1 Ocak 1931 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 10

1 Ocak 1931 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

70 UYANIŞ Takvimin Karşısında Dün son yaprağim koparırken ellerim titriyordu: Donuk. işıklı tablosunda Onu çerçiveliyen Zül demeti içinde, mini mini sahifeleri arasını gizlenen kocaman bir sene erimiş. yeri bom, boş kalmıştı... Sölüme bir gül bile, kurumuş yapraklariyle yeni acan hir konçcanın hayatına karışır. Our her gün duyulmiyan ölümünü, kopluken yaklaştıran yapraklarından son gününü kefenliyecek küçücük bir hatıra yoktu... Geçen yıl bağı, sünki üöcyüz altmış beş günlük seneye şekil vermek istiyen bir zevkle, onu beyoluü- nun bir çok mazalarında aramış, fitişlerde, kartonlar- da gördürzüm örneklerinde sözlerimin aradığı manayı bulamamıştım İstiyordumki: üstünde onu yapan elin ve işliyen ruhu “kısacık hayatından sonrası cins sönecek güzellikinin «csını duyun bir izi olsan... Küçünük tablosunu kendim renklemek ve şekille. mek #rgusünu bi hissimden aldım... Bü gili veni senenin heyecanla ve meçhille daln hayatını açan ilk sahifesi karşısına, onunu ölmüş bir mazi taşıyan bomboğg cerçivesini aslım,. bu seneyi ben vüşarken o görecek, ben his ederken o söyliye- cek... söylerse, ben his etmiş, kayıp olan ve eriyen yapraklarından daa bu derin sesi duyuş olacağım: “San& onu koparma, diye yalvarmıyacımın, gil degilki, konçalar öksüz kalırdı ağlarlar, bahçe çiçek- six kalirda zevki kaçar, Bülbül gülsüz söylemez diye- bileyim... ben varlığımın manas hissedecek Kadar cailiyim.. her gün başka bir emelle kopürüciğin sahifeler,. hazanile sana bahar olmiya calisirken, ünütmaki sen de benim gibi, onunla beraber kayhol- olacak, solacnk ve eksileceksin., Hepimizin, ve bütün dünyanın hayatım ihiisar eden bü yapraklar için yaşamak ve kopmak okadar çok ve sonsuzki... İm gün benin orplak eerçiveme rülen sn mayruır eşimin de kocu bir viğin yapan sahifeleri bir rizrâr gibi eriyip dağılacak, oda duyulmadan, bis edilmeden gelen veni ve yabancı bir senenin coşkun saadeti içinde unutulan bir zerre olacak! Senin için genç bir maziye gömülen bü sohsüz hatıralar, bana her veni senede tazelenen yaprnklar açacak... (dünyamı dinlenmiyen hareketlerile bir birini kovalıyan üydınlıği, karanlığı ihtiyarlıyan gi nesi yorulunyan rüzgürları yapraklırım üstünde ta- rih olacak günleri sayacak... Vakat w zaman sen!!i... va,benim gibi dine karış- muş varlığından bir yaprağı bile olmıyan kefensiz bir ölü, va bu günkü geneliğinin, aşkının, kanının harareti günmüş... arık hiç bir heyecan duymaga, benim için iç bir bazin ihtilal yapmıya takati kalmamış, bem beyaz saçlı ve yumuşak vürütlü bir ihtiyar olacak. sisl SAN! Küfür Beyfü kalem, İki büyük kuvvet tanıdık. Bunlar, çarpmşırken asaletine yakışan vekar ile konuşurlarıdı. Bügün Kiliç, zalerden yalere atlarken üslübunü he- zeyan kurışan kalem artik mevkiini başku kuvvet- lere, xeni tanıdığımız, acayip mendebur küavvel- ere terketti. Bn yeni kuvvetler; tokat, sille, tekme, yumruk, küfür, şirretlik. edebsizlik... Vikir sühasında konuşmak için bir boks açma hazırlanır gibi tedarikli bulunmalı. Sanatkâr, eser teşhir etmiş veya kazara bir münakuşuya girmişse eli sopalı izbandutlar hemen faaliyete geçiyor ve önün dinini, imanını, avradını istihdaf ederek küfüre başlıyan, San'at sütuüları oğprranın dolaştırı yangın yerlerine, san'al yuvası, tnlümbacı koğuşuna döndü, Hudsiz hesipsiz küfürlerle her gün yeni bir san'at eseri hırpalanıyor, her gün bir sanatkâr namüsu ile uynumyor. Pu mârskede sanatkâr, ürkek bir piyade gibi rüc'ül halinde, Bır pislik nedir? Sanatkar, evladını bağına basan bir anne gefkir tile eserini kucaklamış, haramilerin dolaştığı bu salia- dan artık kaçıyor, uzaklaşıyor. By san'at fenkidi yaparken, münakaşı ederken insanın dinine, imanına, avradını küfür eden zorba- lar, haydi. aşi, San'atın asil lisanile kKonuşmuauu münakaşaları yapan gazete ve fiecnlia bilmeyenlerin buralarda, işi yok. Terbiyeli ye edepli konusmayacıksanız. eğer, gi din akrep yuvalarında kakırdayın. Yele... Ehf Naci Ne, beni en güzel musikiler, en büyük hislre kadar tesirliyen bu yeni sahile, ne en derin acılır kadar perişan eden o mâzi kargısımla dalın fazla duramadım.. Uzaktan odumm içine kadar süzülerek gelen, akşanun uçuk ve karanlık renkleri arasmda gözlerim» de ikisi de kayboldn..... Divanyolu 1-1-931 Mediha Muzaffer Ge

Bu sayıdan diğer sayfalar: