1 Ocak 1931 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 18

1 Ocak 1931 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 18
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

78 UYANIŞ ROMLAMN No.1704 — 109 TALUA'NIN KRALI Mharriri William Sömerset Maugham Walker, ertesirin Matantu köyüne dönüp atından inmeden reisin evine gelince, halkn yüpürüuk yete otuymuş ve hâlâ yal meselesini münakuaşt adamlar görüyor. Bukımz Samoa kulübeleri ne şekilde kürülmüştür: sumandan damın istinat ettiği merkezi bir büyük ağacı, boş altı kadem mesafeyle sıralanmış ince kütükler ihata eder, Gece, yalımt yağmır yağdı mı, İindistancevizi o yaprağının Venedik osturları indirilebilir. Kulübenin etrafı viwmiyetle acık oldi gundan meltemin esmesine imkün kalır. Walker haykırıyor: — Hadırıma gelmişken, Tanyatu, gece bir ağaştn hançerini unutmuş; ediyorum. Ve, hançeri derinin ortasini Jırlatrak, bir kalıkalayı boğup, hayvanı tırısta, uzaklaşıyor, Pazartesi günü, işe vine hiç el sürülmemiş. Walker'in köyden atla, geçişinde, köylüler bergünkü meşguliyet öden oğlunuz dün onu size İade ierile uğraşıyorlar: İçlerinden bazılam Pandanus yapraklarıyla o hasir örüyor; ihtiyarın biri bir bakraç önünde meşgul; çocuklar oynnmakta ; kadınlar evlerindeç alışışorlar. Dudaklarında tebessiim, Walker reisin oturduğu yere gelince, reisin : — Talofüsli..» sine — TTalofa, mukabelesinde bulunuyor. Marmrna biv ağ örmekte: dudaklarında oturmuş, bir zafer tavrıyla Walker'i süzüyer, — Demek ki, yolu yapmaktan imtina ediyorsunuz? — Bvet, eğer vüz lira vermezseniz. —— Pişiman olucaksmız. Ve, Muüumaya dönerek ; — Size gelince delikanlı, korkarını ki pek yakındı nâdim olasınız. Bu müstehzi gidiş, yerlilerin ruhatınm kaçmasını kâfi Misyonerlerin Walker hakkında besledikleri #davete, ve Apiwdan uvdetindenberi, Mannmarın göstergeldiği hür düşüncelere rağmen, şimdiye kadar hiç kimsenin cezasız meydan okuyamadığı kocü ihtiyardan çekiniyorlar, ve şeytani desiselerinden hiç birşey anutmayorlur, Zaten, yirmi dört sante kalmadan valinin müthiş plânı meydana çikiyor. Bu, tamamile ondan. Er sigar, Wilder 2 Hayri Aziz besi sabah erkenden, erkek, kadin, ve vocuktüunm ri rokköp büyük bir kalabalık köye gelerek, reisleri, yolu yaprınk için Walkerle yirmi lirayn pazarlık ettiğini beyan ediyor. Pölinezyalı misafirperverliği kanun mesnbesindedir. Kaide, tamamile usul ve ni gamına muvafık olarak, değil yalnız garipleri ikamet ettirmeyi, fakat istediği müddetce otumluklüarnda inşeyi oo âmirdir. o Mastantu (Oelhinlis, bu süreile müthiş kazıklarnış. Her sübülı, işeiler neşeli bir kafile balinde ağaçlar kesmek, kayalar parçalamık, şurada burada tesviyei turabiyeler yapmak için gis diyorlar, akşamları, avdet edince, iştibn ile karitla- rm doyuruyorlar; sonra, danslar edip. ilâhi söylüyor lar: Sarki bu, onlar icin bir zevki sefa partisi, Bir müddet sonra, ev sahiplerinin simaları vzunlağıma başlıyor, misafirlerin müthiş. iştihnlari var: omuzlar, ekmek ağacı meyvaları nburluklur önünde erimekte; hele Apla'da meyvaları o derece fiatlı satılan avni! ağaçları femamile yoluk. İflâs felilikesi bağyüster- miş; ayni zamanda, misafirlerin gayet vav makta oldukları farkolumuyor: acaba, Walker, acele etmemelerini mi tavsiye elmişti ? Bu gidişle, yol bit tiği zaman köyde bir lokmu yiyecek kalmayacak. Bir de tüy dikmek için Matantu ehalisi istihza ve- silesi olmağa, buşlamasın mu 1? Bir tanesi uzak kulü- belerdeni biine gitti miidi, hikâyenin kendisine tekaddiim ettiğini umumi meşeden farkediyor. Kü tpklar her şeyden fazlı gülünç olmüktan korkarlar; Wi yüzden, bir müddet sonru biyareler şiküyete başlıyorlar, Manuma, artık bir harman değil. Evvelâ acı gözler işitnicze katlinıyorua da, sonra, bir gün Walker'in kehaneti küyveden file gkıyor: münazaayı müneor olan bir fırtınalı münakaşa, bir yarım dü- güne kadar gene adam, roi oğlunun üstüne atilarik öyle bir kötek çekiyorlar ki, bütün bir halta, Funda ins hasırlari üstünde ölü gibi kalmaya mahküm: döşeğinde hiç dihlenmeden bir sağa, bir sola dühü- ag oalağ- yür, Veliye gelince, iki günde bir ihtiyar | rakiben, yolan ilerlemesini teftişe gelmekte, Mağlup hasım ezmek arszusuna kürşı gelmekten fheiz, Mâata- kasrağını

Bu sayıdan diğer sayfalar: