14 Mayıs 1931 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 14

14 Mayıs 1931 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İş UYANIŞ Hikaye: Dilenci N V E Şüküfe Nihal HE. ye Sellelile, gakatliğıle barber daha iyi günler de görmüştü. On beş yaşında iken Varvil yolunda bir amiba iki ayağım birden ezmisti, O zarnandanberi, omüzlürini kulaklarını kadar kaldırmış olan koltuk değteklerile müvazene bularak sürüne sürüklene yol boylarında, çiflik avlulamnda. dilenirdi. Başı iki dağ arasına sokulmuş gibi bir his verirdi. Biyel kaşabasının pupasi taralından bir hendekte bulunmuş, acınarık büyünülmüş, ber derece tahsilden malhırum, köyün ekmekçisi tarfından raskar alık olsun diye verilen bir kadeh içkinin tesiri neticesine başına kendisini kötürüm eden kazayı getirmiş, ta 0 şamandanberi serseri olmuş ve el açmaktan başka bir şey öğrenmemişti, Bir yamanlar Madam is Baron d'Avari, şâlosuna bitişik çifliğinin kümesler tarafında, keridisine, köpek kulübesini arıdırır, saman dolu bir baraka tahsis etmişti, Bü sürelle büyük açlık günlerinde mutfakta bir poron elemek ve bir kadeli elmn şarabı bulaca- gmdatı emin bulunurdu. İhtiyar kadıncağızın bazan merdiveni başından, bazan penceresinden beş on paru attığı da olardu; İnkat şimdi işte oda ölmüştü. Köylerde kendisine bir şey verildiği yek gibiydi; kendisini o civarda herkes tanıyordu. Şekilsiz leş vücülünü kırk senedir tahta ayndarile viraneden viraneye Tağıdığıni göre, göre bözmişlerdi; Fakat o bir türlü buralardan çekilip gitmezdi; cünkü dünya yüzünde bü topruklardan sefil vücudünü şimdiye kadar üzerinde sürüklediği şu üç dört köyden başka bir yer bilmesi. Dileneiliğine bir amintıka ayırmış, bir çismiş ve bunu asla geçmemişti, © Dünyanin, sazan tahdit eden ağuçlardan daha çok tizüklara kadar uzandığını bilmezdi; bunu hatta kendi kendine de sormam. Köylüler onu tarinlarımda, yahut hendekleri kıyi- gnda görüp usünç duydukları zaman: — Başkan köylere de gitsene! Derler, ö cevap vermey, İçini meçlmi ufukları müteallik müphem bir korku alır, hemeü oracıktan gilinimli. Yeni simalardan.. kendisini taniyan adan Mary, küfürlerinden, nazarlırından, yollar. üzerinde ikişer ikişer dolaşan ye şerlerinden. kendisini çalal yığıklatunn arkasına yahut fondalıkları sakladığı jandarinlardan pek korkürdi. dündasınıları, tanzaklardan düğmelerinin parlaklı- bandin üçer seçmez nagihini üzerine garip bir çabukluk gelir yabani hayvanları küs bir çalâkile sğinücak bir ver arar, koltuk değneklerini aşağı alır; ayine bir (op gibi kendini bırakır, yuvarlandı. hüdut Bu sıralarda küçülür, küçülür, adeta gözden kaybu- lacak, görünmeyecek zannodilirdi, Paçavra. esvaplanı toprak vengini tulmak süretile imdadına yetişir, bir yere sinen tavşan gibi, ortadan gilinindi. Onlarla hiç bir vakit, hiç bir işi olmamışin. bu korku, içinde, kanmüu vardı, Bu körku ve bm Tile kendisine görmediği, bilmediği anasından intikal elmiş bir miras olucuktu, Allana sığınacak kendine muheis bir çnti, bir kulübe, biv könk yoktu, Yazı önüne gelen yerde şaşıla- uyur, kişin zahire anbürlarınn altına, alel cak bir melaretle kimselere sezdirmeden, âcssiz KOflasız sokulmuğı bilirdi, İcübuida koşlolurmudan oralardan du uzüklüşu, sırrolurdu. Nerelere ve hangi deliklerden girebileceğini ezber bitirdi. Koltuk değnekleri kullana Kullunu. kollurunn nihayetsiz bir dinçlik geldiğinden, yalnız bileklerinin kuvvetle ok anbarlarına tırmanır, evveler bedürik ettiği mevale siyesinde dört beş gün çıkınadığı olurdu. İnsanlar arasnda hiç bir ahbaplık cdinemiyerek, köylülerden Mikuyt bir istülikanlan ve düşuunlktan başka birşey görmeyerek, bir yabani hayvani hayatı yaşardı. Adini sönradimeÇan» Eoymuşlardışçinkü iki değnek arasında vücüdü bir taraftan, bir (arala, yalpu vurarak giderdi. İki gündenieri ağzına bir şeyler koyımatmıştış artık kinse bir şeyler vermemişti; nihayet bikinışlar, adl mişlardı. Köylü kadınlar kendisinin daha uzaktan ge liğini görür görmez kapılarını eşiğinden bagrışırlı ardı: — Berseri herif, defol! Somunu alalı dala üç gün olalı O da değneklerine boyun kırdırır, civne diğer bir eve teveesüh eder, oradan dt ayni tekdiri yerdi, Kadınlar bir kapıdan öbür kapıya birbirme sesle» nirlerdi: — Bü sörseriyi tanrının güni besleyemeyiz, yal Halbuki serseri karı tarrinın günü acıkrdi. Sentiler, Varyilr, Biyet köylerini dolüştiş her eve birer birer uğradı; bir santim, yahut hir bilim kuru ekmek veren olmadı. Hududu içinde kalı kala bir Türnel köyü kalıyordu. Fakat yol uzundu. Yiyecek bir lokma ekmeği de yoktu, Bü açlıkla o yolu göze alarıyorda, Bununla berüber yürümeğe başladı; yani İinrekefe zi Kânunuevvel ayı id. Tarlalarda souk bir üzgür esiyor, çıplak agaç dallarını kırıp geçiriyordu. Bulutlar gok aşağıdan koşuyordu. Gök kapalıydı.

Bu sayıdan diğer sayfalar: