14 Nisan 1934 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6

14 Nisan 1934 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

rm am Tütün Kongresi Ticaret odası bazı teklifler hazırladı Tütün kongresine iştirak ede- cek murahhasların hepsi bugün An karaya hareket edeceklerdir. Kongreye oda namma iştirak edecek olan Hakkı Nezi i- na - Pire ticaret mümes il Mitat Beyler dün akşam Anka- raya gitmişlerdir. İstanbul ticaret odasının tütün zeriyat ve ticaretimiz £ hakkında mütaleasını ihtiva eden rapor şa- yanı dikkat teklifleri ihtiva etmek- tedir. Oda bilhassa muhtelif mınta- kalarımızda ( tütün ekicilerinden doğrudan doğruya yapılan müba- larda cari olan örf ve taamü - İün esaslı şekilde tebdilini iste - mektedir. Oda tütün satışlarında iskonto ve iskarta muamelesinin fena ne- ticelerinin önüne geçmek için yeni çıkacak olan tütün inhisarı kanu - Buna “tütün denk haline gelme - den vuku bulan bütün alış veriş hakkındaki âkitlerin muteber ol- madığı,, şeklinde bir madde ko - nulmasını ısrarla kongreden iste- mektedir, Avans meselesi hakkında da 6- da gene tütün kanununa “tütün ©- kicilerine verilen avans tütün mü- bayâatmda hiç bir hakkı rüchan te- min etmez. Bunun hi akitler muteber değildi de bir madde ilâvesini dir. Tütünden alınacak kazanç ver- gisinin ihraç edilen tütünlerden a- İmması da odanın tekliflerinin ba- şında gelmektedir. Yunanistanda tutun satışı © (Yunanistanda tütün istihsal mıntakalarında geçen seneler satı- lamıyan tütünlerin e badi bina mübayaası için bir komisyon teşekkül etmiştir. Yunan tütüncüleri inhisar istiyor | ,, Yunan bitmediği ii vi bivöz dil b Sele! Yanan tütün müntah sillerinden mürekkep bir heyet baş vekil M. Çaldarisi zi : Yunan tütüncülerini hisarın kurtarabileceğini söyliye - rek inhisarm biran evvel vücuda getirilmesini rica etmişlerdir. Samsun sergisi ZI nisanda açılacak olan üçün- cü yerli mallar sergisinin hazrrlık- Jorıma devam edilmektedir. Dahili tertibat ikm: üzeredir. Bugüne ki vaki mü- racaatlardan serginin geçen sene. lere nisbetle daha fazla © rağbet göreceği anlaşılmaktadır. Piyasa Buğday fiatlarındaki yükseliş durmuştur. Evvelki gün borsada yumuşak buğday fiatleri 4 kuruşa kadar « Geçen hafta fiat 4 kuruş 32 para idi. Yükselişin 'durmasındaki sebep, Eskişehirde Ziraat bankasmın mübayaatı kes- mesidir. Bursada Ofmdık fiatlerindeki durgunluk devam etmektedir. Ka- Tarihi roman:112 Güneşin Oğlu Bini itiraf ederse... onu derhal ku- ru bir ağaç dalına asar, iriz. Dedi... Genç kadının kolundan tutarak: —— Haydi, çabuk söyle. . ağzın- 'dan işitmek istiyorum: Oşaser'in ku hançerile beni öldürecektin, de- ğil mi? Diye bağırdı. Genç kadın, Bora'nın her şey- den haberi olduğunu — anlamıştı. titredi, sarsıldı. . . Ve yere düştü: -- Evet. kocamın hançerile se- ni öldürmeğe gelmiştim! Fakat, günler geçtikçe, senin yaşamıya lâ- yık bir aslan olduğunu (anladım. Öldüremedim.. Oşaser'e haber gön derdim. . “ben bu işi yapamam..,, 'dedim. Çünkü, seni sevmiye başla- mıştım..! Bir karşılaşma.. epi Hamat çarşısında en süslü a ve renkli çim İ da şirketleri mabonelere ait olan sa * edilmek | Prens Bibescu Eskişehirde ke ndisini karşılayanlar arasında Prens Bibescu'nun seyahati KONYA, 13. A.A. — Beynelmi- lel tayyare federasyonu reisi Prens Bibescu Eskişehirden saat 13,15 te tayyare ile hareket etmiş ve iyi bir seyahati müteakip saat 15,10 da Konyaya vasıl olmuştur. Kalabalık | bir istikbal heyeti ve halk (tara- Zeytin yağı Bir senede Ege mıntaka- | sından yapılan ihracat İzmir Ticaret odasının topladığı malümata göre 1933 senesinde İz- | mir limanından ve Ege mıntakası | nm diğer iskelelerinden hariç memleketlere gönderilen zeytinya- ğı miktarı şudir : İzmir limanından 728,670 lira kıymetinde 2,988,588 kilo, mn- | takanm diğer o iskelelerinden 2,424,038 lira kıymetinde 10,714,331 kilo olmak üzere mın- adan ceman 3,152,708 lira kıy- metinde 13,702,919 kilo zeytinya- ğr ihraç edilmiştir. | “Noksan ölçüler v Şirketlere ait saatlerde kontrol edilecek Yeni ölçüler kanununun tama- mile tatbikini temin etmek e ihdas edilen ölçüler müfettişliğinin noksan ölçüler kullanılmaması i- çin daimi surette kontrol ve tef- #işlerine devam ettiği yazılmıştı, Ölçüler müfettişliği ayni zaman- atlerinin de bozuk ve ayarsız olup olmadıklarını yakmdan birer bi- rer tetkik edecektir. Bu tetkikat esnasında belediye mühendisleri- de balkın menfaatı hessbına bu kontrol işinde ölçüler müfettişleri- ne yardım edeceklerdir. Saatlerin | kontroluna yakında başlanacaktır. buklu fındık 17 kuruştur. Tiftik piyasasında bi rcanlılık o mevcut. tur, Tiftik fiatleri 41 kuruşa. 37 kuruş arasındadır. Sovyet müba- yantı devam etmektedir. Kuş yemi de iyi vaziyete gir. miştir. Son günlerde İngiltere pi- yasasında ntalepler artmaktadır. Evvelki gün limanımızdan 30 ton kuş yemi ihraç edilmiştir. e Arp. erinde bir değişiklik & yoktur, fiatler 2 kuruştur. Yazan: İskender FAHREDDİN Hamat kızları sedir ve ceviz a- ğacından'yapılmış renkli halkala- rı kollarma takarlardı. Bu halkalar oldukça pahalı olduğundan; fak'r | kızların kollarında ancak bir tane bulunur, yahut hiç © bulunmazdı. Fakat zengin kızları bu zarif hal- kalardan sekiz on tane birden ta- karlardı. Baykut, sevgil diye almak için, renkli halkalar alacaktı. beş tane kadar ayırmıştı. Halkacı ile konu- şurken, b'rden bire karşısma o sı- rada hiç te beklemediği biri çıktı: Hitay. Halkalar Baykut'un elinde kal- mıştı... ne satıcıya iade ediyor, ne de koynuna koyabiliyordu. Hitay'la çoktanberi yüz yüze gel memişlerdi. Hitay gülerek delikanlının yanı- na sokuldu: — Baykut, nerelerdesin? kay- boldun..! Şehre inmiyor musun? | raf ve zahmetlere fımda karşılanan Prens Bibescu ha- zırlanan otele misafir edilmiştir. KONYA, 13: A.A. — Beynelmi- lel tayyare federasyonu reisi Prens Bibescu bu sabah saat 6 da şehri- mizden hareket etmiştir. Tayyare- ci gelişinde olduğu gibi kalabalık bir heyet tarafından uğurlanmıştır. Şeker nakliyatı Motörlerle yapılan nakliyat daha ucuz oluyor Denizyolları tarifelerinde şeke- rin nakliye ücreti pek yüksektir. Bunu gören tüctar, Marmara hav- zasındaki limanlara motörlerle şe- ker sevk etmektedir. zon şeker, Mudanyaya 10 | halde, vapurla | İ ayni miktar şeker, 52 liraya gön- liraya sevkedild derilmektedir. Bunun 37 buçuk li- rası vapür navlunu, para da, vapura kadar mavna mas- rafıdır. Halbuki motörler, Haliç is- kelelerine yanaşıp, bütün bu mas- lüzum kalma- da ndaha kısa bir zamanda nakli- yat yapmaktadırlar. Bu vaziyet karşısında vapurların işi azalmak- tadır. Haber aldığımıza, göre bu me- sele hakkında stabife: 'komisyonu tetkikat yapacaktır, Vapur nakli- ye tarifelerinde şekerin nakliye ücretinin indirilmesi muhtemeldir. BELEDİYEDE | Otel va pansiyonların vaziyeti Otel ve pansiyonların sıhhi şe- raiti hakkındaki talimatnamenin bugünkü ihtiyaca kifayet etmedi- gi anlaşılmıştır. Bilhassa lokanta- sıolan otellerle olmıyan oteller | hakkında ayrı ayrı hükümler lâ zım geldiğinden, otellerin sıhhi şartları hakkında yeni bir talimat- name hazırlanması muvafık gö rülmektedir. Talimatnamede' her otelin ne kadar müşteri alacağı, müşterile- rin istirahati için ne gibi tedbir- ler almağa mecbur olduğu, otelle- rin vaziye*lerine göre tesbit edi- lecektir. Müsadere edilen ekmekler Belediye zabıtası tarafından mü sadere edilen ekmeklerin munta- zam bir deftere kaydedilmedikle- söz bulamamıştı. — Biz dağlıyız.. dağda yaşamı- tık. .. Dünkü başların bu- olduğundan haberin yok mu? Beni ordu gerisine attılar... Dedi. Hitay, delikanlının elindeki hal. kalara şöyle bir göz attıktan son- ra: — Senin sık sık indiğini liiyarar. > Serez ilen eba mıyorsun? Diye sordu. Baykut önüne bakıyordu : a Saraya mı? dedi — benim gi- bi, uyuz boğaya yenilmiş bir ada- mı saray kapısından içeriye sokar lar mı? Çatısı çökük bir o kulübe bana çok bile. — O kulübede yalnız mı geceli- yorsun? > Benim yattığım yerin tilki ile yaban farelerinden başka ziyaret- çisi yoktur... de halkaları göstererek gül- lü: — Bunları tilki yoldaşın koluna takmak için mi aldın? » Baykut soluyarak başını salladı: — Evet.. her yerde ceylân bu. lunmaz ya! Bazan da insanım ar- kadaşı tilki olur... geriye kalan | MİLLİYET ÇUMARTESİ 14 NISAN 1934 Esrar kaçırmak İsteyenler Mahkeme kararı üzerine dün tevkif edildiler Bundan iki gün evvel elma san- dıkları arasında İskenderiyeye İz- mir vapurile esrar kaçırmakta i- ken emniyet müdüriyeti beşinci şubesince yakalanarak ihtisas mah- kemesine verilmiş olan Halepli oğ Iu Avram ile Ekmekçi oğlu Sava hakkında mahkemece tevkif kara- rı verilmiş ve dün her ikisi tevkif edilmişlerdir. Çarpan otomobiller Edirnekapı istikametinden Fa- tihe doğru gitmekte olan şoför A- Hi efendinin idaresindeki 2218 nu- maralı otomobil Fevzipaşa cadde. | sinden geçerken Besim efendinin 5 yaşmdaki oğlu Salâhattine çarp- mış ve çocuğu başından hofif su- relte yaralamıştır. Tavla ile kumar Meşrutiyet caddesinde Yıldız karatanesinde Salamon ve Av - ram efendilerin tavla oynamak su- retile kumar oynadıkları zabıtaca görülmüş ve bir lira ile cürmü meş hut halinde yakalanmıştır. Lirayı vermeden Divanyolunda seyyar börekçi efendinin yanına meşhur sabıkalılardan Şipşama Halit gel- miş ve börekçiye iki börek sardır- mış ve bir lira vereceğini söy yerek liranın üstünü almış, faka İirayi vermeden börekleri alıp ka- çarken zabıtaca yakalanmıştır, Kaçak çakmak Sarboş olarak dolaşmakta o- lan ve zabıtaca görülen Veysel is- mindeki şahsın üstü aranmış bir çakmak ile 4 adet çakmak taşı bu- İunmuştur. Hakkında tahkikat ya- pılmaktadır. Hamalın attığı taş Mehmet isminde bir hamal dün Fatihte Haydar mahallesi civarın- dan geçerken çocuklar arkasına takılarak alay etmeğe başlamıştır. Hamal Mehmet çocukları korku- tup kaçırmak istemişse (de kabil olamamış ve nihayet taş atarak kovalamaya başlamıştır. Mehme- din hızla attığı büyük bir taş Şük- rü isminde on dört yaşlarında çocuğun başıma isabet etmiş ve tehlikeli surette yaralamıştır. Ço- cuk derhal düşüp bayılmıştır. Polisler Şükrüyü hastaneye kal: dırmışlar, Mehmet de yakalana- rak adliyeye teslim edilmiştir. ———————— — ri görülmüştür. Bu yüzden bunla- rm nereye sarfedildikleri tama- mile malüm olamıyor. Belediye müfettişlerinin yaptık- ları teftiş neticesinde yalnız Fatih belediye dairesinde müsader edil- miş ekmeklere dair muntazam bir kayda tesadüf edilmiştir. Belediye bunun üzerine müsa- dere edilen her ekmeğin mun- tazam bir kaydi olması için mun- tazam defterler bastırmağa başla- muştar. mıştı. Fakat, yüzü gülüyordu. Bora'ya karşı (neden soğuk davranıyorsun? dedi.. O seni çok sever! Baykut elindeki yarak cevap verdi — Ben bir dövüşçüyüm. . o, bir baş. Onun etrafında (o benim gibi yüzlerce dövüşçü var, Yarın beni unutur bile. Delikanlı ayrılmak ister gibi, bir adım geriledi: — Büyük başın derdi büyük o- lur, Hitay! Ben kümelerin gerisin- de hayvan tımarcılığı yapmıya ra- zıyım. O, akıncılarımızın başında yürüsün. , , Hitay fazla bir şey söylemek is- temedi. — “Beni de unuttun... ! Kardeş lik andımız vardı.,, Diyecek ve yoldaki yeminini h tırlatacaktı... Fakat delikanlı H tay'a karşı bir kaya (parçası duygusuz ve alâkasız görünmüştü, Hitay cesaret bulamayınca duda- ğını bükerek sustu. Biribirlerini manalı bakışlarla süzerek ayrıldılar. Baykut satıcının önünden uzak- halkalarla oynı- laşırken, çoban kızı, o dar bir s0 | kağa sapıncıya kadar arkasından bakmıştı. L — İngilizlerin spordan O sonra en belli başlı eğlencesi filmler seyret- mektir, Cinai romanlar okamak ve filmlerini görmek İngiliz çocukla. | rının en baş iptilâsıdır.. Soğuk ve sisli havanın nerdeyse timsah. landıracağı bu soğukkanlı insan. larda, hayalen de olsa, bir kana su- samışlık var... Vaktile bir Fransız kadınının İn- giliz halkının bu acayip iptil: istismar için meydana getirdiğ “Tarihi cinayetler meşheri,, şiindi, İngilizlerin maske ve fazilet endi- şelerile meşhurların da meşheri va- zilesini ifa ediyor görünerek koca- man bir müesese haline gelmiş bu- lanmaktadır. Pazar ve bayram tatilerinde ka- pısının önünde, günlin her saatin- de, bir ziyaretçi kafilesi bekliyen bu meşheri ben de gezdim: Bizdeki bazı gazetelerin — bir yanda günün meşhur adamlarının: meselâ Roosevelt ve Venizelos'un öbür sütunda oğul katili bir serse- rinin ve tavla oynarken arkadaşı- nın kafasını kahve ( fincanile ya- ran bir sarhoşun resimlerini ihtiva eden — birinci | sayıfalarını pek hatırlatari bir meşher: meşhurlar ve katiller bir arada, . . Ilk defa İngilizlerin maruf hod- kâmlığı ile Londra'ya bir kilise ve- ya umumi bir helâ yaptıran her a- | damı beynelm'lel bir şöhret adde. | dişleri yüzünden bir dirhem b. çin bir çeki odun çiğner gibi bir rü balmumu heykelden sonra an - cak bir meşhuruna raslıyabiliyor- | sm İşte; siyasilerden: Amerikan göz lükleri altından yeni iktisadi vazi- yet karşısında bir Şark antikasına | dalmış bir Amerikalı seyyah gibi İ şaşkın bakan Mac Donald... İşte; artistlerden: Çıkık elmacık kemikleri yassı geniş alnı, derin ve Pm Londra mektubu Londrada meşhurlar ve katiller meşh€ | Londra: 6. 4. temiz gözlerile cinsi cazibedi lân habersiz masum bir e hissini veren Greta Garbow (5 İşte; sporculardan: Son ketlerile büsbütün şimarık intibaını kuvvetlendiren Lind& İşte; peygamberlerden: keçi dişleri, yapışık kedi bı ve kirpi serte başile Gandi. (İ hut beyaz peştemalı bir kefef dar soğuk ve acıklı.) İşte; şairlerden: Beyaz ve bol sakalile dişlerinin b bol tebessümünü — tamamlıj dünyaya gülen İng. Nasi Hocası Bernar Şov. . İşte; şeflerden: Birer büyü suratını taşıyan Hitler ve ni.. Biri, alnına inmiş saçli havaya kalkmış elile önünd nuşmak için etrafta radyo öteki, yeni İbirn kırdığı potlardan yarı mal rı pişman, başı önde düşünül Ve bunların arasına serpii miş bir sürü ölüm ve cinayeili neleri: Vahşiler tarafından â kana bulanmış durd » ve nihayet bir Osmel fanına tepsi içinde getirilen vezir başı... Bize ait böyle bir uydu bile varken; Gazi'mizin bü diye içlenen bir arkadaşa b şairin'n şu meşhur nüktesirii rarladım: “Her ne kadar Mi met, benden sonra peygoml miyecektir, demişse de halarında Firdevsi, Enveri de birer peygamberdirler!y yazdığı şiir üzerine, Hafızt tan dedikleri zaman şu © miş: “Heyhat o Hüdayi ve çünkü o, şiirin Allahı Behçet K İsiiebilr Yeni plânı (Başı 1 inci sahifede) ği takdirde, mütehassısların ifade- lerine nazaran İstanbulun tama- | men plânlaşmış şekli | ancak elli sene nihayetinde vücut bulmuş ola- İ caktır. İ İstanbul bir çok tarihi kıymeti haiz eserleri bulunması şehir hu- dutlarının genişliği, denizin, şeh- rin her tarafını ihata etmiş olma- sı, plânın tatbikatının dikkatli ve ihtiyatlı hareket edilmesini mucip olacaktır. Mimarlardan Alman mütehassı- sı raporunda bir çok şayanı dik- kat tekliflerde bulunmaktadır. bu- mütehassısa göre Yedikuleden Şiş- | liye kadar uzanan bir metrepoliten inşası müvafıktır. Ayasofya ve Sul tanahmet camilerinin etrafındaki bütün binaların yıkılarak bu tarihi | âbidelerin meydana çıkarılması lâ- | zımdır. Bu vaziyette Sultanahmet | le Ayasofya arasmdaki meydan | denize doğru uzanan o ağaçsız ve | dümdüz bir Terrasse halini alacak- tar. Gene mütehaasısların raporları: na göre İstanbul bir hı şehri .olmağa çok elverişlidir. Binacna- | sa zaman içinde bu derece değişe- ceğini; yeminleri, hatıraları, güzel günleri. . her şeyi bir anda unula- | i cağını ummuyordu. Kendi kendi- ne: — Bir insan bu kadar (o çabuk başka kalıba girebil'; mi? Diye düşünüyor ve düşündükçe biddetleniyordu. Baykut bu kadar yüreksiz, duy- gusuz bir adam değildi. Onu böyle bir taş parçası haline getiren, oya- yan ve hamur gibi yoğurup sert- leştiren elbette bir el vardı. Süslü halkaları; Baykut, boşuna almamıştı. O gönlünü elbette bir Hamat yosmasına kaptırmıştı. bu- nu anlamak güç bir iş değildi. Hitay, Hamet sarayına giderken Baykut'u bu derece sersemleştiren kadını bir defa olsun görmek isti- yordu. ... İki ârslan döğüşü Baykut o gün Semira'nın evine gittiği zaman, kapının önünde bir at duruyordu. Atın eğerleri, özen- gisi, kulaklığı... her şeyi yabancı idi. Acaba içeride kim vardı? Bin eölmiri mück Hiiyal gesi” verler bine: Kadınlar iii Birliğinde (Başı 1 inci si kezinde tertip edi kor rm dördüncüsü Profi Muhtar Bey tarafından W konferans “zevk ve elem, lu idi Akil Muhtar Beğ umumi malümat verdikten zevk ve elemin (o menşeli güzel ve ameli şekilde iz müşahedelerinden bahse saller vermiştir. ifede) Konferanstan sonra udi tanburi Dürrü Beyler bir konser verilmiş, Cennet, da halk türküleri söylemişti Fevkalâde kalabalık ol Jantı saat 17 ye kadar miştir. Birlik halkevi bu şekilde iki içtima dah ederek konferanslar verdi leyh Boğaziçime seniii sahil boyunca, ticaret v: manlarında olduğu gibi d değil, asgari 30 metre gen açağlıklı, çiçekli düzlük! getirilmeli ve sahillerde cak bu 30 metre genişlik! bina inşa edilmemelidir. Bekledi. . Delikanlının kafatası P re açılıp kapanmıştı. disini aldatıyor muydu?; Şehir içinde bu atla ki ğe cesaret edebilirdi? Suriyeli kahramanlar! ve ihtişamları çoktan Hiç kimsenin atı, kısr. mış, hepsi Türklerin eli ti "Baykut'un beklemesi f# medi. . Evden genç ve iri bi kek çıktı. Kıyafeti deği” şehir haricinden gelen cengâveri olduğu heyb şünden belli idi. j Delikanlı kapının ör Baykut'la karşılaşmıştı Semira evin iç (kapi bahçeye iniyordu. Iki 9 yüz yüze ve göz göze di lerini açarak: Blk age Diye bağırdı. Ağssi” atının dizginlerini çekti Baykut'un tepesi at” Bahçede göğüs gef ya seslendi: - ?

Bu sayıdan diğer sayfalar: