4 Kasım 1930 Tarihli Serbes Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

4 Kasım 1930 tarihli Serbes Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— Seylâpzede! lere yardım Tevziata gayrı mes'ul eller karıştırılmamalıdır İzmir seylâbından müteessir olan, evleri yıkılan, aç ve çıplak kalan “ vatandaşlara, şefkat mü- essesesi olan | Hilâliahmerimiz yardım ediyor. Hamiyyet ve in- © saniyet sahipleri ianeye şitapet- © tiler. Hükümet te bu milli felâ- kete alâkadar oldu. Felâketzede ailelere müessir bir. muavenette bulunmak imkânı hâsıl olmuştur. Hükümetin, Hilâliahmeri ve milletin uhdelerine düşen vazifeyi yapacakları şüphesizdir. En âcil iş olarak, bedbaht ailelere eşya ve yiyecek tevzi ediliyor. o Yalnız, bu tevziatın çok dikkatle idaresine ihtiyaç vardır, Seylâp afetinin de bazi vicdansızlar için istismar vesi- lesi olmasına müsaade edilme- melidir. Şimdiden bazı şikâyet- ler işidiyoruz.. Bunların kolayca önüne geçmek mümkündür. Tevt ziatı namuslu ve mes'ul eller va- sıtasile yapmak, son zerresine kadar mahalline masruf. olması lâzım gelen. yardımın şahsi he- veslere göre . suiistimal edilme- mesi için kâfi gelecektir. Bostanlıdan gelen bir vatan- daş orada yapılan tevziatın yol- suzluğuun bize anlatmıştır. Hilâli- ahmer, derin bir şefkatla oraya ekmek göndermiş ve dağıtmış Yalnız bu iş muhtar efendinin eline bırakılmış. Bu zat ta, is- tediği şekilde tevziatı yapıyor. muş. Hatta, hasta olan filân vatandaşa ekmek vermeği red- dederken: “İntihabat esnasında Halk fırkasına rey vermek için sana araba gönderdik; Sen yine Serbes fırkaya rey verdin. Onun için yardım görmiyeceksin!, Gi- bi mMühasebetsiz “sözler” söyle- miş. Böyle dar bir düşüncenin Hi- lâliahmerimizde ve aklı başında olan hiç bir kimse nezdinde yeri olmadığını biliyoruz. Maalesef, felâketzedelere yardım işine ca- hil ve vicdansız adamlar vasıta olurlarsa, bu gibi acıklı sutisti- mallere şahit olmamak imkân- sızdır. Diğer cihetten, Hilâliah- merin yardımı yalnız felâketze- deler içindir. Bunu da unutma- hmer umu: 1 Refik ndinin nazarıdikkatine - malıyız. Memlekette acıklı bir fakrü (— sefalet vardır. Yardıma muhtaç olanlar şüphesiz çoktur. Felâketzede olmıyanlar arasında da bir lokma ekmeğe muhtaç olanlar var. Ancak, ne olürsa olsun, iptida seylâp kürbanlarinı düşünmek zarureti vardır. Mille- tin şefkatinden doğan bir yar- dımın istismar edilmesine, fır- sattan istifade etmek istiyenle- rin hakları olmadan tevziattan istifade eylemelerine “mahal ve- rilemez. Zira bu sefalet içinde bek- liyen aç ve çıplak vatandaşların iağzından bir lokma ekmeğini, sırtından bir gömleğini * almak gibi bir Şey ölür. Sihhiye vekili ve Hilâliahmer umum reisi beyefendinin felâket- zedelere yardım işine müessir ve suüistimallere meydan birakmı- yacak bir şekil vermelerini bek- liyoruz. Bunun içinde, felâkete uğrayanların bir listesi hazızlan- mış olmalı ve ihtiyaç dereceleri tayin edilmelidir ki yardım gelişi güzel ye kapalı gözle yapılmasın ve ihtiyaca göre olsun. Hilâliahmer . tarafından mu- vakkaten iskân edilen aileler hakkında bu nisbeten kolaydır. . Zira bunlar toplu olarak göz al- dadırlar. Yalnız, bunların ha- ricinde, o muvakkaten başlarını sokabilecek bir. yer bulanlar veya evleri. yıkılmayıp ta eşyaları su- lar tarafından sürüklenen zaval- lılar vardır. Bu biçare aileler de tesbit edilir. ve. yardım muhtar- ların, şunun bunun keyfine göre değil, müseccel zarar ve ihtiyaç- lar nisbetinde yapılırsa şikâyeti lerin önü alınmış olur. Ondan, sonra evsiz kalan aile- lerin iskânı meselesi kalırki bu- nunla hükümetin meşgul olacağı- nı ümit ediyoruz. Dahiliye vekili beyde bu maksatla İzmire gele- cekmiş her. halde hükümetin ve milletin yardımile ; bu işi hallet- mek imkânsız değildir. Yeterki hemen lâzım gelen tedbirler alın- sın ve (Torbalı) felâketinde olduğu gibi, aylar ve seneler geçirilme- Kabadayıca söylemiş Cinayeti nasıl çocuğun Urlanin ğıtmeç İbral nun Haydar İbrahim ve oğlu Mehmedin dün Ağırceza mah- kemesinde muhakemesine de- vam edilmiş ve on, on bir, on iki yaşlarında dört küçük şahi- din verdikleri ifadeler dinlen- miştir. Bu şahitlerden Muzaffer is- mindeki çocuk ifadesinde; hâ- dise “sırasında dükkân önünde oynarlarken, köylerinden deşti- ban Şükrünün önüne katip ge- tirdiği sığırları dama koyduktan sonra maktul İbrahim gelerek sığırları damdan © çıkardıktan sonra bekçiye hitabe | Senin dinini, imanını ve muhtarının da anasını, avratını | diyerek küfretmiş ve bunun üze- rine maznun İbrahim de o sırada köy muhtarı bulunmuş olduğun- dan “neden böyle yapıyorsun ,, diye söylenmesi üzerine (sen hâlâ mı dırlanıyorsun | diyerek tabancasını çıkardığını ve birbir- lerini kakıştırdıklarını görünce korkusundan kaçtığını söylemiş /e bunu müteakip dinlenen on vaşındaki Ali ve Fikride ayni yapılmış - Bir ifadesi Eskidenberi arândığı halde bir türlü. bulunamıyan Kaymak oğla Mehmedin geldiği maznun tarafından haber verilmekle bu çocuk ta huzuru mahkemeye a- linarak dinlendikte, orada ço- cuklarla “oynarlarken © maktulün mazmuna küfür etmesile beraber, mazmun, maktulün arkasından yetişerek ve diz vurarak mak- tulü yere düşürdükten sonra, oğ- lu Mehmet belindeki tabancayı alarak babasına verdiği ve babası- nın da tabancayı sıktığını esi üzerine evelce dinlenen şahitlerle Muzafferin muvaceheleri yapılmış ve Muzaffer. | Ben kabadayıca söylerim ne o, ne de bu akra- bamdır) demiştir. Hâdise esnasında elinde bir tespih ile gezinmekte olduğu anlaşılan Musa dayı ismindel bir şahidin de mevcut ifadesi okutturülduktan sonra gelmiyen bir şahidin celbi için muhakeme vaktıahere talik kılınmıştır. Bir suiistimal Deniz amelesi teavün cemi- yeti reisi Şaban efendinin ha- beri olmadan mühürünü hakket- tirerep namına kullanmak ve bu suretle suiistimalden maznunen m şahadette bulunmuşlar- ME La lüzumu muhakemesine karar ve- zilmiştir.. Bu sabah saat 9 da Bahribaba önünde bir Tramvay - Otomobil musademesi olmuş ve nufusça zayıata sebep olmamakla beraber tramvay o münakalâtının yarım saatten fazla inkıtamı intaç ey- lemiştir. 13 numaralı tramvay, vatman 16 numaralı Şaban oğlu mevlü- dun idaresinde olarak Kokarya: lıdan Konağa gidiyordu. Tram- vay Bahribaba önüne gelirken, aksi istikametten gelen 245 nü- maralı ve şoför Ahmet Hamdi oğlu İbrahim idaresindeki “oto- mobil de tramvay hattını raylar üzerinden takip * ediyordu. Raylar çamurlu olduğundan Şoför firenlerini işletememiş ve tramvayla otomobil Bahribaba MLIFLİİSIIİII III, .Adanada yenibir hâdise Bayram yapan halk saçlarından tutularak karakola sürüklendi Cumhüriyet bavramı Adanada büyük “bir heyecan ve sevinç içerisinde © tes'it © olunmuştur. Bütün halk ve cemiyetler kâ- milen serbes cumhuriyet fırkası önünde tecemmu ederek yek- pare bir kütle halinde merasime ve geçit resmine iştirak eyle miştir. Tezahürat çok canlı ol- muş hâlk efendiliğini bir kere daha göstermiştir. Yalnız gede yapılan fener alayında bir polis bomiseri bir hâdiseye sebebiyet vermiştir. Adanada (münteşir Yeni Adana refikimiz fener alayı o etrafında şu malümatı| veriyor: | Fener alayı: “ Cumhuriyet bayramının ge- cesini gündüzü kâdar halkin eğ- lenceli geçirmesi için “Serbes Cumhuriyet ,, fırkasıda fener ala- yına iştirak edilmiş ve şehir ban- dosununda iştirakile on binlerce halk Serbes fırka ocağı önünde büyük çarşıyı ve hükümet binası dahilini ve fırka kumandanlık binası önünü takip ederek pos tane önüne gelindi. Bütün ba gezinti esnasında çıt olmamış ve halkımız ancak bu büyük bayramın şerefine çok medeni şekilde hareket etmiştir. Fener alayı eski orozdibak ö- nüne doğru ilerlerken aradan bir genç: : — Yaşasın Serhes fırka diye bağırdı... Bunu. gören ve alayı takip eden komiser Salih: Niyazi efendi yanındaki sivil ve diğer resmi polise bu genci yakalattı- rp berber Cumali efendinin dük“ kânına tıktırdı vebunu bırakma- yın emrini verdi ve küfür etti. Dükkâna tıkılan genç “benim kabahatim nedir , diye bağırdı. Bunu gören halktan bazıları Salih Niyazi efendiye haksız olduğunu ve bu gencin kabahati olmadı- ğını söylediler ise de mumaileyh tevekkuf edenlere karşı taban- casını çekip ateş etti ve tabanca ateş almadı. Hâdise çıkarmak isteniyor: Komiser Niyazi efendinin bu hareketi pek açık olarak bir hâdise çıkarıp halka yükletmek ve bu suretle Serbes Fırkaya leke sürmek maksadını göster- miştir. Fakat çok temkinli ve çok efendi olan halkımız bu maksa- dı anladığı için tabancanın ö- Yarınki nuhahamızda Sinema sahifemiz Serbes Cümhuriyet parkındaki havuzun tam karşı- sında şiddetle çarpışmışlardır. Şoförün iddiasına nazaran, fren|f. edemediğini “uzaktan Vatmana işaret o etmişse de © Tramvay hareketine devam eylemiştir.Mu- sademeden sonra, tramvay beş adım kadar bir mesafede, oto- mobili sürüklemiştir. Musademe- nin şiddetinden otomobilin ön kısmı parçalanmış ve tramvayın altında kalmıştır. Birbirine giren tramvay ve otomobili ayırmak mümkün olamadığından münaka- lât otuz yedi dakika in- kıtaa uğramış ve Kokaryalıdan konağa, konaktan kokaryalıya hareket eden tramvaylar Bahri baba önünde kalmışlardır. Otomobili tramvaydan kur- nünden berber dükkânına iltica etmişler ve bu kaçışmadan dük- kânın camları hemen kâmilen kırılmıştır. Salih Niyazi Ef. nerede Vaziyete heyecan verip hal- kın eğlentisini altüst etmiş olan Salih Niyazi efendi tam bu sıra- da ortadan kayboldu ve anlatıl- dığına göre Ankara oteli önüne gelen vak'a kahramanı havaya üç el endaht ederek geçenlerden bazi eşhası saçlarından sürükle- yi” “Pamukpazarı karakoluna götürmüştür. Mesele ediliyor Bunun üzerine halkta bir kı- yaf hâreketi varmış gibi derhal fırka kumandanlığından kuvvet talep edilmiş; gelen askeri dev- riye jandarma" kıt'aları * ortada halkın sükünetinden © başka bir şey görememiştir. Bunun üzerine zabıta fırınlarda “ekmek alıp &vine gelenlere varıncaya kadar yakalayıp karakola sevkedecek de recede haksız hareket edilmiştir. Bilhassa halkta bir hareket var- mış gibi gösterip askerlerimizi sabahlara kadar uykusuz birakan- lar acaba çok kuvvetle mürettep olan ve sırf Serbes fırkaya leke sürmek için: yapılan bu işten utanmıyacaklar mı?. Vak'a şekli” verilmek isteni- lerek ortalığı * velveleye © vermiş olanların maksatları pek sarihtir. Halktan bir .çok; şahitler dün! müddeiumumilikte ifade vermiş ve olduğu gibi şahadette bulun- muşlardır. Bir. polisin: yaralı olduğu söy- leniyorsa da zabıta. raporunda böyle bir şey görülmemiştir Halkı haksız çıkarmak için bazı polislerin güya halk apo- etlerini koparmış gibi kendi apoletlerini kopardıkları © söy- lenmektedir. Dün geç vakıt aldığımız son habere nazaran tevkif edilenlerin adedi on beş olup bunlardan dördü. serbes. bırakılmış müta- bakisi hakkında tevkif müzek- keresi kesilerek hapishaneye sev- kedilmişlerdir. Ayrıca üç kişi de tahtı nezarate alınmıştır. Bunların hepsi olağan şey- lerdir. Biz yalnız, bütün bu hâ- diselere;sebebiyet veren komiser Salih Niyazi efendinin nasıl olup ta elini kolunu. sallaya sal- laya dolaşabildiğine hayret edi- yoruz. Tramvay ve otomobil çarpıştılar | Spor kulüpleri Otomobil kırıldı - Tramvay münakalâtı inkıtaa (Halk fırkasında uğradı - Yolcular heyecana düştü tarmak için uzun müddet çalı- şılmış ve güçlükle buna muvaf- akiyet hâsıl olmuştur. Polis tarafından hemen tah- kikata “başlamıştır. Tramvay vat- manı kabahati şöfere, şöfer de vatmana atfetmektedirler. Tram- vayda bulunan yolcuların şeha- detine müracaat etmek lüzumu hâsıl olmuştur. Bunlardan bir kısmı isticvap edilebilmiştir. Hâdise - esnasında | tramvay yolcuları oldukça heyecan ge- çirmişlerdir. Kazanın yalnız mad- di zayiat ile neticelenmiş olması mucibi memnuniyettir, Vak'anın mes'uliyetini tayin için bir el vukuf heyeti teşkil. olunmuş ve Belediyeden İbrahim beyin ida- resi altında tahkikata o başla- mıştır. Dost old telâkki Türk - Yunan dostluğunun, Mericin öte tarafında nasıl te- lâkki edildiğini bilmek bizi çok alâkadar eder. Dostluğun esas şartı olan samimiyet Yunan ef- kârı umumiyesinde teessüs ede- bilmiş midir? Şimdilik buna kat- iyetle hükmedilemez, Yunan ga- zeteleri muhterizane bir lisan kullanmaktadırlar. Selânikte çı- kan “Fos,, gazetesi 30 Teşriniz evel tarihli nüshasında “ Dost- luk ,, serlâvhası altında bakınız ne diyor: “ Öyle zannederim ki istikâ- metimizi şaşırmış gibiyiz. Anka“ rada şenlikler yapılmakta, Veni- zelos ve Gazi tarafından dost- luk: ateşile yanan “nutuklar söy- lenmektedir. Ankarada ve: diğer şehirlerde “ böyle" “oluyor. Türk bayrakları Yunan bayraklarile kucaklaşıyor. Bundan da (ziyade, Türkler toplanıyorlar ve “Yaşa- sın Yunanistan , diye bağırı- yörlar. Hulâsa, aklımızı şaşırdık gitti. Biz burada ruhan başka işler için hazirlanmıştık. Milli bir ha- reket hazırlamağa * başlamıştık. Sulh içinde ırkın hayatiyetini kaybettiğini düşünüyorduk. Sulh- perverlik nidalarına karşı ciddi bir aksülâmel başlamıştı. Milli- yetperver © «teşekküller yapılı- yordu. Şimdi istiklâlin yüzüncü senesi şerefine | geçitler, nüma- yişler;; faşist | taburlarile (göz doldurucu tezahüratta bulunduk. İrafta asayiş mükemmeldir. EMELİ Eski düşmanlar size i içtimaa davet “1g i edildiler C. H. Firkası İzmir teşkilâtı namına Cevahirci Sabri beyin imzasile şehrimizde meycut ve federe bilumum kulüplere birer mektup gönderilerek | kulüpler arasındaki ihtilafın, halli için ya- rin saat beşte Halk fırkasında içtimaa davet edilmişlerdir. Asayiş hertaraf tamükemmeldir Jandarma kumandanı İbrahim bey Dikili - Bergama ve Mene- men havalisinde teftişten avdet etti. Mumaileyh bu teftişinin ne- icesinden memnundar.. Her ta- uktan sonra... Bir Yunan gazetesi vaziyeti nasıl ediyor “Asirdide düşman,la dost oluver: mişiz. Altı yüz sene birbirimizi boğazladık ve dünden dost oluverdik. Peki ama şimdi “asırdide düşman,sız ne yapa” cağı? Bu sual hiç te yersiz değildir, Ne yapacağız? Birkaç sene ev- veline kadar çarpıştık ve “ağa,- ları kızıl elmaya kadar sürdük Sonra onlar geri döndüler ve bizi denize attılar. Ama, şimdi“ağı larla dost olduk. anlaşılan diş “ asırdide düşmanı , miz olan Bulgarla da” dost olacağız, sonrada, nefret edilecek yeni bir düşman âramağa başlıyaca- Zız, iki “asirdide 5 düşmanla kin “ve nefretimiz hazır duru- yordu. “Belki de #eneler onu biraz hafifletmişti ama; yine hazırdı: ve nesilden nesle miras bırakılıyordu. Şimdi ise yeni bir düşmanlık için kafa yormağa mecburuz. “Bu işler hiç doğru değil Biz başka türlü hazırlanmıştık. Ve milli teşkilâtımız yolunu bi- liyordu. Şimdi yolun ortasında şaşırmış kaldık, dostlar istikametimizi etrafımızda yalnız müttefikler var. Ve aj mizi ekmekten başk: miyor.,, Üslüp itibarile biraz mizahi olan bu makale, hakikati mas- keliyen ciddi makalelerden daha güzel, vaziyete tercüman oluyor. Acaba Yunanlılar “asırdide diğ” man, siz. yaşamağa, sulh için yaşamağa razı olacaklar mı? İşte ve Ansızın haber alıyoruz ki A bey inkâr « Türk Yuvası > gazinosunda silâh çekmek ve ateş etmek suk retile heyecana sebep olan Be lediya yazı işleri müdürü Fabri beyin, intihabat şerefine içki içerken çıkardığı © bir münüse evrakı, karakoldan polis müdüriyeti vasıtasile Müd- deiumumiliğe verilmiştir. Polis tahkikatı, dünkü nüslamızda yazdığımız veçhile hâdiseyi tes bit etmiş ve Fahvi beyin ne su retle silâh çekerek tavana ateş ettiğini göstermiştir. Mevcut be. dahete ve şahitlerin ifadesine rağmen, her şeyi yapmağa ken- dinde hak zören bu intihabat kabadayısı hâdiseyi inkâr etmek- te, «Türk yuyası> gazinosu bu- lunmadığını, silâh çekinediğini, bütün mesel: Kabadayılar Hakkındaki tahkikat devam ediyor. Fahri a ediyormuş! intihabat şerefine içki içerken ateş etmediğini iddia eylemek. tedir. Adliye tahkikata döyam edecektir, i Mustafa efendi Orada değilmiş 3/11/930 tarih ve 8 Nu. nüs- hanızda Hükümet karşisindaki “ Türk yuvası , gazinosunda iç- ki içilerek bir takım yolsuzluk- lar yapıldığı ve benim de o da, bülünduğim yazı Hi buki böyle bir vak'adan kat en malümatım olmadığı gibi bü.haranlar hayrete Lal Ben o akşam değil merkür gazinoda hatta İzmirde dahi de- gildim. Keyfiyetin tashihini ayni sahifenin ayni sütununda neşret- menizi rica ederim. Cumaovası C. H.F. M. Mustafa

Bu sayıdan diğer sayfalar: