23 Ekim 1934 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

23 Ekim 1934 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ifsat Vekilimizin tetkik seyahai: 1 İktisadi vaziyet her tarat- ta şayanı memnuniyettir İktisat vekilimiz dolaştığı sahalarda ih- racat malı müstahsillerine iki misli mahsül yetiştirmelerini tavsiye etti Vekil Beyin sey ahatinden bir intiba Muhterem İktisat Vekilimiz Mahmut Celâl Bey bir ay süren son tetkik seyahatinde memleketin bü yük bir kısmını dolaştı, madenle - rTimizden en mühimleri etrafında tetkikler yaptı. Değerli vekilimize seyahati es - nasında mebuslarımızdan Osman zade Hamdi Beyle Zonguldak me- busu Ragıp Bey refkat ediyorlar. dı. Avusturyalı Leoben yüksek ma den mektebi profesörlerinden Mi- neraloji ve maden iktısadı profe- sörü Dr. Granigg ile maden umum müdürü Bekir Vehbi ve başmüfet tiş maden mühendisi Abdullah Hüs rev Beyler de mütehassıs heyetini teşkil ediyordu. “Milliyet” namına ben de bu tetkik seyahatinde Ve- kil Beyin refakatinde bulundum. Vekil Bey ve rafakatindeki mü- tehassıslar Zonguldak civarında demir sanayii için iktisaden müna sip bir yer araştırdılar. Bu tetki - kat bir hafta kadar Ankara ya dönüldükten sonra mütehassıs heyetine altın araşlırma idaresi müdürü mühendis Hâdi Bey de ikihak ederek heyet, İzmirde Tor balıdaki demir madenini, daha sonra Aydında Subica nahiyesi deki altın madenini görmeğe git » t. Mahmut Celâl Bey ise iki gün ara ile heyeti takip elti. Yolda Uşakta, şeker fabrikasını görmek için bir gün kalan vekil bey, İzmir tarikile İspartaya geçti, $ıs heyet orada kendilerine iltihs elti, Telgraf haberi olarak bildir. diğim veçhile İspartada gülyağı fabrikasının, Keçiburluda kükürt izabe tesisatının temelatunı mera- simi biribiri ardınca yapıldıktan sonra Antalyaya geçildi. Antalyada su kuvvetleri tetkik edildi. Civardaki şelâlelerden baş ka Manavgat şelâlesi de görülerek eski Antalyadan vapura binildi Yolda Alanyaya uğranıldı. Ertesi günü Mersine gelindi. Mersinden şimendiferle Elâzize gidildi. Elâziz civarında keban madeni kazasındaki gümüş mad. Vekil B. Pr. Cranigg ile beraber ni görüldü. Elâzizden Erganiye geçilerek bakır işletme tesisatı tet kik edildi. Şimendifer inşaatı gö - rüldü. Erganiden Mardine geçilir. ken bir akşam Diyarıbekirde kal - dık. Mardinden Midyat kazası dahi- linde petrol sondaj yerine gidildi ve ilk sondaj ameliyesi Vekil Be - yin huzurile yapılarak âlet çalışlı- rılmağa başlandı. Bu esnada pro - iesör se diger heyet azaları, petrol | arama idaresi müdürü Cevat Eyüp Bey ile birlikte petrol taharriyat sahasını gezdiler, arazi vaziyetini tetkik ettiler, Nihayet buradaki tetkikat ta bi terek Mardin - Fevzipaşa - Ada- na - Ulukışla - Kayseri yolile An- karaya dönüldü. Bu uzun seyahat esnasında yap- tığımız müşahedeleri sırasile yaza cağız. İktisat Vekilimizin tetkik seya - hati yalnız maden tetkiklerine mün hasır kalmıyarak ayni zamanda iktısadi vaziyet etrafında da çok faydalı temaslara vesile teşkil et - miştir. Filhakika Vekil Bey, geç - tiğimiz on altı vilâyette iktısadi vaziyet hakkında izahat aldı ve a- Milliyet'in Edebi Romanı: 15 İZMİR ÇOCUĞU Yener (o Ferihaya bir kere 2 baktıktan sonra devam etti: — Babamın bu mücadele tarzı beni o küçük yaşta uyandırmıştı. Çünkü önümüzde canlı misaller de vardı. yümüzün, bağlarımızın, çiftliğimizin etrafındaki insanlar babamın tatbik ettiği usullerle bi- zeçok yaklaşmışlardı. Âdeta biz- den olmuşlardı. Büyük ihtiyarım bana sâyin kiymetini de,en e- hemmiyetli bir ders olarak öğret - mişti. Güzel İzmir düşman istilâsı- na uğradı sonra hezimetle çıkıp gittiler. Fakat çıkarken bütün Türk mahallelerini, bütün Türk varlığı nı da kül altına gömmek istediler. İzmirde yalnız frenk mahallesi sa- pasağlam kaldı, Türke ait ne ka- dar servet varsa kül oldu. Bu ara- da evlerimiz, bağlarımız, çiftliği- miz bir yangın harabesi oldu. Zer- re kadar acı duymadım... Düşmanım kahrolması kâfidi. İçimde çalışmak > kurtulmak için kuvvetli bir azim hazine»i vardı... oFakat babamı, benim ihtiyarımı da kaybettim... : Nezihe MUHİDDİN Onu tüyler ürpertici bir vahşetle şe- hit ettilir... Yener gözyaşlarını göstermemek için sustu, Fakat Ferihan gözle- rinden akan bir kaç ; damla sıcak yaş damlası genç adamın eline düş- tü. Titreyerek başını kaldırdı. De- rin elâ gözlerini Ferihaya kaldırdı. İki genç te bir kelime söylemiyor. | lardı. Feriha hayatında , geçirdiği | bu hazin Fakat en mesut, içli, sa- | mimi dakikaların ince tadını aslâ unulamıyacaktı. Bu gece hayatının | tatlı bir dönüm noktası idi. Bazan Yener'e karşı; onun kendisine gös- terdiği temiz yakınlığına karşı gös terdiği kayıtsızlıkları, hattâ bazan istihzaları düşündükçe şimdi kıv- ranıyordu. Ah eğer Yener de onun mazisini bilseydi! acaba ona bütün bu mukaddes hisleri değil, hattâ bir kere yüzüne bakmağa bile te- nezzül edecek miydi?! Genç adam sabahı haber veren serin havayı derin derin içine çek- ti. Üstüne çöken hüzün ağırlığın. dan sıyrılır gibi doğruldu: MİLLİYET SALI 23 TEŞRİNIEV VEL Balkan Balkanlıların- dır dağlıların değildir Balkanlardaki dirlik düzenlik ar- tık bozulamaz. Bunun bozulacağı- nı umanlara ancak avuçlarını yala- mak düşer. Dört Balkan törü (1) sünün dış (2) işlerine bakan adam- ları baş başa vererek yakında An- karada toplanmağı koyuştular. (3) Belgrat - Bükreş - Atine - Anka- ra... Bu dört kent (4) biribirine çö- zülmez birer düğümle yeniden bağ-| lanmış oluyorlar. Bu düğümü çözmeği ve böyle- likle Balkanları karıştırmağı ken- dilerine iş edinenlerin, Kral Alexan dre vurulduğu günden beri, hiç te yerinde olmayan evince düş“ tükleri kimsenin gözünden kaçmı- a, Kurt, ortalığın dumanlı olmasını bekler. Balkan kurtları da, bir ara- lık, Kralın kanını koklıyarak, boş- luğa doğru epeyce | ulumuşlardı. Fakat önlerine kemik atan kimse olmadığını görünce, başlarını apış aralarına alıp sustular, O günlerdeyiz ki, barışıklığı a- yakta tutabilmek için bütün Bal- içlerinden yalnız bir lele vermiş bulu. nuyorlar. Bu sürüden ayrılan Bal- kan kuzusu da paralanmaktarı kor- kayora, ötekilerin içine karışmalı. er, Üç bes baldırı çıplakla, sekiz on başıbozuğun, bir koca budunu, par- galayabildiği günler çok olmuş tur. Fakat, bir budunun böyle eli kamalı oğrular elinde dirilip aya- ğa kalktığı da görülmüş değildir. Varlığını böyle bir takın geçmişi bozukların eline kaptıranlara çok | acınır. Yasa (4) ve baskı (5) tanımayan adamlar, bayrağını taşıdıkları ülke için birer yüzkarası olmaktan dışa. | rı çıkamazlar. Karanlık ülkülerin | ardı tıra, olmayacak işleri başarma | yolunda atılan adımlar, ne kadar sert atılırsa atılsın, geri edeceklerdir. Balkan, Balkan- lilarındır ama, dağlıların değildir. M. SALAHADDİN (1) Törü — hükümet (2) dış — harici (3) koyuşmak — kararlaştırmak . (4) Yasa — kanun (5) baskı — inzibat; wx Osmanlı Bankasından: OSMANLI BANKASInın Galata, Yenicami ve Beyoğlu daireleri, Cum huriyetin ilântam yıl dönümü münase- betile Teşrinievvelin 29 ncu pazartesi günü kapalı bulunacaktır, lâkadarları tenvir etti. Bu temaslar mahsul fiyatlarının her yerde şayanı memnuniyet de- | recede yüksek olduğunu ve malla- rımızın harice kolaylıkla satılmak ta olduğunu gösteriyordu. ticaretimiz şartlarının tamamen lehimize olduğunu, fazla mal ihra- cı için bütün imkânların mevcut ol duğunu izah ederek her yerde müs tahsilleri ve bilhassa ihracat malı yetiştirenleri istihsallerini artırma ğa teşvik etti ve Başvekil Paşa Hiz. nin bundan on yıl evvel ortaya at tıkları “iki misli mahsul,, düsturu» nu hatırlattı. Gezdiğimiz bütün sahal, halk, halinden memnuniyet da — Feriha hanım — dedi — Te- esürüme ortaklık göstermekle be- ni teselli ettiniz. İnsan acılı zaman- larında candan bir arkadaş bulursa ne kadar hafifliyor! Genç adam bu samimi ve temiz hava içinde devam edecekti. Belki yanıbaşında onu derin bir hisle dü- şünen ve kayıran genç kıza bütün bir hayat arkadaşlığı teklif edecek- ti. Fakat derhal vaziyetini hatırla- dı. Mütevazi bir yuva değil hattâ kendi geçimi bile tehlikeye girmiş- ti. Bu tehlikeyi haber veren genç kıza nasıl böyle bir teklifte buluna- bilirdi? Feriha da bütün hassas kadinlar bi birdenbire susan genç adamın de kalan teklifi sezmişti. Yüre- ği çarpıyordu. Şimdi, şu dakikada en istediği saadeti kendine o ka- dar çok görüyor, kendinden o ka- dar yüksek görüyordu ki şayet böy- le bir **klif o karşısında kalsaydı derhal reddetmeği derin bir acı du- yarak tasarlıyordu. Yener sözünü başka yoldan ta- mamlamağa başladı: — Sizi bu eğlence gecesinde üz- düğüm için beni Çok samimiyet gö il size içimi döktüm... Fakat Feriha hanım müsterih olunuz, etrafımda dolaşan tehlikeye karşı uyanık ola- sonunda yüz | Öz Türkç Türkçe ile Bilmece Hal ve kur'a neticelerini ilân ve iltifatlara teşekkür ediyoruz Bu defaki bilmecemizin bugün halle. dilmiş şeklini koyuyoruz. Doğru halle- denler arasmda çekilen kur'ada birincili- | Bi Usküdar Kız Sanat meletebi fransızca muallimi Semiha Hanım; ikinciliği Nuros maniye caddesinde 67 numarada Cahit Bey kazanmışlardır. İdarehanemize mü- racaat ederek hediyelerini almaları ken-| dilerinden rica olunur. Bilmecemizin halledilmiş şekli 1234567891011 Yeni bilmecemiz 1234567891011 Soldan sağa — Taharri (6), Vaki (3) 7 3), Fecir (3). Elde taşınır (5), Hazan (3). Kınmap (2) 6 — Büyük tencere, hane halkı (5). geniş değil, tenk (3). 7 — Tavuk kovarken söylenir (4). 8 — Lezzet (3). Yemek (2) 9 — Kez (3), Dam, şebeke (2). 10 — Balya, hemayar (4). Bir binek hayvanı (2). 11 — Esp (2). Fahir (6), Yukardan aşağı 1 — Pek aşikâr (6). cezir 2 — Nota (2). Aht, yemin (3). La- İm (2). 3 — Cari, öcyyal (4) 4 — Bakiye (5). $ — Sultan, hükümdar (4). 6 — Ahzetmek (5). 7 — Bülüga ermiş, kâmil (5). Ta riyordu. Herkes, cumhuriyetin (e yizli idaresi altında, asayiş ve hu- zur içinde, işi gücü ile meşguldü. Memlekette sanayie karşı umumi bir temayül görülüyor. Az çok sa- İ nayii olan ve olmayan her vilâyet Mahmut Celâl Bey, bugünkü dış | ve kasaba Iktısat Vekilimizden bir veya birkaç fabrika istediler, Ve- kil Bey bu temennilerin bir kıstar- ni tetkike değer gördü. Mütehas - sıslar gönderip tetkik ettireceğini vadetti, Hülâsa, biz, bir ay devam eden seyahat esnasında memleketin u - mumi vaziyetini çok iyi gördük. Vekil Beyefendinin de ayni müsa it intibalarla döndüğünü kuvvetle tahmin ederi: ir fabrika e. gö w Babam yattığı toprak- larda o zaman rahat edecek. Ben de - dedi - ben de bu- nu gördüğüm zaman çok sevinece- ğim... — Hiç şüphe etmiyorum Feriha hanım... Genç adam devam edecekti, fa- kat Feriha kalkmak istedi: — Üşüdü lim Yener Bey! götüreyim... Feriha başka bir la doğru yü- rüyerek ; — Hayır — dedi — artık masa. ya dönmek istemiyorum!.. Beni o- dama bırakınız... Otele girdiler; Merdiven başın- da genç adlam rengi uçan âdeta tit- reyen Ferihaya: - Hasta mısınz? — diye endi- şe ile sordu — Feriha gülümseyerek: — Hayır Yener Bey siz de müs. terih olunuz... Hasta değilim... Faz- v saadet beni sarhoş etti... — de- e Ve sözünü kesmek ister gibi eli- ni uzattı. Yener genç kızı hürmetle selâmlıyar#k geri döndü. Feriha odasma girerek kapıyı sürmeledi. Biraz © sonra kapısının Yarın akşam MELEK Sinemasında | Sinema yıldızlarının en sevimlisi — En neşelisi FRANZISKA GAAL zengin ve muhteşem bir şaheser olan İLKBAHAR RESMİGEÇİDİ İİ filminde tatlı sesi ve oynak şarkıları ile zevk-neşe We saadet menbar olacaktır. mmm» Yarın akşam <> SUMER (Eski Artistik) sinemasında Pierre Benoit'nın şaheseri LÜBNAN MELİKESİ Zengin ve muhteşem filminin ilk irsesidir. Baş rollerde : Jean Murat Spineliy ve Chakatuni Tamamen Suriye'de çevrilmiş lüks, esrar ve hüreker filmidir i Sevimli İGEORGE s BU PERŞEMBE AKŞAM SARAY sinemasında komik : ZENCİLER KRALI Ici BUBUL Seyirciler bu filmde can ve yürekten güleceklerdir. Kraliçe KRİŞTİN rihte bir Türk medeniyeti, Püder (3). 8— sir (3). Tabalen (3). 9 — Bir rakam (4). Hariç şart edatı (2). 10 — Nota (2), Yemek (2). 11 — Vatan (7), Kolay değil, kuv- vet (3). (8, Osmanlıca karşılıkları yazılı olan keli. melerin öz türkçe mukabillerini bularak yeni şeklimizin boş hanelerine yerleştire- ceksiniz ve keserek gazetemiz (Bilmece eceksiniz. Bilme- cemizi doğru halledenler çekiyoruz. Kazananlara hâtıra olurak bi- rer hediye tekdim ediyoruz. Bilmeceleri. imiz haftada iki defa değişir. Salı ve cu- ma günleri kur'a neticesile bilmecemizin halli ilân olunur, Bilmecemizin karilerimiz — tarafından gördüğü rağbete ve hal pusulalarına lef. fedilmiş itifatlara teşekkürler ederiz. Bu defa bilmecemize ait hal pusulaları nihayet perşembe günü öğleye kadar ga: | zetemize gönderilmiş olmalıdır, Kur'a ne ticesini cuma günkü nüshamızda bula - caksmız. İ memurluğuna) gö BİTMEMİŞ SENFONİ Şimdiye kadar gösterilen sinema ve en hakiki eserlerinin en büyük 31 Teşrinievel Çarşamba akşamından itibaren SUMER (Eski Artistik) sinemasında şaheseri Fovöy lüks ve fotoy bal- kon yerleri mahdut oldu- ğundan evelden temin e- dilmesi mercudur Telefon : 42851. Heykeltıraşlık dersleri HALKEVİNDEN: Güzel sanatlar şubemiz i bey keltraş dersleri verilecektir. Hevesli olan hanım ve beyler her gün sani 1630 dan sonra Gülhane parkı methalinde Alay - köşkündeki Güzel Sanatlar şubemiz id re memurluğuna müracaatla kayıtlarını yaptırabilirler. İttihadı Milli Türk Sigorta Şirketi Hür ik ve hayat üzerine sigorta muameleleri icra eyleriz. Sigortaları halk için müsait şeraiti havidir İ Merkezi idaresi : Galatada Acentası bulunmayan şehirlerde acenta aranmaktadır. Telefon : vurulduğunu duydu. Annesi sert bir sesle: — Feriha... Feriha! — diye onu çağırdı — iŞ biraz (kapıyı sana söyliyeceklerim var!.. Feriha uzaktan cevap verdi: — Yattım anne, yarın konuşu iz. Halbuki Feriha yatmamıştı, s0- yunmamıştı bile... Pencerenin ö - nünde solgun, mesut ve muzdarip ayakta duruyordu. Bir kaç dakika evvel Kozmopolit bir eğlence ka- ile cıyak cıyak (o bağıran bu i süslü bahçeye yuklayan bir sabah sükütu tü, Eflâtun denizin üstünde ağaran gün, kurtuluş bekliyen bir mahküm gibi için için sızlanan Fe- rihayı munis bir ışıkla selâmladı. — Ben Servet Naim beyi istemi. yorsam onun ne kabahati var? dip ona her şeyi anlatacağım... — Kendine gel Feriha!.. Yapti ğın hareketlere ayıp derler ayıp!.. Kendini teskin et! Bak sana anlatr- yorum: Servet Bey o kadar müte- essir oldu ki beni de orada yalnız bırakarak savuşacak © zannettim. Gene terbiyeli adam! Bana karşı m lesini değiştirmedi. Zorla güldürerek oturdu. Gözle- 4.4887 Ünyon Hanında heh... korktum... Ne de olsa benim kızım Sima Ferihanın hiddetle kalkık du - ran başı bu son cümle üzerine yere iğildi. Evet onun kızıydı! — Servet Naim Bey etrafımı? tenhalaşınca bana son sözlerini söY ledi: Bu gece akşam yemeğindef sonra son kararını bekliyor. Eğer diyor — beni istemezse alıp başımi gideceğim... Eğer müsbet karar v8 rirsen yapacaklarını da söyledi.“ Taksimde yeni yaptırmağa başla" dığı apartımanı sana verecek. Bü yükadada sana bir köşk alacak.. Di üm tuvaletlerini hazırlamak içi? bir Avrupa seyahati yapacaksınıZ* Daha neler neler... — Demek Servet Beğ Bani satın alıyor?.. Pazarlık mükemmel |, — Fakat Feriha böyle satılmağı hangi kız razı olmaz?.. Sen şimi sükünet bul akşama kadar bana k* rarını söyle... Emin ol o muhteşei servet, o zengin hayat sana bu del” likleri unutturacaktır. Feriha s8” benim kızımsın. Sen saadetle yaf” mağa lâyıksın... Evet onun kızıydı!. nanın saadet zannet de yaşamağa mahkümdu... Ni bi, iğreti süslü, fakat kirli bir kadi* Bu sefil zindeki halden bir mesele çıkacak, hakkında bir iskandal olacak diye olarak yaşamak

Bu sayıdan diğer sayfalar: