19 Kasım 1931 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 6

19 Kasım 1931 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SERVETİFÜNÜN aş AŞ Şe No. 1840 — 155 Diyalektik Materiyalızm "Dübint, muayyen bir Kudreti büiz bir takim inkâr ni sayrurelerin heyeti mecmnasıdir. Madde, bu say» Türe #ahasinda bir takim mertebelere vanl olmu; tür ki, bunlar birbirine nazaran gayri müşabih, zıt ve gayr! kabili iren şeyler olarak görünmektedir. İşte maddenin bu tezahürat halindeki gayri müşabehet, tezat ve yekdiğerine gayri kabili ireğdir ki, tabiatte esas itibarile de aynı ayn veviden kudretler tasav- varu enri oln gelmiştir. Marles, iwaddeyi her türlü tezahüratı yeğüte mengsi olarak kabul ettikten sona artik ne tabiahı, ne insanı mede cemiyeti ayn ayrı mebdelerden müs tehnssil birer varlık olarak kabul edemezdi. Bütün içindir ki Marks'ın sistemi hem tabiate hemde vw miyete müleveçcihtir. Bunlardan biri fuliatın kü nunlarım izah öder, diğeri de İletimi hadiseleri izah eder. Birincisine «Marks'ın tebii maddiyetgiliğis, İkin- cişine “Müke'n turihi maddiyetçiniis denilir. Ve bu görüşlerin Hepsine birden «Diyalektik Materiyalizme yani «Cedeli maddiyecilik» hami verilir Diyslektik materiyaliğmit en büyük Mmesiyeti, kendi sistemini milçörrek mefhumlürdatı ve zekünin istidlili hükümlerindedn kurtarımk tarihi tabii ve Marili insani gibi iki mühim Varlığı istiman Güreşi dir. Fakat manlesef madde ekseriya yanlış, ve elisik olarak anlaşıldığı için, felsefe du ona istinat edip kalmak pek noksan sayılmıştır. Bergson, hayutı ve tekimiilii izali etmeğe kalkış- tıği zaman, maddeyi o kadar kuru ve bereriksiz bir şey olarak anhyondu ki, nihnyet hayat ve tekâmülü maddeden ayrı ve ona hâkim olan başka şeylerde aradı, ve ruhi haleti maddi maayyeniyetin İçinde tetkik etmekten içtinnp etli. Bunun içindir ki felse tesinde biri kabil biri de fail iki üevi Alan vir. İşte köinatin tesadüf edilen kabil ve fail uni. Jatımı bir vahdöte ired edememektir ki Dualisme Tel gölelerini doğuruuglur. İşte Bereson da bunlardan bir tanesidir; çünkü Derssondu da isler istemez «Elenditee «den ayrı birde «Penades ve yabnt <Önergirs mevent oldağu, görülür. Halbuki bn iki tezaluru üyri ayrı warlıklır olmak görmek fuzuli bir küleclir. Materiyalistler, eMonisme'»i kabul etmekle ne Elendi yü te de Önaeygie yi inkâr etmezler, Vücndün terifi bizatihi bir varlıktır, eğerruhi hallerin menşei müd deden uyru bir varlıktatı ibareli, iseç bu varlik, vücut olmak büysiyetile nedirt Yok eğer muh ve, yalımt Bhörgis herhangibir tesadülün Eseri olarâk beden içine girmiş ise, bize bu müziç İesadüfe uğrumunuş hir vah ve Zmapyiç gösterilebilir mit Bir şeyin tesi- düfü olmaya gösterilemediği taktirde o hadiseyi #wütemadiyen tesadüfi dir diye iddin etmekle ne mana vâr? Fakat meselenin, iç yüzü madde telâk- kisindedir. Madileyi kuru ve âtıl bir mesne olarak telâkki ettiğimizde tabintte tesadüf edilen, hareket, te- guyyür vetekâmül için başlız mebdeleri aranılınağı z0- ruridir. Efain da olsun bügün madde telökkisi böyle bir anlaşılıştan çok uzaktır. Muddeyi biz hüreketin ve küyvetin bir merkezi olarak tosavvur etmekteyiz. Ve Maddenin fiziki ve kiniyevi tahlili bize bu kuv: vet unsurların pek bariz bir halde göstermekledir, Bindennleyh bugünün fizik ve kiriya ilimlerile mücehhez olduktan sonra bir Düalişme Telselesine #aplanınanın imkânı yoktur, Madile öyle kahir, va- gi ve müclir bir vücultar ki onun bu kalıiriyeti, visütu ve müchiriyetinden alınan mefhumlardır ki Allah mefhinmunu doğürmüştür. Madde haddi zatın- dü anlaşıldıktan sonra bunların hakiki rnanası anilan» şılmuz olur. Marks'ın tabii maddiyetgiliki artık bogün felsefe kadrosundan çkarak müstakil fizik ve kiraya ilim- leri olarük meydana çıkmıştır. Müurke'ım tarihi maddiyeciliği. ise objektit #oerologie görünüşlür.. Durkheim, «bö rüyles dö lamdthe de #orialogics aldi eğerinne müsbet bir iç- tdümalyatin vüvüde gelmesi için içtilani İindiselerin objektif hir bülde tetkikini ve her türlü kabli mel bunlardan tererrit etmeği taviye eder. Lâkin «Dürkhetme in bu güzel pasihatlerine mugayir hi rekel edenlerden bii de Kendisidir. Çüükü Durkheim da kabi mefhumlardan kurtalmayarik ve bir kabli mefhamıdan başka bir gey olmayin muşer) vicdani içtimaiyatın göbeğine şıkıştırmıştır. — Halbuki Marks ww içtimmiyat usulüne ait eseri var nudir, yok müdür bilmem — Onun sistemi hiçbir zaman tarih, sflroy raphid ve tabii ilimler sahasından çıkmaz. Marksizm turihin, etnografyanın ve tabii ilirilerin ondeta bir balâsnmdır. Bunu İçindir ki, Marksizme felsefesi tarih denilmiştir. 10 uüen asın bu feylesofanun içtimai hadiselere ait fikirlerini şöyle izah edebiliriz: Pirikk ve kimya İindiselerini izah, ederken, falan hadise şu voya bü teşadülle ve harici bir iradenin tesirile husul buldu demiyor, belki falan hadise, di ger bir hadisenin tesirinde Kularak ve yalm! dahili şii veya ba kuvvetin talitanda bireyi büldu diyornz. İetnai budiselerin İzahı da trpkı bösledir. “Engels «Cemiyet tülden bir parçasıdır, onun dahilinde ve onunlu beriber inkipat oder. diyor. Demek ki iri nl her hadler diğer bir hudisenin tevlil ettiği bir şeydir. Meseleyi. böylece vazetikten -sbhra Marle- sikmde ilk olarak bulacağınız şey bir muayyeniyet. gilik «Determinismes olmüş oluyor. Marksta bu mn «yyeniyeti temin eden şey İktisadi hudiselerdir. Çün- kü ikfiğndi münasebetler her cemiyette bilğistisnn meveul olup ber çemiyetil ictimmi tüazzisini müra- kün kılmaktadır. İktimdi münasebetlerden beerit edilen bir cemiyet oandı yoktur, demektir. İnsanlar kitle halinde iken, ister İstemez bir takım istihsnl münasebetlerine gi- burünüu ©

Bu sayıdan diğer sayfalar: