11 Nisan 1932 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 18

11 Nisan 1932 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 18
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

178 SERVETİFÜNUN Aş No. 1852—167 ME —/STİDATLAREE- Bu sahifede; san'at yolunda ilk tecrübelerini yapan gençlerimizin yazılarımı naşrediyoruz a Hayalet Geç kalmış bir gece dolaşır setsiz, Gündüzün büyülü aydınlığında. Zülmetten ayrılan bu esrarlı İZ, Güzleri sürükler çeker ardında. Bakışı geceden koyu bir renktir, EBritip içiyor hep ışıkları. Materule dolu bir garip çelenktir: Yüzünün tükenmez karanlıkları. İçli bir yeistir duyduğu onun, Ufkunda beliren hep pırıltıdan! Karanlık denilen uçsuz boşluğun, Bir tubtur içinde çırpınıp duran, Ankara A. Şükrü — 175 inci sayfadan mabaat — Sacit sadece: — Net... diye bağırmıştı.. Başı önüne düştü. Yüzü renkten renge giriyordu. Sonra ayağa kalktı, elimi tuttu: — Beni affet. Fikret. dedi. Onu temin ettim; — Otur canım. Ciddi söylüyorum. Ben bu gece kendi apartımanıma, gitmeyeceğim. Doğruca Nişan- taşına gideriz, Rânayı sana bir ağabey sıfatile fak- dim ederim. Annemi de tanırsın.. Sacit bir rüya gördügünü zannediyor, sözlerime ipanamıyor, gözlerini iyice açıp sahneyi göcmek için ellerile uğuşturuyordu. Tekrar titreyerek yerinden kalktı: — Baus bütün minnettarlığımla teşekkür ederim, Fikret dedi. vii sevinçten yaşaran gözlerini sildi. Otomobilde Nişantaşına doğru yol alırken Sacide takılıyordum: — Demek, kâfir biz Almanyada iken, sen burada bizim hemşire banımla,, hat. Hicran Yeşil dağlar belinde yollar sırma bir kemer! Güneg -uçuşuyorken tül kanatlı periler - Kızıl bir günah gibi ufka gelip yaslandı, Kin renkli bir alevle bütün Toroslar yandı. Önünde nağmelerle akan billür bir dere Bir şeyler fısıldayor rüyalı enginlere... Anladım ben aşkımın felâketmiş masalı. Buradan da kaçmalı.. buradan da kaçmalıt.. Uzaktan görününce evimin ziyaları, Bağrımda koptu sandım isyanların bağları. Ankara Kemal Hakkı O: — Vallahi değil, filân diye şaşkınlıktau ne göyli- yeceğini bilmiyordu. "*» Sacitle Râna evleneli iki ay oldu. Mühendis Fikret günde belki beş on defa yazıhanesinden telefonu açıp eniştesi Sacide soruyor: — Sacit, yahu, şu mühim meseleyi anlatsana.. Ve ikisinin kahkahalarını telefon ahizesi güç zapt- ediyor...

Bu sayıdan diğer sayfalar: