2 Kasım 1934 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

2 Kasım 1934 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

A İktisat Vekilimizin telkik seyahati: 6 İsparta ve Keçiborluda... Gülyağı fabrikası, hacmi küçük, fakat ehemmiyeti ve manası büyük bir teşebğüs olarak yükseliyor Dünyanın zengin madenlerinden biri olan Keçiborlu kükürtlerinin işletilmesi çok faydalı olacaktır Profesör Granizg ve diğer mütehassıslar Keçiborluda yanu tetkik ediyorlar Gül yağı ve külürt, İamat paya bül metinin sanayi programmda iikete kismen, yahut © tamamen ze matuf üç teşebbüsten ikisini teşkil eder, Gülyağ: için bu aybaşmda İspartada temeli atılan fabrika, hakikmtte çak mü- tevazi bir sanayi müessesesi olacaktır. Ancak onun kuruluşundaki münâ, hiç be küçük değildir. Gülyağcılık, vaktile dış Hicaretimizde mühimce bir ihracat sana- günce, iyi ve rasiyonel bir istihsal arzusu kadar alıcıya itimat vermek ihtiyacından doğmuştur. Bugünkü alış veriş psikolojisi, sataca- değişmeyen evsafta ni istemektedir. Malmızı İstandart tp ü- mumunesiz ve kreme sa ale va Ga ali resi karşısında kalmış olursunuz. Dış ticarette itimad sarsan her hareket, “rgeç, bizzat © onu yapanların zararına elli; El yu ik eaümiklek ve müstahsil kütlesi aleyhine neticeler vermiştir. Bunun, esaslı ve müsbet ted- biler şeklinde tecelli etmesi lizmgelen şiddetli aksülâmellerini yeni açan iktisa- edilecektir. Diğer taraftan ihracat mal- larunszr standardlaştırmak için hergün yeni nizamnameler meriyet konmakta. der. Gülyağı fabrikasının kuruluşundaki mânâyı, işte bu noktada aramalıdır. Fabrikanm ikinci bir hususiyeti de gülyağı istihsali ile alâkadar olanların i- beri modern teknikle föchiz edilmesi kooperatif teşkil edilerek bu iş. müstah- sillere devredilecektir. Tesisata daha €v- vel başlarmış olması sırf, önümüzdeki enevsimdo İstandart tiplere bağlanmış yeni mahsulün ihracı fırsatını kaçırma- mmak içindir. İspartalılar, fabrikanın © temel atımı günü, haklı olarak sevinç ve heyecan i- ginde idiler; Büyük geçim vasıtaların. dan biri olan sanat, muhakkak bir inhi- tattan kurtulacaktı. Biliyorlardı ki eğer bu teşebbüs, içerde müstahsillerin kendi işlerini birarada görmeleri, dışarda kuv- vetli rakipler arasında yer almak bakım. larından muvaffak olursa, cumhuriyet “Milli tefrika: 1 “Pir... Pirrr 1, için — Sabah saat 9..— — Rasim... O bildiğin iş bu ak- am olacak. ilkmet gelmedi mi? Az ev- sel gözüme ilişir gibi olmuştu. Sı- rışmış demek. Naci! Onu görür «en anlat ki mesele bir çıkmaza girmiştir, çalışıyorum, Galip! adayım... — Dinle! Eşşekliğe lüzum yok. Öyle güpe gündüz, cadde üstün - de bulunan bir evin balkonuna, sarmaşıklara tırmanarak çıkılmaz. Adama “alnımın ortası budur!,, derler, bir yumruk © aşkederler. Val... lah gözlerinden ateş fışkı - rır. — Sana yanlış haber vermiş ©- Bukürt şirketi müdürü Şahap B. (solda) mühendis Ibrahim Bey (sağda) Gülyağı fabrikası kurma teşebüsünün bize verdiği intiba, yeryer | mahalli im- kânlara ve kabiliyetlere dayanan küçük sanayi tesislerinin istikbalde halkın re- fabına müessir bir âmil olacağıdır. İs- Ispartadaki kutlu kuruluşun ertesi gü- nü, oraya pek yakın olan | Keçiborluda kükürt izabe tesisatının temel atımmı da kutkuladık. Keçiborlu külürtü O dünyanm en iyi kükürt cevherlerinden biri olduğu hal de bir çok madenlerimizin uğradığı te- Bsizlikten kurtulamamıştı. Eski devir. lerin iş ve kabiliyet aramayan eaaden po- sr neticesi olarak bu maden de bir slm mevzuu olup dururken memleketin kükürt ihtiyacm! uzun yıl İk ae para vererek karşılıyor- Keçiborlu kükürtlerinin beş senelik programla ele alınışı, bu bakımdan, bir işletme teşebbüsünden ziyade memlele. | tin menfaatlerini geniş ölçüde gören ye- ni maden politikasmın tezahürlerinden | birini teşkil eder. Filkakika Türkiyenim geniş yeraltı zenginlikleri hazineye e dir ki milli iktisat bakımından onlardan bekliyebileceğimiz £ faydaları tahakkuk ettirecektir. Bugünkü iktisat telâkkilerimizle artık herhangi bir meden imtiyazımın, işlediği takdirde resim almak üzere iyi bir far- satta başkasma devredilmeği bekliyen. bir spekülüsyon metar olabilmesine mü- Müellifi: Nazmi Şehap lacaklar ağabey! — Bilmez miyim ben malımı? — Yalan efendim... Bir kere gündüz değil gece idi... — Hahhahaaah! Güleyim ba - ri... o Efendilerim bu harikulâde geceyi size tasvir etmek isterim. Gökte tabak (gibi bir ay vardır. Bir ay ki ışığında yapılır , en kö- tü heykeltraş eserlerinden daha gölgesiz kalmışlardır. Sevilen ka - dınm bulunduğu ev, hendesi bir cismin olanca vahşetile gözler ö - nündedir. Bilmem ki nasıl anla - tayım size? Neye benzetilebilir bu? Hah... buldum. Tıpkı bizim Hilmi- nin burnu gibi bir şey. N | at 14 de barakılmıştır. İ maddesina tevfikan gıyabımda yapılan t mi ettiniz? Niçin? Düşünün bir kere... Hilmi, bin ki- şinin arasında ölsa ve siz boz ka- tırlar gibi inat edip tır tır tepin - »eniz bu burunu görmemenlik © MUESSİF BİR VEFAT Esbak Adliye ricalinden Hacı Reşat Bey mahdumu Yusuf Ziyaet- tin Beyin tedavi edilmekte olduğu Heybeliada © Sanatoryumunda 30-10-1934 tarihinde vefat ettiği haber alınmıştır. e Kederdide ai- lesine taziyetler beyan ederiz. Deniz yolları İŞLETMESİ Atsnteleri » Karaköy Köprübaşı Tel, 42362 — Sirkeci Mühürdersade Han. Tel 2274 MERSİN YOLU İNEBOLU vapuru4 İkinci Teşrin PAZAR günü saat 10 da Mersine ka (7346) “Karadeniz yolu ERZURUM vapuru 3 İkinci Teşrin CUMARTESİ günü saat 18 de Hopaya kadar. (7347). “AYVALIK YOLU MERSİN vapuru 3 İkinci Teş- rin CUMARTESİ günü saat İstanbul asliye mahkemesi üçüncü bulk dairesinden: Nebiye hanmun ikametgâhr meçhül * Burhanettin efendi aleyhine açtığı 934/ 836 numaralı boşanma davası hüküm | derecesine gelmiş ve mahkeme intaç © dikmek üzere mahkeme 28 « 11 - 934 sa- Usulün 408 met wamelita beş günde itiraz etmekle be raber yevmü mezkürde gelmediği takdir de gıyaben intaç edileceği ilân olunur. (4297) —— — sande edemeyiz. İmtiyaz sahibinde hem teknik, hem mali kabiliyet arayan Cum- buriyet hükümetinin. la isa” bet, meydandadır. Bize Keçiborlu kü- kürt madeninin tarihçesini anlattılar, ib - retle dinledik: Neticesiz ve semeresiz biribirimi takip eden imtiyazlar ve fesih - ler. Aşağıdaki molar, yalnız cevherinin saflığı itibarile £ değil, fakat tonejmm. çokluğu itibaril de zengin olan bu made- nin behemehal işletilmesine müncer o lan kararm ne kadar yerinde olduğunu gösterir: Madenin yalnız sathında o görünen cevher 40 bin ton raddesindedir. Bu mik- tar uzun seneler o ihtiyacımıza kâfidir. Jeolojik tetkikler henüz bitmemiş olmelı- ln beraber cevher miktarınm ihracat yapmağa müsait bir zenginlikte olduğu söylenebilir. Kükürt cevheri yüzde 40 safi külrürtü ihtiva etmektedir. Halbuki Sicilya cev- herleri ancak yüzde 20 - 25 külürte ma- liktir, Kükürt için, 1928 den 1932 ye kadar beş sene içinde her sene dışarıya verdi- ğimiz para, vasati 337 bin hiradır. Kükürt, yalnız ziraat için değil, wyni zamanda sanayı programında mühim bir yı knaş olan kya sanay izi de gok lüzumlu bir maddedir. Keçiburluda külcürt şirketi bümmalı bir faaliyet içindedir. bir taraftan mo- 'dern izabe tesisatı ve öğütme değirmeni kuruluyor. Diğer taraftan binalar yapi” lıyor, bir yandan da rsaden işletilerek cevher stoku yapılıyor. Şirketin genç ve değerli müdürü mühendis Şehap beyin söylediğine göre önümüzdeki ziraat mev- siminde bağcılarımız kendi kükürtleri- | mizi kullanabileceklerdir. İhracatı istih- 'daf edecek geniş işletme şimdilik mev- zuubabs değildir. Bu hususta, yapılmak- ta ve peyderpey yapılacak olan sondaj- ların neticesine göre bir karar almacak- ter. MS. debilir misiniz ? Sürekli ve taşkın kahkahalar işitildi. Davudi bir ses, yarı müs- tehzi yarı anak bir ahenkle konu- şuyor, tırnakları pırıl pırıl parla - yan iki el, göderi kaplı küçücük bir defterle oynuyordu. — İşte ev mahallenin böyle bir evi... Ve sonra, sanki bu vuzuh kâ- fi gelmiyormuş gibi kapısında, sol taraftaki köşebaşında ve on adım ötede bir eczanenin duvarında be- şer yüz mumluk lâmbalar yanmak- tadır. Nasıl Galip Beyefendi, iyi anlatabiliyor muyum? — Bizim âşıkın gece dediği bu. Ve bozkırı aydınlık içinde e - fendim? Tıpası açılmış bir şişe- den kaçan ispirto gibi, amonyak gibi, ruh gibi bir şey oldum veh- mine düşmi Aşık dünyayı gör- müyor ya, dünya da onu görmüyor sanmış, sarmaşıklara asılınca bal- kona atlamış, sahne © nasıl? Mü- kennel en mi? A Bi kranlık ve sakin geceyi kafalarınızda daha iyi canlandıra- bilmek için ilâve etmeliyim ki bu anda sokak tıklım tıklım dolu- dur. Etraftaki evlerin pencerele » rine millet üşüşmüş, © yuhaların, alkışların , nârâların bini bir pa - Bugün İPEK sinemasında ? biliyükve muazzam film MEEMEEME © 1ı- SİBERYA MAHKÜMLARI JOHN CANLI katilin öldürülmesi vesaire. FOX dünva haberleri... Buğün ELHAMRA s.nel Fransızca sözlü, oynıyanlar : BOLES-LUPE VELEZ G E T i R-” Vahşi ormanların gizli sırları ca hayvanların mmüdüş mücadelelöri İlk defa olarak hiylesiz ve tamamen hakikiki öle Ayrıca: MARSİLYA'da yapılan hakiki SUİKAST filmi, Kral Hr. Marsilya'ya çıkışı, masında gösteren büyük film. » Bugün ssat İlde tenrilâtlı mı 2 ilim. SARIŞIN RÜYA ( Lijsu Hacvay ) ve KADINLARIN SEVGİLİSİ (MARTHA EGGERTH) Fiyatlar: Duhuliye 20 kurus. Bugün ME Li E K sivemasında Ee imam GE EN nek.s bir şahese r sizi bekli GİZLİSEVDA Oynıyan; İRENE DUNNE Bütün bir kadın aşkı - Filme ilâve: Kadın YUGOSLAVYA KRALI AL SUİKAST, Hakiki FOX gar güzelliği - ka esi” inceliği mehteşi <SANDR HZ. MARSİLYA” DA UĞRADIĞI em ve çok müessir bir film DİKKAT: 'Bupün saat İl ds tenzi'âth matine vardır. Bugün saat tam İ seansında FRANZISKA GAAL tarafndan temsil edilen İLKBAHAR RESMİGE- JOHN BARYMORE LİONEL BARYMORE JEANNE HARLOV WALACE BERRY FİLİP HOLMES KAREN MORLEY MADGE EVANS EDMOND LOVE Şehzadebaşı mma İİ HİLÂL sinemasında Bugün - Bn gece Mevsimin iki büyük filmeri birden Birinci film Edikanto tarafından temsil edilen ROMA Çılgınlıkları Fransızca sözlü ve şarkılı büyük komedi İkinci film: Volga Volga Büyük Rus filmi Ayrca * İpekfilm mamulltndan MÜNİR NURETTİN B. trstından (Ayrılık tangosu ) rograma ilâve olarak: EKLER İĞRNALIn fevkalâde nöshası, Marsil- Ya'da gulkasta uğryan Yugoslavya kralı ( ALEKSANDR ) Hazretlerinin ve Üransız Hariciye nazırı Mösyö Barto- u'nun feci ölümü Hâdiseleri ve bütün teferruatı. Müteveffa kralın basusi havatını git safhalar. ZAYI — Gazi Osman Paşa mektebi bi- Ni rinci smıfından aldığım £ tazdiknamemi zayi ettim, Yenisini alacağımdan hük- mü yoktur, 714 Kümüs (4291) rayadır. Ne o? Efendi Hazretleri kimseye çaktırmadan sevgilileri - ne kavuşuyorlar. Ya efendim, za- tâlilerine o mahalleye gidiniz, © evde bir iskandal çıkarmız,<bi - raz gürültü , patırtı olsun deseler- di, o zaman ne yapacaktınız? Maa- zallah! Düşündükçe Mag ür - periyor. — Amma Ağabey... — Susss! Eğer büyük denizler. reis balıkları yi eler a ral di püsküren ut kuyruklarının altından kömür toz- ları fışkıran bir takım kuşlar ol. saydı, diyebilirdim ki... Eh olur a, İstanbulun ber tarafı gündüz gibi aydınlık iken bunlardan bir sürü Makrıköye musallat olmuştur; mehtabın o en parlak saatlerinde Makrıköylüler göz gözü görmez bir karanlık içinde kalmışlardır. Fakat ne yapayım yavrum ki ta- biatin kataloğunda böyle bir mah- lük yoak..." — Birz da beni dinle dim, — Kis sesini! Eğer bir defa da- ha böyle bir kepazelik kulağıma çalınacak olursa... — Föârzet ki çalındı. Ne olur zannedersin ? — Ne mi olur? Evvelâ ben mer- habayı keserim. efen- mm Bugün TUR K sinemasında Müthiş bir mevzu, heyosanlı sahnelerle canlandıran, harikulâde bir film: DÜŞMAN ELİNDE ESİRİ Fransızca sözlü DOUGLAS FAIRBANKS Jr. LESLİE MARGARET LINDSAY HOWARD Vatan uğrunda ölen kahramanların destanı!... İâveten MARSİLYA nün katli hadisesina ait en mufassal KRAL ALEKSANDR ve SUİKASTI M. BATHOU hususi Ekler Jurnal, Kralın Haya tından bazı hatıralar — Marsilya'da istikbal merasimi — Borsa meydanın- da suikast — Katilin linç edilmesi Kralın son dekikaları — Cenazenin Dübrovnik zırhlısma nakli metne va en ın şayanı taaccüp artisti | CHARLES LAUGHTON | İDün akşam SARAY Sinemasınde!| 6 KARILI KRAL fevkalâde filminde parlak FOX JURNAL'de: Marsilya'da Hazretlerine yapılan suikast muvaffakiyetler (o kazanmıştır. Yuğoslavya Kralr Aleksandr bütün teferrüatile beraber. mz al an ve » dahilt elbiseler vesaire... V. Sv... SUMER (Eski Arüstik) sineması Ga Mş kraliçesi MARIHA EGGERTH'in muhteşem temsili BİTMEMİŞ şaheserini görmeğe koşuşan halkdan SENFONİ ber açansta birçok seyirciler yer bulamayıp avdet etmek mecburiyetinde kalıyorlar. Musikisi : FRANZ SCHUBERT — ÇIGAN MUSİKISI — FILARMO. NIK ORKESTRA— VİYANA OPERASI HEYETİ MUGANNIYESİ Türkçe izahatlı Fox Jurnal'de Marsilya'da Yuğoslavya Kralma ve Mös yö Barihou'ya yapılan suikast — Katilin öldürülmesi vemire, İ İngiltere. Avusturalya tayyare yarışı — Moda gazetesinde (Hanımlara ağır Fiyatlarında zammiyat yoktur. iç çamaşırlar). İVAN MOSJOUKİNE | KARNAVAL, ÇOCUĞU, — Farzet ki bu merhaba da ke- sildi, kıyamet mi kopar? — Hem de kızılcası... Elma - sım, her ağıl çobansız olmaz. Bir de birisi Etki Odunu kaptı mı adamın sırtı bir parmak kabarır. Şu nazik tenin sonra kaplumbağa kabuğuna döner. Yaaa... sevgilim! — Geniş omuzlu, sportmen tavırlı bir genç, dayandığı dıvar « dan ayrıldı. Kızmışlı; fakat kö - pürmedi, otaşmadı. Yavaş yl yürüdü, dar merdivenin taş basa maklarını çıktı, uzaklaştı... — Nereye gitse, kapı dışarı La dilen bu hayvana artık yüz verme- yiniz! Galatasaray, Ticaret mekte- bi... AE Herifin kovulma - er kalmamış, e burada Sa fazla ikame - te karar vermediği muhakkak, Efendi iyi top (oynarmış... Bize ne? Sayılacak bir meziyet mi bu? Bilmem hangi maçta bir şüt çek- mişmiş te kalenin direği ortasın - dan çattadak kırılıvermişmiş... o. lur a... Para verip (oraya kadar gitmeğe üşenmiyenler, bunu sey - redip yenilirlerse alkışlarlar. Fa - kat altr tahta, kaya bir kund dan gelen böyle bir şöhret bize ka- fa tutmak için kâfi bir kıymet mi- dir? — İymmmız! — Efendim. — Senin patavatsızlığın da € handa nam vermeğe başladı. — Ne olmuş gene? — Daha ne olsun? Ne nı sen benden daha iyi bili Tramvayda kadınların yerini aj ran perdeden içeriye elini uzat sın, şişman bir hanımm ko tutmuşsun, — Öyle amma, hanım bund memnun olmuştu gibi geldi ban — Evvelâ sıcak bir erkek koluma değdi diye memnun olm galiba amma, sonradan para çi | — Ne ise... geçelim, Selim! © tasma göz dikdiğini zannetmiş, f lise haber vermiş. — Zenginmiş demek. — Hem zengin, hem de her çantası yüklü... Faizcilik muş, birkaç evi, bir iki apartı nı varmış... Sonra seni takip ©€ kim olduğunu anlamışlar. Hâdis* yi güç kapattık... Bir ceza verm artık farzoldu amma, haydi bu ferlik de affedelim. Mahmut ! — Söyle dayı! gi dilem ei

Bu sayıdan diğer sayfalar: