25 Ocak 1935 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5

25 Ocak 1935 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

, bh. fırka e Yazumla bildirmiştim. Fuat Şahinle, daire müdürleri, ka- Aydının dilekleri . ilâyet fırka kongresinde her şey konu şuldu, raporlar, hesaplar gözden geçti AYDIN, (Milliyet) — Vilâyet ika kongresinin açıldığını ve ça işmasını bitirerek kapandığını tel a ngra Valimiz Bay fevzi To- 1, saylavımız Bay Adnan, Bay dın, erkek, köylü şehirli bir çok fukahılar le Çoğu köylü € üçü kadın olan 49 mümessili psi de bulunuyorlardı. Konğrayı fırka başkanı Bay E- Kadri açtı. ke prğra başkanlığına Aydın mer Adi kaza mümessili saylavımız Bay inan ittifakla seçildi. Bay Ad- van, konğra başkanlığına seçilme- teşekkür etti. Konğraların ri) hayatında tuttuğu mühim ye- di b arüz ettirerek bu çok mühim itarafıkla yapacağını söyledi. a başkanlığa Bay Etem sdri teklif edildi. Bay Etem senelik hesapları daha serbes Verebilmek için kendisinin affını edi, Mümessillerden Bay Raif SYzi, bunun bir mahzur olamaya- teklifin reye konulmasını i. Bay Etem Kadri ikinci başkanlığa, avukat Bay Sami (Na- Xilli) ile Bay Hulusi (Söke) de »ğra yazganlıklarına ittifakla *eçildiler, Zabıtların iyi tutulması çin konğra başkanın teklifi üze- iki de zabıt kâtibi ayrıldı. heyetinin verdiği ruzna- taslağında nizamnameye göre menin konğraca (yapılması Vardı. Bu taslakta idare heyeti se &n sona bırakılmıştı. Rapo- Yun okunmasından sonra idare he Yeti seçimi yapılması hakkındaki eklif abamlanarak idare heyeti- Bin taslağı onaylandı. Fırka büyük- ne konğrenin tapik tel yazıları Sunulması için Bay Etem Kadri- hin teklifi de alkışlarla onaylan- an sonra idare heyetinin rapo- Yünu Bay Etem Kadri okudu. Ra gok can'ı ve mütevazi idi. Ra- porun başlarında iki yıl önceki vi- âyet konğrasında okunan rapor €- Slinarak fırka birliği moktasın- an yapılar çalışmalr ve elde €- dilen iyi verimler bildiriliyordu. izmname noktasından fırka çar lışmaları, büro işleri, hesap işle Tinden sonra valimiz Bay Fevzi Tokerin fırkamıza olan bağlılık Ve sevğisi eseri olarak hükümetle ta mbir ahenk ve birlikle çalışıl- dığı bildiriliyor ve edinilen fırka €mlâki sayılıyordu. İdare heyeti Faporundan sonra Aydın Halkevi kanı Avukat Bay Neşet halke- vinin iki yıllık çalışma raporunu okudu. Ardından Nazilli Halkevi başkanı avukat Bay Sami, Nazilli Halkevinin iki yıllık çalışmalarını sözle anlattı. Raporlar alkışlarla karşılandı. Ve ittifakla onaylandı. Avukat Bay Sami, fırka çalışmala» rında gösterdiği yrdım ve fırkaya bağlılığından ötürü valimiz Bay Fevzi Tokere konğrenin teşekkür- lerinin yazılmasını diledi. Bu dilek ittifakla onaylandı. Konğre hesap ve dilek encümenlerini de seçerek birinci toplantısını bitirdi. Cuma Sünü saat 15 de ikinci toplantısı- nı başkan saylavımız Bay Adna hin başlığında yapan kongrede ö: <e hesap encümeninin raporu okun | du. Raporda hesapların bir bir a- Taştırıldığı çok düzgün ve talima- ta temamen uyğun olduğunu yal- nız yardım ve harcerah maddele- â n münakale yapılarak bu ter- tiplerden fazla harcanıldığını yeni idare heyetinin bu tertiplerde de laha ökonomik yörümelerini en- | Sümenin dilediğini ve çok düz- | ün hesaplarında: ve takdir ettiklerini ve ibra ilmesini teklif ediyordu. bor? Etem Kadri encümenin ra- men b açmalarını istedi. Encü- ci başkanı avukat Bay Ulvi en- | hı ve ji hesaplara bir bir baktığı: Yalnız. laz araştırmalar yaptığını dım şübesile hayır cemiyetlerini alâkadar edeceğini fırka bütçesin- den yardımın kısılmasını diledikle rini söyledi. Bay Etem Kadri bu yardımla. rn evvelce başlanılan ve mecbu- ren yörütülen bir iş olduğunu he- yetin yeniden talebe yollamağı kal- dırdığını söyledi. Müzakere yeter görülerek encümen raporu ittifak- la onaylandı. Ve idare heyeti ib- ra olundu. Dilek encümeni idare heyetinin büyük konğraya gideceklerle umu- mi meclisi mahalli hükümet ve be- lediyeyi alâkalandıran ve encüme- ne verilen dileklerin bir bir araş- tırıldığını hepsinin uyğun görüldü ğünü bir raporla bildirmişti. Bu rapor da onaylandı. Bundan sonra ütçe encümeninin; vilâyet bütçe- sile iki kaza ve yedi nahiye bütçe- lerinin aynen, üç kaza bütçesinin bazı ekler yapılarak onaylanması hakındaki raporu okundu. Tek- lif uyğun görüldü. Bütçeler encü- menin dediği gibi kestirildi. Daha sonra idare heyeti ve yedeklerinin seçimine geçilerek aslâ azalıklara Bayan Ruhiye Şimşek Telli Bay Etem Kadri, Bay Dr. Nafiz, Bay Nafiz Karabudak, Bay avukat Neş'et, Bay Sırrı Hun, Bay Halim, Bay Raif Muhittin, ve Bay Raif Feyzi ve yedek azalıklara da Ba- yan Fahriye, Bay Ekrem Cemal, Bayan Merzuke Necip, Bay ecza- cı Şevket, Bay Dr. Mitat, Bay Ha- mit, Bay Çiftçi Nail, Bay - Muhte- ve mKaya, Bay Reşat ve Büyük Konğra mümessilliklerine Bay E- tem Kadri, Bay Avukat Sami Na- Bay avukat Neş'et seçildiler. Saat 17,30 da konğra çalışmala” zilli, Bay Nuri Kâzım Söke ve rmı bitirerek başkan saylav Bay Adnanın yeni idare heyetini kut- lulayan ve iyi başarmalar dileyen sözlerile kapandı. Konğradan son- ra idare heyeti toplandı. İttifakla Bay Etem Kadriyi başkanlığa seç- &. Bu konğra bundan önceki konğ- ralardan daha heyecanlı ve alâka- İı ve temiz bir hava içinde geçti. İdare heyeti raporunun sonu ken dilerinin yerlerine yeni arkadaşla- rın seçilmelerini dileyordu. İdare heyetine yeniden dört arkadaş gir- miştir. Bunlar Bayan Ruhiye Şim- şek Telli ile Bay Halim, Bay Raif Muhittin ve Bay aif Feyzif'dir. Gerek yeniden seçilen ve gerek- se tekrar seçilen arkadaşları hepsi de memleketin sevdiği ve fırk: lerinde dürüstlükle ve ferağatle ça- lışan ve vilâyetin her bucağında böyle tanılan kimselerdir. Kendi- lerini kutlular, ulus ve yurd için hayırlı çalışmalarını dilerim. O. H. BECERİK Çorumda sürek ayı ÇORUM, (Milliyet) — Çorumda bir avcılar klübü kurulacağını yazmış - tım. Halkevi spor kolunun bir şubesi 0- lan kurum şehtin av isteklileri tarafın. dan teşkil edilmiş ve ilk olarak bir ka- file halinde avlanmağa çıkılmıştır. Bu ilk avın verimi bir hayli çokça olmuş, bilhassa keklik, tavşan alan - mıştır. Çok güzel ve eğlenceli bir gün ge- çirer, şehrimiz avcıları önümüzdeki haf- talar içinde daha geniş bir program i- çinde hareket ederek büyük bir sürek avı yapacaklardır. Çorum gençi na rağbet etmek çe artmaktadır. TAN MİLLİYET'in yeni dı olacaktır avcılık kurumu - , üyeleri gün geçtik Çorumda Doğumevi Bir çok köylerden kağnılarla gelen bir e rl Çorum doğum ÇORUM, (Milliyet) — Doğum evine ayağımın uğuru ile girmiş ol malıyım ki, genç hemşireler, genç doktora müjde verdiler: — Doğum var, efendim.. Bir lâhza düşünür gibi oldum; her yönü, pırıl pırıl, arlık, arlık i- çind yanan bir yapının ılık, tatlr havasında, böyle bilgiç insanlar elinde acuna göz açmanın bahti- yarlığını hatırladım. Ve ne, yalan söyliyeyim, Atatürk Türkiyesinde doğmuş küçükleri kıskanır gibi ol. dum? Nasıl kıskanmıyayım ki, ben, doğarken, ne zahmetlere, ne acı - lara, ne bilgisizliklere katlanmı « 4ım?. Yedi mahallenin hatunları toplanmışlar, hepsi birer ebe kesil miş, kimi kolumdan, kimi bacağım dan, kimi başımdan tuta tuta, çe - — “Tü tü, birer tokat aşk etmişler. maşallah,, diye de Evin, hekim başkanı, bana, Ço- rumun bu, değeri, verimi çok ku - rumunu gezdiriyor.. Çeşit çesit, o- dalara girip, çıkıyoruz. Bu, önünde durakladığımız yer, çocuk bekleme, muayene odası İ- miş.. Çocukların dosyaları, resim- leri, muayene raporları, duvazlar- da öğütler... Karşısında kadın bek leme ve muayene odası,. Yanında ültra, sun'i güneş şuar. Hastalara güneş babnyosu yapılıyormuş. Suni güneş banyosunun çok faydası var- mış, Su banyo dairesini, hemşire, ebe, doktor odalarını birer birer görüp çıkarken, kar gibi aklaşmış bir odaya giriyoruz. Ortada uzun bir masa. Yönlerine bakıyorum. Dolaplar, kristal taslar, soğuk, sr- cak su dolapları.. Makaslar, bıçak lar, nişterelr, türlü türlü âletler.. Meğerse ameliyat odasmda dura- lamışız. Ben hayatta gazeteci ol - masaydım, belki her şey olurdum, fakat ne yalan söyliyeyim doktor olamazdım? Biliyorm ki, bu masaya yatırı « lanlar üzgüsüz onarılıp, diriltili - çok gebe kadının hayatı kurtuluyor yorlar... İnanıyorum ki, hastalanıp ta buraya yatmıyanlar, başka bir acunu boylayacaktır. Bütün bun - ları bile bile ameliyat odası ve bil- hassa masanın yanında sıra sıra saflaşmış bıçaklar, makaslar ba * na korku verdi... Buradan lâboratuvara giriyo - ruz. Tübler, cam fanoslar, tecrübe âletleri, kimyevi maddeler. Bu, bi» ribirlerile çarliston oynıyan hamız- karbonlu mayileri ken- di hallerile başbaşa bırakarak ç0- İ cukalrın koğuşuna giriyoruz. Bir çok mini miniler, halsiz halsiz ba- kınıyorlar. Hasta bakıcılar, hemşi- reler, bunlara, süt, yiyecek, ilâç ve riyor. o Bir yanda gözlerime ufak bir beşik ilişiverdi.'Bu, beşik va - kitsiz, çelimsiz doğanların beişiği imiş. Buraya yatan çocuklar fen « beslenir, bi ü itülür, evinin ameliyathanesi Ale; taların fersiz gözlerine bakıyorum. Hepsinde derin ve içli bir sevgi ve sevincin ateşi yanıyor gibi... Bes - belli, bu, genç hemşirelere, bu, genç doktorlara ve genç Türk cumhur - luğunun Atasına bitimlenmez bir saygile titreşiyorlardı. Doğüm evine önceleri rağbet &- denler, bugünkü gibi değildi. Evin şifa saçan havası, kokusu etrafa yayıldıkça, halk anladı ki, fenni ve bilgili eller elinde doğurmanın bü- yük kazancı vardır. Çorumda san- mam ki hiç bir kadın, mahalle ebe- sine gitmiş olsun. Bize yalnız Ço- rumdan değil, kazalardan, köyler- den, hattâ komşu vilâyetlerden a- Kın akın hasta gelir. Cumhuriyetin Kurumu olan (Doğum evi) onu ku- ranlara lâyık bir bilgi ocağı ola - « Bu sözleri bana, Doğum evinin saygı değer, başhekimi Bay şemset tin söylüyor. Bütün Çorumluların sevgisini üzerine ( toplamış genç doktoru soruyorum: — Hastalarınızın hepsi vaktin- de gelirler mi? Doktorun gözlerinde bir üzgü bulutu peydahlanır gibi oluyor ve olmasile dağılması da bir oluyor: — Bazı hastalar, diyor, köyler- den kağnı ile gelirler.. Düşünün ki doğum ağrilerile bunalmış bir ka- dının bir kaç saatlik yoldan kağ- ni ile gelmesi ne fecaattır. Bunun- la beraber lâzım gelen tedavisi der hal yapılarak muhakkak bir ölüm- den kurtardıklarımız sayılmıyacak kadar çokçadır.,, nin pırıl pırıl yanan temizliğini, Doğum evinin eşi bulunmaz yapısı- nin pırı İpiril yanan | temizliğini, genç hemşirelerin içli şefkatini, ev doktorlarının vazife duygusunu bir gez daha görür gibi oluyor, hastala rın gözlerinden sızan sevgi ve say- gının bitimsizliği plânçosunu giziyorum. Ve düşünüyorum da 11 yıl içine sığdırdığımız devrimlerin kültür, fen, sanat yuvalarının sa - yısızlığına şaşıyorum.. Cevdet BAYKAL Sivas - Erzurum yolu SIVAS, (Milliyet) — Kış mü- nasebetile Sıvas - Erzurum yolu ü- zerindeki çalışma durmuştur. Ha- vaların açılmasile beraber yeni yıl faaliyeti daha fazla bir uğraşma i- le-ilerliyecektir. a Sivas okutucularının toplantıları SIVAS, (Milliyet) — Sıvas ilk mektep okutucuları yedi günün iki gününü konuşmalara ayırmıştır. Her pazartesi ve perşembe günle- ri öğleden sonra birlik salonların- da mesleki mevzular etrafında kon feranslar verilmekte ve bu suret- le istifadeli günler geçirilmektedir. Bu toplantıların gayesi, okutucu - ya meslek hayatı üzerinde büyük rı da- Ayı ininde çocuk Görülmemiş bir vak'a: Bir ayı çaldığı çocuğu emzirip besleyordu ÇORUM, (Milliyet) — Çoruma bağlı Osmancık kasabasınm köyle- rinde eşi az bulunur, hazin bir va- ka olmuş, ayı diye kabalık ve ab- dallıkla hor ve hakir gördüğümüz bir hayvan, insanlara, zekâsının ince ve orijinal örneklerini gös- termiştir. Bununla beraber ne acıki zavallı hayvan zekâsının kurbanı olmuş, üç yavrusuyla, eyliğe kem- ik bularak, öldürülmüştür. Bana verilen duyuma göre hadi- se şöyle başlamıştır * . Kış basdırmadan önce Osman- cıklı bir kadın henüz süt emen iki yaşındaki yavrusuyla dağa odun kesmeğe gitmiştir. İki ağacın ara- sına kurduğu beşiğe çocuğunu ya- tırarak, odun kesmeğe başlıyor. İşi bitibde dönünce beşiğin boş, çocuğun yerinde olmadığı hayret- le görüyor. Derin bir şaşkmlık ve keder içinde dağı alt, üst ederek aradığı halde çocuğu bulamyarak köye dönüyor. Ve başından geçen leri ağlaya ağlaya anlatıyor. Köy delikanlıları derhal hare- kete geliyor, sopasını alan, çiftesi- ni umuzlayan dağm, yolunu tutu- yor. Arıyorlar, tarayorlar, çocuk yok, yok... Aradan günler geçiyor... Kış bas turıyor. Osmancıkta bu yıl görül. memiş bir kar vardır. Bir metreyi aşkındır. Ayni köyden bir adamm odunu tükeni veriyor. Adamcağız dağa çıkıyor. Baltanın sesi karşı lardan vahşi vahşi sesler yüksel. tirken, bu, seslere bir de çocuk se. si karışıyor. Adamcağız sesin gel diği tarafa koşuyor. Ne görsün, Çocuk bir ayı ininde, ayı yavru. lariyla oynayor. Şaşkın şaşkın kö- ye koşuyor, çocuğun sağ olduğunu haber veriyor. Köyde bir telâş ve hayrettir başlıyor. Büyük bir me- rak ve heyecan içinde dağa tır- manıyorlar. Ve ayı ininin ağzıma geldikleri vakıt gördükleri manza ra cidden enteresandır. Ayı, şu, bizim kaba, abdal bil. diğimiz ayı, çocuğa süt emzirmek le, okşamakla meşguldur, Fakat in sanlık ve insanlar bu, şafkatın, sevginin manasını bilmeyecek ka- dar gaddardır. Günlerden beri, kendi yavrularıyla birlikte bir in- san yavrusunu da besliyen, süt ve- ren zavallı hayvanı 3 yavrusuyla öldürürlerken, ıkta bön bön ba- karal, bu, ikinci annesinin hazin ölümüne ağlıyor. MERZİFONDA TEDAVİ EVİ Merzifonda tedavi evi MERZİFON, (Milliyet — Bura- da çok çalışkan kıymetli bir mua- yene ve tedavi evi vardır. 1932 se- nesinde açılan bu yuva, az zaman- da pek büyük varlıklar * yaratmış; bir hastahane kadar (o memlekete hizmet etmiştir. Şi-. Tiye kadar şu kadar hastaya bakmış ve ilâç ver- miştir. 1932 senesinde 1728 hasta müra- caat etmiş ve bunu “645,,ine ilâç verilmiştir. 1933 senesinde: 1961 kişi mü- racaat etmiş “733,,ne ilâç verilmi: ve başdoktor Bilgin. tir. 1934 senesinde ise: 2227 hasta- ya bakılmış; “869,, o tanesine ilâç verilmiştir. Ve bu miktar her yıl ço ğalmakta yüzlerce halk, köylü,se- hirli muayene ve tedavi edilmekte. dir. Çok kıymetli ve çalışkan hükü- met doktoru, Ahmet i sonsuz çalışmalarile âdeta bir hasta hane şekline girmiştir. Fakir ve - müsait bir eve malik bulunmayan birçok hastaların doğumunu da be- lediye ebesi burada yapmaktadır. Aydında yağmurlar AYDIN, (Milliyet) — Son yağ- murlar vilâyetimiz için çok fayda- hı olmuştur. Gerçi bazı zararları yok değildir. Son günlerde yağan iddetli ve sürekli yağmurlardan çiftçilik bakımından herkesi çok sevindirmiş ve güldürmüştür. Yağmurlardan yi âyet yollarının bazıları bozulmuş, 1 köprüler ufak tefek zarar görmüştür, Köy- lerde yıkılan duvarlar da olmuşsa da nüfusca bir ziyan görülmemiş | tir. Aydın hastanesinde bir yılda bakılan hastalar AYDIN, (Milliyet) — Aydın memleket hastahanesi visinde 934 yılında 395 hasta baş- vurmuştur. Bunların hepsi de yatı- rılmışlardı R Bir yıl içinde 172 müdahele ve ameliyat yapılmıştır. Bir yıl içinde 105 doğum olmuş bunlardan 71 lo husadan diri çocuk olunmuş, 34 ta- de bir çok marazi sebeplerden ölü olarak doğmuşlardir. Bir yıl içinde nisaiye polikliniğine 518 has ta ayaktan müracaat ederek mua- yene ve tedi Zührevi Hafik suyu HAFIK, (Milliyet) — Kazaya getirilecek su işi içi ü zelmesi havaların soğuk ve karlı gitmesinden kalmıştır. Havalar a- çılır, açılmaz kazada ilk uğraşıla- cak su işi olacak ve bunun ilerle - yişi ile de Hafik su işi de bitmiş o- lacaktır. Zarada kültür işleri ZARA, (Milliyet) — Sıvasın verimli ve çalışma sahasında iler- liyen bir kazası Zaradır. Burada her gün bir ilerleme eserile karşı- laşmak mümkündür. Kazanın her işinde büyük emeklerle büyük iş - ler başaran kaymakam Nami dur- rr. Su, kültür, kaza- ön safta yer almak- Bay Nami bütün köy okutucu: larını kazada toplayarak onlarla ameli görüşmeler yapmaktadır. Söz birliği ile nahiye müdürle- rinin ve ihtiyar heyetlerinin de bu toplantılarda yer alarak onların da sözlerinden istifade edilmesine ka rar verildi. Su işi Zaraya getirilecek (içme suyu işi kışın araya girmesinden bah: ER e

Bu sayıdan diğer sayfalar: