20 Kasım 1934 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

20 Kasım 1934 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

MİLLİYET SAL İ Londra mektup'arı | Ta.ebe şehri Kembriç KEMBRIÇ:2. 11.934 Londra'nın “Yeşil -hat,, adını ta- şıyan yeşil ve hızlı otobüslerinden biri, beni nihayetsiz yeşillikler ara- sından ve asfalt yollar üstünden ge çirerek birkaç saat içinde Kembri- çe getirdi... Küçüklüğümden beri, aklıma, her Kembriç adı — geçişte “Darü!fünun,, gelir... Otobüsten iner inmez, kafamda (biraz daha şuurlaşmış bu düşüncenin sevkile olacak, daha sokak ortasında iken Üniversiteye girmiş gibi önümü i liklemek ve başımı açmak ihti; Bı duydum... Dar yolların iki tarafındaki dar kaldırımlardan, Kudüste küçükken gördüğüm, genç Yahudi papazları- nı andıran, başı kokoletalı, sırtı cübbeli talebeler geçiyor ve yolun iki kenarını da sıra sıra önü sepet- li talebe bisikletleri dolduruyordu. Bu sepetler, taze yemişlerle değil eski kitaplarla tıka basa dolu duru- yordu... Kâh bir mektebin tenef - Füshanesinde, kâh bir kütüphane- nin sıraları arasında dolaşıyorum zannma kapılarak hep ayni intiba: vermekte devam eden (sokakları geçtim, geçtim. ... İlk defa Londradan beri İngilte- Te'nin birçok yerinde gördüğüm sis ve dumandan islenmiş duvarlar, gö zümde çirkinliğini ve mânasızlığı- nı kaybettiler; onların hepsini, u- zun kimya ve cebir düsturları için hazırlanmış karatahtalar sanıyo - rum ve bir gün — diyorum — fev- kalbeşer allâmeler, bacaların te - beş'rile bu taş tahtalara muhteşem ve yarı munkariz bir medeniyetin hayat düsturlarını, muvaffakiyet rumuzlarını yazacak... Üniversitedeyim; gelip geçenle- rin yüzlerindeki çizgileri, sanki za-| mandan ve meşakkatten başka bir şeyin eli çizmiş, sanki anadan ve yârdan başka bir şeyin eli okşa - mış... Bir tekkede veya bir kilisede de- gil; fakat asırlardır mektepliğini muhafaza etmiş bir binada, duvar- larının dile gelebileceğine; eşya - nın görünmiyen büyük gözlerle ba- kındığma, farkedilmeyen yavaş ve sinsi kımıldanışlar ve işaretlerle bir şeyler söylemek istediğine ina- nacağım tutuyor... Şimdi; on beş yasın ilk hayat bilgisi olan mütea- rife'eri bir zamanlar yeni ve hari ren öğreticileri düşünerek hürmet ve merhameti bir arada duyuyor - rum. Üniversite'den adreslerini aldı - ğım Türk arkadaşlar, beni gezdiri- yorlar; “biraz da şehri | görsek, şöyle bir mekteplerden ayrılsak, diyeceğim tutuyor fakat artık Üni- versitede değiliz; ne yapalım ki: şehir Üniversite gibi. .. Möktepler mekik gibi şehri dokumuş; mektep liler mekik gibi sokaklarda hayatı dokuyorlar... Burada bildiğimiz hayattan ve içinde ( yaşadığımız halden eser yok... Burada mazi ve istikbal, yan yana, girift ve ses- siz, yaşıyor, kaynaşıyor. .. Hâl, bu mütemadi akışı kâh bir bent gibi kesiyor, kâh bir köprü gibi üstüne kemerini atıp geçiyor... | Hintlinin içinde İngilizi, Fransızı Öz dilimizle Altın külçesi Uzun yıllar toprak altında kalan bir takım ergene (I)ler vardır ki, ilk kazılıp çıkarıldığında onların değerini anlayamayız. Gösterişsiz, kaba saba durarlar. Ancak, biraz kazıyacak olsanız, özü çabucak kendini gösterir. Bü- tün canlılığı, kabuğunda değil, i- gindedir. Bunca yılların küf kokulu uyku: suna varan dilimiz de işte ba erge- nelerden biri idi. Büyük Başkan (2)ın gösterdiği yeri kazdık, Elimize işlenmemiş, Bir külçe geçti. Yoktan — varedici Mustafa Kemal: — Bu külçeyi siz işliyeceksiniz! dedi. Onan buyruğunu ulusça (3) canla başla karşıladık. Külçeyi, en derin yerinden çıkardıktan sonra, işle- mesi sanki güç bir iş mi? Onu olduğu gibi | bıraksaydık, gene paslanıp eski kdığını alacaktı, Yazık olmaz mı idi bunca emekle- re?.. Üzerinde, bir kayamcu gibi ça: | lışmakla, öz dili öyle güzelleştire- ceğiz ki beğenmedik kimse kalma- yacak!, Dilimizi yeryüzünün en tatlı, en çok sevilen ve en çok konuşulan dillerinden biri yapmak için ilk a- dım atı'dı. Şimdi, bütün iş, bu haz - ma görmemis külçeyi işlemektedir. Dil değişiminin o büyük Önder (4) i hepinizi iş başına çağırıyor. Önümüzde yontulmak için yaz- geç (S)ların yardımını bekliyen büyük bir altın parçası var! M. Salâhaddin GÜNGÖR | (1) Ergene — Maden, (2) Başkan — Reis. (3) Ulusça — Milletçe, (4) Ön- der — Rehber, (5) Yazgaç — Kalem. Öğleden sonra mecburi spor var... “Kem,, ırmağı üstünde, alışkın ol- mayan insanım paltosunun altından iliklerine kadar işleyen rüzgârlı bir havada, onlar, kisa pantalonlarını giyerek kürek çekmeğe, futbol oy- namağa, güreş yapmağa gidiyor - lar.. Nasıl olmuşsa, bu hususta, di- ğerlerinden evvel usta olmuş bir ve Türkü bulunan, on on iki kişiye birden kumanda verişi zevkli bir manzara teşkil ediyor: Bir günün beyliği beylik; zavallı, ömründe böyle yalandan olsun hâki nır , âmir olmanın zev' ri diye mırıldanıyoru: İkindi çayından sonra tekrar ser | best çalışmaya zaman kalıyor; ak- | şam; her talebe, siyah resmi elbi- | sesini giyerek kolejinde arkadaşla- rile bir arada yemeğe gitmeğe mec bur; onda muhakkak evinde olma» sı şart; biraz geç kaldı mı kapı bir çok nazdan sonra açılabiliyor ve sabahleyin, son derse kadar (oher profesörün suratında onun yüzüne çevrilirken bir asıklık peyda olaca- ğı muhakkaktır... 30090 nüfuslu Kembriç, altı bin talebenin yüzü suyu hürmetine ku- rulmuş; onlardan geçiniyor. Kem- briç, asırdide talebe şehri; modern Ders senesi, 23 hafta ve ancak öğleden evvelki saatlara mahsus. . Milli tefrika: 20 erkek arayarak bakkallara gittik- leri veya delikleri açılıp kapanan burunlarla etrafta erkek koklaya- rak fırmlardan döndükleri zaman- larda, bu dar, çapraşık, inişli ve yokuşlu sokaklarda her şeye imkân veren hiç, ama hiç bir o macerası olmamıştı. O halde? Birden kendini toparladı. Amma da kafa yormuştu haa? Zihnine do- ladığı bu Fatih, kızın & ağzndan mutlaka gelişigüzel çıkrvermiş ola- caktı! Onun tecrübesi bol bir dip- lomat gibi ayarlı bir ağızla, her ke- limeyi tartarak konuştuğunu kim temin edebilirdi? Evet evet... Her halde böyle olacaktı. Bu neticeye ulaşınca içinde bir rahatlık duydu; ve o anda koltuk- ları ölçüsüz bir gururla o kabardı. Bir erkeğin maceraları (üzerinde bir kızı bu derece uğraştıran his ilim tekkesi, ... Behçet KEMAL Müssifi: Nazmi Şebap ne olabilirdi? Yüzünde bir çapkın gülümseme dolaştı. Sağ şakağmı © muştalaya- rak — Nah sana ayı kafası! — diye mırıldandı — Kız sana bu kadar vurgun olsun da sen bunu anlaya- E eşşeek! Bu işi neden bu kadar geciktirdin? Hele neydi o deminki tereddüdün? he!... mız- mız, korkak, çekingen herif! Derin bir nefes aldı. Bu havaya- da karanfil mi katıştırmışlardı ne? burnu, hoşluk veren bir koku alır gibi oldu. Ağır ve bunaltıcı uyku- dan uyanıvermiş gibiydi; gözleri- ni kırpıştırarak etrafa (Obakındı. Hayret! Sokakta kendilerinden baş ka kimse yokmuş gibi yürüyen şu Pomeranyalı, kaba, Alman küçük zabitlerine kızmadan bakabiliyor- ie Müthiş bir neşe belirmişti için- le. Öz Türkçe ile Bilmecemiz Geçen defaki bilmecemizi doğru hal- ledenler arasında çekilen kur'ada birin- ciliği y Lisesi sınıf 9. A,, 242 numaralı Yavuz Bey; ikinciliği Bekarköy Hür sokak Numara 90 Leonida Efendi ka zanmışlardır. İdarehanemizden hediyele- rini aldırmaları kendilerinden rica olu - Di haftaki bilmecemi- zin halledilmiş şekli 2345678 91011 Yeni Bilmecamiz Osmanlıca karşılıklarmı yazdığımız kelimelerin öz türkçe mukabillerimi şek- Himizin boş hanelerine yerleştirerek şekli kesip “Milliyet Bilmece Memurluğuna, göndermiz. Doğru balledenler arasmda İur'a çekiyoruz ve kazananlara hediye- ler takdim ediyoruz. Müddet: Perşem- be günü akşama kadardır. 123456 7891011 Soldan sağa 1 — Muhabbet (5). Şart edatı (3). 2 — Tir (2). Kasap (4). 3 — Bahadır, kahraman (5). 4 — Hedef (4), Cevval (4). 5 — Latife. kalbur (4). 6 — Musiki (2). Emaaisiz (5). 7 — Düt, duman (2). Asude, müf - ret (3). 8 — Efe, Aydınlı (6). 9 — Tahta (4). Rabıt edatı (2). Ha- ne, talef (3). 10 — Mayi (4). 11 — istifham (2). Düzgün yol, şo - | se (6). Yukardan aşağı 1 — Aile ismi (6), Şöhret, lâkap"(3). 2 — Zirant (4). Karadeniz sahilinde bir vilâyetimiz (4). 3 — Herhalde, petrol (3). Katı (4). 4 — Dahil (2). Yemekten emir (2). 5 — Nota (2). 6 — Arzu (5). 7 — Kanun (4). Rabıt edatı (2). 8 — Çabuk (3). Şart odatı (2). 9 — Şüphe (5). Seyyibe (3). 10 — Nota (2). Kilim (4). Ust de - dil (3). 11 — Ahali, cümle (4). İstanbul ikinci iflis memurluğundan: Müfis İsmail Hasan efendiye ait Fin- cancılar yokuşunda sokak içinde 2628 numaralı mahalde mevcut Oo makine ile Çenberlitaşta Vezir hanında mevcut ma- kinalar açık arttırma suretile satılacak» tır. İsteyenlerin 25-11.934 pazar günü saat 10 da Fincancılardaki mahalde ve yevmi mezkürda saat 11 de Vezirha nında hazır bulunmaları ilân olunur, (4933) Yirmi otuz ei ötede, bir ban- ka şubesinin önünde, sekiz on genç toplanmıştı; ve Hilmi bunlara ha- raretli hararetli bir şeyler anlatı yordu. Onu geniş omuzlarından seç ti. Hepsi katılasıya gülüşüyorlardı. | Acaba Hilmi dar (o sokakta geçen sahneyi mi anlatıyordu da kendi- sini alaya mı alıyorlardı? Yoo... Hayır! Buna hakları ola- mazdı, Birden adaleleri | gerildi. ileri atıldı. “Aşil,i canlandırırken topukları» nm üstüne birer kanat O konduran sanatkârm gözlerine ( inanalım... Bir bahar günü, burnu çayır koku- su aldığı zaman, dizleri içten gelen bir neşe ile yaylânan hangi gencin aşık kemiklerinde böyle kanatlar belirmez? Nazmi, iste böyle bir efsane kah- ramanı hızile onlara doğru atıldı. Uçar gibi bir süratle ( yürümeğe başları. Oraya gidecek, burnuna gülen varsa burnunu kıracak, yook eğer çocuklar kendisile uğraşmıyor larsa Hilmiyi bir kenara çekecek ve zaferini ona söyleyecekti. Fa- ği çok devam etmedi. mağazaların birinden çıkan eli pa- ketlerle dolu bir adam. kendisini göğüsleyiverdi; ve çarpışma öyle İ diye kadar ancak iki defa toplanti yap 20 Güver irisi ikinci konseri Ali Sezayi - İzzet Nezi - Orhan Mesut Cemil « Cemal Reşit ODA MUSIKISI 22 ikinci teşrin perşembe 17.30 , FRANSZ TİYATROSUNDA Biletler; 100, 75, 50, 30 kuruştur İki temsil Pazartesi günü saat 20.30 da Halkevi nin Alayköşkündeki temsil © şubesinde “Sakaryanın tayyarecileri,, ve «Eski â detler» piyesleri temsil edilecektir. Bedava musiki dersleri Cumhuriyet Gençler Mahfili | Musiki Şubesinden: Mahfilde parasız (yaylı saz lar) dersleri açılmıştır. Dersler her hafta salı günleri saat 17 den 20 ye kadar mah filin Beyoğlu Tokatlıyan o arkasındaki Cumhüriyet Halk Fırkası Beyoğlu kaza merkezi binasındaki dairelerinde verile- cektir. Kayıt her gün saat ldten2le | kadar Mahfil Idare Müdürlüğünde yapıl maktadır. Kaydolmak isteyenlerin üç a- det vesika fotoğrafı ve hüviyet varaka - larile Mahfile müracaatları, Jinekoloji cemiyeti, do- ğum ve kadın hastalıkları hekimleri Türk jinekoloji cemiyetinden bir mektup aldık. Bu mektupta, kadın hekimlerinin toplantısı hakkında dört gün evvel gazetemizde çıkan bir ya- zıdan bahsedilmekte ve Türk jineko « loji cemiyeti hakkında şu malümat ve | rilmektedi “Cemiyetimiz sekiz sene evvel ku- rulan ve memleketin bütün kadın he- kimlerini birleştiren (Türk jinekoloji olup, içtima mahalli Etibba jinekoloji arşivi immile bir gazetesi mevcut olup gerek mesaisi ve gerek Beşriyatile beynelmilel | tanınmıştır. Cemiyet temamile fernidir ve her ay munlazaman içtima etmektedir. (Doğ adın hastalıkları he- kimleri birliği) isminde teşekkülünü gazetelerde okuduğumuz yeni teşek - kül, geçen sene teessü3 etmiş ve şim- imuşlur. Binaenaleyh sekiz senedenberi mü esscs ve fenni bir çemiyet olan (Türk jinekoloji cemiyeti) ile geçen senc ku rulan diğer cemiyetin biribirine karış tırılmaması lâzımgelir.,, | İş ve İşçi “ Milliyet bu sütünd iş ve işçi isti yenlere tavassut ediyor. İş ve işçi istiyenler bir mektupla Iş büro - muza müracaat etmelidirler. ş arayanlar Ev işlerini baldeile bilir, ütü, çamaşır, yemek yapabilecek genç bir sile kadı ciddi bir evde iş arıyor. Milliyet İş Bü- posu (Heybeliada) rumuzuna müracaat. ei m İşci arayanlar Dört hanım işçiye ihtiyaç vardır. Is- teyenlerin Tarakçılarda Biraderler Han 8-9-10 numaraya müracaat etmeleri. İstanbul birinci hukuk mahkem: den: Müddei Hüseyin ağa tarafından M. aleyh Pendikte Rafet paşa caddesinde 86 No. da mukim Vedia Hanım aleyhi- ne İkame edilen ipoteğin fekki davasm- dan dolayı tebliği muktezi dava arzuha- li suretinin ikametgâhı hazırı meçhul bu lunan mumeileyha Vedin Hanrma H. U. M. K. mun 141 inci maddesi muci- bince 15 gün müddetle ilânen tebliğine karar verilmiş olduğundan mümaileyha mezkür müddet zarfında dava arzuha- ine karşı bir cevap vermediği takdirde hakkında muamelei müteakibci kanuni- yenin ifa edileceği ve dava arzuhal su retinin tebliği makamına kaim olmak ü- zere ilân olunur. (4940) şiddetli oldu ki paketlerin birkaçı yaya kaldırımının üstüne dü — Dikkat et önne ulan!.. Vay! siz misiniz Tahsin Bey? — Evet Nazmi bey kardeşimiz... Bizzat bendeniz... İdare memuru bir elile koluna asılmış, öbür elile yere düşen pa- ketleri toplamağa çalışıyordu. Genç burnundan soluyarak ona yar dım etti, Eğildi, bir kızın yüksek topuklu iskarpinlerile (o üzerinden bir serçe gibi sekip geçtiği bir ku- tuyu ve ihtiyar bir efendinin, san- ki kendisi görmüyormuş ta göste- riyormuş gibi, bastonile işaret etti- ği bir paketi aldı. Ve bunu uzanır- ken disleri arasindan; - Canmız kavga etmek istiyor — diye o homurdandı — smenize bakılırsa... Büyük bir kolonya şişesi kırıl- mıştı, İdare memuru ona bakıp ey- vahlanırken bu sözleri işitince hay- retle irkildi: — Ne münasebet a beyim?.. — Pek tesadüfe hamledemedim bu çarpışmamızı da... Tahsin bey yüzünü tatlılaştırma- ğa çalıştı: — Hep fena şeyler mi di i kuzum siz? o Aramızda bir Bugünkü program ISTANBUL : 18 Almanca ders. 18,30 Dans musikisi plâk ile, 19,30 Dünya haberleri. 19,40 Mösyö Galdenberg idaresinde Koro he- yeti. 20,10 Kadın saatı: Azade o hanım tarafından müsahabe, 20,40 Mehmet Mü nir bey tarafımdan taganni Laşinski Bey refakatile, 21 Şiir. 21,15 Anadolu ajansı, Borsa haberleri, 21,30 Radyo orkestri- sı tarafından hafif musiki, (Hava müsait oldukça garp memle- ketleri neşriyatı programımıza ilâve edi- lecektir.) 645 Khz. BUDAPEŞTE, 550 Om. 18,35; Bachın eserlerinden piyano konseri. 18,18: Ders. 445: Hafifi sarkılar. 2025: Se- set, 3iı Sendesik konser. 22: Ecnebi dilleris neşriyat 832 Khz, MOSKOV, Program gönderilmemiştir. 3 Kin. VARŞOVA, 1348 16,465 —M akabe, 181 2045: Muhtelif. 21: hayatı, İsminde ki Offenbuchn opera temsili, 21,30: Reklâm- lar. “Kkonserli,. 23,46: Spor, 24/05: Kuartek opera konseri, Kha. LEİPZİG, 382 m. 7 Radye erkestrmm — Musa iv 2 2420: Gece 950 Kiz. BRESLAU, 316 m. fif musiki, — Muhtelif, 19/15; Kunr- usahabe, Günün kısa bahis amatör neşriyat. “Ham - buratan nakil. 26 1Gece konari, Khz, LÜKSEMBURG, 1304 m Belçika alışa 400: A Bal Ks, BERLİN, 357 17: Neşeli muciki. 18,4 Os: Gençlere , 19,30: Nes Akşamı babet R 72: Masahabeli keman m ev musikisi, 23: Haberler. 1031 Kr. KONİGBER! 174 Hafif musiki. 18,153 19,30, Kanarya konesri. — Mi; 15: Berlinden maki, aHiberler. 2125: 3,40: Plâk, 2 592 Khz. VİYANA 507 m. 17,95 Amatör saati, 18,25 Faust'un sonatlarından, 18,50 Müsahabe, (19,15 Ders, 19,40 Modaya dair, 19,50 Haber- ler, 20 Müsahabe, 20,15 Sonra bildiri- ler. 21, TEPEBAŞINDA ŞEHİR | TİYATROSU DRAM w PİYES KISMI Tanbur Bedi olsam sam 208 Şehir Tiyatrosu 'ADAM SA a LI Tl Şehir Tiyatrosu Müdürlüğünden: Tiyatromuzun yeni balet kursu mak üzeredir, yetişmek ve girmek ist yen hanımların her gün saat on üçü onbeşe kadar Topebaşında Şehir tiyat sunun dans muallimine müracaatları zumdır. RE 3 Perde gıç tablo. Yı a egim 5 Emil Moro. Te < eden Seniha Beif i Haram, 8263 SÜREYYA OPERETİ Şehzadebaşı Ferah tiyatrosunda Bu akşa 20,30 da KADINLARDAN BIKTIN Operet 3 perde, yazan Yusuf Suru Localar 200-150, mevki 30, balkon Yarm akşam saat 20,30 da Kadıköy Süreyya Tiyatrosunda KIRK YILDA BİR Cuma matine 15 de Beyoğlu Muk Cuma akşam 20,30 da Usküdar Hale Tiyatrosunda KADINLARDAN BIKTIM İstanbul asliye mahkemeleri Biri Yenileme Bürosundan : 4-12-933 tarihinden evvel ikame oli nup Asliye 2 inci Ticaret mahkemetif den derdesti ruyet ve Üsküdar Banki ile Mehmet Şevket Bey arasında m kevvin dava dosyasının yenilenmesi İŞİ mummileyh Mehmet Şevket Beye derilen beyanname ve davetiyenin tebliğ iade edildiği ve ikametgâ meçhul olduğu görülmekle Mehmet $* ket Bey hakkında yirmi gün müddetle | İânen tebliğat ifasına ve 7-1.935 ne müsadif günü saat İde ye muamelesine başlarılmasına karar v: | miş olduğundan mezkür günde yeni tahanede kâin Birinci yenileme Büref| na gelmediği taktirde 2367 No. lu ahkimma tevfikan yenilemenin gr da yapılacağı ilân olunur. (4939) Dr. A. KUTELİ lecek 22 Şarap ve lezzeti isimli neşriyat, 23 Org konseri, 23,30 Haberler, 23,50 Dans musikisi, | Plâk il Karaköy Topçular caddesi No.3 902 902) Bütün kadınlar, Bütün aşıklar, Bütün Don Juanlar iki şayamı perestiş yıldız ELİZA LANDİ NİLS AÂSTER'in cemsili muhteşemleri olan IŞIKLAR SÖNÜNCE Komedi müzikalini görmeğe koşacaktır. Bu perşembe akşamı SARAY Sinemasınd İttihadı Milli Türk Sigorta Şirketi Herik ve hayat üzerine sigorta muameleleri icra eyleriz. Sigortaları halk için müsait şeraiti havidir Merkezi idaresi : Galatada Unyon Hanında Acentası bulunmayan şehirlerde acenta aranmaktadır. denen Telefon : y kva olaşor? selenyez na. hani... Mecelle m O halde ne istiyorsunuz? — Zonlik şöyle beş on dakika konuşmak. — On dakika çok. z — Mühim bir işin varsa, seni yo- lundan alıkoymayayım. — Çabuk söylersen dinleyebili- rim, Şimdi iğare memuru teklifsiz ve ydışkan bir tavırla koluna geçmiş onu bir pastacı dükkânına sokmak istiyordu; — Bir çıkarı'var galiba... — di- ye düşündü genç — Sonra yüksek sesle; — Yoo...—dedi — O kadar uzun boylu vaktim yok... Bak arkadaş- lar karşıda beni bekliyorlar. — Peki pel yalnız bana şunu söyle... Bu ay üzüm para edecek mi? — Ne bileyim ben? — Etme Nazmi! Elini ayağını «öpeyim, bana biraz fikir ver. Ben sorup soruşturdum; senin kimlerle üşüp kalktığını öğrendim. Affet beni... Sana karşı bir (o edebsizlik ettim ama... Şimdiden o sonra her 4.4887 emrin başım üstüne, Tut ki r sensin! Ne söylersen pacağım... Piyasa nasıl? Üzüm z muru süzdü. Sonra, dirhemle satar gibi, kelimeleri ağzından — Her halde... — dedi — He? burg alıcı... Bütün firmalar bir yeli yağdırıyorlar. Danimarka için yük bir parti hazırlanıyormu- ni icap eltirir. Gene kulağıma “ lındığına bakarsan İsveç fi gi ku çekeceklermiş. Malüm 2 larının da bu yüzden yüksel, leri tahmin edilebilir. dını yeni tatmış hasis bir adas” iz yecanile garladı: sin? — Eh... ü üzüm bugükünün üç olacağı için incir de bu fiati b sanırım, iğ la gel!,, gibilerden bir bakışla #* ta tarta çıkararak; tadanberi toptancılara tel i üzüm vesikalarının kıymetli: bu ay sonunda büyük bir incir veç limanları Amerikanın 3 depoları haline girdi. İncir Tahsin beyin gözleri ticareti”, — Kaça kadar yükselirler ne çıkar. Daha başka inan —Bitmedi “

Bu sayıdan diğer sayfalar: