19 Kasım 1934 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6

19 Kasım 1934 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Milliyet'in Romanı: 37 Yazan: Marthe Richard Tercüme eden: M. F, Fransanın Bask sahillerini Alman tahtelbahirleri bombardıman edecek Hülâsa (Marthe Richard Fransa casusluk teşkilâtı tarafından Ispanyaya Sen Se- bastiyen'e gönderilmiştir. Vazifesi ora- da Alman casus teşkilâtna girmek ve iki cihetli casusluk yapmaktır. Orada sişman bir Almanla taruşmıştır. Bunun- İa bir parkta gezerken Stephan ismin. de birisine rast gelmişlerdir. Stephan bir Alman casusudur. Onu Alman ca- sus teşkilâtı reisi Baron Fon Krohn'a tanıtmıştır. Kendisini bu teşkilâtın içine almış lar ve casusluk yapmak üzere Fransa ya göhdermişlerdir. Marthe © Richard İa “casusluk” teşkilâtı reisi M. tan izahat almış ve tekrar İs- panyaya Sen o Sebastiyen'e ve sonra Fon Krotm ile beraber Madrite gelmiş- tir. Orada Almanlar kendisine ziyafet vermektedirler. | Fransız kadınlarına iftira edi - yorlardı. Bununla beraber bir Fran sız kadını onları kafese koyuyor - du. Filbakika bu muhavereren öğ - rendim ki Baron Fon Krohn ile ar kadaşları Basgue sahillerine bir bombardıman hazırlıyorlardı. Bu bombardımanı İspanyol sula. rında , bulunan (tahtelbahirler yapacaklardı. Birdenbire düşün - düm ki derhal Fransaya dönsem bile sim boş olarak M. iadoux- nun karşısına çıkmıyacaklım. Etrafımda genç bir Alman be - Tirmişti. O da tayyareci olduğunu iddia ediyor ve bana eğime dair sualler soruyordu. Kendisine icap eden cevapları verdim. Fa - kat bir türlü peşimi bırakmıyordu. Anlaşılan bu gidişle bırakacağı da yoktu. Bu vaziyet herhalde Baro- nun hoşuna gitmemişti.O da etrafı mızda dört dönüyor, kıskançlık i - ginde kıvranıyordu. Biraz yalnız kalınca derhal yanıma yaklaştı: Martle dedi, size refakat ci mem İazrmdır. Size mw3cel Va « zı söyliyeceklerim var. ya — Annem! Ertesi gün Fon Krohn. bana: Fon Krohn bundan dolayı çok müteessirdi. Fakat ben bu teessü - rTüne karşı hiç bir şey yapmadım. Her dakika, her saniye yeni bir teh like ile karşılaşıyordum. — Hiç olmazsa bana bunu ha- ber vermeliydiniz, diye mırıldan - dım. Eğer vatandaşlarınz beni ta- kip ettiriyorlarsa elbette bunun bir sebebi vardır. Baronun alnında çizgiler hâsıl olmuş, yüzü renkten renge girmiş- ti, Fakat ben de endişe içinde i - dim: - Acaba, onlar da dedim, beni e, mi almak istiyorlar? Omuzlarını silkti, ve sustu. Evet mi, hayır mı? diye mrar ettim. Kendimi gözetmem lâzım mı? vaktile böyle bir hâdise daha oldu mu? Fon Krohn bu muhavereyi kısa için lâkırdıyı bir başka mecraya dökmek ve bana duydu. Şa şefkat hislerinden bahsetmek İstedi. Fakat ben, bu Cermen re- mantizmini dinleyecek vaziyette ea 5 inci büronun benimle teması kalmamıştı. Yalnız, ye yalnız kalmıştım. Yüzbaşımla hiç bir temasım yoktu. Baronla başba- şa idim. Onun keyfine göre hare ket etmeğe mecburdam, Vakıâ bu is benim karakterime uymıyordu. Fakat ne yapayım, O mecburdum, Koskoca Madrit'in göbeğinde teh. like içinde yuvarlanıyordum. Etra- fımda ne bana uzanacak bir el ne de yardım edecek bir kimâe vardı. Kendi kendime bile itimadım yok- tu. Acaba memleketime bir Min temin edebilecek mi idim. Bu şüp- he fikrimi kemiriyordu. — Bu rakibi geri çekemez misi- miz? diye sordım.. Fon Krohn ne yapabilirim gibi- lerden başını. salladı. Ve içini çe- kerek: — Bunun için elimde (o birdelil olması lâzımdır. Bir gün memürla- rımdan biri, bir Fransız, Sen Se- bastiyen civarmda esrarengiz bir şekilde boğuldu. Kimin boğduğunu meydana vuramıyordum. Çünkü şüpheden maada elimde delil yok-| tu. Birdenbire üzerime bir ürperme geldi. — Demek, dedim, benden bıktı- ğınız gü; Derhal sözümü kesti, ve bu ihti- mali şiddetle reddetti. Fakat ben sinirli görünüyor, bu suretle kalbimi avutabiliyordum. Sonra kendimi topladım. Ve eski şeki tavrımı üze- rime aldım. Bu vaziyetim onu büs. bütün hakir bir mevkie düşürmüş- Bir sureti hâl ararız Marthe dedi. — Evet, dedim, hem de mümkün | Bu otelde imkân Komşum bile bir olduğu süratle... yok kalamam. Fransız jeneralıdır. Fon Krohn hergün beni görme- ğe geliyordu. Ve onun bu ısrarı be- ni azaba sokuyordu. Etafımda bir çok tehlike vardı. Ve bu tehlikeler bana nefret veyahut korku hisset- du. Çok li, de beni yatıstırmağa çabalamasın- dan ileri geliyordu. — Aklıma bir şey (geldi dedi. Paris'e Madrid arasında mütema- diyen gidip gelmeniz hakkmızda bir çok şüpheleri davet edebilir. Size myda 500 peçeta vereyim ve gidip hudut civarında bir yerde o- turun. Bu teklif bir şefin teklifinden zi- yade bir sevgilinin teklifine benzi- yordu. Halbuki beni en ziyade alâ- kadar eden zokta şefti. Ondan u- zak yaşayamazdım. — Nereye gitmemi ii dedim, Biarritz'e mi? — Hayır, dedi, Biarritz'e deği!... , Niçin? “ Alman gururu * Fon Krohn'un yüzünde parladı: — yeri diye mırıldandı. Bel. ki bi bombardrman edilebi — in evet dedim. Tahtelbahir- li bombardıman yapacaklar ha.... Zanneder misiniz ki Fransız bahri- yesi sizi rahat bırakacak? Gülmeğe başladı. Biarritz'te patlayacak olan yan- gın gözünün önünde canlanmıştı. Onun için keyfine pâyân yoktu. O. mun bu halini görünce büsbütün si- nirlendim. Bütün kinim kafama hü- cum etmişti, Von Krohn böyle zalim bir eda ile konuştuğu zaman ben daha çok memnun oluyordum. Çünkü asabi- yetle ağzından bir şey koparmanın imkânı vardı. Vazifemin büyük'ü- günü ve inceliğini o zaman daha yi anlıyordum. Fransız kinim, ka - dın kinimi siliyor ve onun yerine geçiyordu. Keyfim yerinde idi. Çünkü ba - ron bana son derece işime yarayan malümat vermiş ve hattâ tahtelba- hirlerin ne zaman hücum edecek- lerini bile söylemişti. — Peki, dedim. Biaritz iyi değil. Başka bir yer arayalım. Öyle bir yer olsun ki kolaylıkla gelip beni görebilirsiniz... Ve hem kimse de farkında olmasın. Von Krohn: ki Ben mi? diye haykırdı. Ben mi Fransa'ya geleceğim. Bilirsiniz ki bunun imkân — Yok onu demek nineden: Siz seyahatte olduğunuz Ozaman ben gelip sizi göreyim. Çünkü sizin bir yerde oturduğunuz yok. Yavaş yavaş onunla beraber se- yahat etmek için çareler U arıyor- dum. Çünkü bu suretle ne işler ya- pıldığını daha yakından tetkik et- mek imkânı vardı. Benim daha az vahşi olduğumu görünce geldi derhal yanrma otur- du. Mesele daha salim bir şekle gi- riyorduz — İiraf edin ki, dedim, benden ayrıl istiyorsunuz. Derhal itiraz ettiz — Buna imkân yok. Yalnız ben sizi teh'ikelere karşı korumak isti-| yorum, Düşündüm: — Bitmedi — iyorsunuz, VALA. MiLLAa PK. Avusturyanın İstiklâli (Başı 1 inci sahifede) maksatları takip eden herkese açık - | tar. Faşist hükümeti enerjisini siyasa- | sım önkişafına tahsis etmiş ve edecek- tiriy M. Şuşmig, cevabında, gördükleri kabulden ve M. Mussolininin baklakındzla sözlerinden dolayı M. Berger'le Avusturya hükümeti ve mil- leti namına teşekkür ettikten sonra demi; & ra lerek ve gerek maruz kaldığı him ziyam hâtırası için, Avusturya nın dostluk anlaşmalariyle bağlı bu - lunduğu İtalyadan gördüğü tam anla- yış ve müzaheretten dolayı zatı dev » İetlerine yeniden teşekkür etmek be- nim için bir mecburiyet idi. İtalya, Avusturya dahili işlerine herhangi bir tesir icrasına bir kere olsun teşebbüs i İh davasına hizmet ar- i bütün dünyaya nümu ir tazrda vermiştir. Genç Avusturyanm biricik arzusu müstakil mevcudiyeti ile barışın korunmasına çalışmaktır. Yegâne ihtirası, bizzat kendi menfaatlerinin üstünde mede - niyet ve terakkiye hizmet etmektir. Bizi dostumuz Macaristan ile birleşti- palsakla kolaşlaştırılmıştır. Ve ba msü- nasebat, diğer devletlere karşı hiç bir suretle tecerrüt büsüne matuf değildir. Burada noktai nazarımız | - talyanınkinin tamamen aynıdır. Tabi- idir ki, bizimle münasebete girmek ar zusunda olan ve bize hürmet etmeğe karar vermiş bulunan herkesle umumi menfaate hizmet çaresini araştırmağa âmade bulunuyoruz. Bizimle münase- bata girmemek lüzumuna inanana kar şı hiç bir şey yapamayız. Her halde, devletlerimizin dostane münasebatı ve kat'i messlelerdeki telâkkilerimi - zin müşterek. hedefi, münakaşa gö - türmez bir vakıadır. Ve, kaniiz ki, bu kadar sarımtı geçiren memleketimiz- de ahvalin devamlı istikrarma hâdim olmuştur. ROMA, 18 (A-A.) — Avusturya Başvekili M. Şuşniz pazartesi günü a tarafından kabul edilecektir. Büyük bir Kaçakçılık işi (Başı 1 inci sehifede) lüzum görülmüştür. O zaman, a; yapının dört snahtelif anerlmde Ro - manyadan getirilen gaz, benzin ve sa ireye ait beyannamelerin hakikate uy gya olrıracak şekilde tanzim edildi- ği mühim ısmınm da bam pet rolle karıştırılarak memlekete sokuldu ğu meydana . Öğrendiğimize göre, bu dört seferde ödenmiyen güm Yuk resmi kiymet itibarile BI bin lira tutmaktadır. Sekizinci ihtisas mahkemesi istin - tek hâkimi Hakkı Be ys yi rr kö ve har ve şirket erkânmdan Yeşda Be - har Efendileri alâkadar görmüş, hak- Jarımda evvelisi gün tevkif kararı ve- R Bu meseleye ait evrak, 8 inci ihti- uhakemeye ayın Zİ in - de başlanılacaktır. Suç tahakkuk etti- Zi takdirde ödenmesi iktiza eden re- sim miluları cezasile beraber 350 bin liradan fazla tutmaktadır. Memlekette Okur yazarlar (Baş L inci sahifede) edilecektir, Vali ile kaymakamlar da bu talimatname hakkındaki mütalealarını bil dirmektedirler. Numarataj ameliyesine bütün memle- kette başlanmıştır. Şubattan itibaren mu- maratajın teftişine başlanacaktır. Umumi sayımın gelecek sene tey- rinievvelde cumhuriyet bayramından bir hafta veya on gün evvel yapılmasını “düşünmekteyiz. Bu sayımda almacak (neticeler, ve Baba il İnenife tabi tutulacaktır. Gelecek ay içinde Mudanya ve Kırklar. elinde birer tecrübe yapılması mukar- verdir. İli aya kadar bütün tedrisat zümrelerinde çalışmakta olan muallim- ler hakkında umumi bir istatistik neş- redilecektir. Halk okuma odaları ile kütüphane- der istatistiği de ikmal edilmiştir. Neş- redilmektedir. İstatistiğin 1932 senesine ait olan ismi tamamlanmıştır. 1933 senesine nit olan kısmın da ilemalini müten- kip her ikisi bir arada | neşredilecek- tir. l Eski Fransız Tiyatrosunda ŞEHİR TİYATROSU ÖPERET KISMI Bu alışam saat 20 de BU BIR RUYA Operet 3 perde Yazan: Selma Muhtar H, Besteleyen Ferdi, 8924 SÜREYYA OPERETİ | Şehzadebaşı Ferah Tiyatrosunda salı akşamı 20,30 da Kadınlardan Bıktım Operet 3 Perde. Yazan Yusuf Süruri Localar 200 - 150 mevki 30 Balkon 40 Kırk Yılda Bir Cuma matine 15 te Beyoğlu Mulen İ Rujda ve Cuma akşamı 20,30 da Üs- küdar Hale tiyatrosunda Kadınlardan Bıktım 9030 Türk-Een Dostluğu (Başı 1 inci sabifede) ten dolayı zatı devletlerine hararetli teşekkürlerimi arzederim. Sizinle beraber yapmış olduğum hoş seyahat, memlehetinizin sanayiine vermiş olduğunuz şayanı hayret hamle- yi hayranlıkla takdir etmeme müsaa- de hahçolmeş ve büyük Türk milletinin yüksek dohasmı nazarımda bir kere daha isbat etmiştir. Pesmazoğlu ... Mülli iktisat nazırı M. Pesmazoğlu Hazretleri ATINA Zatı devletlerinin göndermiş olduk- ları telgraftan fevkalâde © mütehassis oldum. Zalı devletlerinin şahıslarında feyyaz Yunan - Türk dostluğu zihmiye- #nin bir timealini bulmuş olmaktan mütevellit derin mahzuziyetimi beyan etmeği bir vazife addederim. Zatı dev- letlerinin pek münevver anlayışları sa- yesinde elde edilmiş olan ve Anka- rada Balkan itilifi konseyinde ileriye sürülmüş iktisadi meselenin halinin ilk merhalesini teşkil eden sıkı teşriki mesainin süratle ve muhakkak swret- te tahakkuk O edeceğine olan tam ve sarsılmaz itimadımı beyan ederim, Za- tı devletlerinden Türkiyenin kendileri» ni dalma coşkum bir surette karşılaya emin olmalarını rica ederim. Dostluk islerime itimat buyurunuz, aziz meslektaşım. Celal BAYAR | Bu çocuğun Ünsknde 25 bin lirası vardır. Ve bu parayı babasının ket disine hediye ettiği mağ biletleri #nresinde kızanmıstır. Siz Çocuğunuza her ay bir Piyango bi- İeti almayı unutmayınız. 8526 Çölde kaybolanlar Çoban Yıldızı ile yollarını bulurlar ve hedeflerine vasıl olurlar IŞ BANKASI Kumbarası da işlerini bilenlerin Çoban Yıldızı dır. Sıkıntılı gönler- de imdadına koşin yol gösteren odur.

Bu sayıdan diğer sayfalar: