15 Ekim 1931 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 14

15 Ekim 1931 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sehap Nafiz — Bak, bir yıldız düşlü.. Yekpare ve yaldızlı bir çiniye benzeyen gökte bir şehap yol almak istedi. © Yazık. nekadar da ömrü kısaymış zavallının. — Düşsün, sevdiğim yok ki... O gamana kadar mev endiyetini elinde hissetme- dizim bir kitap purmaklarım adelâ sıktı, Bu bir giir mecmmasidi: TUTKUN GÖNÜLLER. Şairi: MUALL A NAMI. Gece». Karşı kıyılarda iç çeken bir keman, uçan bir rüz- gür, göğüs geçiren bir su ve suların kıv nlurüda ateş böcekleri gibi çakıp, uçuşan yıldız ükisleri var şimdi.. Bu gece düşünmek İstiyorum. Fakat kimi ve neyi. Meçhul bir el şuurumun arkasına devirmiş Runki onları. HÜNKÂF İSKELESİ bin taş basamaklarından vava, yavaş kalkıyorum.. Bir keman hâlâ iç çekiyor. Bir rüzgür hülü uçuyor. İskelenin yosun gözlü taş oyuklarında sular hülâ şikâyelli bir imüsikile boğuk, fakat munis bir türkü süyliyor.. -Çiftliğime giden TOKAT yolunun ağaçları #lauda yapyalnızım.. Ara sıra dallarda bir rüzgâr efes alıyor. Sonra tekrar karşı tepelere doğru uçuyor. Biraz ilerde büyük çınar altındaki orta çeşmenin akan musikisi geceye bir şeyler söyliyor? Bir teselli, iakat o dn işitilmez oldu artk... Şimdi yıldızlı bir sükün içindeyim... MUALLA NAMİ,, Bu isim pek gevilen bir şarkının nekaratına ben- ziyor ditimde.. BİRİNCİ AZİZin av için yaptırdığı koruya bükan kütüpanemin penceresini açtım. Rüzgür, yaprak ses- leri ve yıldız. Yüzlerce ve binlerce,, “SERVEYİFÜNUN Tutkun BİR ROMANCININ DEFTERİNDEN No. 183ö—190 Gönüller Beynim. bomboş, kalbim.., kim bilir? Gerçi üstünde birtakım izler var onun. Oradan birisi geçmiş, Bü muhukkak,. Fakat seneler bu izleri okndar tanılmaz bir hale getirmiş ki.. Zavallı çocuğum. Kolum pervaza dayalı saçım ve düşüncem rüzgürda, Bir seyler hatırlıyorum: Bubalı. bir gazeteci gesi, uykumdan uyanış, mek- tebe. yoldu kızlar. ufak, ortanca, büyük.. Mektep. gil. bazen sltı sant.. kübus.. rar ayni İml. ertesi gün de,.dühu ertesi gün de... Mektepli kızların içinde bir yüz var. nekudar du düşünceli bu.. her sâbah ayni dakikadu geçiyor. İn- ce, zarif. Şairmiş.. ismi MUALLA NAMİ, Seviyor muyum? Hayır. Yalnız düşünüyorum. Aca» bü iyi bir dosi, bir fikir arkadaşı olabilir miyiz!. Kim bilir? Belki yahmt hayır... Bir şiir yazıyorum: Bir san'at melikeşine.. “Önü, şafakların ruyalı sulardaki altın gölgelerini sedir va- yapıyorum. Fakat bir hümma, bir nöbet, bir teessür, Yazdığım şiiri reddetmiğ.. Ertesi sabahı görüyorum onn.. yanımdan geçiyor: Sürre alayına çıkmiş bir deve gibi azamet ve bağ metie.. Tekrar bir hümüma, bir nöbet, bir teessür... sgonrü tek- Nümütenahilende bir şebap gene yol alınak istiyor.. Kulaklarmıda bir ses var, TÜNKÂR İSKELESİ nin taş basamaklarında ayaklarını denize uzatmış iki kr zin BESİ ; — Bak bir yildiz düştü. — Düşsün sevdiğim yok ki, Acabüi benim de yok muf, Mastmın üstüne bakıyorum. Sahileleri açık bir kitap: TUTKUN GÖNÜLLER., Şairi: MUALLA NAMİ.. İç sahifede imece bir öl yazısı: Beye ithaf... SELMAN 7İYA Çittlik., Bol sn, iyi hava, güneş. Akşamları şimal wihetinden sanki bir kapı açılıyor. Büyük ve geniş. O zaman bir cereyan başlıyor.

Bu sayıdan diğer sayfalar: