13 Ağustos 1931 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 15

13 Ağustos 1931 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 15
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

No, 182ğ—141 - ——.—— çi SERVETİFÜNUN 171 Durgun sıcak bir yaz akşamıydi. yavas pembe kızıllıklar arasında. kayboluyordu. Yap- tiklâri kir gezintirinden dönmiye hazırlanan genç Müneş yüvaş çocuklar grupu &ot bir köşekapımndca oyuamaktan kendilerini alamadılar. Hazin şırıltılarln akan derenin dibinde tertemiz çakıltaşlarını. Nihal tk dizkapaklır rün kadar batırdığı oçipiak “minimini ayaldarıyle kânslıriyordu. Gözleri dalgın, kurşsnda bir İsime halinde “daran sarı giteklere bakiyordu. Onların ha- sin güzelliği gen; kızın mağmum vuhunn garip bir teselli veriyordu. Niçin onlar sarıydı ? Acaba onlar da “Nihal sibi kalbinden mi vurgündu 1 Genç kız büları düşünürken urkadaşları onu bu hslden kur tarmak, onu da Kendi neşeli oyunlürınn katmak için uğraşıyorlardı. Fakat Nihalin arzusu hepsine galebe çaldı. «Siz oynayınız, bet gizi seyredeyim, hem bü kın ne höş ayaklarımı bu güzel dereye sokuyorum.» Diyordu. Ortadan ayrılmış, kulaklarının zerinde t0p- İnivermiş siyah saçları, düşünceli hazin yüzü, biraz sivrice hassas burnu va ağır ftavurlarıyia Nihal de çılgın (gibi neşeli, hayatla dolu genç arkadaşlarımı yanında tıpkı tabiatın bütün zevkini güzel varlık- larında toplamıs pembe, mor, aflâtun, beyaz çineklere bengivorda. Kalbini kömiten devasiz bir hastalık genç kızın yüzündeki son damla kanı hile içecek ka dar merhametsizdi. Yuyaş yavaş bu kalp hastalığı zavallı kızın bütün kanını zehirliyor, bütün düşünce- lerine, asabına şilasız bir hastalik aşılıyordu. Kalbi okadar acıyordu ki Nihal birdenbire kendini unuttu, sür çiçeklerle konuşmağu başladı. «Sizde mi7- Diyordu. - Aşkınızı göyliyemiyed Ziniz hirine vurgunsunuz * Sizi de mi ümitsiz bir aş- kın zalim, yakıcı güzelliği zehirliyor ? Benim züvallı san çiçeklerim! Eğer böyle ise bünaü derdinizi süyle- yiniz. Size kanayan kalbimle nedığıma, sizin sandı» tiniz için seven ruhumla dua ettiğime inanın, bana içinisi söyleyin, belki sizin sevdiğiniz insani ben İt nayorum, ona istarabınızı söylerim. Hemsevenler bir- birine çek yakındırlar. Onların hepsinde mari? bir hassisiyet vardır.» Nihal bunları söyledikten sonra hir dakiku dürdu. Sarı çiçekler ona hiç ceyap vermiyorlardı. Genç kw birdenbire sevdiği adamın hayalini görür gibi oldu. İşte; oda garip bir tesadüfle Nihalin şimdi oturduğu yere gelmişti. Yalnızdı, Kafası düşkün inananları kur taracak çareleri düşünmekle meşguldü, Koyu gözleri sarı çiçeklere ilişti, Hafifçe beyazlanan siyal saçlari, biriz miitosssir gibi görünen güzel çehresile sari çiçek- ler arasında bir benzeyiş noktası var gibiydi. Solgun, masum bir beniz, müteessir, ciddi hir yüzl San çi- gökler neden solgun, Mir adim neden m itecssirdi * Nihul kendi. kendince «Alim “adam İusnnların İslaras bina ve onların sirüklendizi tehlikeli yallirın selnle- tipo "meyns, san giyekler gönül hastösi.r diye dü- şündü. Bütün bu düşünceler gene İzi mina yüzünde derin çizgiler hâlinde belirirken, sevdiği adanım hayde inin olduğu yerde bu seler daha yaşlı, hem beyüs saçlarım süslediği sevimli yüzüyle ibtiyar sevgili bir baba hayali doğuyordu, Elâ gözleri dün vaziyetinde göklere duğru bakıyordu. Senelerin geniş alnında ya- rattığı derin çizgiler onun mmişük kalhini sızlatan yürü kadar ehemmiyetli. değildi. O burada diz çök- müş, ihtiyar elleri semaya yulvuran bir (irzda ng mış, sefkat dolu gözleri istraptan nemli bir halde sevgili kızının 1ü kalbine kadar tesir elli, Nihal, bu güzel hayulin tıpkı biraz evvel kendisi gibi sarı çiçeklerle konuştuğunu gördü. İhtiyar adar mın dudakları evveli, titredi, sonr kKıpırdımağı başladı. «Biz, — diyordu — gürel, hüzin çiçekler, neden sarımmız | Benim sevgili kızımda sizin gibi sakin ve mütevekkil bilmediğim bir hastalığın kurbanı! O dü sin gibi yalmızen sn, onun da sizin gibi hiç şikiiyet etmiyen vükaek bir kalbi var. Bilseniz o, sizi nekadar göver, Büri çiçekler, kizim çöcüklüğümdenberi sizin renginizi severdi. Bu renge kargı bebek kalbinde gi- hayetsiz bir &evgi vardı. Onu her ne zaman uzün kış geceleri ve yahut yıldızlı ilk geceler Kollammu alsam, iyce neuk sesile «Baba, bann sarı çiçekleri söyler derdi, Ben de perostiş ettiğim bü sevgili yav- ruya sari çiçek ilahisini söylerdim. O da böylece sol gun renginizle candan alâkadar olur, mini mini göze kupaklari kapınıncıyariyasında. sizi görünceye kadar bana bu şarkıyı tekrarlattırırdı. Nilinyet, onun şimdi sizin gibi salran yanakları, günahaz dudakları, rüya s#ndu gördüğü bir meleğin hayaline gülerken, bön dö önn yavaşca yatağına koyar, onun sevgili yüzüne sanileree bakar, bu güzel yavruyu bana verdiği için OAllkıma sonsuz secdeleve kapanırdım İşle güzel çiçekler! OYavram, pembe çiçekler gibi renkli, onlür gibi taze ve şetfüfken bep sizi düşünür, bep sizi severdi, Belki de masum İalbi bir gün SE zinle kardeş olacağını, bütün rengini, bütün neşesini kaybedip © da sulzun güzellikler derin şiirler arasını katılağım hissediyordu. Şimdi o, artık pembe değil, dudaklarındaki mesut tabössürü şimdi çök solgun, bütün varlığı dalgın, bütün güzelliği hazin. O, Şimdi — Devamı 174 üncü sâde — Va

Bu sayıdan diğer sayfalar: