22 Ekim 1948 Tarihli Sebilürreşad Dergisi Sayfa 6

22 Ekim 1948 tarihli Sebilürreşad Dergisi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Onöms 0 GU .'_"saâ ÜRREŞAD SST 0 Keoier, Sayı görünen telkmîer mısyonerhgm butun ruhumı "taşımaktadır. - Din demek, her seyden önce itikat ve ıman_' demektir. Biz Müslümanlar Öyle br 'dine salikiz ki bütün itikatları sa.ııhtır Vâzıhtır; kat'idir ve | lâyeteğayyerdir. İslâmın İtikatları Hazreti Pey- ; Bgamber Efendimiz tarafından bildirildiği gibi - yaşamaktadır. Bu itikatları-her. tecavüzden kü- .: rumak için, bu itikatların saglamhgım :belirt- . mek için tutulan hâreket tarzı gehsebıhr Fa— kat asıl itikatlar, hiçbir. veğhile:değişmi İs lâmiyet bu merkezde olduğu halde acaba, " Mister Smith gibi bir Hıristiyan mısyonerı iti- zretil :Hazreti Isamn bıld.ırdıgı asıl “itikatlar yalmz ç katlarımnı nereden' aldığını ve. kimden. telâkki . —ettıgını anlatabılecek 'bir vaziyette midir? . arırmızı Hazreti Peygarmmberden aldık ve bu ıtıkatlarm Allah tarafından bildi- Lrilmiş olduğuna inandık. Bu 1tı.katla.ra baghyız -ve 'ilelebet bağlı kalacağız. F ” Fakat Mister Smith neye” maıııyor" Alla— hm birliğine mi? Üçlüğüne mi? Üçlük-içinde birliğine mi? "Bunların -herhangisine inanıyorsa : bunu kimden almıştır? Bir peygambearden mi? Bir kiliseden mi? Ruhant bir meclisten mi? Ro- < madaki Papadan mı, yoksa Luther'den. mı" Ve- ya daha başkasından mi? : M.ıster Smıth ıtıkadı her'ne 1se bunu H&- 1 1 Kur'andadır, ve Kur'ana gore Hazreti İsa, halis muhlis muvahhittir; yani bızdendır -Mister — Bmith ise halis muhlis muvahhit değildir. Çün- kü hiçbir Hiristiyan mezhebi hâlis muhlis -mu- vahhit olmadığı için arada ayrılık baş Bgöster- , miş ve bu ayrılık. geniş bir mahiyet almıştır. . Şayet Mister Smith Hazreti İsayı, Kur'anda bil- dirildiği gibi tanıyor ve oylece kabul ediyarsa; bunu herhalde Ahmet Emin Yalmandan gızle— mezdi. Fakat öyle” o].madıgma göre eldeki In— - gillere guveruyorsa bünların; hiçbir- tariht de-.. .ğeri olmadığını Hınstıyan munekkıdlerı apa— çık- gosterıyor]ar : t de kendisi mutlaka birtakım k_ılıse ge- leneklerme dayanıyor ki bünların da hiçbir İ kudsi veya semavi deveu bı_lunmadıgı aşı.ka_r- - .bud “ dir... Bu boyle olduguna -göre Islanuyeum Hır © tiyanlıktan istifade etmesi- ne - demektır? Isla- | | miyeti Hırıstıyanlaştırmdk degıl 04 e Mister: Snuth’ın. de soyleme,; ıstedıgı Fakat Ahmet Emm Ya_rn_L, bu $ gi bahıs— - lerde Hemen toylaştıgı için. Mıster Smıth'm ne 4 emek istediğini a.nlamak istememiş ve onun telkmlerıne -kolaylıkla kapılmış -her gıîn ufuklar acmakta ve dunyayı kaplamak- sniçin böyle âciz kalmıştır? Köksüz,. istinatâız_ ker? Öfkelenirse onu kim: av t İ» 'goturseler dostlarnndan hıçbırı gelıp de bana”: “yardımeı olmaz.» - Hİ — «Yetim: (,ocuklar deyınce onlaun d l dım ben anlatımı: Çünkü babam, ben henuz Hayır. efendım, biz bir kımseden itikat al- mağa mu.htaç değiliz. İtikatlarımız, tamdir, sağ- Tamı e bütündür. Bizim mânevi hidayetimiz tadır. M.ısyonerlerın eskisi gıbı yenisi de' bundan * korktukları için hâlâ bizim peşimizi bır akmıyor ve gece gündüz çalışıyorlar. : Fakat imkânı yok! İslâm hidayeti o kadaı parlaktır ki misyonerliğin her şekli onun kar-: W şısmda müzmahil olmağa mahkümdur D t Emin Yalman da mısyoneıhgm bu yeni şekline aldanmasaydı, muhakkak ki- daha- ? “iyi olurdu. Ne çare ki Ahmet Emin Yalman bu.. 'bahıslerde çok toy ve cok kapılga.n bir deli- - kanlıdır. Ömer Rıza Dogı ül Ş Yei'ımler H akkında Çocuk Esirgeme' Kurumuna ithaf : Şeyh Sâdi - merhum- «Bustan» inda diyor kı D l1 — «Gölgeni, lütuf ve himayeni : babası v ölmüş: yetimin başına. sal. Ornun sefalef “tozla- * irini silk, toptağıni kazı, temizle!» . . 2 — «Bilmiyor musun ki o zavallı yetim : bir agaç tazeliğini, zevk ve - taravetini m faza edebıhr mi hiç?» * Ür yetımın başı önüne, eğildiğini, boynunu buktug gordun mü, kendi çocu-. ğunun yuzune sakm opucuk kondurma'n ş : V4 «Yetim ağlarsa” onun nazını kima - ce- : kim: 5 — «Sakın. ha, dikkat - et: Yetım ağla- masın O, aglarsa Arşi A'İŞ titrerir . ., 8 — «Yetimin' göz yaşını merhametmle sil, temizle. Yüzündeki toprağı şefkatinle. silk!» — «Eğer önün golgesı, hannsı başmdan Bukken başımdan 'gitmişti — H. Basti Çantay

Bu sayıdan diğer sayfalar: