October 27, 1932 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 11

October 27, 1932 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

No. 1889—204 Ragıp — (Meyusane devam eder) Ben gençliğim. den ne anladım? Hiç.. Bütün gençliğimi bir kör gibi etrafımda çevrilen enterikaları görmeden geçirdim, Saadeti hariçte, eğlencelerde değil evimde, kurduğum yuvamın içinde aradım. Akşam yorgun eve dönüpte sizi etrafımda gördüğüm zaman kendimi dünyanın en bahtiyar adamı zannediyordum. Ne kadar alda- niyormuşum!,. (Emel mendilile gözlerini siler. Ragıp kendi kendine söylenir gibi) Bazan elime bir kaç para geçipte eve bir hediye ile döndüğüm zamanlar sizden çok ben sevinirdim. Onlar ne iyi zamanlar- mış!.. Şimdi o günler birer rüya oldu, Bazı hatıralar var ki henüz pek canlı olarak gözümün önüne geli- yor: Sana hediye aldığım zaman el çırparak yuvar- lak masanın etrafında dönerdin, Annen kendisine aldığım en ufak şeyden memnun olurdu. O zaman daha genç, daha güzeldi. Onun teşekkür ederken kalbi okşayan öyle tebessimleri vardı ki.. Ben size bakar iftihar ederdim. (Ragıp susar. Başını eğerek, elleri cebinde dolaş- miya devam eder. Emel ağzında mendil süküt eder.) Şadan — (Girer. Müteessirdir) Efendim Selma Hanım gidiyor. (Ragıp bir aralık başını kaldırdıktan sonra cevap vermeden dolaşmıya devam eder.) Bir şey söylemiyecek misiniz? Gitsin mi? Emel — Benim tarafımdan rica et, bir lahza beklesin. (Şadan çıkar) Baba, annem gidiyormuş, işittin mif Ragıp — İşittim. Emel — Annem gidemez baba. (Ragıp kaşlarını çatar) Bu günlerde buradan gitmesi doğru değil. Ragıp — O benim bileceğim iş.. Fazla &öz iste- mem: Artık bukadarı kâfi.. Emel — Benim istikbalimi mahvetmk istiyorsan ona diyeceğim yok.. Ragıp — Ne demek istiyorsun? Senin istikbalinin büuunla ne alâkası va Emel — Madem ki beni mecbur ediyorsun söy- lüyorum işte: Enis Bey bir müddettenberi bana kur yapıyor. Bunu sen de biliyorsun ve onu teşvik edi- yorsun.. Benim onunla evlenmemi istiyorsun. Bunu inkâr edebilir misin? Ragıp — Neden inkâr edeyim! Enis Bey gibi aklı başında, asil bir gençle evlenmeni elbette iste- rim. Bu zamanda iyi bir koca bulmak güç bir gey. Evet doğru, onun sana kur yapmaşına müsaade edi- yorum ve seninle evlenmesini senin için pek hayırlı buluyorum. Bunu sana vaktile de ihsas etmiştim. Esasen sen de bu gence pek bigâne değilsin. O da gözümden kaçmadı. mel — Dahası var, Dün geceki gezinti esnasın- da buğünlerde gelip seni göreceğini söylüyordu. Bunun ne demek olduğunu anlarsın. Ragıp — İhtimal seninle evlenmek istediğini göyliyecektir. Maalmemnuniye muvafakat ederim. Emel — Enis Beyin değerli bir adam olduğunu demin sen kendin söyledin. Annesinin nakadar ciddi sert bir kadın olduğunu da bilirsin, Annemin bu evden gitmesi bir çok dedikodulara yol açacaktır. Bu rezlet aylarca dillerde çalkanacak.. Bu vaziyet karşısında Enis Bey benimle evlenmekte ısrar edecek “ŞERVETİFUNÜN 347 midir? © bunu istese bile annesi bu izdivaca razı olur muf Bu noktaları düşündün mü hiç! Zannet- mem, Şimdi düşün işte. Enis Bey benimle evlen- mekten vaz geçeceği gibi hiç bir kimse de bir rezalet neticesi anası evden kovulan bir kızla evlenmek istemiyecektir. Bu rezalet böylece ayuka çıktıktan sonra ben de bu evde ihtiyarlamıya veya ilk önüme çıkacak minasibetâiz bir adamla evlenmiye mecbur olacağım. Baba, benim istikbalimi mahvetmek üzre bulunuyorsun, dikkat et,. Belki bunu ilk hiddet anın- da düşünmedin. Fakat şimdi işte nazarı dikkatini celbediyorum. Ragıp -— Peki ne yapayım yavrum, ne yapayım, sen söyle? Bu vaziyeti ben mi ihdas ettim! ,Benim namusumla oynandı. Kendimi müdafaa etmeyim mif Emel — Namus mukaddes bir şeydir baba, hak- kın var. Ben sana namnsundan fedakarlıkta bulun- manı tavsiye etmiyorum. Yalnız verdiğin 'kararın ben evleninciye kadar geciktirmeni istiyorum. Pagıp — İyi amma bunu herkes duydu. Emel — Bu dediğin nef bu.. rezaletten mi bah- sediyorsun? Hayır, şimdiye kadar kimsenin bir şey- den haberi yok.. Ragıp — Fakat Cahit.. Emel — Cahit Bey nüküniin. bir adamdır. Bir şey sezdi ise bile susmasını bilir. Sait artık eve gelmiyor. Kimsenin bir şeyden haberi olmaz. Halbuki annem evden giderse bütün komgular, ahpaplar bunun sebe- bini araştıracaklardır. Ve öğreneceklerdir. Azize hanımın diline düştüğümüz günü düşün! Ragıp — İzam etme Emel.. Evet herkes hakikati ergeç öğrenecektir. Fakat o zaman ne diyecekleri Selma kocasına hıyanet etmiş kocası da 'onu evden kovmuş diyecekler değil mit Bundan (bana hiç bir leke sıçramıyacaktır. Bilâkis herkes beni takdir edecektir. Emel — Evet, seni herkes takdir edecek fakat benim de istikbalim mahvolacek... Baba beni iyi dinle: Ben sana Kararından vazgeç demiyorum. Sa- dece tatbikini tehir et.. Ben evleninciye kadar bir kaç ay tehir et.. Benim saadetim için bunu yapsa» maz mısın? (Yalvarır) Babo, |bana acı, bana merha- met et.. Benim hiç kabahatim yok.. Ragıp — Kızım seni severim.. Ben kimin için çalışıyorum) Sen benim Gn Fakat bu örmiye tahammülüm yok artık. Emel — Onu görmiye hacet yok baba, görme. Bir kaç ay, ben evleninciye kadar ayrı bir odada yatsın.. Ben hep seninle konuşurum. Ragıp — (Meyusane içini çeker) Ah, bilmiyorum. Ne a ai şaşırdım!.. mel — Yapacağın şey gayet sarih: Ben kocaya yi kadar annem bizimle beraber kalacak, ondan sonra senden ayrılacaktır, Ragıp — (Aksi seda gibi) Ondan sonra... (Ragıp yumuşamıştır. Cevap vermeden nevmidane gezintisine devam eder. Emel derhal dışarı çıkarak annesile avdet eder. Selma sırtında sade bir manto başında sade bir şapka, gözleri yerde, bir mam- ken gibi yürür. Elleri mantosunun cebindeğdir. — Devamı var —

Bu sayıdan diğer sayfalar: