27 Ağustos 1931 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 19

27 Ağustos 1931 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 19
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

208 SERVETİFÜNUN No. 1828143 BİR HARAŞO İSTANBUL İŞGAL ALTINDA İKEN Acide Russigue Yazan : Tereilma eden ; — Devam ve sön — Paul Haurigot &XVH Vapurda yeni hayat. Başlkamarot şişman, güler yüzlü. Piyer iyi hizmet göreceğine memnun oldu; Mirâlayla biriç oynıyacak! Şu ihtiyar kadın muta ka gençlik hatıralarından anlatacak, yalınt Lamartinin şiirlerini sevdiğini söyleyecek ! Ertesigün Adalardenizinde “seyyahat pek güzel oldu. Güvertede bir kadın geziniyor yürüyüşünden, tavrından Rus olüuğu belli, Tebessüm ediyor; Piyer mukabele etmedi; Ruslarla münasebet peyda etmek için Piyer fasılaya muhtaçtı. Vapurda artık herkes tam yoleuluk halini almış- tı, Geniş elbiseler, yol kasketleri; yeni yeni çehreler de görülüyor; hava çok güzel, kimse yatmağa mec- bür değil Piyer keşki hava serin ve fırtınalı olsa da onünle meşgul olsam diyor. Halbuki kendikendini toplamağı, geçirdiği vak'- anların bir bilançosunu çıkarınağa ve yeni bir bayat Programı çizmeğe Piyer çok muhftaştı, Yukarı güverteye çıktı. Kaptan Piyerin geldiği vapurdaki ayni şatti ve çok ahbaptı: bü sayede kı mânda mevkiinde oturup kâinatı seyre muvaffak oluyordu ve düşünliyordu. Prenses kendisinden iki nesil evvel yetişmiş, şef- kat, saflik, bhayirkahlıkla dolu bir yürek. Böyle bir yüksek kadın niçin okadar eski nesle mensup. Niçin Piyerin karşısına dn böylesi gkmıyor | Lubaya gelince, 0; gözleri aşk ve sevda dolu, bütün hissi aşktan ibaret bir kadındı, Şarkın camii şekilleri ve kadın nevileri; Şark me: garlıklarının vahşi kokusu ve Lubanm güzelliği... yelınt kıymettar bir kumaşın verdiği daygu; çok tatlı ve yağla yapılmış Şark tatlılarının lezzeti ... Aşk ve gevda nağmeleri ile akşam dudwnn besteleri... İşte bütün bunlar Şark ve Garp farkları... Hayatın gösteriş kinmı, birbirini oaramaklar, .. bunlarin hepsi gözdeki aşk, yani gençlik askı idi... Halbuki Piyer ruha da aramakta idi. O yaşından ziyade tecrübeli olmuştu ve farkında ol- Şâir kesilmişti ve kendikendine şöyle söy- deniyordu : “Ey bana hayat arkadaşı olacak olan kadın; sen mutlaka geleceksin, ben hep #eni bekliyorun «Sen benim için her şey olacaksın; ve başka kâ- inlar senin mevkiini görünce niçin buna nasip oldu, Ahmet İhsan «Hayatla tesadülün sevkile gösterilecek samimiyet ten çok fazlasını sana saklıyorum. «Ben seni görüyorum... sen sadesin, sen güzelsin, rujun bana benziyor ve benden daha yüksek rüli- usun, «Hayatta sann dayanacağım; senilerni alacağım ce- süretle seni daima muhafaza ve müdafaa edeceğim. <Ey ruhumun arkadaşı; gecikme,, birbirimizi sev- mek için zaman kaçırmmyalım, birbirimize ebedi Tü- bta ile, evlenmekle bağlanalım. «Arasırn beni üz ve fükat sabret ki seninle oln- cak saadetin kıymetini bileyim. «Beni kıskanç yap ve sonunda «evet» demek için “arkadan koştur. «Birbirimizi seyrederek günler, geceler geçirelim; sonra birbirimizin olmük dakikasına gelince senin pâk ve saf varlığından ismet ve asalet bulayım. O zaman senden mükâfat beklemek aklıma gelineden, yüre- girin bütün fedakârlık hissile seni seveceğim, ve sen başkalarını hiç bezemiyeceğin için beni de başka adam yapacaksın ! «Batan geçevek..belki sen beni bırakıp gideceksin, o zaman ben yalmz kalacağım | «Bana daima hürmet edebilmemi temin et; aklıma başka kadınlar, kızlar gelmesin... Hn senin elindedir, «Gözlerimi kapıyorum... Gürüyorum, geliyorsun; acaba seni sevdiğim kadar bir erkek bir kadını seve bilir mi?Dünyada biricik arzum senin yatında olmak- tır. Şöhret istemiyorum, başkaları bizim saadetimizi bilmesinler, ve başkaları bizim için hiç kalsin ! «Bet senin kölen olacağım, ayni zamanda beni kendi elendin sayacaksın! Ben senin yüksekliğine yetişemiyeceğim. Çünkü sen beni bin defa fazilette geçevektin, «Beni daha ziyade bekletme? Vücutlarımız yıp- ranıyor, zamanımız geçiyor, meydana çık, sen görü- nünce ben seni derhal otanıyacağım, ağuşmma ati- lacağımı» e #w Piyer vâpnrın güvertesinde böyle hulyalar kurnu- yordu. Birdenbire aklı başına geldi ve kendikendi- sinden utandı: «Şiiri ve şairliği, hissiyat kapılmağı bir tarafa birakmalıyım; dünyada yaşamağı çabala- malışım iz deği,.... ali al Sak ala

Bu sayıdan diğer sayfalar: