye kadar 18 yaşımı doldur mamış birçok Türk kızlarının iffet ve ismetlerine mezbaha olduğu an- laşılan bu otelin sahiplerinin be « hemahal tevkifini istemiştir. Ağır ceza mahkemesi müddeivmumili - ğin talebini tetkik etmiş ve kanu - na uygun bularak Aram ve Boğo- sun da tevkifine karar vermiştir. Bu iki otelci de tevkif edilmişler- dir. Tahkikat devam etmektedir. Geceleyin gelen gemiler Geceleyin Istanbul limanına gelen ge- milerin sıhhi işlerinin, Galata Sahil Sıh- hiye idaresi tarafından müesses usul da- hilinde, deniz üzerinde yapılmasma de- vam edilmesi yeniden kararlaştarılmış- tır. DOKTOR Rusçuklu Hakkı Galatasırayda Kanzük eczahanesi karşısında Sahne sokağında 3 numa. ral apartımanda | numara. rı üezrine, önümüzdeki yaz, Te - pebaşındaki açık sahnede numara lar yapacaklardır. Tepebaşı bah - çesinin bu maksatla şimdiden tan- zimine başlanmıştır, mek iç'n can atıyorlardı. Senin peşi ie dünyanın ö- bür ucuna kadar geleceğiz! Dediler. Bora'nın peşinden kim gitmez- di? d Genç re's, Hamatlıların kendisi- ne verdiği krallık ünvanından hiç te memnunn değildi. Hamat ma- bedinde rahibin başma koyduğu kıymetli tacı merasimden sonra tek rar başından çıkarıp mabette bi- k. O, yeni ülkelere Türk adımı yay- mak istiyordu. Bundan başka bir dileği yoktu. harekete hazırlan- dıklarmı görünce: — İçinizden birini Hamat mu- hafızı olavak burada bırakacağım. Şehir etrafında bir miktar da akın. cı kalacak.. Üç gün sonın Hamat- tan hareket edeceğiz. Dedi. Kolbaşları dağılırken, bu haber derhal yıldırım süratile sarayın i- çine yayılmıştı. Güneş'in oğlu Hamattan ayrıla- cağı zaman, Hitay'yı da orada bı- rakacaktı. Bu cesur ve atılgan co- ban kızınm akıncılar arasından bu lunuşu epeyce dedikodulara mey- dan vermişti. Kötü yürekli kimselerden bazı "Ajansının hususi muhabiri bildiri- yor: Muallim Turgut Bey refakatin- deki Yüksek İktısat talebesinden | yirmi kişilik bir kafile, Yunanistan ve İtalya'da iki hafta süren bir tet- kik seyahatinden sonra buraya gel- mişlerdir. Şereflerine, Paris Büyük Elçili- ğimizde yapılan bir kabul resrwinde Suat Bey, talebelerimizi “hoşgeldi- niz” diye selâmladıktan . sonra bu seyahâtlerinden o kendileri kadar yurdumuzun da müstefit olacağını | söylemiştir. Aralarında üç kız o talebeninde bulunduğu yurttaşlarımızın burada ki ikamet günlerinin faydalı geçme- si için talebe müfettişi o Kadri ve | Ticaret mümessili Fahri Beyler ve elçilik erkânı kendilerine azami de- recede yardım göstermektedirle Burada bir hafta kadar kalmala. rı muhtemel olan (o talebelerimize bugün müzeler we saraylar gezdiril miştir. le srasından ayrılan 4 - 5 ki- şilik bir grup birkaç gün kalmak üzere Londraya gidecek ve tekrar Paris'te arkadaşlarıma iltihak eyli- | yeceklerdir. Diş ağrılarına ; Romatizmaya A Yegâne ilactır.! öve 12 kaşelik Kutuları isteyiniz Dr.HORHORUNİ Eminönü Valide kıratan: > yanında e (15570) 1237 İLAN Istanbul Sultan Ahmet Beşinci Sulh Hukuk Mahkemesinden » Esas: 934-320, Karar: 934.196, Akıl zayıflığını müptelâ olduğu be- kim raporu ile anlaşılan o Sultanahmet Nakilbent mahallesi çayıroğlu sokağın- . da 38 Na. lu evde mükim Neş'et efendi- ye: ayni evde mukime zevcesi Şahinde hanımın vasi tayin edilmiş olduğu kanı- Du medeninin 371 inci maddesi mucibin- <9 ilân olunur. — Hay reisle oynaşıyor. Demişlerdi. ii Bu sözü Bora'nın kulağma iriş- tirdikleri günden beri, genç reis, çoban kızile seyrek konuşmağa baş lamıştı. Hitay sarayın alt katında bir o- dada yalnız başma yalıyordu.. Ve herkes anlamıştı ki, reisin bu tez- gâhta bezi yoktu. O, ne kadın, ne içki, neafyon.. Hiç bir şey dü üyordu. Born'nın, kafasında yerleşen bir tek düşüncesi vardı: Bütün dünya- yı Türkleştirmek, Bora, çoban kızına, bilhassa son günlerde kardeş gözile bakıyor, ve kimsenin şüpheli bakışlarmı kendi üzerine çevirecek bir vaziyet ihdas etmiyordu. Zaten, Güneş'in oğlu, Akat'tan hareket ettiği günden beri Baykut la çoban kızı arasında gönül bağı- na benziyen bir düğüm sezmemiş değildi. Fakat o, bu sezişte yanılmıştı. Baykut'la Hitay'ın bir gece biri- birlerile kardeş kalacaklarına ye- min ettiğini bilmiyordu. Hitay'a gelince, o, Baykut'un i- kinci boğa güreşinde yenildiği gün den beri yüzünü bile görmemişti. Çoban kızınm çok tuhaf inanış- VAPURCULUİ TURK ANONİM ŞİRKETİ ISTANBUL ACENTA! Liman Han, Telefon: 2295 İzmir ve Mersin , Sür'at yolu İNÖNÜ “ti, * CUMA. günü Sirkeci rıhtıma saat 10 da kalkacak. Gidişte: D (İZMİR), Antalya, Mersin, Pi Dönüşte: bunlara ilâveten Küllük, Çanakkaleye uğrayacakti İ . -. l İzmir sür'at yo SAKARYA vapuru 3 Masis tarihine müsadif den itibaren İSTANBUL ile İZ! arasmda sürat postasinı yapacaki Bu vapur her PERŞEMBE günü LATA rıhtımmndan saat 14 te cak ve CUMA günü 15 te İZ! © varacaktır. İzmirden PAZAR nü saat İ4te kalkacak (İster pazartesi günü saat 16 da geleöi TELAS SATIŞI İstanbul ikinci iflâs memurluğ Mülflis bir şirkete sit muhtelif renkte kumaşlar pazarlık suretile günden itibaren bir hafta zarfında! lacaktır. Arzu edenlerin her gün saat 9 dan akşam saat 18 buçuğa Beyoğlunda İstiklâl caddesinde Ne. lu Tranapolu mağazasına mü ları ilân olunur. (15561) İstanbul UMUM SİGORTA ŞIRKİ | Hissedaran heyeti umumiyesi Şİ Galata'da Sigorta Hanı binasında © nan idarei merkeziyesinde 31 1934 tarihinde sureti adiyede rak İdare Meclisi ve Murakıp nı okudukdan ve 1933 senesi bil kir ve zarar hesaplarının tası sonra: Hissedarana hisse başma 88 kı ziine ve M. Aksen Bey, Metr E. ve Mösyö Michele Sulfina'yı Idari lisi azalığma ve ticaret kanun yinine, esham ve tahvilât üzerin Meclisi tarafından buğüne kadar muamelâtı tasdik ile şirket cüz cudatmın Istanbul ve ecnebi leri borsalarmca resmen kabul esham ve tahvilât üzerine yat f miye olunması hususunda Idare “| sinin haiz olduğu mezuniyetin tenmiye olunacak mıkdarın 100 Tirasmı geçmemesine vehuzar sepei sabıka misillü itasma miştir, İstanbul umum sigorta şirketi darlarmen, heyeti umumiyenin Yİ karar mucibince kazanç vergisi İğ dikten sonra yukardaki (temel Nisan 1934 tarihinden itibaren, faiz ve 9 No. lu temettü kupo kahilinde Galata'da gişelerinden tahsil etmek üzre eylemeleri beyan olunur. ( Dr. Hafız Cer Dahiliye mütehassı Cumadan başka “günlerde (2,30 dan 6 ya) kadar li Divanyolu No. 118, Kabin fon : 22398. Kışlık il Telefon 42519. ; Li ları vardı: Baykut'un yeni Türkler için meş'um bir larak kabul etmişti. — Türkler Suriyeye ler.. Fakat bundan sonra yollar çok çetindir. Ba: gaya yenilmesi, bizim An larında yenileceğimize iş8! Diyerek mütemadiyen yor ve büyük bir ümütsizlikiği günler geçtikçe cesareti KİĞ u. Hitay Suriyede kalmak “ği de değildi.. Fakat o da gitmek istemiyordu. Bora! suna karşı boyün eğecekti" Reis: — Sen de bizimle bera ceksin! Yahut: — Burada kalacaksın! Diyecek olursa, ona kaldırmayı hatırından ge du. z Hitay akıncılarla biri doluya gitmezse, Hamal! ğa mahkümdu. Başka bif demezdi. Sertelli'ye dönmek... Çoban kızı buar: bir defa bile kaptırır Sertelli gözünde tütü! kat akıncılar dönmeden;

Bu sayıdan diğer sayfalar: