27 Mayıs 1934 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5

27 Mayıs 1934 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

NR NV VR VE EE ie imtihan için ne şekilde çalışmalı? İmtihan hızla geçilecek bir geçit İmtihanlar yaklaştı.. yaklaştı de- ğil, kapmın eşi le Tahsil haya tında bulunan bütün gençler, bu- gün yarın, hocalarının önünde bir Sene zarfında topladıkları, edindik leri malâmatın hesabını verecek - ler... Kendilerinin muvaffak olma- $ı hakkında Surada en candan te- mennilerde bulunurken © imtihan hakkındaki düşüncelerimizi yaz - madan geçemiyeceğiz: Maalesef birçok gençlerimiz var- dır ki tahsil hayatlarında imtihanı bir geçit gibi telâkki ederler. Ve bu geçidi geçmek için ancak, yak- laştıkları zaman büyük bir hızla ko şarlar ve atlamağa çalışırlar... Bu yalnız bize has bir şey (değildir. Dünyadaki bütün yüksek mektep -| lerde, Universitö'lerde bu gibi ta- lebelere tesadüf etmek mümki dür, Orta tahsil © ve lise tahsilini mevzuubahsetmiyoruz. Çünkü ora- da vaziyet büsbütün berakistir. Ta- lebele- nihayet orada hocalarının verdikleri i günü gününe ye tiştirmek, gününe (yapmak | mecburiyetindedirler. Hocaların | her dersi müzakere etmesi, talebe- sine sualler sorması ve kendilerin- den vazife istemesi bu hususta bir müşevviktir. Halbuki Universitö'- in birçok fakülteleri için bu varit değildir. Profesörler âdeta bir kon ferans şeklinde derslerini verirler ve giderler. Talebelerinden ne is- tedikleri ancak imtihan zamanında belli olur. Ve imtihan zamanı genç ler için en sıkışık bir zamandır. Bu- hun için bakalorcasını bitirip Uni- e giren bir talebe ekzeriya kendisini lisedekinden daha hür telâkki etmekte ve buradaki ders- lerin o zamana kadar kafasına yığ- dığı malümattan daha kolay oldu- ğu kahatini beslemektedir. Halbuki hayatta kendilerini sevk | ve idare edecek olan malümat an - cak bu Üniversite dersleridir. Bu- nun feyzi, bunun kudreti bu genç- lere bütün ömürleri zarfında mu- vaffak olmak için lâzımgelen anah tarı verecektir. Bu anahtar vaktile ne kadar kuvvetli ve çok dövülen bir demirden yapılınışsa o kadar Şok sağlam olur. Bugün hayatta nice adamlar var- dır ki Universitö'lerden kocaman birer diploma aldıkları halde bir hiçtirler. Sebebi?.. , Çünkü imtihan için çalışmışlar, imtihan zamanı kitaplarını tedarik #tmişler ve yapraklarını ancak yu- Murta kapıya geldikten sonra âç - tuslardır. Bundan birkaç sene evvel İstan- Dul Edebiyat Fakültesindenimezun Elektrik Şirketi Abonelerine İLÂN Elektrik istihlâk resmine İair yeni kanun mucibince Şirketimiz, 26 Mayıstan 31 Mayıs 1934 tarihine kadar tekmil müşterilerinin 87000 “lektrik saatini kıraat ettir- mekle mükelleftir. Kanunun emrini yeri- he getirerek müşterilerin saatlarini okuyabilmek i- Şin Elektrik Şirketi memur- ları sabah erkenden akşam 8eç vakte kadar çalışmaya mecburdurlar. Kanunun icabatını muh- terem ahaliye bildirmekle beraber vakitsiz taciz edi- lebilmeleri ihtimalinden do- ayı müşterilerimizden özür ler ve memurlarımıza va“ Zifelerini ifa ederken kolay- lik göstermelerini rica ede- Tiz, İstanbul, 26 Mayıs 1934 Müdiriyet | bir konferansta İstanbul Üniversi- | ine teşekkür ederken olan bir genç bize o zaman yana ya kıla diyordu ki — Bizim şubenin dehşetli güçlü leri var... Senede ancak bir kaç ta- lebe mezun olabiliyor... Sebebini sorduk. Bize dedi ki: nkü altı sömestrde okunan nunda verebiliyorsunuz. Bu gencin hakkı vardı. Çünkü al- tı sömestrin derslerini zamanında hazırlıyan kimseler nadirdi. Bunun e çıkarken müşkülât çekiyorlar- Şimdi Universi "zde tesis edi- len Seminer mesaisinin kısmen bu gibi endişeleri izale edebileceğ'ni ve talebelerimizi okudukları ders- ler üzerinde daha fazla işlemeğe sevkeyliyeceğini kuvvetle tahm'n ediyoruz. Fakat bu kâfi değildir. Evvelâ bütün talebenin malümatla- rmı daha ziyade © tevsi etmek ve hattâ hocalarının verdikleri dersler ile de ikt'fa etmiyerek © muhteRf mevzuları muhtelif kitaplarla kuv- vetlendirmek mecburiyetini duy - maları lâzımdır. Hiç şüphesiz gençlerimiz arasın- da böyleleri yok değildir. Fakat mahduttur. Bu iki sebepten ileri gelir: 1) Çünkü tetebbu etmek hissi ve arzusu bazı genç dimağlarda he nüz yerleşmemiştir. 2) Çünkü birçok hayati zaruret- ler gençlerimizi esaslı tetebbu | imkânından uzaklaştırmaktadır. Bugün hem Universitâ'de oku- yup hem ailelerini o geçindirmek mecburiyetinde olan size yüzlerce | genç sayabiliriz. Bittabi bunlar | derslerini günü güne hazırlıya-ak | onun üzerinde işliyerek çalışmaları imkânları maddeten mevcut değil dir. Buumumi harbin bize, sade- ce bize değil bütün intellectuel dün yaya bıraktığı kötü & miraslardan biridir. İçtimai nizamın heyeti u » | mumiyesi düzelmed'kçe bunun da maddeten düzelmesine imkân yok- | e | Universit&'de talebelik yapıp di- ğer taraftan ders veren, bir tücca - rın yazıhanesinde çalışan, muhasip lik eden, kâtiplik eden ne kadar çok talebemiz vardır. Bu böyle olmakla beraber birin- ci şıkkı pekâlâ ıslah etmek kabil - dir. Talebeler bilmelidir ki oku - dukları ders gelip geçici bir ders değildir. Bütün hayatları müddetin <e müracaat edecekleri, ondan ek- mek çıkaracakları bir derstir. Bu- nunla sade kendi memleket hudut- ları dahilinde değil, belki bütün ce- miyeti beşeriye içinde kend'lerine bir mevki temin etmek imkânları vardır. İntellectuel seviyemizi da ha çok yükseklere çıkarmak için bu hissin her talebede:süratle teessüs | etmesini beklemek hakkımızdır. *. Nevyorkta bir kofferans Columbia Üniversitesi talebesin- den Necdet B. gazetemize yazı- VU Dost Ressam Leon Dabo 14 ma yıs akşamı New - Yorkta Rorik Mü | sinde Türkiye hakkında verdi tesi gençli, ı söyliyor: “Sizi aldatmışlar. Garba şimdi kadar yalan © söylenmiş. Büyük Türkü barbar diye tanıtmışlar. Emperyalist devletlerin, kilise a- danın neticesi: zalarının burada yaptığı propagan Türk asildir. Türkün şerefi ma | zisi, engin bir medeniyeti Bunu Anadolunun Üniv: toplanan gençlikte, Türk çinileri- nin yeşilliğinde, Gazinin Türkiye sinde gördüm. Ben Türk değilim. Fakat burada * ya pamuk istihlâk ederek memle- Gen çli Zi a Güzel yazı değildir, talebe dersi hazmetmelidir. İğ Geçen haftaki müsaba- kayı kazanan gençler. | Greg haftaki müsabakamızın Feyziye lisesi onuncu sınıfından Ah- Bey Kayseri Fabrikası ser'evhalı yazı ile birinciliği, Galata- met Hai saray talebesinden Muzaffer Cevdet Bey Büyük Sanayie Doğru serlev- halı yazı ile ikinciliği kazanmışlardır. Kendilerinden hüviyet varakalarile idaremize müracaat ederek mü- kâfatlarını almalarını rica ederiz. Kayseri fabrikası Bu hafta gazetelerde bepimizi sevindiren bir haber okuduk. Türk topraklarına: Yarın Türk ufukları- na yükselecek bir âbidenin temeli atılmış... Memleketin kurtuluş hareketin- de hepimize dair bir iman veren bu haber; kalplerde akisler uyan- dırdi.. Sanayi abidemizin temeli sadece dün mü atıldı? Asıl büyük temel; Rusyaya gönderip yetiştirilen sanat | kârlarla daha evvelden atılmıştı. Kayseride pek yakında tamamla- nacak olan mensucat fabrikasının sisriz ufuklarda tütecek bacası; sa- nayi inkişafımız için büyük bir mer hale teşkil edecektir. Esasen her millet, büyük sanayie bundan baş- lamamış mıdır? Memleketimiz ayni zamanda do- kumacılıkta olan mevaddı iptidai- i 'diğinden, hiç şüphe ifademiz pek fazla o- 1080 tezgâhı havi olacak olan mensucat fabrikasında 1500 amele çalışacak ve bir senede 25 bin bal kette yetiştirilen pamuk miktarınm mühim bir kısmı dahilde sarfoluna- cak ve bizi pamuk mahreci aramak tan kurtaracaktır. 935 senesi (o martında işlemiye başlıyacak olan bu fabrika, sene. | de otuz milyon metre pamuklu çı- karmak suretile memleketin doku# ma ihtiyacının büyük . bir kısmını karşılıyacak ve Kayseri fabrikasını takiben Konya Ereylisinde, Nazil- lide ve yeri kararlaştırılacak olan bir mahalde daha üç fabrika kuru- lacak ve bu suretle Türkiyenin pa- muklu kumaş imalâtı senede 3 mil- yon metre gibi büyük bir rakama baliğ olacaktır. Bizi sevindiren daha bir haber de, İsmet Paşa hazretlerinin: Kay- seride bir de amele mahallesi ya- pılacağı hakkındaki »tebşirleridir. u sayede memleketin ümranı ve amelenin refahı temin edilmiş ola- caktır. Şimdiye kadar memleketimizde fabrikalar ve müesseseler kurulma- sında büyük hizmetleri görülen İş-| bankasının ve mensucat fabrikala- rımızın yapılmasında fedakârlıkla. rı sebketmek'e olan Sümerbank şükranla yadatmeyi borç bilirim, Kaycsri fabrikası hükümetimizin yapmış olduğu büyük âbidelerden biridir. Bugün hepimiz, hükümeti- mizi candan alkışlıyoruz. Yarın ise daha büyük alkışlarımızın başında bu fabrikanın ilk düdüğü buluna- caktır. Feyziye Lisesi 10 cu sınıf 378 Ahmet Hakkı barbar diye size tanıtılan Türk siz. den iyi fransızca konuşuyor, ka- dını semalarının rengi kadar güzel ruhu haiz, Gazisi insaniyete yeni | ufuklar gösteriyor. Mazide olduğu gibi istikbalde de ağalık Türkündür. Bunu Gazinin üniversitesindeki temiz alınlarda gördüm. Varol Büyük Türk.,, Büyük sanayie doğru Cümhuriyet hükümetinin karar altına aldığı beş senelik milli sanayi plânmm ilk mühim âbidesi olan Kayseri mensu- cat fabrikasının temel atma & merasimi Başvekil İsmet Paşa Hz. tarafından icra olunmuştur. Memleketin iktuadi çehre ve bünye- sine yeni şekil verecek kabiliyette, mil- li sanayi mekanizınamızın kurulmasın- da kuvvetli bir çığır teşkil eden bu se- vindirici hadise yalnız son günlerin de- li sahifelerinde yer olabilecek kadar © iyetlidir. Siyasi varlığımızı Lausanne'da bütün | bir düşman dünyasına dikte ettiği sul- tanlar idaresinde asırlardanberi mem- leketi garp o emperiyalisminin istismar menbai vaziyetine düşünen feci kapitü- İasyon zencirlerini kökünden parçala- dığımız zaman Avrupa telâkkileri tabil bir alışkınlıkla Türkiyenin iktisadi mu- vazenesizlik içinde söneceğinden kati- yen emin bulunuyorlardı. Genç Cümhu- riyetimizin kurulduğu zamandan beri memleketin hayat, kan damarları olan iktisadi cihazını tanzimde gösterdikleri şuurlu siyaset yabancı kanatlerin sakat- | lığını ispat etmiş, “her şeyde her kesten üstün” olmasını bilen Kemalist Türki. | yenin Osmanlı imparatorluğuna benze- yen tarafı olmadığını bu kısa zaman “dosta ve düşmana anlatmağa kâfi gel miştir. Iltisadi varlığınızı engellerden kur. tarıp, ve inkılâbı, rejimi yaratan büyük başlarımız yedi iktisadi gidişatımıza da hâkim olarak ziraati olduğu kadar sana- yi de teşvik ve himaye ederek hesaplı olarak bu sahalarda inkişafımınza âmil olmuşlardır. işte Kayi fal Böp” vekilimizin temelini ettikleri | pamuklu mensucat kombinası, Cümhuriyetimizin ikinci on yıl içinde başarmağa iman et- tiği büyük sanayi programının ilk bü- yük eseri olacaktır. Milletimizi inkişaf ve refah yollarına en az zamanda ulaştıracak büyük sana- yie doğru ilerilemede Kayseri fabrikası ilk kuvvetli adım olacak, memleketin gok esailı bir ihtiyacını giderecektir, On sene içinde havsalanın alamadığı büyük işleri kendisine has azmile tema- en tahakkuk ettiren İsmet Paşa hükü- metinin yeni sanayi proğramında da ü- mitlerin üstünde muvaffakiyet kazana- cağına şimdiden inanmış bulunuyoruz. Bütün manasile “realist” bir devlet a- damı olan mühterem Başvekilimizin son nutuklarından aldığımız şu satırlar dü- süncelerimizdeki isabete kuvvet ve me- tanet vermek “ .. Memleketin kurtuluş bareletin- de en inandırın delil fabrikaları kurmak ve anları işletmekte göstereceğiniz him- met ve liyakat olacaktır. Türk milletin en yüksek işlerinde olduğu gibi bu isti- kamette de liyakati çok zamandanberi mevcuttur, Bu vazifeden memleketin en- düstri hayatına kavuşmasından iktisadi kuruluşunun ikinal edilmesinde üzerini- cüğimize kat'i“bir itimadı nefsiniz var. dar”, Galatasaray : Muzaffer Cevdet Güzel yazı müsabakarnız İ Bir haftalık dahili ve harici vakayii takip ediniz İ en şayanı dikkat bulduğunuz hadise hakkında bir yazı yazıp bize gönderiniz. En güzel yazılmış makalenin sahibine: S lira İkinci gelen makalenin sahibine: 2,5 lira Hakkı telif verilecektir. Bu musabakaya yalnız liseler, yüksek mektep talebeleri iştirak edebilirler. Yazıların güzele yâzısıyla azami satır olması, kâğıdın bir tarafına yazılmış bulunması lâzımdır. 75 ve asgari 30 İ den, Hukuktan veya İktısat Fakül. Bu yazılar cuma günü akşamına kadar elimize geçecek tarzda postaya verilmelidir. Gençler için meslekler: iplomasi Diplomasi sahasında çalışacak gençler için bir yüksek mektep tesisi zaruridir Genğler için yeni meslekler et- rafındaki neşriyatımıza devam e- derken bir kariimiz bir mektupla bizden “diplomatlık,, hakkında fi- kirlerimizi soruyor. Okuyucumuzun İşaret ettiği nok ta cidden mühimdir. Ve hakikaten tetkike değer bir mevzudur. Lise lerini büyük bir muvaffakıyetle bi- tiren talebelerimiz için yeni mes- lekler ararken bu mevzuu niçin il mal etmeli? Bahusus memleket mizin bu gibi yeni unsurlara şi detle ihtiyacı . bulunduğu âşikâr iken neden bu vadide istidatları bulunan gençlerimizi teşçi etme- meli? Hiç şüphe yoktur ki bugün bü- tün dünyayi elinde tutan, onu ida- re eden ve bu idareyi tanzim ede- yim derken birçok zamanlar onu büyük bir keşmekeşe sürükleyen kuvvet “siyaset” tir, Arzın üzerin- deki harita taksimatını yaparken, | hudutları çizerken ekceriya bir as- | ker süngüsünden ziyade bir diplo- mat kaleminin âmil olduğuna inan mak lâzımdır. Vaziyet sade arazi noktai na- zarından böyle değildir. Diplo- masinin, O beynelmilel (ticaret, milletlerin içtimai ve iktısadi refahı ve ehemmiyetli bir ih- tsas meselesidir. lâzımgelen malümatla mücehhez gençleri yetiştirmek her memleket için hayati bir ehemmiyeti haizdir. Vâkıa birçok istidatların ancak umumi sahada tecrübe göre göre yetiştiklerini inkâr edemeyiz. Bir çok memleketler böyle tecrübe sa- bibi güzidelerden çok büyük ii; likler görmüştür ve görmektedir. Fakat bundan aksi neticenin de çıkması melhuzdur. Nihayet bir | memleketin beynelmilel camiada- ki mevkiini müdafaa etmek mev- | kiinde bulunurken bu aksi vaziye- ti de düşünmek ve bu sahada çalı- şacak gençleri ona göre“ hazırla- mak lâzımdır. Türkiye bugün bü- | mesi pekâlâ kabildir. mak için bir vasıta olamaz. Bir si- yat adamının yahut daha doğru- tabirle siyasi sahada çalışacak bi: kimsenin muhtelif mevzular ü: de malümat sahibi olması lâzım- dır. Meselâ Avrupada bu gibi mek- teplerde okutulan derslere bir ba- kalım; bu dersler muhtelif fakül- pen derslerin bir mahsalası- ar: İktısat, maliye, tarihi ikti tısadın muhtelif sahaları, iktısat, zirai iktisat, milli iktisat, felsefe tarihi, mantık, ahlâk, umu- mi hukuk prensipleri, ticaret hu- kuku, umumi hukuku düvel, husu- si hukuku düvel, tarihi siyasi, umu mi tarih meseleleri, muahedeler, coğrafya, içtimaiyal Bütün bu dersler bizim Üniversi temizde pekâlâ tedris edilmekte- dir. Yalnız ayrı ayrı fakültelerde- dir, Bunun için siyasi ve içtimai bir mektep teşkil etsek ve muhte- lif fakültelerdeki derslerin prog- ramlarını ona göre tanzim etsek pekâlâ istenilen neticeyi elde ede- biliriz. Talebe meselâ halk dersini yukarıda Edebiyat Fakültesinde okuduktan sonra aşağı iner ve ora- da Hukuk Fakültesinde verilen hu kuku düvel dersine girer ve bura- dan çıkınca gider tekrar tarih ders lerine girer. Program iyi bir şekil- de tanzim edilirse, talebenin iktı- 'sadi ilimleri öğrenmek için de haf. tanın muayyen günlerinde Yüksek Ticaret ve İktisat Mektebine git P Yalnız bu kombinezonu yapmak lâzımdır. Av rupanın birçok Üniversitelerinde de bu böyledir. Görülüyor ki gençlerimiz için bu saha çok geniş ve çok vâsidir. Yalnız onları buraya doğru sevket- mek için mânileri bertaraf etimex ve bunun için bir sir tesis ey. ie tün bu meseleler etrafında ihtiras | menmun. sahibi olmuş kıymetli unsurlara | maliktir. Bunların bir kısmını hi diseler yuğurmuş, onlara frenkle- rin dediği gibi lâzımgelen siyasi formation'u vermi; Diğer taraf. tan bu zevat kendi için lâzım- gelen malümatı kendi şahsi teteb- ülerile ikmal ve itmam etmişler. Bugün Avrupada dahi böyle yetişen ve beynelmilel siyasetin tanziminde âmil olan kuvvetli dip- lomatlar mevcuitur. Fakat bunun her zaman için böyle olabileceğini düşünürsek hatâ etmiş oluruz. Ta- rih bize çok keneler ihtisassızlıkla- rı, beceriksizlikleri, malümatsızlık- ları dolayısile bütün bir memleke- & izmihlâle ve hattâ esarete sürük- leyen, diplomatların mevcut oldu- ğunu göstermiştir. İngiliz işgalini olduğu gibi kabul eden, Sevr'i im- zalayan sözde diplomatları bu fik- rimizi isbat için bir misal olarak zikredebiliriz. İ Acemi bir diplomat, acemi bir f 'döktordan milyonca defa daha kö- tü değil midir? Birisi nihayet bir adamri öldürebilir. Fakat diğeri bütün bir memleketi izmihlâle sü- | rükler. ! Bunun için bu sahaya kendileri- ni hasretmek mecburiyetinde olan gençlerimiz için süratle bir “Yük- sek Siyaset Mektebi” tesis etmek | zaruretindeyiz. Eğer gerek bütçe ve gerek profesör noktai nazarın- | dan şimdilik buna imkân olamazsa | bu gibi gençleri merelâ Mülkiye- tesinden çıktıktan sonra sırf siya- | set tahsili için Avrupaya siyasi far mation, alabilecekleri mekteplere | göndermek te mümkündür. Bunlar yalnız siyaset sahasında ihtisas kesbetlikten sonra gene bu vadide çalışmalarında devam ederlerse memleket için cidden kıymetli bir unsur olurlar, Türkiyede mevcut yüksek mek- | teplerin daima bu ihtiyaca tekabül | edebilecek kimseleri yetiştireceği. ni, yetiştirebileceğini pek zannet- miyoruz. Çünkü hepsinin maksadı teşekkülleri başkadır. Ancak bun- ların heyeti umumiyesinin kombi- nezonile vücude getirilen bir mües | sese istenileni temine kâfidir. Çün | kü bir siyaset adamı meselâ sade iktisatçı olmamalıdır. Yalnız hu: | Abdullah Efendi Merhumun ruhuna ithafen MEVLİDİ NEBEVİ Bir müddet evvel rahmeti rah- mana kavuşan Türk İokantacısı eee Efendinin ruhunu taziz in bugün Topanede Nusratiye cali şerifinde öğle namazından sonra mevli nur. o Ailesi namına mahdumu Hikmet İstanbul ve Kedi- köy Havagazı Şir keti Abonelerine ne dair yeni kanun mucibin- ce Şirketimiz, 26 Mayıstan 31 Mayıs 1934 tarihine ka- dar bütün müşterilerinin saatlerini kıraat ettirmekle mükelleftir. ,Kanunun emrini yeri- ne getirerek müşterilerin saatlarini okuyabilmek | i- çin Şirketimiz memurları sabah erkenden akşam geç vakte kadar çalışmaya mec- burdurlar. Kanunun icabatmı muh- terem ahaliye bildirmekle beraber vakitsiz taciz edi- lebilmeleri ihtimalinden do- layı şimdiden müşterileri- mizden özür diler ve me- murlarımıza vazifelerini ifa ederken kolaylık gösterme- lerini rica ederiz. İstanbul, 26 Mayıs 1934 Müdiriyet

Bu sayıdan diğer sayfalar: